Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi. Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
- Her vesile ile söylerim, İstanbul anlayana bir hocadır, ders verir. Bugün İstanbullular bir milli irade dersi veriyor. Seçimlere ‘siyasi darbe’ diyen bir bakana; toplumu, milleti bölerek, kardeşi kardeşe düşman kılan bir söylem kullananlara milli irade dersi veriyor İstanbul.
- Bugün Hıdırellez. Hıdırellez; insanın toprakla, suyla, havayla barışmasıdır. İnsanı, insanla barıştırmaya, kardeş kılmaya geliyoruz. Bugün bahar ve Hıdırellez. 15 Mayıs ise siyasetin Hıdırellez’i olacak.
- Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ile yaptığımız görev taksiminde bana, Millet İttifakı’nın tarım ve gıda güvenliği politikalarını anlatmak düştü. Vaktimiz az. Ama size tarım ve gıda güvenliğini anlatırken iki zihniyeti anlatmaya çalışacağım.
- Önce toprak. Ondan geleceğiz, ona gideceğiz dediğimiz toprak. Bir zihniyet der ki; toprak ranttır, kupon arazidir, üzerine gökdelen dikerek milyarlar kazanırız. Bir zihniyet de yani biz de deriz ki toprak bizim dostumuzdur, ondan geldik ona gideceğiz. Toprak, bir rant alanıdır diyenler. Bundan üç ay önce, şubat ayında; deprem bölgesine diktikleri binalarla büyük acılar yaşattılar. Malatya Bostanbaşı Kayısı Mahallesi’nde, kayısı dikilen bahçelerde gökdelen diktiler. Şimdi mücadele kim ile kim arasında? Toprağa bereket diye bakan, aslını toprakta görenlerle; toprakta rant görenler arasında. – arasında 2 milyon bin dekar toprak, tarımdan uzaklaştırıldı. Sadece geçen sene 1 milyon büyükbaş, 1 milyon bin küçükbaş hayvanımızı kaybettik. Envanter düştü. Siz niye pahalı et yiyorsunuz? Çünkü hayvancılığı öldürdüler. Çünkü bunlar toprakla savaşanlardır. Biz toprakla barışanlardanız.
- Bir eski Başbakan. Bugünlerde çok konuşuyor. Seçimlerde yabancı istilacılara karşı, 14 Mayıs’ta; bu ülkeyi yabancı istilacılara bırakmayacağız. İstanbullular siz ona iki kere ders verdiniz değil mi? Bir yetmedi, iki kere. İzmirliler de ders verdiler. Girdiği her seçimi kaybeden, Başbakanlık makamını da gasp eden bir adam, çıkmış bizi yabancı işgalcilerle bir arada tutuyor. Haddini bil, haddini. Millet İttifakı, yabancı istilacılara da, toprağı işgal eden rantiyeye karşı da kurulmuştur.
- Çok net söylüyoruz. Toprak, tarım politikamızın başında şu var: Toprağı rant alanı olarak gören bu zihniyet gidecek, toprağı bereket olarak gören çiftçilerimiz toprağa geri dönecek. İmar baronları gidecek, milletin efendisi köylü gelecek.
- İkincisi su… KOP, GAP projesi kaldı. Ama bunlar Kanal İstanbul yapmak peşindeler. Çünkü rant var. Hiç hak etmedikleri, büyük servet birikimleri var. Bunlar tüketici ile üreticiyi birbirine düşman etti. Et, süt fiyatı artarsa, tüketici alamıyor; düşerse üretici kar edemiyor. Biri de çıktı ki, bunlardan biri; ‘Biz TOGG diyoruz, onlar soğan diyor’ dedi. Tam bir zihniyet fukarası. Sovyetler Birliği çökerken de böyle demişlerdi. Biz ise şunu diyoruz: ‘Hem İHA, hem SİHA, hem TOGG; hem soğan.’ Hiçbir zaman savunma sanayisini soğanın karşısına koymadık, bunlar koyarlar.
- Bu seçim, halkla birlikte halkın kaderini paylaşanlarla; halkı gıda enflasyonu karşısında ezdirenlerin seçimi olacak. Size söz veriyoruz. Bütün milletime sesleniyorum: Millet İttifakı’nın iktidarında, gıda enflasyonunun altında bir cümle olmayacak. Yiğidi bir kuru soğana muhtaç edenler gidecek; Anadolu yiğitleri geri gelecek.
- Çiftçi yaş ortalamamız 56 olmuş. Yani 20 yıl daha tedbir almazsak, maalesef çiftçilerimiz kalmayacak. Şimdi biz genç çiftçilerimiz için özel teşvikler uygulayacağız. Hazine garantili alanlar genç çiftçilere tahsis edilecek. Kiralamada kolaylıklar olacak. Sakın çiftçiliği uzak alanlar diye düşünmeyin. Kent tarımı yapacağız. Kırsal dönüşüm yapacağız. Türkiye’nin ovalarını gökdelenlerle imar baronlarına yedirmeyeceğiz. İstanbul çevresi ile birlikte tarım kenti de olacak.
- Pandemi döneminde yaşadık. Lojistik zorlaştı. Kentlerimizin etrafındaki tarım alanlarını rantiyeye kurban etmeyeceğiz. Bütün tarım alanlarında, yarım kalan sulama projelerinin hepsini tamamlayacağız. Biz Kanal İstanbul’a değil, Anadolu’ya suyla bereket getireceğiz.
- Ürün girdilerini kontrol edeceğiz. Bunlar; lüks yatlara mazotu ÖTV’siz veriyor. Biz çiftçiye ÖTV’siz vereceğiz. Lüks yatlara mazotta ÖTV’yi kaldıranlar gidecek, çiftçiye ÖTV’siz verenler gelecek. Yem ve tohumda yapılan bütün harcamaların yüzde 50’si çiftçiye geri verilecek. Türkiye, ithalatla çiftçilerin terbiye edildiği bir ülke olmayacak. FAO, Dünya Gıda Örgütü’nün rakamlarına göre, bir yıl içinde gıda fiyatları dünyada yüzde 21 düştü. Hani bunlar ekonomik kriz olduğunda demiyorlar mı, dünyada da kriz var. Dünyada yüzde 21 düşerken, et fiyatları Türkiye’de yüzde nasıl arttı? Süt 30 liraya nasıl dayandı. Bunlarda vicdan yok. Bunlar kendileri; manda yoğurdu ile ejder meyvesi ile beslenip halka soğanı çok görenler… Sofralarında ejder meyvesi ile beslenenler gidecek. Anadolu’nun temiz gıdası ile Türkiye’yi kendine yeter yapanlar geri gelecek.
- Kur korumalı mevduat adı altında, faizcilere kaynak aktardılar. Biz; kur korumalı tohum getireceğiz. Kur korumalı mazot, kur korumalı yem, kur korumalı gıda… Yani kur tehdidi altından, maaliyetleri çıkaracağız. Bunlar köprülerden geçiş için alım garantisi verdiler. Biz ise ürünlerde çiftçimize alım garantisi vereceğiz. Çiftçilerimiz en başında bilecekler, ne ekersem karşılığında ne alırım.
- Ne yapacağız biliyor musunuz? Hani bir banka var, adı Ziraat Bankası. Ama kendisi ziraat dışında her işi yapan bir banka. Medya patronlarına kredi verir. Yandaş medya kurabilmek için Ziraat Bankası fonlarını kullananlar gidecek. Ziraat Bankası’nı çiftçilere ve milletin gıda ihtiyacını karşılamak üzere tarım sektörüne ayıranlar gelecek. Tüm bu rantiyeye son vereceğiz.
- Kuracağımız Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı ile yepyeni bir dönemi başlatacağız. Çiftçimiz mutlu olacak. Gerçek anlamda Hıdırellez’i kutlayacaklar. Tüketicimiz temel gıdasını alacak. Bu bizim sözümüzdür. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı yardımcılarının ortak sözüdür.
- Gelecek hafta, bütün bu rant dönemine son vereceğiz. Kendi halkına dönüp kitapsızlar diyenler, küffar diye konuşanlar… Dinimizi, vatanımızı, milletimizi ve milli değerlerimizi istismar edenler gidecek. 14 Mayıs günü kimler gidecek, kimler kalacak? 14 Mayıs gecesi, 15 Mayıs sabahı; yeni bir baharda yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. 15 Mayıs sabahı kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek. Kucaklaşacak mıyız? Millet İttifakı ile her kesim birbiriyle kucaklaşacak mı? Yargıya talimat veren hukuk anlayışı gidecek; hak, hukuk, adalet gelecek.
- Mülakat gidecek, liyakat gelecek. Her gün, her akşam bir videoları yayınlanan; işte dün akşam da Antalya Havalimanı’nda ne döndüğü yayınlanan; o yolsuzluk sistemi gidecek, siyasi ahlak gelecek. Gelecek mi? Bütün bunların sebebi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gidecek, güçler ayrılığına, demokratik hukuk devletine dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gelecek mi? Oy vermeye hazır mısınız?
- 15 Mayıs günü; yalana, yolsuzluğa, yasaklara, yoksulluğa boğulmuş, Cumhur İttifakı gidecek, milleti bereket ile buluşturacak olan Millet İttifakı gelecek. Söz mü? 14 Mayıs günü, sandıkları yeni bir Türkiye, yeni bir bahar için buluşturacak mıyız? Haydi Türkiye, hep beraber.” (ANKA)
Canlı Cinli Zamanlar Yusufçuk Kuşlu Avcıdırlarlı;
Melda TAŞAN
Yeni bir zaman dilimiydi mi yoksa?
Ya da eskimiş hayat sayfalarından yalnızca biri miydi?
İnsanlar insanların hayatlarına nasıl dahil oluyorlar ya da!
Birdenbire miii yavaş yavaş mı?
''İstanbul'u dinliyorum
Gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor yaaaapraklar ağaçlardan''
Bu şarkıyı söyleye dolana dolana ay dolana dolana gün dolanaDolaşıyorum İstanbullardaGözlerimden inciler saçılırcasına ağır ve hafif!Yüreğimde ince bir sızı ince saz gibi,inceden yağması gibi yağmurun gözlerim!
Kuzguncuk'taki Çınaraltı Kahve'nin içinin içindeki cam kenarından denize bakan masada iki kişiydiler, sandalyelerde karşılıklı oturmuşlardı, yüzlerinin yarısı pencerede denizde, deniz yüzlerinde, deniz içlerinde, deniz içerde gibi gibi Masanın ortasında turşu tabağı, tabağın içinde kavun keleği hıyar karışık Can ile Avcıdırlar! Karşılıklı karışık hatta oturuyorlardı. Beni kapıdan girerken,girer girmez Cannnn ''Bela geliyorum demez'' dedi de duyan kim? Ooooohooooo gözüm turşularda! Masalarının ortasına bir sandalye çektim oturdum sanki ortalarına oturdum Meliiiike geçmiş zaman Meliiiikesi! Şimdiki zamandan bakıyorum, Can'ın yanındaki yabancıya Yoksaaa yabancı falan değil miydi? Şimdiki zamandan bakıyorum!! Hay Allah şaşırıyorum, zaman şaşırtıyor beni O!! O turşulu, Can'lı cinli masadan o andan itibaren ışık hızıyla hayatımıza dahil olmuştu bile
Can ''Melikeciğim, Avcılardırlar birkaç gün kalabilir mi sizde'' dedi de!.. İyi ki dedi miii? Demez mi olaydııııı? Bilmiyorum vallaaaaa uzuuuuunn hikâyeler sonrası, uzun hikâyeler geçmiş zaman diliminde
Melda TAŞAN
12 Aralık
Cumhur İttifakı adayı R. T. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasında Millet İttifakı partileri hakkında söylediği itham, hakaret ve iftira içerikli paylaşımlar çok etkili oldu.
“Onlar Kandil’den emir alıyorlar, biz Allah’tan emir alıyoruz.”
“Onlar LGBT’ci.” “Onlar Öcalan’ı serbest bırakacaklar” gibi sözlerle rakiplerini meydanlarda, cami avlularında yuhalattılar.
CHP adına yapılmış gibi “Sana Söz: Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da özerklik ilan edeceğiz.” “Sana Söz: İktidara gelirsek oğlun isterse erkek arkadaşıyla evlilik yapabilecek” şeklinde iftira içeren sahte afişlerle bilboardları doldurdular.
Bu akıl almaz sözleri İçişleri Bakanı Süleyman Soylu meydanlarda seslendirdi. Hatta “Onlar insanlarla hayvanları evlendirecekler” boyutuna kadar taşıdı.
Koskoca Cumhurbaşkanı, montaj olduğunu bilerek, Kılıçdaroğlu ile PKK liderini birlikte “haydi” dedirten video izletti. Bu videonun montaj olduğunu itiraf ettikten sonra da (Kısıklı’daki zafer konuşmasında) aynı suçlamada bulundu.
Bunların hepsinin yalan olduğunu, hem kendileri biliyordu. Ve hem de onlara oy verenler.
Gelişmiş demokrasilerde toplumun hiç kabullenemediği olay kendisini yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların yalan söylemesidir. Çünkü başka bir konuda da yalan söyleyerek kendilerini kandırabileceği ve millete yaptığı kötülükleri gizleyebileceğini düşünürler.
Bu ülkelerde yalan söyleyen, iftira eden ve yolsuzluklarla adı anılan kişilerin siyasi hayatı biter.
Bizde tam tersi oldu. Vatandaşlarımızın yarıdan çoğu bunlara ödül verdi.
“Sadece bir ihalede 1 milyar dolarlık rüşvet” iddialarının bile, daha önceki yolsuzluk iddiaları gibi, iktidara hiç zarar vermediği görüldü. Kimileri “iftira” saydı, kimileri “çalıyorlar ama çalışıyorlar”, kimileri de “bizden olan iktidara zarar verecekse görmemek lazım” diye düşündüler.
Bunu yapanlar ise kendilerini herkesten daha Müslüman, daha milliyetçi, daha yerli ve milli saymaktalar.
*************************
BEKLENEN ZAM SAĞANAĞI
Seçim sonrası su, akaryakıt, sigara, zeytinyağı gibi onlarca kalem tüketim kalemlerine zamlar başladı. Dolar, Euro ve Altın fiyatları tırmanışa geçti.Uzun süre 19 TL mertebesinde baskılanan dolar kuru üç gün içinde 20,77 TL’ye, gram altın TL’den TL mertebesine çıktı.
Bunlar “beklenen” gelişmelerdi. Çünkü bütün ekonomistler ağız birliği etmişçesine, bu iktidar kazanırsa şerhiyle, seçimden sonra olacakları söylemişlerdi. “Daha bunlar iyi günlerimiz” diyorlardı.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı kazandığı için aynı yönetim anlayışının devam edeceği varsayılıyor. Bu varsayımla “bunlar iyi günlerimiz” sözü halen geçerli.
****
Herkes biliyordu ki seçim öncesi, hükümet SEÇİM EKONOMİSİ uyguluyordu. Seçim yaklaştıkça dozu artan bir seçim ekonomisi ile ekonominin dengeleri bozuluyordu.
“Seçim ekonomisi” Mahfi Eğilmez’e göre, “siyasal iktidarın gelecek seçimlerde yeniden iktidara gelebilmek için, ekonominin araçlarını bu amaçla kullanması ve yönlendirmesi olarak tanımlanabilir.”
“Memur maaş zamları, emekli maaşlarının artırılması, asgari ücretin yükseltilmesi, tarımsal destekler, vergi oranlarının düşürülmesi, vergi cezalarının affedilmesi, vergi ödemelerinin ertelenmesi, maliye politikasının seçim ekonomisine alet edilmesinin temel araçlarını oluşturuyor. Yüksek enflasyona karşın faizlerin artırılmaması, kredi genişlemesini teşvik edici uygulamalar, para arzının artırılması gibi uygulamalar da.
Bu uygulamalar demokrasinin fazla gelişmediği, şeffaflığın, hesap verilebilirliğin azaldığı ekonomilerde oldukça fazla yer tutuyor.”
Bu düzenlemeler toplumda geçici rahatlama sağlıyor, enflasyonun tahribatını belli bir süre için kısmen hissettirmiyor. Elbette özellikle dar gelirlilerin böylesi krizlerde korunması gereklidir. Ancak yapılanlar belli bir hesaba kitaba dayanmadan sadece seçim kazanmaya yönelik düzenlemelerdi.
****
Seçim öncesi, dolar kurunu 19 TL mertebesinde sabit tutabilmek için, BAE, Katar gibi ülkelerin depo ettiği ödünç dövizler yanında hazinedeki altınlar bile satıldı. Ödünç döviz depolamalar (swap) ve Rusya’nın doğalgaz alacaklarını ertelemesinin maliyetinin ne olduğunu bilmiyoruz. Ama ağır bir maliyeti olduğunu tahmin edebiliyoruz.
Bunu niye yaptılar? Seçim sürecinde devletin kontrolü dışındaki her şeyin fiyatı döviz fiyatından çok arttı. Yani enflasyon oranının altında kalan döviz kuru artışının mevcut yerinde kalamayacağı belliydi.
Nitekim şimdi piyasalar dolar kurunun TL olacağını kabul etmiş görünüyor.
Türk Lirası sonbahardan sonra daha da hızlanan bir değer kaybı yaşayacak. Şimdiden 1 dolar eşittir 40 TL’yi telaffuz edenler var.
****
Bunlara Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) için yapılan seçim düzenlemesi gibi konuları da ekleyebiliriz. Bence de EYT düzenlemesi bir hakkın teslimidir. Ancak RTE’nin daha önceki ifadeleri farklıydı.
"Tutturmuş erken emeklilik, İskandinav ülkelerinin çoğu bu yöntemle battı. Niye erken emeklilik, ne zaman emekli olacaksa o zaman olsun. Hak ettiği parayı alsın. Bu hesap yanlış hesaptır, seçim kaybetsek de ben bu işte yokum. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da.”
Erdoğan bu ve "Biz ekonomide kurtuluş savaşı verdiğimiz dönemde böyle bir yükü ülkemizin sırtına bindirmeye hakkımız yok” gibi sözlerini seçim kazanabilmek uğruna unuttu.
*************************
BEKA SORUNU
Depremzedelere bir yıl içinde verileceği belirtilen bin konut, İstanbul’da 1 milyon depreme dayanıksız konutun yenilenmesi ve enflasyonun bir yıl içinde tek haneye düşürüleceği vaatlerinin gerçekleşme ihtimali yok gibi.
13 milyon civarındaki sığınmacılar ve kaçak gelenlerin ülkelerine gönderilmesi de bu iktidar döneminde mümkün olmayacak.
Hukuk devleti, güçlü ekonomi, ileri demokrasi hayallerimiz de bir başka bahara kalacak; eğitilmiş insanlarımızın yurtdışına göç gayretleri devam edecek.
Bunları RTE’ye oy verenler de biliyor.
Toplumdaki “Orta Direk” kaybolmak üzere, bunlar yeni yoksul sınıfı oluşturmakta. “Açlık sınırı” mertebesinde yaşayanların oranı yükselmeye devam ediyor. Çocuklarımız iyi beslenememekten dolayı zekâ geriliği ve sağlık sorunları artıyor.
Bunlar sanki bir “Beka Sorunu” değilmiş gibi….
“Aç kalırız, ülkemizin bölünmesine izin vermeyiz” gibi mesnetsiz bir slogana kapılıp oy verdiler.
Ne diyelim, “hayırlara vesile olsun.”
seafoodplus.info
Erdoğan: Hiçbir terör örgütünün sınırımızın dibinde bayrak sallamasına izin vermeyiz
Erdoğan: Hiçbir terör örgütünün sınırımızın dibinde bayrak sallamasına izin vermeyiz
Şanlıurfa'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir terör örgütünün sınırımızın dibinde bayrak sallamasına izin vermeyiz" dedi. , Sputnik Türkiye
T+
T+
T+
/html/head/meta[@name='og:title']/@content
/html/head/meta[@name='og:description']/@content
seafoodplus.info
şanlıurfa
SON HABERLER
tr_TR
seafoodplus.infoSputnik Türkiye
türkiye, haberler, şanlıurfa, recep tayyip erdoğan, kemal kılıçdaroğlu
türkiye, haberler, şanlıurfa, recep tayyip erdoğan, kemal kılıçdaroğlu
(güncellendi: )
Şanlıurfa'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir terör örgütünün sınırımızın dibinde bayrak sallamasına izin vermeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa Buluşması'nda konuştu. Erdoğan'ın aıklamalarından ne ıkanlar şyle:
'SYLEYİN, BİR REFERANDUMDA ONUN İİN YAPARIZ'
ERDOĞANDAN DOLANA AY DOLANA
'BİN YILDIR OMUZ OMUZA VERDİĞİMİZ MCADELEDE DEDİĞİMİZ SON BEDELDİR'