Doluca Şarap Fabrikası

Doluca A.Ş.

Bilindiği gibi Osmanlı döneminde Müslüman tebanın içki üretmesi yasaktı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla bu yasak kalktı. Ülkemizde halen faaliyetlerini sürdüren en eski şirketlerden biri olan Doluca'nın geçmişi de, Cumhuriyet'in ilanını izleyen ilk yıllara değin uzanır.

80 yılı aşkın süredir şarapseverlerin hizmetinde olan Doluca adını bölgenin en yüksek tepesinden almaktadır.

Geisenheim Şarapçılık Enstitüsü'nde enoloji ve vitikültür dallarında eğitim görmek için üç yıl boyunca Almanya'da kalan Nihat A. Kutman, 'da yurda dönerek Galata'da Vinikol Şarap Evi" ni kurdu. Bugünkü Doluca'nın temeli olan bu firma, böylece Türk şarapçılık tarihinin de ilk sayfasında yerini almış oldu.

Nihat Bey, ürettiği ilk şarapları doğduğu yer olan Mürefte ve civarındaki bağlarda yetişmekte olan Yapıncak ve Karalahana üzüm cinslerinden elde etti. Vinikol, Kara Elmas, Sarı Elmas ve Eti adlarını taşıyan bu şaraplar, Mürefte'deki şarap imalathanesinde üretimi tamamlandıktan sonra fıçılarla, şişelenmek üzere Galata'daki Vinikol Şarapevi'ne gönderilmekteydi.

Ancak Nihat Bey, bu üzüm türlerinden üretilen şarapların kalite açısından yetersiz kaldıklarını gördüğünden, yeni bir arayış içine girdi ve yılında değişik üzüm türlerini araştırmak için Almanya ve Fransa'ya bir gezi düzenledi. Bu araştırmalar sonucunda, o günün koşullarına göre en uygun görünen Cinsault, Semillon, Gamay ve Riesling çeşitlerini Türkiye'ye getirerek bu asma çubuklarını Mürefte ve civarındaki köylerdeki bağlarda dikerek yetiştirmeye başladı. İlk denemelerden alınan çok olumlu sonuçlar üzerine, Nihat Bey bu türlerin Türkiye'de yayılmasına da önayak oldu. Günümüzde de, sadece Doluca'nın sahip olduğu bağlarda yetişen Riesling dışında, özellikle Semillon ve Cinsault, ülkemizin şaraplık üzüm yelpazesinde önemli bir yer edinmiş oldular.

Yeni yetişen bu üzümlerden üretilen ilk şaraplar, 'lı yılların başında Doluca adı ile piyasaya sürüldü ve kısa zamanda büyük beğeni ile karşılaştı. Nihat Kutman, o yıllardan itibaren giderek artan ilgi ve talebe rağmen, uzun yıllar üretimini eski, ufak ve geleneksel yöntemlerin uygulanmakta olduğu şarap mağazasında sürdürmeye devam etti.

Ancak 'a gelindiğinde, bir yandan sürekli büyüyen pazar, öbür yandan ilerleyen teknoloji, Doluca'yı yeni doğrultulara yönlendiriyordu. Nihat Kutman'ın önderliğinde ilk olarak, o zamana değin Doluca şaraplarının şişelendiği Galata'daki "Vinikol Şarap Evi", Tophane'deki yeni binasına taşındı ve "Nihat Kutman ve Şeriki Adi Komandit Şirketi" adını aldı. Böylece şirketin tarihinde yeni bir sayfa açılmış oldu. Buna paralel olarak Mürefte'de yeni bir şarap imal tesisi inşa edildi ve jeneratörler sayesinde bir çok elektrikli cihaz kullanılmaya başlandı. Artık mağaza dönemi büyük ölçüde kapanmış, o günün koşullarına göre çok daha modern bir üretim tesisi hizmete girmişti.

yılında faaliyete geçen bu tesisteki salkım ayırıcı, yatay pres ve özellikle ısı kontrolü sağlayan soğutucular, hem şarapların kalitesinde, hem de üretilen kaliteli şarap miktarında gözle görülür bir artış sağladı.

'da ABD'deki University of California, Davis'de Enoloji ve Vitikültür dalındaki eğitimini tamamladıktan sonra yurda dönen ve iki yıl süreyle askerlik görevini sürdüren Ahmet Kutman, şirket yönetimine katıldı. Aynı yıl Doluca'da iki önemli gelişme yaşandı. Yeni tesislerde, büyük özenle üretilerek eskitilen kırmızı ve beyaz Villa Doluca şarapları satışa sunuldu. Kısa bir süre içinde Türkiye'nin en prestijli ve popüler şarabı haline gelen Villa Doluca'lar, bugüne dek Doluca'nın en çok aranan ve satılan ürünleri arasında yer aldı.

yılında Doluca, ilk monosepaj ürününü, yani tek bir üzümden üretilen Riesling şarabını piyasaya sürdü. Vaktiyle Nihat Kutman'ın Türkiye'ye getirdiği ve sadece Doluca bağlarında yetişen Riesling üzümlerinden elde edilen bu şarap, Doluca'nın en prestijli ürünlerinden biri oldu.

'li yıllar Doluca'nın kaliteli şarap yelpazesinin gitgide açılarak genişlediği bir dönem oldu. Aynı zamanda, iç tüketimdeki büyüme, artan yabancı turist akışı ve yurtdışına ihracat, Doluca'nın üretim ve satış hacminde büyük artışlara neden oldu. Bu gelişmeler artık yeni ve büyük ölçekli bir yatırımı kaçınılmaz hale getirmişti. yılında başlatılan, ve son on beş yıldır çeşitli projeler halinde kesilmeden devam eden, on milyonlarca dolarlık yatırımlar, Doluca'ya gerek kapasite, gerek teknoloji ve kalite açısından dünyadaki en gelişmiş şarap üreticileri arasında önemli bir yer sağladı. Bunun yanısıra, birikimleri ile sektöründe bu ölçekli bir yatırımı gerçekleştiren ilk kuruluş oldu.

yılında hizmete giren Sefaköy dolum ve ambalajlama ünitesi, günümüzün en modern cihazları ile donatılan, şarapların inert gaz altında hiç havayla temas etmeden şişelenerek, sabit ısılı kavlarda beklediği bir tesis oldu.

yılında hizmete giren, 12 dönümlük arazi üzerinde 10 dönüm kapalı alan olarak kurulan Mürefte'deki üretim ünitesi 12 milyon litrelik kapasitesi, şarabı dinlendirmek için Fransa'dan ithal edilen meşe fıçıları, paslanmaz tankları, modern cihazları ve en son teknolojisi ile Avrupa'nın sayılı tesislerinden biri oldu. Aynı üniteye eklenen şişeleme tesisi ile birçok ürün için "estate bottling" -şarapların üretildiği şişelenmesi- olanağı sağlanmış oldu. Son yıllarda yapılan yatırımlarla, Mürefte’deki üretim ünitesinin kapasitesi 12 milyon litreden 14 milyon litreye çıkmış bulunmaktadır.

Bu arada Doluca, Türk şarapçılık tarihinde çok önemli bir dönüm noktası yaratacak olan Sarafin adlı ortak bir projeye katıldı. 'lı yılların başında, iki okul arkadaşı Güven Nil ve Ahmet Kutman, dünyanın en tanınmış üzüm cinslerini Türkiye'de yetiştirerek bunlardan yapılacak özel şarapları Sarafin adı ile Türk şarapseverlerine sunma girişimini başlattılar. Bağların yet

Türkiye&#;ninen çok şaraplık üzüm üretilen, en çok şarap fabrikasına sahip olan Tekirdağ&#;ın Şarköy ilçesindeyiz. Şarköylüler ilçelerini &#;şarabın başkenti&#; olarak niteliyor. Şarköy&#;de ağustos ortalarında başlayan bağbozumu hareketliliği, 15 Ekim tarihine kadar devam ediyor. Eylül ayında ilçe sınırları içine girdiğinizde yol kenarlarında üzüm kesen kadınları, kasa taşıyan erkekleri, yollarda üzüm yüklü &#;pırpır&#; denilen küçük motorlu araçları, traktörleri görürsünüz. Sabah güneşi henüz doğmadan bağcı ailesi yollara düşer. Evlerinden biraz uzaklıktaki bağlarına üzüm kesmeye, onların diliyle söylersek &#;bağ bozmaya&#; giderler. Tatil günüyse, aile bireyleri çocuklarını da yanında götürmeyi unutmaz. Bağlık alan yükseklerde ise, ailenin eşeği, katırı da bağ bozumu ritüeline eşlik eder. Güneş tepeye çıkıncaya kadar, yani öğlen saatlerine kadar üzümler özenle kesilip, çürükleri ayıklanarak bağın hemen yanındaki, şarap fabrikalarının verdiği plastik kasalara istiflenir. Eşek ve katırla düz alana inilecekse, üzümler küfelere yüklenir. Kiremit kırmızısı bağ yaprakları arasından, şaraba dönüşecek üzüm salkımları, konuldukları sepetlerin yüklendiği traktörlerle birkaç kilometre ilerideki şarap fabrikalarına, şarap mağazalarına yolculuğa hazırdır. Traktörler, pırpırlar taşıdıkları üzümü fabrikaya ulaştırmak için yol alırken, arkalarından da üzümün şıraları yol boyunca iz yapar. Şarköy&#;de en çok şarap fabrikasının bulunduğu, Doluca gibi ünü dünya çapında tescillenmiş şarap fabrikalarına yol alan üzümler, yol boyunca, şıranın şarabı andıran aromasını çevreye yayar. İlk defa karşılaşıyorsanız eğer, bu yaşam iksirinin yaydığı koku size farklı hoş bir duygu yaratacaktır. Kasalardan indirilen üzümler bekletilmeden helezonik üzüm eziciye boşaltılır. Burada üzüm saplarından ayrıştırılarak tanklara doğru yol alır. Üzüm artık şarap yolculuğundadır. 

FABRİKA CENNETİ Şarköy&#;de 30&#;a yakın şarap fabrikası var. Doluca, Mey&#;in Kayra Şarap Fabrikası, Sevilen, Gülor gibi büyükler dışında, katıldığı dünya çapındaki yarışmalarda ödüller alan Melen gibi butik şarap üreticileri, Ganos, Bağcı, Aker, Oral, Aral, Hastürk, Mayadağ, Karaf gibi yerel şarapçılarda hareketlilik bağbozumu döneminde çarpıcı şekilde göze batar. Bağ bozumu döneminde, Doluca, Kayra, Melen şarap fabrikaları, İstanbul&#;dan bağ bozumu turları düzenler. Bağ bozumuna katılan şarapseverlere, üzüm bağları gezdirilir, üzüm çeşitleri hakkında bilgi verilir, üzümün şarap oluş öyküsü anlatılır. Mahzenlere inilerek şarap fıçıları görülür, tadım gerçekleşir. Tadımı yapılan şaraplar hakkında bilgiler aktarılır. Üzümün yolculuğunu tanık olmak isteyenler, Şarap Tanrısı, Dionysos&#;un yaşadığı, yaşam iksirinin oluştuğu bu topraklara birkaç gününü mutlaka ayırmalı. Şarap fabrikalarının bağ bozumu turlarına katılmak ya da kendi aracınızla gelmek mümkün. Böylece yaşam iksirinin kokusunu yollarda hissedebilirsiniz. Mürefte&#;de Aker ve Kutman şarapçılığa ait şarap müzelerini ziyaret edebilir, şarabın tarihsel öyküsüne yolculuk edebilirsiniz. Üzümün ayakla ezildiği tahta çıfıtları görün, elle çevrilen salkım ayırma makinelerini, tahta presleri, küfeleri, sararmış fotoğrafları, fıçıları görmek sizi de Dionysos&#;a yaklaştıracaktır.

Nasıl gidilir? Şarköy Seyahat, İstanbul Otogar ve Kadıköy&#;den seferler düzenliyor. Tel: () 17 66 - () 37 36 Ayrıca Melen Şarapçılık&#;ın Hoşköy ve Güzelköy bağlarında düzenleyeceği bağ bozumu için () 91 91 No&#;lu telefonu arayabilirsiniz. Aker Şarapçılık Tesisleri ve müzesi için () 71 51, Kayra Şarap Fabrikası için () 91 61 No&#;lu telefonları arayabilirsiniz. Nerede kalınır? Konaklama seçenekleri arasında Sedef Motel () 10 94, Sohbet Motel () 14 00, Elif Pansiyon () 27 52, Sedef Pansiyon () 15, Hoşköy Otel () 63 64 gibi yerler var. Ne alınır? Şarköy, Mürefte ve Hoşköy&#;de başka yerde bulamayacağınız butik şarap işletmelerinin ve köy kooperatiflerinin damacana şaraplarını mutlaka alın deriz. Ahmet Şarlan&#;ın imalathanesinde boy boy fıçıları görebilirsiniz. Mürefte Güzelleştirme ve Tanıtma Derneği&#;nin lokalinden ise üzüm reçeli ve mis kokulu üzümlü sabunlardan kesinlikle edinin. Nerelere gidilir? İlçenin en köklü şarapçısı Ziya Keresteci&#;nin Rumlardan kalma şarap mağazasını, İğdbağlar Köyü&#;ndeki Ganohora Şarapevi&#;ni, Mürefte&#;deki Aker Şarap Müzesi ile Kutman Şarap Müzesi&#;ni, Mursallı Köyü&#;nde köylülerin yaptığı yeni tamamlanan şarap fabrikasını, Çınarlı Köyü&#;ndeki şarap fabrikasını, Mürefte&#;de Rumlardan kalma şarap mağazalarını, Bağcı Şarap İşletmesi&#;ni, deniz kıyısındaki seafoodplus.info Şarap Mağazası&#;nı, Hastürk Şarap Fabrikası&#;nı, Hoşköy&#;deki manastırı, Melen Şarapçılık&#;ın Rumlardan kalma mağazasını, Fransızların yaptığı Hoşköy Feneri&#;ni görmeyi unutmayın.

Projenin mimarları binayı anlatıyor:

Şarap yapımı romantik, hayat dolu ve unutulmaz bir öykü; ancak bir organize sanayi bölgesinde anlatım söz konusu olunca yakın çevre ile ilişki kurgusu ve şarabın yapım öyküsünde zihinde iz bırakabilmek için mimari merkezi konuma alınıyor.

Arazi; ziyaretçi bilgilendirme merkezi, içinde bulunduğu florayı kutlayan deneysel bir bağ ve bahçe, yönetim ofisleri ve şarap üretimi tarafından paylaşılıyor.

Ziyaretçiler tanımlı mimari geometri ve malzelemeleri deneyimleyerek üretim içinde hareket ediyorlar. Şarap kültürü anlatımı mekansal kurgu, algı ve fiziki deneyim ile pekiştiriliyor.

Ahşap tüm karşılamalarda yer alıyor, oval / dairesel geometriler değerlendirme noktalarında ve öyküde mevsimsel doğal döngü ile değişimi vurgulamak ve farkınladığı yaratmak için kullanılıyor.