Bugün dünyanın birçok ülkesinde kullanılmakta olan “Tanıya Dayalı Gruplar” ve “Sağlık Hizmeti Kaynak Grupları”na dayalı ödeme sistemleri Türkiye’de de Genel Sağlık Sigortası sistemi içerisinde geliştirilmeye çalışılmaktadır. Peki, bu sistemlere bağlı uygulamalar ile bunların avantaj ve dezavantajları üzerine neler söylenebilir?
Sağlık hizmeti sunucularına, verdikleri hizmetlerin karşılığının nasıl ödeneceği sorusu her sağlık sisteminde cevaplanması gereken en kritik sorulardan biridir. Ödeme yöntemleri, hem arz hem de talebin davranışlarını çeşitli şekillerde etkileyerek sağlık hizmetlerinin sunumu ve finansmanın olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyebilir. Kavram köşesinde bu sayıda ele alınacak olan “Tanıya Dayalı Gruplar” (Diagnosis Related GroupsDRGs) ve “Sağlık Hizmeti Kaynak Grupları” (Healthcare Resource GroupsHRGs), sağlık hizmeti sunucularına verdikleri hizmetlerin karşılığını geri ödemek amacıyla geliştirilmiş yöntemlerdir.
Tanıya dayalı gruplar, ilk olarak Medicare için ileriye yönelik bir ödeme sistemi olarak geliştirilmiştir. DRG, vakaları Uluslararası Hastalık Sınıflamasını (International Classification of Disease) temel alarak hastanın çeşitli özellikleri (yaş, cinsiyet vs.), tanı, komplikasyon ve tıbbi işlemlere göre sınıflamaktadır. Hastalıklar tanılara göre sınıflandıktan sonra her bir kategorinin maliyetleri hesaplanır. Bu kategorilerdeki hastalar klinik olarak benzer özelliklere sahip oldukları için hastane kaynaklarını aynı düzeyde kullanacakları varsayılır. Bu durumda geri ödeme kurumu hizmet sunucusuna ödeme yapacağı zaman ilgili hastanın ait olduğu DRG için hesaplanan maliyete göre ödeme yapar. Bir başka ifade ile geri ödeme, belirli bir hastaya ve o hastanın tedavisi esnasında yapılan işlemlere göre değil o tanı grubunun belirlenmiş ücretine göre yapılır. Bu durumda, hastanelerin teknik verimliliği sağlama yönünde bir motivasyonu bulunmaktadır. Ödeme sisteminin en önemli avantajı, hizmet sunucusunun, hizmet başına ödeme yönteminde olduğu gibi hastaya mümkün olduğu kadar çok işlem yapma gibi bir ekonomik motivasyon unsurunu içermemesidir. Aynı zamanda hizmet sunucusunun hastanın yatış süresini uzatma gibi bir motivasyonu da bulunmamaktadır. Elbette her ödeme yönteminin olduğu gibi bu yöntemin de dezavantajları bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemlisi, hizmet sunucusunun maliyetlerini belirlenen fiyat sınırı düzeyinde ya da altında tutabilmek için kaliteden ödün verebilmesidir. Bu nedenle bu sistemin uygulandığı durumlarda, verilen hizmetlerin kalitesini değerlendirecek önlemlerin de alınması gereklidir. Ayrıca hastaların gruplanması sırasında, hastayı gerçekte ait olduğu tanı grubunda değil, fiyatı daha yüksek olan tanı grubunda sınıflamak da söz konusu olabilir. Doğru yönetildiği takdirde maliyetlerin kontrol altına alınmasına olanak sağlayan ve teknik verimliliği artıran bu ödeme yönteminde bu sonuçların elde edilebilmesi için gerekli kontrol mekanizmalarının kurulması gereklidir. İlk olarak ABD’de geliştirilen yöntem bugün Avustralya, Brezilya, Portekiz gibi başka ülkelerde de kullanılmakta, birçok ülkede de uygulamaya konmak üzere test edilmektedir. Türkiye’de de Genel Sağlık Sigortası sistemi içerisinde bu ödeme yönteminin geliştirilmesi için çalışmalarda bulunulmaktadır.
İngiliz Ulusal Sağlık Sistemi de (National Health ServiceNHS) DRG’yi uygulayan diğer ülkeleri izleyerek hizmet sunucularını aktivitelerine göre ödeme yöntemine geçme çalışmalarına başlamıştır. Yeni sistemin en önemli özelliği, hizmet fiyatlarının daha önceki sistemde olduğu gibi yerel sağlık otoriteleri ile hizmet sunucuları arasında yapılan sözleşmeler ile belirlenmesi yerine ulusal olarak belirlenen ücret tarifesine göre belirlenmesidir. Genel olarak “Sonuçlara Göre Ödeme” (Payment by ResultsPbR) olarak adlandırılan sisteme göre, hizmet sunucularına yaptıkları aktivite başına ödeme yapılmaktadır. Bakılan vakaların ulusal ücret tarifesi “Sağlık Hizmetleri Kaynak Grupları” (HRGs) olarak adlandırılan vaka karışımı (casemix) kriterine göre belirlenmektedir. HRG’ler, benzer tür ve düzeyde sağlık kaynaklarını kullanan ve klinik olarak benzer tanı ve tedavi gruplarından oluşmaktadır. Bu durumda daha önce hizmet sunucuları ile yapılan sözleşmeler ve geçmişe dayalı bütçeler yerine NHS’de de vaka karışımına göre ayarlanmış bir ödeme sistemi tercih edilmiştir. Uygulamanın en önemli katkılarından biri ülke düzeyinde daha şeffaf ve kurallara dayalı bir sisteme geçilmesi olmuştur.
Sağlık sistemlerinde benimsenen ödeme yöntemlerinin hepsinin hem avantajları hem de dezavantajları bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle, uygulama esnasında sadece pozitif sonuçlar veren ve her ülke ve koşul için geçerli olabilecek ödeme sistemleri bulunmamaktadır. Yukarıda tanımlanan ödeme yöntemlerinin de iyi izlenmedikleri takdirde hizmet kalitesi ile ilişkili problemleri söz konusu olabilir. Her ülkenin, ödeme sistemlerini kendi sağlık sistemine özgü özellikleri göz önüne alarak geliştirmesi gereklidir.
Uygulama esnasında sadece pozitif sonuçlar veren ve her ülke ve koşul için geçerli olabilecek ödeme sistemleri bulunmamaktadır.
Her ülkenin, ödeme sistemlerini kendi sağlık sistemine özgü özellikleri göz önüne alarak geliştirmesi gereklidir.
Faset eklem enjeksiyonlarıyla ilgili sıkça sorulan sorular şunlardır:
Omurlar omurgayı oluştururken birbiri üzerine oturur ve yüzyüze gelir. Bu nedenle aralarında “faset” yani yüzyüze anlamına gelen eklemler oluşur. Bu eklemler birbirleriyle çeşitli bağlar ve kıkırdak dokusuyla birleşir. Faset eklemlerin amacı disklerle birlikte omurganın hareketini sağlamak ve gereksiz hareketlere karşı kısıtlamakdır.
Faset eklemler boyundan başlar belin sonuna kadar devam eder.
Faset eklemlerin aynı diş sinirine benzer dahili sinirleri vardır. Yaşla meydana gelen artrozlarda, yani eklem kireçlenmelerinde, eklem iltihaplarında, travmalarda faset eklemler her seviyede, daha çok bel ve daha sonra boyun bölgesinde zedelenebilir. Bu durumda dahili sinirlerde sıkışma meydana gelir ve faset hastalığı dediğimiz durum ortaya çıkar.Faset eklemlerin anatomisi
Faset hastalığı bel ve boyunda ağrıya yol açmakla birlikte disk hernisinden, yani bel kaymasından farklıdır. Bel kaymasında hasta öne doğru eğildiğinde ağrıdan yakınırken, faset hastalığında hasta uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkarken, aynı pozisyonda uzun süre kalırsa veya kendini arkaya doğru verirse daha çok ağrıdan yakınır.
Bu durumlarda hasta genellikle ödem çözücü ilaçlara ve fizik tedavi yöntemlerine yanıt vermezse, o zaman faset eklemlerin içine çeşitli ilaçlar verilebilir veya faset eklemlerin dahili sinirleri aynı diş tedavisinde uygulanan kanal tedavisi gibi yani sinirin tahribi yoluna gidilir.Faset eklemlerin arkadan ve yandan görünümü
Faset eklem enjeksiyonları veya faset sinir bloğu aşağıdaki durumlarda uygulanır.
Hasta ameliyat masasına bel bölgesi için yüzükoyun, boyun bölgesi için sırtüstü yatar. Damar yolu açılır.
Bel bölgesinde faset ekleme girişim
Boyun bölgesinde faset ekleme girişim
Enjeksiyon ağrılı değildir. Hastanın ağrı çekmemesi için sakineştirici ilaçlar ve analjezikler verilir. İşlemden sonra uygulanan bölgede geçici olarak uyuşukluk hissedilebilir.
Ağrı azalır. Ağrının azalması uygulanan lokal anesteziğin etkisidir ve yaklaşık saat kadar sürer. Daha sonra ağrı tekrar başlar ve 5- 6 gün süreyle işlem öncesinden daha şiddetli bir ağrı hissedilebilir. Ortalama 3 hafta içerisinde ağrının kademeli olarak azalarak kaybolması beklenir. Genelikle % 70 başarı oranı vardır.
İlk işlemden fayda görmeyen hastalarda işlem tekrarlanabilir. Ancak 6 ay içinde 2 defadan fazla tekrarlamak önerilmez. Özellikle disk taşması denen durumlarda iyileşme genellikle kalıcıdır. Daha ciddi durumlarda ise başarı şansı hastalık süresiyle ters orantılıdır.
İşlem sonrası ortalama gün süreyle yatak istirahati önerilir. Yatak istirahati aktivite kısıtlaması anlamındadır. Yemek, tuvalet ve banyo ihtiyaçları dışında rahat edilen pozisyonda istirahat önerilir. Enjeksiyondan bir hafta sonra hasta işe başlayabilir.
Hastaların % inde son derece etkili bir yöntemdir. Hastalar daha sonra nasıl hareket edecekleri, nasıl davranacakları, nasıl ağırlık kaldıracakları konusunda eğitilmelidir. Bu eğitim doğru verildiği taktirde etki kalıcı olur.
Faset eklem enjeksiyonları ve faset eklem sinirinin bloğu 40 yılı aşkın bir süredir uygulanan güvenli yöntemlerdir. Yöntem görüntüleme altında ve iğneye benzer elektrodlarla uygunır. Bu elektrodların özelliği, elektrodun ucunun elektronik olarak uygulama bölgesinin direncini ohm cinsinden ölçebilmesidir. Bu nedenle istenmeyen bölgelere ulaşıldığında yöntem uygulanmaz.
Yan etkileri çok seyrektir. Sınırlı bir alana verilmesi ve sistemik yayılımının çok az olması nedeniyle steroide bağlı yan etkiler hemen hemen hiç görülmez. Enfeksiyon ise oldukça ender görülen ciddi bir yan etkidir. Önlemek için işlem tamamen steril koşullarda yapılmalıdır. İğnenin giriş yeri ve eklim radyolojik görüntüleme altında belirlendiğinden kanama, sinir hasarı gibi ciddi yan etkilere neredeyse hiç rastlanmamaktadır.
Faset eklem enjeksiyonları, diğer bütün girişimsel yöntemlerde olduğu gibi vücudunun herhangi bir bölgesinde enfeksiyon kaynağı olan hastalarda,kanama bozukluğu olan hastalarda, kumadin gibi kan sulandırıcı ilaçlar kullananlarda ve gebelerde uygulanmaz.
İçindekiler
DRG (Diagnosis Related Groups) yani teşhisle ilişkili gruplar, sağlıkta geri ödeme sisteminde kullanılan DRG/TİG hastaların klinik ve maliyet verilerinin kullanılarak gruplandırılmasını ve benzer hastalıkların benzer gruplara atanmasını içeren gruplandırma yöntemidir.
DRG açılımı nedir?
diagnosis related groupingin kısaltılmışı.
Görüldüğü üzere Türkiyede DRG uygulaması henüz geliştirilme düzeyinde olup, halen DRG uygulamasına geçiş süreci devam etmektedir.
TIG bağıl değer nedir?
Bağıl Değer (Katsayı) Bir TİG in maliyetinin, tüm TİGlerin ortalama maliyetine oranıdır. Sağlık tesislerinin ürettiği hizmetin puan olarak karşılığıdır.
TEŞHİS İLİŞKİLİ GRUPLAR (TİG) NEDİR? Hastaların klinik ve maliyet verilerinin kullanılarak gruplandırılmasını ve benzer hastalıkların benzer gruplara atanmasını içeren yatan hasta sınıflandırma sistemidir.
TIG biriminde kimler çalışabilir?
Dolayısıyla tıbbi terminoloji bilmeyi, hasta dosyasındaki tıbbi dokümanları incelemeyi gerektiren bir iştir. Kodlamacılar sağlık alanında eğitim almış, ağırlıklı olarak sağlık bilimleri(Tıbbi sekreter, tıbbi teknolog, ebe, hemşire, sağlık memuru vb.)alt yapısı olan hastane bünyesinde çalışan personeldir.
Global bütçe; ileriye dönük genellikle bir mali yıl için bir harcama sınırını ve hedefini ifade eder. Kısaca sağlık hizmetleri için harcanan toplam para miktarına bir sınır konulur. Burada amaç belli bir sağlık hizmeti için veya sağlık kurumu için harcanan toplam bedele sınırlandırma getirerek kontrol etmektir.
Vaka Karma indeksi ne demek?
Vaka karması indeksi (VKİ), bir hastanenin ne kadar çeşitli ve kompleks vakaya baktığını gösteren, sayısal değerle ifade edilen bir terimdir.
Her hasta benzersizdir; her hastanın bir dizi farklı klinik tanısı, risk faktörü, aile durumu ve çevresi vardır. Hasta düzeyindeki çeşitlilik, neredeyse sonsuzdur. Bu çeşitliliği anlamlandırmak için, bunları benzer koşullar isteyen gruplara ayırmamız gereklidir. Asıl başlangıç noktası, bunların hastalıklarıdır.
TIG sertifikası kimler alabilir?
Eğitime 06/10/ tarihli ve sayılı Makam onayı ile yürürlüğe giren TİG (Teşhis İlişkili Gruplar) Klinik Kodlayıcı Sertifikalı Eğitim Programı Standartları kapsamında; kamu, özel ve üniversite hastanelerinde çalışan “Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev
Global bütçe ne demek?
esas nedeni bilinir ve bu durum tedavi edilirse ana tanı semptom olur semptomun nedeni ise ek tanı olarak kodlanır. Hastanın yatışı yapılır. İşlemleri yapılamadan, tanısı netleşmeden kendi isteğiyle ayrılırsa eldeki hastaya ait semptom/lar ana tanı olarak değerlendirilir.
TIG ne zaman başladı?
Yatan hastalara yönelik bir ödeme yöntemi olan TİG konusunda yılında başlayan bir proje ile Ülkemizde ilk çalışmaları başlamıştır. Bu proje Kasım ayı itibarı ile sonuçlanmıştır.