dubai dil okulları ekşi / dubai - sayfa 20 - ekşi sözlük

Dubai Dil Okulları Ekşi

dubai dil okulları ekşi

dubai

  • buraya gelecek turklere tavsiyem dubai havalimaninda pasaport kontrolune girerken uzerinize turk oldugunuzu belli eden kiyafet giymenizdir yada giymeyin onlar sizin turk oldugunuzu anlarlar. eger anlamazlar ise yandiginizin resmidir bu. yaklasik 2 yada bilemedin saat pasaport kontrol kuyrugunda bekleyebilirsiniz.

    bizde de turk oldugumuzu belli eden kiyafet yoktu ama pasaport kuyrugunda hintliler, pakistanlilar, bangladesliler, ingiliz;alman felan filanlarla kisacasi dubaili arap olmayanlarin kontrol noktasinda beklerken, bir gorevli yanimiza geldi ve turk musunuz diye sordu. bizde bunun uzerine ^evet turkuz^ cevabini verince bizi oradan alip dubaili araplarin kontol noktasi olan gcc pasaport kontrol noktasina aldi. ve biz 5 dakika bekledikten sonra kontrollerimizi tamamlayip hicbi bekleme sikinti yasamadan adimimizi dubaiye attik.

    gece saat 2 gibi hava sicakligi 36 derece idi. suratiniza resmen sicagin tokat attigini anliyorsunuz. gunduzleri ise derece arasinda degismekte. evlerin pencereleri kum nem girmesin diye surekli kapali ve klimalar asla kapatilmiyor.

    siz siz olun, buraya gelirken kontrol noktalarinda saatlerce beklemek istemiyorsaniz turk oldugunuzu belli eden kiyafet giyin, pisman olmazsiniz.

    gelen birkac mesaj uzerine edit: bazi mesajlar geldi yeniceri gibi mi giyinelim felan diye, yeniceri gibi degil adam gibi giyindiginiz zaman zaten cogu anlar turk oldugunuzu. gotubasi yirtik pantolon, yok kapriydi yok sorttu yok bilmem nesiydi giyerseniz adam suratinizdan anlamaya calisir. eger suratiniz da 5 para etmez, itanyanlara ingilizlere amerikalilara benziyorsa zaten umitlenmeyin sike sike beklersiniz 3 saat kontrol noktasinda.

    acaba adam gibi giyinmek cok mu zor ?

  • buzdolabında yaşamaktır.

  • alışveriş merkezleri ve festivalleri, çöl safarileri, ve inanılmaz otel, ada ve yapıları ile ünlü arap emirliği. birleşik arap emirliklerine bağlıdır. dubai ile ilgili harika bir blog için seafoodplus.info?p=

  • gittik gördük arkadaşlar şimdi deneyimleri paylaşıyım kısaca

    iyi yönleri
    -türklere karşı olumlular seviyorlar sorun yaşama ihtimaliniz çok düşük
    -yemek sorununuz olmaz, en kral yemeği ucuza ve en yüksek kalitede yiyebilirsiniz, ben şahsen gurme olma noktasına geldim.
    -taksiler ucuz
    -oteller temiz ve ucuz
    -alışveriş merkezlerinde istediğiniz herşey var, kalitelisinden ucuzuna.
    -eğlencede sınır yok, karı kızda dahil bu eğlenceye
    -şeriat ile yönetiliyor sanıyorsanız, gittikten sonra türkiyemi yoksa dubai mi şeriatla yönetiliyor tekrar düşünün.
    -gezilecek çok yer var, hepsi sanal, sonradan yapılmış ama var sonuçta.

    kötü yönleri
    -ölüm gibi bir sıcağı var anlatılamaz yaşanır, gündüz metre yürümek cesaret ister, gece yine 1 de bile olsa inanılmaz sıcak dışarısı.
    -çok fazla hintli ve pakistanlı var, rahatsız etmiyorlar ama pisler.
    -ramazan ayında yemek yemek yasak, bütün restoranlar kapalı iftara kadar, ama sokaklar genelev misali, arap aklı işte.
    -türkiyeden vize istiyo ibneler, yalakalık var ingiliz yalakalığı.
    -uçak bileti o mesafeye göre bence pahalı.
    -alışveriş merkezleri zenginlere göre yapılmış, çoğu dükkan ultra lüx eşyalar satıyor.

    sonuç olarak , kısa süreli gidin ama mazeretiniz olmadan, sırf gitmek için gidilmez.

    duzeltme no1: arkadaslar ben gittigimde shopping fest zamani degildi bu yuzden oteller falan ucuzdu, ama yil icinde subat aylarinda falan giderseniz sictiniz, oteller 2 katina cikmis taksiler pahalanmis, tl, dirhem kur farki kapandigi icin hepten kazik bi yer olmus

  • hani kis aylarinda disaridan kapali bir mekana girildiginde gozlukler bugulanir ya, burada da yaz vakti kapali bir mekandan disari cikildiginda gozlukler bugulanir, o derece nem o derece sicaklik yani. haliyle fotograf cekmek de zaman ve ozen ister disarida.

  • eylul'de sakin gelme diye igrenc bir espri yapasim var. bu kadar nem, sicak gorulmemistir baska bir mekanda ve zamanda.

  • ekim ayında buradan geçtim. iki uçak arasında toplam 6 saat kaldım. bu sürede bir taksi tuttuk ve 50 dolar karşılığı dirhem verip bize şehri gezdirmesini istedik. tozlu caddelerde dolanıp palmiye şeklinde adaya ve adanın ucundaki devasa bir duvar şeklinde inşa edilmiş otelin oralarda dolaştık. arap kalesi şeklinde yapılmış bir otelin kapısının önünde fotoğraf çektirdik. uzaklarda inşa edilmekte olan burj kulesinin silüeti etkileyiciydi. o kadar yüksek ki nerede olduğunu kestiremiyorsunuz. çok yakın da olabilir, çok uzakta da. alışveriş merkezine girmek için inelim dedik, pakistanlı taksici problem çıkardı. verdiğimiz parayı beğenmedi, bahşiş istedi. o kadar sizi bekledim falan ayağı yaptı. siktiri çektik tabi. alışveriş merkezi zengin yabancıların alışveriş yapması, dükkanlarda da dubaililerin genç çocuklarının çalışması için kurulmuş sanki. ve tabi hintlilerin-pakistanlıların-diğer arapların da çalışacağı tek yer bunlar. elektronik eşyaların fiyatları çok aşırı ucuz değildi. fotoğraf makineleri, laptoplar falan türk lirasına çevirince az ucuz kalıyordu. o kadar farkı da 2 yıl garanti için vermek mantıklı olacağından buradan bir şey almadık. yemek yiyelim dedik ama yerel bir restoran bulamadık. onun yerine pizza yedik. alışveriş merkezinde kayak pisti yapmışlar. tek enteresan tarafı buydu. otele dönüp yemek fişlerimizi kullandık ve oradan siktirip gittik.

    sonuç: gündüz yapacak pek bir şey yok. çalışan insanlar için uygun. ancak çok sıcak. ekim ayında gece 12'de 33 derece sıcak vardı. bu insanların arasında yaşamak ancak doğu hayranı, arap severlerin hoşuna gider. entarili-çarşaflı-takunyalı ama louis vuitton çantalı insanlar bana itici geliyor. müslümanlık belasına derinden bulaşmış olmaları dolayısıyla hayattan zevk almayı keşfedememişler. bok gibi paralarını oraya buraya savurup duruyorlar. otelimizin odası japonyadaki otelimizin 3 katı büyüktü ama tuvalette kıçımı silene kadar akla karayı seçtim. bence beş para etmez bir yer. gidin görün ama kalmayın.

  • 3 günde tamamı hakkında geniş bilgi sahibi olunabilecek bir şehir. bilmeniz gereken en önemli şey: her şey parayla. insanlık namına bir şey yapan yok. bu konuya birazdan özellikle değineceğim. burj khalifa, burj el arab, dubai mall, mall of emirates zaten uğrayacağınız duraklar olacaktır. kapalı alan içinde sörf alanı, kayak pisti gibi ilginç olayları var. bunların yanısıra çöl gezileri de yapılıyor. kumsalı var ve son derece güzel. durmadan yeni inşaatlar yapılıyor. taksi için minimum ücret 10 dirhem (5 lira falan). alışveriş merkezlerinin belirli bölümlerinde, belirli bölgelerdeki barlarda alkol alınabiliyor. ücretler çok çok uçuk değil ama yüksek sayılır (50 lik bira20 tl civarı). güzel bir kahvaltı istiyorsanız, holiday inn express'e gitmeyin. kalmak için uygun fiyatlı ama kahvaltı kötü.

    insanlık mevzuuna gelirsek:
    geçen hafta perşembe gecesi midemdeki felaket acıya dayanamayıp resepsiyona indim, taksi istedim. otel, kendi araçlarıyla gitmemi önerdi, tamam dedim. şoförün hastanenin yeri ile ilgili bilgisi yok. araya araya bir yer bulduk ama heyhat, hastane önümüzdeki ay açılacakmış. başladık aramaya bu süreç içinde ben acıdan ağlamanın eşiğinde kıvranıyorum. sonunda bir klinik bulduk ve teşekkür ederek araçtan indim. şoför ne derse beğenirsiniz? "20 dirhem". ulan ben orada ölüyorum, adam bana para soruyor. verdim parayı, faturayı resepsiyona bırak dedim. ulan insan biraz halden anlar. madem para alacaksın, söyle resepsiyona, onlar söylrsin. ben orada acıdan ölüyorum, adam kıçının derdinde. haa, bunu resepsiyona söylüyorsun, sahte bir üzüntü ile "üzgünüz" diyorlar. nerede müşteri memnuniyeti, nerede insanlık? yok kardeşim yok.

    her neyse. gittiğim hafta itibarı ile hava gündüz 35, gece ise 28 derece ortalamadaydı. çok rutubet var; dolayısı ile gökdelenleri tam net fotoğraflayamıyorsunuz; hep bir pus var havada.

    ek notlar: laser pointer götürmeyin, el koyuyorlar. gümrükte kalsın, gelince alırım diyorsanız maliyeti günlük 25 dirhem. ilaç konusunda da sıkı oldukları söyleniyor forumlarda. alışveriş merkezlerini gezin ama ortalıktaki standlardan şeker dışında bir şey almayın. her şey pahalı. yemek ise nisbeten uygun fiyatlı.

  • ilk görüldüğünde vaha zannedilen fakat iki ay yaşadıktan sonra serap olduğu anlaşılan şeyh muhammed bin raşit el maktum land.

    (bkz: dubai'nin iflasın eşiğine gelmesi)

  • gidip geleli 6 ay oldu ama nedense sık sık aklıma geliyor. çılgınca eğlendiğim yada çok beğendiğimden değil sadece enteresan bir karakteri olmasından. keşke sözlükte hakkında yazılanları okumadan gitseydim. herşey harfiyen anlatıldıgı gibi. tek itirazım türkleri seviyorlar lafı. ben hiç ekstra bir ilgi görmedim şahsen. sevdikleri tek şey para.
    thy ile aynı fiyat olması sebebiyle emirates tercih ettim. daha pahalı bile olsa tercih edilebilirmiş. adamlar inanılmaz. cabin crew birleşmiş milletler gibi. çok nazikler hem de hafif fırlamalar. işlerini de çok iyi yapıyorlar. melike isimli bayan hostes hiç taviz vermeden bizimle de sadece ingilizce konuştu. yanımdaki ingilizle tüm yol boyunca futbol geyiği yapıp köpek gibi içtiğimiz için dubai'ye bildiğin sarhoş indik. bir çok kez soylenmiş ama entryleri sondan okumaya başlayanlar için tekrarlayayım. pasaport kuyruguna girmeden önce retina taraması (eye-scan) kuyruguna girin. yoksa çok zaman kaybedersiniz. bu arada havaalanındaki pasaport görevlilerinin asık suratlarını görünce moraliniz bozulmasın. şehirde pek arap yok zaten. misal ben şans işte buz gibi suratlı bir arap ablanın oldugu bölümde sıraya girmişim. 2 kişi process edip 15 dk kayboluyordu ortadan. neyse tüm işler bitip te taksiye binince moralim tekrar düzeldi. 15 dk sonra 1 hafta kalacağım the monarch isimli 5 yıldızlı otele varmıştım. bu otel 5 yıldız ise avrupadaki 5 yıldızlı otellerin çoğu en fazla 2 yıldız alabilir diye düşünüyorum. herşey fazla güzel. odaya çıkınca direkt amanın dedim. yorgunluk vs yattım ve sabah gözümün içine giren güneş sayesinde erken bir saatte kalktım. mart ayında gittiğim için hava 25 derece civarlarındaydı ama asla istanbul baharı yada yazı gibi değildi. birşeyler eksikti. megersem kum fırtınaları sebebiyle dışarısı blur efekti verilmiş gibiymiş. off günüm olduğu için kendimi dışarılara attım. dubai mall haricinde alışveriş merkezine gitmenin gerçekten mantığı yok. bir gördüğün mağazayı bir daha görme şansın yok. o kadar büyük. içindeki akvaryum çok güzel gitmek gerekir. camları fırçalayan dalgıç asyalıları görünce o çok bahsedilen kölelik sistemini farketmeye başlıyorsun. yada 3 tane bakıcı ile dolaşan ingiliz expat karısını. şehirde arap yok resmen. tüm işi asyalılar yapıyor. günlük hayatı da haliyle onlar yaşıyor. otobüs şöförü de asyalı otobüse binenler seafoodplus.info kendilerine bir hayat yaşıyorlar. ve evet inanılmaz sindirmişler. yes sir certainly sir lafından gına geldi. diğer hiçbir detaya da girmek istemiyorum hepsi çok güzel anlatılmış.hatta en iyi ekşisözlükte anlatılmış. alışveriş konusuna bir netlik getirebilirim ama..türkiye ile aynı fiyatlar. sadece shopping fest zamanı çok ucuzmuş diyorlar ama ona denk gelmedim. otelde odada arasıra tv açtım ama ilk 10 kanal premier league sonrası da kriket falan. diğer kanallar da dubai'nin süper bir yer oldugunu tekrarlayan programlar ile dolu. zaten şehirde enteresan bir atmosfer var. sanki herkes biraz gergin. herkes hata yapmaktan korkuyor gibi. kuruş para harcamadığım bir tatil olması sebebiyle çok ta bok atmak istemem ama bana sanki biraz overrated geldi.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

+90 01 99

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir