İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Turan Atay, Parkinson hastalığına ilişkin, 'İstirahat titremesi en sık rastlanılan, hasta ve hasta yakınları tarafından en önce fark edilen başlangıç belirtisidir. Genellikle bir taraf el-koldan başlayıp hastalık ilerledikçe o taraf bacağa ve daha sonra da karşı taraf ekstremitelere yayılır. Çenede ve dudaklarda da gözlenebilir.' ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Turan Atay, yaptığı yazılı açıklamada, Parkinson hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Parkinson hastalığının, hareketle ilgili kronik ve ilerleyici bir hastalık olduğunu aktaran Atay, hastalığın, beynin hareketle ilgili bir bölümünde yer alan ve özellikle dopamin üreten özel bir grup beyin hücresinin (nöronların) dejenerasyonu ve kaybı sonucunda ortaya çıktığını kaydetti.
Atay, hastalığın ana belirtilerinin hareketlerin yavaşlaması (bradikinezi), kaslarda katılık (rijidite), özellikle ekstremitelerde istirahat sırasında (hareket halinde değilken, örneğin otururken) ortaya çıkan titreme (tremor) ve yürüme-denge sorunlarından oluştuğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Bradikinezi, kendini değişik şekillerde belli eder. Yüzdeki mimik kaslarının yavaşlaması (bradimimi), yüz ifadesinin donuklaşmasına, bakışların canlılığını yitirmesine ve 'maske yüz' diye tabir edilen bir görüntüye neden olur. Göz kırpma sayısı azalır. Konuşma da yavaşlar, ses tonu monotonlaşır, sesin şiddeti (volümü) azalır. Kol ve bacaklardaki yavaşlama, başlangıçta kendini halsizlik, çabuk yorulma, hareketlerde beceriksizlik şeklinde belli edebilir.
Düğmelerini iliklemekte, ellerini hızlı açıp kapamada, alet veya yemek yerken bıçak kullanmada, diş fırçalamakta, tıraş olmakta vesaire güçlük çekerler. Hastalık bir koldan başlamışsa, yürürken o kolun diğer tarafa göre daha az sallandığı ya da hiç sallanmadığı dikkati çekebilir. Bacaklar da tutulmuşsa, yürürken hastanın o taraftaki ya da her iki ayağının yere süründüğü fark edilecektir. Hastanın yazısının değişmesi ve özellikle harflerin küçülmesi de önemli bir belirtidir.'
- 'Yürüme ve denge bozuklukları da hastalığın önemli belirtilerindendir'
Prof. Dr. Turan Atay, kaslardaki rijidite (katılık), birbirine karşıt işlevi olan kasların uyumsuz çalışması nedeniyle ortaya çıktığını belirterek, 'Örneğin, dirseğimizi bükmek istediğimizde bükücü kasların kasılması, buna karşılık kolu düz (dirsek eklemini açık) duruma getiren kasların ise gevşemesi gerekir. Parkinson hastalığında kasların bu koordinasyonu bozulur.' ifadelerini kullandı.
Atay, rijidite muayenesi sırasında hekimin, hastaya kendisini serbest bırakmasını söyleyip hastanın eklemlerini hareket ettirmeye çalıştığında dirençle karşılaştığını, hatta hastanın eklemlerinin 'dişli çark fenomeni' denilen biçimde kademeli biçimde açıldığını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
'İstirahat titremesi en sık rastlanılan, hasta ve hasta yakınları tarafından en önce fark edilen başlangıç belirtisidir. Genellikle bir taraf el-koldan başlayıp hastalık ilerledikçe o taraf bacağa ve daha sonra da karşı taraf ekstremitelere yayılır. Çenede ve dudaklarda da gözlenebilir. Titreme hareket edince, bir cismi tutunca veya dikkati o ekstremite üzerine yoğunlaştırınca yatışır. Ancak uzun süre aynı hareket sürdürüldüğünde veya aynı pozisyonda ayakta durunca tekrar ortaya çıkabilir. Yürüme ve denge bozuklukları da hastalığın önemli belirtilerindendir.
Hastalık ilerledikçe yürüme bozulur. Adım atmaya başlamada güçlük, duraklamalar, baş ve gövde öne eğik biçimde yavaş, kısa adımlarla, ayakları sürüyerek ve kolları sallamadan yürüme, klinik tablonun iyice oturduğu ileri evrelerde hastanın tipik görüntüsünü oluşturur. Bazen de hasta yürümeyi durduramaz, sanki arkadan itilmiş gibi hızlanarak devam eder. Hastanın dengesini korumaya yönelik refleksleri de zayıfladığından, en ufak bir itme veya çekmeyle dengelerini yitirip devrilebilirler. Bu yürüme ve denge bozuklukları, hastalığın ileri devrelerinde sık sık düşmelere neden olabilir.'
- 'Genetik ve çevresel faktörler rol oynar'
Medicana International İstanbul Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Atay, hastalığın neden başladığının hala kesin olarak bilinemediğini belirterek, 'Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Parkinson olgularının büyük bölümü genetik kökenli değildir ancak hastaların yüzde 15’i Parkinson’lu bir yakını olduğunu belirtir. Özellikle hastalığı genç yaşlarda başlayan kişilerde genetik faktörler daha ön planda olabilir ve klinik tablo da tipik Parkinson hastalığından farklı seyir özellikleri gösterir.' ifadelerini kullandı.
Genetik nedenlere bağlı Parkinson hastalarında saptanan genlerin, oluşum mekanizmalarının anlaşılmasına katkılar sağladığını vurgulayan Atay, şu bilgileri verdi:
'Bu da doğal olarak kısa bir gelecekte tedaviye yönelik bazı gelişmeleri beraberinde getirecektir. Parkinson hastalığında en önemli risk faktörü yaştır. Ortalama tanı konma yaşı 60 civarındadır. Yaş arttıkça hastalığın görülme sıklığı da artmaktadır. Çalışmalar, hastalığın oluşumunda bazı çevresel faktörlerin de rol oynayabildiğini göstermektedir. Bunların arasından üzerinde anlaşılmış olanlar; kırsal alanda yaşıyor olmak, bazı tarım ilaçlarına uzun süre maruz kalmak ve kuyu suyu kullanmaktır. Ancak bu faktörler, sadece risk artışına neden olmaktadır; yani bu şartlara maruz kalan herkeste Parkinson hastalığı gelişmemektedir. Kaza veya kafa travması geçiren ya da aşırı stres altındaki bazı kişilerde Parkinson hastalığının görülmesi, bunların da etiyolojide rol oynadığını düşündürmüşse de çalışmalar kesin bir ilişkiyi kanıtlamamıştır. En uygun açıklama, bu bireylerin olasılıkla zaten henüz fark edilmemiş hafif belirtilerinin bulunduğu ve bu olaylar sonrasında tablonun belirginleşmiş olabileceğidir.'
- 'Parkinson hastalığı ileri yaşları tehdit ediyor'
Prof. Dr. Turan Atalay, Parkinson hastalığının, genel olarak bir ileri yaş hastalığı olduğunu, 65 yaş üstü bireylerde yüzde 1 görüldüğünü ve 85 yaş üstünde bu oranın yüzde 5’lere kadar ulaştığını bildirdi.
Parkinson hastalarının sadece yüzde ’unda başlama yaşının 50’nin altında olduğuna dikkati çeken Atalay, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Nadir de olsa 20 yaş altında da ortaya çıkar ama bunlar genellikle ailesel Parkinson olgularıdır. Hastalığın mekanizması ile ilgili bilgilerimiz arttıkça, eskiye göre ilaç seçenekleri de artıyor. Belirtileri hafifletmek ve ileri evrelere ulaşmadan hastaları uzun yıllar boyunca işlevsel durumda tutmak mümkün. Günümüzde hastalığın ilerlemesi önemli ölçüde yavaşlatılabilse de hastalığı durduracak veya tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi henüz bulunamamıştır. Parkinson'un en önemli özelliği her bireyde farklı bir seyre sahip olmasıdır. Bu nedenle her hasta için ayrı bir tedavi düzenlenmesi gerekir. Klinik duruma göre, aynı ilaç bir hastada başka diğer hastada başka dozlarda, hatta farklı doz aralıklarına bölünmüş olarak verilebilir. Tedavide, hekim ve hasta/hasta yakını iş birliği çok önemlidir.'
- 'Dopamin hareketlerin koordinasyonunda ve kontrolünde rol oynar'
Verilen bilgiye göre, dopamin, mesaj ileticisi bir kimyasal madde olup hareketlerin koordinasyonunda ve kontrolünde rol oynar. Hastalık, dopamin üreten bu hücrelerin ancak yüzde ’ı kaybedildikten sonra belirti vermeye başlar.
Dopamin azalınca beyinden vücuttaki çizgili kaslara, nasıl ve ne zaman hareket edeceklerine ilişkin mesajlar doğru bir şekilde iletilemez. Sonuçta kişi hareketleri başlatmakta ve kontrol etmekte güçlük çeker.
Yıllar içinde dopamin üreten bu nöronların sayısı, dolayısıyla beynin bu bölgesindeki dopamin miktarı daha da azalır ve hastalık belirtileri de artar, hareketler iyice zorlaşır.
Dudak seğirmesi nedir?
Dudak seğirmesi, dudak kaslarının ani ve istemsiz bir şekilde kasılmasıdır. Yaşa, ırka veya cinsiyete bakılmaksızın herkesin başına gelebilen yaygın bir rahatsızlıktır. Sadece alt veya üst dudağı etkileyebildiği gibi iki dudağı birden de etkileyebilir. Bazı dudak seğirmelerinde, kişi dudağının seğirdiğini hissederken, dışarıdan bu durum gözlemlenmeyebilir.
Dudak seğirmesinin belirtileri
Dudak seğirmesinde yüzün diğer kısımlarına da yayılabilecek hafif titremeler yaşanır. Dudak seğirmesi olan bir kişide aşağıdaki belirtiler görülebilir:
* Dudak kaslarının istemsiz ve ani bir şekilde kasılması
* Dudakta titreme hissi
* Dudaklarda donma veya uyuşma hissi
* Dudaklar kenarlarda kıvrılma hissi
* Tekrarlanan ve birkaç dakikalık bir aralıktan sonra ortaya çıkan spazmlar
Dudak seğirmesi nedenleri
Dudak seğirmesinin türlü sebepleri olabilir. Bunlar:
Sürekli veya kalıcı olarak dudak seğirmesi, aşağıda belirtilen bazı ciddi sağlık bozukluklarına bağlı olabilir:
- Yüz spazmı ya da tikler, stres veya yorgunluk yüzünden şiddetlenerek tekrar edici motor hareketlerine dönüşebilir. Tik, aynı zamanda yüzünüzün ve gözlerinizin kaslarını da içerebilir. Bu durum daha çok çocukluk çağında ortaya çıkar ve çoğu kez kendiliğinden geçer.
- Anksiyete ile şiddetlenebilen hemifasyal spazm, yüzdeki sinirlerin bir tümör nedeniyle baskılanması sonucu ortaya çıkar. Bu bir tür sinir sistemi bozukluğudur ve belli bir sinir bölgesini etkiler.
- Sürekli dudak seğirmesi, histerik veya uyuşturucu kaynaklı titreme nedeniyle olabilir.
- İstenmeyen sesler ve hareketlere neden olan nörolojik bir bozukluk olan Tourette sendromuda sürekli bir şekilde dudak seğirmesi yaşanır.
- DiGeorge sendromu, 22 . kromozomdaki bir kusur sonucu meydana gelen bir tür gen bozukluğudur. Nadir görülen bir hastalıktır ve dudak seğirmesine sebep olabilir.
- Parkinson hastalığı, motor fonksiyonlarda hasarlara yol açar. Bunun sonucunda, bir veya her iki dudakta ritmik istemsiz hareketler görülebilir. Bu hastalığın ilerleyen aşamalarındaysa dudak seğirmesi, kişi uyurken, yemek yerken veya konuşurken ortaya çıkabilir.
- ALS hastalığı. Kasları zayıflatan ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı.
- Hipoparatiroidi, boyundaki paratiroid bezlerinin yeterli paratiroid hormonu salgılayamaması
Dudak seğirmesi nasıl geçer?
Dudak seğirmesinin yukarıda belirtildiği üzere çeşitli nedenleri vardır. Bu sebeple, dudak seğirmesinin geçmesi için çok çeşitli tedavi yöntemleri söz konusu olabilir. Çoğu kişide, dudak seğirmesi muz gibi potasyum açısından zengin gıdalar tüketilerek kolay bir yolla tedavi edilir. Bazı durumlardaysa, Botoks enjeksiyonu almak, titreme olaylarından kurtulmanın en iyi yoludur.
Dudak seğirmesinin geçmesi için neler yapılabilir?
- Günlük kahve alımınızı üç fincandan daha düşük bir seviyeye indirin veya kafeini tamamen kesin.
- Alkol tüketimini tamamen azaltın veya kesin.
- Brokoli, ıspanak, muz ve avokado gibi potasyum kaynağı besinleri tercih edin.
- Sıcak bir bez ile dudaklarınıza basınç uygulayın.
Dudak seğirmesinin geçmediği durumlarda Nöroloji doktoruna başvurulmalıdır.
Unutmayın ki, dudak seğirmesi genelde kısa sürede geçen bir rahatsızlık olsa da, bazı durumlarda daha ciddi bir tıbbi rahatsızlığı işaret edebilir. Daha az kahve içmek ya da potasyum ihtiyacınızı karşılamak semptomunuza yardımcı olmuyorsa, doktora başvurmalısınız. Eğer dudak seğirmesinin altında yatan daha ciddi bir rahatsızlık varsa, erken teşhis önem kazanacaktır.
Dudaklarda karıncalanma tipik olarak çoğu kişinin önemsemediği bir durumdur. Birçok kişinin farklı zamanlarda başına gelen dudak uyuşması stres ya da farklı ürünlerin kullanımı ile beraber ortaya çıkabilir. Kısa süreli ve anlak yaşanan bu durum endişelendirmese de sık yaşanılması bazı hastalıkları akıllara getirebilir.
DUDAK UYUŞMASI NEDEN OLUR? KARINCILANMA HASTALIK HABERCİSİ Mİ?
Dudak uyuşması çok ciddi hastalıkların altta yatan nedenleri arasında gelebilir. Kimi zaman da önemsenmeyecek bir durum kaynaklı da olabilir. Örneğin kullanılmış olan kozmetik ürünlerin bir yan etkisi olarak dudak uyuşması meydana gelebilir. Aynı zamanda stres ve kaygı ile beraber psikolojik olarak birtakım gerginlikler karşısında, dudak uyuşması görülebilir.
Ayrıca dudaklarda karıncalanma yaşanabilecek olası bazı hastalıkların getirdiği yan etki sebebiyle de meydana gelebiliyor. Ciddi anlamda ise özellikle beyinde oluşmuş olan sinsi bir tümör dudak uyuşukluğu sebebi yaratabilir. Ancak gerçek ve kesin olarak tanının konulabilmesi için mutlaka uzman bir doktora başvurmak ve tetkiklerin sonuçlarını almak gerekiyor.
Dudak çevresinde meydana gelen uyuşukluk konusunda, öncelikle uzman bir doktor kontrolü altında teşhis konulması gerekiyor. Özellikle hastanın tıbbi geçmişi, dudak uyuşmasına neden olacak ipuçlarını ortaya çıkarabilir. Bu doğrultuda fiziki muayene ile beraber nörolojik semptomlar teşhis noktasında önemli bir yere sahiptir.
DUDAKTA KARINCALANMA VARSA SEMPTOMLAR TAKİP EDİLMELİ!
Ancak çok çeşitli sebeplerden dolayı dudak uyuşması meydana geldiği için, aynı doğrultuda tedavisi de karmaşıktır. Eğer hava şartları gibi normal koşullar altında dudak uyuşması meydana gelmiş ise, bu durum kendiliğinden geçebilir. Nedeni ciddi hastalıklar ise, o zaman mutlaka uzman doktor kontrolünde belli bir süre semptomlar takip edilmelidir. Buna bağlı olarak belli başlı bazı tedavi yöntemleri özel olarak uygulanır.
DUDAK UYUŞMASINI SIK YAŞIYORSANIZ
Dudak uyuşması ile karşı karşıya kalındığı vakit öncelikle nöroloji polikliniklerine gidilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda vücutta meydana gelebilecek olası uyuşma için nöroloji bilimi devreye girer. Bu bağlamda tedavi eden uzman doktor ise nörolog olarak öne çıkıyor. Tabii bunun dışında nörolog ile beraber aynı zamanda fiziki açıdan da tedavi büyük öneme sahiptir.
PSİKOLOJİK DE OLABİLİR
Yaşanabilecek olası psikolojik sorunlardan kaynaklı ise, o zaman bir psikiyatri doktoru bünyesinde de kontrol ön plana çıkıyor. Yani dudak uyuşması söz konusu olduğu vakit, komple bir tetkik ve teşhis yöntemi farklı uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilir. Böylece hastalığın sebebine bağlı olarak değişik tedavi yöntemleri ele alınır. Mutlaka ciddiye alınması gereken rahatsızlıklar içerisinde gelmektedir.
DUDAK UYUŞMASI İLE ORTAYA ÇIKAN DİĞER BELİRTİLER
Dudak uyuşması yaşandığı vakit belli başlı bazı semptomlar yaşanmaktadır. Bu doğrultuda altında yatan sebep ne olursa olsun ortak şekilde bazı belirtiler yaşanır.
Yanma hissi
Karıncalanma hissi
Kızarıklık
Sıcaklık ve şişme
Zaman içerisinde ilgili bölgede kanama
Bununla beraber aynı zamanda nörolojik birtakım belirtiler de söz konusu olabilir.
Denge sorunu ile beraber yürüme zorluğu ve düşme
Kas koordinasyonunda kayıplar
Kas seğirmesi ile beraber spazmlar ve nöbetler
Kas güçsüzlüğü
Bu şekilde daha birçok farklı durum ile beraber dudak uyuşması belirtisi ön plana çıkmaktadır.
MUTLAKA BİR UZMANA DANIŞIN
Meydana gelebilecek olası problemlere karşı mutlaka zamanında tetkik ve teşhislerin yapılması çok önemlidir. Böylece uygun şekilde ele alınabilecek olan tedavi yöntemleri doğrultusunda, sorun belli bir süre içerisinde ortadan kaldırılabilir. Elbette hastalığın ciddiyetine bağlı olarak sürenin ne kadar değişkenlik göstereceği bu konuda tam olarak bilinmiyor.