50
Sonuçların değerlendirilmesi
Kalpte ritmik çalışma bozuklukları:
Bu cihaz, ölçüm esnasında kalpteki muhtemel ritmik çalışma
bozukluklarını tespit edebilir ve duruma göre ölçümden son-
ra bu bozukluğu
sembolü ile gösterebilir.
Bu durum, aritmi hastalığı için bir belirti olabilir. Aritmi, kalp
atışını kontrol eden biyoelektriksel sistemdeki hatalardan do-
layı, kalp ritminin anormal olduğu bir hastalıktır. Septomların
(gerçekleşmeyen veya erken gerçekleşen kalp atışları, yavaş
veya hızlı nabız) sebepleri, başka sebeplerin yanı sıra, kalp
hastalıkları, yaş, bedensel özellikler, aşırı beslenme, stres
veya az uyuma olabilir. Aritmi hastalığı ancak doktorunuzun
yapacağı bir kontrol sayesinde tespit edilebilir.
Ölçme işleminden sonra ekranda sembolü görüntülenir-
se, ölçme işlemini tekrarlayınız. Ölçme işleminden önce 5 daki-
ka dinlenmeye ve ölçme işlemi esnasında konuşmamaya veya
hareket etmemeye lütfen dikkat ediniz. Bu sembol
sık sık
görünürse, lütfen doktorunuza başvurunuz. Ölçüm sonuçlarına
göre kendi kendinizi diyagnoz etmeniz ve tedavi etmeniz tehli-
keli olabilir. Doktorunuzun talimatlarına kesinlikle uyunuz.
WHO kademesı:
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) standartlarına/tanımlarına göre
ölçüm sonuçları aşağıdaki tabloya göre derecelendirilir ve
değerlendirilir.
Tansiyon değerleri aralığıSistolik (in mmHg)Diyastolik (in mmHg)Önlem
Kademe 3: Aşırı hipertoni>=>=Bir doktora gidiniz
Kademe 2: Orta hipertoniBir doktora gidiniz
Kademe 1: Hafif hipertoniMuntazam aralıklarla doktorda kontrol olunuz
Yüksek normalMuntazam aralıklarla doktorda kontrol olunuz
NormalKendiniz kontrol ediniz
İdeal<<80Kendiniz kontrol ediniz
Kaynak: WHO,
Ekrandaki çubuk grafiği ve cihaz üzerindeki ıskala, tespit edil-
miş olan tansiyonun hangi aralık dahilinde olduğunu bildirir.
Sistol değeri ve diyastol değeri iki farklı WHO aralığında ola-
cak olursa (örn. sistol yüksek normal aralığında ve diyastol
ise normal aralığında), cihaz ekranında gösterilen WHO
kademesi (sınıflandırması) size daima daha yüksek değerin
bulunduğu aralığı gösterir; burada tarif edilen örnekte „Yük-
sek normal“.
Din, kültürün ayrılmaz ögelerindendir. Dini inanç ve ahlaki değerler, bireyin içinde bulunduğu topluma aidiyetini artırır ve bireyleri birbirlerine yaklaştırarak toplumsal düzenin oluşturulmasına yardımcı olur. Hoca Ahmet Yesevi’nin de özellikle Divan-ı Hikmet’i ile Türkistan bölgesinde ağırlıklı olmak üzere Anadolu ve Balkan Türklerini etkilerken “Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz” hadisinden ilhamla Türklere İslam'ı kolaylaştırarak benimsettiği görülmektedir. Yesevi’nin dini yaşam ve tasavvufi anlayışla ortaya koyduğu manevi ruh, Türkler arasında uzun süre etkili olmuş ve kaybolmadan günümüze kadar ulaşmıştır. Ahmet Yesevi, İslâm'ı yeni kabul etmiş Türk topluluklarına dinin irfan yönünü tanıtırken Arapça ve Farsçayı çok iyi bilmesine rağmen toplumun kültürel hassasiyetlerini önceleyerek eserlerini Türkçe vermiştir. Ahmet Yesevi’nin öğrencilerini/gönüllülerini Asya içlerine, Anadolu’ya, Balkanlara ve dahi Avrupa’nın Doğusuna kadar gönderdiği bilinmektedir. Dolayısıyla öğretileri hem siyasi hem de kültürel sınırlar ötesinde başkaca topluluklar arasında talim edilmiştir. Ahmet Yesevi, Türkler arasında tasavvuf kültürünün yaygınlaşması ve ortak bir din kültürünün oluşmasının temelini oluştururken İslam’ın kılıç gücüyle değil, istimalet (gönül kazanma) yoluyla yayılmasına vesile olmuştur. Nitekim aynı dönemlerde Moğollar da büyük bir imparatorluk kurmuş ama devletleri sadece kılıç gücüne dayalı olduğu için kısa ömürlü olmuştur. Hoca Ahmet Yesevi Türk töresi ile İslam dini arasında ikilem yaşayan toplumun aidiyet sorununu pratik ilkeler ve ahlaki değerler çerçevesi içerisinde ele alarak bireyin toplumla olan münasebetlerini şekillendiren yeni bir kimlik inşa etmiştir. Aynı zamanda bu yeni kimliğin, Fars ve Arap kültürü egemen olan yönetim ve siyasetle ilişkilerinde aracı kurum sayılabilecek tasavvuf halkası içerisinde temsilini de güçlendirmiştir. Zira binlerce yıllık Türk kültürü, töresi, bilgi ve birikimiyle birlikte sayısız devlet kurmuş ve kendi kendilerini yönetebilme becerisini elde edebilmiş olan hem Türkistan hem de Anadolu Türkleri, bu yöntemle İslamlaşmanın kendilerini devlet yönetiminin dışında tutmasına izin vermemiştir. Buradan hareketle Hoca Ahmet Yesevi ve öğretilerinin İslam dininin Türk halkları arasında hızla yayılmasına, İslam’ın Türk kültür ve toplumsal yapı içerisine dinin anlam ve işlevleriyle ilgili konuların derç edilmesine katkısı inkâr edilemeyecek düzeyde büyüktür. Bu çalışmada Türk kültür ve kimlik oluşumunda istimalet siyasetinin, hoşgörünün ve Hoca Ahmet Yesevi’nin rolü incelenirken, din-toplum ve siyaset ilişkileri sosyolojik bir bakış açısıyla tahlil edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Türk Kültürü, Kimlik, Din Sosyolojisi, İstimalet Siyaseti, Hoca Ahmet Yesevi, Hoşgörü