Din nedir veya ne demek insanlığın son yüzyılının konularından birisi. Dünyada kaç din var, din çeşitleri hakkındaki bilgiler
Din, genellikle doğaüstü, kutsal ve ahlaki ögeler taşıyan; çeşitli ayin, uygulama, değer ve kurumlara sahip inançlar ve ibadetler bütünüdür.
Zaman zaman inanç sözcüğünün yerine kullanıldığı gibi bazen de inanç sözcüğü din sözcüğünün yerinde kullanılır. Dinler tarihine bakıldığında farklı kültür, topluluk ve bireylerde din kavramının farklı biçimlere sahip olduğu, dinlerin mensupları tarafından her çağda coğrafya ve kültür değerlerine göre yeniden tasarlandığı görülür. Arapça kökenli bir sözcük olan din sözcüğü, köken itibarıyla "yol, hüküm, mükafat" gibi anlamlara sahiptir.
DİN NE DEMEK?
Dinin farklı tanımları olup bu tanımlar dine bakış açısına göre birbirinden farklılık göstermektedir. Bir dine bağlı olanlar dini kendi inançları açısından tanımlamışlardır. Dine inceleme konusu bir nesne olarak bakan bilim insanları ise elde ettikleri verilere göre dinin bir tanımını yapmışlardır. Bu tanımların hiçbiri dinin gerçek yapısını ortaya koyan tanımlar değildir. Şimdiye kadar üzerinde ittifak edilen bir din tanımı olmamıştır. Bunun sebebi, dinlerin farklı yapılara sahip olmasıdır.
Din bilimlerinin farklı alanlarında uzman olan pek çok din bilimcisinin kendine özgü bir din tanımı vardır. Şimdiye kadar yapılan din tanımları normal bir kitap hacmini dolduracak kadar çoktur. Ancak bu din bilimcileri dini kendi alanları açısından tanımlamışlardır. Örneğin konuya din sosyolojisi açısından yaklaşan Émile Durkheim, "Din, bir cemaatin meydana gelmesini sağlayan ayin ve inançlar sistemidir." demiştir. Durkheim bu tanımında, dinin toplumdaki sosyal fonksiyonunu esas almıştır. "Din; dua, kurban ve inançla kendini gösteren bir arzudur." diyen Ludwig Andreas Feuerbach ise din psikolojisi açısından bir tanım yapmıştır. Buna benzer birçok tanımı sıralamak mümkündür. Ancak bu iki örnek din bilimcilerinin din tanımlarının birbirinden ne kadar farklı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Din bilimcilerinin bu din tanımlarında kutsaliyet, inanç, zihni meleke, mutlak itaat duygusu, arzu, toplumsal değerler bilinci, tabiat üstü yüce varlık ve tanrı fikri gibi hususlar ön plana çıkmaktadır. Din bilimcilerinin her biri bu kavramlardan birine ağırlık vererek din tanımı yapmıştır. Bu tanımlardaki ayrılık temelde iki nedenden kaynaklanmaktadır. Bu nedenlerden biri dinin karmaşık yapısıdır. Diğeri ise tanımı yapanların subjektif yaklaşımlarıdır. Dinin bütün dinleri kapsayacak objektif bir tarifini ancak dinin sınırlarının belirlenmesinden sonra yapmak mümkün olabilir.
DİNLERİN ORTAYA ÇIKIŞI
Dinin nasıl ortaya çıktığı, kaynağının ne olduğu konusunda kutsal kitapların verdiği bilgilerden başka herhangi bir tarihî belge yoktur. Bu bakımdan bilimsel metotlara baş vurarak dinin başlangıcı ve kaynağı hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Bununla birlikte, dinin kaynağını bulmaya teşebbüs eden bazı sosyal bilimciler ortaya çıkmıştır. Elde ettikleri veriler çerçevesinde dinin kökeni hakkında bir takım teoriler ileri sürmüşlerdir. Bir dönem bu teoriler Batı dünyasında kabul görmüş, bilim çevrelerinde heyecan uyandırmışsa da daha sonra bunların eleştirisi yapılıp tartışmalı hâle gelmişlerdir.
Dinin kaynağı hakkındaki görüşler evrimci görüş ve vahiy temelli görüş olmak üzere iki başlık altında toplanmaktadır.
Evrimci görüş
Evrime paralel olarak insanın kültür bakımından da evrim geçirdiğinin ispatlanması için çeşitli alanlardan bilim insanları çalışmalara başladılar. Antropologlar, etnologlar, sosyologlar ve psikologlar arasından bazı bilim insanları dinin kökeninin ilkel hayat yaşayan ilkel kabilelerin din ve kültürlerinin incelenmesi ile bulunabileceği iddiasında idiler. Yeni Zelanda, Avustralya, Afrika ve Asya'da yaşayan bazı ilkel kabilelerin inançlarından hareket ederek dinin kökeni hakkında değişik görüşler ortaya atmaya başladılar. Edward Burnett Tylor dinin başlangıcının animizm, James Frazer büyü, Durkheim totemizm olduğunu ileri sürdü. Diğer bilim insanları tarafından başka teoriler de ortaya atıldı. Bütün bu teoriler yaklaşım tarzlarına göre psikolojik ve sosyolojik temelli teoriler idi. Bu teorilere göre, insan tabiattan korktuğu veya cemaat şuurunu devam ettirmek istediği için dine yönelmişti ve bu teoriler bazı bilim çevrelerinde geniş kabul görmüştü. Bu bilim çevrelerinde dinin insan hayatından çıkmasının çok uzun zaman almayacağı kanaati hakim olmaya başlamıştı. Max Müller, 'de bu konuya dair "Her gün, her hafta, her ay en çok okunan gazeteler din çağının geçtiğini, inancın bir yanılsama ya da çocukluk hastalığı olduğunu, tanrıların bir insan buluşu olduğunun sonunda ortaya çıkarıldığını yazıyorlar" şeklinde görüş belirtirken 'te Crawley, bilimle dinin karşıtlığını göstermek için din düşmanlarının kıyasıya bir mücadeleye giriştiklerini, dinin, mitlerin oluşturulduğu ilkel çağın bir kalıntısından başka bir şey olmadığı düşüncesinin her yerde yayıldığını ve ortadan kalkmasının sadece bir zaman sorunu olduğunu yazmıştı.
Vahiy temelli görüş
İnsanın ve dinin kaynağı hakkındaki evrimci görüş karşısında bilim insanları arasında vahiyci görüşü savunanlar da çıktı. Aslında Protestan bir rahip olan Wilhelm Schmidt, ilkeller arasında yaptığı etnolojik çalışmalardan sonra yayınladığı Der Ursprung der Gottesidee eserinde dinin ilk şeklinin tektanrıcılık olduğunu ileri sürdü.
Filolog Max Müller, dinin kaynağını dilbilimsel metotlarla tanrısal ilk vahye dayandırmaya çalıştı. Tanrı fikrinin tarihini ele alan Müller'e göre bu fikir, tanrının dünyayı yaratması esnasında ilk vahiyle başladı. İnsana yaşam nefesini üfleyerek tanrısallığın "sezgisini" yerleştirdi. Başlangıçta tanrı "insan ırkının bütün atalarına" kendini aynı tarzda bildirdi. Ancak insan, dil hataları nedeniyle bu tanrıya değişik isimler verdi. Zamanla bu isimlerin her birinin farklı tanrılara işaret ettiği yanılgısına varıldı. Böylece çoktanrıcılık doğdu. Max Müller, Hinduizmin kutsal kitabı Vedalar üzerinde yaptığı dilbilimsel incelemelerle bunu ispat etmeye çalıştı. Müller'in asıl ortaya koymak istediği ise "bütün dinlerde, değişik dillerle ifadesini bulan şey, aynı tanrısal gerçek, aynı vahiydir." cümlesiyle özetlediği tespitiydi.
Dinin kökeninin tektanrıcı vahiy olduğunu savunanlar belli bir dinî inanca sahip olanlardır. Wilhelm Schmidt, Hristiyanlığın Protestan mezhebine bağlı rahip bir bilim insanıdır. Max Müller de inançlı bir Hristiyandır. Onun geleneksel Hristiyan anlayışından ayrıldığı nokta bütün dinlerin kaynağının aynı tanrısal vahiy olduğu anlayışıdır. Geleneksel Hristiyan anlayış, tanrısal vahiy dini olarak sadece Yahudiliği ve Hristiyanlığı görmektedir. Bu anlayışa göre Hristiyanlık Yahudiliğin bir devamıdır fakat Hristiyanlığın çıkışıyla Yahudiliğin hükmü kaldırılmıştır. Diğer dinler ise tamamen şeytan uydurmasıdır. Tanrının bu dinlerle hiçbir işi olmamıştır. Hinduizm de aynı yaklaşımı sergiler. Budizmin din anlayışı tamamen farklıdır. Budizm, tanrısız bir din olarak bilinir. Bu din, ne kendini ne de diğer dinleri tanrısal vahye dayandırır.
DÜNYADA KAÇ DİN VAR?
Din deyince farklı inanışlar ve mezhepleri de içeren geniş bir kavram düşünmemiz gerekiyor. Bazı dinler semavi, yani kutsal, tek tanrılı ve bi kutsal kitaba sahip olan dinlerdir. Bildiğimiz gibi bu şekilde üç din vardır. Ama farklı inanışlar ve diğer mezheplerle birlikte dünyada tam olarak adet din olduğu kabul ediliyor.
Semavi Dinler
Semavi dinler yukarıda bahsettiğimiz gibi tek tanrılı dinlerdir. Hıristiyanlık Musevilik ve İslam üç büyük semavi dindir. Bu dinlerin her birisine bir peygamber ve kutsal kitap gönderilmiştir. Bütün evrenin yaratıcısı olan zamansız, mekânsız ve her şeye kadir bir yaratıcının var olduğunu savunurlar. Bugün dünyada milyar Hıristiyan, 1. 3 milyar kadar Müslüman ve de 14 milyon Yahudi olduğu kabul ediliyor.
Yerel Dinler
Bu üç büyük semavi dinin yanı sıra dünyada çok sayıda yerel din vardır. Bu dinler arasında en yaygın olanları hakkında bir değerlendirme yapılabilir. Mesela Japon halkının yerel dini Şintoizm'dir. Diğer dinlere hoşgörülü olmasıyla bilinen Şintoizm, dört milyon civarında üyeye sahiptir. Hinduizm ise bugün yaklaşık olarak bir milyon civarında üyesiyle birlikte hala en yaygın dinlerden bir diğeri. Yine Hindistan civarında yaygın olan Jainizm ise dört milyondan fazla taraftara sahiptir. Çin kaynaklı yerel dinlerin başlıcalar Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm. Bu üç yerel dinin toplamda milyona yakın üyesi bulunuyor.
Afrika Dinleri ve Tarikatları
Dinler ve farklı inanışlar konusunda Afrika halkları da çeşitliliğe sahiptir. Afrika halklarının geleneksel dinleri tıpkı semavi dinlerdekine benzer bir ruhban ya da âlimler sınıfına dâhildir. Ama onlardan farklı olarak yazılı bir kitaba ya da kaynağa sahip değil. Daha çok sözlü kültüre dayanan ve o şekilde varlığını koruyan çok Afrika geleneksel dinleri yüz milyonun üzerinde takipçisi ile yaygındır. Bu dini inanışlar benzerlik gösterse de yöreden yöreye farklılık gösterir. Öte yandan Afrika'da çok sayıda tarikat ve mezhep de bulunuyor. Bunlara mensup olan milyon insan var.
Diğer Dinler
Bazı dinler milattan önceye dayanan Pagan inanışının devamı niteliğinde. Paganizme benzer şekilde doğa olaylarına ya da doğal varlıklara kutsallık atfeden bu dinlerden birisi Neopaganizm, animizm ve şamanizmdir. Bugün dünyada bunlara mensup olan milyon kişi var. Herhangi bir kitaba bağlı olmayan ve bir çeşit dünya vatandaşlığına sahip olan Bahaîcilik de yedi milyon savunucusu ile birlikte en yaygın dinler arasında. Asya kökenli bir diğer dini inanış olan Sihizm de 23 milyon üyesiyle yaygın bir din.
Mezhep ve Tarikatlar
Dini tarikat sayısının çok olması dünya üzerindeki dinlerin sayısını 'e çıkarıyor. Mesela herhangi bir bölgenin yerli halkı oraya sonradan yerleşenlerden farklı olarak daha mistik ve doğal güçlere, gökcisimlerine, hayvanlara ya da yeryüzündeki bazı şeylere kutsallık yükleyerek farklılık gösterebiliyor. Sonuç olarak çok sayıda farklı mezhep ve tarikat ortaya çıkıyor. Bu yüzden bu tür mezhep ve tarikatların sayısı yaklaşık olarak belirlenebiliyor. Öte yandan deistler, panteistler, hümanistler ya da özgür düşünceciler gibi gruplar da ateistler yani din karşılığı sınıfına giriyor. Dünyadaki ateistlerin sayısı da bir milyonun üzerindedir.
seafoodplus.info - Gündem
Bu iki ilah inancı etrafında dönüp dolaşan başka Tanrı inanışları da vardır. Söylenenlere göre Japonya ‘da ilah vardır.
Dağ, ırmak, ateş, gök gürlemesi, fırtına, yağmur, vb. ilahlar dışında her meslek sahibinin de ayrı bir ilahı vardır. Tabiat ilahları arasında en önemlisi güneş tanrısı Amaterasu’dur. Ölüler yaşayanlara muhtaçtır.
Din denilen kavrama bütünüyle bakıldığında, doğaüstü ve ruhsal öğelerle bağlantılanan; ahlakı, dünya görüşü, kutsal değerleri ve inanışları olan; çeşitli tapınma yolları ile uygulanan sosyal ve kültürel bir sistem olduğunu söylemek mümkündür.
Yeryüzünde var olmuş dinler incelendiğinde farklı kültürlerde, toplumsal ve hatta bireysel olarak din anlayışının her çağda ve her coğrafyada farklı kültürel değerlere göre yeniden uyarlanmış olduğu görülebilir.
Din kavramı ile ilgili tanımlar, bir dine bağlı olanlar tarafından kendi inanç biçimlerine göre yapılmıştır. Bilim insanları elde ettikleri bulgular üzerinden din tanımları yapmışlardır. Sonuç olarak ister dinsel ister bilimsel açıdan olsun yapılan tanımların dinin gerçek yapısını ortaya koyacak yeterlikte olmadığı söylenebilir. Dinlerin çok farklı temel taşlarına sahip olması şu ana dek üzerinde birleşilebilecek bir din tanımı ortaya konmasına mâni olmuştur.
Din olgusunun ilk kez nasıl ortaya çıktığı konusunda kutsal kitaplardan başka herhangi bir bilgi/belge yoktur aslında. Bilimsel yöntemlere dayalı olarak dinlerin başlangıcı ya da kaynağı ile ilgili net bir şey de söylenememektedir. Yine de bazı sosyal bilimciler yaptıkları araştırma ve incelemelerden elde ettikleri bulguları temel alarak dinlerin ortaya çıkışı hakkında birtakım tezler ileri sürmüşlerdir. Günümüzde dinin kaynağı ile ilgili olarak evrimci görüş ve vahiy temelli görüş olmak üzere iki farklı yaklaşım benimsenmiştir.
Tek Tanrı’ya inanan ve kutsal kitaplara sahip olan semavi dinler başta olmak üzere farklı inanışlar, tarikatlar ve mezheplerle birlikte dünya üzerinde dinin varlığından söz edilmektedir.
İbrahimî dinler olarak da bilinen; İbranilerin atası İbrahim tarafından kurulan Yahudilik ile birlikte başlayan dinler grubudur. İlk semavi din Yahudilik olup ardından Hristiyanlık ve İslamiyet gelmiştir. Yahudilik ve Hristiyanlık, İshak soyundan; İslamiyet ise İsmail soyundan geldiğine inanır. Neticede Musevilik, Hristiyanlık ve İslam üç büyük semavi dindir. Peygamberi ve kutsal kitabı olan dinlerdir. Bu dinlerin temel ve ortak özelliği; kâinatın zamansız, mekânsız ve her şeye kâdir bir yaratıcı tarafından yaratıldığına inanmalarıdır. Semavi dinler aynı iman ve inanç prensiplerinde birleşmişlerdir. Bütün semavi dinler, Allah’ın tek olduğunu ve O'nun yegâne yaratıcı olduğunu; yalnız O'na ibadet edileceğini yapılacağını buyurur.
Ortodoks Yahudilik
Reformist Yahudilik
Yeniden Yapılanmacı Yahudilik
Katolik Kilisesi
Ortodoks Kilisesi
Oryantal Ortodoks
Protestanlık
Doğu Süryani Kilisesi
Yehova Şahitleri
Mormonluk
Sünnilik (Hanefi, Hanbeli, Maliki, Şafi)
Şiilik (Zeydi, İsmaili, Caferi, Alevi, Nusayri)
İbadilik
Sufilik
Ahmedîlik
Hinduizm, Budizm, Sihizm, gibi ilk anda söylenebilecek ve oldukça yaygın olan dinlerle birlikte daha az yaygın ve/veya daha az mensubu olan dinler de mevcuttur. Asya dinlerinden Hinduizm bilinen en eski dinlerden olup, yüksek bir inanç sistemine sahiptir; reenkarnasyona inanır. Geleneksel Afrika dinleri daha çok ‘çok çeşitli bir geleneksel inançlar kümesi’dir. Bu geleneklerde üstün bir yaratıcıya duyulan inançla birlikte, ruhlara inanç da göze çarpar. Ölüye hürmet esastır, büyü ve geleneksel tıp uygulamaları yaygındır.
Dinî mezhep ve tarikat sayılarının çok olması dünya üzerindeki dinlerin sayısını 'e çıkarmaktadır. Dünya üzerinde yaşamakta olan ve bir bölgenin yerli halkı olanlar, sonradan o bölgeye yerleşenlerden ayrı olarak mistik ve doğal güçlere, gökcisimlerine, hayvanlara ya da yeryüzündeki bazı şeylere kutsallık yükleyerek farklılık gösterebilmektedir. Bu yüzden bu tür mezhep ve tarikatların sayısı ancak yaklaşık olarak belirlenebilir.
Mahayana
Hinayana
Theravada
Vajrayana
Şaivizm
Şaktizm
Vaişnavizm
Smartizm
Tantra
Konfüçyüsçülük
Şinto
Taoizm
Mani dini
Mitraizm
Zerdüştlük
Yezdânizm
Paganizm, kökeni dünyanın en eski doğa dinlerine kadar uzanan bir inanç biçimi ve bu dinlerin genel adı olarak tanımlanır. Milattan önce var olduğu bilinen Pagan inanışının, günümüzde devamı niteliğinde olan din türleri de vardır. Benzer şekilde doğa olaylarını kutsal sayan bu dinler arasında Neopaganizm, Animizm ve Şamanizm sayılabilir. Yine herhangi bir kitaba bağlı olmayan, bir çeşit ‘dünya vatandaşlığına sahipliği’ savunan Bahaîcilik ve Sihizm de yaygın olarak bilinen dinler arasındadır.
Hayalet Dansı
Kargo kültü
Peyotizm
Branch Davidians
Moon tarikatı
İslam Milleti
Ananda Marga
Falun Gong
Aum Şinrikyo
Moon tarikatı
Ufo dinleri
Heaven's Gate
Raelizm
Scientology
Jediizm
Urantia
Deistler, panteistler, hümanistler ya da özgür düşünceciler gibi grupların varlığı bilinmektedir. Onlar da ateistler gibi din karşıtlığı sınıfında değerlendirilir. Dünyadaki ateistlerin sayısının dünya nüfusunun yüzde 2,5'i olduğu bilinmektedir.
Hinduizm: M.Ö
Yahudilik: M.Ö
Zerdüştlük: M.Ö
Budizm: M.Ö
Konfüçyüsçülük: M.Ö
Jainizm: M.Ö
Şinto: M.Ö
Hristiyanlık: Milat Başlangıcı
Taoculuk: M.S
İslâm: M.S
Hristiyanlık milyar
İslam: milyar
Hinduizm: milyar
Budizm: milyar
Halk inançları: milyar
Sihizm: 28 milyon
Yahudilik: 14 milyon
Bahailik: milyon
Kaodaizm: 6 milyon
Şinto: 4 milyon
Jainizm: 4 milyon
Çendoizm: 3 milyon
Moonculuk: 3 milyon
Tenrikyo: 2 milyon
Vika: 2 milyon
Sekanova: 1 milyon
PL Kyodan: 1 milyon
Dünya Mesihlik Kilisesi: 1 milyon
Rastafaryanizm: 1 milyon
Dürzîlik: 1 milyon
Yezîdîler: 1 milyon
Ekankar: 1 milyon
Sabiilik: bin
Üniteryen Üniversalizm: bin
Scientology: bin
Tengricilik: bin
Zerdüştlük: bin
Sukyo Mahikari: bin
Konkokyo: bin
Oomoto: bin
Satanizm: bin
Raëlizm: 80 bin
Druidizm: 50 bin