Böyle sesleniyordu Musa Anter, Grup Kzlrmak’n bir kasetinde Türkçe okuduu bir iirin sonunda. Türkçe iirdeki tek Kürtçe ifade buydu. Çocuktum, pek anlamazdm böyle maceralardan; ama o ses öyle bir yerlemi ki içime, ne zaman babam çok özleyip de hayalimde sarlacak gibi olsam, bir bükülme oluyor da Musa Anter imgesiyle babamn imgesi iç içe geçiyor. “Dalarnn, dalarnn ardnda / Deil öyle yoksulluklar hasretler / Bir tek zeytin dal bile yalnz kalmayacak” demek istiyorum ikisine de. Sanki Ahmed Arif de böyle çok önceden duymu da Anter’in yanklanan sesini, ona önceden bir yant vermi gibi, “Alçak daml evlerin yüksek küçük pencerelerinden soluk klar yaylrken geceye…”
Anter, Türkçe okuduu ksmda derin bir yalnzl, braklml anlatyordu: “Köpek havlamalar korkulara karr, kayglar beslerdi.” Belki dili ‘s’ sesine tam dönmediinden, belki de kayttan, ‘beslemek’ de ‘belemek’ gibi iitiliyordu. Yine yllar sonra, siyasal teoloji çaltm zamanlarda, ‘ibbolet’ sözcüünün hikâyesine yakalandmda da gidip boynuna sarlmak istemitim Anter’in. Tabii yine babamla kark… ngilizcede (dier Bat dillerinde var mdr, bilmiyorum) ‘ifre, parola’ anlamna gelen ‘shibbolet’ sözcüünün kökeni, Eski Ahit’in Hâkimler ksmnn 12'nci bölümünde anlatlan bir mesel: “eria Irma'nn Efrayim'e yol veren geçitlerini tutan Gilatllar, geçmek isteyen Efrayimli kaçaklara, “Efrayimli misin?” diye sorarlard. Adam, “Hayr” derse, o zaman ona, “ibbolet de bakalm” derlerdi. Adam Sibbolet derdi. Çünkü ibbolet sözcüünü doru söyleyemezdi. Bunun üzerine onu yakalayp eria Irma'nn geçit veren yerlerinde öldürürlerdi” (Eski Ahit, Hâkimler, ). Evet, evet, Efrayimliyiz çoumuz; güzel Türkçeye bazen dilimizin dönmedii olur. Yine de utanmak da bunun sorumlularnn deil, dierlerinin üzerine yklmtr çoktan; üstelik milyonlarca insann Türkçenin neredeyse her bir sözcüünü reel bir iddete elik eden bir simgesel iddet öesi olarak deneyimlemilii, bu deneyimin süreklilemilii de ortadayken…
“Sonra dalardan kurun sesleri gelirdi belirli belirsiz…” Bu korkunç yalnzlkla baa çkmak için mi Allah’a Türkçe deil de Kürtçe sesleniyordu iirin sonunda? Ya da belki de “Bak, bu yalnzlk benim yalnzlm” demek için miydi bu ani bükülme? “Karabasan gecelerin sabahlarnda” kendi derin yalnzln üstlenerek Allah’a seslendii anda Türkçeyi bu terk edi, iitebilene çok ey söylüyor. Türkçe ‘karabasandan’ kurtulmak için, “Yeter!” dedii anda, Kürtçe seslenmesi… Muhataptaki bu bükülmeyi, zaten iirde önceden iaret etmi durumdayd: “Duymazd bir Allah’n kulu çlmz.” Utanç geniler bu iirde; Allah’n kullarndan da onlarn olas hayâ duygularndan da umut kesilmitir. Allah’a bu sesleni, artk ondan utanmasn istemektir. Neden?
Ben, ahsen, Walter Benjamin’in “bir din olarak kapitalizm” kavramsallatrmasn, Musa Anter’den düen bu k sayesinde gerçekten anlayabilmitim. Neredeyse ezberimde olan o ksa pasaj, bir can yoldann Karaburun’daki evinde, Torlak Kemaller, Börklüce Mustafalar üzerine düündüüm bir srada; zihnimde “ri Dede Sultanm” çarsnn yanklanp durduu bir srada aklma düen “Ey Xûde, edî bese lo!” çarsnn düürdüü kla aydnla kavumutu. Çünkü Musa Anter, bizzat Tanr’nn bir suç ebekesinin suç ortana dönümü olduunu görüyordu.
Benjamin, kapitalizmi hiçbir dogmas olmayan bir saf kült dini olarak görüyordu. Bu saf kült dini, dier dinlerin aksine, bir varolu reformunu deil, varoluun toptan ykmn sunuyordu. Nietzsche’nin aksine, Tanr’nn ölmediini, aknln kaybederek insani varoluun içine dâhil edilmi olduunu belirtiyordu Benjamin (Agamben de bu mant izleyerek, “Tanr ölmedi, paraya dönütü” formülünü gelitirecektir Benjamin’den epey sonra). Böylelikle, suçun her tarafa yaylmasn gerçekletiren bu kült dini, suçu varsayarak balama üreten dier (eski dinlerin) aksine, balama veya kefaret olmakszn suçluluk üretiyordu. “Tanr’y bir kereliine ve sonsuza dek bu suçluluk sistemine dâhil etmek için … uçsuz bucaksz bir suçluluk duygusu yapr bu külte.” Bu dinin Tanr’snn henüz olgunlamam olduu kanaatindeydi Benjamin o yllarda. Bu nedenle bu Tanr saklanmak zorundayd ve ona ancak Tanr’nn suçluluu doruuna vardnda hitap edilebilirdi: “Ey Xûde, edî bese lo!”
Durmakszn suçluluk duygusu üreten bir din olarak kapitalizm… Hele de özel bir türde slami bir faizmle birlemi olduu u günlerden geçerken, Allah’a da ancak bu suç ebekesinin suç ortakl içerisinde, “Bari sen buna alet olma” dercesine seslenebilir insan, inanyorsa elbette. Kapitalizmin bu biçiminde ne felaha yer var artk, ne de ferahlk bulma olana var. “Tanrm bala” diye bir seslenie imkân vermeyecek kadar youn bir suçluluk üretimi… Bu üretim biçimi, gösteri toplumunun imkânlaryla ve teknolojik imkânlarla birletiinde, bir eylerin faili olmamak yoluyla da bir küçük ferahlk imkân brakmyor elbette. çinde yaadmz çan insanlar ya dorudan suçlu artk ya da tank olmann suçluluk duygusu yapyor bu insanlarn üzerine. Yine de ite tanklk durumunda olan insan seslenebiliyor: Edî bese lo!
Gerçekten edî bese! Bütün bu suçluluk kültünün, bu türlü bir duygusal ekonominin dünyasnda, artk nefes alacak gücü zar zor bulabiliyoruz. Son ylda yaptklarmzn, yapamadklarmzn muhasebesi altnda ezildiimiz, bir daha, bir daha ezildiimiz, yalnzca hayatta kaldmz için bile suçluluk duyduumuz bir dönemde, elbette açlk grevindekilerin ne iradesine, ne de kararllna bir ey söyleme hakkmz var. Ama… insana yüklenmez yüklerin altnda da boynumuz belimiz büküldü son birkaç ylda. Ne diyeyim? Kurbannz olaym bizleri bir de açlnzn, ölümlerinizin imtihanyla snamayn.
Son söz elbette Tanr’ya: Ey Xûde, edî bese lo!
Ceyda Yetkin, code name Rozerin Fırat Roj, born İstanbul.
Niyazi Akgül, code name Harun Tori, born Midyat.
Medeni Gül, code name Xwinda Faraşin, born Çukurça.
Mercan Kara, code name Beritan Hilal, born Uludere.
Hasan Kaya, code name Serdem Şahin, born Şırnak.
Abdullah Karataş, code name Osman Çevik, born Bozova-Urfa.
Mehmet Reşit Erdoğan, code name Gabar Rızgar, born Bitlis.
Deepest sympathy to the
friends, family and comrades of all these recently fallen martyrs.
Boran Bagok Serdar Demir
Roza Dêrik Evlin Başa
Resul Agır İhsan Yakut
Agit Agıri Ziyadin Alipur
Sehid Namerin!
LikeLoading
This entry was posted on December 11, at pm and is filed under Sehit Sehid Namerin Martyrs HPG PKK Kurdish Freedom Str. You can subscribe via RSS feed to this post's comments. You can comment below, or link to this permanent URL from your own site.