eğilip kalkarken belde ağrı neden olur / Bel Ağrısı Neden Olur, Bel Ağrısına Neler İyi Gelir?

Eğilip Kalkarken Belde Ağrı Neden Olur

eğilip kalkarken belde ağrı neden olur

HER KALÇA VE BEL AĞRISI BEL FITIĞI AĞRISI MI?

Her kalça ve bacağa vuran ağrının bel fıtığı ağrısı olarak kabul edilip tedavi yöntemlerinin de bel fıtığına göre verilmesi yanlıştır. Çünkü her kalça ve bel ağrısı bel fıtığı ağrısı değildir.
Bel ağrılarına yol açan hastalıklar çalışanları etkilemekte, dünyada ücret, iş gücü kaybı ve tedavi maliyeti gittikçe artan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bel ağrısı çok sık görülen bir yakınma olup çoğu zaman hem hastalar hem de doktorlar tarafından önemsenmediği için çoğu zaman bel ağrısı ile kendini gösteren hastalıklara uzun süre tanı konulamaz ve bu nedenle hastalıkların zamanında  tedavisini geciktirerek geri dönmesi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.

Belde yer alan omur, disk ve yumuşak dokularda gelişen herhangi bir olay bel ağrısına neden olabilir. Dünyada nüfusun yaklaşık %80’i yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez bel ağrısı atağı geçirmektedir. Bel ağrısı gelişmiş toplumlarda görülen kronik hastalıklar arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırayı almaktayken cerrahi tedavi yapılan hastalıklar arasında da beşinci sırada bulunmaktadır. Bel ağrısı en sık ’lı yaşlarda görülmektedir. Bel ağrılarını akut ve kronik olmak üzere 2 gruba ayırabiliriz. Akut bel ağrılarında genellikle ağrı birkaç gün içerisinde azalır ve birkaç hafta sonra tamamen geçer. Ağrı 3 aydan daha fazla sürerse bu ağrıya kronik (müzmin) bel ağrısı ve sadece %5’i kronikleşir.
Akut bel ağrılarının yarısı bir hafta içinde tedavi, istirahat ve çeşitli lokal uygulamalar ile iyileşir. Bu ağrılar genellikle mekanik bel ağrısıdır. Akut bel ağrılarının daha az görülen nedeni ise kadın hastalıkları, prostat iltihabı, böbrek taşı, safra kesesi taşı, pankreas iltihabı ve aort anevrizması gibi hastalıklardır. Bu durumlara neden olan hastalıklarla ilgili başka bulgular, yakınmalar olduğu için bel ağrısı esas yakınma olmayıp ek bir yakınma olarak söylenilir. Fakat bu ek yakınma mı asıl yakınma mı ayrımını öyküden yola çıkarak hekim yapmalıdır. Kronik bel ağrıları ise 3 aydan daha uzun süren ağrılar olup tüm bel ağrılarının %5’ni oluşturur. Kronik bel ağrılarının nedenleri ise genellikle romatizmal, karın içi organların ciddi hastalıkları ve bel bölgesinin ciddi mekanik problemleri ile ilgili ağrılardır. Bel ağrılarını özelliklerine göre sınıflandıracak olursak üç çeşit bel ağrısı vardır. Bunlar mekanik, romatizmal ve yansıyan bel ağrılarıdır.

Mekanik Bel Ağrısı:

Mekanik bel ağrısı, beli oluşturan kas, kemik, bağ, disk gibi yapıların travma veya zorlanması sonucu ortaya çıkan ağrılardır. Mekanik bel ağrılarının nedenlerini kabaca kas ve iskelet sistemi hastalıkları ve omurga hastalıkları olarak iki gruba ayırabiliriz.
Çoğunlukla kaslarda, bağ dokusunda veya eklemlerdeki ufak hasarlanmalar ile oluşur. Ayrıca bel ağrısına yol açan kas-iskelet sistemi sorunları arasında kötü ve hatalı vücut postürü, bir bacağın kısalığı ve stres sayılabilir.
Omurga  hastalıkları da diğer grubu oluşturur. Bu grupta bel ağrılarına en sık yol açan rahatsızlıklar ise bel fıtıkları (lomber disk hernileri), dejeneratif disk hastalığı olarak adlandırdığımız disk dokusunun kaybı, bel kayması (lomber spondilolisthezis), bel omurga kanalının daralmasıdır (lomber dar kanal/spinal stenoz). Omurganın ciddi rahatsızlıkları olan ama daha az görülen tümör, enfeksiyon, travma, kemik erimesine (osteoporoz) bağlı çökmeler de bu ağrıların nedenleri arsında sayılabilir. Mekanik bel ağrıları bazı özellikleri ile diğer bel ağrısı nedenlerinden ayılırlar.
a)  Mekanik bel ağrılarında genellikle başlangıç zamanı veya başlatan olay net olarak bilinir.
b)  Her yaşta görülmekle birlikte sıklıkla yaşları arasında görülür.
c)   Bel ağrısının lokalizasyonu belirgindir ve hasta ağrının olduğu bölgeyi eliyle gösterebilir.
d)  Bel ağrısı istirahatle azalan, ancak ayakta durma ve aktivite ile artan ağrıdır. Hasta yattığında, bazen oturduğunda ağrılarının azaldığını, ayağa kalktığında ve bir işle uğraştığında ağrılarının arttığını söyler.
e)  Mekanik bel ağrısının büyük bir kısmının da ağrı bacağa, topuğa hatta ayak baş parmağına vurmakta, beraberinde genellikle yanma veya uyuşma olmaktadır.
f)  Hastalarda gece ağrısı olabilir ve gece ağrısının özelliği, pozisyonla azalıp, geçebilmesidir. Hastalar gece sırtüstü yattıklarında siyatik sinirin gerilmesine bağlı olarak bel veya bacak ağrısı ile uyanırlar ve dizleri bükerek pozisyon değiştirdiklerinde bel ağrısı veya bacak ağrısının azaldığını söylerler. Bu nedenle hastalar belli bir süre sonra devamlı dizlerini bükerek uyumaya başlarlar.

Romatizmal Bel Ağrısı:

Kronik bel ağrısının en önemli ikinci nedeni romatizmal kaynaklı bel ağrılarıdır. Bu romatizmal bel ağrısına yol açan hastalıklara spondilartritler denilir. Bunlar; ankilozan spondilit, sedef hastalığı (psöriazis) ile birlikte görülen psöriyatik artrit, ülseratif kolit veya crohn hastalığı gibi romatizmal barsak hastalıkları ile birlikte görülen enteropatik artritler, bakterilerle oluşan idrar yolu enfeksiyonu veya ishal olayından hafta sonra ortaya çıkan reaktif artrit ve ani başlangıçlı tek gözde kızarıklık ve ağrı ile seyreden göz iltihabı (akut anterior üveit) ile seyreden sınıflandırılamayan spondilartrit bulunmaktadır. Bu hastalıkların ortaya çıkardığı romatizmal bel ağrısını diğer tip bel ağrılarından bazı özellikleri ile ayrılırlar.
a)  Romatizmal  bel ağrısı sinsi başlangıçlı olup hasta ağrının ne zaman başladığını net olarak hatırlamaz. Ağrının başlangıcını çok eskiye dayanan zaman dilimi ile anlatır.
b)  Bel ağrısı genellikle ’lu yaşlarda ortaya çıkar ve daha ileri yaşlarda ortaya çıkması nadirdir.
c)  Bel ağrısı en az üç aydır devam eden kronik seyirlidir ve bu özelliği de önemlidir. Çünkü romatizmal ağrı birkaç gün sürmeyip devam eder. Ancak hastalığın başlangıcında ağrılar birkaç gün olup sonra geçen ve  daha sonra tekrarlayan tarzda olabilir. Bu durumda bile ağrının en az üç aydır devam ediyor olması gerekir.
d)  Sabah tutukluğu ve ağrısı romatizmal bel ağrısının en önemli özelliklerindendir. Hasta genellikle sabahları kalktığında yataktan hemen doğrulamaz, beli ağrılı ve tutulmuş şekilde, yatakta biraz hareket ve egzersiz yaptıktan sonra kalkabilir. Sabah kalktığında eğilip çoraplarımı giyemiyorum diye ifade eder. Sabah tutukluğu genellikle 1 saat veya daha uzun sürer.  Hasta gün içinde uzun süre oturduğunda da harekete başlarken de, eğilip doğrulurken de bir tutukluktan söz eder. Sabah tutukluğu veya ağrısı gün içinde hareket ettikçe ve egzersizle azalır veya kaybolur. Hareketliyken rahatım, biraz fazla hareketsiz kaldığımda ağrım başlıyor cümlesi tipiktir.
e)  Gecenin ikinci yarısında olan ağrı romatizmal bel ağrısında çok önemli bir özelliktir ve gece uykusundan bel ağrısı ile uyanarak bir süre kalkar dolaşır, ağrısı hafifledikten sonra tekrar uyur. Gece yatakta ağrıdan dönemez.
Bu bel ağrısı özellikleri dışında sedef hastalığınız, iltihaplı barsak hastalığınız, hafta içinde geçirdiğiniz idrar yolu enfeksiyonu veya ishal atağınız veya ailede spondilartrit hastalığı bulunan biri varsa spondilartrit (Romatiamal Bel Ağrısı) olma olasılığı artar. Aile öyküsü özellikle de ankilozan spondilit adı verilen spondilartritte oldukça önemlidir. Anne, baba ve kardeş gibi birinci derece akrabasında ankilozan spondilit hastalığı bulunan bir kişi hastalığın ortaya çıkma olasılığı %8’dir. Romatizmal bel ağrısı özelliği taşıyan bel ağrınız ve özellikle de spondilartrit tanısı konmuş yakın akrabalarınızda varsa tanı için bir romatoloğa  başvurmalısınız.

Yansıyan Bel Ağrısı:

Yansıyan bel ağrıları diğer bir bel ağrısı nedeni olup genellikle periton denen karın zarının arkasında ortaya iç organ, lenf bezi ve damar büyümelerinde olur. Özellikle gençlerde ortaya çıkan testis tümörleri ve lenfoma gibi hastalıklar spondilartritlerin de bu yaşlarda görülmesi nedeniyle sıklıkla karışabileceği için yansıyan bel ağrılarını özellikle romatizmal bel ağrılarından ayırt etmek gerekir. Yansıyan bel ağrıları bazı özellikleri ile diğer tip bel ağrılarından ayrılır.
a)  En önemli özelliği istirahat ve egzersizden etkilenmemesidir. Mekanik bel ağrıları istirahatle azalırken ve romatizmal bel ağrıları istirahatle artıp, egzersizle azalırken yansıyan bel ağrısının şiddeti aynı şekilde devam etmektedir.
b)  Bel ağrısına neden olan hastalıkla ilgili ek bulguların bulunması yansıyan bel ağrısının en önemli özelliği olup asıl hastalıkların halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş gibi yapısal şikâyetleri bel ağrısına eşlik eder.
c)  Hastalar bel ağrısının başlangıç zamanını tam olarak belirtemezler, sinsidir.
d)  Bazı kanser ve diğer hastalıklara bağlı yansıyan ağrılar 50 yaş üzeri hastalarda görülmektedir.
e)  Gece ağrıları  çok belirgindir. Ancak mekanik ağrılarda olduğu gibi yatış pozisyonundaki değişikliğiyle ve romatizmal bel ağrısında olduğu gibi yataktan kalkıp hareket etmekle azalmaz, hep vardır.
f)  Bel ağrısının yeri belirgin olmayıp hasta ağrının yerini mekanik bel ağrısında olduğu gibi tam olarak gösteremez.

Özetle, bel ağrısı çok sık görülen ve genellikle önemsenmeyen bir şikâyet olmasına rağmen hastalar bel ağrısı hakkında iyi bilgilendirilir ve doktorlar ise daha çok dikkat ederse uzun süredir devam eden bel ağrılarına neden olan ciddi başta romatizmal hastalıklar veya kanser gibi diğer önemli hastalıkların tanısında gecikmelerin önüne geçilecektir. Çoğu bel ağrısında ağrının nedeni öykü ve klinik muayene ile konur, yardımcı incelemeler ve radyolojik tetkikler sadece verdiğiniz tanıyla ilgili kararı destekleyici veya başka tanılara yöneltecektir. UNUTMAYALIM Kİ; DOĞRU TANI DOĞRU TEDAVİ DEMEKTİR.

Ani Bel Ağrısı (Akut Lumbalji)

Bel ağrısı tüm dünyada doktora başvurma nedeni olarak baş ağrısından sonra ikinci en sık şikayettir. İnsanların %80′i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı çekmektedirler. Bel ağrısı gelişmiş toplumlarda görülen kronik hastalıklar arasında kalp hastalıklarından sonra gelmekte ameliyat ile tedavi edilen hastalıklar arasında beşinci sırada yer almaktadır. Kadınlar ve erkekler eşit olarak etkilenir. En çok 30 ile 50 yaş arasındadır. Bel ağrıları nedeniyle iş gücü kayıpları ülke ekonomisine çok yüksek oranda yük getirmektedir. Disk ve omurga hastalıklarından dolayı bel ağrısı oluşma riski yaş ilerledikçe artmaktadır.

Akut bel ağrısı terimi, genel olarak ani başlayan ya da son altı hafta içerisinde görülen bel ağrıları için kullanılır. Ağrı genellikle birkaç gün ile birkaç hafta sürer. Bel ağrılarının %90’ı akut bel ağrısıdır.
Kronik bel ağrısı 3aydan fazla süren ağrı olarak kabul edilir. Bel ağrılarının %10’unu teşkil eder. Altta bir sebep olabileceği düşünülerek ileri tetkik edilmesi gerekmektedir.
Akut bel ağrısının birçok sebebi olmakla birlikte %90’dan fazlası mekanik nedenlerdir. Yani kas iskelet sistemi kaynaklıdır. Ağrının kaynağı belimizi destekleyen kas, tendon (kiriş) ve bağların uygunsuz gerilmesidir. Bu durum toplumda yaygın olarak belde zorlanma veya belin incinmesi olarak bilinir.

Mekanik bel ağrısı fiziksel aktivitelerle artıp, dinlenmekle azalma eğilimindedir. Sigara, kilo fazlalığı, gebelik, uygunsuz ağır cisim kaldırma, spor yaralanmaları, aşırı aktivite ve buna bağlı kas spazmı, fiziksel aktivite eksikliği ve buna bağlı kas güçsüzlüğü, duruş bozukluğu, uzun süre oturur pozisyonda kalma mekanik bel ağrısına neden olabilen faktörler arasındadır. Ağrı bıçak saplanır tarzda keskin bir şekilde veya yanma hissi olarak tarif edilir.

Genellikle bacağa yayılmaz. Ayrıca omurgamızı oluşturan omurların arasında bulunan ve disk olarak adlandırılan yastıkçıkların yapısının bozulması örneğin fıtıklaşması, omurların arasında bulunan ve faset olarak bilinen eklemlerin kireçlenmesi bel ağrısına neden olabilmektedir. Yine ruhsal ve duygusal durumlar, osteoporoz olarak bilinen kemik erimesi, omurga enfeksiyonları, omurga kırıkları ve omurga tümörleri bel ağrısına sebep olan etkenler arasında sıralanmaktadır.
Bunlara ek olarak vücudumuzun başka bir yerindeki problem de karşımıza bel ağrısı şeklinde çıkabilmektedir. Prostat, böbrek, mesane ve bağırsak rahatsızlıkları örnek olarak verilebilir. Bu konulara sitemizde ilgili başlıklar altında detaylı olarak değinilmiştir.

Akut bel ağrıları genellikle birkaç gün içerisinde azalır ve birkaç hafta içinde büyük ölçüde geçer. Akut bel ağrısının nedenini kesin olarak tespit etmek çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Sebep hastanın öyküsü ve klinik muayene ile ortaya konulur. Radyolojik veya laboratuvar tetkikler tanıda pek yardımcı olmaz.

Akut bel ağrısında kişinin tolere edebileceği ölçüde günlük işlerine devam etmesi önerilir. Yatak istirahati ağrı çok şiddetli olmadıkça yapılmamalıdır. Günlük aktivitelerin devamı ile hedeflenen kas ve yumuşak dokunun gerilmesine bağlı salınan ve ağrıya neden olan kimyasal maddelerin kasların çalışmasıyla birlikte buraya gelen kan akımı sayesinde bölgeden uzaklaştırılmasıdır. Bu sayede aktivitenin devamı buradaki ağrının şiddetinin azalmasını sağlayacaktır.
Çok şiddetli ağrılarda ağrıyı azaltıcı ilaçlar tedaviye eklenebilir ve kısa süreli yatak istirahati verilebilir. Ancak hedeflenen kişinin bir an önce günlük aktivitesine tekrar geri dönmesidir. Bu dönemde özellikle bel kaslarının çalıştırılacağı özel hareketler de iyileşme sürecine olumlu katkısı olabilmektedir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi bel ağrılarının önemli bir kısmının nedeni kas ve yumuşak dokuların gerilmesidir. Bu hastalarda ağrı birkaç gün içinde azalır. Fakat bazı nedenler doktora başvurulmasını gerektirmektedir.

– Tekrarlayan bel ağrısı
– 6 haftadan uzun süren bel ağrısı
– Kronik bel ağrısı
– Bel ağrısıyla birlikte ağrının uyluk ve bacağa yayılması
– İstemsiz büyük ve küçük abdest yapma
– Bel ağrısının şiddetinin artması
– Son zamanlarda kilo kaybı
– Ateş ve titreme

Bu durumlarda ayrıntılı öykü alma ve fizik muayene ile birlikte ileri tetkik yapılmalıdır. Radyolojik değerlendirmelerden direk grafi (X-Ray, Röntgen) çekilmeli gerektiği durumlarda BT(Bilgisayarlı Tomografi) ve MR (Manyetik rezonans) ile bel ayrıntılı değerlendirilmelidir. Ayrıca elektrofizyolojik değerlendirme olan EMG de tanıya yardımcı olan bir tetkik olarak yer almaktadır. Bel ağrısını önlemek küçük fakat etkili birkaç önlem almakla mümkün olabilmektedir. Bir cisimi usulüne uygun olarak kaldırmak, sigara kullanmamak, fazla kilolardan kaçınmak, doğru bir oturma pozisyonuna sahip olmak ve düzenli egzersiz yapmak bu tedbirlere örnek olarak verilebilmektedir.


Bel ve sırt ağrısına kimler daha yatkın?

okuyabilirsiniz.

Hayatında hiç bel ağrısı yaşamamış birini bulmak herhalde imkansızdır. Ancak bazılarımız için kronik bir sorun. Peki, kimler bu soruna daha eğilimli? Anadolu Sağlık Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, bel ve sırt ağrısından korunmanın, tedaviden çok daha kolay olduğunu söylüyor.

Bel ve sırt ağrısına kimler daha yatkın?

Bel ve sırt ağrısının görülme sıklığı nedir? 


Her insan hayatının bir bölümünde mutlaka bel ağrısıyla karşı karşıya kalıyor. Hatta, insanoğlunun iki ayağının üstünde durmaya başladığı günden bu yana belinin ağrıdığını söylemek yanlış olmaz. Kişilerin yüzde 80’i yaşamlarının herhangi bir döneminde bel ve sırt ağrısından yakınırlar. Bel ve sırt ağrısı yakınması yaşayanların yüzde ’unda ağrı bir süre sonra kronikleşir. Bel ve sırt ağrıları, 45 yaş altı çalışanlarda; fiziksel fonksiyonları kısıtlayan, sakat bırakan en sık nedenlerin başında gelir.  

Bel ve sırt ağrıları neden olur?  


Bel ve boyun ağrısının yüzde 90’a yakını, vücudun yanlış kullanımı ve kötü duruşa bağlı olarak yumuşak dokuların (kaslar, bağlar, eklemler gibi yapıların) zorlanması nedeniyle oluyor. Elbette farklı nedenler de var: Doğumsal bozukluklar, travma ve buna bağlı kırıklar, bel ve sırt disk hastalıkları, bel ve sırt kireçlenmesi, omurların kayması, romatizmal hastalıklar, osteoporoz gibi kemik hastalıkları, yumuşak doku romatizması, tümörler, enfeksiyonlar Ayrıca sindirim, üreme, boşaltım sistemleri gibi diğer bölgelerden yansıyan ağrılar ve psikolojik kökenli ağrılar, bel ve sırt ağrılarının önemli nedenlerini oluşturuyor.  

Günümüzde benimsenen yaşam tarzı, bel ve sırt ağrılarının oluşumunu tetikliyor mu?  


Özellikle son yıllarda bel ağrılarında görülen artışın en önemli nedeni, hareketsiz yaşam tarzı ve kilo artışıyla birlikte bel ve sırt kaslarının zayıflayarak bel bölgesine binen yükün artmasıdır. Değişik nedenlere bağlı olarak farklı bel ağrıları görülse de yanlış bir inanış bel ağrılarının çoğunlukla bel fıtığından kaynaklandığının sanılmasıdır. Oysa bel ağrılarının çok azı bel fıtığından kaynaklanıyor. Genellikle genç yaşlarda bir yerden düşme, ağır kaldırma veya spor yaparken ters bir hareket yapma gibi durumlarda aniden ortaya çıkan bel fıtığı, özellikle orta yaş ve üstünde hiçbir zaman tek başına görülmüyor.  


Kimler bel ve sırt ağrısına daha yatkın?  


Bel ve sırt ağrısına yatkınlığı; işle ilgili nedenler, kişisel nedenler ve psikolojik nedenler olarak üçe ayırabiliriz. İşle ilgili nedenleri; sürekli aynı pozisyonda çalışmak, öne eğilerek çalışmak, kalçalar ve ayaklar sabitken gövdeyi döndürmek, ağır kaldırmak ve taşımak, tekrarlayan aktiviteleri gerektiren işlerde çalışmak ve titreşime maruz kalmak olarak sayabiliriz. Kişisel nedenler; günlük yaşamda hareketsiz bir yaşam şeklinin benimsenmesi, sırt-bel ve boyun kaslarının güçsüzlüğü, şişmanlık ve sigara içmektir. Psikolojik nedenler arasında ise iş memnuniyetsizliği, monoton iş yaşamı ile aile ve iş hayatındaki sorunlar yer alıyor.  

Bel ve sırt ağrısının tanısı nasıl konur?  


Bel ya da sırt ağrısıyla hekime başvuran bir hastanın öncelikle fizik muayenesi yapılıyor. Ardından hastanın durumuna göre bel ve boyun filmi, bilgisayarlı tomografisi, MR görüntüleme, elektromyografi ve sintigrafisi çekilir, kan tetkikleri isteniyor.  

Bel ve sırt ağrısından oluşmadan önce korunmak mümkün müdür? Bunun için nelere dikkat etmek gerekir?  


Öncelikle belirtmek isterim ki; kişilerin dörtte üçü eğitim programları ile bel ve sırt ağrılarından korunabilir. Bel ve sırt ağrısından korunmak, tedaviden çok daha kolaydır. Bunun için öncelikle günlük hayatta, ayakta dururken ve otururken kişinin duruşuna dikkat etmesi gerekir. Öncelikle mutlaka dik durmaya dikkat edilmeli. Ayrıca ağırlıkların doğru bir şekilde kaldırılması ve taşınması, uzanma, dönme ve öne doğru eğilme hareketlerinin doğru bir şekilde yapılması gerekiyor. Diğer bir önemli nokta da günümüzün önemli bir vaktini geçirdiğimiz yataklarımız. Yatağın doğru seçilmesi ve yatağa doğru bir şekilde girip çıkılması bel ve sırt ağrılarının önlenmesinde çok önemli bir adımı oluşturuyor. Bir diğer önemli nokta da düzenli egzersiz yapılması.  

Ofiste, tüm gün bilgisayar karşısında çalışanlara öneriler  


Bilgisayar karşısında, sandalye veya koltukta otururken mutlaka dik pozisyonda olunmalı. Dik bir şekilde oturmayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Doğru oturma pozisyonunda diz eklemleriniz kalça eklemlerinden daha yüksekte olmalı, ayak tabanlarınız yere tam olarak temas etmeli. Otururken zaman zaman pozisyon değiştirmeniz iyi olur. Sandalyeden kalkarken bir ayağınız diğerinin önünde olmalı, bacak kaslarınız ve kollarınızın yardımıyla kendinizi yukarıya doğru iterken sırtınız dik pozisyonda bulunmalıdır. Ofiste masa sandalye bilgisayar ilişkisi daima önerilen ölçülere uygun olmalı. Aynı oturma pozisyonunu dakikadan fazla devam ettirmemelisiniz.  


Ev hayatında nelere dikkat edilmeli? 


Ev kadınları çamaşır asarken yukarıya doğru uzanarak belini germemeli. İpin seviyesi mutlaka kadının boyuna göre ayarlanmalı. Ağırlık taşımak gerekiyorsa, yükü her iki ele de eşit olarak paylaştırın. Ağır yükü, belden daha yükseğe kaldırmayın. Ayrıca eşyayı gövdeye yakın tutun. Bir cismi kaldırmadan önce onun ne derecede ağır olduğunu tahmin etmeye çalışın. Kaldırma işlemine geçmeden önce cismi hafifçe yoklayarak ve ağırlığı hakkında tam bir fikir edindikten sonra kaldırın. Bir cismi yerden alırken dizlerinizi bükerek ve çömelerek alın. Belden eğilmek doğru bir hareket değildir. Yükü, belle değil bacaklarla kaldırın. Bir eşyayı alırken ona doğru uzanmayın, yanına iyice yaklaşın. Belin ağrıdığı dönemlerde alafranga tuvaletler tercih edin. Tuvalete otururken ve kalkarken bir elinizi destek olarak kullanın.  


Gece yatarken, nasıl hareket edilmeli?  


Yataktan kalkarken önce tam yan dönün, daha sonra ellerinizle yandan destek alırken bacaklarınızı kıvırarak oturur pozisyona geçin ve kalkın. Yatmak için bu işlemleri tersten uygulayıp yatağa uzanın. Yüzüstü ve sırtüstü dümdüz yatmaktan mümkün olduğunca kaçının. Uygun olanı, kalça ve dizlerinizden çekerek bacaklarınızı toplayarak ve ana rahmindeki gibi yatmaktır. İki bacağınızın arasına yumuşak bir yastık koymanız da iyi olur. Ağrılı dönemlerde gün içinde usulüne uygun olarak yapılan dakikalık istirahatler rahatlatıcıdır.  


Sokakta hareket halindeyken dikkat edilmesi gerekenler neler?  


Dışarıda ya da kapalı bir yerde bir süre ayakta beklemek gerekiyorsa tek ayağınızın altına santimetre yükseklikte bir cisim koyarak hafifçe yükseltin. Bir süre sonra diğer ayağınızı koyun. Yine ayaktayken belinizi sağa veya sola doğru döndürüp eğilerek yerden bir şey almayın. Dönmeniz gerekiyorsa belinizle değil, ayaklarınızla dönün. Ayakkabınızı bağlamanız veya benzer bir hareket yapmanız gerekiyorsa, çömelerek veya yüksekçe bir cismin üstüne basarak yapın. Otomobil kullanırken koltuğunuzu, dizlerinizin ve kalçanızın biraz yukarısında olacak şekilde ayarlayın.  


Bel ve sırt ağrıları için egzersizler nelerdir?  


Bel ve sırt ağrılarını önlemek ve iyileştirmek için en uygun spor sırt üstü yüzmedir. Yüzme; bel, sırt kaslarının güçlenmesi ve omurga hareketliliği için oldukça önemlidir. Haftada üç dört kez, dakika yüzme oldukça idealdir. Eğer yüzmek mümkün değilse her gün en az 15 dakika yürümek de çok uygun bir egzersizdir. Yürüme mesafesi her gün giderek artırılmalı. Öte yandan kişi sağlıklı olsa bile her gün kaslarını güçlendirici egzersizler yapmalı. Karın, sırt ve kalça kaslarının vücudun doğal korsesi olduğunu unutmayın.  


Bel ve sırt ağrısı şikayetleri olanlar egzersiz yaparken nelere dikkat etmeli?  


Egzersiz yaparken ani ve zorlayıcı hareketlerden kesinlikle kaçınılmalı. Hemen ağır hareketlere başlanmamalı, başlangıçta mutlaka ısınma hareketleri yapılmalı. Egzersiz hareketlerinin sayısı ve süresi yavaş yavaş artırılmalı.  

Bel ve sırt ağrısı çeken bir kişi ne zaman doktora başvurmalıdır?  


Çok sık görülen bel ve sırt ağrısı bir süre sonra kişinin ayaklarında ve bacaklarında ilerleyen bir güçsüzlüğe neden oluyorsa ve kişi bir süre sonra idrar ya da dışkı kaçırmaya başladıysa mutlaka bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurmalı.  


Bel ve sırt ağrıları nasıl tedavi edilir?  


 Genellikle ani başlayan bel ağrılarının büyük çoğunluğu, istirahat, ilaç tedavisi, fizik tedavi gibi yöntemlerle tamamen düzeliyor ancak bu tür ağrıları olan bazı kimselerde de bu ağrı kronikleşerek çok daha uzun sürüyor ve yukarıda sayılan tedavilerle düzelmiyor. Kronikleşen bel ve sırt ağrılarında ilaç ve korse kullanımı, enjeksiyonlar ve psikoterapi tedavi yöntemleri uygulanabilir.  

Bel ve sırt ağrılarında cerrahi tedavi yönteminin yeri nedir?  


Bel ve sırt ağrıları çok sık olmamakla cerrahi yöntemle de tedavi edilebilir. Hastaların ancak yüzde ’inde cerrahi uygulanabilir.

PaylaşWhatsApp
Randevu Al44 44
Prof. Dr. Semih Akı

Prof. Dr.

Semih Akı

ile TanışınTüm Yazılarını Okuyun

Doktorun Biyografisini Gör

Prof. Dr. Semih Akı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi, Istanbul  Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı’nda yılında uzmanlık eğitimini tamamlayan seafoodplus.info Akı, Anabilim Dalında yılında doçent, yılında profesörlük  ünvanını alarak yılına kadar bu görevini sürdürdü. yılında Anadolu Sağlık Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünü kurarak,halen bu bölümde  görevini sürdürmektedir.  yılından beri Kayropraktist olarak hizmet vermektedir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir