Hoş geldiniz, hesapçılar.
Yaması'nda 3 Altınlık birimlerin 3 yıldızlı hallerinin ileri safhalardaki potansiyellerini arttırarak yeni kazanma koşulları getiriyoruz. Ayrıca kompozisyonları daha çeşitli hale getirmek için 4 ve 5 Altınlık bazı birimleri zayıflatıyoruz. Son olarak oyuncuları yaratıcı eşya tercihleri yapmaya teşvik etmek adına fazla kullanılmayan eşyaları (özellikle de gölge eşyaları) güçlendiriyoruz. Ha, az kalsın unutuyorduk. Sopalık çatapatını düzelttik.
Hesaplaşma'nın karanlık temasına rağmen tüm özelliklerin parıldamasına izin veriyoruz!
Kendisi aşırı güçlü olmasa da Leona'nın yüksek dayanıklılığı can sıkıcı olabiliyor. Hasar azaltmasını zayıflatıyoruz ama telafi olarak taban saldırı gücünü biraz arttırıyoruz.
LeBlanc herkesi zincire vuruyor. B Yaması'nda getirdiğimiz zayıflatma yetmediği için onu bir kez daha zayıflatıyoruz.
Arkanıza yaslansanız iyi olur çünkü 3 Altınlık taşıyıcı kompozisyonlarını güçlendirerek alternatif kazanma koşulları oluşturduğumuz bölüm burası. Dikkat çeken diğer değişikliklerden biri de en sevdiğimiz kâbusumuz olan Nocturne'ün iyileşmesini arttıracak bir hata giderme. Bu bölümde zayıflatılan tek 3 Altınlık birim Morgana. Bunun sebebiyse birden fazla özelliği ve kuvvetli kitle kontrolü yüzünden çok fazla tercih edilmesi.
Geçen hafta B Yaması'nda getirdiğimiz zayıflatmanın ardından Aphelios'a güç seviyesini değiştirmeyecek birtakım değişiklikler getiriyoruz. Kılıçlar ve yaylarla kritik vuruş eşyaları oluşturduğunuzdan emin olun yeter.
Aşağıdaki Kindred değişiklikleri Kurt'un oynanışını etkiliyor, Kuzunun Şefkati'ni (Kuzu'nun yeteneği) değil.
Umarız hâlâ arkanıza yaslanıyorsunuzdur. Büyük dezavantajları olan ve fazla tercih edilmeyen bir sürü gölge eşyayı güçlendiriyoruz. Ve evet, doğru okudunuz. Canavar artık daha zayıf Hiçlik haşereleri ortaya çıkarabiliyor.
Beruleth’in korku imparatorluğuna son vermek için
Forbereth örgütledi on urifiel ve yirmi sarafieli
Sarafielin efsunlu mızrakları vardı yanlarında getirdiği
Forbereth ise kendisine bir kılıç dövdü hilal gibi
Adını Vienor koydu kılıcın, Hilal idi ismi
Kavisliydi tıpkı yeni doğan bir ay gibi
Ve ölümcül bir nişan koymuştu üzerine
Rünlerle bilinmeyen dilde büyüler işlemişti
Aynı isimde bir uriel vardı, Vienor idi adı
Urifielin en kuvvetlisiydi ve korkusuzdu da
Forbereth’in tertiplediği saldırıda başı çekiyordu
Nunqualime, Aroaqualime, Hurquarru ve Ordoraime ile
Forbereth hazırlıklarını tamamlamıştı şimdi
Bütün Gök Çocukları’na altın zırhlar yapmıştı
En mahirleri Hurquarru, aydınlığın efsunuyla
Ve şimdi hepsi altından heykeller gibiydi
Forbereth’in tertiplediği, sessizce beklemekti
Beruleth’i kuşku ve korkuyla kemirmekti
Ta ki şüpheyle çıldırıp, saldırıncaya kadar
Iraesta Ormanı’nda öylece durup sabretmekti
Gerçekten de Beruleth, Hangarund Hisarı’nda
Korku ve kuşkuyla kıvranmaktaydı şimdilerde
Tunguren Savaşı’nın üzerinden dört ay geçmişti
Ve İki Kılıç’ı çaldığından bu yana üç ay devrilmişti
Kara ejderha Garuleg iyileşmişti artık
Forbereth’in açtığı yara kapanmıştı
Daha da güçlenmiş, irileşmişti lakin
Işığın korkusuyla kabuslar görmekteydi
Forbereth otuz Gök Halkı ile oturuyordu o gece
Iraesta’nın dışından bir duman yükseldi aniden
Forbereth ve otuz Gök Halkı koşarak gittiler dumana
Gördüler ki Ulu Ağaç Parevum ateşe verilmişti
Parevum ne bir çığlık attı ne de acı nidası
Öylece duruyordu koca dalları yanarken
Yaprakları kavrulup kül gibi savruldu göklere
Yine de ses etmedi Ulu Ağaç, ıstırabın içinde
Forbereth’in hiddeti tutuşmuştu yeniden
Tıpkı önünde alevlenen Parevum gibi
Açıklıkta bu eylemi yapan eli arasa da
Karanlık basmıştı her yana, sanki kör gibiydi
Forbereth ve otuz Gök Halkı izledi Parevum’un sonunu
Yürekleri dağlanarak ve kimileri de ağlayarak
Kıvrandı durdu Ulu Ağaç, ölümün tesellisiyle
Son sözlerini sadece Forbereth duydu: “Rimon entu areth*”
(*) Rimon entu areth: “Elveda sevgili baba” anlamına gelen cümle.
O anda varcula saldırdı aniden, gecenin içinden
Bu ani saldırı karşısında bir an afallasa da
Cesurca karşılık verdi otuz Gök Halkı
Çetin bir çarpışma yaşandı iki ırkın arasında
Forbereth safların en önündeydi
Elinde ölümcül Vienor parlamaktaydı
Gök Halkı ile beraber biçti varculayı
Kanatlarını koparıp, kafalarını kesti
Urifiel ve sarafiel bir olmuştu şimdi
Altından bir hiddet gibi püskürttüler
Yarasa kanatlı, bozulmuş urifiel kafilesini
Oklarla, kılıçlar ve mızraklarla deştiler hepsini
Sağ kalan varcula gerisingeri kaçıyordu
Gölgelerde kaybolup bir daha görünmüyordu
Fakat bu saldırı bitmemişti elbette
Iraesta’nın doğusundan bir kükreme gelmişti
Garuleg idi bu, kara kanatlı canavar
Ateş püskürterek yardı gecenin karanlığını
Ve üstünde parıldayan tacıyla Beruleth vardı
Bir elinde Ordenis, diğer elinde Elibras
Bütün urifiel ve sarafielin de tamamı
Kaçıştılar bu canavarın önünden hemen
Ve korkuyla titrediler Kara Kral’ın suretiyle
Haksız değillerdi, daha da çirkinleşmişti
Sanki yüzü giderek eriyordu
Kemiklerinden ayrılmış etleri
Yuvalarından fırlamış gözleri
Ve seyrelmiş kara saçları vardı
Beruleth bu korkunç sureti almıştı artık
En güçlü taç Simlor’u taktığından bu yana
Kalbindeki çarpıklık yüzüne yansımıştı
Ve eriyen bir demir gibi akıyordu yüzü
Bir tek korkmayan Forbereth idi
O, dimdik durmaktaydı şimdi
Kanatlı gölgenin pençeleri uzandı
Forbereth, kılıcı Vienor’u hazırda bıraktı
Bir hamle etti Garuleg pençesiyle
Fakat boşa çıktı hamlesi ejderhanın
Sonra korkunç bir alev püskürttü
Forbereth’in üzerine ve gerisine doğru
Hayret! Yakmamıştı bu alev Forbereth’i
Dimdik durmakla yetindi ışığın efendisi
Ve şöyle söyledi kara derili ejderhaya
“Bildiğin hiçbir ateş yakamaz beni!”
Beruleth, Garuleg’e saldır emri vermişti
Bir kez daha pençeleri havayı dövdü beyhude
Ve bir kez daha kustu ölümcül alevini
Yine de zarar veremedi Forbereth’e
Forbereth, kılıcıyla Garuleg’e hamle etti
Ve kolunu kesti ejderhanın şiddetle
Garuleg’in kopan ön kolu yere düştü öylece
Ardından pis bir duman ve cüruf bıraktı
Garuleg hayatında yaşamadığı bir acı yaşadı
Gerisingeri kaçmaya çalıştı çaresizce ve beyhude
Fakat Beruleth kara bir kamçıyla vurdu sırtına
Ejderha tekrar döndü yüzünü Forbereth’e
Forbereth bir darbe daha attı Garuleg’e
Ve sonra bir kere daha vurdu hayvanın göğsüne
Ardından koştu ve sapladı kılıcını karnına
Ve yardı boydan boya, karnından kuyruğuna
Ejderhanın pis iç organları döküldü yere
Garuleg son bir çırpınışla saldırdı Forbereth’e
Kanatları dövdü havayı ölümün korkusuyla
Ve son, cılız bir alev püskürttü öylesine
Yere düştü kara ejderha, can çekişir halde
Forbereth yaklaştı canavara, elinde Vienor’la
Havaya kaldırdı Hilal’i ve ardından vurdu yere
Bu hamleyle hayvanın koca kellesi koptu öylece
Garuleg’i böyle öldürdü Forbereth hiç acımadan
Çünkü verdiği ıstırap ve zarar haddinden fazlaydı
Kıymıştı onlarca urifielin canına ve ruhuna
Ejderhaların atası böyle göçtü bu dünyadan
Garuleg’in cesedi kül ve dumana dönüştü
Ve rüzgarla savruldu uzak diyarlara
Bir daha onun kükremesini ne kimse duydu
Ne de gördü o kara suretini yer ve gökte
Bundan sonra Forbereth, Ejderkatili olarak anıldı
Çünkü yanan matemiyle öldürmüştü Garuleg’i
Dünya üzerindeki hiçbir güç öldüremezken onu
Kendi dövdüğü kılıcı Vienor’la düşürmüştü canavarı
Beruleth, ejderhanın küllerinin arasından saldırdı
Bir elinde Ordenis, diğerinde Elibras vardı
Fakat yalnız değildi Forbereth, Ak Ahali de katıldı
Çünkü acıları, korkularına göre daha ağır basmıştı
Fakat yine de yenemediler Beruleth’i
Çünkü İki Kılıç’ın ikisine de sahipti
Kara Lord beşini hakladı Ak Ahali’nin
Geri kalanlarını da yaralayıp bereledi
Fakat durmadı ne Ak Ahali ne de Forbereth
Bütün güçleriyle durmadan saldırarak
En sonunda Forbereth, “Beruleth!” dedi hışımla
Ve öne doğru saldırdı ışığın bütün nuruyla
Beruleth’in Ordenis’i tutan sağ elini kesiverdi
Kara Kral acı içinde uludu ve gerisingeri devrildi
Ve başından düşerek yuvarlandı Simlor
Beruleth Elibras’ı da düşürerek yerde debelendi
Forbereth, yerdeki Kara Lord’un tacı Simlor’u aldı
Aurin ve Tumman’ın şekil verilmiş haline baktı
Bir zamanlar Ay gibi gümüşi parlayan Tumman
Ve alev gibi kıpkızıl yanan Aurin sönmüş, kararmıştı
Ve sonra Forbereth kesik elin içinden aldı Ordenis’i
O anda Ak Ahali yere konup sardı çevresini
Sonra içlerinden Aroaqualime öne çıkıp
Boğazına dayadı kılıcını Beruleth’in
“Dur!” dedi Forbereth Aroaqualime’ye
“Onu esir alacağız! Böylelikle yanımızda duracak
Bir daha o şer topraklara gitmesini engelleyeceğiz!”
Fakat Aroaqualime bu sözlere kulak asmadı
Beruleth’in boğazını kesmeye yeltendi
Fakat Gök Lordu’nun dövdüğü çelik bile olsa
Hiçbir çelik kesemezdi Beruleth’in etini
Ne de Forbereth’e bir zarar gelebilirdi o kılıçtan
Beruleth iğrenç kahkahasıyla kanlarını dondurdu
Dedi ki “Ey Gök Çocuğu! O kılıç zarar veremez bana
Çentik bile atamazsın vücudumun hiçbir kısmına
Çünkü sığındığınız ışığın gücü işte bu kadar aciz!”
Forbereth Aroaqualime’ye geri çekilmesini emretti
O da çaresizlik ve korku içinde kılıcı elinden düşürdü
Tek Elli Beruleth baktı Forbereth’e yanan kara gözlerle
Forbereth de yürüdü üzerine Kara Kral’ın dikkatle
Forbereth, Gök Çocukları’na dedi ki:
“Bana öyle bir ip yapın ki, kimse çözemesin
Ne bir kılıç ne bir balta ne de hançer koparabilsin!
Ne de ateşle eriyip gitsin ne de Güneş yakabilsin!”
Böyle dedikten sonra yerden aldı Elibras’ı
Gök Çocukları Iraesta’ya gidip ipi yaparken
Forbereth, açıklığa uzunca bir odunu sivriltip
Güneş’in tam altına dikti bir kazık gibi
Başında bekledi Forbereth, Beruleth’in günlerce
Beruleth’in kopan eli ıstırap içindeyken
Defalarca yalvarsa da kardeşine ve dil dökse de
Hiç kulak asmadı Forbereth, durdu öylece
Sonunda Gök Halkı uzun bir ip yaptı lordlarına
Altın gibi parıldıyordu ve bir demir gibi sağlamdı
Mahir Hurrquarru yardım etmişti yapmalarına
Ve bu eşsiz ipe kultakosi adını verdiler
Bu iple bağlandı kazığa Beruleth
Güneş’in tam altına, açık alana
Ne bir el koparabilirdi bu ipi
Ne de bir hançer kesebilirdi
Böylelikle tutsak düştü Karanlık Lord
Forbereth, sürekli başında bekledi onu
Ve ne dediyse dinlemedi, kulak vermedi
Çünkü Beruleth’in işkencesi, yeni başlamıştı
Aşağıağıl'ın kuzeybatısı
Efsanevi witcherGeorge'un son dinlenme yeri olarak hizmet ederken, ironik bir şekilde şuan bir ekimmara ve çok sayıda heyula tarafından işgal edilmiş vaziyette.