eklem ağrısı ishal halsizlik / Üşütme Belirtileri Nelerdir? | NPİSTANBUL

Eklem Ağrısı Ishal Halsizlik

eklem ağrısı ishal halsizlik

Kış Mevsiminde Sık G&#;r&#;len Hastalıkları Nelerdir?

Kış Mevsiminde Sık G&#;r&#;len Hastalıkları Nelerdir?

Image title

SOĞUK ALGINLIĞI

Soğuk algınlığıyla grip halk arasında çoğu kez karıştırılır. Soğuk algınlığı çeşitli virüsler tarafından oluşturulan hafif seyirli, üst solunum yolları bulgu ve belirtileriyle seyreden ve dünyada en fazla görülen hastalık tablosudur.

Soğuk algınlığına yaklaşık kadar virüs neden olur. Olguların üçte birinden rinovirüsler (rhin Yunanca burun) sorumludur. Bunun dışında adenovirüsler, enterovirüsler, oronavirüsler, respiratuar sinsitial virüs gibi virüsler soğuk algınlığına sebep olabilir. Diğer pek çok virüs başka organ ve sistemlerde infeksiyon meydana getirirken başlangıç dönemlerinde soğuk algınlığına benzer belirtilere yol açabilir.

Her mevsim görülebilmekle beraber en sık kış aylarında ortaya çıkar. Bunda rol oynayan en önemli risk faktörü kalabalık ortamlarda yaşamdır. Özellikle kreş ve okula giden küçük çocuklar risk altındadır.

Belirtileri:

Virüslerle karşılaştıktan 24 - 72 saat kadar sonra boğaz ağrısı, boğazda kuruluk ve kaşıntı hissinden sonra hızla burun akıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma, öksürük ve halsizlik meydana gelir. Başlangıçta burun akıntısı su gibi iken giderek kıvamı koyulaşır. Burundan konuşma mevcuttur. Bulaştırıcılık en fazla bu dönemdedir. Ateş özellikle yeni doğan ve çocuklarda yüksek olabilir. Gözlerde yaşarma, yanma, kulaklarda basınç hissi, tat duyusunda değişiklik diğer belirtilerdir. Hastalığın ortalama süresi bir hafta kadardır. En sık görülen komplikasyon orta kulak iltihabı ve sinüzittir. Çocuklarda zatürre ve astım ataklarında artış gözükebilir. Sürekli ve çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş büyükçe lenf bezleri, yutkunurken zorlanma, 39 C’yi geçen ateş durumlarında mutlaka doktora başvurmak gerekir.

Tedavi:

Soğuk algınlığına birçok virüs sebep olduğundan tedavisinde belirtilere yönelik olarak ağrı kesiciler, burun akıntı ve tıkanıklığını giderici ilaçlar, öksürük ilaçları kullanılır. Tedavide antibiyotiklerin yararı olmadığı gibi solunum yollarındaki yararlı bakterileri baskılayarak zararlı bile olabilir. Aynı gerekçeyle antiviral ilaçlarda etkili değildir. Vücut bu virüslerin tümüne direnç geliştiremeyeceği için, tekrar tekrar soğuk algınlığı geçirilebilir.

Korunma yolları:

Bulaşma, hasta kişilerin öksürük ve hapşırıkla havaya saçılan damlacıkların havada asılı kalması ve hasta kişilerin salgılarıyla kirlenmiş eller ve eşyalarla direkt temas yoluyla bulaşır. Özellikle çevrede, eşyalar üzerinde günlerce canlı kalabilen rinovirüsler için direkt temas yoluyla bulaşma daha sık olarak görülür. Bu yüzden temizlik önemlidir.

GRİP

Grip yaşamı tehdit eden hastalıkların kapısını açar. Grip influenza ismindeki bir virüsün sebep olduğu, üst ve alt solunum yollarını tutan ve tüm vücudu etkileyen son derece bulaşıcı bir enfeksiyondur. Dünyanın her bölgesinde, her yaşta görülebilen bu hastalık; hasta kişilerin öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında dışarı saçtıkları küçük damlacıklar yoluyla bulaşır. Ayrıca virüs bulaşmış ellerle temas etmek, öpüşmek, hasta veya taşıyıcı kişinin tuttuğu telefon ahizesi, kapı kolu ve havlu gibi eşyalar da hastalığı bulaştırabilir. Özellikle ev, okul, kreş, işyeri, toplu taşım araçları gibi mekânlarda hastalık kolayca bulaşabilir. Kişinin virüsle karşılaştığı sıradaki direnci güçlü ise hastalığı hafif bir ateş ve kuru öksürükle geçirebilir ancak iş ve sosyal ortamından kopmayan bu kişiler de bulaştırıcılıkta önemli rol oynarlar.

Belirtileri:

Damlacıklar yoluyla alınan virüs, solunum yollarımızdaki hücrelere yapışarak girer. Bu hücrelerimizde henüz saat sonra çoğalmaya başlar. Bir günden az bir sürede diğer hücrelere yayılırlar. Sonuçta üşüme ve titremeyle yükselen ateş, halsizlik, iştahsızlık, başağrısı, eklem ve kas ağrıları oluşur. Göz hareketleri sırasında ağrı olması tipik bir belirtidir. Gözlerde yaşarma, yanma, kuru öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi yakınmalar günlük ateşli dönemin sonrasında görülürler. Öksürük uzun süre seyredebilir. Çocuklarda daha yüksek ateş görülür ve bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi belirtiler görülebilir ve çocuklar daha uzun süre virüs salarlar.

Tedavi:

“Grip tedavi edilirse bir haftada, edilmezse 7 günde geçer” sözünde de anlaşılacağı üzere kendi kendine düzelebilen bir hastalık olan grip, bağışıklık sistemi güçlü olan çocuklarda endişe edilecek tablolara yol açmaz. Yatak istirahatinin yanı sıra yakınmaları hafifletmeye yönelik tedaviler, ağrı kesici ve ateş düşürücüler, burun akıntısını azaltan ilaçlar ve eğer saat içinde alınabilirse antivirus ilaçlar gribin kolay atlatılmasını sağlar. Halk arasında antibiyotiklerin gripte etkili olduğu yanlış inanışının aksine gripte, antibiyotikler solunum yollarımızdaki yararlı bakterileri baskılayarak zararlı etkilere bile yol açabilirler. Antibiyotikler hiçbir zaman hekim önerisi olmadan alınmamalıdır. Yüksek ateşin sürdüğü, balgamlı öksürüğün görüldüğü vakalarda, ardından zatürre gelişebileceği için vakit geçirmeden bir hekime başvurmak, bazen hayati önem taşıyabilir. Grip dikkat edilmediğinde ve önemsenmediğinde larenjit, farenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı bile tehdit eden hastalıklara yol açabilir. 39 C’yi geçen ateş, sürekli ve çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş lenf bezeleri, yutkunurken zorlanma gibi belirtiler görüldüğünde ve yakınmaların geçmemesi durumunda vakit geçirmeden hekime başvurmak gerekir.

Korunma yolları:

Bu nedenle salgınlar görülmeden önce yani özellikle eylül ekim ve kasım aylarında aşı yapılması büyük önem taşır. Aşının etkisi haftalık bir sürede başlar. Aşı, 6 aydan büyük bebeklere yapılabilir. Grip virüsü her yıl kendisini değiştirdiği için bir önceki yılın aşısı bir sonraki yıl etkili olmaz ve aşının her yıl tekrarlanması gerekir.

Hastalığın gelişmesinde en önemli risk faktörleri kalabalık yaşam olması sebebiyle salgın durumlarında bu tür yerlerde çocuklarınızı bulundurmayınız. Etken olan virüs telefon, kapı kolu gibi cansız yüzeylerde uzun süre canlılığını koruyabildiği için yüzeylerin temizliğine, ortak eşya (çatal, bıçak, mendil, havlu) kullanılmamasına ve özellikle el temizliğine dikkat edilmelidir.

BRONŞİYOLİT

Bronşiyolit, akciğerlerin en küçük hava yollarından olan bronşiollerin herhangi bir nedenle tıkanması sonucu oluşan seafoodplus.info sık iltihabi tıkanıklık nedeniyle oluşur. Genellikle virüs kaynaklıdır. Kış aylarında çok sık görülür. İlk  yaşta ,özellikle ilk birkaç aylık bebeklerde daha sık karşımıza çıseafoodplus.info olan çocuklarda beklenen komplikasyonlardan biridir. Gripten sonra bronşiyolit gelişimini önlemek mümkün değildir.

Belirtiler:

 Genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben gelişir. Hışıltı,hızlı soluk alıp verme,solunum sırasında göğüs ve karında yükselme – alçalma ile seafoodplus.info hafif ya da yüksek ateş olabilir. Ağır vakalarda tırnak yatağında ve dudakta morarmada görülebilir. Sık bronşiyolit atakları geçiren ya da bronşiyolit atakları iki yaşından sonra da devam eden çocuklar, alerji ve astım başta olmak üzere birtakım hastalıklar açısından da yakından takip edilmelidir.

Tedavi:

Hafif vakalarda ilaçlı buhar uygulanması,hışıltıyı azaltan ilaçların verilmesi ,burnun açık tutulması ve aktivitenin kısıtlanması seafoodplus.info çocukların hastanede yatırılmaları seafoodplus.infoiyel enfeksiyon düşünülmüyorsa antibiyotiklere de  gerek yoktur. Ağır vakalar (solunum sayısı çok fazla,morarma, kalp yetmezliği bulguları, beslenmede problem . gibi) hastanede yatırılarak tedavi edilir. Hastalık genelde günde iyileşir. Sık bronşiyolit atakları geçiren çocuklar için evde soğuk buhar üreten aletlerin bulundurulması yararlı olur.

Korunma: Bronşiyolitli çocukları sigara dumanından uzak tutmak gerekir.

KRUP ( Yalancı kuş palazı ) (LARİNGOTRAKEOBRONŞİT)

Krup, özellikle altı ay ile üç yaş arası çocuklarda sonbahar sonu, kış ve bahar aylarında görülen, virüslerin neden olduğu bir üst solunum yolu enfeksiyonudur. Bu yaş grubunda salgın şeklinde görülür. Belirtileriyle, yarattığı solunum sıkıntısı tablosuyla anne babaları korkutur. Krupta ,büyük havayollarının iltihabi reaksiyonu, özellikle ses tellerinde ödem olması ve mukus birikimi belirtilere yol açar. Küçük çocuklarda havayolları dar olduğundan solunum sıkıntısı belirtileri görülür. Aynı virüs ile enfekte olmuş büyük bir çocuk ise soğuk algınlığı belirtileri gösterebilir.

Belirtileri:

Krup belirtileri çok ani başlangıçlıdır.Özellikle geceleri başlar.Çocuk yatağa girerken herhengi bir sıkıntısı yoktur. Gece yarısı ani başlayan solunum sıkıntısı,havlar tarzda kaba bir öksürükle uykudan uyanır. Öncesinde burun akıntısı, hafif ateş olabilir. Soluk alma sırasında tipik bir ses duyulur, sesi boğuk, kabalaşmıştır. Buna stiridor denir. Eğer çocuk hırçın, huzursuz ve hava açlığı içinde ise hemen doktora başvurulmalıdır.Gündüz iyi olan çocukta ,solunum sıkıntısı birkaç gece görülebilir. 

Tedavi:

Etken virüs olduğu için virüse yönelik bir tedavisi yoktur. Bazı uygulamalarla çocuk rahatlatabili. Bunlardan en önemlisi nemli hava ve buhar verilmesidir. Evde buhar makinesi yoksa banyoda sıcak suyu açıp kapıyı kapatarak oluşan buharlı ortamda çocuğun dakika kalması sağlanır. Serin havalarda pencereyi açıp dışarının havasından nefes almasını sağlamak rahatlatıcı olur. Ateş varsa ateşi düşürücüler verilir. Dik pozisyonda oturtup, rahat nefes alması sağlanmalıdır. Ağlayıp heyecanlanınca solunum sıkıntısı seafoodplus.info baba sakin olmalı ve çocuğu sakinleştirmelidir. Çocuğun bol sıvı alması sağlanmalıdır.

Bu ilk önlemlerle rahatlamayan ciddi vakalarda havayolundaki ödemi çözecek ilaçlar gerekebilir. Bu hastalığa neden olan çok sayıda virüs olduğundan krup tekrarlayabilir. Sık sık krup geçiren çocuklarda alerji veya gastroözafajiyal reflü araştırılmalıdır.

Korunma:

Çocuğu gripli kişilerden uzak tumak gerekir .

FARENJİT

Farenjit nedir?

Farenjit, farinks adı verilen boğaz kısmının iltihabıdır. Farinks, burun ve ağız boşluğunun arka tarafıdır. Farenjit ikiye ayrılır.Eğer farenjit yeni oluşmuş ve şiddetli belirtiler gösteriyorsa ve şikâyetlere neden oluyorsa buna akut farenjit denir. Ancak uzun süredir var olan ve hastada çok şiddetli olmayan şikâyetlere neden oluyorsa buna da kronik farenjit adı verilir.

Akut farenjit genelde üst solunum yolu enfeksiyonlarının bir parçası olarak görülür ve sebebi genellikle virüslerdir. Bazen bakteriler de bu hastalığa yol açabilir. Bazı kimyasal maddeler ya da tahriş edici maddelerde(alerji, geniz akıntısı, kuru ve kirli hava ) burun tıkanıklığı,aşırı sıcak ve soğuk yiyecekler,diş ve bademcik iltihapları, geniz eti, reflü(mideden asit kaçağı) sayılabilir

 Belirtileri:

Boğaz ağrısı, yutkunma zorluğu, boğazda kuruluk, yanma veya kaşınma  hissi, ateş, öksürük gibi şikâyetler ortaya çıkar. Boyunda beze, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, büyük çocuklarda baş ağrısı, halsizlik-kırgınlık ve ses kısıklığı görülebilir. Farenkste kızarıklık ve ödem göze çarpar. Geniz akıntısı, boyunda beze,burunda akıntı gibi bulgular saptanır. Genellikle herhangi bir tetkik yapmak gerekmez. Ancak, sinüzitten kuşkulanılıyorsa film çekilmesi, nadiren kan sayımı ya da kültür- antibiyogram yapılması gerekebilir.

Tedavi:

Akut farenjite virüslerin neden olduğu düşünüldüğünde antibiyotik verilmesi gerekli değildir. Ancak virüslerin yaptığı iltihaba bakterilerde eklendiği zaman antibiyotik verilir. Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar,alerji düşünülen hastalarda antihistaminikler, burun açıcı spreyler, öksürük kesiciler ve büyük çocuklarda ağız gargaraları kullanılabilir.

Korunma:

Tozlu yerlerde,sigara içilen ortamlarda ve kirli havada bulunmamak, aşırı sıcak ve soğuk gıda vermemek, alerjiye neden olan faktörlerden uzak durmak, mümkün olduğu kadar kalabalık ortamda az veya hiç bulunmamak, reflü düşünülen hastalarda nedene yönelik tedavi ve korunma yöntemleri uygulanmalı

ROTAVİRÜS İSHALİ (KIŞ İSHALİ)

Kış mevsimi, bebekler ve küçük çocuklarda kusma ve ishale yol açan rotavirüsün sık görüldüğü bir dönem.Ülkemizde her mevsim görülmektedir. Daha çok kusma, ateş ve karın ağrısıyla ortaya çıkar ve bunlara sulu ishal eşlik eder. Bağışıklık sisteminde sorun olmayan sağlıklı bebek ve çocuklarda birkaç gün içinde kendi kendine iyileşen hastalığın tedavisinde esas, kusma ve ishalle kaybedilen sıvı ve tuzları çocuğa vermektir.

Bebeklik döneminin en sık ve ciddi ishal neden­lerinden birisi rotavirüstür. Hastaneye yatma gerektiren ishaller arasında da en başta gelen­lerden biridir.

Kuluçka süresi, ortalama 2 gündür, virüs alındıktan 1 -3 gün sonra belirtiler başlar. Hastalık, gün sürer. Başlangıçta, ishalin değil de kusma ve ateşin öne çıkması belirgindir. Karın ağrısı ve sulu ishal, tabloya eşlik eder. Rota virüs enfeksiyonu sonrasında tam bağışıklık gelişmez, ama hastalığın tekrarlaması durumundaki şiddeti, hiç bir zaman ilk seferindeki kadar ağır olmaz. 6 farklı alt grubu olan rotavirüsün hastalık yapanı, A, B ve C gruplarıdır.

 A grubu Rotavirüs; dünyanın her yerinde endemik olarak bulunur. Bebek ve çocukların en önemli ishal etkenidir. C grubu rotavirüs de çocuklar için tehlikelidir, ama A grubu kadar yaygın değildir. 

Rotavirüs, diğer bütün ishal mikropları gibi kaka-ağız yoluyla bulaşır. Yani,virüs bulaşmış su ve gıdanın ağız yoluyla alınması hastalığa neden olur. virüs parçacığı alınması, hastalanmak için yeterlidir. Hasta kakasında mililitrede arası virüs parçacığı bulunur. Bazen, hastalık, belirti vermeden kaka yoluyla yayılır -bir tür taşıyıcılık durumu- bu da virüsün yayılımını kolaylaştırır, iyi yıkanmayan eller, bebek bakımı sırasında alt değiştirme sonrası ellerin iyi yıkanmaması, kreş bebekleri arasında salgınlara neden olur. Rotavirüsün, gelişmiş ülkelerde de yaygın olarak görülmesi, genel temizlik önlem­leriyle pek de kolay önlenemeyeceğinin gösterge­sidir. Ülkemizin de içinde bulunduğu iklim kuşağında rota virüs, daha çok Kasım - Nisan ayları arasında hastalık yapar. Bebekler ve küçük çocuklarda daha çok görülmesine rağmen, daha hafif bir formu, erişkinde de olabilir. 

 Teşhis:

Değişik yöntemler olmakla birlikte, yaygın olarak kullananı hızlı antijen testiyle, kakada virüsün saptanmasıdır. Gıda üzerinde virüsün tesbiti mümkün değildir. 

 Tedavi:

Bağışık sisteminde sorun olmayan sağlıklı bireylerde, rotavirüs ishali, birkaç gün içinde kendi kendine düzelen bir hastalıktır, özel bir tedavisi yoktur, ancak bu hasta kendi haline bırakılır anlamına gelmez. Antibiyotiklerin, ishal kesici ilaçların, rotavirüs tedavisinde yeri yoktur. Tedavinin esası, kusma ve ishal yoluyla kaybedilen sıvı ve tuzların, ağız yoluyla hastaya verilmesidir. Ağız yoluyla gerektiği kadar sıvı verilemiyorsa, o zaman damar yoluyla aynı tedavi verilir. Bu ise çocuklarda,  hastaneye yatma anlamına gelir.

Korunma yolları:

yılında ağızdan uygulanan rotavirüs aşısı ülkemize gelmiştir 2. ve 4. ayda uygulanır. Aşı 6 hafta-6 ay arası bebeklere en az 1 ay arayla 2 veya 3 doz halinde ağızdan damla şeklinde veriliyor. Piyasada bulunan 2 farklı marka aşıdan biri 2, diğeri 3 doz olarak önerilmektedir.

 
Ne zaman doktorunuzu aramalısınız?

1. Çocuğunuz ağızdan alabildiği sıvıdan daha fazlasını, kusma veya ishal yoluyla kaybediyorsa (Bebeğiniz aşırı huysuz ve huzursuzdur.Ağlarken  gözyaşı döke­mez ve gözleri içeri çöker, dil ve dudakları kurur. Su kaybı yüzünden bıngıldağı içeri çöker, idrarı azalır ve koyu renkli gelir.)

2. Çocukta şok bulguları varsa: Çocuk dalgın, sorulara cevap vermiyor, beslenmeyi ve ağızdan sıvı almayı reddediyor,tansiyonu düşük, el ve ayakları soğuk, soluk görünüyorsa, Soluk alıp verişi ve nabzı hızlıysa, karın derisi çekilip bırakı­lınca  eski haline hemen dönemiyorsa

3. Kanlı ishali varsa 

4. Yüksek ateşle seyrediyorsa ve ishal veya kusma günde 10’dan fazlaysa

hemen çocuk doktorunuzu arayınız ve çocuğunuzu muayene etmesini sağlayınız. 

İshalli çocukları azar azar beslenmek ve sıvısız bırakmamak gerekir. Ayran, yoğurt, meyve püresi, pirinç lapası uygun olur.

ZATÜRRE (PNÖMONİ)

Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de çocuk ölümlerinde zatürre birinci sırada yer alıyor. Özellikle 5 yaşından küçük çocuklarda kış aylarında yaygın olarak görülüyor, yaş büyüdükçe görülme sıklığı azalıyor. Görülme sıklığı yaş arasında binde ’a kadar düşüyor. Önlem alınmadığı takdirde zatürre ölümcül olabiliyor. Akciğerdeki hava keselerinin iltihap ve sıvı ile dolması neticesinde kana oksijen ulaşamadığı için vücut hücreleri düzenli çalışamaz. Akciğerlerde ciddi bir enfeksiyona yol açması nedeniyle zatürre ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bakteriler, virüsler ve mikoplazmalar ile iltahaba sebep olan mikroplar, mantar vb. çeşitli kimyasal maddeler hastalığa neden olabilir.

Belirtileri:
Ani ve şiddetli ataklarla gelen kuru öksürük; ateş ve titreme; bulantı ve kusma; halsizlik görülür. Bu şikâyetlerin üç günden fazla sürmesi, çocuğun hızlı ve sıkıntılı soluk alıp vermesi durumunda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmaldır.

Tedavisi:

Genç, bağışıklık sistemi güçlü kişiler ile erken tanı konulan vakalarda ayrıca enfeksiyonun lokal olduğu kişilerde tedaviye yanıt alınmaktadır. Doktorun önerisiyle uygun antibiyotik belirlenerek; hastalığın seyrine göre kullanılmaktadır. İyi bir terleme ve gereken durumlarda oksijen alımı ile destek tedavisi sağlanır. Yakınmalar, 7 ilâ 10 gün içerisinde azalsa da tamamen iyileşme sağlanması haftalar sürebilir. Hastalığın tekrarını önlemek için yeterli sürede istirahat gerekir.

Korunma yolları:

Zatürre genel olarak korunulabilir ve önlenilebilir bir hastalıktır. Bebeklere anne sütü verilmesi çok önemlidir. Anne sütü, bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendirir. Birçok hastalığın zatürreye yol açtığından çocuklara hastalığa karşı kızamık, boğmaca ve tüberküloz aşıları yapılmalıdır. Zatürrenin erken tanı ve etkin tedavisi, hastalığın gidişatının kötü olmasını engeller.

AKUT BRONŞİT

Akut bronşit tedavi edilmezse zatürre gelişebilir. Bronşit, bronş adı verilen hava yolarında salgı artması ve diğer değişimlikler ile ortaya çıkan inflamasyondur. En sık rastlanan tipleri, akut ve kronik bronşittir. Akut bronşit hava yollarının salgı zarlarının yangısıdır.

Akut bronşit çoğunlukla bakteriler ve/veya virüslere bağlı olarak ortaya çıkar. Genellikle günlük aktiviteleri kısıtlamayacak şekilde hafif seyreder ve tamamen geçer. Akut bronşit üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarından ya da soğuk algınlığından sonra görülür. Kronik sinüzit ve/veya alerjisi olan hastalarda da görülmekte olup; hastalığın ardından zatürre gelişebilir.

Belirtileri:


Burun akıntısı görülür. Çocukta halsizlik ve titremenin yanı sıra hafif ateş baş gösterir. Kaslarda ağrı vardır. Boğaz ağrısının ardından kuru öksürük ortaya çıkar. Daha sonraları balgam oluşur.
Akut bronşit tanısı, hastalığın öyküsünün alınması ve fizik muayene ile koyulmaktadır ancak tanıyı kesinleştirmek için akciğer grafisi, kan tahlilleri, kandaki oksijen miktarının ölçülmesi, burun / boğaz salgısından kültür alınması ve akciğer fonksiyon testlerinin yapılması gerekir.

Tedavisi:

Tedavi; hastanın yaşı, genel sağlık durumu, tıbbi geçmişi, ilaçlara karşı toleransıla hastalığın diğer hastalıklar üzerine oluşabilecek etkisi göz önünde bulundurularak düzenlenir. Akut bronşit çoğunlukla virüs enfeksiyonlarına bağlı oluştuğundan, antibiyotik tedavisi genellikle gereksiz olup; destek tedavisi yeterlidir. Ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler, öksürük şurupları verilmeli ve sıvı alımının artması sağlanmalıdır.


SİNÜZİT

Sinüzit baş ağrısına neden olabilir ancak günlük yaşamda karşılaşılan baş ağrılarının küçük bir kısmını sinüzitler oluşturur. Kafatasının daha çok ön bölümüne bulunan içi hava dolu boşluklar olan sinüslerin görevlerini normal olarak yerine getirebilmesi için kanalların açık, salgı yapısının normal ve bunları taşıyan tüylü hücrelerin de sağlıklı olması gerekir. Sinüslerden biri, birkaçı ya da hepsinin iltihaplanması durumunda da sinüzit meydana gelir.

Belirtileri:

Yüzde ağrı görülür, burun tıkanır, iltihaplı akıntı vardır, koku alma bozukluğu ortaya çıkar. Ağız kokusu başlar. Dişlerde ağrının yanı sıra öksürük, ateş ve halsizlik gibi belirtilerle karşılaşılır.

Sinüziti diğer hastalıklardan ayıran belirtiler ise şunlardır: Sinüzit nadir olarak bronşitle bir arada görünebilir. Burun ve sinüslerdeki dolgunluk ve tıkanıklıkta olduğu gibi baş ağrısını da sinüzit olarak yorumlanabilir. Sinüzite bağlı baş ağrıları, tipik olarak soğuk algılığı ile burun tıkanıklığının arkasından gelir. Sinüzitte daha çok alın, göz çevresi ve yüzde ağrı oluşmakta ve ağrı yere eğilmekle birlikte artar. Sinüzitte burun akıntısı, hem yapışkan hem de iltihap nedeniyle sarımsı yeşil renkte olabilir. Alerjik burun hastalıklarında ise akıntı, bol miktarda ve su gibidir. Sinüzit nadiren komşu olduğu göz ve beyinde enfeksiyonlara neden olabilir.

Koruyucu mekanizmaların bozulması sonucu sinüzit baş gösterir. Bu mekanizmaların en önemlisi tüylü hücrelerin yaptığı temizliktir. Hücrelerin çalışması daha çok soğuk algınlığı denilen virüslerle bulaşan hastalıklar sırasında bozulmakta; bu esnada ayrıca sinüslerin içini döşeyen örtü de kalınlaşır. Bu durum, sinüslerin burunla bağlantısını sağlayan kanalların tıkanmasına yol açar. Tıkanıklığın ardından bakteriler sinüs içerisinde çoğalarak, sinüzite neden olur. Her zaman bakteriler ile oluşmayan hastalığa, virüsler ve mantarlar da neden olabilir.

Özel durumlarda sinüs kanallarından gelen akıntı, bakteri araştırması için laboratuvara gönderilebilir. Şikâyetlerin iki ay kadar devam etmesi veya sık sık tekrarlanması durumunda ise kronik sinüzit söz konusudur. Bu durumda sinüslerin yapısını ve hastalık nedenlerini ayrıntılı olarak görebilmek için bilgisayarlı tomografi tetkiki yaptırılmalıdır.

Tedavisi:

Sinüzit tedavisinde; sinüslerin havalanmasını kolaylaştıran dekonjestanlar (tablet, süspansiyon ve burun damlası şeklinde) ile antibiyotikler kullanılır. Eğer belirlenen durumun ilaçlarla tedavisi mümkün olmayacaksa; cerrahi tedavi önerilir. Son zamanlarda yaygın olarak kullanılan Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS), kronik sinüzitlerin tedavisinde eskiye oranla daha başarılı sonuçlar elde ediliyor.

Korunma:

LARENJİT (YALANCI KRUP)


Her yaşta görülebilen larenjit, gırtlağın ve ses tellerinin iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Virüs ve mikrobik nedenlerden kaynaklanan çeşitleri bulunan larenjit, çocukları ciddi solunum zorluğuna sokabiliyor. 

Belirtileri: “Yalancı krup” da denilen larenjit gece aniden başlıyor, çocuk nefes almakta büyük zorluk çeker. Virüs kaynaklı larenjit ise başlangıçta yalancı kruptan daha hafif görülür, ama hastalığın gelişmesi çok daha ciddi olur. Mikropların neden olduğu larenjitte ise ateş oldukça yükselir ve çocukta yutma ve nefes alma zorluğu başlar. Tablo ise giderek ağırlaşır. 

Tedavi: Hastalığa bakterinin mi, yoksa virüsün mü neden olduğunu anlamak için laboratuvar muayenesinin yapılması gerekir. Bakteriden olduğu saptanırsa antibiyotik tedavisi uygulanır. Eğer larenjitin nedeni virüsse, ilaç tedavisi yerine çocuğunuza ılık ve rahatlatıcı sıvılar içirmeniz iyileşmesini kolaylaştırır.



ASTIM
Astım, solunum yoluna giren havanın içindeki çeşitli alerjik maddelere tepki olarak ortaya çıkar. Solunum güçlüğüne neden olur. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde ortaya çıkabilen astım, süt çocuklarında tetikleyen en önemli olay ise grip ve nezle gibi üst solunum enfeksiyonlarıdır.      

Belirtiler: Çocuklarda çoğu zaman alerjik olarak ortaya çıkan astım, kesik kesik öksürmelerle başlıyor ve zamanla nefes alma güçlüğüne dönüşüyor. Şikayetler tıkanmalar, şiddetli öksürük ve yorgunluk olarak devam ediyor.   

Tedavi: Astımın tedavisi erken teşhis edildiği sürece güç değil. Sprey ya da toz halindeki ilaçların akciğere hava yolu ile verilebilmesi için özel araçlar geliştirilmiş durumda. Solunum yollarına çekilerek alınan bu ilaçlar bronşlara ve küçük hava yollarına giderek solunumu kolaylaştırıyor.


ORTA KULAK İLTİHABI

Orta kulak iltihabı daha çok altı aylık bebekler ile üç yaş arasındaki çocuklarda görülür. Orta kulak iltihabı, kulaktaki östaki borusunun görevini yapamamasıdır. Orta kulakta bakteriler çoğalır, üst solunumu yolları hastalıkları, alerji ve bağışıklık sistemindeki yetersizlikler gibi nedenlerle ortaya çıkar. Genellikle nezle, grip ya da boğaz enfeksiyonunun takipçisidir, bu rahatsızlıkları takiben bir hafta içinde meydana gelebilir. İltihaplanma beslenme ve yutkunma sırasında ağrıya neden olur.  

Belirtileri:

Kulak ağrısı en büyük belirtidir. Üst solunum yolarından kaynaklanan iltihaplanmalarda burun akıntısı ve öksürük gibi yakınmalar da ortaya çıkar. Ateş görülür. İşitme azlığı ortaya çıkar. Enfeksiyonun ilerlediği durumlarda kulak zarının hasar gördüğü için sarı renkli bir iltihabi akıntı dış kulak yoluyla dışarı çıkar.
 
Tedavi:

Antibiyotik kullanılır. Tedavi en az 10 gün devam etmelidir. Doktor eğer gerekirse kulak zarından girerek iltihabı boşaltır , bu da çocuğu bir nebze olsun rahatlatır.

 MENENJİT 

Beyin zarının iltihaplanması olan menenjit, mikropların çeşitli yollarla beyin-omurilik sıvısına girmesiyle meydana gelir. Virüs ya da bakteriler menenjite yol açar. Eğer menenjik virüs kaynaklıysa buna viral menenjit denir. Daha sık görülen viral menenjit daha az tehlikelidir. 
Meningokok türü bakterilerin neden olduğu menenjit ise salgınlara neden olur. Diğer bir menenjit türü olan Hemofilus influenz menenjiti ise daha çok dört yaşın altındaki çocuklarda görülür.

Menenjit, genellikle tedavi edilen bir hastalık olmasına karşın tanı geç konulursa hastalık sonrası sakatlıklar görülebilir ya da hastalık ölüme neden olur. 

Belirtileri:

Viral menenjit şiddetli baş ağrısıyla seyreden hafif bir nezleyle ortaya çıkar. Antibiyotik tedavisinin gerek duyulmadığı bu menenjit türünde iyi bir bakım iyileşmek için yeterlidir. Ancak meningokok menenjitin çok ağır olan ilk çeşitidi baş ağrısı, yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, ensede sertlik ve bütün bedende çürüğe benzer morluklarla belirlenir. Kısa zamanda ölüme yol açar. Bu nedenle bu vakada acil tedavi önemlidir. İkinci ve daha sık görülen tipinde ilik iki gün nezle görülür, ardından şiddetli baş ağrısı, kusma ve döküntü gibi ağır belirtiler nükseder. 12 ayın altındaki bebeklerde ateş yerine vücut ısısında düşme göze çarpar. Bebek huzursuzdur, bıngıldağı şişer, meme emmek istemez ve dikkat çekecek kadar huzursuzdur.

Tedavi:

Belirtiler görülür görülmez mutlaka doktora gitmek gerekir. Meningokok menenjitinde  penisilin, Hemofilus influenz menenjitininde ise antibiyotikler kullanılır. Ayrıca hemofilus influenz mikrobunun aşısı karma aşıyla birlikte 2- ve aylarda yapılabilir. 

Mevsimsel Grip, Soğuk Algınlığı ve Covid

SARS Cov virüsü yaşamımıza girmeden önce; ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas eklem ağrıları, vücutta kırıklık, öksürük yakınmaları ile başvuran hastalara, sadece  muayene ederek grip tanısı koymak, gerekirse ağrı kesici, vitamin desteği ve istirahat önerilerinde bulunmak, polikliniklerimizde sonbahar ve kış aylarında en sık karşılaştığımız durumlardan biriydi. Hatta pek çok hasta için grip yakınmaları başladığında bu önerileri uygulamak için hekime başvurmak bile gerekmeyebiliyordu. Yine, burun akıntısı, hafif halsizlik, yorgunlukla giden ancak yüksek ateşin, ağrıların olmadığı soğuk algınlığı (nezle) durumunda sıcak içecekler, yeterli beslenme ve istirahat, önerdiğimiz tek tedavi yöntemiydi.  Covid 19 Hastalığı, grip ve soğuk algınlığı yakınmaları olan hastaya  farklı bir bakış açısıyla yaklaşma gerekliliği yarattı. SARS Cov, pek çok farklı şikayet ve bulguyla karşımıza çıkabildiği için sadece solunum yolu hastalıkları açısından değil başka hastalıkların da ayırıcı tanısı arasında yerini aldı. Örneğin ishal, bulantı kusma, basit bir besin zehirlenmesi ya da diğer enfeksiyöz etkenler nedeniyle olabilecekken aynı zamanda Covid hastalığına ait bulgular arasındadır.

Ne Yapmalı ?

Maske kullanımı, el temizliği, kalabalık ortamlardan uzak durma, zorunlu olarak bulunulan ortak alanlarda sosyal mesafe kurallarına uyma, ortak tuvaletlerin kullanımında hijyen kurallarına maksimum dikkat bizi gerek gripten gerekse Covid 19 hastalığından koruyacaktır. Özellikle maske kullanılmayan ortak yemek alanlarının, hastalığın yayılmasındaki yeri akıldan çıkarılmamalıdır.

Kış aylarına güçlü bir bağışıklıkla girmek temel amacımız olmalıdır. Bilindiği üzre virüslerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur.  İlaç tedavileri bazı virüs hastalıkları dışında sınırlıdır. Grip aşısı özellikle risk grubundaki hastalar için gripten korunma,  grip ve Covid 19 hastalığına aynı anda yakalanma olasılığının yaratacağı ağır sonuçlar açısından çok önemlidir.  Elbette sağlıklı beslenme, öğünlerimizin mevsim sebze ve meyvelerini içermesi güçlü bir bağışılık sisteminin vazgeçilmezidir. Yeterince sıvı tüketmek, bitki çaylarına yönelmek, koşullarımızın elverdiği ölçüde egzersiz yapmak günlük alışkanlıklarımız arasına girmelidir.

Burun akıntısı, hafif halsizlik gibi yakınmalarla sınırlı olan soğuk algınlığı (nezle)  genellikle gün içersinde kendiliğinden geriler, ağrı ve ateş beklenmez. Grip durumunda, ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas eklem ağrıları ve geniz akıntısı nedeni ile ya da kuru öksürük şeklinde öksürüğe rastlanabilir. Daha yoğun istirahat ihtiyacı, ağrı kesici, ateş düşürücü kullanımı gerekebilir. Bağışıklık sistemi sağlıklı bireylerde grip gelişmesi durumunda hastalığın akciğerleri etkilemesi, balgam çıkarma, nefes darlığı beklenmez. Covid 19 hastalığındaysa öksürük, balgam, nefes darlığı gibi akciğerleri ilgilendiren yakınmalar kısa sürede tabloya eşlik edebilir.  Özellikle yakın zamanda Covid hastası ile temas söz konusu olduğunda hastaneye başvuruda gecikilmemelidir. Ateş, öksürük,baş ağrısı, kas eklem ağrıları gibi ortak bulgular dışında, ciltte, gözlerde kızarıklık, tat, koku alma duyusunda kayıp, ishal gibi ek yakınmalar Covid 19 hastalığını akla getirmelidir. Tanımız grip ya da Covid 19 hastalığı olsun, yakınmalar başladığı andan itibaren izolasyon ve birarada olduğumuz kişilere bulaşın önlenmesi hastalık yükünü hepimiz için azaltacaktır.

Omicron'da 3 yeni belirti!

Son zamanlarda ishal, karın ağrısı ve mide bulantısı şikayetiyle hastaneye başvuranların sayısı arttı. Omicron'un bu semptomlara da neden olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar özellikle 65 yaşından büyükleri tedbirli olmaları için uyarıyor.

Burun akıntısı, baş ağrısı, yorgunluk, hapşırma, boğaz ağrısı ve eklem ağrıları omicron'un en yaygın belirtileri. Bu belirtilere ishal, karın ağrısı ve mide bulantısı da eklendi.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sıla Akhan, COVID'un solunum yolları, kap ve damar endoteli iç zarlarına tutunduğunu aktararak, bu nedenle esas olarak semptomların bu yönde görüldüğünü söyledi.

SİNDİRİM SİSTEMİNİ ETKİLEYEBİLİYOR

Akhan, bağırsakların da bu açıdan önemli olduğuna dikkati çekerek, virüsün sindirim sistemini de etkileyebildiğine dikkati çekti.

İshal, karın ağrısı ve mide bulantısı şikayeti olanların test yaptırması öneriliyor.

Viral enfeksiyonları işaret eden semptomların ateş, kas ağrıları, genel bir halsizlik, baş ağrısı gibi genel semptomlar olduğu bilgisini paylaşan Akhan, bunlarla birlikte baş edilemeyen karın ağrısı, ishal varsa bunun da önemli olduğunu, mutlaka test yapılması gerektiğini vurguladı.

65 YAŞ ÜZERİNE TEDBİR UYARISI

Özellikle 65 yaşından büyükler ve kronik hastalığı olanların tedbirlere uyması gerektiği vurgulanıyor.

Virüsün oldukça büyük değişiklikler yaptığını ve ikinci kere, üçüncü kere enfekte olanların görüldüğünü aktaran Akhan, "65 yaş üstünde olanlarda mutlaka ek olan bir hastalık da oluyor, ekleniyor buna. Bir KOAH olabiliyor, kalple ilgili bir problem olabiliyor… Bunlar tekrar hastalandıklarında dengeyi bozabilir ve tekrar nasıl atlatacaklarını bilemeyebiliriz" dedi.


nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir