´de de Ekmekçi Kadın romanını dünya edebiyatına kazandırdı.
Fransız edebiyatının en ünlü klasiklerinden biri olan Ekmekçi Kadın, çok sevilen ve dünyanın hemen bütün dillerine çevrilen bir romandır.
Yayınlandığı yıllarda önemli yankılar uyandıran Ekmekçi Kadın, içerdiği toplumsal sorunlarla ve küçük insanların dramlarını anlatmadaki başarasıyla haklı bir üne kavuşmuştur.
Filme de çekilen ve büyük bir ilgi gören bu değerli romanı İlhan Eti´nin özgün çevirisiyle sunuyoruz
´de de Ekmekçi Kadın romanını dünya edebiyatına kazandırdı.
Fransız edebiyatının en ünlü klasiklerinden biri olan Ekmekçi Kadın, çok sevilen ve dünyanın hemen bütün dillerine çevrilen bir romandır.
Yayınlandığı yıllarda önemli yankılar uyandıran Ekmekçi Kadın, içerdiği toplumsal sorunlarla ve küçük insanların dramlarını anlatmadaki başarasıyla haklı bir üne kavuşmuştur.
Filme de çekilen ve büyük bir ilgi gören bu değerli romanı İlhan Eti´nin özgün çevirisiyle sunuyoruz
demian
4 puan
hic begenmedim,vasatin altinda bir kitap neden bu kadar taninmis bu seafoodplus.infozlikla dolu hikaye. salya sumuk bir seafoodplus.info ele alinir bir yani yok seafoodplus.info sevmiyorum yarim birakmayi ama gercekden sayfalar ilerledikce degisen hic bir sey olmadi batikca batan bir hikaye.
Jeanne Fortier, kocasının bir iş kazası sonucu öldüğü fabrikada gece bekçiliği yaparken kendisine verilen odada küçük oğluyla birlikte yaşamaktadır. Fabrikanın ustabaşı Jacques Garaud, ona evlenme teklif eder. Jacques, aynı zamanda fabrika sahibi Jules Labroue'nin planlarını ve paralarını çalıp kaçmayı planlamaktadır. Jeanne'nin teklifini reddetmesi üzerine bütün suçu onun üzerine yıkmaya karar verir. Bir gece fabrikada yangın çıkarır, fabrikatörü bıçaklayarak öldürür ve soygununu gerçekleştirdikten sonra oradan uzaklaşır. Yangını başlatan gazyağı Jeanne'ye ait olduğu için, korkarak kaçmaya çalışan genç kadını tutuklarlar. Müebbete mahkum olduğu hapishane ve tımarhanede geçen uzun yıllar sonunda Jeanne firar eder, Paris sokaklarında ekmekçilik yapmaya başlar. Bir yandan da sütnineye emanet ettiği kızı Lucie ve bir rahibin yanına bıraktığı oğlu Georges'ı aramaktadır.
Sahte bir kimlikle Amerika'ya kaçan Jacques Garaudise ise bir işadamının gözüne girmiş, ortağı ve damadı olmayı başarmıştır. Karısı, kızını doğurduktan kısa bir süre sonra ölür. Kızı Mary, 18 yaşına geldiğinde babasının ülkesi Fransa'ya dönmeleri için ısrar eder. Jacques, Jeanne ve fabrikatör Jules Labroue'nin çocuklarının yolları Paris'te kesiştiğinde gerçekler ortaya çıkacak mıdır?