El Habir ne demek? El Habir Esmaül Hüsnasının faziletleri nelerdir? El Habir Esmaül Hüsnada yer alan 99 isimden biridir. El Habir Arapça kökenli bir isimdir. El Habir her şeyden haberdar anlamına geliyor. İşte Esmaül Hüsnadan El Habir zikrinin manası ve faziletleri..
El-Habîr İsminin Anlamı
El-Hâbir: Her şeyden haberdardır.
El-Hâbir: Kainattaki bütün gizli işlerden, geçmiş ve gelecek de olan her şeyden olan.
El-Hâbir: Her şeyin iç yüzünden haberi olandır.
El-Hâbir : Gizli veya açık, her şeyden haberdar olur.
El-Habîr: Her şeyden haberdar olan O'dur.
El-Habîr Esmasının Ebced Değeri ve Zikir Saati
Zikir Adedi:
Zikir Günü:Pazar
Zikir Saati: Güneş Sabah gündoğarken, İkindi vakti güneş tepe noktası vaktindeyken, Gece yarısı ise teheccüd vaktinde El-Habîr esması zikretme vaktidir.
Bu esma-i zikri, zikir saatinde zikir adedince, zikir vakitlerinde ve diğer her vakitte 'El-Habir' - 'Yâ Habîr' diyerek zikredilir.
Ya Habîr İsminin Fazileti, Havas ve Esrarı
Hafıza ve idrak gücünün genişlemesi için 'Ya Habîr' diyerek defa okunur.
'Ya Habîr' esmasını günlük defa okuyan bir kimse gizli bazı sırlara vakıf olur.
40 gün 'Ya Habîr' ismini defa zikreden bir kişi bu ismin hizmetkârı olan melekler gelip istek, dilek ve muratlarını gerçekleştirmek için izin isterler
Düşmanın şerrinden, günahlardan uzaklaşmak ve zalimin zulmünden kurtuluşa ermek isteyen bir kimse 'El-Habîr El-Halîm' esmasını günlük defa zikredilir.
'Ya Latif - Ya Habîr' ismini zikir günü olan pazar günü yatmadan önce defa zikredip yatan kimse, Allah'tan istiharede ne gibi dilek istek istemişse o gece o konuyu rüyasında görür.
Habir ne demek yani Allahın El Habir isminin anlamı nedir? İşte Allahın 99 ismi (Esmaül hüsna)dan El Habir Esmasının zikri, arapça yazılışı, anlamı ve fazileti hakkında bilgi.
الخبير El Habir, her şeyi bilen, her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdâr olan demektir.
Cenab-ı Hakk bütün varlıkların künhüne vakıf olandır. Hakikatlerinden, mahiyetlerinden, sırlarından hakkıyla haberdardır. Hiçbir şey gizli kalmayacak şekilde hallerini bilendir.
Allah Teâlâ, yerde ve gökte, bütün evrende olan gizli açık her şeyden haberdârdır. Onun bilemeyeceği bir şey düşünmek mümkün değildir. Bu bakımdan yaptığımız her şeyi Allahın bildiğini düşünerek yapmalıyız.
Sınırsız ilim, kudret, sem ve basar gibi kemal sıfatlarla muttasıf olan Habir, varlıkların ve olayların iç yüzünden ve sırlarından haberdardır. Bu sıfatlarla sebepler dairesini her yönden kuşatmıştır. Yaratan, yaratmaya devam eden ve idare eden O (CC) olduğuna göre kâmil manada Habir de Odur. O (CC)nun bildiklerinde bir eksiklik, kusur ve yanılma asla düşünülemez. Hiçbir sır, ilminden saklı kalamaz. Sınırlı, kayıtlı ve mahlûk sıfatlara sahip olan varlıklara göre en gizli olan şeyler Cenab-ı Hakk için aşikârdır, çünkü O Habirdir.
“Gerçekten o (yapılan iyilik ve kötülük) bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa Allah onu getirir. Şüphesiz Allah Latiftir, Habirdir.” (Lokman / 16)
Mülkünde var olan her varlık ve hadiseden haberdardır. Maddi ve manevi âlemleri; berzah âlemi, ruhlar âlemi ve misal âlemi gibi bütün âlemleri bilir. Yedi kat semadan ve içindekilerden yerin karalarından ve denizlerinden ve bunların içinde olanlardan anbean haberdardır. Bir elektron ile bir gezegenin durumunu aynı kolaylıkla bilir.
Küçük-büyük her şeyin gizli hallerini bilir. Mesela bir kayısı çekirdeğinin içinde saklı olan bilgilerden haberdardır. O çekirdekten yaratılacak olan ağacın hayatı boyunca geçireceği tavırlarından, vaziyetlerinden, şekillerinden, hareketlerinden, dallarından, yapraklarından ve meyvelerinden haberdardır.
İç yüzü, dış yüzünden daha sanatlı olan bütün varlıkların mahiyetini hakkıyla bilir. Hem onların yapılarından, hem yakın ve uzak olan unsurlar ile olan bağlarından, ilişkilerinden, hangi kanunların cereyanında olduklarından haberdardır. Zaten bu kusursuz idare ve terbiye ancak bu gizliliklere vakıf olan bir zata ait olabilir.
Meydana gelen her işin oluş sebebi, başlangıcı, teferruatı ve sonucu Onun (CC) bilgisi dâhilindedir. Mesela her bir insanın gizli ve aşikâr yaptıkları işlerinden, niyetlerinden, meyillerinden, tefekkürlerinden, hevalarından ve kalplerinden geçen bütün hislerden haberdardır. Haberdar olmaz mı? Kalbi de kalbe düşen hisleri de yaratan da O (CC) değil mi?
İhtiyaçlarından, yararlarına ve zararlarına olacak şeylerden ve işlerinin akıbetinden kullarından önce ve daha iyi O bilir. İyiyi-kötüyü, takva sahibi ile günahkârı, cihad eden ile etmeyeni bilir.
“Muhakkak sizden mücahid olanla sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi de açığa çıkarıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.” (Muhammed / 31)
İmtihan salonunun kapatılıp ahiret yurduna varılacağı din gününde ise diğer isimler gibi bu ismin de azami derecede tecellisine şahitlik edeceğiz ve yapmakta olduğumuz şeyler bize tek tek haber verilecektir.
Cenab-ı Hakkın Habir oluşuna en büyük delil mukaddes kitabıdır.
“Hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından, ayetleri muhkem kılınmış, sonra da birer birer açıklanmış bir kitaptır.” (Hûd / 1)
Kuran-ı Hakim yaratılışa dair sırlardan, tarih içinde yaşanmış olayların ip uçlarından, yaşanacak ve gerçekleşecek olan bazı durumlardan, ebediyet ile ilgili hakikatlerden haber verir.
“Sana, her şeyden haberdar olan (Allah) gibi kimse haber veremez.” (Fatır / 14)
Kullarının kalplerinden geçen iyi ve kötü hislerden; hatta karınca gibi küçük bir varlığın, Hz. Süleyman (AS)ın ordusu yaklaştığında karınca topluluğunu uyarmasından bahsederek gizliliklere vakıf olduğunu göstermiştir. (Neml 18)
Mesela on dört asır öncesindeki insanlığa kıtaların sürüklendiği bilgisini şöyle haber vermiş;
“Sen dağları görürsün de onları sabit sanırsın. Oysa onlar, bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. (işte bu) Her şeyi sapasağlam yapan Allahın sanatıdır. Gerçekten O yaptıklarınızdan haberdardır.” (Neml / 88)
Sanatını böyle mükemmel yaratan ve ondan haberdar olan Cenab-ı Hakk; emaneti yüklenmiş, rububiyyetini kabul etmiş olan eşref-i mahlûkunu hayır ve şer adına yapmış oldukları şeylerden habersiz kalıp başıboş bırakacak değil.
Kitabı vasıtasıyla Habir olduğunu kullarına bildirmiştir. Bu bilgi terbiyeye muhtaç olan insan için bir ikaz mahiyeti taşır. Mesela “Ey iman edenler! Allahtan korkun! Her nefis yarın için neyi gönderdiğine baksın! Allahtan korkun! Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızdan pekâlâ haberdardır” (Haşr / 18) diye buyurarak onları gafletten korumayı; hassasiyetlerini, hayâlarını, haşyet ve takvalarını artırmayı murad etmiştir.
Bu bilgi, sıkıntı içinde olana da aynı zamanda bir ümit kaynağıdır. Çünkü mümin bilir ki Habir olan Rabbinin sınırsız şefkat, hikmet, adalet ve merhameti vardır. Rabb-i Rahiminin, her halinden, her sıkıntısından haberdar oluşu onu teskin eder, teselli eder.
Demek Allah-u Teâlânın Habir ismine iman etmek korku ve ümit arasında olması gereken insanın nefs-i emaresine bir korku, ruhuna ve kalbine de bir ümit kaynağıdır.
Habir isminden ders alan her kul, birinci dereceden sorumlu olduğu iç âleminden haberdar olmaya ve manevi hastalıklarının farkına varmaya çalışmalı. Dış âlemdeki hadiseleri de Kuran ve sünnetin çizdiği sınırlar dâhilinde ve gerektiği kadar bilmelidir.
El Habir Esmasının Zikri, Faziletleri ve Faydaları
Dilediği bir şeyi veya bir müşkilinin halledilmesini arzu eden kişi yatsı namazını kıldıktan sonra uyumadan önce aşağıdaki duayı okuyarak ve uyuyana kadar “Ya Latif, Ya Habir” esmalarını zikreder.
Yatsı namazından sonra uyumadan önce, istediği şeyi görmek, dilediği bir şeyi veya bir müşkilinin halledilmesini isteyen kimse “E lâ yalemü men halak ve hüvel latıyfül habiyr.” (Mülk suresi ayet) ayeti kerimesini yatarken dokuz (9) defa okumalıdır. Allahu Tealanın izni ve Keremi ile dilediği şeyi ve istihare ettiği konuyu rüyasında görür.
Hafıza ve idrak gücünün genişlemesini isteyen kimse “Ya Hâbir” ism-i şerifi defa okumalıdır.
“Ya Hâbir” ism-i şerifini her gün defa okuyan bir kimse gizli esrara vakıf olur.
Düşmanın şerrinden, zalimin zulmünden ve günahlardan uzaklaşmak ve kurtuluşa ermek isteyen bir kimse “El-Hâbir – El-Halîm” esmaları günlük defa okunur.
Her gün defa “Ya Hâbir” ism-i şerifini okumaya devam eden kimse, ruhani varlıklarla görüşebilir ve bazı gizli sırlara, keşiflere sahip olur. Birtakım sırlar kendisine açılıp bildirilir.
Riyazet halinde 40 gün defa “Ya Hâbir” ismi-i şerifini okuyan kimse bu ismin hadimi olan melek ile görüşebilir.
“Ya Hâbir” ism-i şerifi bir kap içine yazılıp bu kabın içine su konulur ve bu sudan anlayışı az veya zihni kapalı olan kimseye içirilirse Allahın izni ile Allahü Teala kendi lütfundan zihin açıklığı ihsan eder.