el muzil anlamı / Институт культурного наследия и развития | Nalchik

El Muzil Anlamı

el muzil anlamı

Her 21 Mayıs’ta dünyanın farklı yerlerinde toplanan Çerkeslerin ağzından hep birlikte aynı sözler dökülür. “Yistanbıl ğogu guşeri, vo vui neşe khaşeti” (İstanbul yolu eğri büğrü) diye başlayan o sözler, “Adiğe Beyrak guşeri, jıbğam kızereyhari, didejxem ya xıbarheri, xet fe kıfxuxinu” (Adiğe bayrağı rüzgârda dalgalanır, vatanımın haberlerini kimler bize getirir) diyerek son bulur.
“Yistambilako” adıyla Kabardeyce yakılan bu ağıt, Adigelerden Abhazlara, Çeçenlerden Osetlere tüm Kafkas haklarının ortak acısını, “tsitsekun”u anlatır. Öyle ya soykırımdan geçirilmiş halklar geleceğe tutunurken kimi zaman geçmişin büyük acılarına kimi zaman küçük simgelerine yaslanır.
Hem geçmişteki büyük acıları anlatan hem de birer simge haline gelen ağıtlar belki de Kafkas halklarının yaslandığı en büyük haykırıştır.
Türkiye’de ağıtlara ses veren Kuşha Doğan Özden, Sıj Rahşan Erdoğan Yılmaz, Gunoy Metin Gün (Grup Waynakh kurucu üyesi) ve Taymaz Gülcan Altan, Jıneps’in sorularını cevapladı.

-Çerkes kültürünün ağıtları bize ne anlatıyor? Kafkas halklarında ağıtın toplumsal işlevi var mı? Kimlere, nelere ağıt yakılır?

seafoodplus.info?v=42laiZcgODc&ab_channel=NARTAJANS

Doğan Özden: Çerkes müziğini üç başlık altında wered, weredıj ve ğıbze olarak incelemek gerek. Wered bildiğimiz şarkılar. Bunda problem yok ama weredıj ile ğıbze genellikle birbirine karıştırılır; belki de Türkçe düşündüğümüz için. Weredıj Kafkasya’da savaşlarda kahramanlık gösteren savaşçılar için bestelenen hüzünlü, kahramanların isimlerinin yaşaması için bestelenmiş şarkılardır. Ğıbze ise daha çok acıklı olaylar olduğu zaman yakılan eserlerdir. Bugüne kadar hepsi kültürümüzün, tarihimizin aktarılmasında çok önemli bir işlev gördü. Weredıj olsun ğıbze olsun hepsi birer tarihi belge niteliğinde. Çünkü Çerkeslerin başına gelenleri, bizlerin nasıl haksızlığa uğradığını anlatan tarihi içerikler hepsi. Günümüze aktarılan bu eserleri gözümüz gibi korumamız gerekir ama bu duyarlılık artık kalmadı diasporada.

Gülcan Altan: Ağıtı, insanların toplumda yaşanmış ve iz bırakmış acı olaylardan sonra duygusunu anlattığı, biraz da melodik yapılar üzerine söylenmiş sözcükler ve şiirler olarak tanımlıyoruz. Her konuda yazılabilseler de genellikle ölenlerin arkasından, savaşlarda kaybedilen insanların arkasından, toplumsal olaylarda yaşanan travmalardan, sürgünlerden, doğa olaylarından ve kaybedilen sevgililerin ardından yazılıyor.

Çerkes kültürünün kadim ve köklü bir tarihi var. Günümüze ulaşan eserlerde de halkın yaşadığı savaşları, direnişi, uğradığı soykırımı, acıları görüyoruz. Atalarımızdan gelen bu acı mirası yüreğimizde hissediyoruz. Toplumsal olarak belleği taze tutması açısından önem arz ediyor.

Rahşan Erdoğan Yılmaz: Çerkes toplumunun içinden çıkan ağıtların, Çerkeslerin ve Kuzey Kafkasya halklarının özellikle çok uzun süren savaşlardan etkilenen toplumsal yapıları içerisinde, savaşların sonuçladığı yıkımlar, kayıplar, acılar ile toplumu adına liderlik üstlenen önemli insanlarının kayıpları için yakılmış olduğunu görmekteyiz. Bu şekilde kayıpların ve yitirilen insanların yiğitlikleri anılıyor, acılar dilden dile aktarılarak toplumsal hafıza canlı tutuluyor. Sürgün ve soykırım ile vatanlarından ayrılan Çerkesler her ne kadar bu acıyı dillendirmeyi pek istemeseler de unutulmaya yüz tutmuş ağıtlarda bu trajediye yer veriliyor. Anadolu’ya yerleşen Çerkeslerin dillendirdikleri ağıtlara bakıldığında ise; toplum içerisinde yaşanan ve sonuçlarının olaya konu insanlar kadar çevrelerindeki toplumu da etkilediği, hazin aşk hikâyeleri, haksızca vurularak öldürülen insanlar ve bu durumların yarattığı acıları anlattığını görüyoruz. Ağıtlar bu şekilde dilden dile aktarılarak toplumsal hafızada yerlerini koruyor.

Metin Gün: Çeçen kültüründe ağıtlar ya vatan özlemi ya da savaşlarda kaybedilen yakınların, sevilenlerin ve halklarının arkasından söyleniyor. Bu yönüyle ağıtlar yaşandığı zaman dilimindeki acı olayları şiirsel bir dille anlattığı için sözlü edebiyatımızın ayrılmaz bir parçası. Uzun yıllar önce söylenmiş olan ağıtları dinlediğimizde, bugün dahi sanki o yaşanan günleri görmüş ve o acıları yaşamış kadar bizleri etkiliyor ve hüzünlendiriyor. Yaşanan acılar kelimelerle ve edebi dil kullanarak, sanki bir kilim dokurcasına ilmek ilmek işlenmiş ağıtların mısralarına, bir nevi tarih gibi&#; Dinlediğinizde toplumun yaşadığı acı olayları hatırlatır ve unutulmamasını sağlar. Yüz yılı geçmiş, onlarca yılı devirmiş ağıtları dinlediğinizde, halkınızın neler yaşadığını, başlarından neler geçtiğini, çektikleri acıları adeta yaşıyorsunuz.

-Sizleri ağıtlarla buluşturan duygu nedir?

seafoodplus.info

Doğan Özden: Gençliğimizde her ölen büyüğümüz kendisiyle birlikte bir kültürel değerimizi alıp götürüyordu. Ben çocukluğumda, gençliğimde büyüklerimizin sohbetlerini dinleme şansına ulaşmış birisiyim. Saatlerce Kafkasya’daki savaşlarla, başımıza gelenlerle ilgili hikâyeler anlatırlar, savaş şarkıları söylerlerdi. Herkes de söyleyen kişiye eşlik ederdi. Bunların zamanla yok olduğunu gördüm ve bu eserleri derlemeye başladım. Beni bu şarkılarla buluşturan şey işte bu. Yoksa ben müzik eğitimi almış bir insan değilim.

Gülcan Altan: Biz bu mirasın ve genetik kodların içine doğuyoruz diye düşünüyorum. Köklerimden bana gelen haksızlıklara karşı isyan ve başkaldırı duygusuyla yaşadığımı fark ediyorum. Ağıtları dinlediğimde içimde çok eskilerden gelen bir hüzün ve isyan hissedişim bundan sanırım. Ağıtları seslendirirken sanki ben onlar yazıldığında varmışım gibi hissederim her zaman.

Rahşan Erdoğan Yılmaz: Şarkı söylemek kadar, acıları dillendirmek de yaşamsal bir nefes alma sanırım. Çerkes bir birey olarak, dünyadaki benzer örneklerinde görüldüğü gibi, haksızlığa uğramış bir halkın parçası olmak, bu haksızlığı en derinden insanlara anlatabilme isteğini de büyütüyor. Yaşanan acıların hatırlanmasının, dünyada benzer trajediler yaşanmaması adına toplumların hafızalarını diri tutacağına inanıyorum. Bu anlamda buna bir ‘haykırış’ diyebiliriz.

Metin Gün: Ben şahsen ilk Çeçen müzikleri ile ’lerde tanıştım. O zamana kadar hiç iletişim kurulamamıştı anavatanla. İlk kez kasetçalarla Çeçen müziklerini dinleyebiliyorduk ki bu bizim kuşak için çok büyük bir olaydı. İletişim bugünlerdeki gibi kolay değildi o yıllarda. Ne telefon vardı, ne televizyon ne de internet. Yazılı ilk Kiril alfabesi ile ancak 80’li yılların sonlarına doğru tanışabildik zaten. İlk ağıtları dinlediğimde ise tüylerim ürpermişti adeta. Sibirya sürgününden sonra yazılmış bir ağıtı ilk dinlediğimde de gözyaşlarıma engel olamamıştım. O kadar etkilendim ki beni aldı hiç görmediğim anavatanıma götürdü ve sürgün sonrası geriye kalan vatanımın halini gözümün önüne serdi adeta.

-Sizce bu eserlerin dilin korunmasına bir katkısı var mı?

seafoodplus.info

Doğan Özden: Tabii ki dilimizin korunmasında büyük bir işlevi var. Çerkesçe şarkı söyleyen bir insanın, iyi bir Çerkesçe konuşmaması mümkün değil. Dili bilmiyorsanız bu şarkıları, ağıtları da söyleyemezsiniz.

Gülcan Altan: Çok önemli. Bunun için daha çok şarkıyı gün yüzüne çıkarmaya çalışmalı ve bir yandan da yeni eserler üretmeliyiz. Dilin öğrenilmesinde şarkılarda kullanılan kelimeler direkt hafızaya yerleşiyor. Ben de kendi anadilimi geliştirmeye çalışıyorum tüm bu olumsuz etkilere ve kültür emperyalizmine rağmen.

Rahşan Erdoğan Yılmaz: Ağıtlar ve şarkılar; şüphesiz dil bilmeyen birinin dil ile buluşmasında çok önemli bir yere sahipler. Ağıt ve şarkıları dil bilmeyen biri olarak seslendirirken bu dili ve dilin duyguları aktarmaktaki mantığını bir parça da olsa öğreniyorsunuz. Bu anlamda dil öğrenimine başlayanların şarkı ve ağıtlar üzerinden çalışmalarının sürece oldukça verimli bir katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Bunun en net örneklerini, dil bilmeyen çocuklara şarkı öğretme sürecinde deneyimlediğimizi belirtebilirim.

Metin Gün: Birçoğumuz, özellikle de yeni yetişen nesil maalesef anadilini bilmiyor veya çok az biliyor. Hiç bilmeyenlerin sayısı da her geçen gün artarak çoğalıyor. Buna rağmen son yıllarda gençler içerisinde şarkılarımıza, ağıtlarımıza, müziklerimize olan ilginin biraz arttığını gözlemledim. İnsanlar anadilini bilmese, konuşamasa dahi, şarkıları söylüyorlar veya en azından söylemek için bir uğraş veriyorlar. Ben bunu her şeye rağmen olumlu buluyorum. En azından anadilini telaffuz etmeyi öğretiyor. Sevdiği bir şarkıyı veya bir ağıtı söylemeyi öğrendiğinde peşine dili bilenlerden sözlerinin ne anlama geldiğini, neyi anlattığını öğrenmeye başlıyor. O yüzden dilin öğrenilmesi ve yaşatılması bakımından şarkıların ve ağıtların yeri tartışmasız çok önemlidir diyorum.

-Ağıtların, şarkıların günümüzde hâlâ yenileri üretiliyor mu yoksa eskide mi kaldı bu işler? Ayrıca sizce üzüntülerimiz ve duygularımız asimilasyonla birlikte Türkçeleşiyor mu?

seafoodplus.info

Doğan Özden: Diasporada artık şarkı üretilmiyor. Çok nadir, tek tük. Gençlerimiz sağ olsunlar bir şeyler yapmaya çabalıyorlar ama bugün oturup baktığımızda ‘Türkiye milyon varız’ diyoruz. milyon olan toplumun üreteceği eser sayısı bu kadar az olmamalı. Bu milyon kişilik toplum eğer sağlıklı bir toplum olsaydı, bugün Kafkasya’da üretilen müziklerin misli eser çıkarması lazımdı. Ancak genç kuşak dilini kaybediyor. Her anlamda kültürel üretimlerimiz gün geçtikçe azalıyor. Asimile oluyoruz ve inanılmaz derecede hızlandı bu. Artık bir uçurumun dibindeyiz. Güle oynaya yok oluşa koşan bir toplumuz. Dil olmadığı zaman, dili yitirdiğiniz zaman duygularınız, düşünceleriniz, üzüntüleriniz de hangi dili biliyorsanız, hangi dili iyi konuşuyorsanız o dile evriliyor.

Gülcan Altan: Kişisel olarak elimden geldiğince yeni şarkılar yazmaya çalışıyorum. “Sipse si Adige”, “Çel’e Yegek’o” gibi&#; İstiyorum ki daha çok yazabileyim. Dünyanın geldiği son noktaya baktığımızda yaşamda kalmaya çalışmak öncelik oluşturdu maalesef. Anavatanda kalabilmiş olsaydık sanırım bizim için daha rahat bir yaşam olacaktı. Diasporada yaşayıp da bir yandan yaşamı sürdürmeye çalışmak ile uğraşırken diğer yandan geleneklerimizi sürdürmek, dilimizi korumaya çalışmak maalesef çok kolay değil. Hepimizin evinde köklerimizi unutmamak için Çerkeslikle ilgili pşine gibi, phaçiç gibi enstrümanlar, dekoratif temalar mevcut oluyor genelde. Bu bile bir direniş. Kültürel içerik üretmek tabii ki sadece bu demek değil. Özellikle böyle bir örnek verdim. Şarkı yazabilen yazacak, dili bilen öğretecek, edebiyatçı kitaplar yazacak, sinemacılar film yapacak, müzisyenler çalacak. Direnmek budur. Ne olursa olsun üretmek zorundayız. Unutmamak, unutturmamak ve geleceğe yön verebilmek için…

Rahşan Erdoğan Yılmaz: Dilimizi kaybettikçe, anadilimizde ağıt ve şarkı üretimimiz de kayboluyor. Evet, duygularımız ve üzüntülerimiz artık anadilimizde değil. Ancak bunu bir çaresizlik olarak görmememiz ve gelecekten umudumuzu yitirmememiz gerektiğine inanıyorum. Kendi payıma Türkçe yazdığım parçaların anadile çevrilmesine katkı veren insanlarımızdan destek alarak bu süreci biraz tersine işletmeyi deneyimliyorum. Ancak, büyük resme baktığımızda; elbette dilimizi kaybettikçe yok olmanın önüne geçebilmemiz çok zor olacaktır. Zira, dilin kaybedilmesinin toplumsal bilincin de giderek yitirilmesi ile birlikte yok olmayla sonuçlanacağı kaçınılmaz görünüyor.

Metin Gün: Ağıtlar, daha çok yaşanan acı olayların ardından söyleniyor. Çeçen-Rus savaşının ardından söylenmiş onlarca ağıt var. Yakılan yıkılan vatanı, anasız babasız kalan çocukları, vatanlarını korumak için canlarını feda eden gençleri anlatan. İçi acıyor insanın bunları dinlerken elinden hiçbir şey gelmeden.

Şarkılar, müziklerin ise anavatanda sürekli olarak yenileri yapılıyor, söyleniyor. Lakin burada yeni Çeçen müziği üretmek şimdiye kadar pek mümkün olmadı. Bundan sonra olur mu derseniz de çok ümitli olduğumu söyleyemem ama yapılması mümkün olabilir. Burada yeni müziklerin az veya çok yapılmamasının nedeni anavatanda yapılan müziklerin internet üzerinden aynı anda buraya da ulaşması ve orada yapılanların çok daha iyi şekilde yapılıyor olması diye düşünüyorum. Evet, asimilasyon maalesef tüm hızıyla devam ediyor. Bunun toplumsal, tarihsel, dinsel birçok nedeni var. Anadil unutulduğu zaman rüyalarınız bile öğrendiğiniz dilde olur. Keza düşüncelerin de duyguların da artık anadilimizde olması imkânsızdır.

Çocukluğumda Libya’da 30 yıla yakın kalmış ve geri dönmüş Çeçen bir teyzenin anneme söylediği gibi aslında: “Dilimizi unutmamak için yalnız kaldıkça kendi kendimle hep Çeçence konuştum.” Bir yanımızda hayatın gerçekleri, bir yanımızda ise asla kaybetmememiz gereken umutlar. Araf’ta kalmışız vesselam.


İleri gidiyoruz arkamıza bakarak…

Temirbolat Kubat “Muhacirin Hicrandır Ömrünün Yarısı” adlı kitabında da Beslan istasyonundan bindikleri trenin kalkmasını beklerlerken arkadaşlarına sözlerini o an yazıp söylediği şarkının öyküsünü şöyle anlatıyor:

“Şarkı söylediğimi bildikleri için beni coşturmaya çalışıyor, bazı şarkılarımızı mırıldanıyorlardı. Epeyce çakırkeyif olmuştum. Bir iki bilinen şarkıyı söyledim, çok hoşlarına gitmişti. Gecenin sessizliği içinde sesim bütün vagonlardan duyuluyormuş. Bir ara bir ilham geldi, daha önceden bilinen bir melodiye o andaki duygularımı yansıtan sözler uydurarak söylemeye başladım. Sıraladığım sözler arkadaşlarımı etkilemiş olacak ki hüzünlenmiş, gözyaşlarına hâkim olamamışlardı. Bu şarkımın sözlerini bir kez daha bir araya getirip yazamadım. Kafiledekiler sadece nakarat kısmında tekrarladığım ‘Razme tsevem festeme kesge’ (kelime kelime tercüme edersek: ileri gidiyoruz arkamıza bakarak) sözlerini hatırlayıp mırıldanarak yıllar yılı Temırbolat’ın şarkısı diye andılar. Gerçekten de özellikle benim durumum böyleydi. Kafkas dağlarının kuzey yamaçlarını ay ışığında son defa seyrederken aklıma geleni söylemiştim.”

Şarkıyı oğlu Aytek Kubat seslendiriyor… (seafoodplus.info?app=desktop&v=3-ZjeN7Qkv4)


ТУРКМÆ ЦÆУÆМ Туркмæ цæуæм Туркмæ цæуæм Æнæ бары цæуæм Лидзгæ кæнæм. Размæ цæуæм, фæстæмæ кæсгæ… Хæрз бон зæгьæм Райгурæн хæхтæн Хæрз бон зæгьæм Райгурæн бæстæн. Размæ цæуæм, фæстæмæ кæсгæ… Хæрз бон, хæрз бон Нæ хæхтæ нæ бæстæ Ныккæут нырризут Сымах нæ фæстæ. Размæ цæуæм, фæстæмæ кæсгæ… Мах куы цæуæм Дард бæстæмæ Нал æрцæудзыстæм Мах фæстæмæ. Размæ цæуæм, фæстæмæ кæсгæ… Махæн нæ уaгæттæ Фараст сты Бесланы хьæуæй Рарастысты. Размæ цæуæм, фæстæмæ кæсгæ… Нал нæм зынынц Нæ иры хæхтæ Налнæм зынынц Нæ иры бæстæ. Размæ цæуæм фæстæмæ кæсгæ… Налнæ фендзыстут Налуæ фендзыстæм Налуæ фæндзыстæм Налнæ фендзыстут. Размæ цæуæм, фæстæмæ кæсгæ…TÜRKİYE’YE GİDİYORUZ Türkiye’ye gidiyoruz Türkiye’ye gidiyoruz İstemeden gidiyoruz Göç ediyoruz. İleri gidiyoruz, arkaya bakarak… Elveda diyoruz Doğduğumuz dağlara Elveda diyoruz Ana vatana. İleri gidiyoruz, arkaya bakarak… Elveda, elvada Dağlarımıza, vatanımıza Ağlayın, titreyin Siz bizim arkamızdan. İleri gidiyoruz, arkaya bakarak… Biz gidiyoruz Uzak bir yere Bir daha dönmeyiz Geriye. İleri gidiyoruz, arkaya bakarak Bizim kağnılarımız Dokuz tanedir Beslan Köyü’nden Yola koyulduk. İleri gidiyoruz, arkaya bakarak Artık görünmüyor Osetya dağları Artık görünmüyor Oset ülkesi. İleri gidiyoruz, arkaya bakarak… Artık bizi görmeyeceksiniz… Artık biz de sizi görmeyeceğiz. Sizi göremeyeceğiz. Bizi görmeyeceksiniz. İleri gidiyoruz, arkaya bakarak…

Söz: Temirbolat Kubat              Müzik: Anonim


АМҲАЏЬЫРАА РГАРАШӘАШьышь, нани, шьышь, нани,Уцәа, сарԥыс, уанани,Рыҩны уҟам уаби уани,Амшын Еиқәа уамами!Згәы шьҭыҵуа ацәқәырԥақәаУа урҵысуа урымами,Аԥша унырдоит аԥра шлақәа,Аимҵәаҩ иӷба угарами.Аԥша анырзас ӷәӷәалашәа,Ртәыла хәыҷы рымнахырц,Амшын шаҵааз угәаларшәаАмҳаџьырқәа рылаӷырӡ.Шьышь, нани, шьышь, нани,Уцәа, сарԥыс, уанани,Рыҩны уҟам уаби уани,Амшын Еиқәа уамами!Уандухалак Амшын ЕиқәаУр, уҩныжәқәа имыӡӡахьоу,Аҟарма рыҟәных архнышьнақәа,Амца еиқәуҵап ицәахьоу!Шьышь, нани, шьышь, нани,Уцәа, сарԥыс, уанани,Рыҩны уҟам уаби уани,Амшын Еиқәа уамами!ŞİŞ NANİŞiş nani, şiş naniUyu yavrum, ah bebeğimAnnen baban nerede hani?Deniz bağrında meleğseafoodplus.info coşan şu dalgalarSana söyler ninnileriKorsan gemisi beşiğin,Yelpazense yelkenleri.Rüzgâr şiddetle esinceAlmak için vatanınıUnutma tuzlanır denizİçerek gözyaşlarını.Şiş nani, şiş naniUyu yavrum, ah bebeğimAnnen baban nerede hani?Deniz bağrında meleğim.Büyüyünce yar deniziGeçerek gel bul eviniSarmaşıklı arxnışna’nıKurtarıp yak ocağını.Şiş nani, şiş naniUyu yavrum, ah bebeğimAnnen baban nerede hani?Deniz bağrında meleğim.

Söz: Bagrat Şınkuba*                   Müzik: Anonim                      Çeviri: Oktay Chkotua**

*Bagrat Şinkuba: 12 Mayıs ’de Abhazya’da Oçamçıra’nın Çlou Köyü’nde dünyaya geldi. Abhazya’nın yetiştirdiği en ünlü şair ve yazarlardan biridir. İlk şiir kitabı yılında yayımlandı. Tarihi roman türündeki eserleri arasında en önemlisi ise yılında yayımlanan “Son Ubıh”tır. yılında “Abhazya Ulusal Şairi” unvanına layık görülen Şinkuba, 26 Şubat ’te vefat etti.

**Sürgün Şiirleri – Kafkas Sürgününün Yılı Anısına, Ünal Akbulut-Oktay Chkotua, Değirmen Yayınları, Mayıs


ИСТАМБЫЛАКIУЭ* (Уо,) Истамбыл гъуэгу гущари, (Уей,) уи нашэкъаши! Си къэшэну дахэри, Жылэм къыдэзнауэ! Уо, уо, уорира, Истамбылым дашэ мыгъуэри дэ! (Уо,) си адэ пщIантIэ гущэм, Шыгур щызэщIащIэ Си гущIэм къыщIитхъыурэ, Хэкур сагъэбгынэ! Уо, уо, уорира, Истамбылым дашэ мыгъуэри дэ! (Уо,) си шыпхъу нэхъыщIэ гущэр, Зэрыщхьэц барини, Ди дэж зэрыбынурэ, Сэ къыскIэрыщIауэ. Уо, уо, уорира, Истамбылым дашэ мыгъуэри дэ! Адыгэжь бэракъ гущари, (Уей,) жьыбгъэм зэрехьэ, Ди деж я хъыбархэри Хэт дэ къытхуихьыну? Уо, уо, уорира, Истамбылым дашэ мыгъуэри дэ!YİSTAMBULAKO İstanbul yolu, Eğri büğrü! Güzel yârimi, Bıraktım yurdumda! Wo, wo, worira, İstanbul’a götürüyorlar (sürgün ediyorlar) bizi! Woo… Avlumuzda eyvah, Atları arabalara koşuyorlar. Kalbim derinden sızlayarak, Vatanımdan sürülüyorum! Wo, wo, worira, İstanbul’a götürüyorlar (sürgün ediyorlar) bizi! Woo… Ah, benim kız kardeşim, Her zamanki gibi dağınık saçları Evimizin bütün çocukları Peşimden ayrılmayan. Wo, wo, worira, İstanbul’a götürüyorlar (sürgün ediyorlar) bizi! Adığe bayrağı, Rüzgârda dalgalanır, Vatanımızdan haberleri Kimler bize getirir! Wo, wo, worira, İstanbul’a götürüyorlar (sürgün ediyorlar) bizi!

Söz: Aksıre Zalimhan*

*Aksıre Zalimhan: Şair, oyun yazarı, SSCB Yazarlar Birliği Üyesi, Kabardey-Balkar’ın ödüllü sanatçısı. 15 Mayıs ’da Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin Urvan bölgesine bağlı Janhuethable (Psygansu) Köyü’nde doğdu. Nalçik’te önce tıp fakültesi, sonra pedagoji bölümüne birer yıl devam etti. Ardından Nalçik’teki Ulusal Sanat Stüdyosu’nda tiyatro eğitiminin yanı sıra Kabardey Pej (Kabardinskaya Pravda), gazetesinin edebiyat muhabiri, Lenin Nur adlı Çerkes gazetesinin muhabiri, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti radyosunda edebiyat yayınları editörü, müzik yayınları direktörü olarak çalıştı. Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin önde gelen oyun yazarlarındandır. Ödül aldığı ve binden fazla kez sahnelenen ve pek çok dile çevrilen “Dahenağu” adlı oyunuyla ilk çıkışını yapan Aksıra, “Laşın”, “Kızbrun”, “Yistambılako”, “Adıyuh”, “Andemirkan”, “Guaşem Yi Çeşane”, “Şhahueyeue Pşıne”, “Hımsad” adlı oyunların da yazarıdır. Modern Çerkes dramasının temellerini atanlardan biridir ve günümüzün yaşamından öğeler içeren oyunlar da kaleme almıştır. Sanatçı 19 Haziran ’da Nalçik’te vefat etti.


КЪОНАХИЙН ЗАМА Туьйранахь йийцанчу сихаллех таръелла Йорт эцна йоьду хьо къонахийн зама. Хьуна тIехь идина сахаьдда, гIелъелла Собар де, сих ма ло къонахийн зама. Майралло дахчийна, къоман барт чIагIбина Нохчийн сий айъинчу хьай денойн дуьхьа. Тхо сийсаз довларах, лардала Iамарца Собарде, сих ма ло, къонахийн зама. Заманаш хийцалуш дуьхьал куьг тесина Хьо ловзош баьхканачу, къонахийн дуьхьа. Хьалкъашлахь яьккхина Нохчийн цIе лар ялца Собарде, сих ма ло, къонахийн зама. Майралло дахчийна, къоман барт чIагIбина Нохчийн сий айъинчу хьай денойн дуьхьа. Тхо сийсаз довларах, лардала Iамарца Собарде, сих ма ло, къонахийн зама. Тхан яртийн дай хилла, лаьттанчу кIенташа Даьккханчу сийлахьчу гIазотан дуьхьа. Цхьа жимма тхо кхаьтта хьекъале дерзалца, Собарде, сих ма ло, къонахийн зама. Майралло дахчийна, къоман барт чIагIбина Нохчийн сий айъинчу хьай денойн дуьхьа. Тхо сийсаз довларах, лардала Iамарца Собарде, сих ма ло, къонахийн зама.YİĞİTLER DEVRİMasalsı bir anlatının hızıyla benzeşipAksak da olsa akıp gidiyorsun yiğitler seafoodplus.infoşin sıra koşmaktan yorulduk, yıprandıkBekle, acelen ne yiğitler devri.Mertlik kazanınca, güçlendi halkın birliği deÇeçenliğin onurunu yücelttiğin günler için.Ödün versek de biz, dikkatli olmayı bilirizBekle, acelen ne yiğitler devri.Değişirken zaman, ona karşı duranEğlencede sana alkış tutan, yiğitler içseafoodplus.infoın haklı kazanımı, Çeçen adını korumak içinBekle, acelen ne yiğitler devri.Mertlik kazanınca, güçlendi halkın birliği deÇeçenliğin onurunu yücelttiğin günler için.Ödün versek de biz, dikkatli olmayı bilirizBekle, acelen ne yiğitler devri.Yurdumuza koruyucu olup, dik duranlarOnurla kazanılan kutsal savaş içseafoodplus.infon sağduyumuza kavuşuncaya dek,Bekle, acelen ne yiğitler devri.Mertlik kazanınca, güçlendi halkın birliği deÇeçenliğin onurunu yücelttiğin günler için.Ödün versek de biz, dikkatli olmayı bilirizBekle, acelen ne yiğitler devri.


Çeviri:
Rüstem M.

Укладка щебня

Стоимость от: 90р

Укладка песка

Стоимость от: 18р

Укладка асфальтового скола

Стоимость от: 45р

Укладка битого кирпича

Стоимость от: 45р

Уборка и вывоз снега в Химках

Стоимость от: 30р

Рытье котлованов в Химках

Стоимость от: р

Расчистка участков и корчевка в Химках

Стоимость от: р

Вывоз мусора в Химках

Стоимость от: р

Благоустройство территорий в Химках

Стоимость от: 80р

Асфальтирование

Стоимость от: р

Укладка асфальтовой крошки

Стоимость от: р

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir