Â
POLÄ°S ENSTÄ°TÃœSÃœ VE KOLEJİ’NÄ°N KRAL HOCASI Ä°LE BÄ°RKAÇ ANI |   Ali Yaver UÄURLU |
           yılında Emniyet Teşkilatımıza lise mezunu olarak müracaat ettim. Aynı zamanda T.C. Ziraat Bankası giriş sınavlarına da katıldım. Öyle bir durum oldu ki; iki müracaatımın neticeleri üç gün ara ile olumlu olarak lehimde sonuçlanarak tarafıma yazılı olarak bildirildi. Birisinde deniliyordu ki; Bankamızın personel alımı için açmış olduğu sınavı birincilikle kazanmış bulunuyorsunuz, bir hafta içerisinde Malatya Merkez T.C. Ziraat Bankasında göreve başlamanız, diğer taraftan Emniyet Genel Müdürlüğü personelden tarafıma iletilen yazıda; polisliğe müracaatınız kabul edilmiştir. 10 gün içerisinde İstanbul Etiler Polis Okulunda Eğitime katılmanız gerekmektedir. İlgili tarihte mazeretsiz katılmadığınız takdirde, giriş hakkınızı kaybetmiş olursunuz.
           DiÄŸer taraftan doÄŸduÄŸum, çocukluk ve gençliÄŸimin bir kısmının geçtiÄŸi köyümde; bin dönüm hazine arazisinin Toprak komisyonu tarafında köylüye dağıtımı baÅŸlamıştı. Bu arazi dağıtımından faydalanabilmem için benim köyde yaÅŸamam ve memur olmaman gerekiyordu. Bu üçlü durum karşısında bir karar vermem gerekliydi. Yeni evlendiÄŸim öğretmen eÅŸim ve ailemle durum deÄŸerlendirmesi yaparak bir karara varacaktık. Sevgili karım, öğretmen eÅŸim köyde yaÅŸamak istemediÄŸini söyleyince; köy konusu kapandı. Åimdi iki memuriyet arasında bir tercih yapmamız lazımdı ve süre kısaydı. Karım polisliÄŸin zor ve riskli bir meslek olduÄŸunu, gecesi gündüzü belli olmayan yorucu olduÄŸu içinde aile huzurumuzu bozabilecek durumda olduÄŸundan banka da çalışmamın daha uygun olacağını söyleyerek muhalefetini belirtmesi üzerine ben yeniden düşünerek bir karara varmalıydım. Hemen düşündüm ve polislikte karar verdim. Ve ertesi gün Ä°stanbul’a hareket ederek süresi içerisinde Etiler Polis Okulunda eÄŸitime baÅŸladım. Mezun olduktan sonra spordaki baÅŸarılarımı gören okul müdürümüz, gelecek öğrencilere faydalı durum düşüncesi ile olacak ki beni Polis Okulu kadrosunda bıraktı. Ve bir yıl süre ile okul kadrosunda öğrencilere spor dalında Milli Güreşçi Yavuz Selekmanla eÄŸitim verdik. Ä°ki yıl donra da yılında Polis Enstitüsüne öğrenime çağırıldım.
           Ben Malatya lisesinde okuduğum yıllarda; lisemiz çok kaliteli eğitim öğretim veriyordu. Zira o günkü hocalarımız (öğretmenlerimiz) kendi dallarında kitap yazmış, eser vermiş kıymetli öğretmenlerdi.
           Onların sayesinde çok iyi bir lise öğrenimi (aldığımı) gördüğümü düşünüyorum.
           Bir de Beden eÄŸitimi öğretmenimiz vardı. Adı Osman Åahin. Beden eÄŸitimi bölümünü jimnastik bölümünü üstün baÅŸarıyla tamamlamış. Havada Tramplende üç zalto atabilen jimnastiÄŸin bütün dallarında üstün baÅŸarılı bir yetenek, bir öğretmen. Bu yetenekli hoca ortaokul yıllarında beni keÅŸfederek jimnastik (elit grubuna alarak beni ve gurup elemanlarını bir yıl gibi kısa bir sürede lisenin sevilen, sayılan tanınan bir grubu haline getirdi. Bizleri keÅŸfedip, yetiÅŸtirdiÄŸi için kendisine müteÅŸekkiriz.
           Osman Åahin Hocanın (öğretmenin) Jimnastik (Elit Grubu) 15 kiÅŸiden müteÅŸekkil idi. Grubun yarıya yakını bayan öğrenci idi. Ben grubun baÅŸkanıydım. 6 yıllık ortaokul-lise öğrenimim boyunca 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramlarında ve lisenin özel günlerinde grubumuz gösteriler yapar büyük takdir toplar ve coÅŸkulu alkışlar alırdı.
           O yılların bir 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında Osman Åahin Hoca bana eÅŸlik ederek ilk defa bir yenilik önerdi ve Malatya Stadyumun etrafında onun gösterdiÄŸi noktalarda 15 adet filikflax ve baÄŸlı olarak ters zatto yaptırarak, bu güzel hareketler seyircilere alkış tufanı kopartırdı ve bu hareket hocam ile beraber beni de tanınan ve sevilen biri yaptı.
           Osman Åahin öğretmenime selam ve saygılarımı iletiyorum. Kendileri emekli ve Ä°stanbul’da yaşıyor. Aynı zamanda çok iyi bir öykü (hikâye) yazarı. 10’a yakın kitabı çıktı. Bir kitabı TRT ödülü kazandı. KurbaÄŸalar isimli öyküsü film yapıldı. Sanıyorum Hülya KoçyiÄŸit bu filmin baÅŸrolünü oynadı.
           yılı Eylülü’nde öğrenim için Anıttepe’deki Polis Enstitüsü binasına geldik, kaydımızı yaptırarak öğrenime başladık. Hocalarımızın bir kısmı, hatta çoğunluğu Profesör, Doçent, bilhassa hukuk derslerine üniversitelerden, hukuk fakültelerinden, diğer bir kısım mesleki derslere Emniyet Müdürleri, Öğretmen Emniyet Müdürleri geliyorlar. İlk ders saatlerinden genellikle ders yapılmıyor, öğrencilerle tanışma ve sohbet havası içinde geçiyordu. Kolejli genç kardeşlerimiz kendilerinden yaşça büyük olduklarından mı? Nedense aynı sınıfta olmanın uyumsuzluğu bir müddet devam etse de; tanıştıkça birbirini anladıkça kısa sürede kaynaşarak abi-kardeş gibi akademili olmanın gururunu yaşamaya başladılar. Benim ise hiç uyum sorunum olmadı. Yaşım onlardan biraz ileride olsa da; vücut yapımda ve hareketlerimde gençlik ve dinçlik görünüyor ve kolejli kardeşlerim beni daha çabuk benimsediler. Kendilerinden biri olarak kabullendiler.
           Aradan yıllar geçti emekli olduk. Halen sevgi, saygı ve dostluğumuz devam etmektedir. Geçenlerde sınıf arkadaşlarımdan biri Genel Müdür Yardımcılığına atandı. Gurur duydum ve kendisi tebrik için makamında ziyaret ettim. Tebrik ettim. Beni görür görmez ayağa kalkarak beni karşıladı kucaklaşıp öpüştük, çay ikram etti. Eski günlerden, Enstitüde geçen 3 yıllık beraberlik içinde geçirdiğimiz anıları canlandırdık. İkimizde mutlu olduk. Demek istiyorum ki makam ve mevkiler geçici. Mühim olan dostluk ve kardeşlik.
           Akademideki öğretim hayatımız ilerliyor günler geçip giderken, haftanın bir gününde beden dersimiz var sınıfta hocayı bekliyoruz. Kolejli kardeşlerimiz aralarında fısıltı şeklinde konuşurken tutturdular bir KRAL lafı, kral gelecek, kral şöyle yaptı, kral böyle dedi gibi. Biz kralı tanımıyor ve merak ediyoruz, kolejlilere kral kim diye soruyoruz. Söylemiyorlar, gelince görürsünüz diye merakımızı körüklüyorlar. Sınıfımızda 12 tane de bayan arkadaşımız var. Onlarda kadrodan geldikleri için kralı tanımıyorlar ve bizim gibi kralı merak ediyorlar. Hep diyoruz ki Türkiye padişahlıkla idare edildi geçmişte. Bizde krallık yok, öyleyse kral kim?
           Hayal gücümüzü zorlayarak diyoruz ki biz Cumhuriyetle yönetiliyoruz. Bu kral kimin kralı? Türkiye’de ve Polis Enstitüsünde ne iÅŸi var? Burada okuyanlar hepsi Cumhuriyetin bekçileri. Demokrasiye inanmış insanlar. Yoksa burada bir ÅŸeyler mi olmuÅŸ veya yanlış bir yere mi (ülkeye mi) gittik gibi hayal kurmaya devam ederken; sınıfın kapısı açıldı. Sınıf mümessili dikkat çekti hepimiz ayaÄŸa kalktık. İçeri giren kiÅŸi uzun boylu kaÅŸları çatık orta yaÅŸlarda saçlarına hafif kırlar düşmüş yakışıklı, atletik yapılı bir insan. O gün (o ders) saati yine tanışma konuÅŸma ile geçiÅŸtirildi. Bu arada yanımda oturan kolejli kardeÅŸim yavaşça bana dedi ki; merak ediyordun iÅŸte KRAL bu. Kendisi beden öğretmenimiz. Biz ona Kral deriz. Esas adı Kubilay ÅÖLENDÄ°R.
           Bundan sonraki günlerde, aylarda beden derslerine devam ettikçe; kral hocayla tanıştıkça; birlik olan anılarımızda çoğalmaya başladı. Yazının devamında Kralla olan birkaç anımı siz okuyucularımla paylaşacağım.
            Beden derslerimizi Kral hocanın nezaretinde yapmaya başladık. Önce ısınma hareketleri, sonrasında minderde düz takla-ters takla diye başladık. Dersler ilerledikçe hareketler biraz daha zorlaşınca; köprü, eller üzerinde amuda kalkma, eller üzerinde yürüme, ağır amut ve kasa hareketlerine geçince, kadrolu arkadaşlar dökülmeye başladı. Ben ortaokul ve lisede jimnastik sporunda özel yetiştiğim için, kralın derslerinde üstün başarı sağlıyordum ve kraldan hep (10) numara alıyordum. Artık beni tanıdıktan sonra hocamız hareketleri önce bana yaptırıyordu. Arkamdan tüm sınıf sırasıyla aynı hareketi yapıyordu. Yaptığım hareketleri çok beğenen kral artık bana (Cambazım) diyordu. Ondan sonra da; o kral, ben onun cambazı olarak, öğrenim hayatımız(3) yıl boyunca devam edecekti. (Polis Enstitüsünde öğretim süresi üç yıl idi.) Akademi olduktan sonra 4 yıla çıkarıldı.
           Polis Enstitüsünde birde motosikletli grup vardı. Bu grupta KRAL’IN himayesinde ve nezaretinde çalışıyor, bilhassa 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramlarında çeşitli motosikletli gösteriler yapıyordu ve büyük alkış ve takdir topluyordu.
           Başta Milli Haltercimiz Başkomiser Sadık Pekünlüabimiz olmak üzere bir grup motorlu arkadaşlar, gün önce İstanbul’dan Ankara’ya gelir, Polis Enstitüsündeki motosikletli grupla birleşir, yine Kral hocamızın nezaretinde çalışılır yapılacak motorlu hareketler üzerinde motorlarla deneme yapılır ve sonra gösterilere katılınırdı.
           ’li yılların bir 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında stadyumda gösterilerimizi yapmak için sıramızı bekliyorduk. Her yıl motorlu hareketlerde benzer hareketleri yaparak alkış ve takdir topluyordu motosikletli grubumuz.
           Hani bir özdeyiş var. (değişmeyen tek şey değişimdir) sıramızı beklerken bu cümleden de esinlenerek motorlu hareketlerde bir adet ek değişiklik düşündüm. (Kral Hoca ) yakınımda idi. Konuyu kendisine açtım. Hocam beni ve yeteneklerimi biliyor ve tanıyorsunuz onun içinde bana cambazım diyorsunuz, beni onura ediyor ve güveniyorsunuz. Teşekkür ediyor ve diyorum ki hocamız ve yetkilimiz, yöneticimiz olarak sizden yapacağım hareket için izin vermenizi istiyorum. Sıramızın gelmesine de dakikalık çok kısa bir zamanımız var. Dedim ki yürüyen motorun arkasında (ters zalto) yapmayı düşünüyorum.
           Kral elini başına koydu ve biraz düşündü. Sonra kesinlikle izin veremem, seni riske atamam, bu sorumluluğu alamam dedi. Evet sen minderde ve tramplende (Ters Zaltoyu) çok iyi yapıyosunama; yürüyen motosikletin arkasında böyle bir hareket ne düşünülmüş, ne denemiş, ne de yapılmıştır. Gerçektende kral haklı idi. Yapılacak hareket gerçekten zor bir hareketti. Neticede ya ölüm ve sakat kalma, bir tarafta da Polis Enstitüsü ve tüm polis teşkilatının şeref ve onuru söz konusu idi.
           Kral izin vermemekte direnince, bende ikna etmek için direndim. Dedim ki; (ben bu hareketi kendi rızam ve isteğimle yapıyorum hocamın hiçbir sorumluluğu yoktur diye yazılı bir güvence vereyim deyince) kral ikna olur gibiydi; hemen arkasında bir şart koştum. Dedim ki bu hareketi yapacağım. Motosikleti Sadık abi kullanacak (Milli Halterci Başkomiser Sadık Pekünlü) deyince; Kral, Sadık abiyi çağırdı (Yahu Sadık gelsene bu deli ne diyor) dedi. Sadık abi motosikletini ayağa alarak çabucak geldi. Kral kendisine durumu anlatınca; vallahi hocam ben motosikleti düzgün bir şekilde sağa sola oynatmadan en iyi şekilde kullanırım. Ama Yaver arkada ne yapar onu bilemem. Kraldan izin çıkmıştı, bu iş olmuştu. Her üçümüz de heyecanlı idik, tabi biraz da tevekkülü. Kral, ben ve Sadık diğer hiç kimsenin haberi yoktu. Onlar içinde sürpriz olacaktı.
           Bu arada gösteri sıramız da gelmişti. Yapacağımız hareketi önce şeref tribünü önünde, sonra da stadyumun her yönünde bir adet yapmayı planlamıştık. İlk hareketi şeref tribünü önünde (Bütün hükümet ve Devlet erkanı orada) ve kalabalık bir seyirci kitlesi. İlk hareketle birlikte bizi bir alkış tufanına tuttular. Yaşa, Varol, bir daha, bir daha diyerek bizi iyice coşturdular. Biz de bu coşkuyla 4 yerine 8 motosikletli zalto atarak kazasız bir şekilde mutluluğumuzu teşkilat ve milletle paylaştık. (Herkes sevinçli, coşkulu ve mutlu idi)
           Umuyorum ki hayatımızı riske atarak yaptığımız bu hareketler, dosta güven, düşmana korku vermiştir. Teşkilatımızı onurlanmıştır.
           Bu millet, bu devlet ve vatan için- neler yapılmıştır, ne canlar verilmiÅŸtir. Bu cennet vatana canımız kurbandır. Bu teÅŸkilat buna her zaman hazırdır.Â
           Polis Enstitüsünden Komiser Muavini olarak mezun olduk, kadroda çeşitli birimlerde çeşitli rütbelerde fedakarca çalıştık, yıllar geçip gidiyordu, son rütbemiz olan emniyet müdürlüğüne yükseldik.
           Seksenli-doksanlı yıllarda Polis Kolejimizde Åube Müdürü olarak görevliyim. Her yıl kolej öğrencilerinin mezuniyet törenine İçiÅŸleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürümüz ve diÄŸer üst düzey rütbelilerle birlikte, kolejde hocalık yapıp, emekli olmuÅŸ hocalar (öğretmenler) de çaÄŸrılırdı.
           O yılların bir mezuniyet törenine KRAL hocamız da çağırılmıştı. Beni kolejde müdür rütbesiyle görününce çok sevindi, sonra da çay ikram ettim. Sohbete daldık eski günleri konuştuk. Sonra dedi ki; Yaver sen bu merasim birliğine katılıyor musun? Diye sordu. Bende yokum hocam biz onları gençlere bıraktık deyince; hemen Yaver sen bu merasim birliğinin başında olmalısın. Sanıyorum İçşleri Bakanı da gelecekmiş. Hemen kolej müdürüne söylüyorum. Sen de hazırlan dedi. Sınıf arkadaşım Burhan Atındal ile o merasimin başında çok çok güzel bir yürüyüş sergiledik. İçişleri Bakanımızın takdir ve tebriklerini ve teşkilatı onura eden konuşmasına muhatap olduk.
           Merasime katılan Rütbeliler ve emekli hocalar geleneksel olarak öğrencilerle aynı masada birlikte yemek yerler, öğrenciler hocalara, Emniyet Müdürlerine sorular sorarlardı. KRAL hoca benimle birlikte aynı masada idi. Öğrencilerle sohbet devam ediyordu. Küçük bir öğrenci hiç konuÅŸmuyordu. Bu durum kralın dikkatini çekti ve öğrenciye hitaben sende bir soru sor bakalım deyince; (sanıyorum koleje yeni gelmiÅŸ bir hazırlık sınıfı öğrencisiydi) hocam ben ne zmana emekli olacağım deyince; kral eliyle çocuÄŸun saçlarını okÅŸayarak, seni uyanık seni, var mı öyle baÅŸlamadan emekli olmak? Derslerine iyi çalış vakti gelince olursun aceleye gerek yok demiÅŸti. Ä°ÅŸte bu kralla benim anılarım böyle. Mutlaka sizinde güzel anılarınız vardır. Beni okuduÄŸunuz için teÅŸekkürler. Bu güzel insanı Kral hocamızı Ömer Kubilay ÅÖLEN’i24/01/ tarihinde kaybettik, ailesine, yakınlarına tüm öğrencilerine Allahtan sabır ve baÅŸsaÄŸlığı diliyorum.
geliştirici hakkında
Gayrimenkul geliştirme şirketi Türkiye'de 40 yıllık deneyime sahiptir.
Tanınmış tasarım çizgileri ile yüksek marka bilinirliği nedeniyle pazara hakimdirler.
Bu geliştirici, Türkiye'de güvenilir mülkün tanımıdır ve büyümeye devam etmektedir.
Konum
Proje, İstanbul'un Asya yakasında Ümraniye semtinde yer almaktadır. Asya yakası satışların zirvesinde. Bu, yabancı ve yerli yatırımcılar için bir kolaylıktır. Bu, inanılmaz bir atmosfer yaratan aydınlık ve konforlu bir konut kompleksidir.
Erişilebilirliği, elverişli konumundan kaynaklanmaktadır. Burası İstanbul'un kalbinin Asya kısmı. Merkezi konum, toplu taşıma araçlarına, uluslararası okullara, hastanelere, finans ve alışveriş merkezlerine kolay erişim sağlar.
Altyapı
Proje nerede tasarlanırsa tasarlansın, öncelik her zaman maksimum konfordur.
Sınırsız ayrıcalıklar burada seni bekliyor!
Fiyat listesi