Sağlık
Hastalıklar
Asla Isınmayıp Sürekli Üşüyen El ve Ayaklarınız Ciddi Rahatsızlıkların Belirtisi Olabilir!
Özellikle şu zamanlarda üşümemesine rağmen el ve ayaklarını bir türlü ısıtamayanlardansanız bu durumun altında farklı nedenler yatıyor olabilir.
Not: En doğru bilgi için uzmana danışın.
Peki bu rahatsızlıklar neymiş gelin birlikte bakalım:
Nedenini öğrenmek için mutlaka bir doktora danışın.
Kaynak: 1, 2
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Kış mevsiminde görülen ani sıcaklık değişimlerine karşı su tüketimine dikkat çeken Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ruhan Aşkın Uzel, vücuttaki su kaybından doğabilecek kan dolaşımındaki aksaklığın, vücut sıvı dengesini etkileyerek el ve ayaklarda üşümeye neden olduğunu söyledi.
Yayınlanma:Güncellenme:
Kış mevsiminde görülen ani sıcaklık değişimlerine karşı su tüketimine dikkat çeken Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ruhan Aşkın Uzel, vücuttaki su kaybından doğabilecek kan dolaşımındaki aksaklığın, vücut sıvı dengesini etkileyerek el ve ayaklarda üşümeye neden olduğunu söyledi.
Suyun, temel enerji kaynaklarından biri olduğunu anlatan Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ruhan Aşkın Uzel, önemli bilgiler verdi. Uzel, soğuk havalarla birlikte metobolizmanın yavaşlama eğilimine girdiğini söyledi. Uzel, "Genellikle, vücut ağırlığındaki artış kış mevsiminde olur; çünkü soğuk havalar ile birlikte metabolizma yavaşlama eğilimine girer. Bu dönemde karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklerin tüketimi artar, terleme miktarı azalır ve hepsinden önemlisi su tüketimine olan istek de azalır.
Su, oksijenden sonra insan yaşamı için önemli olan ihtiyaçtır. Aynı zamanda temel enerji kaynaklarından biri olup vücut hücrelerine elektriksel ve manyetik enerji iletilmesini sağlar. Yani yaşam gücü verir. Suyun insan vücudundaki oranı yaş, cinsiyet, fiziksel özellikler, gün içinde yapılan fiziksel aktiviteler gibi özelliklere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Ancak genel olarak belirtmek gerekirse su insan vücudunun en az yüzde 60 ile yüzde 70'ini kaplamaktadır. Bu oran çocuklarda yüzde 70 ile yüzde 80'e kadar artmaktadır" bilgisini verdi.
Kışın tüketilen su miktarının yazın tüketilen miktar ile aynı olması gerektiğine dikkat çeken Uzel, "Susama durumu olmasa dahi günde en az ,5 litre su alınmalıdır. Su tüketimi için mevsimsel ayrım olmamalıdır. Günlük alınan su miktarı günlük aktivitelerde de kullanılabileceği gibi toksinlerin atımında da aracıdır. Bu nedenle kaybedilecek miktar öngörülerek vücutta su dengesi yeterli miktarda su tüketimi ile sağlanmalıdır.
Aksi takdirde vücuttan kaybedilen su alınandan daha fazla olur ve dehidrasyon adı verilen durum ortaya çıkar. Her ne kadar bazı sağlık problemlerinin nedeni doğrudan su kaybına bağlanmasa da stres, uyku hali, dalgınlık, baş ağrısı, unutkanlık, gerginlik gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen durumlar için su kaybı önemli bir etkendir.
Vücudun susuz kalmasının sebep olduğu durumlar arasında el-ayaklarda üşüme, sık idrara çıkma gibi örnekler ile de karşılaşılabilir. Ancak el-ayakta üşüme konusunda dolaşım bozukluğu, hormonal sorunlar, kan değerlerindeki aksaklıklar, stres, kullanılan ilaçlar da etkili olmaktadır. Çok idrara çıkma durumu ise böbreklerin çalıştığını işaret eden bir durumdur ki bu durum vücuttan su kaybı oluşturmaktadır. Bol su alımı ile telafi edilmesi gereken bir örnektir" dedi.
Çoğu insan yaşamlarının en az bir döneminde bile olsa ayak üşümesi problemi yaşamıştır. Hava sıcaklıklarındaki ani değişiklikler, beslenme rutini ve yaşam tarzı seçimleri bu sorunun ortaya çıkmasındaki en yaygın nedenler arasındadır. Bu etkenlerin ortadan kaldırılarak bir düzen oluşturulması belirtileri hafifletir. Bu etkenlerin dışında daha ciddi sağlık problemleri de ayak üşümesine neden olabilir. Peki ayak üşümesi neden olur? Ayak üşümesi nedenleri nelerdir? Ayak üşümesi hangi hastalığın belirtisidir? Hepsi ve daha fazlası için Avicenna Hastanesi olarak ele aldığımız bu yazımızı okuyabilirsiniz.
Toplumda yaygın olarak görülen şikayetler arasında, normal ortam sıcaklığında ayaklarda üşüme, uyuşma ve elektriklenme gibi hissedilen rahatsız edici hisler vardır. Ancak ayaklardaki üşüme hissinin uzun bir süre devam etmesi, ciddi sağlık sorunlarına işaret edebilir. Bunun ayrımının yapılabilmesi adına hastanın mutlaka bir uzman tarafından muayene edilmesi gerekmektedir.
Ayak üşümesi nedenleri arasında oldukça fazla etken yer alır. Örneğin, kış mevsiminde sıcaklıkların düşmesi, dolaşım ve sinir bozuklukları gibi daha pek çok neden bulunur.
Bacaklarda kan dolaşımı bozulduğunda ayaklarda ödem gelişir ve sinir hücreleri tarafından dokunma ve sıcaklık algılarında bozulmalar görülür. Bundan dolayı da ayaklarda üşüme meydana gelebilir. Dolaşım bozukluğunun temelinde ise kalp yetmezliği yatar. Aynı zamanda bacağın toplardamarlarında kanın kalbe geri götürme mekanizmalarının bozulması da varis hastalığını işaret eder. Hareketsiz yaşam tarzının benimsenmesi, sigara alışkanlığının olması ve yüksek tansiyon gibi durumlarda dolaşım bozukluğu gelişir ve ayak üşümesine neden olur.
Kan şekeri yükseldiğinde sinir hücrelerinin hasar görmesine bağlı olarak, ayaklarda dokunma ve sıcaklık hislerinde bir takım aksamalar olur. Örneğin, kişinin ayakları soğuk olmadığı halde, kişi üşüyor hissine kapılabilir. Bunun dışında ayağın dolaşımını sağlayan kan damarlarının sinirsel kontrolünde aksamalar meydana geldiğinde de ayakların dolaşımı bozulabilir. Düzenli tedavi olmayan şeker hastalarının sinir dokularında bozukluklar yaygın olarak görülür.
Bunun neticesinde ayaklarda ve ellerde his kaybı yaşayan hastalar, farklı nedenlerden dolayı fiziksel travmalara maruz kalmalarına rağmen ayaklarında herhangi bir ağrı hissetmezler. Bu yüzden de ciddi kronik yaralanmalar ortaya çıkar. Bu duruma diyabetik ayak adı verilir. Bu durum tedavi edilmediği sürece kişinin hayatında tehdit oluşturabilecek seviyede sağlık sorunları yaratabilir. Hastalarda yapılan amputasyon ameliyatların en yaygın sebebi de diyabetik ayak yaralanmalarıdır.
Tiroit bezi, vücuttaki dokuların metabolizmasını ayarlayan hormonları üretmek ile görevlidir. Bu hormonların üretiminde aksamaların meydana gelmesi durumuna ise, hipotiroidi denir. Hipotiroidi durumunda ise, dokuların metabolizması yavaşlar ve vücut genelinde doku ödemi yaşanır. Bundan dolayı ayaklarda sinir hücrelerinin algı yeteneklerinde bozulma ve ayaklarda üşüme meydana gelir. Klinik belirti olarak, aynı zamanda vücutta üşüme şikayetine neden olabilir.
Anemi durumunda kanda oksijen taşınmasından görevli olan kan hücrelerinin üretimi, farklı sebeplerden dolayı aksar ve sayıları hızlı bir şekilde artar. Bundan dolayı dokulara yeterli miktarda oksijen desteği sağlanamaz ve dokulardaki metabolik hareketler sekteye uğrar. Bu şekilde ayaktaki sinir hücreleri de faaliyetlerini yerine getiremez ve üşüme hissi ortaya çıkar.
Vücuttaki zararlı maddelerin uzaklaştırılmasını sağlayan karaciğer ve böbrekler, kan sıvısının damar içinde kalmasında ciddi fonksiyonları yerine getirir. Karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi durumlarda ise, kan sıvısı damar içinde kalamayarak dokulara geçer ve ciddi derecede ödeme yol açar. Toksik maddelerin kandaki seviyeleri yükseldiğinde, başta sinir hücreleri olmak üzere diğer dokular da zarar görür. Ve ayaktaki sinir hücreleri ödemden dolayı algılama görevini yerine getiremez. Bundan dolayı da ayak üşümesi belirtisi ortaya çıkar.
Damar sertliği, plak, pıhtı ve anevrizma gibi problemlerde ayaklara yeterli kan desteği gelmez. Kan miktarının azalması ve besin ve oksijen desteğinin kesilmesi sebebiyle ayak sıcaklığı düşerek sinir sistemi hücrelerinin zarar görmesine neden olur. Bunun sonucunda da üşüme meydana gelir.
Ayaktaki sinir hücrelerinin görevlerini yerine getirmediği nörolojik hastalıklarda üşüme belirtisi gözlemlenebilir. Beyin ve omuriliğin zarar gördüğü inme durumlarında, multipl skleroz gibi hastalıklarda ve uzuvlardaki sinir hücrelerinin bası altında kaldığı problemlerde de üşüme görülür.
Vücudun soğuk ile karşılaşması sonucunda, eller ve ayaklar gibi uzak ekstremitelerdeki kan damarları daralır. Bu bölgelere kan akışı azalarak ayakların üşümesine neden olunur.
Stres ve anksiyete gibi durumlarda ayak üşümesine yol açabilir. Vücudun strese verdiği doğal tepkiler arasında, adrenalin hormon salınımı artırmak yer alır. Adrenalin vücuttaki damarların daralmasına neden olur ve ekstremitelere olan kan akışını azaltır. Bu sebepten ötürü de ayak üşümesi meydana gelir.
Birkaç farklı nedenden dolayı hamilelik döneminde de ayak üşüyebilir. Hormon seviyelerinde meydana gelen değişiklikler otonom sinir sistemini etkiler ve alt ekstremitelere kan akışını azaltır. Aynı zamanda bu dönemde metabolizma hızı arttığı için vücut sıcaklığında hafif yükselmeler olur ve bu nedenle üşüme hissi meydana gelir. Öte yandan hormon seviyelerinde değişiklik meydana gelmesi, tiroit bezinin az çalışmasına, yani hipotiroidizme neden olur. Bundan dolayı da üşüme meydana gelir.
Bu sorunun giderilmesi için ilk olarak altta yatan hastalığın doğru tespit edilip, ona göre bir tedavi uygulanması gerekmektedir.
Ayak üşümesi için hangi doktora gidilir?
İlk olarak bir dahiliye doktoruna görünmelisiniz. Ancak dolaşım sorunlarından endişe ediliyorsa kalp damar cerrahisi uzmanlarına görünmek gerekmektedir. Bunun dışında altta yatan soruna göre fizik tedavi, romatoloji ya da nöroloji gibi bölümlere gidilir.
El ve ayak üşümesi neyin belirtisi?
El ayak üşümesi için en yaygın karşılaşılan problemlerden biri anemi, kansızlıktır.
Ayaklarda yanma ve üşüme neden olur?
Kronik yorgunluk, fazla kilo, uzun süre ayakta kalmak, alerjik sorunlar, B12 vitamini eksikliği, travmalar, sinir sıkışması, karaciğer ve böbrek sorunları, kan dolaşımı ile ilgili problemler, sigara ve alkol kullanımı, artrit gibi durumlar neden olur.
İç hastalıkları dahiliye bölümü doktor listesi aşağıda yer almaktadır:
Özellikle de yeni doğan bebeklerde sıklıkla karşılaşılan bir durum olan el ve ayak üşümesi, annelerin en çok evham yaptığı şeylerdendir. Bebeklerinin üşüyüp üşümediğini el ve ayak soğukluğuna bağlayan annelerin bilmeleri gerekenleri araştırdık. Peki bebeklerin üşüdüğü nasıl anlaşılır? Bebeklerin elleri neden soğuk olur? Bebeklerin elleri neden ısınmaz? Ellerdeki soğukluk hastalık habercisi mi?
Annelerin yeni doğan bebekleriyle ilgili en çok endişeye düştüğü konulardan birisi de kış aylarında soğuyan havaların etkisiyle çok kolay bir şekilde üşüyebilecekleridir. Bu düşünceler doğrultusunda bebeğini hastalıklardan ve soğuktan korumak isteyen anneler, gerekli olmadığı durumlarda bile onları kat kat giydirmek isteyebilir. İnce dahi olsa kat kat giydirilen bebekler bu durum içerisinde kendilerini rahatsız hissederken, kimi zaman çok terlemekten dolayı hasta da olabiliyor. Genellikle el ve ayak soğukluğuna göre bebeğinin üşüyüp üşümediğini düşünen anneler, en ufak bir soğukluk durumunda hastalanacaklarını düşünerek onları korumak isteyebilir. Peki, özellikle de ilk aylarda bebeğin üşüdüğü nasıl anlaşılır?
BEBEKLERİN ELLERİ VE AYAKLARI NEDEN SOĞUK OLUR? EL VE AYAK SOĞUKLUĞU SEBEPLERİ
Bebeklerin elleri neden soğuk olur?
Ellerin ve ayakların soğukluğundan bebeğin üşüyüp üşümediğini anlamaya çalışan anneler, çoğu zaman bebeklerinin ellerinde bir soğukluk hissedebilir. Hatta bazı endişeli anneler vardır ki, bu anneler ellerinin soğuk olmasının nedenini hastalığa ya da başka bir soruna bağlar. Halbuki kan dolaşımının en uç yerleri olan el ve ayak bölgeleri daima soğuk olur, bu onların üşüdüğü anlamına gelmez.
Bebekler yetişkinlere göre ısı kaybına daha yatkın olduklarından dolayı elleri ve ayakları çabuk soğur. Ellerin soğuk olmasındaki bir diğer etken ise, kansızlık ve ince giydirilen kıyafetlere bağlı olarak üşümeden kaynaklanma olabilir.
BEBEKLERİN ÜŞÜYÜP ÜŞÜMEDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?
BEBEĞİNİZİN ELLERİ ISINMIYORSA
Bebeğimin elleri neden ısınmıyor
Bebeğin üşüyüp üşümediğini anlamanın en kolay ve net yolu bebeğin ensesine ya da göğsüne dokunmak ile anlaşılabilir. Net bir sonuca ulaşmak için vücut sıcaklığını termometre ile ölçmek en doğrusu olacaktır. Eğer termometredeki sonuç 36'nın altındaysa bebek üşüyor demektir.
Bebeğin bulunduğu mekanın sıcaklığını ölçmek için termometreden faydalanılabilir. İdeal oda sıcaklığı dereceyi bulurken buna ek olarak titreme gibi belirtilere rastlanırsa da üşüme anlaşılabilir..