ellerin çok üşümesi / "Ellerim ısınmıyor" diyenler dikkat! Damarlarınızdaki bu hastalığın sinyali… - Sağlık Haberleri

Ellerin Çok Üşümesi

ellerin çok üşümesi

Asla Isınmayıp Sürekli Üşüyen El ve Ayaklarınız Ciddi Rahatsızlıkların Belirtisi Olabilir!

Haberler

Sağlık

Hastalıklar

Asla Isınmayıp Sürekli Üşüyen El ve Ayaklarınız Ciddi Rahatsızlıkların Belirtisi Olabilir!

Özellikle şu zamanlarda üşümemesine rağmen el ve ayaklarını bir türlü ısıtamayanlardansanız bu durumun altında farklı nedenler yatıyor olabilir. 

Not: En doğru bilgi için uzmana danışın.

Bazılarımız sıcak bir yerde de olsa her zaman soğuk kalabilen el ve ayaklara sahip.

Bazılarımız sıcak bir yerde de olsa her zaman soğuk kalabilen el ve ayaklara sahip.

Elleri, ayakları bazen o kadar soğuk oluyor ki dokundukları her şeyi buza çevirebilirler.

Tamam, biraz abartmış olabiliriz ama bazen üşüyen el ve ayaklarını kesmek istiyorlar, bu bir gerçek.

Tamam, biraz abartmış olabiliriz ama bazen üşüyen el ve ayaklarını kesmek istiyorlar, bu bir gerçek.

Bu sürekli üşüme hissi gün içinde rahatsız edici olmanın yanında bazı sağlık sorunlarının habercisi de olabiliyor.

Peki bu rahatsızlıklar neymiş gelin birlikte bakalım:

1. El ve ayak üşümesinde en çok karşılaşılan sorunlardan biri anemi.

1. El ve ayak üşümesinde en çok karşılaşılan sorunlardan biri anemi.

Demir eksikliğini gidermede şu besinlerden yararlanabilirsiniz:

2. Peliferik arter hastalığı

2. Peliferik arter hastalığı

3. Diyabet

3. Diyabet

4. Hipotroidi

4. Hipotroidi

5. Raynaud Sendromu

5. Raynaud Sendromu

6. B12 eksikliği

6. B12 eksikliği

7. Sigara içmek

7. Sigara içmek

8. Düşük tansiyon

8. Düşük tansiyon

9. Stres veya bazı psikolojik durumlar

seafoodplus.info

Yetersiz sıvı tüketimi

 Yetersiz sıvı tüketimi

Bunlar dışında, yaptığınız meslek ve kullandığınız ilaçlar da bu soruna neden oluyor olabilir.

Nedenini öğrenmek için mutlaka bir doktora danışın.

Kaynak: 1, 2

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

İhlas Haber Ajansı

Dr. Sevtap Şimşek, üşümenin altından başka hastalıkların çıkabileceğini dikkat çekti.


Soğukta ellerin gereğinden fazla üşümesi olarak tanımlanan raynaud fenomeni, birçok kişide ciddi sağlık problemlerini beraberinde getiriyor. Rahatsızlığın pek çok insanda görüldüğünü vurgulayan VM Medical Park Bursa Hastanesi Romatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Sevtap Şimşek, “Eller gereğinden fazla üşüyor ve ısınma süresi uzuyorsa, çok hafif soğuklarda bile eller buz gibi oluyorsa, burada raynaud fenomeninden şüphelenmek gerekir. Bu, soğukta aslında vücudun doğal korunma mekanizmasının şiddetlenmiş halidir. Soğukta ellerimizdeki ve ayaklarımızdaki damarlar büzülerek vücuttaki ısıyı korumaya çalışır. Raynaud fenomeni varlığında bu büzülme şiddeti, çok fazladır. Birden bire ellerde ve ayaklarda çok şiddetli damarlarda büzülme olur ve kanlanma neredeyse durur. Kanlanma durduğu için önce el-ayak beyaz bir hal alır. Daha sonra kanlanma geçici olarak durduğu için morarmaya başlar. Sonra yavaş yavaş damarlar açılır, elimize ayağımıza kan gider ve kızarmalar başlar. Önce beyazlaşma, sonra hafif bir morarma ve peşinden kızarmayla sonuçlanır. Bu üçlü gidişi bazen sıralı görmeyiz. ‘Elim beyazlaşıyor, kızarıyor, morarıyor' diyebilir hastalarımız. Kişide raynaud fenomeni varsa, altında başka hastalıklar yatabileceği için çok önemlidir" diye konuştu.


kadından 1 ya da 2'sinde raynaud fenomeninin görüldüğünü de dile getiren Uzm. Dr. Sevtap Şimşek, “Bazı kadınlarda yapıları gereği böyle olsa da bunların bir kısmında romatizmal hastalıklar olabilir. İlaç kullanımlarına bağlı olabilir. Başka sistem hastalıklarının bulgusu olabilir. Bu yüzden buna dikkati çekmek gerekir. Eğer soğukta ellerde lüzumundan fazla bir üşüme, morarma, kızarma, beyazlaşma oluyorsa, bunun yeniden ısınması çok uzun zaman alıyorsa, özellikle erkeklerde varsa ve 40 yaşın üzerinde birden bire ortaya çıktıysa, ileri yaşta olmaya başladıysa, mutlaka bunun altında başka bir neden var mı diye araştırmak gerekir. Raynaud fenomeninin en önemli kısmı da budur. Bir hastalık olmayabilir ama başka hastalıkların bulgusu olabilir. Eğer hastalık değilse, yani doğal olarak varsa ve altında başka bir hastalık yoksa ve gerçekten şiddetli seyrediyorsa o zaman bazı kan sulandırıcı ilaçlar veya damar açıcı ilaçlar verebiliriz. Fakat altında bir hastalık varsa yani bir bağ doku hastalığı veya sistemik bir hastalık varsa o zaman nedene uygun tedavi etmek gerekir" dedi.

Üşüme Önemli Hastalıkların da Belirtisi Olabilir

Kış mevsimi gelince montlar, botlar ortaya çıkar. Dışarıda geçirdiğimiz vakit de kısalır ve hemen eve koşmak isteriz. “Çok üşüdüm” cümlesini de sıkça söylüyor olabilirsiniz. Kuşkusuz kış ve soğuk denilince akla hemen ‘çok üşümek’ geliyor. Üşümek, çevre ısısının ani değişikliğine yanıt olarak ortaya çıkıyor; deri-damarlar ve kaslar koordineli olarak kasılıp-gevşeyerek, ısı değişikliğine yanıt vermeye çalışıyor. Ama çok üşümenin sadece soğuktan olabileceğini düşünmeyin. Çünkü vücudun haber mekanizması olan üşüme, önemli hastalıkların da habercisi olabiliyor. Bu nedenle üşümenin özellikle sürekli hal aldığı veya başka yakınmaların da eşlik ettiği durumlarda mutlaka bir hekime başvurmak gerekiyor.


Çok Üşümenin Bir Nedeni Grip

Özellikle kış aylarında soğuk algınlığı, grip, bronşit ve zatürre gibi hastalıkların ilk belirtisi üşüme, titreme ve ateş olabiliyor. Uygun tedavi olmadıkça üşümenin öncülük ettiği titreme, ateş ve yaygın vücut ağrıları şeklindeki sorunlar devamlılık gösterebiliyor. Doktorunuzun muayenesi ve uygun tedavi sonucunda başta üşüme olmak üzere diğer yakınmalar da son buluyor.

Kan Şekeriniz 50&#x;nin Altındaysa&#x;

Çok üşümenin nedenleri arasında hipoglisemi de sayılıyor. Kan şekeri düzeyinin 50 mg/dl veya altına düşmesi ‘hipoglisemi’ olarak adlandırılıyor. Ülkemizde 20 yaş üzerindeki her 10 kişiden birinde görülen hipoglisemi, hızla tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Aksi halde bayılma, kalıcı veya geçici beyin fonksiyon değişiklikleri gibi hasarlar bırakabiliyor. Ayrıca sık tekrarlayan hipoglisemi atakları, hatalı beslenme ve kilo alımı diyabetin oluşma riskini yükseltiyor. Önlem alınmazsa kişilerin üçte birinde yıl sonra diyabet gelişebiliyor.

El ve Ayak Üşümesi

El ve ayak üşümesinin altında toplumda ‘kansızlık’ olarak bilinen anemi hastalığı yatabilir. Önemli bir sağlık sorunu olan ve oldukça sık görülen anemi hastalığına kadınlarda daha sık rastlanıyor. Bunun sebebi ise yetersiz beslenme, katı diyet uygulama, aşırı kan kaybetme (uzun adetler nedeniyle) veya sindirim sisteminde emilim eksikliği olabiliyor. Tedavi olmadıkça üşüme ile başlayan halsizlik, çabuk yorulma ve çarpıntı gibi belirtiler giderek ilerliyor ve yaşamı olumsuz hale getiriyor.

Hangi Vitaminlerin Eksikliği Üşümeye Neden Olur?

B12 vitamini, demir, C vitamini ve folat eksikliği anemiye neden olarak çok üşümenin bir belirtisi olabilir.

Anoreksiya Üşüme Sebebi

Yetersiz beslenme ve vücutta yağın az olması, anoreksiya ve bulumiya gibi yeme bozukluklarının bir belirtisidir. Yeme bozukluğu olan kişiler ılık havalarda bile kazak türü kalın kıyafetler giymek isterler ve süreli üşümekten yakınırlar. Vücuttaki yağlar, enerjiyi depolayarak vücut ısısını korur ve soğuğa dayanmaya yardımcı olur. Yeme bozukluğu olan kişilerde bu mekanizma çalışamaz, hatta bazı kişilerde hipotermi (vücut ısısının aşırı düşmesi) görülebilir.

Tiroit Sorununuz mu Var?

Vücudun metabolizmasını düzenleyen tiroit bezinin sağlıklı çalışması tüm sistemlerin uyum içinde olmasını sağlıyor. Çok veya az çalışması durumlarında ise üşümenin yanı sıra kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyen sürekli yorgunluk hissi, saç dökülmesi, kabızlık, istemsiz kilo alımı gibi ciddi sonuçlara kadar değişen klinik durumlar görülebiliyor.

Kan Dolaşımı Sağlıklı Değilse&#x;

Damar sistemini ilgilendiren damar tıkanıklığı ve vasküler endotel hasarı gibi hastalıklarda kanlanmanın yetersizliği, ilgili organların beslenme bozukluğu veya lokalize bölgelerin hassasiyeti nedeniyle özellikle bacaklarda ve kollarda üşüme sorunu gelişebiliyor. Şikayetin devam etmesi durumunda ilgili uzman hekime başvurmak yaşamsal önem taşıyor.

Sorun Sinir Sisteminde mi Yatıyor?

Sinir-ileti sistemi hastalıklarında üşüme, hissizlik, hareket bozukluğu gibi belirtilerin altında nöropatiler, kas hastalıkları veya multiple skleroz gibi sistemik, ilerleyici hastalıklar yatabiliyor. Özellikle de ailede benzer hastalık öyküsü varsa zaman kaybetmeden ilgili hekime görünmek gerekiyor.

Ateşsiz Üşüme Titreme

Özellikle cildi tutan, belirli bir bölgede veya tüm sistemlerle ilişkili olan dermatomiyozit gibi cilt hastalıklarında kızarıklık, döküntü, sulanma ve kepeklenme gibi belirtilerden önce üşüme, titreme, lokal hassasiyet ilk yakınmalar olabiliyor. Bu belirtileri ciddiye alıp, hekime görünmek gerekiyor, aksi halde tedavi şansı azalıp, hastalığın ilerlemesi hızlı olabiliyor.

Ayakların Üşümesinin Nedenleri

Ayakların soğuk olması vücudun verdiği normal bir tepki olabilir. Ancak ayakların üşümesi bazen anemi, diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanır. Ayak üşümesinin bir rahatsızlığa işaret ettiği belirtiler:

  • Ellerde ve ayaklarda hissedilen ağrı ve güçsüzlük
  • Soğuğa duyarlılık
  • Üşüme durumunda ya da stresliyken ciltte renk değişimlerinin görülmesi
  • Isınırken ya da stresten arınırken uyuşukluk hissi

Ayakların üşümesinin nedenleri şöyle sıralanabilir:

  • Diyabet (Periferik nöropati ve periferik arter hastalığı sorunuyla karşılışabilir)
  • Hipotiroidi
  • Raynould Hastalığı
  • Anemi
  • Buerger Hastalığı
  • Yüksek kolesterol
  • Stres

Hamilelikte Çok Üşümenin Nedenleri

Anne adayları hamilelikte döneminde genellikle sıcaktan şikayet ederler. Bunun sebebi değişen hormonlar ve kan akışıdır. Ancak bazı kadınlar da hamilelikte üşümekten şikayet ederler. Bu, her zaman sizin veya bebeğinizin sağlık sorunu olduğunun bir göstergesi değildir. Öte yandan hamilelikte hipotiroidi de bir üşüme nedeni olabilir. Hamilelikte hipotiroidi kimi zaman zor farkına varılan bir rahatsızlıktır, zira kabızlığın ve yorgunluğun hamilelikten kaynaklandığı düşünebilir. Bu nedenlerle hamilelikte hissettiğiniz üşüme için mutlaka doktorunuza danışın.

Üşümeye Ne İyi Gelir?

  • Vücudun ısı kaybını önlemek için ne çok ince ne çok kalın giyinin. Vücut ısısını hapsedip koruyacak şekilde, termal özellikli kıyafetleri tercih edin.
  • Beslenmenize dikkat edin, yetersiz veya gereğinden fazla kalori almayın.
  • Bağışıklık sisteminizi vitaminlerle destekleyin.
  • Spor vücudun ısı dengesini korumak için önemli. Bu nedenle kış mevsiminde de sporu ihmal etmeyin.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Ellerim neden soğuk

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

El ve ayakların fazlaca üşümesi, zaman zaman soluk ve hafif mor bir görünüm alması, bilhassa kadınlar ve genç kızlarda sık rastlanan bir sorundur.

Bu problemin en sık görülen sebebi, ilk defa Dr. Raynaud tarafından tanımlanan ve bu nedenle "Raynaud hastalığı" olarak bilinen sağlık sorunudur.

Raynaud hastalığında özellikle parmaklarda, burun ucu ve kulaklarda soğuğa (ya da başka bir strese) cevap olarak soğukluk, solukluk ve uyuşukluk hissi ortaya çıkar. Bu durumun temel nedeni cildin uç bölgelerinde kanlanmanın yani beslenmenin azalmasıdır. Kan damarlarında gelişen bozukluklar, özellikle atardamarda oluşan kasılmalara bağlı daralmalar, o bölgeye giden kanı azaltmakta, uyuşma, solukluk, morarma, üşüme, hatta ağrıya yol açmaktadır.

Seyrek olarak başka bazı hastalık süreçlerinde de aynı sorunla karşılaşmak mümkündür. Bu durumda bir Raynaud hastalığı değil "Raynaud fenomeni" söz konusudur.

SEBEPLERİ SAYMAKLA BİTMEZ

Raynaud hastalığının nedeni tam olarak bilinmemekte, ama soğuğun ve/veya stresin kolaylaştırıcı, tetikleyici etkisi bilinmektedir. Aslında normalde de soğuğa maruz kaldığınızda (soğuk havalarda veya elinizi soğuk suya değdirdiğinizde), bedeninizin uç kısımları ısı kaybeder. Isı kaybını önlemek için otomatik sistemler devreye girerek el ve ayaklarınıza giden kanı azaltır. Bu normal fizyolojik tepkinin abartılması halinde hastalık ortaya çıkmaktadır.

Buzluktan bir şey çıkardığınızda, soğuk havayla birden bire karşılaştığınızda, soğuk suyla elinizi yıkadığınızda, hatta bazen küçük ısı azalmalarında bile yukarıdaki sorunlar ortaya çıkabiliyor. Ayrıca Skleroderma, Romatioid Artrit, Sjögren Sendromu, Lupus gibi romatizmal hastalıklarda da benzeri sorunlar yaşanabiliyor.

El bileğinde bulunan Karpal Tünel’den geçen ana sinirin sıkışması (Karpal Tünel Sendromu) durumunda Raynaud atakları oluşabiliyor. Ergotamin içeren migren ilaçları, hipertansiyon tedavisinde kullanılan Beta Reseptör engelleyicileri, östrojen ihtiva eden haplar da bu atakları tetikleyebiliyor. Sigara içmek potansiyel bir risk olabiliyor. Kısacası Raynoud fenomeni denilen bu durumun pek çok sebebi olabiliyor.

TEDAVİSİ YOK AMA KONTROLÜ MÜMKÜN

Teşhis çoğu kez hastanın anlattıkları ile konuluyor. Bazen soğuk hava veya suyla simülasyon testleri yapılabiliyor. İmkanı olan merkezlerde daha doğru bir teşhis için Kapilleroskopi testinden yararlanılabiliyor. Sorunun başka bir hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırmak için de Anti-nükleer Antikor testi, Sedimantasyon hızı testi gibi kan incelemelerine başvurulabiliyor.

Hastalığın korkutucu bir sonucu yok. Bazı durumlarda ülser ya da kangren oluşabiliyor ama bunlar çok nadir görülen durumlar. Raynaud hastalığının tedavisi ne yazık ki şimdilik yok Soğuktan ve stresten korunmak, sigarayı bırakmak, egzersiz yapmak öneriliyor. Çok nadiren B3 vitamini olarak da bilinen Niasin’den faydalanmak yardımcı olabiliyor. Bu vitaminin yan etkileri (yüz kızarması, ateş basması, baş ağrısı) nedeniyle uzman birinin kontrolü altında kullanılması gerekiyor.

Eğer böyle bir sorununuz varsa tıbbi yardım isteyin, ama korkmayın! Çoğu kez yukarıda anlattığımız önlemlerin yeterli olacağını unutmayın.

Ağrı kesiciler baş ağrısı yapabiliyor

Baş ağrınızı geçirmek için kullandığınız ağrı kesici ilaçların, sık ve aşırı kullanımları önerilmemektedir. Eğer bu ilaçları önerilen dozlardan fazla ve sıkça alıyorsanız, ilaçlar var olan baş ağrınızı daha da kötüleştirebilmekte ya da hemen her gün yineleyen farklı özelliklerde yeni bir baş ağrısının gelişmesine neden olabilmektedir. Bu duruma "aşırı ilaç kullanımı baş ağrısı" diyoruz.

Eğer;

Bir ayda 15 günden fazla baş ağrılı gün tanımlıyorsanız,

Migren için özgün olan Triptan, Ergot gibi ilaçları ayda 10 günden fazla kullanıyorsanız ya da ağrı kesicileri bir ayda 15 günden fazla alıyorsanız ve bu durum en az 3 aydır devam etmekte ise,

İlaçların kesilmesinden sonra ağrınız düzeliyorsa "aşırı ilaç kullanımı baş ağrısı" tanısı akılda bulundurulmalıdır.

aaltintaş@seafoodplus.info

Teknolojik güzelliğin yeni ustaları

Teknofarmasötik deyimini yeni duyuyor olmalısınız. Bu deyim lazer ya da radyo frekansının uygulandığı cilt gençleştirme yöntemleri için kullanılıyor. Bu girişimlerde kullanılan cihazlar son derece özel etkilere sahip. Ancak her lazeri bu amaçla kullanmanız mümkün değil ya da radyo frekansı veren her cihaz aynı etkiyi sağlamayabiliyor. Kısacası her teknoloji aynı düzeyde başarılı olmuyor.

Başarılı olan teknolojiler yeni nesil lazerler ile radyo frekansı içeren Titan, Thermage gibi yöntemler Bu yöntemlerin tümü aynı şekilde yani cildin orta tabakası ısıtılarak ve bu yolla cildi daha fazla kollajen üretmeye yönelterek etki ediyor. Kollajeni artan cilt yoğunlaşıyor, sertleşiyor, gerginleşiyor. Sonuçta kırışıklık ve sarkmalarda belirli ölçüde iyileşme elde ediliyor.

Bu iyileşmenin ne oranda olacağı biraz teknolojiyi uygulayanın yeteneğine, biraz cihazın gücüne, verimliliğine ama en çok da sizin cildinizin kollajen üretme yeteneğine bağlı İşte bu nedenle lazer veya radyo frekansı ile alınan sonuçlar hastadan hastaya değişebiliyor. Sonuçların kalıcı olabilmesi için belirli aralıklarla tekrarlanmasının yararlı olacağını da belirtelim.

Hamileler ve emzirenler diyet yapmamalı

Anne adayı hanımları ve bebeğini emzirmeyi düşünen anneleri bekleyen önemli yanlışlardan biri de kilo problemini bu dönemlerde gündemde tutmaktır. Yapılması gereken, hamilelik ve emzirme dönemlerini birer yağlanma, kilo alma veya diyet yapma zamanı haline getirmemektir.

Hamile veya emzikli annelerin "Bebek doğuracağım" veya "Çocuk emziriyorum" diyerek gereğinden fazla kalori almaları gerekmiyor. Doğru ve dengeli beslenen her anne hamileliğini makul bir kilo alımı ile tamamlayabiliyor. Doğumu takip eden ay süresince de bu kilolar dengeli ve yeterli beslenen annelerde kolayca yok oluyor.

Hamilelik döneminde kilo almamak için yeteri kadar beslenmemek veya emzirirken ağır diyetlere girmek de bir o kadar tehlikeli Araştırmalar, anne sütünün miktarının besin tüketimi ile alakalı olmadığını gösteriyor. Emziren her anne dengeli beslendiği sürece yeterli miktarda süt üretebiliyor. Anne sütünün kalitesinin artırılması için mutlaka yoğurt, et, süt, yumurta yenmesi gerekiyor. Ayrıca haftada en az iki-üç kez balık yemek gerekiyor. Ölçülü miktarlarda fındık, ceviz, özellikle çinko ve magnezyum bakımından sütü zenginleştiriyor. Kahvaltı gevrekleri, tam buğdaydan yapılmış ekmekler, bulgur ile hazırlanmış yemekler, kuru baklagillerin de unutulmaması gerekiyor. Eğer anne sütü E vitamininden daha zengin hale getirilmek isteniyorsa, güneşlenmenin ve E vitamininden zengin besinlerin tüketilmesinin ciddi faydası olacaktır.

Kısacası; gebelerin ve emziren annelerin kilo ile ilgili düşüncelerini mutlaka kadın doğum ve çocuk sağlığı uzmanlarıyla paylaşmaları şart gibi görünüyor.

[email protected]

Gazlı içeceklerden kaçının

Harvard Üniversitesi Beslenme Bölümü, dünyanın en ünlü besin araştırması kurumları arasında yer alıyor. Bu kurumların düzenli olarak yayınladığı "Beslenme Mektupları", "Beslenme-Sağlık İlişkisi" ile ilgili çalışmalarda referans olarak kabul ediliyor. Harvard Üniversitesi’nin yaptığı yeni ve büyük bir çalışmada uzun süre gazlı içecekleri fazla miktarda tüketenlerde şişmanlama riskinin yüzde 31, kötü kolesterolün yükselme olasılığının yüzde 32, kan şekeri artışının ise yüzde 25 oranında yükseldiği ortaya çıktı. Araştırma sonuçlarına göre gazlı içecekleri fazlaca tüketenleri bekleyen bir başka tehlike de hipertansiyona yakalanma olasılığının artması.

İnsülin hapı geliyor

Şeker hastalarını en çok korkutan haber, kendileri için insülin kullanımının zorunlu hale geldiğidir. Her gün bir veya birkaç kez iğne yaptırmayı hiç kimse istemez. Özellikle bir diyabet hastasıysanız ve bu iğneleri ömür boyu yapacağınızı öğrenirseniz, üzülmeniz son derece normaldir.

İnsülinin iğne yapılmadan da kullanılmasının mümkün olup olmayacağı yıllardır araştırılıyor. Birçok yol denendi. Neredeyse denenmeyen yöntem kalmadı. Önemli bir ilaç üreticisi burundan tatbik edilen bir insülin tipini geliştirdi ve hastaların hizmetine sundu. Daha önce yapılan "insülin hapı" denemeleri ise sonuç vermedi.

İngiltere’nin ünlü bilim kuruluşlarından Cardiff Üniversitesi’nde yapılan yeni bir çalışmanın sonuçları ise bu umudu yeniden gündeme getirdi. Bu üniversitede yapılan çalışmalarda, insülinin hap şeklinde kullanılabileceğini gösteren ciddi sonuçlara ulaşıldı.

İftar ve sahurda uzak durmanız gerekenler

Aşırı tuzlu besinler (turşu, tuzlu kuruyemişler, cips, hazır çorbalar ve bulyonlar)

Çok sıcak yemekler

Çok yağlı kavurmalar ve kızartılarak hazırlanmış yiyecekler

Kremalı ve ağır soslu yiyecekler

Hamur tatlıları

Tüm bu yiyecekler, yükselme eğilimi gösteren tansiyon ve kan şekeri; reflü, gastrit gibi mide rahatsızlıkları; gaz, şişkinlik, kabızlık ve spastik kolon gibi bağırsak sistemi rahatsızlıklarına karşı, dikkat edilmesi gerekenler yiyeceklerdir. Buzdolabınızın içinde değil, dikkat edilmesi gerekenler listesi olarak üzerinde asılı kalsın!

Ramazanı mevcut kilonuzla tamamlamak istiyorsanız

Sahurda yediklerinize dikkat edin! Kan şekerinizin kontrolüne yardımcı olması için düşük glisemik indeksli besinleri tercih edin.

Pişirme yönteminiz sağlıklı olsun:

á Et yemekleri hazırlarken, yapısındaki fazla yağı pişirmeden önce mutlaka ayırın veya az yağlı etleri (dana eti, tavuk, balık, hindi eti veya soya kıyması gibi) tercih edin.

á Tavuğun derisini pişirmeden önce veya sonra ayırın.

á Göğüs eti gibi tavuğun yağsız kısımlarını (beyaz eti) tercih edin, but, kanat gibi (siyah et) daha yağlı kısımlarını tüketmeyin.

Fırında, ızgara veya rosto şeklindeki pişirme yöntemlerini tercih edin, kızartma yönteminden uzak durun.

Sebze yemeklerini buharda veya haşlama yöntemi ile hazırlayın, ekleyeceğiniz sıvı yağın miktarını diyetinizdeki miktarı göz önünde bulundurarak ilave edin.

Yağ tüketimine dikkat edin:

á Soğanı, tencereye ilave edilecek az miktarda su ile veya direkt sebzelerin içinde, yağda kavurmadan pişirin.

á Pirinç, şehriye veya bulgur gibi tahılları pişirirken taze otlarla (nane, fesleğen gibi) baharatlar ve yağı alınmış tavuk suyu ile hazırlayın, üzerine yağ ilave etmenize gerek yoktur.

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir