elma kokusu katliamı / CÜNEYT YARDIMCI - Halepçe Katliamı: Elma kokusu ile gelen ölüm || Kastamonu Açıksöz Gazetesi

Elma Kokusu Katliamı

elma kokusu katliamı

16 Mart ’de Saddam Rejimi tarafından gerçekleştirilen Halepçe Katliamının üzerinden 32 yıl geçti. İnsanlık ailesinin ‘soykırım’ olarak hatırlayacağı, 5 bin Kürt’ün katledildiği ve hafızalara annelerin evlatları üzerine cansız bedenleriyle kapaklandığı fotoğraflarla kazınan Halepçe Katliamını unutmayacağız. Kürt çocuklarının “Dayêbêhnasêvantê/Anne elma kokusu alıyorum” feryatlarını unutmayacağız. Halepçe Katliamının müsebbibi Saddam Rejimi olsa da rejime Kürtler üzerinde denemesi için kimyasal silah verenleri unutmayacağız. Halepçe Katliamını görmezden gelenleri unutmayacağız.

Hiçbir katliam haklı olanı, meşru olanı yok edemedi. Halepçe Katliamı da Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesini bitiremedi. Bu tarihi hakikatten ders almayanlar, benzer bir şekilde bugün Afrin’de, GirêSpî’de, Serêkaniyê’de sivil halka saldırıyor. Aynı yanlışı yapanları bu hakikat üzerinden uyarıyoruz; siz de tarihin akışını değiştiremeyecek, halkların özgürlük mücadelesini engelleyemeyeceksiniz.

Bugün 16 Mart ’de İstanbul Üniversitesi’nde kontrgerilla tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 7 öğrencinin hayatını kaybettiği Beyazıt Katliamının da yıl dönümü. Yıllarca süren hukuk mücadelelerine rağmen bu dosyakapatıldı. 16 Mart Beyazıt Katliamı da Türkiye’de işlenen onca cinayet gibi karanlıkta bırakıldı, faili meçhul oldu. Ama yaşamını yitirenler ve onların onurlu mücadelesi hiç unutulmadı. Tarih katledenleri değil bu onurlu mücadeleyi yazdı. Katledenlerse halkların hafızasında kara, silik birer leke olarak kaldı.

Bütün bu katliamlara rağmen hak ve özgürlük mücadelesini kararlılıkla sürdüren halkları ve toplumsal kesimleri selamlıyoruz. Halepçe’de ve Beyazıt’ta kaybettiklerimizin anısına sadakatin gereği olaraközgür bir gelecek ve dünya yaratma borcumuz seafoodplus.info gerçekleştirinceye kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.

Halkların Demokratik Partisi
Merkez Yürütme Kurulu
16 Mart

Halepçe Katliamı


Halepçe Katliamı veya Halepçe'ye zehirli gaz saldırısı, İran-Irak Savaşı esnasında Saddam Hüseyin'in, 'de Irak'ın kuzeyinde Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı başkaldırıyı bastırma operasyonunun bir parçasıdır. Kanlı Cuma olarak da bilinen bu ağılı gaz saldırısı (Kürtçe: Kîmyabarana Helebce کیمیابارانی ھەڵەبجە) Kürt halkına yapılmış bir katliam olarak kabul edilir.[1]Birleşmiş Milletlerce yürütülmüş tıbbi incelemeler sonucunda saldırıda hardal gazı ile türü tespit edilememiş bir sinir gazı çeşidinin kullanıldığı tespit edilmiştir.[2]

Saldırıda ile arasında kişi öldü ve ile arası sivil yaralandı.[3] Saldırıdan sonra komplikasyonlar, çeşitli sayrılıklar çıktı ve yapılan doğumlar sağlıklı neticelenemedi.[4] Bu saldırı o bölgelerde Kürt halkına, sivil nüfusa karşı yapılmış en büyük kimyasal saldırı olarak bilinir.[5] Irak Yüksek Ceza Mahkemesi 1 Mart tarihinde soykırım eylemi olarak Halepçe Katliamı'nı tanıdı. Saldırı bazı ülkelerde parlamentolar tarafından insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanıp, kınandı. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bu katliamın tanınması için kanun teklifi verildi.[6][7][8]

Kimyasal saldırı öncesindeki gelişmeler[değiştir kaynağı değiştir]

'te CIA'nın eski Orta Doğu'dan sorumlu yüksek araştırmacısı ve arasında Amerika Kara Harp Okulu öğretim üyesi görevinde bulunmuş olan Prof. Stephen Pelletier tarafından hazırlanan ve söz konusu zehirli silahların İran'a ait olduğunu gösteren rapor açıklandı.[kaynak belirtilmeli]

Japon heyetinin ziyareti[değiştir

Halep&#;e katliamından sağ &#;ıkan '&#;mit': Ağlaması kesilen &#;ocuğun &#;ld&#;ğ&#;n&#; anlıyorduk

Irak ordusunun 'te evine attığı bombayla annesi ve kardeşlerini kaybeden, 16 Mart 'de Halepçe'ye gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısı sonucunda ise görme yetisini yitiren ancak iki saldırıdan da kurtulduğu için "Ümit" ismini alan Halepçe sakini, Şehitlik Anıtı'nda ziyaretçilere katliamın hikayesini anlatıyor.

Irak'taki Baas rejimi ve devrik lider Saddam Hüseyin'in talimatıyla Halepçe'nin kimyasal silahlarla bombalanmasının üzerinden 33 yıl geçti ancak katliamda yakınlarını kaybeden ve saldırının derin izlerini taşıyan Halepçelilerin acısı ilk günkü gibi devam ediyor.

Baas rejimine ait jetler, 16 Mart sabahı Irak-İran sınırına 10 kilometre mesafedeki Halepçe kenti ve çevresini saat 'te hardal ve sinir gazları taşıyan silahlarla bombaladı. Saldırı sonucu çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti.

Saldırının etkisi ise daha sonraki yıllarda da kendisini gösterdi. Kimyasal gazların kalıntıları nedeniyle hayatını kaybeden çok sayıda kişi olurken çok sayıda kişi ise görme yetisini kaybetti ya da sakat kaldı.

Elma kokulu kimyasal gazların birkaç dakika içerisinde tüm kente yayılmaya başladığı o anlara şahit olan ve kimyasal gazların etkisi nedeniyle gözlerine perde inen Ümit, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Gaz, elma kokusuyla geldi

16 Mart sabahı kente atılan ilk bombanın sesini duyduklarında kardeşleriyle hızlıca yakınlardaki sigara şirketinin bodrum katına sığınan Ümit, uçakların yağdırdığı bombalar altında birçok Halepçeliyle birlikte korku içinde saldırının sona ermesini beklediğini belirtti.

"Uçaklar üzerimize yürüyordu. Çok korkunçtu. Şehre atılan her bombayla evler sarsıldı ve yoğun bir duman şehri kuşattı." diyen Ümit, o anları şöyle anlattı:

"Saat 'te elma ve sarımsağın kokusunun bodrumun tamamına geldiğini iyi hatırlıyorum. Gırtlağımda bir şeyler olduğunu fark ettim. Sanki çok acı bir şey yemiş gibi gözlerim acıyordu. Ellerim gözlerimdeydi. O zamanlar elmanın kokusunun kimyasal gaz olduğunu bilmezdik. Nefes almakta zorlandığımız için bir an önce o bodrumdan kendimizi kurtarmak istedik."

Ümit, sığındıkları bodrum katından dışarı çıktıklarında önce nefes alabildiklerini ancak yavaş yavaş görüş mesafesini kaybetmeye başladığını ve zamanla ise bir karartının gözlerine indiğini söyledi.

"Beyaz bir perde gözlerimi kapattı, dizlerim de titriyordu." diyen Ümit, kimyasal saldırının etkisiyle oradaki bütün insanlar gibi kendisinin de güçsüz hissettiğini ve adım atmakta zorlandığını aktardı.

"Eğer insan korkuyla ölseydi, eminim o gece ölürdüm"

Ümit, saldırı sonrası kentin insan sesleri ve özellikle de çocuk ağlamalarıyla yankılandığını hatırlatarak, yakınları ve olay yerindeki insanlarla arabayla Ababeyli köyüne gitmeye karar verdiklerini söyledi.

Arabayla metre kadar ilerledikten sonra havanın kararmasıyla geceyi sığındıkları bir bölgede geçirdiklerini belirten Ümit, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Çok korkunç bir geceydi. Ağlama, inleme ve çığlıkların dışında şehirde başka bir ses duyulmuyordu. Zaman geçtikçe çocukların sesleri daha az geliyordu. Ağlaması kesilen çocuğun öldüğünü anlıyorduk. Ben o zaman 14 yaşındaydım ve o yaşta böyle bir görüntü görmek o kadar korkunçtu ki; size anlatamam. Eğer insan korkuyla ölseydi, eminim o gece ölürdüm. Ama belli ki; hiç kimse korkuyla ölmez. Bu nedenle böyle korkunç bir katliama dayandım."

Arabada 25 kişi olduklarını anımsatan Ümit, kendisi dahil sadece 4 kişinin hayatta kalabildiğini, geri kalanların ise kimyasal gazla boğulduklarını dile getirdi.

"Susuzluktan kolumdaki serumu kana kana içtim"

Ümit, saldırıdan bir gün sonra sabah saatlerinde yardımın ulaştığını ve kıyafetlerinin üzerinden kendisine iğne yapıldığını söyleyerek, helikopterle Tahran'da bir hastaneye götürüldüklerini kaydetti.

Halepçeli katliam mağduru, "Hastanede kendime geldiğim zaman ayak sesleri duyuyordum. İyi hatırlarım, çok susamıştım ve bağırarak su istedim. Susuzluktan kolumdaki serumu kana kana içtim. Ondan sonra bayıldım. Kendime geldiğimde ise doktor kolumun kan dolu olduğunu söyledi." diye konuştu.

Adını Ümit koydu

Akabinde ikinci bir hastaneye kaldırıldığını ve burada uzun bir süre kendine gelemediğini dile getiren Ümit, daha sonra kefene sarıldığını ve hayatını kaybedenlerle birlikte mezarlığa götürüldüğünü hatırlattı.

Ümit, toprağa verilmek üzereyken hareket edip ölmediğinin fark edildiğini ve tekrar hastaneye gönderilmeden önce bu anın etraftakilerce fotoğrafının çekildiğini aktardı.

Hayatta kalabilmesi nedeniyle kendisine Ümit ismini verdiğini belirten Halepçeli, daha önce de Irak ordusunun evlerine düşen bombasından sağ kurtulduğunu anlattı.

Kimyasal Ali'nin yakalandığı gün "çifte düğün" yaptı

Ümit, Irak ordusunun yılında attığı bir bombanın evlerine isabet ettiğini ve saldırı sonrası annesi ve diğer kardeşlerini kaybettiğini söyledi.

Halepçe katliamında ailesinden sadece kendisinin kurtarabildiğini hatırlatan Ümit, şöyle konuştu:

"Halepçe katliamının emrini veren (Kimyasal Ali lakaplı) Ali Hasan el-Mecid'in yakalanması benim için iki defa düğün ve sevinç dolu bir gündü. Çünkü aynı gecede evlendim. Hanımım da kimyasal zehirden zarar gördü. Biz evlendikten sonra birkaç defa çocuk yapmaya karar verdik. Ama bu kimyasal zehirden dolayı, çocuklarımız ölü dünyaya geliyorlardı. Ama ümidimizi kesmedik. Şimdi iki kız ve bir oğlumuz var."

Ümit, saldırı sonrası görme yetisini kaybetmesine rağmen Halepçe Şehitlik Anıtı'nda ziyaretçilere katliamın acılı hikayesini anlatmaya devam ediyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.