kaynağı değiştir]
Ayrıca bakınız: Hak Dini Kur'an Dili
Atatürk'ün Hamdi Yazır'a yazdırdığı tefsir olup[kaynak belirtilmeli] günümüzde de önde gelen İslam alimleri tarafından da hala en güvenilir tefsir olarak kabul edilmektedir[kaynak belirtilmeli]. Atatürk'ün Diyanet İşleri Başkanlığı'na verdiği talimatı üzerine yazdırıldı[kaynak belirtilmeli]. 1926'da Diyanet İşleri Riyaseti 'Kur'an'ı çağın icaplarına göre yeniden tefsir edebilecek bir alim aradı. Sonunda vazifeli talimat üzerine Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'a verildi. Devlet eliyle yazdırılan bu tefsirle Atatürk bizzat ilgilendi[kaynak belirtilmeli]. Atatürk Şeyh Sait Ayaklanmasının bastırıldığı, çağdaşlaşma ve modernleşme adına yapılan inkılaplara yönelik itirazların arttığı bir devirde İslamiyet'in temel kaynağı olan Kur'an'ın yeniden tefsir edilmesini istedi[kaynak belirtilmeli]. Atatürk, yedi madde ile nasıl bir tefsir istediğini ortaya koydu. Bu yedi madde daha sonra Diyanet İşleri Riyaseti ile Elmalılı Hamdi Yazır arasında imzalanan protokole kondu. Kâzım Karabekir'in belirttiğine göre, Atatürk ona din ile ilgili olarak, dini olanların (bir dine mensup olanların) kazanamayacağını ve fakir kalmaya mahkûm olduklarını söyleyip netice olarak önce din anlayışını kaldırmak gerektiğini söylemiş[2] ve bu sebeple Kur'an'ın anlaşılarak okunmasına önem verip Türkçeye çevrilmesini emretmiştir.[3][4]