Başlık: Amasra Çeşmi Cihan Restaurant
Amasra merkezinde büyük liman manzaralı restoran uzun yıllardır Amasra yemeklerinin gelişmesine katkı sağlamıştır. Amasra yat limanına 50m uzaklıkta bulunan Çeşm-i Cihan restoran ayrıca tur yemekleri içinde uygundur.
Alkol Durumu: Alkollü
Yemek Çeşitleri: Izgara, Balık & Deniz Mahsülleri, Açık Büfe Kahvaltı, Serpme Kahvaltı, Kahvaltı
Ödeme Şekli: Kredi Kartı, Peşin ödeme
Otopark: Yok
Manzara: Deniz manzarası vardır, Şehir manzaralı
Kablosuz İnternet: Var
Canlı Müzik: Yok
Kapasite: Kişilik
Diğer Özellikler: Teras bulunmaktadır, LCD, Grup ve tur organizasyonları için özel indirimler
Sigara İçilebilir Alan: Yok
Amasra Restoranları 'te listelendi.
Beğenilenlere Ekle
Güncellendi: Şub 15,
Genel BakışYorumlar
Amasra Çeşmi Cihan Restoran,
Amasra merkezinde Büyük Liman manzaralı restoran.
Yorumunuzu eklemek için lütfen Oturum aç yada Kayıt ol.
***
Bartın Üniversitesi'ne bir eğitim semineri için gittiğimizde buraya kadar gelmişken Amasra'yı da görelim dedik.. Sınırlı vaktimizde biraz Amasra'yı gezip buranın meşhur balık lokantalarında balık yiyelim dedik..
Amasra'da sahil boyunca uzanan balık lokantaları, birkaç ufak otel ve ev pansiyonları ile turizme katkı sağlıyor. Bölgeye gelen tur grupları Amasya'da konaklama kapasitesi olmadığı için genelde Safranbolu'da konaklayacak şekilde programlar yapılıyor. Bu yüzden Amasra genelde günübirlik olarak geziliyor.
Kendi imkanlarıyla gelenler için ise konaklanabilecek temiz ve güzel tesisleri ise Günter Seher Otel, Balkaya Pansiyon ve Başaran Apart'ı sizlere tavsiye edebilirim.
***
Siz siz olun buraya kadar gelmişken Ceşm-i Cihan'a gelip harika deniz mahallerinin ve bu harika salatanın tadına bakmadan dönmeyin..
Karnımızı doyurup akşamüstü saatlerinde Amasra'dan ayrılıp Bartın'a doğru geri dönüyoruz..
Amasra'dan Sevgilerle
Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir
Gezilerim sırasında anlık paylaşımlarımı yazılardan önce İnstagram'dan yapıyorum. Dilerseniz İnstagram Hesabımı takip edebilirsiniz. Ayrıca Facebook Sayfamdan da paylaşımlarımı takip edebilirsiniz.
Yazı hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yazının altına yorum yaparak paylaşırsanız çok sevinirim. Ayrıca bölgeye gezi planı yapacaklar sorularını paylaşabilirler. Elimden geldiğince yardımcı olmaktan zevk duyarım. Beğendiğiniz yazıları lütfen sosyal medya hesaplarınızda paylaşınız. Teşekkürler :)
Bu yazıda Bartın Amasra, Amasra gezilecek yerler, Amasra görülecek yerler, Amasra çeşm-i cihan, Amasra konaklama, Amasra'da nerede kalınır, Amasra'da ne yenir, Amasra rehberi, Amasra gezisi, Amasra gezi notları, Amasra Salatası konularına yer verdik. Umarım beğenmişsinizdir.
Bu Yazıyı Paylaş: Facebook Twitter Google+
Türkiye’de, belki de dünyada eşi benzeri olmayan Kuş Kayası Yol Anıtı’na gitmeden önce buranın nasıl bir yer olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Fotoğraflarını görmüştüm tabii ama bazen bu yanıltıcı olabiliyor. Önce hediyelik eşya ve haşlanmış mısır satan tezgâhlar karşıladı bizi. Sonra aracı bırakıp bir tabelanın önüne geldik. Oldukça dik merdivenleri çıkmamız gerekiyordu. Tırmanırken bir ormanın içine girdik. Yerlere dökülmüş çıtır çıtır yapraklar, muhteşem bir manzara oluşturmuştu. Çıktıkça aralara konmuş masalarda piknik yapanlara denk geldik. Üşenmedim saydım, tam basamak vardı.
Parke taş döşenmiş yollardan geçtik ve bir anda karşımıza çıkıverdi iki gözümün çiçeği. Bu nasıl güzel bir yol anıtı! Romalılar döneminden kalmış tarihi yapının aslında dönemin dinlenme tesisi olduğunu söyleyebiliriz. Eskiden böyle yerlerin dağın tepesinde olması gerçekten çok ilginç. Bir nişin içinde kafası olmayan kabartma bir heykel ve onun yakınında, daha yukarılarda bir kartal heykeli Anıtın üzerinde kabartma yazılar da var. O an ne yazdığını çok merak etmiştim ama sonra öğrendim tabii. Kitabede “Devletlerarası barış ve dostluk adına ve İmparator Germanicus’un hâkimiyeti anısına Gaius Julius Aquila, dağı yardı ve bu dinlenme yerini kendi özel ödeneğiyle yaptırdı” yazıyormuş. İnsan daha edebi şeyler bekliyor ama Romalı da olsa, demek hayratların üzerinde aynı şeyler yazıyormuş.
Buralara kadar gelmişken Fatih Sultan Mehmet’in “Lala, lala! Çeşmi cihan bu mu ola” dediği yani dünyanın değerlisi ya da dünyanın gözbebeği olarak tasvir ettiği Amasra’ya uğramamak haksızlık olurdu. Hele o nefis balıkları da ilk ziyaretimden hâlâ aklımda. Kuş Kayası Yol Anıtı ne kadar tenhaysa Amasra merkezi bir o kadar curcunalı. Pazar günüydü ve hava da güzel olunca otoparklar, sokaklar dolmuş taşmıştı.
Tam bir sanat şehri gibi
Arabayı bırakacak bir yer bulmak için kaç tur attım, kaç ters yöne girdim, ne kadar saç-baş yoldum bilmiyorum. En sonunda bir yer bulup bırakabildiğimde derin bir ‘oh’ çektim. İlk gittiğimde sahilde gördüğüm onlarca mavi boyalı balıkçı teknesinin yerinde yeller esiyordu. Nereye gitmişlerdi, kaldırılmışlar mıydı bilmiyorum. Halbuki o manzarayı fotoğraflamak istemiştim. Muhteşemdi. Onun yerine sahile inip Amasra’yla bütünleşmiş ikonik manzarasının fotoğrafını çektim. Sonra da tabii ki başka bir memlekete gitmiş hissi uyandıran, şıkır şıkır hareketli çarşısına saldık kendimizi. Sağda solda çalan sokak müzisyenleri, dükkânların önünden uzatılan çeşit çeşit lokumlar derken kalabalık bir grup halinde Kemere Köprüsü’nde bulduk kendimizi. Buradan da tarihi kapıdan geçip manzaranın bedava olduğu tepeye doğru çıktık.
Akla gelecek her şeyden saksı yapılmış.Sokaklar tam bir sanat şehri gibiydi. Daha önce gelişimden bildiğim saksılarıyla ünlü evi buldum sonra. Aklınıza gelecek her şeyden saksılar yapıp içine çiçek ekmişler. Buna bir klozet ve bot da dahil
Barbun yemeden dönmek olmaz.Bu turun ardından o nefis barbunlardan yemenin zamanı geldi. Bütün restoranlarda fiyat aynı. Boşuna ucuz yer aramayın. Sefamız olsun diyerek kapısında bekleyen yaşlı amcanın da tatlı dili sayesinde Günbatımı Balık Restoran’ın muhteşem manzarasına karşı bir masaya kurulduk. Tam adının hakkını verecek kadar güzel bir günbatımı yaşattı bize gerçekten. Tam o an orada olmak da büyük şanstı. Kalabalık olmasına rağmen servis de bir hayli hızlıydı.
Amasra’nın çiçek görünümlü salatalarına ilk geldiğimde de hayran kalmıştım. Bu sefer de beni yanıltmadı. Bir de üzerine bal dökülmüş manda yoğurdu yiyip çayımızı da içince birkaç saatte yapılacak her şeyi tamamlamanın huzurunu yaşadık. Bir gün yine yeniden diyerek veda ettik güzel Amasra’ya.
False nest...