Mesleğin içinde olanlar çok iyi bilir, her piyasanın bazı temel düsturları vardır, zaman içinde hiç değişmez. Bunlara o işkolunun “kömür madeninde şakıyan kanaryaları” da diyebiliriz. Konut pazarında yükselen faizler ve yavaşlayan bireysel gelirler her zaman durgunluğa yol açmıştır. Dünya öyle bir döneme girdi şimdi, Bloomberg’e göre son bir yılda 50 Merkez bankası (MB) en az 50 baz puan artırmış. Bir önceki makalemde (Fed’i bir tek FÖŞ anlıyor bu dünyada), Fed öncülüğünde global parasal sıkılaştırmanın (buna küresel finansal koşulların sıkılaşması da diyebiliriz) en erken ’e kadar süreceğini izah ettim. Haliyle, bu ortamdan yatırım önerisi çıkarmak isteyenler derhal konut-inşaat pazarı, junk tahviller ve yüksek F/K’lı “büyüme hisselerini” yakın takibe alır ve çoğunlukla da şutlar.
Türkiye’de kerizler hiç bitmeyecekmiş sandıkları bir emlak furyasından pay kapmak için ne pahasına olursa olsun, ev almayı sürdürüyorlar. Tam teşekküllü bir konut balonunun ortasındayız. Dünyada sıkça kullanılan göstergeler dev konut pazarının durgunluğa girdiğini ya da yaklaştığını gösteriyor.
Bloomberg’in “The World’s Bubbliest Housing Markets Are Flashing Warning Signs” (Dünyanın en köpüklü emlak piyasaları alarm işaretleri veriyor) başlıklı analiz/makalesinde 19 OECD ülkesinde konut pazarı 5 kritik göstergeye göre değerlendirmeye alınmış. Bu göstergelerden iki tanesi bizde de sıkça kullanılır: Fiyat/kira ve Fiyat/bireysel harcanabilir gelir oranları bunlar. Tabloyu aşağıda sunuyorum.
Analize göre Kanada, Yeni Zelanda ve Çek Cumhuriyeti’nde konut resesyonu çok olası. Bunlara Portekiz ve Macaristan’ı da katabiliriz.
The Globe and Mail’de çıkan (sizin için yaptığımız tercüme burada) bir makalede ise ABD, Çin ve Yeni Zelanda konut resesyonuna aday olarak gösteriliyor. Bendeniz bu adaylara 25 yıldır Rus parası ve finans merkezi olmanın yarattığı ek taleple davul gibi şişen Londra konut pazarını da eklerim. Kesime hazır kurbanlık olarak da Çin’i seçtim. Çin’in emlak balonu patlayacak değil, patladı. Sarsıntı tüketici harcamalarından işsizliğe, Hong Kong merkezli Çin off-shore tahvil pazarına kadar bir çok ilintili köşede hissediliyor. Bazı Çinli Çin uzmanlarına göre, kriz o denli habis ki, büyüme oranını 10 yıl boyunca %2 civarına baskılayarak Çin’in ABD’yi geçip bir numaralı ekonomi olma hayalini de yıkacak. Eğer vaktim veya keyfim olursa, ya da bir sponsor cebime sağlam para koyarsa, Çin’in konut krizi hakkında özgün makale yazacağım. Şimdi konuyu fazla dolandırmadan konut pazarını bekleyen akibete geçelim.
Tüm dünyada politika faizleri artıyor, bu doğrudan ipotek faizine yansıyarak konuta erişimi örseleyecek. IMF başta tüm ulus-üstü kuruluşlar ve 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun araştırmaları döneminde kişi başı bireysel gelir artışının yavaşlayacağını öngörüyor. Yani, konuta olan “ihtiyaç” (ev alıp barınma) talebi azalacak. Konuta olan yatırım talebi de imha olacak, çünkü artık konut gibi likit olmayan bir varlık yerine sürekli daha yüksek getiriler sunan finansal varlıklar daha cazip.
Bloomberg’in yukarda zikrettiğim makalesinde bazı uzmanlar, bu senaryoda 2 yan etkinin benzeri bir mali krize yol açacağını iddia ediyorlar. İlkin, konut fiyatı düştüğü için ipoteklerini ödemek yerine evlerini bankaya devredenler çoğalır. Ya da bankaların konuta tahsis ettikleri kredilerde batık oranı yükselerek ekonominin üretken alanlarına kaynak akımını bozar. Bu senaryonun sonunda, yatırım için alanlar ve bankaların hacizden edindikleri birimlerini haraç-mezat pazara sevketmeleri var. O zaman da konut fiyatlarında “kapitülasyon” yaşanacağı için fasit daire başlıyor. Yani, servetinin önemli kısmı konuttan oluşan hane halkı kendin daha fakir hissettiği ve servetinin nakte çevrilebirliği düştüğü için tüketimi kısıyor.
Açıkçası, işlerin bu kadar kötüye gideceğine inanmakta zorluk çekiyorum. Son bir ayda yenilenen anti-depressan ilacımın dimağımın karanlık dehlizlerinde cılız da olsa bir aydınlanma yaratmış olması mümkündür. Neyse, resesyon ve arkasından stagflasyon beklesem de birkaç Gelişmekte olan Ülke dışında benzeri bir mali kriz tahayyül etmekte zorlanıyorum. Velakin, GalataSaray’ın Süper Lig’de performansının düşmesi, alkollü içecek ve tütün fiyatlarına yeni zamlar veya kronik migrenimin depreşmesi durumlarında çok daha kötümser olabileceğimi şimdiden okurlarıma duyurmak zaruretindeyim.
Öte yanda, konut balonlarının sönmesi ekonomik aktivite için içler acısı bir gelişme. Çin’de inşaat ve konut pazarlama hizmetlerinin GSYH’ya katkısı %25, işte bu yüzden Asya devinde konut krizi çıktı ve ekonomik kalkınma bitti diye cesur bir iddiada bulunuyorum. Bizde bu oran en son baktığımda % civarındaydı. Gelişmiş Ülkelerin çoğunda daha da düşük. Yine de, konut fiyatları düşüp, inşaat malzemeleri fiyatları ve finansman maliyetleri yükselirken, inşaat sektöründe daralma kaçınılmaz. Bu sektör diğer işkollarından girdi alımını azaltacağı gibi, mevsimlik veya geçici işçilerini de kapının önüne koyacak. Zaten yavaşlayan dünya ekonomisinde konut-inşaat gibi oldukça önemli bir sektörün frene basması resesyonu derinleştirir.
Eminim bu yazıyı okuyan bir çok aklı evvel “Orada öyle, burada başka, Baba, beğenmezsen, Ananı da al git” diyecekler. Son bir yılda % artan fiyatlara ve artık üst-orta sınıfın dahi erişmekte güçlük çektiği kiralara rağmen hala en iyi yatırım konut diye ekşisözlük ve sosyal medyada bana laf sokanlar uslanmaz. Bunların büyük kısmı Bitcoin $60 binken “sıradaki hedef $ bin, almayan saçını başını yolar” diye bezirganlık yapan güruhtandır. Maalesef Darwin’in evrim teorisi bu kişiler açısından geçersiz. Aslında, her mali furyanın peşine takılıp sürekli yolunan kazların çiftleşmeyi azaltarak bir sonraki nesle sayısal katkısının azalması gerekir. Ama diyorlar ya, burası Türkiye; Darwin ve Anası çoktan kaçtı.
Bu kişilerin nörotik çabuk para kazanma ve ilk kuruş kar yazdıklarında da elaleme “Gördünüz mü, ben herkesten akıllıyım” diye böbürlenmelerini engelleyemem. Ama, makul şekilde birikimlerini enflasyon üstünde getiri ve az riskli alanlarda değerlendirme çabasında olan çoğunluğa erişebilirim belki.
%80 enflasyon, kesintisiz TCMB müdahalesiyle baskılanan döviz kuruna karşın %14 politika faizi kalıcı olabilir mi? Eğer olur diyorsanız, gidin konut alın. Ömür boyu içinde barınırsınız. Yok, “bunlar istisnai dönemler. Ya döviz kriz başgösterecek ya da faizler enflasyonun üstünde bir düzeye yükselecek” diyorsanız, bu iki gelişmenin de evin piyasa değeri yerle yeksan edeceğini anlarsınız. Türkiye’de konut krizi yok, bir zeka buhranı var.
FÖŞ
Özlü söz: Ben hepinizden akıllı değilim, ama siz benden aptalsınız.
Konut alan yanar
Fed’i bir tek FÖŞ anlıyor bu dünyada
Portekiz'de emlak balonu riski (ve Madeira Adası) var. bu Sonuç Bloomberg'den 19 tarihinde yapılan bir analizden sonra OECD Portekiz dahil ülkelerde ve konut fiyatı-kira oranı, konut fiyatı-gelir oranı, reel konut fiyatı büyümesi, nominal konut fiyatı büyümesi ve konut kredisi büyümesi gibi faktörleri dikkate alarak.
Bloomberg, Portekiz'de bir gayrimenkul balonunu gösteren iki faktör belirledi: ev fiyatları kiralardan %56 ve hane gelirinden neredeyse %47 daha yüksek. En son üç aylık veriler dikkate alındığında Portekiz'de konutların reel fiyatı %, nominal fiyatı ise % arttı. Öte yandan, konut kredisi %2 düştü, ancak MCS'nin önceki deneyimi göz önüne alındığında, Portekizli olmayan vatandaşlara verilen konut kredisi verileri aksini gösterebilir.
Ancak Portekiz'de ve buna bağlı olarak Madeira Adası'nda bir emlak balonu hakkında uyarı veren sadece Bloomberg değil. Ocak 'de Avrupa Komisyonu, “potansiyel aşırı değerlenme” riskiyle karşı karşıya kaldı. Komisyona göre Avrupa Parlamentosu, Konsey ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi rapor, "Portekiz, 6'dan beri konut fiyatlarının art arda her yıl %'dan fazla arttığı tek Üye Devlettir."
Avrupa Komisyonu ve Bloomberg'in yanı sıra, Portekiz'in önde gelen bir ekonomik düşünce kuruluşu olan Francisco Manuel dos Santos Vakfı (FFMS) da uyarı “Portekiz'in toplam konut fiyat endeksi, 'nin dördüncü çeyreğinde başlayan aşırı büyümeyi gösteriyor”.
FFMS tarafından yürütülen araştırmaya göre, Portekiz ve Madeira Adası'nda emlak fiyatlarının hala yükselerek emlak balonuna yol açmasının birkaç nedeni var:
Yukarıda belirtilen faktörlere ek olarak, gayrimenkule doğrudan yabancı yatırımların ivme kazanması, altın vize, Brexit'in ortaya çıkışı ve dijital göçebe programı Madeira Bölgesel Hükümeti tarafından başlatılan Madeira Adası konut talebinde önemli bir artışa maruz kaldı. Müteahhitler kar marjlarını artırmaya çalıştıkça, talepteki artış şu anda kısa veya kasıtlı olarak koşullandırılmış arz ile karşılanmaktadır.
Yukarıdaki senaryo Madeira için geçerlidir. Nisan 'de Madeira'nın başkenti ülkede emlak satın almak için en pahalı üçüncü şehir (€/m2) oldu ve Haziran 'ye kadar Madeira konut fiyatları %20 arttı 'in ilk dönemine kıyasla. Aynı zamanda, Calheta, Ponta do Sol, Santana, Câmara de Lobos ve São Vicente gibi kırsal kesimdeki belediyeler, satılan mülklerin fiyatlarında artış yaşıyor.
Madeira'da, yani Güney belediyelerinde bulunan emlak fiyatları, Lizbon ve Oporto ile aynı şekilde arttı.
Halen Madeira'daki emlak balonunun doğru olmadığını düşünenler için, (Funchal hariç) suç oranının daha yüksek olduğu belediyelerde, kesintisiz deniz manzarası, havaalanına hızlı bağlantı bahanesiyle emlak talebi arttı ( yatırımcılar emlak acentesi açıklamaları yerine Google Haritalar istatistiklerine odaklanmalıdır), vb.
Bloomberg'e göre, bu bağımsız hükümet yetkilileri savaşın kışkırttığı enflasyonu frenlemeye çalıştıkça, bir emlak balonu “merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmesi ve ipotek geri ödemelerinin yükselmesi nedeniyle bariz bir güvenlik açığıdır”.
Bu karışıma, halihazırda yavaşlayan, resesyona girme tehlikesiyle karşı karşıya olan küresel bir ekonomiyi, AB'nin en dış bölgesinin karşı karşıya kaldığı ekonomik hinterlandın eksikliğini ve Madeira gibi Portekiz üzerinden NATO'ya bağlı küçük ada ekonomisini ekleyin ve kesinlikle göreceksiniz. Bir emlak balonunun patlaması sayesinde ev fiyatlarındaki düşüşün “hane servetini aşındıracağı, tüketici güvenini sarsacağı ve potansiyel olarak gelecekteki kalkınmayı engelleyeceği”.
Bloomberg Economics analizinde, Portekiz özellikle euro bölgesinde risk altındayken, “Avusturya, Almanya ve Hollanda da köpüklü görünüyor”.
Emeklilik yıllarını geçirmek, taşınmak veya turizm piyasasının faydalarından yararlanmak için gayrimenkule yatırım yapmak, kişinin portföyüne ilişkin çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olmalıdır ve bu nedenle kişisel bir karardır.
Adada gayrimenkul satın alırken göz önünde bulundurulması gereken birkaç faktör arasında şunlar vardır:
Yukarıdakilere ek olarak, balon fiyatları ödemekten mümkün olduğunca kaçınmak için, mülkün yaşı ve durumu (satın almadan önce bağımsız bir eksper kiralayın), benzer mülkler ve/veya konumlarla ilgili tarihi fiyatlar da dikkate alınmalıdır. ve Portekizli bir finans kurumundan finansman talep edip etmeyeceğiniz.
Madeira'nın yüzyıldan beri turizm ve göçmenler sayesinde hatırı sayılır bir yabancı nüfusu koruma sicili, yatırım yapmak için mükemmel bir nedendir. Buna ek olarak Madeira, etkin bir şekilde yer değiştirmek için mülk satın almak isteyen ABD'li ve Kanadalı göçmenler ve dijital göçebeler arasında popülerlik kazanıyor. Yukarıdakilere rağmen, Bölgesel Hükümetin gelecekte kısa süreli turizm kiralamalarını yerel halka uzun vadeli kiralamalar lehine kısıtlamaya veya konut balonunun patlamasının 'de doğrulanan kadar kötü olmasına engel olamaz. ispanyada.
Şu an için fiyatlar hala yükseliyor ve ister Portekiz anakarasında ister Madeira'da patlayan balon olası bir risk. Bunu akılda tutarak gayrimenkule yatırım yapmak, kişinin daha bilinçli kararlar almasını ve yatırım açısından geleceğe daha iyi hazırlanmasını sağlayacaktır.
Mori Trust Co., Ltd.'nin Başkanı Akira Mori 森 章'nin sözleriyle: "Emlak sektöründeki deneyimlerime göre, geçmiş başarı öyküleri genellikle yeni durumlara uygulanamaz. Değişen zamana yenilikçi yeni iş modelleri ile yanıt vererek kendimizi sürekli olarak yeniden icat etmeliyiz.”
Bu makale yalnızca genel bilgi amaçlı sağlanmıştır ve herhangi bir türde yasal veya profesyonel tavsiye olması amaçlanmamıştır ve bu şekilde yorumlanmamalıdır.
Miguel Pinto-Correia
Miguel Pinto-Correia, ISEG – Lizbon Ekonomi ve Yönetim Okulu'ndan Uluslararası Ekonomi ve Avrupa Çalışmaları alanında Yüksek Lisans derecesine ve Nova İşletme ve Ekonomi Okulu'ndan Ekonomi alanında Lisans Derecesine sahiptir. Ekonomistler Cemiyeti'nin (Ordem dos Economistas) daimi üyesidir… Daha Fazla Bilgi
← 'de Portekiz'de Yaşanacak En İyi Yer Hangisi? Bizim önerimizVergi danışmanları veya zaman kadar eski bir masal →
Coşkun Çelik / Günboyu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası''ndan (TCMB) yapılan açıklamaya göre, Türkiye’deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan Konut Fiyat Endeksi (KFE) (=), yılı Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 8,4 oranında artarak ,9 seviyesinde gerçekleşti.
Mevcut piyasa koşullarında ev alabilmek, milyonlarca vatandaş için bir hayal olmanın ötesine gidemezken, ortalama bir otomobil fiyatları dahi orta sınıf tarafından ulaşılabilecek seviyenin çok üzerinde seyir etmekte.
Fiyatlardaki artışa karşın, konut satışları son yılların dip seviyesini görmüş bulunuyor. Geçtiğimiz ay Türkiye genelinde yalnızca bin daire el değiştirirken, bu rakam son 9 yılın en düşük verisi olarak kayıtlara geçti. TCMB tarafından yapılan açıklamada, "İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, yılı Şubat ayında bir önceki aya göre, sırasıyla 7,6, 9,5 ve 9,6 oranlarında artış gözlenmiştir. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde ,3, ,1 ve ,6 oranlarında artış göstermiştir." ifadelerine yer verildi.
EKONOMİ yazarı Alaattin Aktaş, "Konut piyasası daralma eğiliminde" başlıklı yazısı ile söz konusu gelişmeleri değerlendirirken, gayrimenkul almayı düşünen vatandaşlara yönelik de yol gösterici analizler paylaştı.
İşte Aktaş''ın yazısından öne çıkanlar
Konut piyasası son dokuz yılın en kötü ikinci mart ayını geride bıraktı. Mart ayında bin konut el değiştirdi. Bu, ile birlikte son dokuz yılın en düşük sayısına işaret ediyor.
TÜİK''in açıkladığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü kaynaklı verilere göre mart ayında el değiştiren bin konut, geçen yıldan yüzde 21 daha az. Geçen yılın mart ayında bin konut alımı gerçekleşmişti.
Bir detay daha verelim. Martta alım satıma konu olan bin konutun 25 bini ipotekli, 80 bini diğer alımlardan oluştu.
Konut alım satımında en önemli detay ise el değiştiren konutların ne kadarının ilk el olduğu. Toplam sayının pek önemi yok, sektörü sürükleyecek olan ilk el alım satım. Buna göre mart ayında alınan bin konutun 33 bini ilk el, 72 bini ise ikinci el konutlardan oluşuyor.
Mart ayındaki durum böyle
İlk çeyrekte oluşan tablo da geçen yılın altında kalındığına işaret ediyor. Ocak-mart döneminde el değiştiren konut sayısı yüzde azalarak binde kaldı.
BU EĞİLİM SÜRECEK GİBİ
Konut piyasasını öyle birkaç aylık gerçekleşmeyi göz önünde bulundurarak değerlendirmek pek sağlıklı sonuç vermeyebilir. Ne var ki ekonomideki genel gidişata bakarak piyasadaki daralma eğiliminin devam edeceğini söylemek pek yanlış olmasa gerek.
Bir kere fiyatlar, konut alma niyetinde olanların bu düşünceden tümüyle uzaklaşmasına yol açacak boyuta geldi. Fiyatların böylesine rekor bir artış göstermesinin bir dizi nedeni var tabii ki.
Maliyetler çok arttı, doğru. Ama maliyetin çok ötesinde bir konut fiyat artışı var ve bu başka etkenler tarafından tetiklendi. Finansal yatırım araçlarının getirisi çok düşük kalınca tasarruf sahipleri konutu eskiye kıyasla çok daha önemli bir yatırım aracı olarak görmeye başladı. Bu yaklaşım adeta zincirleme bir reaksiyon oluşturdu.
Konut talebi arttıkça fiyatlar arttı, fiyatların arttığını görenlerin de konut talebi
Öyle bir duruma gelindi ki, konut fiyatları inanılmaz boyuta ulaştı. Kıyıda köşede biraz birikimi olmayan iyi gelirli sayılabilecek birinin bile konut alma olanağı kalmadı. Bankalar da krediyi büyük ölçüde kesince konut almak iyice zora girdi.
FİYATLAR ZİRVEYİ GÖRDÜ MÜ?
Konut fiyatları çok yükseldi ve sanki zirveye ulaştı gibi. Merkez Bankası bugün şubat ayının konut fiyat endeksini açıkladığında bu konuda daha iyi fikir sahibi olabileceğiz.
Ancak fiyatların nominal olarak düşmese bile bir süre öncesinde olduğu gibi rekor düzeyde artış göstermeyeceğinin başka işaretleri var.
Konut fiyatlarında böylesine hızlı artışa yol açan etkenler devreden çıkıyor.
Bu etkenlerin başında finansal yatırım araçlarının getirisinin enflasyonun çok çok altında kalması geliyordu.
Oysa şimdi döviz yükselme eğiliminde ve beklenti bu yükselmenin daha da hızlanacağı yönünde.
Mevduat faizleri hızla yükseldi. Ayrıca kur koruma mevduat hesaplarında tavan faiz uygulamasına son verilmesiyle birlikte bu hesaplar da eskiye göre çok cazip hale geldi.
Bu durum, özellikle küçük tasarruf sahiplerinin para denkleştirip kredi kullanıp konut alma peşinde koşmalarını sona erdirecek, nitekim erdiriyor da
Dolayısıyla konut talebi büyük ölçüde kırılacak.
Konut arzı zaten yeterince var. Konut sektöründe alım satımı belirleyen talep. İşte talebin azalması önümüzdeki dönemde etkisini daha fazla hissettirecek ve konut alımı görece düşük seyredecek.
KONUT FİYATLARI DÜŞER Mİ?
Talebin azalması acaba konut fiyatlarının gerilemesini sağlar mı, merak edilen bu.
Konut fiyatlarında genele yayılan bir fiyat düşüşü olasılığı pek güçlü görünmüyor. Hele hele yüksek fiyattan edinilmiş konutların zararına elden çıkarılması ancak zorunlu nedenlerle olabilir. Bu yüzden de konut fiyatları uzunca bir süre yataya yakın seyredecektir.
Ama özelliği olan konutlar, belli konumda bulunan konutlar yüksek fiyatla satışa sunulabilir, bunlar alıcı da bulabilir. Bu tür istisnalar her zaman için söz konusu olacaktır.
BÖLGELERE GÖRE FARKLILIK ARTABİLİR
Bu arada depremin Türkiye''de tüm dengeleri değiştirdiği gerçeğini de kabul etmek gerekir. Deprem yüzünden belli bölgelerdeki konut talebi daha hızlı düşebilir, hatta buralarda arz çok artabilir; belli bölgelerde ise tam tersi gözlenebilir.
İşte bu durum fiyat değişim hızının depremden dolayı bölgeden bölgeye çok farklı oluşması sonucunu doğurabilir.
İlgili Haberler
Ev fiyatlarnda yaanan sert yükseli, konut yatrmnn yabanclar açsndan da cazibesini yitirmesine yol açyor. Sava nedeniyle ülkesinden ayrlan Rus ve Ukraynallar hariç yabancya yaplan konut satndaki yllk düü yüzde 40’ buldu.
stanbul Emlakçlar Odas Bakan Nizamettin Aa, konutta youn talep döneminin bittiini söyledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas’nn (TCMB) yaymlad konut fiyat endeksine göre, Türkiye’de konut fiyatlar austosta yllk yüzde ,6 art kaydetti. stanbul’daysa fiyatlar yüzde ,8 artt.
TCMB verilerine göre konutlarn metrekare fiyat ülke genelinde dolar, stanbul’da dolar geçti. Bu durum satn almalarda Türk Liras’nn deersizliinden yararlanan yabanclar bile zora soktu.
Sektör temsilcilerine göre, bu nedenlerle son aylarda yabanclarn birinci el konut almlar yaklak yüzde 40 azald. Yabanclarn ikinci el konut almlarnda da ayn oranlarda art olduu belirtiliyor.
TÜK’in yl yabancya konut satlar karlatrldnda, -Ruslar ve Ukraynallar hariç- özellikle yln ikinci yarsndan sonraki düü ivmesi göze çarpyor.
Bloomberg HT’den Begüm Nur Alk’a konuan TSKB Gayrimenkul Deerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, “Konut fiyatlar çok artt, bir yllk zaman zarfnda üç kat art yaand. Bu ister istemez yabanclar için de bir art. Konut fiyatlarndaki art yabanclar için de bir motivasyon kaybna yol açyor olabilir” dedi.
‘Rusya etkisi olmasa durum kötüleebilir’
Konut satlarnda Rusya etkisinin gözlenmesi ise adetlerin daha düük seviyelerde kalmamas adna önemli bir etken.
Rusya etkisi olmasa tablonun daha vahim olabileceini söyleyen Yönel Maya, “Rusya’nn geçen yllardaki sat ortalamalarna bakldnda, adetlerden adetlere çkan bir sat yaplm. Rusya etkisi ile 5 bin bandna çkmak bir baar çünkü toplam içindeki pay yüzde 5’lere gelmi durumda” diyor.
Yabanclar ülkeler aras fiyat kyasna balad
Rakamlarn yükseklii, yabanc yatrmclar için ülkeler aras kyaslamalar da douruyor. Yönel Maya, yabanc konut satlarnda son zamanlardaki en hareketli bölgeleri ise Portekiz, spanya, Yunanistan olarak sralyor.
Konutta youn talep dönemi bitti
Ruslarn eskiden de ilgisinin olduuna deinen stanbul Emlakçlar Odas Bakan Nizamettin Aa ise savan etkisinin en çok kiralklarda görüldüünü belirtiyor.
Youn talep döneminin bittiine iaret eden Aa, “Satlar adet baznda ele almak lazm. Yüzdesel olarak bakmak yanltc olabiliyor” diyor.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de seafoodplus.info'a destek olmak için Google News'te seafoodplus.info'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol