emmeyen bebek annesini tanır mı / Anne ile bebek arasındaki muhteşem bağ - Bebek Haberleri

Emmeyen Bebek Annesini Tanır Mı

emmeyen bebek annesini tanır mı

Bu şaşkınlık ilk bebekler için geçerlidir. Tecrübeli bir anne için emzirme ne kadar doğal bir yöntem olsa da ilk bebeğini doğurmuş bir anne için o kadar yabancı gelebilir. Yeni anne emzirmede acemidir. Bir taraftan bu acemilik, bir taraftan yeni doğum yapmış olmaktan olan ağrılar, diğer taraftan çevredekilerin yardım amaçlı ama bazen işleri daha da karıştıran müdahaleleri ile muhteşem olacağını düşündüğünüz bebeğinizle ilk saatleriniz kabusa dönüştürebilir.  

En güzeli bunu çok önceden araştırmalı, düşünmeli ve planlamalıdır. Henüz hamile iken bebeğinizi nasıl besleyeceğinizi düşünüp emzirdiğinizi sık sık hayal ederseniz doğumdan sonra ilk emzirme anı çok da garip gelmeyecektir. Sizden veya bebekten kaynaklanan sebeplerle emziremeye de bilirsiniz. Bu dünyanın sonu değil. Mama ile de büyüyen bebekler var.  En iyisi nasıl mama yapılacağını ve verileceğini de bilmek.

Bir bebeğin en ideal beslenmesi anne sütüdür.  Neden mi? İşte…….


 

ANNE SÜTÜNÜN FAYDALARI

  • Emzirirken anne ve bebek arasında tarifi imkansız bir bağ oluşur.  Bebek ve anne birbirine bağlanır. Birbirini anlamaya başlar. Bebekte temel güven ve sevgi duygusu gelişir. Daha güçlü bir kişiliğin ilk adımları atılır.

  • Her canlının sütü kendi yavrusu için en güzel besindir (bu arada mamalar inek sütünden yapılır. İnekle de o sütü normalde kendi yavrularına yaparlar sizinkine değil….☺)

  • Sindirimi bebek için en uygun ve en kolay gıdadır. Anne sütü alan bebek bu nedenle çabuk acıkır. Sık sık emmek ister. Anneler bunu çocuğun doymaması olarak yorumlayıp mama verirler. Mama inek sütünden yapılır. İnek sütünün sindirimi zordur. Uzun sürer. Mama bebeğin midesinde lastik gibi bir kıvama gelir. Kolay kolay sindirilmez midesini terk etmez. Bu da “mama verince doyuyor, uzun süre ağlamıyor” diye yorumlanır.

  • Anne sütünün sindiriminin iyi olduğunun göstergesi bebeğin sık sık kaka yapmasıdır. Anne sütü alan bir bebek günde kereye kadar sıvı, süt kesiği gibi altın sarısı bir kaka yapar. Mama alan bebekler genelde kabız olurlar ve sert bir kaka yaparlar.

  • Anne sütünün akışı boyunca içeriği değişir. Başlangıçta tatlı sulu açık mavi renkte bir “ön süt” gelir. Bu bebeğin hevesle memeyi emmesini sağlar. Sonra akış boyunca yağ içeriği artar. Sonuna doğru yağlı “son süt” gelir. Bu da bebekte doygunluk hissi oluşturarak memeyi bırakmasını sağlar. Bebekler bu şekilde doyduğunu bilip şişmanlamaktan korunur.

  • Anne sütünün içeriği bebeğin bütün besin ihtiyacını karşılar. Bebeğin değişen ihtiyacı ile otomatik olarak içeriği değişir. Mükemmel değil mi?. Yani bebeğiniz bebeğiniz bir aylıkken olan sütünüz ile 5 aylık olduğundaki sütünüz içerik olarak aynı değildir.

  • Anne sütünün tadı sizin yediklerinizle değişir. Dolayısı ile bebek yeni şeyler tatmaya alışık olur. Anne sütü alan bebekler daha kolay ek gıdalara geçerler.

  • Beynin % 60’ı yağdan oluşur. Anne sütünde beyin gelişimi için gerekli başka gıdalarda olmayan yağ asitleri vardır. Anne sütü alan bebek daha zeki olur.

  • Anne sütünün içinde besleyici maddelerin yanında büyüme faktörleri vardır. Bebeğin daha hızlı ve güzel büyümesini sağlar.

  • Anne sütünde hastalıklardan koruyan immmunglobilin denen maddeler vardır.  Sütünüzle hayatınız boyu geçirdiğiniz hastalıklarla olduğunuz aşılarınızla elde ettiğiniz bağışıklığı anne sütü ile bebeğinize geçirirsiniz. Anne sütü alan bebek kolay kolay hasta olmaz. Olsa da ağır geçirmez.

  • Anne sütünün önemli miktarı sudur. Anne sütü alan bebeğe su vermeye gerek yoktur. Boş yere ne kadar su versem diye düşünmeye gerek yok.

  • Anne sütü parasızdır. Ama bu bazen anne sütü için dezavantaj olabiliyor. Anne babalar çocukları için para vermenin bir fedakarlık, sonuçta iyi bir davranış olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle bence paha biçilemez olmasına rağmen bize parasız sunulan anne sütü yerine para vererek mama almanın daha iyi olduğunu düşünen anneler olduğunu gördüm.  Hatta en iyi mamanın en pahalısı olduğunu düşünen de çok insan var. Bir ara anne sütü bankası yapılıp para ile anne sütü satılıyordu ve bu sütler çok pahalıydı. Üstelik başkasının anne sütünü vermekte işe yaramaz. Çünkü her annenin sütü kendi bebeği içindir ve onun ihtiyaçlarına göre içeriği ayarlanır. Yani olmasa ne kadar para verirseniz verin anne sütü eşdeğerini bulamazsınız

  • Anne sütü her zaman uygun sıcaklıkta ve kullanıma hazırdır. Biberon, termos, sıcak su barındıran koca bir çanta taşımak zorunda kalmazsınız. Biberon temizlemek hayatımda bildiğim en sıkıcı işlerden. Hiç biberon kullanmadan ve yıkamadan bebeğinizi büyütebilirsiniz.

  • Anne sütü alan bebeklerin çene gelişimi daha iyi olur.

  • Anne sütü alan bebeğin ilerde kalp, şeker, tansiyon hastalığı ve kanser olma ihtimali azalır.

  • Annelerin vücuduna özellikle bel bölgesine hamilelik boyunca 3 kg yağ depolanır. Anne doğumdan sonra emzirirse bu yağlar çok kolay eriyerek anne eski haline döner. Emzirmezse alınan kilolar kalıcı olur.

  • Mamaların birçoğu içeriğinde koruyucu katkı maddeleri içerir. Bu katkı maddeleri çocuk için zararlıdır.

  • Biberonlar ve emziklerinden de mamaya vücutta hormon görevi  dişilik hormonu gören bisfenol A gibi maddeler ve bakteriler karışır..

  • Mamalardan da bakteri bulaştığı gösterilmiştir. Dünya sağlık örgütü (WHO) mamaları en az 70 derece su ile hazırlamasını öneriyor.

                                                     NASIL EMZİRİLİR?

  1. Bebeğinizi doğumdan sonra ne kadar erken emzirmeye başlarsanız sütünüz o kadar çabuk gelir. İdeali doğumdan sonraki ilk yarım saat veya bir saattir. Bebek bu sırada uyanık ve emmeye isteklidir. Sonra bir uykuya dalar. Uyanması saatti bulur.

  2. Bebeğinizi kucağınıza alın. Emzireceğiniz meme tarafındaki elinizle bebeği kalçalarından tutun.

  3. Bebeğin göbeği göbeğinize bakacak ve dayanacak şekilde kendinize yaklaştırın. Yüz direk memeye baksın. Ben buna akılda kalması için “göz göze, göbek göbeğe emzirme” diyorum.

  4. Meme başını dudağının kenarına dokundurun. Ağzını kocaman açıp aranmaya başlayacaktır. Buna “arama refleksi” denir.

  5. Meme başının kahverengi kısmının çoğunu bebeğin ağzına verin. Bebeğin burnunun ucu memeye değsin. Merak etmeyin burnu tıkanmaz. Tıkanırsa kendiliğinden emzirmeyi bırakır zaten. Bunu emerken burnunu tutarak deneyebilirsiniz. ……….gördünüz mü? Boğulmuyormuş değil mi?

  6. Lütfen işaret parmağınızı memenizin üstüne değil altına koyun. Meme ucunu öyle iki parmağınız arasında sigara tutuyor gibi tutmayın. Üstten gelen süt kanallarını tıkayıp süt gelmesini engelliyorsunuz.  

  7. Emzirirken dik oturun,  bebeğin üstüne eğilmeyin. Bebeği kendinize çekin.  Omurganız bir manken edası ile dimdik olsun. Arkanıza yaslanın. Bacak bacak üstüne atın. Anne oldunuz. Hak ettiniz siz bunu. Böylece bel ve boyun ağrıları ve bel- boyun fıtığı gibi dertleriniz olmaz.

  8. Bebeği bir memede 5 dakikadan az, 20 dakikadan fazla tutmayın. Uyuyup kalmasına da izin vermeyin. Emzirirken konuşun, okşayın. 20 dakika dolunca memeyi bıraktırın. Bırakmıyorsa meme ile ağzının arasına serçe parmağınızı sokun. Meme ucunuzu acıtmadan bırakacaktır.

  9. Gazını çıkarınki midesindeki yer kaplayan hava çıksın. Öbür memeyi daha çok emebilsin. Gaz çıkarma işini gözünüzde büyütmeyin.  Kucağınızda biraz dik tutarsanız gazı varsa çıkar. Yoksa çıkmaz. Sırtından tost yapar gibi göğsünüze veya omzunuza bastırmanıza gerek yok.

  10. Hadi şimdi diğer memeyi en az 5 en fazla 20 dakika emzirin. Muhtemelen 20 dakika olmadan uyuyacaktır zaten. Gazını çıkarıp yerine yatırın.

  11. Her emzirmede son bıraktığınız memenizden başlayın. Neden? (sorulmasından en çok mutlu olduğum soru ☺)Çünkü tam olarak boşalan meme çok süt yapar. İlk emzirdiğinizi tamamen boşaltırsınız. İkinci meme boşalmadan bebek doyup uyuya kalacaktır. Bir dahaki emzirmede önceden son emzirdiğiniz memeden başlarsanız her iki memenin de boşalmasını garantilersiniz. Meme büyüklükleriniz eşit olur. Eğer bir memenizi seçip daha fazla emzirirseniz o memeniz büyür diğeri daha küçük kalır.

  12. Ne kadar aralıklarla emzireceksiniz?    Bu aslında bebeğinize bağlıdır. Bebeğiniz eğer zamanında ve normal kiloda doğmuş ise yeterli yağ ve su deposu ile doğmuştur. Bebekler ödemli yani şiş doğarlar. O yüzden yeni doğan bir bebeğin yüzü sandığınız gibi porselen bebeklere benzemez, genelde patates gibi yamru yumrudur. İlk günlerde yeterli emmeseler bile bu yedek su deposundan idare ederler. Sırtlarında kahverengi yağ dokusu vardır ve bu bizim sarı yağ depolarımızdan daha çok enerji verir. Bu da ilk günlerdeki enerji ihtiyaçlarını karşılar. Yani zamanında ve normal kiloda doğan bir bebek için emmezse de çok endişelenmeye gerek yoktur. Ağladıkça emzirilebilir. Ama 3 kg dan az doğmuş, erken doğmuş veya 4 kg dan fazla doğmuş, annesi şeker hastası olan bebeklerin sık beslenmesi sıkı kilo ve kan şekeri gerekebilir. Küçük olanların su ve yağ depoları yetersiz olduğu için susuz kalabilir kan şekeri düşebilir. Fazla kilolu olan veya annesi şeker hastası olan bebeklerin de kanlarında insülin fazla olacağından kan şekeri düşebilir. Sık beslemek kilo ve kan şekerini takip etmek gerekir. Önceden doğumdan sonra anne ve bebekler 5 gün hastanede takip edilirdi. Maalesef artık sezeryan ameliyatlarından sonra bile ertesi günü taburcu ediliyorlar. Gerekli takip yapılamıyor. En güzeli taburculuktan sonraki en kısa zamanda bir doktorun takibine girip sık kontrol olmasını sağlamak. Doğumdan sonraki ilk günlerde %10 kilo kaybı normalidir. Bebekler genelde önce kilo kaybedip gün doğum kilolarına geri dönerler.  Eğer bebek Günde normal doğum kilosuna ulaştıysa artık saatte bir uyandırıp beslemek yerine bebeğin kendiliğinden uyanıp ağlaması beklenmelidir. Buna da “Bebek liderliğinde emzirme” diyoruz. Unutmayın “AĞLAMAYAN BEBEĞE MEME VERİLMEZ”.


 

ANNE SÜTÜ MÜ? MAMA MI?

Mamalar her ne kadar üstün teknoloji ile üretilmiş olsa da anne sütünün yerini asla tutamaz. Çünkü her canlının sütü kendi türüne özgü bileşimde yaratılmıştır.  İlk 6 ayda “sadece” anne sütü almak her bebeğin en temel hakkıdır ve bebekler bu haktan mahrum edilmemelidir. Tabi ki bebek mamaları zehir değil, onlar da gerekli. Ama “gerçekten” ihtiyaç olduğu zaman..

Bebek ile anne arasında sevgi bağı kurmanın en iyi iletişim yolu olan emzirmeden ; bebeğe ilk 6 ay gereken tüm besinleri içerisinde barındıran mucize anne sütünden kim, neden vazgeçiyor? Neden mamaya geçiliyor? İşte benim gördüğüm nedenler:

    Birçok bebeğe doğar doğmaz doğduğu hastanede biberonla mama verildiğine, anne sütü geldikçe verilen mama miktarı azaltılacağına artırılarak devam edildiğine tanık oluyorum. Emzirme başarılı olmaz ve ya yeterli gelmez ise bebek su kaybedeceğinden kandaki tuz oranı artar ve susuzluk ateşi dediğimiz ateşlenme oluşur. Bu durum uzun sürerse bebeğin beyni ve böbrekleri susuzluktan zarar görür. Böyle bir durumla karşılaşmamak ve sorumluluk almamak için baştan önlemini almak niyetiyle anne ve bebeğe fırsat tanınmadan mamaya başlanıyor. Bebek, anne ve sağlık personeli kolay olan biberon ile besleme yöntemini kullanıyor.

”Anne sütüne takviye veriyoruz”  demeyin. Anne sütü emdikçe gelir. Meme boşaldıkça süt üretimi olur. Emzirirken aynı zamanda mama takviye edilirse bebeğin midesi mama ile dolar. Midesi mama ile dolu olan bebek git gide daha az annesini emer ve daha az emdikçe süt daha az salgılanır, anne sütü gerçekten yetmemeye başlar. Sonunda tamamen mamaya dönersiniz. Anne sütü kaybedilir.

Benim sütüm yetmiyor” ve ya “sütüm yetiyor mu acaba” diye kuşku duyan anneler! Süt yapımı memede değil beyinde başlıyor. Olumlu düşünce çok etkilidir. “Sütüm yetmiyor” dediğinizde yetmeyecektir.  “Niye yetmesin, yetecek” şeklinde olumlu düşünmelisiniz. Emmek bebeğin doğumuyla birlikte getirdiği doğal bir reflekstir. Bu refleks doğru teknik ve yöntemlerle desteklenmelidir.

Doğumdan sonraki ilk 10 gün iki-üç günde bir kilo kontrolü yapılarak doğum kilosunun %10’unu aşan bir kilo kaybı yoksa sadece emzirme ile devam etmek doğru olandır. Biz doktorlar, her kilo kontrolünde emzirmeyi de muayenenin bir parçası olarak görüp anneyi bu konuda yönlendirmeli ve doğru tekniklerle desteklemeliyiz. Sadece doğru teknik ile bir bebeğin kilo artışının sağlandığını gördüm. Eğer kilo kaybının fazla olduğu ve anne sütü yeterli miktara ulaşılıncaya kadar mama ile desteklemek planlandıysa da, bu mama biberonla verilmemelidir. Çünkü meme emmekle biberon emmek farklı bir yöntemdir. Geçici bir süre de olsa bebek biberon kolaylığını keşfedince meme emmeyi bırakabilir.

Peki mamayı biberonsuz nasıl verebiliriz? Benim yıllardır kullandığım bir yöntemim var. Bebek annesini emerken iğnesini çıkardığınız ve içini mama ile doldurduğunuz şırınga ile bebeğin dudak kenarından mamayı veriyorsunuz. Bebek annesinin sütünün geldiğini düşünerek memeyi daha iştahla emiyor ve süt üretimini daha fazla uyarmaya başlıyor. Böylece biberonla tanışmamış oluyor ve memeye karşı isteği artıyor. Bu yöntemin mamanın bir kısmının dışarı akması, bebek ve annenin üzerinin kirlenebilecek olması gibi olumsuz yönleri de var tabi ki. Bu olumsuz durumun bile bir artısı var. Bir süre sonra zor gelecek ve annenin sadece emzirerek devam etmesini sağlayacaktır. Bebek de böylece sadece anne sütü ile beslenmeye deva edecektir. Daha zeki, sağlıklı, özgüvenli, anne ile bağı daha güçlü bebekler olacaklardır.

İlk başta biraz zorlanılmasına karşın, biz doktorların desteği ve emzirmenin zamanla getirdiği tecrübe sayesinde emzirmenin aslında çok kolay bir işlem olduğunu anlayacaksınız.


 

BEBEĞİNİZİ BAŞARILI BİR ŞEKİLDE EMZİRMENİZ İÇİN BAZI İPUÇLARI

  • Öncelikle anne sütünün bebeğiniz için en ideal besin olduğuna inanmanız gerekli. Bunun için anne sütünün yararlarını okuyabilirsiniz.

  • Emzirmeyi bir zevk olarak görmek gerekir. Bu bir anne ile bebeğinin en yakın olduğu andır. Çocuğunuzun başka hiçbir döneminde bu kadar özel bir paylaşımınız olmayacak. Eğer emzirmek hoşunuza girmedi ise size bir işkence gibi ve gereksiz geliyorsa mama verebilirsiniz. İstemeden emzirmek yerine sevgi ile verilen mama daha iyi olabilir. Çünkü bebek sizin ne hissettiğinizi algılar.

  • Uygun teknik ile emzirmek gerekir. Bunun için emzirme tekniğini okuyun ve uygulayın. Böylelikle bebek daha çok ve rahat emecek. Sizin de sırt ve boyun ağrınız olmayacak.

  • Bol su için. Günde en az litre. En iyisi içeceğiniz su miktarını bir sürahiye doldurarak bütün gün bunu bitirmek için düzenli su için.   

  • Beslenmenize dikkat edin. Bu çok yiyin, her önünüze geleni yiyin, tatlılara dalın demek değil. Normalde yediğinizin beşte biri fazla yeseniz yeter. Boşuna kilo almayın sonra verirken zorlanırsınız. Zaten hamilelik boyu bel çevrenize 3kg yağ sırf emzirme için depo edildi. Bu nedenle sırf süt olsun diye aşırı ve karbonhidratlı yemeyin. Yumurta et süt ve süt ürünleri, bakliyat gibi proteinli gıdalar taze sebze ve meyve gibi vitaminli gıdalar, tam buğday ekmeği, bulgur pilavı gibi komleks karbonhidratlar tüketmeye çalışın. Böylelikle doğumdan kalan kilolarınızı da sağlıklı bir şekilde verebilirsiniz.

  • Evde hapis kalmayın  

  • Odadaki kalabalığı azaltın. Siz ve bebeğiniz bu erken dönemlerde emzirme seanslarına konsantre olmalısınız ve mümkün olduğunca az konuk ağırlamalısınız. Maalesef bizim geleneklerimiz de bebek olduktan sonra bitmek bilmeyen hayırlı olsun ziyaretleri var. Aslında bu geleneğin altında anne ve bebeği yoklamak, ihtiyaçları varsa karşılamak, muhtemelen loğusa depresyonunda olan anneyi yalnız bırakmamak.  Gelen ziyaretçilere “hoş geldiniz” dedikten sonra müsade isteyip odanıza dinlenmeye çekilebilirsiniz. Siz loğusasınız. Dinlenmeye ihtiyacınız var, bebeğinizin de annesinin ilgisine ve sütüne. Kimsenin bunu “ayıp” olarak nitelendirmeye hakkı yok. Böyle yapmanız bayanlar günü haline gelen loğusa ziyeretlerinin kısa tutulmasını sağlayacaktır.

  • Bez değişikliği yapın. Bebeğiniz biraz sakinleştiğinde bir değişiklik yapmanın zamanı gelmiştir. Temiz bir bez beslenme saatini daha rahat bir hale getirir ve hemen sonra bez değiştirme ihtiyacını ortadan kaldırır. Ancak geceleri gerekmediği sürece bez değiştirmeyin;bu tip bir müdahale bebeğin uykusuna dönmesini güçleştirir.

  • Rahat bir pozisyon bulun. Kas ağrıları ve yaygın vücut ağrıları büyümekte olan bebeği taşıyan yeni anne babalar için bir meslek hastalığı sayılabilir. Bebeği garip bir pozisyonda beslemek problemi daha da arttırır. Bebeği memeyle ya da biberonla beslemeye başlamadan önce sırtınıza ve bebeğin altında kalan kolunuzun altına yeterli destek sağlayarak konforunuzu sağlamaya çalışın.        

  •  Bebeği rahatlatın. Bebeği çok sıkı sarmalamışsanız beslenme sırasında gevşetin. Beslenmek koşmak gibidir. Bebek terler. Emzirmeden önce üstündeki giysileri inceltin. Hırkası varsa çıkarın. Battaniye ile sarmayın. Bebeği terletmeyin  

  • Çığlık atan bebeği sakinleştirin. Bu şekilde bebek emme olayına konsantre olamaz. Yumuşak bir şarkı söylemeyi ya da biraz sallamayı deneyin. Sesiniz kötüyse bile aldırmayın!

 Emzirmeyi mekanik bir olay gibi yapmayın. Ruh da katın. Bebeğinizle temas kurun. Bebeğinize ellerinizle okşayın gözüne bakın, konuşun. Öğünlerin sadece bebeğinizin günlük besin ihtiyaçlarının değil aynı zamanda anne sevgisi ihtiyacını karşıladığını da unutmayın.
 •  Geğirme molası verin. Meme değiştirirken ya da biberon yarılandığında bebeğinize düzenli geğirme molaları verin. Bebeğiniz emmeyi vaktinden önce kesiyorsa yine geğirme molası verin. Neden mi? Gayet basit: bebeğinizin minik karnını dolduran yemek değil gaz olabilir.

       Zamanla bebeğinizin emişinde değişiklikler olabilir. Önceleri saatte bir beslenen bebek zamanla daha sık ya da daha seyrek emmek isteyebilir. Bu sizi endişelendirmesin. Sütünüzün azaldığını ya da bittiğini düşünmeyin. Süt rezervi düzenli kullanılmakla kurumaz. Hatta bebeğiniz emdikçe göğsünüz süt üretir. Bebeğinizi memenize daha sık yönelten olay büyüme veya iştah artışıdır. İştah artışı en çok üçüncü haftada, altıncı haftada ve üçüncü ayda görülür. Bazen önceleri geceleri uyuyan bebek büyümesi hızlandığı için uyanıp emmek ister. Bu durumda, bebeğin aktif iştahı annedeki süt yapımını sürekli arttırarak ihtiyacını karşılayacaktır. Böyle durumlarda sadece rahatlayın ve bebeğinizin ihtiyacına karşılık vermeye çalışın. Bebeğin iştahını karşılamak için mama vermeye başlamayın, çünkü birden emzirmeyi kesmeniz süt miktarını azaltır ve bebekte daha kolay emeceği biberona yönelir. Eğer işe geri dönmeniz gerekiyorsa, bu bebeğinizi saat emziremeyeceksiniz demektir. Bu süt üretiminizi azaltır. Bunu önlemenin yolu bebek yanınızda olmadığı zamanlarda en az 3 saatte bir sütünüzü sağmanızdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Orijinal ismi: My newborn has never really gotten the hang of nursing. How can I get him back to the breast?

Çeviren: Elmas Orhan


Yeni doğan bebegin emmeye isteksiz olmasının bir çok sebebi olabilir. (eğer bebeğiniz artık yeni doğan değilse sıkça sorulan sorulardaki emmeyi reddetme (nursing strikes) kısmına bakın.

Karen Zeretzke aşağıda isteksiz emen bebek tiplerinden örnekler veriyor.

  • Memeye karşı koyan bebekler
  • Memeye kavga edercesine karşı koyan bebekler
  • Memeye tutunamayan bebekler
  • Memede tutunup kalamayan bebekler
  • Memede emme hareketini yapmayan bebekler

Bebeğinizi memeye tekrar alıştırmak sabır ve ısrar gerektirir. Eğer yeni doğan bebeğiniz memeye tutmazsa doğumdan hemen sonraki bir kaç saat icinde kolostrum&#;u sağmaya baslamanız gerekiyor. Elle sağabilir yada pompayi tercih edebilirsiniz. Şunu bilin ki kolostrum az miktarda oluşur. Ama bu az miktardaki kolostrum dahi saklanmalı ve bebeğe kaşıkla, damlalıkla ya da emzirme şırıngası (enjektor) ile verilmelidir. Bebeğiniz emmediği sürece, memelerin şişmesini önlemek ve bebek etkili bir şekilde emmeye başladığında süt üretimini temin etmek için düzenli bir şekilde sütün sağılması çok önemli. Memelerin şişmesi bebeğin etkili bir şekilde memeyi tutmasını daha da zorlaştıracaktır.

Bebeğin beslenmesi aynı oranda önemli. Eğer bebek uzun süre beslenmezse su kaybına uğrayabilir yada memeyi tutmak için çok bitkin düşebilir. Bebek doğru bir şekilde emmeyi öğrenmeden emzik ve biberon gibi nesnelerle yanlış emme biçimlerine alıştırılmaması gerekir.

Bu konuyle ilgili üyelerimizden Carol Brussel in NEW BEGINNINGS isimli aylık dergimizde yazdığı "When A Baby Won't Nurse," (Bebek Emmediği Zaman) çok faydalı bir makaledir. Bu makalede bebeği emmeye alıştırmanın püf noktaları şöyle sıralanmıştır:

  • Bebeğinizi emzirmeyi bebek uyurken yada çok uykusu gelip uyumak üzereyken geceleri veya gündüz uykuları sırasında deneyin.
  • Değişik emzirme pozisyonlarını deneyin (örnekleri gör). Bazı bebekler bir pozisyonda memeyi reddedebilir ama diğer pozisyonda emer.
  • Hareket halinde iken emzirin.
  • Sessiz, karanlık bir yerde yada dikkatin dağılmayacagi bir yerde emzirin.
  • Bebeğe daha fazla ilgi gösterin ve her ikiniz için de rahatlatıcı etki sağlamak için teniniz beğeğin tenine değsin.
  • Mümkün oldukça meme verirken belden yukarı kıyafetlerinizi çıkarın, bebeği de sadece beziyle bırakın. Eğer oda soğuksa şal yada battaniye kullanın.
  • Bebeği emme denemeleri sırasında kendinize yakın tutmak için sling veya benzeri taşıyıcılar kullanın.
  • Sakinleşmek için beraber ılık banyo yapabilirsiniz.
  • Birbirinize daha yakın olmak ve emzirme denemeleri için daha çok fırsat yaratmak amacıyla beraber uyuyun.

Daha detaylı bilgi için, lütfen Karen Zeretzke nin yazdığı "Helping a Mother with a Baby Who Is Reluctant to Nurse" (Emmek istemeyen bebeği olan anneye yardım) isimli içinde bebekleri emmeye alıştırmak için bir çok öneriler olan makaleyi okuyun. Zamanınız olduğunda okumanız ya da bu fikirleri doktorunuzla paylaşmanız çok faydalı olacaktır. Kütüphanemizde bulunan &#;The Breastfeeding Answer Book &#; Third Edition&#; (Emzirme El Kitabı - 3. Baskı) da da ilave öneriler bulunmaktadır.





Eğer bütün bu öneriler denemenize rağmen size işe yaramıyor gibi geliyorsa, bölgenizdeki LLL Lideri size destek verebilir ve daha başka öneriler sunabilir. Sadece  konuşabileceğiniz birisinin olması bile stresi azaltacak ve hem sizin hem de bebeğinizin rahatlamasına yardım edecektir.

Sağlık Rehberi

Prematüre Bebek: Eve Dönüş


Normal gebelik süresi annenin son adet kanamasının ilk gününden doğuma kadar geçen süredir. Bu süreyi tamamlamadan gebeliğin haftasından önce doğanlar prematüre yenidoğanlar olarak adlandırılmaktadır. Gebelik haftası ve doğum ağırlığı azaldıkça uzun ve sabır gerektiren bir yenidoğan süreci bu bebekleri ve ailelerini beklemektedir. Prematüre bebekler gün geçtikce büyüyüp gelişecek, yoğun bakım ihtiyaçları azalarak taburculuğa hazırlanmaya başlayacaktır. Ağızdan beslenmeyi tam başarması, düzenli kilo alması, oda ısısında vücut sıcaklığını koruyabilmesi ve düzenli solunum yapabilmesi prematüre bebeğin eve gitmeye hazır olduğunun en önemli göstergelerdir. Bir yandan bebekler taburculuğa hazırlanırken diğer yandan da ailelerin bebeğine evde bakabileceğine dair güvenin sağlanması gereklidir. Hastanede yatarken bebeğinizi görmek, bakımına ve beslenmesine katılmak güven duygunuzu artıracaktır.

Kanguru bakımı dediğimiz ten-tene temas, yenidoğan yoğun bakımda olduğu kadar eve taburcu olan prematüre bebeğin üzerinde de fayda sağlamaktadır. Bebek sadece altı bağlanmış ve başına bir başlık giydirilerek ebeveynin göğsü üzerine dikey şekilde yerleştirilir. Bu fiziksel temas ile bebeğin solunum ve kalp ritmi olumlu yönde etkilenir. Anne sesi ve mırıldanması, bebeğin nörolojik ve zihinsel gelişimini sağlar. Vücut ısısının korunması ve ebeveynler ile bebek arasında arasında güçlü bir bağ kurulması sağlanır.

Eve dönüşün ilk günleri bazı zorluklar ve ev yaşantınızda değişikler meydana getirebilir. Bebeğinizin uyuduğu zamanlarda uyumanız, bakımını eşinizle birlikte paylaşmanız ve  mümkünse evinize hiç ziyaretçi almamanız sizleri rahatlatabilir.

 Bebeğiniz taburcu olup eve geldikten sonra 3 farklı dönemle karşılaşabilirsiniz. İlk döneme ‘’öfori’’ dönemi denir ve yaklaşık ilk 6 haftalık süreyi içerir. Bu süreçte ebeveynler anne-baba olmanın mutluluğunu yaşarlar. İkinci dönem 6 aya kadar süren ‘’ mutsuzluk’’ dönemidir. Bu dönemde aileler bebeklerinin küçük olduğunun ve gelişmelerinin diğer bebeklere göre geri olduğunun endişe ve stresini yaşarlar. Son dönem olan ‘’kabullenme dönemi’’ ise bebeklerini olduğu gibi kabul ederek normal hayatlarına döner ve endişeleri azalmaya başlar. Bebeğin gelişmesi ve büyümesi normal veya hafif gelişme geriliği varsa kaygı ve stres daha az yaşanmaktadır.

Evde beslenme

Yeterli beslenme sadece kilo ve boy artışı için değil, beyin gelişimi için de gereklidir. Prematüre bebekler zamanında doğan bebeklere göre daha sık ve daha uzun sürede beslenirler. Ancak, her bebek birbirinden farklıdır ve kendi ihtiyaçlarına göre beslenmek isteyecektir. Bebek beslenmesini yorulmadan ve akciğerlerine kaçırmadan yapabilmelidir. Emme ve yutma uyumu açısından bebeğinizi beslerken çok dikkatli ve sabırlı olmalısınız.

Anne sütü prematüre bebekler için en ideal besindir. Bebeğiniz yoğun bakımda yatarken bile anne sütünü sağmanız ve steril anne sütü biriktirme poşetlerinde buzdolabında saklamanız sütünüzün devamlılığının sağlanması bakımından çok değerlidir. Bebeğiniz taburculukta uygun tartıda ve anne sütü ile besleniyorsa anne sütü ile beslenmeye devam edilmesi,  sütünüz az ve prematüre maması ile besleniyorsa miadına kadar prematüre maması ile beslenmesi, haftaya ulaştıktan sonra ise standart mama ile beslenmesi uygundur.  Anne sütü bozulmadan oda ısısında 3 saat, buzdolabında dondurmadan (+1 ve +4° C) 3 gün, ‘’no frost’’ buzlukta 3 ay, derin dondurucuda ( °C’nin altında)  6 ay saklanabilir. Anne sütü beslenmeden saat önce oda sıcaklığında bekletilerek veya benmarie usulü ılıtılarak verilebilir. Eritilmiş anne sütünü 1 saatten fazla oda ısısında bırakmayınız ve tekrar dondurmayınız.

Bebeğiniz başını sağa sola çevirerek arandığında, parmaklarını ve elini emmeye başladığında  ve her istediğinde besleyebilirsiniz. Önceleri dakika süren beslenme süreleri bebeğiniz büyüdükçe daha kısalacaktır. Beslendikten sonra az miktarda kusma olabilir. Bebeğiniz yeterince tartı alıyorsa, fışkırır tarzda veya bol miktarda değilse endişelenmeyiniz.

Yeterli beslenen prematüre bebekler 24 saatte en az kez idrar yaparlar. Dışkıları yumuşak, pürtüklü ve sarı renktedir. Taburculuktan sonraki ilk hafta içinde yapılan kontrolde tartı alıp almadığının belirlenmesi yeterli beslenmesinin en güzel göstergesidir. Bebeğinizin düzeltilmiş yaşı 6 ay civarına ulaştığı zaman diğer bebekler gibi katı gıdalar yedirmeye başlayabilirsiniz. Vitamin ve demir gereksinimleri için damlalar kullanmalısınız.

Uyku zamanı

Beyin gelişimi için uyku çok önemli ve gereklidir. Prematüre bebekler günde ortalama saat uyurlar. Düzenli uyku uyanıklık döngüsünün gelişimi haftalarca uzayabilir. Gece uyuyacağı zaman bazı bebekler için ışıkları söndürmek ve çevredeki sesleri azaltmak etkiliyken, bazı bebekler için gece lambası ve müzik dinletmek uykuya dalmasını kolaylaştırabilir. Bebeğinizi okşayarak yanında olduğunuzu gösterebilirsiniz ancak mümkün olduğunca aynı yatakta uyumamalısınız. Özellikle yenidoğan döneminde doğru uyku alışkanlığı geliştirmek ve devam ettirmek önemlidir. Siz nasıl uyumayı öğretirseniz onu öğrenirler,  bebeğinizi sallamadan uyutmaya alıştıralım.

Bebeklerde ‘Ani Bebek Ölümü Sendromu’ riski yüzüstü ve yan yatanlarda daha fazla görüldüğünden sırtüstü yatırılmalıdır. Bebeğinizin yatağı içinde oyuncak, battaniye vb olmamalı, çarşaf gergin olmalı, kundak yapılmamalı ve yastık kullanılmamalıdır.

Gaz sancısı

Doğumdan sonraki ilk 3 ayda, 3 haftadan fazla, haftada en az 3 gün, günde 3 saati geçen huzursuzluk ve ağlama nöbetleri varsa bebeğinizde ‘’kolik’’ dediğimiz gaz sancısı olabilir. Bebeğe masaj yapmak, araba ile gezdirmek, ninni söylemek ve banyo yaptırmak kolikte geçici rahatlama sağlayabilir. Bebeğiniz geliştikçe kendiliğinden geçeceği için endişelenmeyiniz.

Banyo zamanı

Banyo yapmak hem anne-bebek iletişimi hem de bebeğinizle eğlenceli vakit geçirmeniz açısından önemlidir. Bebeğinizin önce baş, sonra vücudunu yıkayabilirsiniz. Banyo yaptırdığınız odanın sıcaklığı °C, suyun sıcaklığı ise °C olmalıdır. Suyun kaç derece olduğunu ölçmek için bebek banyo termometresi kullanabilirsiniz. Termometre yoksa dirseğinizi suya batırarak suyun sıcaklığını ayarlayabilirsiniz. Banyo sırasında ve sonrasında  bebeğinizin üşümemesine dikkat edilmelidir.

Enfeksiyondan koruma

Prematüre bebeklerin bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmediğinden enfeksiyonlara çok açıktırlar. Solunum cihazında kalan, oksijen tedavisi alan ileri derecede prematüre bebekler solunum yolu enfeksiyonları açısından da risk taşıyabilir. Normalden daha huzursuz, beslenmesi azalmış, vücut sıcaklığı artmış veya azalmış, kusması artmış, daha sık ve sulu dışkılayan, solunumu düzensiz olan ve kolay uyandırılamayan bebeklerin çocuk hekimi tarafından muayene edilmesi gereklidir. Bebeğe dokunmadan önce el temizliğine dikkat edilmesi, kalabalık ortamlardan uzak durulması, evde sigara içilmemesi, odanın sık sık havalandırılması, grip veya ateşi olan kişilerle temas edilmemesi enfeksiyon riskini azaltmak için alınacak bazı tedbirlerdir.

Göz taraması

Bebeğin göz damarlarının tam gelişmeden doğmuş olması prematüre retinopatisi (ROP)  olarak bilinen göz sorunlarına yol açabilir. Bebeğinizin doğum ağırlığı ve gebelik haftası ne kadar küçükse bu sorunun gelişme riski de o kadar fazladır. Bu nedenle, 32 haftadan önce doğan veya doğum ağırlığı gramdan daha az olan tüm prematüre bebeklere göz hekimi tarafından göz dibi muayenesi yapılmaktadır. Bir sonraki kontrol ve izlemi ilk muayene sonucunda her bebek için farklı aralıklarla gerekebilir. ROP varsa gerileyene veya damarlanma tamamlanıncaya kadar göz dibi muayenelerine devam edilmelidir. Görme kayıplarına ve körlüğe yol açabilen bu hastalıkta erken teşhis tedavinin başarısı açısından çok önemlidir. Ayrıca, şaşılık ve kırma kusurları açısından da göz muayeneleri düzenli yapılmalıdır.

İşitme taraması

Prematüre bebeklerde sinirsel işitme kaybı riski nedeniyle ilk test olarak beyin sapı işitsel uyarı testi (ABR) yapılması önerilmektedir. Çok küçük prematürelerin yoğun bakım süreçlerine göre ilk 3 ay içinde tanı testlerinin tamamlanması ve 6. aya kadar tanı sonrası cihazlama ve rehabilitasyona başlanması gerekmektedir. İşitme kaybının neden olabileceği dil, mental, psikolojik ve sosyal gelişim bozukluğunu engellemek için erken tanı ve tedavi önemlidir.

Topuk kanı tarama testi

Ülkemizde bebeklerin topuklarından özel bir filtre kağıdına alınan birkaç damla kan ile fenilketonüri, doğuştan hipotroidi, biyotinidaz eksikliği ve kistik fibrozis hastalıkları taranmaktadır. Prematüre bebeklerde en az saat beslendikten sonra alınmalıdır. Taburculuk öncesi mutlaka her bebekten topuk kanı alınmalıdır. Tarama testinde herhangi bir şüpheli durumda aileye haber verilerek daha ayrıntılı testlerin yapılması gerekebilmektedir. Bu tarama testi ile bebekte oluşacak zeka geriliğinin, beyin hasarlarının, geri dönüşümsüz zararların ve bebek ölümlerinin engellenmesi amaçlanır.

 Araba koltuğu

Araba ile yolculukta bebekler daima araba koltuğunda taşınmalı, kucağa alınmamalıdır. Bebeklere özgü üç noktadan bağlantılı veya beş noktadan bağlantı sistemli değiştirilebilir özellikte olmalıdır. Bebeğin nasıl oturtulacağı ve uygun pozisyon taburculuk öncesi eğitimde verilmelidir.

 Aşı zamanı

Hepatit B ve tüberküloz aşısı olan BCG aşısı hariç zamanında doğmuş bebeklere yapılan aşı takvimine uygun tam doz aşılanırlar. Prematüre bebekte ilk hepatit B aşısı annede hepatit B taşıyıcılığı yoksa 1. ayın sonunda veya bebeğin tartısı grama ulaştığında yapılır.  Annede hepatit B taşıyıcılığı varsa prematüre bebeğin doğum haftası ve kilosu ne olursa olsun doğumda mutlaka hepatit B aşısı yapılmalıdır. Ayrıca, doğumdan sonraki ilk 12 saat içinde  hepatit B immünglobulin de uygulanmalıdır. BCG aşısı ise takvim yaşı en az 2 ay ve gram olduktan sonra veya 34 haftayı tamamladıktan sonra yapılmalıdır. Doğum haftası küçükse ve konjenital kalp hastalığı varsa akciğer enfeksiyonlarına neden olan RSV( Respiratuar Sinsityal Virüs) mikrobuna karşı immunglobulin yapmak gerekebilir. Prematüre doğan bebeğin boğmacaya karşı korunması için önerilen koza stratejisi ile bebeğin bakımı ile ilgilenen kişilerin özellikle anne ve babanın aşılanması çok önemlidir. Ülkemizde aşı takviminde olmayan ancak viral ishal nedeni olan rota virüsüne karşı aşılanma da ailelere bilgilendirilmelidir. Diğer aşılarınızı TC Sağlık Bakanlığı aşı takvimine göre devam edebilirsiniz.

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

ÇALIŞAN ANNE EMZİREBİLİR Mİ?

Uzm. Dr. Pınar Boncuk Dayanıklı

Günümüzde bebek doğduktan bir süre sonra çalışmaya dönen annelerin sayısı oldukça kabarık. Değişik milletlerde yapılan araştırmalar işe dönme süresi ne kadar gecikirse, toplam emzirme uzunluğunun o kadar arttığını gösteriyor ancak etrafımızda tam zamanlı çalışarak sütü devam ettiren bir çok anne var. Çalışmak emzirmenin katili olarak görülmemeli! Sadece biraz daha program yapmak gerekiyor, o kadar…

Nasıl hazırlanmalı?

Annenin bebeğiyle geçirdiği ilk haftalar boyunca yapacağı en önemli ve değerli şey, bebeğini olabildiğince sık emzirmek, anne-bebek bağını kuvvetli bir şekilde kurmak ve geçirdiği her anın kıymetini bilmektir. İstemeden de olsa yapılan en büyük yanlış, haftalar sonra işe döneceği düşüncesine saplanıp sıkıntıya girmek, kendini bebeğe verememek, bir an önce süt biriktirme telaşına girmek. Tüm anneler! İşe döneceğiniz zaman dönersiniz. Dönmeden bir iki hafta önceden, göğsünüzü dolu hissettiğiniz zamanlarda  biraz süt sağmaya başlar, biriktirirsiniz. Buna aylar önce başlamaya gerek yok. Bebeğin o sütü nasıl alacağına da çok takılmayın. Bebeğiniz aç kalmaz. Önce biraz nazlansa da, sütü kaşıkla, kadehle, biberonla mutlaka içer. İşe dönmeden önce biberon alıştırmaları yapmak da çok lüzumlu değil.

Sütün erken dönemde nasıl arttırılacağına gelince: İlk haftalar, süt üretiminin şekillendiği haftalardır. Yani bebeğinizi ne kadar sık ve doğru (etkin emmeyen bir bebek, hem büyümez, hem de sütü boşaltamadığı için, süt üretimi giderek azalır, ve memede başka sorunlar baş gösterir) emerse o kadar sütünüz artar. Yenidoğan bir bebeğin günde kez emebileceğini bilmeliyiz. Bu erken dönemde emzirme başarılı başlarsa, sütün miktarıyla ilgili bir endişe duymaya yer yoktur. Bebeğinizin yeterli beslendiğini, kirlettiği bez sayısıyla (hem idrar, hem kaka) ve  huzurlu uykusuyla anlayabilirsiniz. Daha objektif  kanıt isterseniz, doktorda tartısını ölçtürebilirsiniz. Süt yeterliyse bebek günde gram alabilmelidir.

İş yerinizde  yapacağınız hazırlıklar:

Emzirmeye devam etmek istiyorsanız (anne sütünün formül mamaya üstünlüklerini bilen her anne, başka bir seçeneği aklına bile getirmemeli) elbette süt sağmalısınız.  Peki süt sağmadan bu işi nasıl götürebilirsiniz?

  1. Kendi işinizse harika! İş yerinizde bir odayı bebeğe ayırıp, yanına bir de yardımcı olacak birini koyabilirsiniz. Bebek her istediğinde emzirebilirsiniz. Bunu yapan aileler oldu. Genelde ofiste çalışan, mimarlar, grafikerler böyle yapabiliyorlar.
  2. Eviniz işinize yakınsa, bazı öğünlerde bebek size gelebilir ve pompalamak yerine bebeği emzirebilirsiniz. Tabii bu, destekleyen bir iş ortamı ve patron gerektirir. Bir de bebeği her gün size getirecek bir gönüllü… Anneanneler, babaanneler, evdeki yardımcı bebeğinizi günde 2 öğün getirebilse, pompalamanıza ihtiyaç daha az olur.
Süt sağmalıyım. Nelere dikkat etmeliyim?

Yukarıdaki çözümler yerine daha geleneksel olanı; yani işte süt sağıp eve götürme şeklini uygulayacaksanız, öncelikle şunlara dikkat etmelisiniz:

  1. Önceden patronunuzla konuşun. Emzirmenin bebeğinizin hasta olmaması için gerekli olduğunu vurgulayın. Bebek hasta olduğu için işe gelemediğiniz günleri aza çekmenin bir yolu bu! Kendi odanız varsa, kapısını kilitleyip, pompanın başına geçebilirsiniz. Toplantı odasını kullanabilirsiniz. Hiçbir yer yoksa gidip arabasında süt pompalayanlar da olmuştur ancak sakın tuvalette pompalamayın. Süt çekerken, bebeğinizin olduğu bir fotoğrafa bakmak, telefonda onun sesini dinlemek, sizi rahatlatır ve süt salgısını kolaylaştırır.
  2. Ne sıklıkla pompalamalıyım? Süt pompalayarak bebeğinizi beslemeye devam edebilmek için, işe gelmeden önceki dönemde bebeğinizi günde kaç defa emzirdiğinizi not edin. Memelerde süt üretimi sadece ve sadece ne kadar boşaltıldığıyla ilgilidir. Yani, ne kadar sık emzirirseniz, ne kadar sık göğsünüz boşalırsa, o kadar süt üretirsiniz. Evde günde kez emziriyorsanız, aynı sıklığı 24 saatlik dönemde tutturmaya çalışın. Bunun bir kısmını emzirerek, bir kısmını pompalayarak yapacaksınız.

Örnek program:

Sabah uyandığınızda bebeğinizi emzirin. Bu size hazırlanmak için zaman tanır. Tam kapıdan çıkacakken yeniden emzirin ki işe giderken göğsünüz boş olsun. Sonra işte 3 saat aralarla pompalayın. Dönüş saatinizde bebeği yine emzirin ve sonrasında akşam ve gece emzirmeye devam edin.

Evde bebeğinizle ilgilenen kişinin bebeği doyurmadan sizi beklemesi çok önemlidir. Yoldan arayıp, kaçta evde olacağınızı bildirin ki, bebek sizi emmeye hazır beklesin. Açlıktan ağlıyorsa, normal aldığının yarısıyla beslenip biraz oyalanabilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir