emre altuğ röportaj / emre altuğ ve çağla şikel röportaj-show klüp | By Emre Altuğ Official

Emre Altuğ Röportaj

emre altuğ röportaj

Emre Altuğ ‘&#;yle aşıktım ki’ deyip yayınladı! &#;z&#;nt&#;s&#;n&#; takip&#;ileriyle paylaştı! &#;ağla Şıkel'den de benzer bir paylaşım geldi

Şarkıcılığının yanı sıra oyunculuk ve sunuculukta yapan Emre Altuğ; Tatlı Hayat, Lise Defteri ve Sensiz Olmuyor isimli dizilerde rol aldı. 'Bu Kadar Mı', 'Gidecek Yerim Mi Var', 'Su Gibisin', 'Kapış Kapış' ve daha nice şarkısıyla hafızalara kazınan Altuğ, kariyeri kadar &#;zel hayatıyla da &#;ok konuşuldu. Altuğ, &#;zellikle oğulları Uzay ve Kuzey'in annesi &#;ağla Şıkel ile yaptığı evlilikle bir d&#;nem magazin g&#;ndeminden d&#;şmedi. Son olarak verdiği bir r&#;portajla g&#;ndeme gelen Altuğ, eski eşiyle ilgili yaptığı a&#;ıklamalarla g&#;nlerce konuşuldu. &#;nl&#; sanat&#;ı şimdi ise sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımla dikkatleri &#;zerine topladı. Altuğ, '&#;yle aşıktım ki' deyip &#;z&#;nt&#;s&#;n&#; takip&#;ileriyle paylaştı. Emre Altuğ'un ardından &#;ağla Şıkel de benzer bir paylaşımda bulundu. İşte o paylaşım

- Son Güncelleme:

BU GALERİYİ PAYLAŞ
Emre Altuğ ‘öyle aşıktım ki’ deyip yayınladı! Üzüntüsünü takipçileriyle paylaştı! Çağla Şıkel’den de benzer bir paylaşım geldi

İstanbul'un Levent semtinde ev hanımı bir anne ve diş hekimi bir babanın ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Emre Altuğ, sanat hayatına lise yıllarında gitar çalarak başladı.

GALERİ DEVAM EDİYOR

Emre Altuğ ‘öyle aşıktım ki’ deyip yayınladı! Üzüntüsünü takipçileriyle paylaştı! Çağla Şıkel’den de benzer bir paylaşım geldi

Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Tiyatro Bölümü'nde devam eden Altuğ, 'lı yıllarda Sezen Aksu, Nilüfer, Sertab Erener, Levent Yüksel gibi şarkıcılara vokalistlik yaptı.

Emre Altuğ ‘öyle aşıktım ki’ deyip yayınladı! Üzüntüsünü takipçileriyle paylaştı! Çağla Şıkel’den de benzer bir paylaşım geldi

Bu esnada da tiyatrodan uzak kalmadan 3 sezon boyunca Haldun Dormen Tiyatrosu'nda oyunlarda rol alan sanatçı, 'da çıkardığı ilk albümü İbret-i Alem'in 1,5 yıl öncesine kadar albüm yapma fikrini aklından bile geçirmedi.

Emre Altuğ ‘öyle aşıktım ki’ deyip yayınladı! Üzüntüsünü takipçileriyle paylaştı! Çağla Şıkel’den de benzer bir paylaşım geldi

'Bu Kadar Mı', 'Gidecek Yerim Mi Var', 'Su Gibisin', 'Kapış Kapış' ve daha nice şarkısıyla hafızalara kazınan Altuğ, şarkıcılığının yanı sıra Tatlı Hayat, Lise Defteri ve Sensiz Olmuyor isimli dizilerde rol aldı.

Emre Altuğ ‘öyle aşıktım ki’ deyip yayınladı! Üzüntüsünü takipçileriyle paylaştı! Çağla Şıkel’den de benzer bir paylaşım geldi

Güçlü sesi, dillere pelesenk olan şarkıları ve oyunculuk yeteneğiyle geniş bir hayran kitlesine ulaşan ünlü isim, özel hayatıyla da çok konuşuldu.

Çağla Şıkel, Emre Altuğ'un paylaşımına yorum yazdı

Çağla Şıkel, Emre Altuğ'un paylaşımına yorum yazdı

seafoodplus.info

İki çocuklarına rağmen 7 yıllık evliliklerinin tek celsede bitiren Emre Altuğ ile eski eşi Çağla Şıkel aralarındaki örnek ilişkiyle sürekli gündeme gelen isimlerden.

Evlilikleri bitse de dostlukları bitmeyen ikili sosyal medya paylaşımlarıyla da dikkat çekiyor.

Küçük oğlunu paylaştı

Yalı Çapkını adlı dizide Orhan karakterine hayat veren Emre Altuğ, doğumlu küçük oğlu Uzay Tuncer Altuğ'un doğum gününü bir paylaşımla kutladı.

Oğlunun fotoğrafını paylaşıp "Canım oğlum, küçük prensim, Uzay’ım iyi ki doğdu" yazdı.

"Okula gitmedik haberin olsun"

Şıkel paylaşıma "Bugün okula gitmedik haberin olsun" yazınca sosyal medyada da gündem oldu.

Çağla Şıkel, Emre Altuğ'un paylaşımına yorum yazdı
Çağla Şıkel, Emre Altuğ'un paylaşımına yorum yazdı

Çağla ŞikelçocukeşModeloyuncu

Google News ile Takip Et

EMRE ALTUĞ

Her sabah Çağla’nın yanında uyanabildiğim için şükrediyorum

Türkiye’nin en güzel kadınlarından birinin,

Çağla Şikel’in kocası&#;

İki çocuk babası&#;

Emre Altuğ, şimdilerde yeni albüm hazırlığında.

Ve bir otel açtı, çok mutlu.

Her ne kadar magazin basını her hafta onları boşatmaya

çalışsa da müthiş bir evliliği var.

Hepsi bu röportajda.

 

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

En son, beş yıl önce röportaj yapmıştık. Hızlı çıktın. Evlendin, iki çocuk yaptın…

&#; Maşallah de!

Maşallah! Hayat nasıl gidiyor?

&#; Şahane! Kalabalık aile olduk. Harbi kalabalık ama… Salondaki koltuk benim için çok önemlidir. Artık hepsi tepemde! Biri üstüme çıkıyor, diğeri kolumdan tutuyor. Çağla bir şeyler söylüyor… Anlayacağın, evde her kafadan bir ses çıkıyor. Fakat bu, bana acayip bir enerji veriyor. Ne kadar yorgun olursam olayım, kendimi Kuzey’le boğuşurken buluyorum. “Dur oğlum, işim var!” desen kaç yazar. Ne kadar yırtmaya çalışırsan çalış 4 yaşındaki bir afacandan kaçamıyorsun.

Ama halinden memnun görünüyorsun…

&#; Hem de nasıl! Benim evlenme nedenim zaten çocuktu. Kadınlar gibi rüyamda çocuk görmeye başlamıştım. Çocuk müthiş bir şey!

EMRE-ALTUG-5

Bir sürü adam tırsıyor, düzenden korkuyor, evlenemiyor, çocuk yapamıyor.

&#; Bir laf vardır ya, “Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdir” diye. Aynen öyle. Evlenemiyorlar çünkü çok hesap-kitap yapıyorlar. İnsanın kendisini biraz da akışa bırakması gerekiyor. Bak evlendik, fena mı oldu?

Türkiye’nin en güzel kadınlarından birini kaptıktan sonra, böyle konuşmak kolay tabii!

&#; Haklısın, o konuda çok şanslıyım. Asla inkâr etmem. Bence Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel kadınlarından biriyle birlikteyim. Karımın sadece güzelliğiyle değil, her şeyiyle iftihar ediyorum. Her sabah onun yanında uyanabildiğim için şükrediyorum. Bunlar, ona da söylediğim şeyler. Arkasından konuşuyormuşum gibi olmasın!

EMRE-ALTUG-1HER ŞEY BİRAZ OYUN

“Ben rağbet gören erkek bir popçuyum. Çocuklar, aile arada bana basıyor” tribine hiç girmedin mi? Neticede 40’larında gencecik bir adamsın, sana da ölüp biten bir sürü kadın var…

&#; Yok ya. Biz bayağı, pop şarkıcısı-model çifti olarak mutlu mesut çocuklarımızla yaşıyoruz. Yaptığımız en iyi şey de çocuklarımız. İşe gelince, keyif aldığım hobilerimi yapıyorum, birileri de bunun için bana para veriyor gibi bakıyorum olaya. Biraz ‘oyun’ gibi değerlendiriyorum. Her şeyi çok da ciddiye almıyorum…

Her şey aslında bir ‘oyun’… Öyle mi?

&#; Biraz öyle. Bu ‘meşhurluk hadisesi’ni çok ciddiye alırsan yandın! Bir süre sonra adamı bozar. Bir de psikolojin bozulur. Ama ‘oyun’ olarak görürsen, içinde yaşayabilirsin. Hatta, eğlenebilirsin bile!

Bir çocuk sahibi olmak bile beni değiştirdi, iki çocuk sahibi olmak seni ne kadar değiştirdi?

&#; Çoook, bir kere önceliklerim değişti. Hani, “Kim için canını verirsin?” diye klasik bir soru vardır ya, bu soruya verdiğim yanıt değişti. Onlar için de dünya bir yana, anneleri bir yana. Babalar, ikincil önemli. Kilit olan anne. Çağla, hamile kalmaya karar verdiğinde doktora gittik. Doktor, Çağla’ya bir şeyler soruyor, Çağla da ona. Ben de araya girmeye çalışıyorum ama doktor beni dinlemiyor bile. Sonunda başardım. Çocuk sahibi olmak isteyen bir baba adayı olarak “Alkol almamam mı gerekir? Antibiyotik kullanmaman mı lazım?” diye sordum. Doktor tuhaf tuhaf baktı, “Emre Bey, sizinle alakalı hiçbir durum yok!” dedi. Bu kadar açık ve net. Biz erkekler, kendimizi dahil ettiğimiz sürece olaya dahiliz.

Birinci çocuk tamam… Peki ikincisi? İkincisi ilişkiyi sarsmadı mı?

&#; Sarsmaz mı? Sarstı. Biz, çocuk bakmayı, biraz köpek bakmak gibi diye algılamışız! Öyle değilmiş. “Zaten bir tane var, ikincisini de yapalım. Niye zor olsun ki, nasıl olsa birlikte büyüyüp giderler!” mantığı da doğru değilmiş. Aynı derecede zamanını alan, aynı derecede emek sarf etmen gereken bir ikinci insan oluyormuş. Ama her şeye değer&#;

EMRE-ALTUG-2MAKSAT HABER OLSUN!

Siz meşhur bir çiftsiniz, tahtalara vuralım, çok da iyi giden bir evliliğiniz var. Ama magazin basını, üç ayda bir boşuyor sizi…

&#; Çağla geçenlerde dedi ki, “Emre, bu boşanma haberlerini ne yapacağız? Nasıl engelleyeceğiz?” “Boşanmayarak!” dedim. Gerçekten de yapacak başka bir şey yok! Evlenene kadar evlendirmeye çalışıyorlardı, evlendikten sonra da boşamaya&#; Tabi bu, işin şakası, kimsenin öyle bir çabaya girdiği falan yok. Maksat, haber olsun! Yoksa bizi boşamak, onların umurunda bile değil. Bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. Ben anlıyorum onları, işlerini yapıyorlar…

Gerçekten bu kadar anlayışlı mısın? Hiç kızmıyor musun?

&#; Kızmıyorum. Artık alıştım. Biraz da kendimi bu ‘oyun’ meselesine inandırdığım için, daha kolay geliyor tahammül etmek.

Mutlu olmanın haber değeri mi yok peki? İtiş kakış daha mı ilginç?

&#; Sen benden daha iyi bilirsin. Reyting için, ‘ters manyel’ bir haber yapmakta fayda var. Herkesin ‘mutlu’ dediği bir çifti kim ne yapsın? Ama herkesin mutlu olarak değerlendirdiği çift için, “Ayrılıyorlar mı?” diye başlık attığında, birden bire millet o haberi tıklamaya başlıyor.

Toplam kaç yıldır birliktesiniz?

&#; Dokuz. İkimizin de en uzun ilişkisi!

Çağla ile evliliğin ne ifade ediyor senin için?

&#; Ne biliyor musun? Mesleğe ilk başladığımda, keyfim kaçıksa televizyona bile çıktığımda, orada keyfim kaçık otururdum. Herkes, “Sen ne kadar açık, ne kadar duygularını belli eden bir adamsın!” derdi. Zaman içinde profesyonelleşiyorsun. Bazı şeyleri yansıtmaman gerektiğini öğreniyorsun. Ben hiçbir zaman maskeyle dolaşmadım. Ama kendimi korumak için önüme cam koymayı öğrendim. İşte Çağla’yla evliliğim, evim; o camı da, kapının önünde bırakıp içeri girdiğim yer. Birbirimize tamamen açığız. En çıplak halimizleyiz.

EMRE-ALTUG-4İlgili bir baba mısın?

&#; Evet. Evhamlıyım da. Ama belli etmemeye çalışıyorum. Babamdan geçmiş. Babam doktordur ve soğukkanlıdır. Benim çocukluğumda yapmadığım yaramazlık kalmadı. Boğazıma kaçmayan şey de&#; Bonbon şekeri, balık kılçığı, ay çekirdeği, erik çekirdeği, aklına ne geliyorsa. Babam beni ters çevirip çıkartıp, muhabbetine devam ederdi. Ben de onun gibi soğukkanlıyım. Ama görünüşte. İçimdeki evham, endişe beni yiyip bitiriyor.

Etrafınızdaki insanlar da, sizin gibi küçük çocuğu olan tipler mi?

&#; Hayır, bizim arkadaşlarımızın çoğu bekâr. Eski arkadaşlarımız. Çocuklarımızın olması durumu değiştirmedi. Bence Çağla’ya bu kadar iyi bir evlilik sürdürebilmemizin sırrı da bu: Çağla’yla da biz iyi arkadaşız. Yakın arkadaşlarımızın yanında karı-koca’dan ziyade onlardan biriymiş gibi davranıyoruz. Bu da ilişkimizi acayip zinde tutuyor.

Birbirinizi özgür de bırakıyorsunuz değil mi?

&#; Bırakıyoruz…

EMRE-ALTUG-3VERECEK HESABIMIZ VARSA BİRBİRİMİZE VERİRİZ

Erkekler için altın formülü söylüyorum: Benim Çağla’yı mutlu etmem gerekiyordu ki, çocuklar da mutlu doğsun. Öyle de yaptım… Halen de öyle yapmaya çalışıyorum.

Hatta Çağla geceleri çıkıyor.

&#; Çıkıyor, bazen arabayla onu bırakıp, eve dönüyorum…

Bu da insanların anlayamadığı bir şey… Mi?

&#; Valla, bilemem… Ama insanlara kendimizi anlatmaya çalışmayacağız. Varsa verecek bir hesabımız, birbirimize veririz. Çağla, tabii ki ortak arkadaşlarımızla rahatlıkla çıkıp eğlenebilir. Ben ona bu konuda güvenmeyip ne yapacağım? Peşine adam mı takacağım? Ya da o benim peşime dedektif mi takacak? Biz bu güveni birbirimize veremezsek, o zaman bu evlilik bizim için işkence haline gelir. Deli miyiz biz? Sevgi, saygı önemli ama çiftlerin birbirlerini özgür bırakması da önemli. Bir de tabii arkadaş olabilmesi. Bir ilişkinin uzun ve yara almadan sürmesinin en önemli sebeplerinden biri bu bence. Çünkü ilişkide empati kurmak her zaman kolay olmuyor. Ama arkadaş ilişkisinde daha kolaydır. Arkadaşa tahammülün çok daha üst sınırda…

Sürekli ‘arkadaş, arkadaş’ diyorsun. Yoksa tutkulu aşkınız devam etmiyor mu?

&#; Yüzde yüz ediyor. Sevgimizi birbirimize hissettiriyoruz. Birbirimizi çok özlüyoruz. Kur yaparız evde çaktırmadan. Çocuklara, çaktırmadan kaş göz yaptığımız bile olur. Bunları da sonuna kadar yaşıyoruz.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Ya bir adam, karımı elimden alırsa diyor musun?

&#; (Gülüyor) Kesinlikle kafasını kırarım! İkisinin de…

Çağla, iki çocuk sonrası fıstık gibi kaldı ya, bundan gurur duyuyor musun?

&#; Duymaz olur muyum? En büyük zevklerimden biri sabahları Çağla’yı seyretmek. Ama biraz delidir o. Sever disiplinli yaşamayı. O yüzden fiziğini koruyabiliyor. Eğlenmeyi de sever ama gece dışarı çıkıyorsak, ertesi gün muhakkak spor yapar.

5 yılda neler öğrendin?

&#; Bir ilişki yürütmeyi, iki kişi yaşamayı. Sonra üç kişi yaşamayı, sonra dört kişi yaşamayı… Bunlar büyük evreler! Bir de Çağla’ya algım değil ama tavrım değişti. Ona da söyledim: “Artık bir cümlenle adam öldürebilirim! Böyle teslim oldum sana. Böyle güvendim. Ağzından çıkan her şeye inanırım.”

Yüzde yüzde teslimiyet yani!

&#; Tabii. Yoksa niye evlensin insan? Söylediği her şeye inanacağım, söylediklerinin arkasında duracağım ve söylediği her cümle, her kelime benim için önem taşıyacak. İlişki dönemimizde öyle değildi bak, birbirimize gider yaparak 4 sene geçirdik. Son beş senede ise neredeyse hiç. Tabii ki ufak tefek çatışmalar oluyor, olmaması sıkıcı. Şimdi çocuklarla ilgili meselelerde bazen, hangi okula gönderelim gibi…

EMRE-ALTUG-8BAŞKA ÇOCUK YOK

Bir çocuk daha düşünüyor musunuz? Diyorlar ki “İkiyi yaptıktan sonra üçü de yapabilirsiniz…”

&#; Hiç yemem bu numaraları! Başka çocuk yok!

Çağla istiyor mu?

&#; Yok, yok, aynı kafadayız…

Emre Altuğ-Çağla Şikel, şirket gibi, çıkarları için birbirlerinden ayrılamazlar… Durumu var mı?

&#; Biz bir aileyiz, neden ayrılalım? Üstelik hâlâ birbirimize âşığız. Şirket mi oldular meselesine gelince, ikimizin de umurunda mı Allah aşkına? Anladık bir sürü ortak teklif, proje filan geliyor ama sırf bunun için bir evlilik sürdürür müsün? Geçiniz…

Aşkımız bitecek diye kaygımız yok

&#;Bir kalpte iki kişi oluyormuş, ben bebekten sonra bunu anladım&#; diyor Emre Altuğ. Çağla Şikel, &#;Kuzey&#;den başka bir şey düşünemiyorum, hâlâ çok heyecanlıyım&#; diye destekliyor eşini. Onlar Türkiye&#;nin en çok konuşulan çiftlerinden biri. Henüz üç aylık bebeklerinin heyecanını yaşıyorlar. Aşklarını taze tutmak gibi bir çabaları yok ama bunu başarıyorlar. Emek verilmiş bir aşk onlarınki. Şiddetten zaman zaman sarsılmış da olsa, zamanla temellerini toprağa sağlam atmayı başarmış bir aşk.

Çağla Şikel-Emre Altuğ çifti evliliğin aşkı öldürmediğinin kanıtı. Hâlâ el ele, göz göze oturuyor, ikinci aşkları bebeklerinden bahsederlerken gözlerinin içi parlıyor ikisinin de. İlişkilerini sağlam bir temele oturtmak için belli ki çok emek vermişler, çok kavga etmişler, belki kırmışlar birbirlerini. Ama yıllar ve yaşadıkları onları olgunlaştırmış. Şimdi bu emeklerinin karşılığını kendi deyimleriyle huzurlu bir evlilikten alıyorlar. Altuğ çiftiyle Sevgililer Günü için buluştuk, aşklarını ve minik Kuzey&#;i konuştuk.

- Her şeyden önce bebeğin hayatınızı nasıl etkilediğinden başlayalım.

Çağla Şikel: Çok enteresan şeyler yaşıyoruz aslında. Hamilelik dönemi ve doğum da dahil. Tarif edilmesi zor bir mutluluk yaşatıyor bize. Emre&#;yle birbirimizin gözünün içine bakıp &#;biz ne yaptık böyle, bu nasıl bir mucize&#; diyoruz. Bazen cümle bile kuramıyoruz. Müthiş bir şey. Ancak yaşayan anlayabilir. Bu mutluluğun tarifi yok.

Emre Altuğ: Önce bu bebeği biz yapmış olamayız diyoruz, sonra hemen sahiplenme başlıyor. İkimizde de bir şımarıklık var. Biz hâlâ o büyü içindeyiz açıkçası.

- Normal, galiba daha üç ay oldu sadece

E. Altuğ: Daha üç ay, evet. Gittikçe büyüyen, güzelleşen bir şey var ortada. Gittikçe çoğalıyor. İşin hayret boyutu da gittikçe büyüyor.

- Bebekler her gün büyür gibi gelir bana, siz de öyle hissediyor musunuz?

E. Altuğ: İki uyku arasında bile büyüdüğünü hissediyoruz. Her an başka bir değişim gösteriyor.

Ç. Şikel: İşten gelince, &#;Büyümüş kaçırmışım&#; diyorum.

- İki kişiyken üç kişi oldunuz bir anda

E. Altuğ: Hep sorarlardı bana. Aslında 10 yıldır bu sorulara maruz kalıyorum. Sorulma nedeni haber çıkartmaktır, tartışma yaratmaktır, &#;bir kalpte 2 kişi olur mu?&#; Bugüne dek yanıtım hep &#;hayır&#;dı. Ama oluyormuş.

- Zaman ayırmanız kolay oluyor mu? Çağla Hanım siz hemen çalışmaya başlayınca hepimiz çok şaşırdık.

Ç. Şikel: Aslında çıkmayı düşünmüyordum. Ama belki daha iyi oldu. Çok kısa bir süre ara vermiş oldum. Herkes çok şaşırdı ama benim için anormal bir durum değil. Tabii ki heyecanlandım. Ama bu farklı, çünkü artık Kuzey&#;in heyecanı var.

E. Altuğ: Ben Kuzey doğduktan yarım saat sonra sahneye çıktım. Hatta doktor söz verdi, &#;ben seni oyuna yetiştireceğim&#; diye. Akşam ne oynadım, bilmiyorum. Arkadaşlara çabuk oynayalım da gideyim diyordum. Fakat ilk televizyon programımda Kuzey beni evden izliyormuş gibi hissettim. Daha etrafına bile bakamayan bir bebek için sorumluluk hissediyorsunuz; garip bir his. Konuğum Kubat&#;tı, hatta &#;İyi ki Kubat var, doğru düzgün bir ses dinleyecek çocuk&#; dedim, Çağla&#;yı da anlayabiliyorum o yüzde. 3 kişilik aşk işte, onu da düşünmek zorundasınız.

- Çağla Hanım siz &#;Artık hayata dair başka endişelerim var&#; demişsiniz. Peki nasıl endişeler bunlar? Daha önce neler endişelendiriyordu sizi, ne değişti?

Ç. Şikel: Benim endişelerim yoktu aslında. Çok rahat bir insanımdır. Kucağımda o varsa merdivenden dualar okuyarak iniyorum şimdi. Çok da rahatsız oluyorum. Hiç öyle endişeli, abuk sabuk korkuları olan bir insan değilim. Şimdi kendim bunu yapıyorum ama son derece hızlı bir biçimde de kurtulmaya çalışıyorum.

- İkinizin de kulvarı farklı. Emre Bey, kendini müzikle ifade edebildiği için şanslı. Peki sizin açınızdan nasıl durum?

Ç. Şikel:Ben resim yapıyorum. Çok seviyorum aslında resim yapmayı. Beni çok rahatlatıyor. Kendimi ifade etme ihtiyacı hissetmiyorum çünkü ben her anımı yaşıyorum. Sıkıntı yapan, kendini yiyen bir tip değilimdir. Canım sıkkınsa, programda dahi olsam hemen söylüyorum.

E. Altuğ: Benim de aklımdan geçti. Ya bir gün şiddetli bir kavga edersek, gider programda anlatır mı diye düşünmüyor değilim.

Ç. Şikel: Emre&#;yle kavga ettim demem ama etkileniyorum. Bugün mesela çok yorgunum. Genelde çok mutlu, enerjik ve keyifliyimdir. Akşam &#;da uyuyorum. Başka şansım yok. İş olunca zor bir şey haline geliyor. Ama Kuzey&#;i emzirmek en büyük zevkim. Bu arada birazdan emzireceğim haberiniz olsun. (Gülüyor)

- Hayatla ilgili kesin kararlarınız varmış. Şu yaşımda evleneceğim, bu yaşımda çocuğum olacak gibi.

Ç. Şikel: Çok istediğim her şey başıma geliyor benim.

E. Altuğ: Ben kullanıldım mı şimdi yani?

Ç. Şikel: Sen zaten belliydin. Çok istediğim her şey olur. Genç anne olmak istiyordum. Emre&#;yle tanışmadan önce de çok istiyordum. Anneme çok hayranımdır, o da genç yaşta anne olmuş. Annem 53 yaşında, ben 31 yaşındayım. Bu hesabıma göre 28 yaşında evlensem, 29 yaşımda çocuğum olsa diyordum. Tabii Emre&#;yle olacağını tahmin etmiyordum. Ama birlikte olmaya başladıktan sonra hemen onunla evleneceğimi anladım. Hatta hiç anlaşamazken karar vermiştim onunla evleneceğime.

- E nasıl oluyor bu? His mi sadece?

Ç. Şikel:Bunu hissettirecek de bir şey yoktu ortada.

E. Altuğ: Çok didişiyorduk, zıtlaşıyorduk. Sebebi birbirimizi itmeye çalışmaktı. Daha doğrusu kendimize karşımızdakini kabul ettiremedik.

Ç. Şikel: Zor bir şey yani. Ne gerek var, birbirimizi yıpratmayalım, nasılsa olmayacak diye düşünüyorduk.

E. Altuğ: Aynı sektörün içindesin ve bunu becerebilenlerin örneği de çok az. Birbirine ciddiyetli bakan örneği de çok fazla yok. Daha geçen gün konuştuk Çağla&#;yla, ne enteresan kaygılarımız varmış birbirimizle ilgili diye. Şimdi herkes birbirinin ciğerini biliyor, bu rahatlık bambaşka. Ama ikimiz de beş yıl öncesinde, tanıştığımız dönemdeki gibi değiliz.

Ç. Şikel: Birbirimizle ilgili hiçbir şey bilmiyormuşuz. yıl önce film izlerken falan yan gözle ona bakıyorum, hiç tanımadığın, bilmediğin, belki sadece tipini beğendiğin bir adam. O aşkı yaşatıyor sana ama bu kim bilmiyorsun, tanımıyorsun. Sana zarar verebilir, seni üzebilir, bilmeden sen o heyecanı kabul ediyorsun. Ama beş yıl sonra geldiğin noktada onu o kadar iyi tanıyorsun ki, heyecan biraz azalıyor. Geriye huzur kalıyor. O her şeyden önemli.

E. Altuğ: Bulunduğumuz konum dolayısıyla biraz daha korumacı, paranoyak davranıyorsun. Ben kitleneceğiz birbirimize ve daha da kötü olacak diye korkuyordum.

Ç. Şikel: Benimle evlenmekten mi korkuyordun?

E. Altuğ: Her şeyden korkuyordum, evlenmek değil sadece. Hastalıklı bir hale gelecek ilişki, onlardan korkuyorsun, böyle huzurlu bir evlilikten korkmuyorsun tabii.

- Peki ne değişti? Nikâhta keramet var diye değil herhalde?

Ç. Şikel: Karar aldıktan sonra değişti. Şiddetin nedeni çok önemli. Birbirimize karşı değil, kendi içimizde yaşadığımız şeyde şiddet vardı. İçimizdeki problemleri çözmeye başladık, bazı şeyleri bir kenara bıraktık, sonra evlenmeye karar verdik. Yorulduk bence kavga etmekten.

E. Altuğ: Kavga edecek bir şey de kalmadı. Çok tatsız tuzsuz şimdi. (gülüyor) Ne kavga ediyoruz ne bir şey.

Ç. Şikel: Nankör işte!

E. Altuğ: Kuzey büyüyüp sorun çıkartsın da bir, &#;sen çok yüz veriyorsun&#;, &#;sen şımarttınlar&#; başlar.

Ç. Şikel: Emziriyorum, öpüyor, kıskanıyor musun diyor bana şimdiden.

E. Altuğ: Kıskanmıyorum, sen kıskanıyorsun.

Ç. Şikel: Valla ancak biberon verirsin sen Kuzey&#;e kusura bakma. (Gülüyor) l

Emre Altuğ: &#;Şimdi herkes birbirinin ciğerini biliyor, bu rahatlık bambaşka.&#;

&#;

Kuzey&#;e de şarkı yolda

- İkiniz de televizyon programı yapıyorsunuz şimdi. Çağla Hanım siz başka bir şey düşünüyor musunuz?

Ç. Şikel: Yok canım mümkün değil. Arada kıramadığım defilelere çıkıyorum. Oyunculuk çok daha fazla vakit alıyor, hiç düşünmüyorum. Sabah programı benim için biçilmiş kaftan.

- Emre Bey, yeni albüm var mı ufukta?

E. Altuğ: Albüm için çalışıyorum. İçime sindiği anı bekliyorum. Gecikti ama çok şey olunca gecikiyor. Dizilere girmedim bu yıl bilerek. Müziğe yoğunlaşmak istedim.

- Oğlunuza şarkı yaptınız mı?

E. Altuğ: Yazıyorum ama olmuyor. Sanırım bu kadar yoğunken zor olacak.

Ç. Şikel: Niye bana yoğun değil miydin?

E. Altuğ: Bitti artık sana karşı hislerim. (Gülüyor) Hatırlarsan kavgalıydık. Daha iyi oluyor o zaman. Aynı şey değil, sana karşı da en yoğunken yazamadım, daha sonra sakinleştiğimde, dışardan bakabildiğimde yazabildim. Şu anda dizginleri tutup tutamamak gibi, dizginlerinden boşalmış bir at gibi bu. O heyecanlı, şehvetli dönem yerini huzura bırakıyor. Ama bebek için dizgin falan yok.

&#;

Çağla'ya hayranlığım arttı

- Bir dönem bir takım röportajlardan sonra çok konuşuldunuz. Sizi nasıl etkiledi bu süreç?

E. Altuğ: Biraz benim açık yürekli olmamdan ve lafımın tartısı olmamasından kaynaklandı. Bunun arkasında durabilen bir kadın olarak Çağla, her seferinde ona olan hayranlığımı arttırdı. Benim söylediğim laf üzerine bana fırça atmayan, ama arkasında durabilen bir kadın olarak içimdeki duyguları daha da besledi. Bunu bilerek, bir sınav olarak yapmadım. Bu benim tarzım, tavrım. Bir şey anlatmaya çalışıyorum, o laflarımı anlayanlar da oldu, başka yerlerinden anlayanlar da.

- İkinizle de ayrı ayrı röportajlar yapılıyor. Birbirinizle ilgili düşüncelerinizi röportajlardan okudunuz.

E. Altuğ: Bilerek yapıyoruz bunu. Kavga ediyoruz ve medya üzerinden mesaj yolluyoruz. Kullandık bunu biz. Ben bir şey söylüyorum, Çağla iki gün sonra bana yanıt veriyor. Nesimi&#;den dörtlük söylüyorduk birbirimize röportajlardan. Hiçbir röportajda birbirimize direkt ve kırıcı bir şey söylemedik. Birbirimize kırıcı olduk ama medya üzerinden yapmadık bunu.

- Bizim aşkımızı ayakta tutan şey aşkımızın şiddeti demişsiniz. Ne oldu şimdi, sakinleştiniz mi?

Ç. Şikel: Bunu korumak gibi bir çabamız yok. Aman aşkımızı koruyalım, aman heyecanımız baki olsun gibi bir çabamız yok bizim. Hatta ben en son Emre&#;ye olan aşkımın bitmesinden korkmuyorum dedim. Geriye çok güzel şeyler kalacak bana, bu aşk, bu heyecan bitse bile. Bizi çok daha uzun yıllar besleyecek sevgimiz, saygımız ve dostluğumuz olacak. Endişem yok.

E. Altuğ: Benim aşk tanımım daha farklı Çağla&#;dan. Benim için aşkın bitmesi diye bir şey yok. Anlardır benim için aşk. Bunun yerini sevgiye bırakması falan, benim için söz konusu değil. Doğru tanımlar değil. Baştan beri sevgidir, ilk başta şehvet vardır. O şehveti aşk zannederiz biz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir