Araç değer kaybı hesaplama işlemini hızlıca yaparak aracınızda oluşan değer kaybını tespit edebilirsiniz. Aracınız bir kazada hasara uğradıysa ister istemez ikinci el piyasasında değer kaybı olacaktır. Bunun için de araç değer kaybı hesaplama işlemi yapılmalıdır. Alınıp satılırken kayıtlarda bulunan hasar durumuna göre aracınızın değeri düşecektir. Araç değer kaybı hesaplama işlemi yapmak için tabloyu eksiksiz doldurunuz.
Bununla ilgili olarak kusurlu tarafın sigorta şirketinden veya araç sahibinden aracınızın değer kaybının tazminini isteyebilirsiniz. Araç değer kaybı talebinde bulunmak kanunların size tanıdığı bir haktır. Fakat bu hakkınızı kullanabilmeniz için de birtakım şartlar bulunmaktadır. Yine araç değer kaybı hesaplaması yapılamayan bazı durumlar vardır. Bunlar;
Araç değer kaybı hesaplama nasıl yapılır? Araç değer kaybı hesaplama yaparken nelere dikkat edilmelidir? Gibi merak ettiğiniz konuları bu yazımızda detaylıca açıkladık. Bütün bu işlemleri Kadim Hukuk ve Danışmanlık I Araç Değer Kaybı Hesaplama olarak sizin adınıza gerçekleştiriyor ve değer kaybınızı en kısa süre içerisinde tahsil etmenizi sağlıyoruz. Dava açılması durumunda ise Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemelerinde sizi temsil ediliyoruz.
Araç değer kaybı, hasar gören aracın piyasadaki değişim değer durumunu niteleyen bir kavramdır. Bu kavram, hasar alarak onarım gören bir aracın ikinci el piyasa değerindeki düşüşü ifade eder. Zira, kazaya karışıp hasar gören aracın, en iyi şekilde tamir edilmiş olsa bile TRAMER (Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi) kayıtlarında yer alacak kaza nedeniyle, piyasa değişim değerinde bir düşüş olacaktır. Ancak, bir aracın kazaya karışması sonucu bir parçasının boya işlemi görmesi üzerine, aracın yeniden kaza geçirmesi halinde değer kaybı söz konusu olmazken; hasarlı parçanın değişmesi değer kaybına yol açmaktadır.
Araç değer kaybı kavramı, kazalı aracın (parçaları daha yenisi veya orijinali ile değişse dahi) kazadan önceki değerine nazaran mali bir kayıp yaratması düşüncesi ve beklentisi ile ortaya çıkmıştır. Buna göre kazaya karışan aracın, kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki ikinci el piyasa değeri arasındaki düşüş farkına “araç değer kaybı” denir.
Araç değer kaybı hesaplama programı sayesinde, değer kaybı formülleri ile uğraşmadan kolayca hesaplama yapabilirsiniz. Üstte yer alan programa bilgileri eksiksiz girdikten sonra hesapla butonuna basınız.
tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, değer kaybı başvurularında kullanılacak hesaplama metodu 4 ana başlık içermektedir. Bunlar:
olarak belirtilmiştir. Ancak, araçtaki değer kaybının tespiti için her somut olaya uygulanabilecek standart bir formül yoktur. Pek çok değişken araçtaki değer kaybını etkileyebilmektedir.
Mevcut hesaplamalarda farkın ortaya çıkmasında ana etken rayiç değerin tespitinden kaynaklanmaktadır. Kasko araç listesinde yer almayan parçaların piyasa rayiç bedelinin tespiti için ise piyasa analiz yöntemi kullanılmaktadır. Buna göre;
Bu konuda Yargıtay Hukuk Dairesi / E/ K. Sayılı ve tarihli ilamıyla uygulamaya şu şekilde yol göstermektedir: “Araçta meydana gelen değer kaybının; Aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısmın özellikleri dikkate alınarak, kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir.”
Bunun yanı sıra, kusur durumu gibi değer kaybı incelemesi de teknik bilirkişi incelemesini gerektirmektedir.
Araç değer kaybı hesaplama nasıl yapılır? Araç değer kaybı hesaplama birkaç kritere bağlı olarak hesaplanıseafoodplus.infoğer kaybı hesaplamada önemli olan hususlardan bazıları aracın markası, modeli, üretim yılı ve piyasa değeri olabilir. Değer kaybı hesaplama işlemi bu kriterlere göre yapılır. Yani kazadaki bu kriterler hesaplamada dikkate alınır. Araç değer kaybı hesaplaması için önemli olan bir diğer kriterler;
Bu şartlar araç değer hesaplama için büyük önem taşır. Bu şartlar yerine getirilmediği takdirde araç değer hesaplama yapılamaz. Araç değer kaybı hesaplama talep olması halinde araç değer hesaplama formülüne göre düzenlenir.
Araç değer kaybı hesaplama formülünde öncelikle aracın rayiç değeri ve kilometresi önemlidir.
Baz Değer Kaybı = Aracın Rayiç Değeri x %19
Total Değer Kaybı = Baz Değer Kaybı x Hasar Boyutlu Katsayısı x Araç Kullanılmışlık Düzeyi (Km) Katsayısı
Kod | Hasar Boyutu | Katsayı |
A1 | Büyük Hasar | |
A2 | Orta Hasar | |
A3 | Küçük Hasar | |
A4 | Basit Hasar |
Kullanılmışlık Düzeyi (Km) | Katsayı |
0 – | |
– | |
– | |
– | |
– | |
– | |
ve üzeri |
Hasar Büyüklüğü Tanımları
Kod | Piyasa Değeri
0 – TL | Piyasa Değeri
TL | Piyasa Değeri
TL | Piyasa Değeri
TL ve Üzeri Araçlar |
A1 | % ve üzeri | % ve üzeri | % ve üzeri | % ve üzeri |
A2 | %%25 | %%20 | % -%20 | % -%20 |
A3 | %%15 | %4,%12 | %%10 | %2,%8 |
A4 | % 5’e kadar | %4’e kadar | %3’e kadar | %2’e kadar |
Değer kaybı tazmini için karşı tarafın kusuruyla orantılı olarak değer kaybı talep edilebilmekte. Önemli olan karşı tarafta yüzde elli de olsa kusur olmasıdır. Araç değer kaybı hesaplama işlemini,
yaptırabilirsiniz. Kazadan sonra değer kaybı talebinizi içeren bir dilekçe yazdığınız kusurlu tarafın sigorta şirketinden aldığınız ret yanıtına göre Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunabilirsiniz. Ancak isterseniz dava açma hakkına da sahipsiniz. Araç değer kaybı hesapla işlemini ekspertize yatırmanız durumunda sigorta şirketi bu ücreti de tarafınıza ödeyecektir.
Araçların rayiç değerini seafoodplus.info sitesinden öğrenebilirsiniz.
Kaza yapan aracın piyasa fiyatı ,00 TL, kilometresi km ve altında, kazada kusur oranı %0 olduğu varsayıldığında araç değer kaybı hesaplaması şu şekilde olacaktır;
Araç değer kaybı taleplerinde, öncelikle, kazanın çift taraflı olması gerekir. Çift taraflı bir trafik kazasında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan Karayolları Trafik Kanunu gereğince;
müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Bunun yanı sıra;
Karayolları Trafik Kanunu’nun Maddesine göre; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere, burada kabul edilen sorumluluk, tehlike esasına dayalı kusursuz halidir. Bu kapsamda, sorumluluk kusura dayanmadığından, işletenle araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi veya eylemlerinden sorumlu oldukları kimseler, hiçbir kusurları bulunmasa dahi ortaya çıkan zararlardan sorumlu olacaklardır.
Trafik Sigortası Genel Şartları kapsamında değer kaybı başvurusunda bulunabilmek için şu şartların varlığı aranmaktadır:
sayılı Karayolları Trafik Kanunu m’ye göre; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Söz konusu kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, öncelikle ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmak ve yukarıda yer alan şartları da sağlaması koşuyla, zorunlu mali sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar “genel mahkemelerde” görülebileceği gibi, sayılı Sigortacılık Kanunu’nun maddesi gereğince “tahkim” yolu ile de çözümlenebilir.
sayılı Sigortacılık Kanunu ile kurulmuş olan Sigorta Tahkim Komisyonu, üye sigorta kuruluşları ile sigorta ettiren veya sigortadan menfaat sağlayan kişiler arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkları, bağımsız sigorta hakemleri aracılığıyla adil, tarafsız ve hızlı bir şekilde çözmeyi amaçlamaktadır.
sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre; Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilmek için ilk olarak ilgili sigorta kuruluşuna başvurulması gereklidir. Sigorta kuruluşunun başvuruya cevaben gönderdiği nihai yazı, talebi karşılamadıysa veya sigorta kuruluşundan 15 iş günü (trafik sigortasında 15 gün) içinde yazılı bir cevap verilmediyse, kuruluştan alınan cevabi yazı ve iddianın ispatına yarayacak diğer belgelerle birlikte Komisyon’a başvurabilir.
Komisyon’a başvuru iki türlü yapılabilir. Bunlar şu şekildedir:
Sigortacılıkta Tahkime ilişkin Yönetmeliğin 16’ncı maddesi uyarınca Komisyon’a başvuruların başvuru formu doldurularak yapılması zorunludur. Sadece ıslak imzalı başvuru formları kabul edilecek olup, faksla yapılan başvurular dikkate alınmayacaktır. Ayrıca mahkemeye, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca tahkime veya Tüketici Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar hakkındaki başvurular da Komisyon tarafından değerlendirilmeyecektir. Sigorta Tahkim Kurulu’na yapılan başvuru olumlu sonuçlanırsa, bahsi geçen sigorta şirketi zarar ödemek zorunluluğu ile karşı karşıya kalacaktır.
Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda aşağıdaki belgelerle başvurulması gerekmektedir:
Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvurunun ne kadar etkili bir şekilde sunulduğu değil, özü önemlidir. Komisyona yapılan başvurular ilke olarak dosya üzerinden değerlendirilmekte ancak gerekli görüldüğü takdirde duruşma yapılmaktadır. Bu nedenle haklılığı ispatlayacak bütün belgelerin Komisyon’a ulaştırılması, daha sağlıklı bir karar verilmesi bakımından önem arz etmektedir. Bu belgeleri genel itibariyle şu şekilde sıralamak mümkündür:
Komisyona başvuru yapılmasının ardından ilgili başvuru, gerekli şartları taşıyıp taşımadığının tespiti bakımından ön incelemeye tabi tutulur. Yapılacak ön inceleme neticesinde Komisyon, başvurunun sigorta hakemleri tarafından esastan ele alınıp alınmayacağının kararını en geç 15 gün içinde verir. Eğer başvurunun hakemlerce incelenmesine karar verilirse başvuru derhal bağımsız sigorta hakemlerine iletilir ve Hakemler, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar vermeye mecburdur. Aksi halde, uyuşmazlık yetkili mahkemece halledilir. Ancak, bu süre tarafların açık ve yazılı muvafakatleriyle uzatılabilir.
Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru sonrası sigorta hakemleri tarafından verilen TL’ye kadar ki kararlar kesindir. TL’den fazla TL’den az meblağı içeren kararlar bakımından bir defaya mahsus olmak üzere komisyona itiraz edilebilir. TL üstü meblağlara ilişkin itiraz üzerine verilen kararların temyiz edilmesi mümkündür.
Uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları, sayılı Kanunun 30uncu maddesinin fıkrası uyarınca Komisyon tarafından doğrudan taraflara tebliğ edilecek ve daha sonra saklanmak üzere yetkili mahkemeye gönderilecektir.
Esas itibariyle, araç değer kaybı davaları TBK m. 49 vd. düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. Bu kapsamda, öncelikle ilgili sigorta şirketine başvurmak şartıyla genel mahkemelerde dava açmak mümkündür. Ancak, araç değer kaybına ilişkin tazminat taleplerinde davacının tacir veya tüketici olması; davanın kazaya karışan diğer aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısına veya kasko sigortacısına açılması durumlarında hukuki ilişkiden kaynaklı olarak görev hususunda pek çok farklı ihtimal ortaya çıkmaktadır.
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesidir. Ancak ilgili davanın sigorta şirketine karşı açılacak ise bu durumda görevli mahkeme sayılı Türk Ticaret Kanunu m.4 uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri olmaktadır. Aynı şekilde hem davacının hem de davalının tacir olduğu durumlarda değer kaybına ilişkin olarak açılacak davalarda görevli mahkeme TTK m.4 uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri olmaktadır.
Dolayısıyla, eğer karşı taraf tacir değilse ve sigorta şirketi olarak hasım gösterilmeyecekse davanın görüleceği görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır. Ancak dava hem sigorta şirketine hem de aracın sürücüsüne ya da aracın sahibine açılacaksa görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır.
Öte yandan, Yargıtay, yargı yerinin belirlenmesine ilişkin bir kararında ise; maddi hasarlı trafik kazasına karışan aracı yetkisiz servise yönlendiren ve orijinal parça kullanılmaması nedeniyle değer kaybına neden olan kasko şirketine karşı açılan davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna hükmetmektedir.
Değer kaybına ilişkin açılacak davalarda Genel yetkili mahkeme ise davalının ikamet ettiği yer mahkeme olmakla birlikte, değer kaybı davaları haksız fiil sorumluluğuna dayandığından HMK m gereği; haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yer mahkemeleri de yetkilidir. Ancak buradaki yetkiler kesin yetki hali olmayıp seçimlik yetkilerdir. Dolayısıyla değer tespitine ilişkin dava açacak kişi bu mahkemelerden birini seçerek davasını orada açabilir.
sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 72’ye göre; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.”
Bu halde, araç değer kayıplarına ilişkin taleplerde zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde zamanaşımına uğrar.
Araç değer kaybı; aracın güncel değeri, kilometresi, alınan hasar ile birlikte değerlendirilerek hesaplanır.
Aracın kaza neticesinde güncel değerinde meydana gelen azalmanın Türk Lirası bakımından hesaplanmasına denir.
Pazarın daralması mayıs ve haziranda bizim umduğumuzdan daha fazla oldu. Biz daha az salınır diye bekliyorduk. Piysada bir durgunluk var ama yaprak kımıldamıyor abartısı içerisinde değiliz. Biz hedefimiz olan satışın 'ünü yaptık, son hafta satışların kredi onayları ile hızlanmasıyla 'e kadar çıkarız.
- İkinci elde işlerin açılmasını bekliyor musunuz?
Bir kere şunu söylemek lazım: Türkiye bu özelleştirmeler sonrası artık politik salınımlara çok açık değil. Ekonominin çoğu özel sektörde. İkincisi çok ciddi yabancı sermaye girişi oldu ve riskler bankalar tarafından paylaşıldı.
Biz bankacılığı kana benzetiriz. Akış olduğu sürece sorun yok. Parlak bir yıl olmayacağı aşiklar ama ben iyimserim. 'nin marjları tutturulmasa da
adetler tutturulur ve ile 'deki gibi bir uçak kazası olmaz.
- Siz nasıl büyüyeceksiniz?
Kendi bayilerimiz dışında bayi almayacağız. Ama ne zamana kadar? Eğer pazar bize emrederse, derse ki; 'bak pazar bine gidiyor, sen de koş' o zaman bakarız. Ama önce bir 60 bine gelelim, o zaman geri çekilip değerlendireceğiz.
- Kurumsal ikinci elde nasıl bir potansiyel var?
" Kurumsal ikinci elde herkese ekmek var. " |
Ama ikinci elde ağ çok önemli. Diyelim tane araba geldi. Bu arabaların hepsini birden aynı yerden satışa koyduğunuzda fiyat yüzde düşer çünkü arz artmıştır. Ama bunu 80 bayiye birden böldüğünüzde fiyatlara hçbirşey olmaz.
Sektörde şu da önemli: Filo kiralama işi çok büyüyor Türkiye'de. Bunun için buradan dönen araçların yeniden pazarlanması ve bunun yönetimi çok önemli bir alan. İşte kurumsal firmalar açısından en fazla konsantre olunacak alan budur. Burada herkese ekmek var.
YARIN: Geçen sene kaç araç satıldı? Herkes DOD bayisi olabilir mi? En başarılı bayi hangisi? Satışlar neden hızlı bir artış gösterdi?Satışlarda grup markalarının ağırlığı nedir?
|
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
Geçtiğimiz Perşembe günü PSA Peugeot-Citroen ve General Motors arasındaki ortaklığının akıbeti ile ilgili yapılan açıklamanın ardından Cuma günü Amerikalı General Motors şirketi, Fransız otomobil üreticisi üzerindeki hisselerinin tamamı olan %7'lik hissesini kurumsal yatırımcılara sattığını açıkladı. Bu satışa göre General Motors 24,, PSA Peugeot Citroen hissesi için milyon Euro aldı. yılının Mart ayında milyon Euro ödeyerek PSA Peugeot Citroen hisselerini satın alan General Motors'un PSA Peugeot Citroen ile beraber yürüttüğü iş ortaklığı çalkantıda gibi görünüyor. Öyle ki dün Peugeot'tan yapılan açıklama, General Motors ile yapılan iş birliği sonucu yapılacak tasarrufun, planlanandan %40 daha az olacağını bildirdi. Ancak General Motors'un PSA Peugeot Citroen hisselerini satmasındaki en büyük neden, Çinli Dongfeng Motors şirketinin Paris merkezli otomobil üreticisinin %20 hissesinin almak istemesi. Dongfeng Motors'un rakibi SAIC Motor ile Çin'de işbirliği yürüten General Motors, hisselerini satarak dünyanın en büyük sıfır otomobil piyasasındaki ortağı ile çakışmamayı düşünmüş. Son işlemler ise PSA Peugeot Citroen hisselerinin %12 düşüş yaşadığını gösteriyor. Analistlerin yaptığı yorumlara göre PSA Peugeot Citroen zamanlamayı oldukça hatalı yaptı. PSA Peugeot hisseleri Euronex Paris'te (Paris Borsası) düşerek geriledi ve Temmuz ayından bu yana en düşük rakama ulaşmış oldu. Yalnızca bu hafta PSA Peugeot Citroen %22 değer kaybetti, Fransız şirketin değeri Milyar Euro olarak belirtildi.
nest...