-
seafoodplus.info altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz.
Tarih: 11 Mays Sorularla İslam
Bakara sûresi, Kur’ân-ı Kerîm’in en uzun sûresidir. Bu hâliyle sûre, Kur’ân’ın geniş bir özeti mâhiyetindedir.
Bakara sûresi ayettir. Medine’de on senelik bir müddet içinde peyderpey nâzil olmuştur. Mushaf tertîbine göre 2, nüzûl sırasına göre sûredir. İsmini, 67 ile âyetler arasında bahsedilen, İsrâiloğulları’nın sığır kurban etmeleri kıssasından almıştır. Sûreye, içinde Âyetü’l-Kürsî bulunduğundan اَلْكُرْسِيُّ (Kürsî), Kur’ân’ın zirvesi olduğu için سَنَامُ الْقُرْاٰنِ (Senâmu’l-Kur’ân), hidâyet nûrunun parlaklığı sebebiyle de اَلزَّهْرٰي (Zehrâ) ismi verilmiştir. Bakara sûresi, Kur’ân-ı Kerîm’in en uzun sûresidir. Bu hâliyle sûre, Kur’ân’ın geniş bir özeti mâhiyetindedir.
Resûlullah (s.a.s.):
“Bu sûre, neredeyse dînin tamamını ihtivâ eder” buyurmuştur. (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân 2/
Sûrede bahsedilen temel konulardan bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:
Hâsılı dikkatle incelendiğinde Bakara sûresinin, ihtiva ettiği hükümler, konular ve maksatlar itibariyle muazzam bir insicama, belirli ve düzenli bir plana sahip olduğu görülür. İlk âyetlerde sûrede incelenecek olan konuların ana hatları verilmekte, daha sonraki bölümlerde ise her konu sûre bütünlüğü içinde en uygun yerini almaktadır. Sûre, hidâyeti kabul eden kulun, emredilen hükümleri yerine getirme hususunda Rabbinden kolaylık talebiyle sona ermektedir. Muhtelif konular ele alınmakla birlikte sûrenin esas hedefi, Kur’an’ın hidâyetini gerçekleştirmek ve bundan âzamî istifadeyi sağlamaktır. Sûre boyunca devamlı bu hedef gözetilmiş ve sûrenin başı ile sonu o hedefte birleşmiştir.[1]
Dipnot:
[1] Sûrenin bu açıdan büyük bir vukûfiyetle ele alınmasına örnek olarak bk. Drâz, en-Nebeü’l-azîm, s. ; En Mühim Mesaj: Kur’ân, s.
Kaynak: seafoodplus.info
İslam ve İhsan
PAYLAŞ:
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Erkam Medya © islam&ihsan
Tegabun: Anlamı: Aldanmak.
Talak: Anlamı: Boşanma.
Tahrim: Yasaklamak, haram kılmak demektir.
Mülk: Yönetmek, idare etmek demektir.
Kalem: İlk ayetinde kalem geçtiği için bu ismi almıştır.
Hakka: Gerçekleşen olaylar demektir.
Mearic: Anlamı: Yükseliş yolları. Miraç ile aynı kökten türemiştir.
Nuh: Surede Hz. Nuh anlatılır.
Cin: Surede Müslüman cinlerden bahsedilir.
Müzemmil: Bir şeye bürünen, gizlenen demektir.
Müdessir: Saklanan demektir.
Kıyamet: Surede her insanın ahiret gününde diriltileceği anlatılır.
İnsan: İlk ayette insan sözcüğü geçtiği için bu ismi almıştır.
Mürselat: Mürsel kelimesinin çoğuludur. Gönderilenler demektir.
Nebe: Anlamı: Haber.
Naziat: Söküp Çıkaranlar anlamına gelir.
Abese: Surat astı, yüzünü buruşturdu demektir.
Tekvir: Dolamak, sarmak demektir.
İnfitar: Anlamı: Parça parça olma.
Mutafffifin: Kandıranlar, aldatanlar, hile yapanlar demektir.
İnşikak: Yarılma, ikiye ayrılma demektir.
Buruc: Burç kelimesinin çoğuludur.
Tarık: Surede Tarık yıldızı anlatılır.
Ala: Ulu, yüce demektir.
Gaşiye: Çepeçevre saran kuşatan anlamına gelir.
Fecir: Sabah vakti demektir.
Beled: Anlamı: Kent, şehir.
Şems: Türkçe karşılığı kuşluk vaktidir.
Leyl: Gece manasına gelir.
Duha: Kuşluk vakti demektir.
İnşirah: Gönül açıklığı, ferahlık manasına gelir.
Tin: Anlamı: İncir
Alak: Pıhtılaşmış kan demektir.
Kadir: Yücelik ve kudret manasına gelir.
Beyyine: Delil demektir.
Zilzal: Anlamı: Zelzele, sarsıntı.
Adiyat: Çok hızlı koşmak, nefes nefes kalmak demektir.
Karia: Anlamı: Çok yüksek ses.
Tekasür: Sayıca üstünlük, çoğalmak manasına gelir.
Asr: Devir, çağ, zaman demektir.
Hümeze: Dedikodu yapan, çekiştiren anlamına gelir.
Fil: Fil Olayını anlattığı için bu isim verilmiştir.
Kureyş: Surede Allah'ın Kureyş kabilesine yardım ettiğinden bahsedilir.
Maun: Karşılıklı yardımlaşma, dayanışma manasına gelir.
Kevser: Cennetteki bir nehrin adıdır.
Kafirun: Kafir kelimesinin çoğuludur.
Nasr: Yardım demektir.
Mesed: Kıvrılmış ip manasına gelir.
İhlas: İçten bir şekilde ibadet etmek demektir.
Felak: Kurtuluşa ermek anlamına gelir.
Nas: İns sözcüğünün çoğuludur. İnsanlar demektir.
Kurandaki En Uzun Sure Hangisidir?
En uzun sure Bakara suresidir. ayetten oluşur.
Kurandaki En Kısa Sure Hangisidir?
Kurandaki en kısa sure 3 ayetten oluşan Kevser Suresidir.