Doğum kontrol hapları birçok ülkede son 20 yıl içinde en yaygın korunma yöntemi haline gelmiştir. Günümüzde gelişmiş ülkelerde yaklaşık 24 milyon evli kadın ya da bir başka deyişle, doğurgan yaştaki evli kadınların %14’ü doğum kontrol hapı kullanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde de yaklaşık 38 milyon evli kadın (doğurgan yaştaki kadınların yaklaşık %6 sı) hap kullanmaktadır.
Doğum kontrol hapları içerdikleri kadınlık hormonlarına göre ikiye ayrılır;
KOMBİNE ORAL KONTRASEPTİFLER (KOMBİNE DOĞUM KONTROL HAPLARI)
Kombine oral kontraseptifler çok güvenilir bir korunma yöntemidir. Bunlar doğal kadınlık hormonları östrojen ve progesteronun sentetik formlarını içerir. 21 ya da 28 günlük paketler halinde hazırlanmıştır. Yapılan çalışmalarda iki grubun birbirinden üstün olmadığı görülmüştür.
Etki mekanizması; Ovülasyonu (yumurtlama) baskılayarak, rahim ağzı sıvısını spermlerin geçişini engelleyecek şekilde kalınlaştırarak ve döllenmiş yumurta hücresinin taşınmasını yavaşlatarak gebeliği önler.
Etkililik; Doğru kullanıldığında %99,9 etkilidir. Kullanımının ilk yılında kullanıcıdan 1’inde gebelik gözlenir. Olağan kullanımdaki başarısızlık nedenlerinin başında kullanıcı uyumsuzluğu gelmektedir.
Olumlu Yönleri
Aşağıdaki durumları azaltır;
Olumsuz Yönleri
Yan Etkileri
Yan Etki ve Sağlık Sorunlarında Tutum
Kullanım Kuralları
Herhangi bir nedenle hormon içeren hap/hapların kullanılması unutulursa;
Hap kullanırken iki kez ya da daha fazla adet görülmemesi durumunda, gebelik olasılığının araştırılması gerekir.
Gebe olduğunu bilmeden hap alanların anormal bebek doğurma riski artmaz.
Doğum kontrol hapı kullanımı sırasında; şiddetli karın ağrısı, şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı, şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, kuvvet ya da his kaybı, şiddetli uyluk ya da bacak ağrısı, ani görme kaybı ya da bulanık görme, konuşma bozukluğu, deride ve gözlerde sararma gibi durumlarda hasta mutlaka doktora başvurmalıdır.
SÖYLENTİ VE GERÇEKLER
Hap kanser yapar.
Araştırmalarda hapın kansere neden olduğu görülmemiştir. Aslında, yumurtalıklarda ve rahimde kanser oluşumuna karşı koruyucu bir etkisi vardır.
Hap, anormal bebeklere ve çoğul doğumlara (ikiz,üçüz) neden olur.
Hap kullananlarla kullanmayanlar arasında anomalili (anormal) bebek doğurma açısından bir farklılık saptanmamıştır. Aynı şekilde, hap alırken gebe kalanlarda ikiz ya da üçüz doğum oranının yüksek olduğuna ilişkin bir veri de yoktur.
Hap alan kadın, hapı bıraktıktan sonra tekrar gebe kalmakta güçlük çeker.
Kadın hap kullanmaya son verdikten sonra yumurtalıkları, eskiden olduğu gibi çalışmaya başlar. Ancak gebe kalmada aylık bir gecikme olabilir. Hap almayı bıraktıktan sonra gebe kalmakta güçlük çeken kadnların, hap kullanmamış olsalar dahi aynı güçlükle karşılaşacakları kabul edilmektedir.
Gebe kalmanın olumsuz etkilenmemesi için hap kullanımına ara vermek gerekir.
Doğum kontrol hapı kullanımına zaman zaman ara verilmesinin doğurganlığın geri dönüşü yada artışı ile bağlantısı yoktur.
Doğum kontrol hapları damar tıkanıklığına yol açar.
Doğum kontrol hapı kullanmayan üreme çağındaki kadınlarda damar tıkanıklığı görülenlerin sayısı yılda binde ’tür.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı seafoodplus.infoGültekin Koçun ertesi gün hapının doğum kontrol önlemi alınmayan veya korunma kazaları gerçekleşmiş cinsel ilişki sonrasında kullanabileceği bir acil korunma yöntemi olduğunu belirterek, "Ertesi gün hapı bir doğum kontrol yöntemi veya bir kürtaj yöntemi değildir. Yumurtlamayı erteleyerek istenmeyen gebeliği önler. Sürekli kullanıma uygun değildir, ancak acil durumlarda kullanılmalıdır. Ertesi gün hapı, temel olarak yüksek miktarda hormon içeren haplardır ve korunmasız cinsel ilişkinin ardından alındıklarında gebeliğin gerçekleşmesine engel olurlar. Ertesi gün hapı korunmasız ilişkiden sonra en kısa süre içinde alınmalıdır. Süre geçtikçe etkinliği azalır. Ertesi gün hapları normal doğum kontrol ilaçlarının etkinliğini azaltabilir. Yalnızca progesteron hormonu içeren ertesi gün hapları, progesteron ve östrojen hormonunu içeren ürünlere kıyasla daha etkili ve güvenilir olmaktadır. Ancak östrojen içeren ürünlerin kullanımının ardından mide bulantısı, kusma, meme hassasiyeti, baş ağrısı, karın ağrısı, damla tarzında kanamalar meydana gelebilir." dedi.
Koçun, ertesi gün hapının aşırı kullanımının bazı sağlık sorunlarına neden olabileceğini ifade ederek,
"Ertesi gün hapları, korunmasız cinsel ilişkiden sonra 72 saat içerisinde alınmalıdır. Olabildiğince hızlı şekilde, ağız yoluyla alınır. İstenmeyen hamileliklerin yaşanmaması için yalnızca acil ve gerekli durumlarda kullanılması gereken yöntemlerdir. Eğer ilaçları kullanıldıktan 3 saat sonra kusma ya da ishal söz konusu olur ise hapların yeniden alınması gerekir. Ertesi gün hapının aşırı kullanımı bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yüzden acil olmadığı sürece ve yılda 3'ten fazla alınması önerilmemektedir. Doğum kontrol yöntemleri arasında size uygun kontrol yöntemi doktorunuza danışarak tercih etmeniz gerekir." diye konuştu.
Koçun, ertesi gün ilacının en temel yan etkisinin adet düzensizliği olduğunu vurgulayarak, "Kullanan kadınların arasında yaklaşık yüzde 16 kadarı kusma, mide bulantısı ve düzensiz kanama gibi yan etkiler rapor etseler de bu ilaçların neden olduğu en temel yan etki adet düzensizliğidir. Ertesi gün hapının içeriğindeki maddeler, alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bunun dışında ertesi gün hapının kullanıldığında farklı bir ilaç kullanılıyor ise, ertesi gün hapı ve kullanılan diğer ilaç etkileşime girebilir. Bu da bazı yan etkilerin daha yoğun görülmesine neden olabilir. Mide bulantısı, ara kanamalar, karın ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, baş ağrısı, göğüslerde hassasiyet gibi yan etkiler, ertesi gün hapı kullanımı ardından 3 gün boyunca görülebilir. Adet düzensizliği ise bir ay ya da bir kaç ay sürebilir. Bu yan etkiler her kadında görülmezken, ertesi gün hapı kullandıktan sonra kanama meydana gelmez ise bu gebe olduğunuz anlamına da gelmemektedir." ifadelerini kullandı.
Koçun, ertesi gün hapının cinsel hastalıklardan korumayacağını belirterek, "Kondom gibi doğum kontrol yöntemleri, gebeliği önlemenin yanında, cinsel hastalıklara karşı da aktif bir koruma sağlarlar. Oysa ertesi gün haplarının tek işlevi, gebeliğin başlamasına engel olmaktır. Spiral ve doğum kontrol hapları gibi diğer yöntemlerde olduğu gibi, bu haplarla da hastalıklara karşı korunma sağlanamaz." şeklinde konuştu.
Doğum kontrol haplarının kullanımı sırasında kullanılan bazı ilaçlar hapın etkisini azaltıp hamilelik riskini artırabilir. Bu ilaçlar şu şekildedir:
Antibiyotikler: Antibiyotiklerin genelinin hapın etkisini azalttığı düşünülse de son araştırmalar [1] gösteriyor ki buna sebep olan tek antibiyotik rifampisin. Ancak antibiyotiğin, doğum kontrol hapının etkisini azaltma ihtimali vardır ve bu durum sonucu kişinin hamile kalma riski artabilir. Bu nedenle uzmanlar, antibiyotik ve doğum kontrol hapının beraber kullanıldığı dönemde kişinin yedek bir doğum kontrol yöntemi kullanmasını da önermektedir [2].
Anti-HIV ilaçları: Araştırmalar [3], HIV tedavisinde kullanılan bazı retrovirallerin doğum kontrol haplarını daha az etkili hale getirebileceğini gösteriyor. Doğum kontrol haplarının yanı sıra bir anti-HIV tedavisi almadan önce sağlık uzmanına danışılmalı [2].
Antidepresanlar: Depresyon tedavisi için kullanılan bazı ilaçlar hormon düzeylerini değiştirebilir [4] ve hapın etkinliğini olumsuz etkileyebilirler. Bununla birlikte, antidepresanlar hormon seviyesini etkileyebileceğinden, ruh hali veya kaygı üzerinde bir yan etkileri de olabilir [5].
Antikonvülsanlar (Duygudurum düzenleyiciler): Yaygın olarak antikonvülsanlar, uyku yardımcıları ve duygudurum düzenleyiciler olarak kullanılan bu ilaçların doğum kontrolünü engellediği bilinmektedir; bunlara felbamat, lamotrijin, fenobarbital ve primidon dahildir. Okskarbazepin, karbamazepin, fenitoin ve topiramat gibi nöbet ve sinir ağrısını tedavi eden diğer ilaçların da doğum kontrolünü daha az etkili hale getirdiği bilinmektedir [5].
Diyabet ilaçları: Araştırmalar [6] gösteriyor ki diyabeti tedavi eden ilaçlar olan Actos (pioglitazon) ve Avandia (rosiglitazon maleat), doğum kontrol hapının etkinliğini azaltabiliyor. Kullanılan hap ve ilacın etkileşime girip girmeyeceklerini görmek için ilaçları sağlık uzmanına göstermek gereklidir.
Bulantı önleyici ilaçlar: Araştırmalar [7], mide bulantısına neden olan kimyasalları bloke eden bir ilaç olan Emend'in (aprepitant) doğum kontrolünün etkinliğini azaltabileceğini gösteriyor. Şu kısım da önemli ki kişi, doğum kontrol dozunu aldıktan sonra iki saat içinde kusarsa, vücut hapı tam olarak ememez. Kişi, bulantı ve kusmaya yatkın bir bünyeye sahipse, doğum kontrol seçenekleri hakkında doktoruyla konuşmalıdır [5].
Pulmoner hipertansiyon ilaçları: Akciğer damarlarında yüksek tansiyonu olan kişilerin tedavisinde kullanılan bir ilaç olan Tracleer (bosentan) kandaki hormon seviyelerini azaltarak doğum kontrolün etkinliğini azaltabilir[2].
Bitkisel takviyeler ve vitaminler: Araştırmalar [8] gösteriyor ki, insanların depresyon, uykusuzluk veya anksiyete semptomlarına yardımcı olmak için aldıkları bir takviye olan sarı kantaron ve soya fasulyesinden elde edilen, menopozla ilişkili sıcak basmalarını azaltabilen veya güçlü kemiklerin korunmasına yardımcı olan soya izoflavonları ve bunun gibi bazı takviyeler, doğum kontrol haplarının etkinliğini azaltabiliyor.