İyi bir gerilim film izliyorsanız, kendinizi tamamen filmin içinde hissedersiniz. Asla sıkılmazsınız çünkü gevşeyecek bir anınız bile olmaz. Şüphe ve tedirginlik hiç geçmez, tansiyon asla düşmez. Koltuğunuza yapışmış bir şekilde sahneler içinde kaybolursunuz. Böyle anlatınca canınız iyi bir gerilim çekti mi? Buyrun size herkesin izlemesi gereken ve bir kere görmenin yetmediği 15 gerilim filmi!
Seri katil filmleri arasında en etkileyiciler arasında hiç kuşkusuz başı çeken bu David Fincher filmi, yağmurların hiç durmadığı, kasvetin tükenmek bilmediği, film boyunca adı telaffuz edilmeyen bir şehirde geçiyor. İncilde bahsedilen yedi ölümcül günaha göndermeler yaparak kurbanlarını feci şekilde öldüren bir seri katili yakalamaya çalışan çaylak ve kıdemli dedektifin hikayesini anlatan Se7enda sinemaseverlere rahat yüzü yok. Başrollerde Brad Pitt, Morgan Freeman ve Gwyneth Paltrow var.
yılında aday olduğu yedi dalın beşinde Oscar heykelciğini kucaklayan The Silence of the Lambs yani Kuzuların Sessizliği; tekinsiz atmosferi, muhteşem senaryosu ve başrol oyuncuları Jodie Foster ile Anthony Hopkinsin muazzam performansları sayesinde insanı oturduğu yere mıhlayan, tüm zamanların en iyi filmlerinden. Amerikalı yazar Thomas Harrisin romanından beyazperdeye uyarlanan ve hiç kuşkusuz sinemanın en ikonik karakterlerinden biri olan Hannibal Lecter karakterinin şekillendirdiği film, genç FBI ajanı Clarice Starlingin, bir kadını, kurbanlarının derilerini yüzen bir psikopatın elinden kurtarma çabalarını konu alıyor. The Silence of the Lambs ile ilgili önemli bir bilgi de, en baba beş Oscarı kazanan üçüncü film olması. Bu ürkünç başyapıt En İyi Film, Erkek Oyuncu, Kadın Oyuncu, Yönetmen ve Senaryo dallarında heykelcikleri evine götürmüştü.
Korku üstadı Alfred Hitchcockun klasiklerini temsilen, Rear Windowu dahil ettik gerilimli listemize Bacağını kırarak bir süreliğine tekerlekli sandalyeye mahkum olan bir foto muhabirinin hikayesine odaklanan Rear Windowda, kahramanımızla beraber biz de röntgenciliğe başlamış oluyoruz. Şüphe unsurunun yaklaşık iki saat boyunca silinmediği Rear Window, başrollerde James Stewart, Grace Kelly ve Wendell Coreyyi buluşturuyor. te dört dalda Oscara aday olan bu klasik, birinci sınıf bir gerilim ve tüm zamanların en unutulmaz yapımlarından biri
Sinemanın en esrarengiz ve anlaşılması zor yönetmenlerinden David Lynchin karmaşık örgüsüyle izleyicisini büyüleyen kült filmi Mulholland Drive, aslında kategorize edilmesi pek de mümkün olmayan bir yapım. İnsanı gerim gerim geren bir film noir olarak da nitelendirilebilecek Lynch klasiği, insanı allak bullak ederken bir yandan da hayran bırakıyor. İki buçuk saatlik sürreal bir rüya görünümündeki Mulholland Driveın başrollerinde Naomi Watts, Laura Harring ve Justin Theroux var. Lynchin de En İyi Yönetmen Oscarına aday olduğunu ancak A Beautiful Mindın yönetmeni Ron Howarda kaybettiğini de anımsatalım.
İzleyicisini germeyi seven Darren Aronofsky’in yönetmen koltuğunda oturduğu Black Swan için, kahramanının karanlık tarafa geçişini en güzel anlatan, bunu yaparken de insanı diken üstünde tutan bir modern klasik desek yanılmış sayılmayız. Enfes performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscarına uzanan Natalie Portman’ın canlandırdığı Nina karakterinin, narin ve ürkek beyaz kuğuyken saplantı ve hırsın etkisiyle karanlığa teslim oluşunu izlediğimiz Black Swanın her bir sahnesi ders niteliğinde. Beş Oscar adaylığı olan filmin başrollerinde Natalie Portman, Mila Kunis ve Vincent Cassel var.
The Vanishingi izlerken insan kendine sormadan edemiyor: Ya benim başıma böyle bir şey gelseydi? Ürkütücülüğünü gerçeğe olan yakınlığından alan bu gerilim, otomobillerine atlayıp tatile gitmek için yola koyulmuş bir çift olan Rex ve Saskiaya odaklanıyor. Yol üzerindeki bir dinlenme tesisinde duruyorlar, Saskia içecek bir şeyler almak için içeri giriyor. Ve giriş o giriş George Sluizer imzasını taşıyan film, insanı iliklerine kadar geren, uyanmak isteyip de uyanamadığınız bir kabus gibi.
Gerilim benden sorulur diyen David Fincherın bir diğer filmi olan The Game, başarılı bir bankacı olan Nicholas Van Ortonın, doğum gününde aldığı bir hediyeyle hayatının alt üst oluşunu merkeze alıyor. Michael Douglas, Sean Penn ve Deborah Ungerı buluşturan kadrosuyla The Game, iki saati aşkın süresiyle düşmeyen bir tansiyon ve bitmeyen bir gerilim vadediyor izleyicisine. Fincherın Se7endan iki yıl sonra çektiği film, aynı anda hem tahmin edilebilir hem de sürprizlerle dolu olmayı başaran bir beyin egzersizi.
En iyi Stephen King uyarlamaları arasında kuşkusuz başlarda yer alan Misery, sert bir saplantı hikayesi. Ünlü bir yazarın, geçirdiği trafik kazası sonrasında, bir hayranının evinde kırık bacakla uyanması ile gelişen olayları anlatan film, başrolde James Caan ve Kathy Batesi buluşturuyor. Sıra dışı bir kedi-fare oyununun anlatıldığı Miseryde Kathy Bates, muazzam performansıyla Oscarı kucaklamıştı.
David Fincher imzasını taşıyan bir diğer seri katil filmi olan Zodiacın hikayesi gerçek olaylara dayanıyor. ların sonlarında San Francisco halkına musallat olan, gazetelere ve polislere işlediği cinayetlerle ilgili şifreli mektuplar gönderen bir katile odaklanıyor. Başrollerde Jake Gyllenhaal, Robert Downey Jr. ve Mark Ruffaloyu buluşturan Zodiac, Cannesda Altın Palmiyeye aday olmuştu. Gerilim sevenlerin kaçırmaması gereken film, 3 saate yaklaşan süresine rağmen bitmesin dedirtiyor.
İtalyan yönetmen Michelangelo Antonioninin ilk İngilizce filmi olma özelliğini taşıyan Blow-Up, Londrada tanık olduğunu düşündüğü cinayeti çözmeye çalışan bir fotoğrafçı olan Thoması merkeze alıyor. Antonioni ustanın de En İyi Yönetmen dalında Oscara aday olduğu film, Cannesdan Altın Palmiye ile dönmüştü. Türkçeye Cinayeti Gördüm adıyla çevrilen filmin gizem ve gerilim dozu hiç düşmüyor.
A Single Man ile moda sektöründen sinemaya adım atan Tom Ford, Türkçeye Gece Hayvanları olarak çevrilen Nocturnal Animals ile turnayı gözünden vurdu. Efsane açılış sahnesiyle bizi çok da alışık olmadığımız türden bir sinema deneyiminin beklediği mesajını veren Ford, Nocturnal Animalsdaki çok katmanlı hikayesiyle izleyicisini koltuğa mıhlamayı başarıyor. Zengin ve mutsuz sanat galerisi sahibi Susan rolünde Amy Adamsın harikalar yarattığı filmde, gözleriyle konuşan bir diğer oyuncu olan Jake Gyllenhaal, Susanın eski kocası rolünde Filmin diğer ağır toplarından Michael Shannon, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar adaylığı kazanmıştı.
Michael Shannon demişken Shannonın insanı gerim gerim geren performansıyla hayran bıraktığı Take Shelter, yaklaşan korkunç bir fırtınaya dair rüyalar gören ve ailesini korumak için sığınak inşa etmeye başlayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Shannona Jessica Chastainin eşlik ettiği bol ödüllü film, Jeff Nichols imzasını taşıyor.
Amerikalı polisiye yazarı Patricia Highsmithin aynı adlı romanından uyarlanan The Talented Mr. Ripley, insanı çaktırmadan geren, bir izleyenin bir daha kolay kolay unutmadığı filmlerden. Başrolde Ripley olarak Matt Damonı izlediğimiz ve ona Jude Law, Gwyneth Paltrow Cate Blanchett ve Philip Seymour Hoffmanın eşlik ettiği film, Anthony Minghella imzasını taşıyor. yılında Jude Lawun En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı olduğu film, müzikleri, sanat yönetimi ve kostümleriyle de öne çıkıyor.
En az yapımı orijinal Cape Fear kadar beğenilen bu remake, Martin Scorsese ile Robert De Niro işbirliklerinin ne denli iyi sonuçlar verdiğini insana hatırlatan cinsten bir film. De Nironun tüyler ürperten performansıyla Oscara da aday gösterildiği film, 14 yıllık cezasını çektikten sonra hapisten çıkan ruh hastası tecavüzcü Max Cadynin, onu mahkemede yeterince iyi savunmadığına inandığı avukatına musallat oluşunu merkeze alıyor. De Niroya Nick Nolte, Jessica Lange ve Juliette Lewis eşlik ediyor.
Brian De Palmanın olay yaratan filmi Dressed to Kill, sorunlu bir evliliği olan kadının, yaptığı bir kaçamak sonrasında uzun boylu sarışın bir kadın tarafından öldürülmesiyle sarpa saran olayları konu alıyor. Cinayete tanık olan telekızın, hem olayı çözmeye çalışması hem de kendi canını kurtarmaya çalışmasını merkeze alan kült film, başrollerde Michael Caine, Angie Dickinson ve Nancy Allenı buluşturmuştu. Nancy Allenın Altın Küre adayı olduğu Dressed to Kill, izleyicisini sürüklediği Hitchcockvari şüpheler ve şok edici finaliyle hafızalara kazınmıştı. Seveni kadar hazzetmeyeni de bol olan yapım, Carrie ile korku meraklılarını mest eden De Palmanın, söz konusu gerilim olunca ne kadar iyi işler ortaya çıkarabildiğinin kanıtı gibi aslında
yılında çekilen ve en sevilen gerilim filmlerinin başında gelen Shutter Island, ünlü yönetmek Martin Scorsese’nin en fazla ses getiren filmlerinden bir tanesi. yılında geçen bu filmde ABD’li iki ajan, içerisinde suç işlemiş akıl hastalarının bulunduğu bir hastaneden kaybolan hastanın kaybolmasını araştırmak için görevlendirilir. Bir adada bulunan bu hastaneyi araştırmaya giden ajanlardan biri olan Teddy Daniels, hastanede etik olmayan bazı şeyler döndüğünden şüphelenmeye başlar. Bir süre sonra hafızasından, onunla birlikte hastaneye araştırmaya gelmiş ortağından ve hatta kendi akıl sağlığından şüphe etmeye başlayan Teddy’nin hikayesini izlerken hem gerilecek hem de işin aslının ne olduğunu merak edeceksiniz.
yapımı Room da kesinlikle ’lerin en iyi filmleri listesinde olmayı hak ediyor. Gerçek bir hikayeden esinlenerek çekilen bu filmde yedi yıl boyunca bir odada hapis tutulan genç bir kadının, beş yaşındaki oğluyla birlikte yaşadıkları hayata tanık oluyoruz. Dış dünyaya erişimi olmayan ve basit bir televizyon harici dış dünyaya erişimi olmayan kadın ve oğlu, adamın elinden kurtulmak için bir plan hazırlığındadır. Anne ve oğul arasındaki ilişkinin en kötü koşullar altında dahi devam ettiğine ve aralarındaki bağın inanılmaz olduğuna tanık olacağınız bu filmde gerilim dolu dakikalar yaşayacak ve ikilinin bu korkunç hayattan kurtulup kurtulamayacağını merak edeceksiniz.
İlginizi çekebilir: En iyi gerilim filmleri: Netflix’te izleyebileceğiniz en sürükleyici 10 gerilim filmi
Güney Kore sinemasının başarılı gerilim filmlerinden biri olan yapımı Memories of Murder, yılında Kore’de geçiyor. Filmde genç bir kadının cesedi işkence edilip öldürülmüş şekilde bulunur. Cinayetten iki ay sonra benzer olaylar tekrar gerçekleşir. Bölgede görevli dedektifler ve başka bir şehirden gelen dedektif, olayı araştırmaya başlar ve suçlu profili oluşturmaya çalışırlar. Suçlunun belli bir kurban profili olduğunu keşfeden dedektifler, suçluya tuzak kursa da bu da bir işe yaramayacaktır. Cinayetleri çözme ihtimalleri azalmaya başlayan dedektifler büyük bir umutsuzluğa sürüklenirken siz ise olayları gözünüzü kırpmadan izleyeceksiniz.
Oldboy’un üzerinden yaklaşık 20 yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen Güney Kore yapımı bu film hala günümüzde gerilim dozu en yüksek filmlerin başında geliyor. Filmde başkahramanımız, çok sarhoş olduğu bir gece penceresiz ve izole bir otel odasına kitlenir. Hayatının 15 yılını burada geçiren Oh Dae-Su, içerisinde yaşadığı odaya neden hapsedildiğini bilmez. 15 yıldan sonra aniden serbest bırakılır ve intikam almak için kendisine işkence eden kişilerin izini sürmeye başlar. Oh Dae-Su’nun intikam almak isterken geçmişinden karşılaşacağı şok edici olaylara tanıklık edeceksiniz.
yapımı olmasına rağmen hala en çok izlenen gerilim filmleri arasında bulunan Dogville, Colorado’da küçük bir kasabaya sığınan bir kadının hikayesini ele alıyor. Kasaba halkı başlarda bu kadından şüphe duysa da zamanla ondan memnun kalır ve hatta kasabaya yaptığı katkılardan dolayı para ödemeye başlar. Kadının peşindeki polislerin kasabaya gelmesiyle birlikte kasaba halkı, kadını saklamanın karşılığında ondan daha fazla çalışmasını talep ederler. Kasabalıların talepleri, kadından akıl almaz şeyler talep edilene kadar armaya devam eder. Bu filmi izlerken kendinizi kadının yerine koyacak ve insanların ne kadar kötü kalpli ve iki yüzlü olabildiklerine şahit olacaksınız.
Listemizde daha önce bahsettiğimiz Oldboy, aslında yönetmenin üç filmden oluşan bir seri halinde planladığı filmlerden bir tanesi. Seride yer alan ve çok sevilen gerilim filmlerinden bir diğeri Lady Vengeance olarak karşımıza çıkıyor. Filmde çocuk kaçırma ve cinayet suçlarından haksız yere suçlanan Lee Geum-ja, 13 yılın ardından serbest bırakılır. Üzerine kalan korkunç suçların arkasında bulunan adamdan intikam almaya kararlı olan Lee, hücre arkadaşlarının yardımıyla mükemmel bir intikam planı yapar. Ancak Lee bir yandan zamanında ayrı kalmaya mecbur olduğu kızıyla arasını düzeltmeye çalışırken bir yandan da intikam ateşiyle yanıp tutuşur. Filmde Lee’nin yaşadığı ikileme tanık olacak ve ne kararlar alacağını merak içerisinde izleyeceksiniz.
Aynı adlı romandan uyarlanan yapımı History of Violenceın hikayesine göre, mütevazı bir Indiana kasabasında yaşayan lokanta sahibi Tom Stall, karısı ve çocuğuyla mütevazı bir hayat sürmektedir. Banliyödeki lokantasına yapılan bir soygun girişimi, cesur çabaları sayesinde bastırıldıktan sonra, yerel bir gangster ona karşı çıktığında, Stall hayatını değiştiren sonuçlarla karşı karşıya kalır. Başrol oyuncusu Viggo Mortensenin, filmde ahlaki mantık ve o ilkel içgüdü tarafından yönlendirilen aile babasını müthiş bir şekilde canlandırdığını da belirtelim.
’lerin en iyi filmleri arasında gösterilen Prestige, yılında çekilen ve yönetmenliğini Christopher Nolan’ın yaptığı bir film. Gerilim-gizem türündeki bu film, Viktorya Dönemi Londra’sında geçiyor. Filmin başkarakterleri arasında Robert Angier, karısı Julia McCullough ve Alfred Borden yer alıyor. Robert, bir sihirbazdır ve karısı Julia sihirbazlık performanslarının birinde hayatını kaybettiğinde bundan Alfred’i sorumlu tutar. Robert ve Alfred’in birbirine düşman olmasıyla birlikte her ikisi de ünlü ve rakip sihirbazlar haline gelirler ve birbirlerinin sahne performanslarını sabote etmeye çalışırlar. Birbirlerini saf dışı etmek için ellerinden geleni yapmaya ant içen ikili, yavaş yavaş hayatlarını kendi elleriyle mahvetmeye başlayacaktır.
Dizi & Film
Çok Gerileceksiniz: İzlerken Sizleri Ekrana Kilitleyecek Son Zamanların En Popüler 30 Gerilim Filmi
Film severlerin izlemeyi en sevdiği türlerden bir tanesi gerilim filmleridir. Hatta gerilim filmleri kimileri için bir tutku bile olabiliyor. Biz de gerilim sevenler için son zamanların en iyi gerilim filmlerini sizler için derledik. Keyifli seyirler!
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda