Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarınca hazırlanan "Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelikle, epilepsi hastalarına birinci grup sürücü belgesi sınıflarının verilmesine ilişkin şartlarda düzenlemeye gidildi.
Buna göre, "şuur kaybının olduğu, şuur kaybının olmadığı, uyarılmış veya uyarılmamış epilepsi nöbeti geçiren hastalar, altı aylık periyotlarla nöroloji muayenesi yaptırdıklarını, 3 yıl boyunca, ilaçsız veya en fazla iki antiepileptik ilaç kullanır halde iken nöbet geçirmediklerini belgelemeleri halinde" durumları nöroloji sağlık kurulunda değerlendirilecek. Daha önce hastaların 5 yıl boyunca nöbet geçirmediklerini ve antiepileptik ilaçları kullanmadıklarını belgelemeleri gerekiyordu.
Ayrıca, ilk veya tek uyarılmamış epilepsi nöbeti geçiren kişilerin altı aylık periyodlarla nöroloji muayenesi yaptırdıklarını, 2 yıl boyunca nöbet geçirmediklerini ve antiepileptik ilaçları kullanmadıklarını belgelemeleri halinde durumları nöroloji sağlık kurulunda değerlendirilebilecek. Eski yönetmelikte, bu gruptaki hastaların ise 3 yıl boyunca nöbet geçirmediklerini belgelemeleri gerekliydi.
Epilepsi ve Yaşam Derneği Başkanı Ebru Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, nöbet geçirmemelerine rağmen hayatı boyunca ilaç kullanmaya devam etmesi gereken hastalar bulunduğuna işaret etti.
Avrupa ülkelerinde, 1,5 yıl nöbet geçirmeyen epilepsi hastalarının ehliyet alabildiğini belirten Ebru Öztürk, "Türkiye'de de hastaların nöbet geçirmediklerini belgelemeleri istenen sürenin düşürülmesi memnuniyet verici. Nöbet geçirmeyen ama ilaç kullanmaya devam eden epilepsi hastalarına da ehliyet verilmesini istiyorduk. Çünkü şeker, tansiyon hastaları gibi düzenli ilaç kullanan ama nöbet geçirmeyen bu hastaların araç kullanması için bir engel bulunmuyor. Yönetmelik değişikliği bizleri çok mutlu etti. " dedi.
Öztürk, ehliyet alamayan hastaların birçok zorluk yaşadığına dikkati çekerek, "İlaç kullanan hastalar ehliyet alamadıkları için araç kullanamıyordu. Bu da onların sosyal ve iş hayatını olumsuz etkiliyordu. İşe giremeyen veya ehliyetleri olmadığı için işten çıkarılan hastalar vardı. Yapılan değişiklikle birçok epilepsi hastasının işsiz kalması ve sıkıntı yaşamasının önüne geçildi." değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.Üniversitemiz Tıp Fakültesi Öğrencileri tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Epilepsi kKongresi bu yıl Sivas’ta Yapıldı.
Merkezi Amfi’de düzenlenen programa, Gençlik ve Spor İl Müdürü Erdoğan Tunç, Kültür ve Turizm İl Müdür Vekili Teoman Karaca, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Görevlisi Mustafa Karademir, Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Suat Topaktaş, Türk Epilepsi ve Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Naz Yeni ve çok sayıda akademisyen öğrenci katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan programın açış konuşmasını yapan Kongre Başkanı Tıp Fakültesi öğrencisi Çiğdem Saraç, “Bu zor süreçte kongreyi hazırlamada bize yardımcısı olan Valimiz Salih Ayhan’a, Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız’a teşekkür ediyorum. Çağımız hastalıklarından olan epilepsi hastalığına farkındalık oluşturmak istedik. Ayrıca her yıl farklı bir ilde gerçekleşen kongreyi bu yıl Sivas’ta düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.” dedi.
Ardından konuşan oturum başkanı Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Suat Topaktaş, Epilepsi hastalığı hakkında bilgi vererek, “Uzun yıllardır var olan epilepsi hastalığı neredeyse cinlerle bile ilişkilendirilmiştir. Beyin hastalığı olduğunu bizler biliyoruz ama bunu vatandaşlarımıza aksetmemiz oldukça zaman almıştır. Epilepsi nöbeti, beynin normal aktivitesinin, sinir hücrelerinde geçici olarak meydana gelen anormal elektriksel aktivite sonucu bozulması ile oluşan klinik bir durumdur. Halk arasında ‘Sara Hastalığı’ olarak da bilinen epilepsi, kendini epileptik nöbetler ile de göstermektedir. Epileptik nöbet gerçekleştiğinde hastada geçici bilinç kaybı da olmaktadır. Kişinin tek bir nöbet geçirmesi, epilepsi hastası olduğu anlamına gelmez. Bu tür çalışmaların vatandaşlarımıza bilgi aktarmamıza yardımcı olacağını düşünüyorum. Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Son olarak konuşan Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim üyesi Mustafa Karademir, Türkiye’nin en köklü tıp fakültelerinden olan Tıp Fakültemiz hakkında bilgi vererek, katılımcılara teşekkür etti.
Program Türk Epilepsi ve Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Naz Yeni’nin sunumuyla devam etti.
Kongrenin kültür programı kapsamında Divriği Ulu Cami, Şuğul Vadisi, Gürün Gökpınar Gölü gezisi düzenlendi. Gezi programı sayesinde Sivas’ın birçok önemli güzelliklerini gördüklerini ifade eden misafirler, kongrenin yapılmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Epilepsi, beyin hücreleri arasında yaşanan normal elektriksel aktivitenin, değişik sebepler sonucu, geçici olarak bozulması şeklinde açıklanıyor. Kısa süreli elektriksel boşalımla ortaya çıkan bu durum ise, nöbet olarak tanımlanıyor. Nöbetin türü, bu anormal elektriksel boşalımın beyin bölgesinin neresinde gerçekleştiğine, bu bölge ile sınırlı kalıp kalmadığına ve beynin diğer bölgelerine ne hızda yayıldığına göre değişiyor.
OTUZDAN FAZLA NÖBET TÜRÜ VAR
Tıpta, çok kısa süreli dikkat kaymasından uzun süreli konvülsiyonlara (havale) kadar otuzdan fazla farklı nöbet türü tanımlandığını belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Gamze Eroğlu Arığ, tek bir nöbetin epilepsi tanısı için yeterli olmadığını söyledi.
EPİLEPSİ BU BELİRTİLERLE ORTAYA ÇIKIYOR
Nöbetler sırasında bilinç, davranış, hareket ve algı fonksiyonlarının kısa süreli bozulduğunu aktaran Nörolog, hastalığın belirtilerini şöyle anlattı:
“Her ne kadar epilepsi için baygınlık, vücutta kasılma, ağızdan köpük gelmesi gibi belirtiler tanımlansa da nöbetler, bayılma olmaksızın yalnızca donup kalma, boş bakma, tekrarlayıcı çiğneme-yutma hareketleri, sıçrayıcı anormal kol-bacak hareketleri, anormal koku duyma ya da algı bozuklukları şeklinde ortaya çıkabilir. Tek bir nöbet geçirmiş olmak epilepsi tanısı konulması için yeterli değildir. Epilepsi hastalığından ancak nöbetlerin tekrarlayıcı özellik göstermesi durumunda bahsedilebilir.”
EPİLEPSİ NEDEN KAYNAKLANIR?
Epilepsi, çocukluk çağında en sık görülen nörolojik hastalıklardan biri, 65 yaş ve üzerinde de artış gösterebiliyor. Epilepsinin nedenleri arasında, beyinde gelişimsel bozukluklar, genetik, tümoral, damarsal, enfeksiyon ve metabolizma hastalıklar gösteriliyor. Bunların dışında sebebi bulunamayan nedenler de epilepside ayrı bir grup oluşturuyor. Ayrıca uykusuzluk, açlık, ateşli hastalıklar, bazı ilaçlar da nöbetlerin ortaya çıkışını tetikleyebiliyor.
NÖBET GEÇİRENLERE GEREKSİZ KUVVET UYGULANMAMALI
Epileptik nöbetler, genellikle 1-2 dakika içinde kendiliğinden sonlandığını belirten Nöroloji Uzmanı Arığ, hastanın, nöbet sırasında sert ve keskin objelerle kendine zarar vermemesi için çevresel faktörlerden uzak tutulması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Hastanın nefes almasını güçleştiren giysilerin gevşetilmesi ve hastanın rahatlatılması önerilir. Nöbet durumlarında kesinlikle hastanın ağzı kaşık ya da parmak yardımıyla açılmaya çalışmamalı, yaşanan kasılmaları önlemek için vücuduna gereksiz kuvvet uygulanmamalıdır. Bu müdahaleler, nöbetin sonlanmasına katkı sağlamanın aksine, hastada dişlerde kırılmaya, ortopedik travmalara ve kanamalara yol açabilir. Kolonya vs. koklatmak ise tamamen yararsız uygulamalardır. Nöbet süresi uzayan, birbirine eklenen ve sonlanmayan nöbetler ise mutlaka hastane koşullarında müdahale gerektirir. Nöbet sonlandıktan sonra hasta hemen kendine gelemeyebilir, aşırı yorgunluk, sersemlik hissi ve zihin karışıklığı hissedebilir.”
Epilepsi hastalarının yaklaşık yarısında tek bir ilaçla nöbet kontrolü sağlanabildiğini söyleyen Uzman, ayrıca günümüzde epilepsi cerrahisi ile de başarılı sonuçlar alındığını dile getirdi.
EPİLEPSİ HASTALARI TUZ VE ŞEKERE DİKKAT ETMELİ!
Bazı besinler nöbetlerin önüne geçebilirken, bazıları da ilaçlarla etkileşime girerek nöbet sıklığını ve şiddetini etkileyebiliyor.
Bu nedenle epilepsi hastalarının tüketmesi ve uzak durması gereken besinler olduğunu kaydeden Dr. Gamze Eroğlu Arığ, o besinleri ise şöyle sıralıyor:
• Epilepside en önemli noktalardan biri, vücut kan şekerinin dengeli seyretmesidir. Bu sebeple epilepsi hastaları, şeker içeren besinlerden uzak durmalı, un yerine tam tahıllı ürünler tüketmeye özen göstermelidir. Ayrıca uzun süreli açlıklar kan şekerinin aşırı düşmesine neden olacağından hastalar kesinlikle öğün atlamamalıdır.
• Omega 3 ve Omega 9 gibi sağlıklı yağlar epilepsi hastaları için oldukça faydalıdır. Bu nedenle hastalar Omega 3 ve 9 yağları içeren balıklar tüketmeye özen göstermelidir.
• Alkol ve çay, kahve, kola gibi kafein içeren içecekler epilepsi nöbetlerini tetikleyebildiği için uzak durulmalıdır.
• Greyfurt ve nar gibi meyveler epilepsi ilaçlarıyla etkileşime girebildiği için nöbetler üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
• Sodyum, kalsiyum ve magnezyumun nöbetleri kontrol altına alma özelliği taşıdığı biliniyor. Epilepsi hastalarında öncelikle sodyum, kalsiyum ve magnezyum eksikliklerinin olup olmadığı kontrol edilmelidir. Soydum eksiklikleri için yeterli tuz, kalsiyum için süt ve süt ürünleri, magnezyum için ise kuru baklagiller tüketilmelidir.
• Epilepsi hastalarında çoğunlukla D vitamini eksikliği ve kemik erimesi sorunları ile karşılaşılır. Bu nedenle hastalarda D vitamini takviyesine ihtiyaç duyulabilir. Tabii ki en önemli D vitamini kaynağı güneştir. Ayrıca süt, peynir, yumurta ve balık çeşitleri de diğer D vitamini kaynaklarıdır.
Fotoğraflar: Getty Images Turkey
THERAFLU FORTE,
Bunlar daha ciddi bir durumun işareti olabilir.
Klorfeniramin gibi antihistaminler, barbitüratlar, opioid analjezikler, antikonvülsanlar, antidepresanlar (trisiklik ve MAOI), diğer antihistaminler, antiemetikler, antipsikotikler, anksiyolitikler, hipnotikler, alkol ve diğer santral sinir sistemi (SSS) depresanlarının (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.
Kontrendikasyonlar
THERAFLU FORTE, aşağıdaki durumlarda kontrendikedir: