Epilepsi hastasıyım bana oruç farz mı?Epilepsi hastaları oruç tutmalımı?Epilepsi hastaları oruç fidyesi verebilir mi?
Ramazan ayında oruç tutmak akıllı ve baliğ(ergen )ılan her Müslüman kadın ve erkek üzerine farzdır.Ancak Cenab-ı Hak hasta olan ve seferde olanlara Ramazandan sonra tutmak üzere ruhsat vermiştir,
Ancak yaşlılık ve iyileşme ümidi olmayan hasta kimselere de oruç yerine fidye vermek üzere kolaylık vermiştir. Özürsüz ramazan ayında oruç tutmamak günahtır.Hatta bu kimselerin azap olunacağına dair rivayetler vardır.
Hastalığın kendisi bir özür değildir. Özür olan hastalıktan dolayı kişinin zarar görmesidir.Buda hastalığın oruç sebebiyle artması ve şiddetlenmesidir.Epilepsi hastalarının uzun müddet aç kalmaları hastalığı artırıcı bir sebeb olarak görülsede bu kişiye göre değişebilir.Bu konuda ehil olan Müslüman bir doktor onun oruç tutamayacağı yönünde veya tutmasının hastalığı artıracak olduğuna dair karar verirse epilepsi hastaları oruç tutmayıp,her bir günlük oruçları için fidye verirler.
Epilepsi hastaları oruç tutarmı, epilepsi hastası fidye verebilir mi, epilepsi hastası oruç tutmasa günah olur mu,
"Günün Sözü."
- fetvalar.com
Bu yıl ramazan ayı ve korona sürecini yine birlikte yaşıyoruz. Bu dönemde çeşitli uyku bozuklukları ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Bunlar uykusuzluk ve aşırı uyuma olabiliyor. En sık gördüğümüz sorunsa gece-gündüz ritminin kayması ve buna bağlı ortaya çıkan sorunlardır. Sağlıklı bir ramazan ayı geçirebilmek için uyku-uyanıklık ritmimize dikkat etmeliyiz. Ramazanda gece uykusu sahur nedeniyle bölünebileceğinden gündüz aşırı uykululuk gibi problemler oluşabilir. Bunun en önemli nedeni gece sahur nedeniyle uyanma ve buna bağlı uykunun tam alınamamasıdır.
Ramazan ayında özellikle öğleden sonraları uyku bastırması oruç tutanlar için tanıdık bir durumdur. Çalışmak durumunda olanlarda bu uyku atakları verimsizliğe neden olabilir. Aşırı uyku bastırması dikkat ve bellek bozukluklarına da yol açar, bu nedenle beklenmeyen hatalar ve performans kayıpları görülebilir. Böyle durumlarda mümkünse öğleden sonra kısa bir şekerleme yapılması önerilir. Bu şekerlemeler 12-1 gibi yapılmalı bir saati geçmemelidir.
Uyku öncesi kızartmalardan uzak durulmalı
Uyku düzenini bozan bir diğer durum da yemek yenilip yatılması sonucu uykunun sindirim faaliyetlerine bağlı bozulmasıdır. Bu durumu engelleme için gece yatmadan ve sahurda ağır yenilmemesi önerilir. Uykuya yatmadan önce yağlı ve kızartma tarzı gıdalar tüketilmemelidir. Özellikle reflü rahatsızlığı olan kişiler yatmadan önce yemek yerlerse reflüleri kötüleşebilir. Reflü uykuyu bozan bir durumdur.
Yeni inme geçiren hastalara oruç önermiyoruz
Yeni inme geçirmiş hastaların oruç tutmalarını genelde önermeyiz çünkü bu hastalarımızın uzun süre aç kalmaları inmelerin şiddetinde artışa neden olabilir. Ancak inmenin üzerinden uzun zaman geçmiş ve kişi bedensel açıdan oruç tutabilecek durumdaysa, eşlik eden diğer rahatsızlıklarla birlikte kişi özelinde bir değerlendirme yapılabilir.
Epilepsi hastaları doktor kontrolünde oruç tutmalı
Epilepsi hastalarının da genelde oruç tutmalarını önermemekteyiz. Bunun nedeni nöbetlerin açlıkla tetiklenmesidir. Ancak kişi uzun süredir ilacını içiyor ve nöbet geçirmiyorsa yine hekim görüşü alınarak tutulması önerilir. Tabii ki oruç nedeniyle ilaç saatlerinde aksama olmayacaksa bu yapılmalıdır. Epilepsi ilaçları genelde gün içinde birkaç kez alınır ve oruç nedeniyle doz atlaması olursa nöbetler artabilir. Orucun epilepsiye açlık dışında başka bir etkisi de uyku-uyanıklık ritminin değişmesidir. Nöbet geçirme hikâyesi olan kişilerin özellikle ramazanda uyku-uyanıklık ritmine yüksek miktarda dikkat etmesi önerilir.
Ramazan ayında uzun süren açlık ve susuzluk süresi nedeniyle oruç tutmak isteyen epilepsi hastalarının son derece dikkatli olması gerekiyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cennet Nalan Soyder epilepsi hastalarının Ramazan ayında dikkat etmeleri gerekenleri anlattı.
Ramazan’da yaşam şeklimiz ve sirkadiyen ritmimiz değişir. İlaç alım düzeni bozulur, uyku süresinde azalma ve/veya uyku bölünmeleri, uzun süreli açlık ile susuzluğa bağlı olarak bazı metabolik değişikler, emosyonel stres ve yorgunluk meydana gelir. Bunların her biri ayrı ayrı veya tümü birden aç kalma sırasında nöbet gelişimini etkileyebilir. Oysa epilepsi hastalarının hayatlarının planlı olması istenir. İlaçların gün içinde belli saatlerde alınması, uykunun düzenli ve süresinin yeterli olması, zamanında yemek yenmesi, aç kalınmaması ve günlük su ihtiyacının karşılanması gerekir. Yapılan çalışmalar, Ramazan’da epilepsi hastalarının nöbet sıklığının arttığını göstermiştir. Dolayısıyla epilepsi hastalarının oruç tutmaları önerilmez. Dolayısıyla her hasta bu süreç için nöroloji uzmanına danışmalıdır.
Hastaların kullandıkları ilaç veya ilaçların kullanım özellikleri, etki süreleri, etkinlikleri, vücuttan atılım yolları ve yan etkileri farklıdır. Epilepsi hastalarının ilaçlarını zamanında kullanmaları gerekir. Örneğin bazı ilaçlar 6 saatten daha uzun bir aralıkla önerilmeyebilir ya da günde iki defa alınması gereken ilaçlar arasında belli bir zaman dilimi olması gerekebilir. Uzun süreli açlık sonucu ilaç saatlerinin değişmesi veya dozlarının alınmaması, ilaç etkinliğini azaltıp nöbet riskine ya da ilaca bağlı yan etkilere neden olabilir.
Ayrıca uzun süre aç ve susuz kalmak epileptik nöbetlerini tetikleyebilir. Uzun süreli aç kalma kan şekerinde düşmeye, özellikle sıcak aylarda susuz kalma dehidratasyon ve bazı metabolik değişikliklere yol açarak nöbetlerin sayısının artmasına neden olabilir. Gün içinde yeteri kadar su içme, bazı ilaçların metobolizması, vücuttan atılması ve yan etkilerinin azaltılması için önemlidir. Diğer bir faktör ise uyku düzeninin bozulmasıdır. Az uyuma ya da uykunun bölünmesi nöbet eşiğini düşürerek nöbet riskini artırabilir. Özellikle bazı epilepsi tiplerinde bu daha önemlidir. Çalışmalar Ramazan’da emosyonel stresin ve yorgunluğun arttığını, yaşam kalitesinin bozulduğunu ve bu etkenlerin nöbetleri tetikleyebileceğini ortaya çıkarmıştır.
Tüm hastalar oruç tutmadan önce hekimlerine danışmalıdırlar. Hastalık özellikleri nedeniyle epilepsi hastaları muhakkak kendilerini takip eden hekimleriyle iletişim kurmalıdır. Her hasta kendi içinde değerlendirilmelidir. Hastanın yaşı, hastalık süresi, nöbet tipi, nöbet sıklığı, kullandığı ilaçlar ve sayısı, ilave hastalıklar, EEG ve beyin görüntüleme bulguları gibi faktörler birlikte ele alınmalıdır. Hasta bazında belirlenen olası risk faktörleri hakkında detaylı bilgi verilmelidir. Nöbet geçirme ve nöbet sayısının artacağı belirlenen yüksek risk özelliklerine sahip hastalar oruç tutmamalıdır. Düşük riskli hastalara olası riskler anlatılmalı, hastalar oruç tutmak isterlerse ilaç saatlerinde değişikler yapılması, kan düzeylerinin stabilizasyonun sağlanması belli bir süre gerektirir. Çalışmalar, oruç tutmak isteyen hastaların hekimlerine en az üç ay öncesinden başvurmalarının gerekliliğini vurgulamaktadır. Özellikle nöbet kontrolü sağlanmış nöbetsiz veya nöbet sıklığı az olanlar hastalar; “nasılsa nöbetim yok, nöbet sıklığım az” düşüncesiyle hekime danışmadan kendi kendilerine karar verip oruç tutmamalıdırlar.
Oruç tutabilecek hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaları, hekiminin gerekli gördüğü tetkikleri ihmal etmeden zamanında yaptırmaları ve hekimleriyle iletişim halinde bulunmaları önemlidir. Kulaktan duyma ve/veya sosyal medyadan öğrendikleri her türlü bilgiyi uygulamadan önce hekimlerine danışarak doğruluğunu öğrenmeleri gerekir.