erciyes dağı patlar mı / Erciyes ve Hasan Dağı Türkiye'nin aktif iki yanardağı - Dailymotion Video

Erciyes Dağı Patlar Mı

erciyes dağı patlar mı

Kayseri için korkutan deprem uyarısı: Erciyes ve Hasan Dağı patlar mı?

Türkiye'de son günlerde meydana gelen depremlerin ardından Aksaray'daki Hasan Dağı'nda volkanik hareketlenmenin olduğu gündeme gelmişti.

Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri Temsilcisi Mustafa Umut Özdemir konuyla ilgili yaptığı açıklamada; yanardağın düşük bir ihtimal de olsa patlama ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Türkiye'de iki aktif yanardağ bulunduğunu ve bunların Erciyes ile Hasan Dağı olduğunu belirten Özdemir, "Hasan Dağı Erciyes gibi aktif bir volkan. Uzun süredir Hasan Dağı'nda gaz çıkışı vardı. Son patladığından beri gaz çıkışı devam ediyordu ama son depremlerden sonra Hasan Dağı'nda gaz çıkışı ve sıcaklık artışı gözlemlendi. Volkan'ın daha aktif olabilmesi için çok yüksek büyüklükte bir depremle bacasının açılması gerekir. Buna bağlı birçok lavın birleşmesiyle aktif hale geçmesi gerekir. Şu anda Hasan Dağı ve Erciyes'in aktif olması için şartların değişmesi gerekiyor. Erciyes ve Hasan Dağı'nın patlama riski bana göre düşük. Gaz çıkışı olabilir ama iki yanardağın en son patlama aralıklar 6 bin ile 10 bin yıl arası. Onun için yeniden patlama ihtimali çok düşük. Ama herhangi bir depremle bacalarının yeniden açılmasıyla ve basıncın açılmasıyla yeniden patlayabilir. İtalya'daki gibi büyük patlama değil de küçük lav akıntıları şeklinde olabilir" şeklinde konuştu.

"ÜZERİNDE BULUNDUĞUMUZ FAY HATTI 7 ŞİDDETİNDE DEPREM ÜRETEBİLİR" 

Kayseri'nin de deprem konusunda riskli bölge olduğunu, üzerinde bulunduğu fay hattının 7 şiddetine kadar deprem üretebileceğinin altını çizen Özdemir, "Tüm Türkiye deprem bölgesi. Hemen hemen Türkiye'de riskli olmayan deprem bölgesi çok az. Kayseri de riskli bölgelerden biri, 7 şiddetine kadar deprem üretebilecek bir fay üzerindeyiz. Deprem olur ya da olmaz, kesin bir şey yok. Deprem olacak gelecekte. Ama bunun için ne yapmamız gerekiyor? Sonuçta deprem insanı öldürmüyor, binalar öldürüyor" dedi.

Özellikle çocukların ilkokul çağından itibaren deprem konusunda eğitilmesi gerektiğinin de altını çizen Mustafa Umut Özdemir, "Bina seçerken depremselliğini araştırmalıyız. Özellikle sağlam olmadığını düşündüğümüz bir binada isek deprem durumunda ne yapacağımızı, deprem sonrasında dışarıda nasıl bir yaşam sürdürebileceğimize dair tedbirleri almamız gerekiyor. Kendimize her odada cama yakın korunaklı bölge belirlemeliyiz. Deprem olduğunda telefon şebekeleri gideceği için her aile bir buluşma noktası belirlemeli, deprem çantası hazırlanmalı. Bence en önemli şey eğitim. Eğitimde çocuklar verdiğimiz bir bilgiyi asla unutmuyor. O yüzden özellikle çocuklara ilkokuldan başlayarak depremde ne yapılması gerektiği öğretilerek bilgi birikimi sağlarsak gelecekte binaların daha sağlam olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin yüzde 16’sını volkanlar kaplıyor

Son yılların en büyük volkanik patlaması Pasifik’teki Hunga Tonga Yanardağı’nda meydana geldi. Patlama o kadar güçlüydü ki, Pasifik kıyısındaki ülkelere tsunami uyarıları bile verildi. Dünyada her yıl, bu ve buna benzer yanardağ patlamaları meydana geliyor.

Lavlarını püskürtmeseler de Türkiye’de de pek çok aktif volkan bulunuyor. Bu volkanlardaki hareketlilik ancak takip edilerek saptanabiliyor. Bir gün tıpkı dünyadaki örnekleri gibi “Patlayıp lavlarını püskürtebilirler mi?” sorusu ise merak uyandırıyor. Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşad Asan, Türkiye’nin volkanlarını TRT Haber’e değerlendirdi.

Türkiye’nin yüzde 16’sını volkanlar kaplıyor

Türkiye’de 10 aktif volkan bulunuyor

Türkiye’nin tektonik bir kuşak olan Alp-Himalaya orojenik kuşağının bir parçası olduğunu ifade eden Prof. Dr. Asan, “Ülkemizde jeolojik olarak farklı tip ve yaşta volkanlar yaygın olarak bulunuyor. Bunlar alansal olarak Türkiye’nin yaklaşık yüzde 16’sını kaplıyor” diyor.

Son 10 bin yıl içerisindeki davranışları incelendiğinde, jeolojik açıdan ülkemizdeki aktif volkanlar ise şöyle sıralanıyor:

Acıgöl (Nevşehir), Ağrı Dağı (Iğdır- Ağrı), Erciyes Dağı (Kayseri), Göllüdağ (Niğde), Hasan Dağı (Aksaray), Karacadağ (Şanlıurfa-Diyarbakır), Karapınar (Konya), Kula (Manisa), Nemrut Dağı (Bitlis), Tendürek Dağı (Ağrı).

Türkiye’nin yüzde 16’sını volkanlar kaplıyor

“Volkanik aktiviteler, önceden belli oranda tahmin edilebilir”

Son dönemlerde özellikle Erciyes ve Hasan Dağı’ndaki hareketliliğe ilişkin haberler gündeme geliyor. Prof. Dr. Asan konuya ilişkin, “Bu volkanlardan güncel gaz çıkışlarının gözlenmesi ve bölgedeki sıcak su kaynaklarının varlığı bunların aktivitesine dair önemli ipuçları” yorumunda bulunuyor.

Volkanik aktiviteler birdenbire gelişmiyor. Çeşitli araştırmalar sayesinde süreç adım adım gözlenebiliyor. Prof. Dr. Asan, volkanların nasıl takip edildiğini şöyle anlatıyor:

“Volkanik aktiviteler, önceden belli oranda tahmin edilebilir jeolojik olaylardır. Bu tahmin işlemi, ileri teknoloji araştırma kurumları olan volkan gözlemevleri vasıtasıyla yapılıyor. Volkan gözlem evlerinde aktif volkanlar, jeolojik ve jeofiziksel yöntemlerle izleniyor. Böylece sismik aktivite (depremsellik), yer deformasyonu, ısıl değişim ve volkanın çıkardığı gazların bileşimi gibi veriler sürekli olarak kayıt altına alınıyor. Bu verilerden elde edilen sinyaller, volkanın bir sonraki aktivitesinin ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmek için kullanılıyor.”

Fotoğraf: AA Arşiv [Fotoğraf: AA Arşiv ]

Türkiye’de aktif volkanlar takip edilmeli

Peki Türkiye’deki volkanlar ne durumda? Şimdi değilse bile ileride patlamalar görülebilir mi? Prof. Asan sorunun yanıtını şöyle veriyor:

“Türkiye’deki volkanların, uyuyan tipteki aktif volkanlar olduğu ve gelecekte yeniden aktivite göstermesinin jeolojik olarak muhtemel olduğu unutulmamalı. Ancak buradan bu volkanların yakın gelecekte yıkıcı etkileri olabilecek püskürmeler üretebileceği anlamı çıkarılarak, volkanların çevresinde yaşayan insanları paniğe sevk etmek doğru olmaz. Bu nedenle ülkemizdeki aktif volkanların uzmanlar tarafından izlenerek, oluşabilecek potansiyel risklerin değerlendirilmesi uygun olacaktır.”

Bu bölgelerde meydana gelen depremlerin, volkanik hareketlilik yaratıp yaratmayacağı da merak edilen bir diğer konu. Prof. Dr. Asan, “Detaylı araştırmalar yapılmadan bölgede yaşanan depremlerin, bir volkanik püskürmenin öncüsü olduğunu iddia etmek bu aşamada spekülatif olacaktır” diyerek sözlerini sürdürüyor:

“Volkanik püskürmeler ile depremler arasında yakın bir ilişki mevcuttur. Aktif volkanik sahalar, sıcak-hareketli eriyik (magma) ve akışkanların yoğunlaştığı yerler olduğu için, diğer alanlara nazaran depremselliğin yüksek olduğu sahalardır. Bu nedenle gerek volkanik püskürme ile ilişkili gerekse de püskürme olmaksızın magmanın kabuk içinden yüzeye doğru hareketine bağlı olarak, depremsellikte belirgin bir artış gözlenir.”

Fotoğraf: AA Arşiv[Fotoğraf: AA Arşiv]

Volkanik depremler farklı özelliklere sahip

Volkanik kökenli depremlerin çoğunlukla tektonik depremlerden farklı sismik sinyaller ürettiğini belirten Prof. Dr. Asan, “Volkanik depremler, tektonik depremlere göre daha sığ -genel olarak 9 kilometreden az- odaklıdırlar. Volkanik depremlerin tektonik depremlerden diğer bir farkı da volkanik depremlerin birbirine yakın büyüklükte meydana gelen bir grup sarsıntıdan oluşmasıdır ki, bu durum tektonik depremlerde gözlenen ‘ana şok’ ve ‘artçı şok’ karakteristiklerine benzemez” diye açıklıyor.

Volkanların çevresindeki artan sismik hareketliliğin, bir volkanik aktivitenin öncüsü olup olmadığının ortaya konulabilmesi Türkiye’de son yıllarda çeşitli araştırmalar yürütüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Asan, “Bu araştırmaların somut sonuçları ortaya konulmadan değerlendirme yapmak spekülasyona neden olacaktır” diyor ve sözlerini şöyle noktalıyor:

“Bazı volkanlar öncesinde hiçbir sinyal vermeden de püskürebiliyor. Bu nedenle yukarıda adı geçen volkanlara karşı sürekli uyanık kalmamız gerekiyor.”

kaynağı değiştir]
  1. ^"Global Volcanism Program (İngilizce)". 19 Ağustos tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül &#;
  2. ^"Record (İngilizce". 14 Temmuz tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım &#;
  3. ^"Britannica Ansiklopedisi, Toros Dağları (İngilizce)". 7 Nisan tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım &#;
  4. ^Strabo, Geographica
  5. ^Ünaldı, Ü. E., () Erciyes Dağı"nın Fiziki Coğrafyası. Erciyes Dağı’nın jeomorfolojik, klimatolojik, toprak, hidrografik ve bitki örtüsü özellikleri
  6. ^Bozkurt E., Neotectonics of Turkey–a synthesis. Geodinamica
  7. ^abcdefseafoodplus.info?cid=&#;
  8. ^abSarıkaya, M.A., Çiner, A. & Zreda, M., Late Quaternary glacial deposits of the Erciyes Volcano, (in turkish). Hacettepe University Bulletin of Earth Sciences, 27,
  9. ^abKayseri Yıllığı ; İl Çevre Değerlendirme Raporu
  10. ^Güner, Y., Emre, Ö., Erciyes dağında Pleyistosen buzullaşması ve volkanizma ile ilişkisi. Jeomorfoloji Dergisi, 11,
  11. ^Global Historical Climatology Network, version 2, seafoodplus.info /ghcnmonthly/seafoodplus.info, accessed in January

Dış bağlantılar[değiştir kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir