erdoğan yargı reformu / Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi Belgesini Açıkladı

Erdoğan Yargı Reformu

erdoğan yargı reformu

Cumhurbaşkanı Erdoğan Yargı Reformu Strateji Belgesini açıkladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve kamuoyu tarafından merakla beklenen Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni canlı yayında açıkladı. Tutuklama talebinin ölçülü olması adına önemli adımlar attıklarını söyleyen Erdoğan,' Bu belgede yer alan hususların kanun ve diğer düzenlemeler konusunda sizlerin katkılarını almayı sürdüreceğiz. Bu çalışmanın yasal düzenleme gerektiren kısmını TBMM yapacak, idari kısmının muhatabı benim' dedi.

Yayınlanma: 16:19 - 30 Mayıs 2019 Güncellenme:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mevzuatta tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu sürenin tüm safahatı kapsadığını belirterek, “Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz.” dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Yargı Reformu Stratejisi Programında Yargı Reformu Strateji Belgesini açıkladı.  Belgedeki perspektif, amaç, hedef ve faaliyetleri ana hatlarıyla aktarmak istediğini belirten Erdoğan, belgenin iki temel anlayış, iki temel perspektif üzerine oturduğunu söyledi. Bunlardan birincisinin hak ve özgürlükler olduğunu ifade eden Erdoğan, bu perspektifin özünde demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi hedefi bulunduğunu dile getirdi.

Hükümete geldikleri 2002’den itibaren Türkiye’nin önceliklerini bu başlıklar etrafında şekillendirmeye gayret ettiklerini anlatan Erdoğan, her alanda özgürlüklerin genişletilmesi için yaptıkları mevzuat değişiklikleri ve yapısal reformların burada tek tek sayılamayacak kadar çok olduğunu vurguladı.  İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak gördüklerinin altını çizen Erdoğan, bilhassa son 6 yıllık süreçte ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atıklarını kaydetti.

Erdoğan, Anayasa başta olmak üzere mevzuatta köklü değişiklikler yaptıklarını, bu belgeyle ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi ve daha ileriye taşınması konsunda yeni yaklaşımlar ortaya koyduklarını ifade etti. Türkiye’nin, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını belirlemiş bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, geçmişte hep tartışılan
sistematik işkence ya da kötü muamele iddialarının artık geride kaldığını, bu alandaki kazanımları korumakta kararlı olduklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, “Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz.” ifadesini kullandı.  İnternet üzerinden ifade özgürlüğü konusunun günün önemli tartışma alanlarından biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, bu konuda da yeni yaklaşımlar geliştirdiklerine değindi.  Erdoğan, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının güvence altına alınması, adil yargılanma hakkının temini gibi bir çok konuda önemli yenilikler getirdiklerini dile getirdi.

“Daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz”

Belgede ikinci temel perspektifin adalet sisteminin işleyişi olduğunu aktaran Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.  Aynı şekilde vatandaşların adalet hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılmasının öncelikler arasında olacağına dikkati çeken Erdoğan, bu kapsamda adliyelerde vatandaşların işlerinin kolaylaştırılmasına yönelik birtakım hedefler ve faaliyetler belirlediklerine değindi. Ayrıca mevzuatın sadeleştirilmesi, adli yardım sistemi ve savunma hakkının güçlendirilmesi hususlarında da atacakları adımlar bulunduğunu bildiren Erdoğan, “Yargıda sadeleştirilmiş süreçlerin oluşturulması, uyuşmazlıkların mümkün olduğunca ve öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözülmesi önleyici ve koruyucu hukuk uygulamalarının sisteme kazandırılması da önceliklerimiz arasındadır.” şeklinde konuştu.  Strateji belgesinde bulunan 9 amaçtan ilkinin “hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi” başlığını taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatı gözden geçirmeye devam ettiklerini aktardı. Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bu konuda çeşitli değerlendirmeleri bulunduğunu aktaran Erdoğan, bunları da gözetmek suretiyle hak ve özgürlüklere ilişkin standartların yükseltilmesine yönelik mevzuat paketleri hazırladıklarını kaydetti.

Erdoğan, “İfade özgürlüğüne ilişkin mevzuatta yapılacak düzenlemelerle bu konudaki davalarda kanun yolu güvencesinin artırılmasını sağlayacağız. Daha önce ifade özgürlüğünün en önemli kriterlerinden biri olan ‘eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’ düzenlemesini zaten mevzuatımıza dercetmiştik. Şimdi de ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız.” değerlendirmesinde bulundu.

“Tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz”

Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ancak zorunlu hallerde başvurulmasını sağlayacak değişiklikler yapacaklarını anlattı.  Mevzuatta tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu sürenin tüm safahatı kapsadığının altını çizen Erdoğan, “Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz.” şeklinde konuştu.  İnternet erişim engelleme usüllerini gözden geçirdiklerine işaret eden Erdoğan, “Bu çerçevede bir internet sitesinin tamamına değil sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacaktır. Böylece uluslararası standartlara uygun bir mevzuat altyapısına da kavuşmuş olacağız.” dedi.

İnsan hakları eylem planının ilkinin 2014’te hazırlandığını anımsatan Erdoğan, içerisinde ayrıntılı düzenlemelerin yer alacağı yeni insan hakları eylem planı hazırlıklarının kısa süre içinde tamamlanacağını bildirdi. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ikinci amaç başlığının “Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi” olduğunu vurgulayan
Erdoğan, şöyle devam etti: “Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın çalıştığı yerden başka bir yere tayin edilememesi anlamına geliyor. Bu düzenlemeyle hakim ve savcıların mesleki teminatlarının daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletiyoruz. Halihazırda mülakat kurulu Adalet Bakanının görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında, teftiş kurulu başkanı, ceza işleri, hukuk işleri ve personel genel müdürlerinden oluşuyordu.

Mülakat kurulunda Hakimler ve Savcılar Kurulu ile yüksek mahkemelerden de temsilciler bulundurulmasını planlıyoruz. Belirli görevler için mesleki liyakati ve tecrübeyi artırmak gayesiyle mesleki kıdem şartlarını yeniden belirliyoruz. Özellikle Yargıtay ve Danıştay üyelikleri, İstinaf Mahkemesi Başkanlığı ve üyelikleri, Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Komisyonu Başkanlığı, Mahkeme Başkanlığı atamalarında bu çok çok önemlidir. Aynı şekilde Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Kurulu tetkik hakimliğiyle müfettişlikleri, yüksek mahkemelerin savcılık ve tetkik hakimliklerine atanma kriterlerini de yeniden belirliyoruz. Hakimler ve savcılar hakkındaki disiplin prosedürlerini yeniden yapılandırıyor kurulun disiplin kararlarına karşı yargı yolunu genişletiyoruz. Böylece Hakimler ve Savcılar Kanununun uyarma, aylıktan kesme, kınama ve kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme, meslekten çıkarma cezalarıyla ilgili tartışmaları ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca disiplin işlemlerinin etkinliğinin artırılması için disiplin cezalarını da yeniden belirliyor, disiplin prosedüründeki güvenceleri artırıyoruz. 2010’da gerçekleştirilen anayasa değişikliğiyle meslekten ihraç kararlarına karşı yargı yolu zaten açılmıştı. Bu
düzenlemeyle diğer disiplin kararlarına karşı da itiraz ve yeniden değerlendirme yollarına başvurmak mümkün hale gelecektir.”

Belgedeki perspektif, amaç, hedef ve faaliyetleri ana hatlarıyla aktarmak istediğini belirten Erdoğan, belgenin iki temel anlayış, iki temel perspektif üzerine oturduğunu söyledi.  Bunlardan birincisinin hak ve özgürlükler olduğunu ifade eden Erdoğan, bu perspektifin özünde demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi hedefi bulunduğunu dile getirdi.

Hükümete geldikleri 2002’den itibaren Türkiye’nin önceliklerini bu başlıklar etrafında şekillendirmeye gayret ettiklerini anlatan Erdoğan, her alanda özgürlüklerin genişletilmesi için yaptıkları mevzuat değişiklikleri ve
yapısal reformların burada tek tek sayılamayacak kadar çok olduğunu vurguladı. İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak gördüklerinin altını çizen Erdoğan, bilhassa son 6 yıllık süreçte ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atıklarını kaydetti.

Erdoğan, Anayasa başta olmak üzere mevzuatta köklü değişiklikler yaptıklarını, bu belgeyle ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi ve daha ileriye taşınması konsunda yeni yaklaşımlar ortaya koyduklarını ifade etti.
Türkiye’nin, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını belirlemiş bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ya da kötü muamele iddialarının artık geride kaldığını, bu
alandaki kazanımları korumakta kararlı olduklarını anlattı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, “Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz.” ifadesini kullandı.

İnternet üzerinden ifade özgürlüğü konusunun günün önemli tartışma alanlarından biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, bu konuda da yeni yaklaşımlar geliştirdiklerine değindi. Erdoğan, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının güvence altına alınması, adil yargılanma hakkının temini gibi bir çok konuda önemli yenilikler getirdiklerini dile getirdi.

“Daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz”

Belgede ikinci temel perspektifin adalet sisteminin işleyişi olduğunu aktaran Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.  Aynı şekilde vatandaşların adalet hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılmasının öncelikler arasında olacağına dikkati çeken Erdoğan, bu kapsamda adliyelerde vatandaşların işlerinin kolaylaştırılmasına yönelik birtakım
hedefler ve faaliyetler belirlediklerine değindi.  Ayrıca mevzuatın sadeleştirilmesi, adli yardım sistemi ve savunma hakkının güçlendirilmesi hususlarında da atacakları adımlar bulunduğunu bildiren
Erdoğan, “Yargıda sadeleştirilmiş süreçlerin oluşturulması, uyuşmazlıkların mümkün olduğunca ve öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözülmesi önleyici ve koruyucu hukuk uygulamalarının sisteme kazandırılması da önceliklerimiz arasındadır.” şeklinde konuştu.

Strateji belgesinde bulunan 9 amaçtan ilkinin “hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi” başlığını taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatı gözden geçirmeye devam ettiklerini aktardı.  Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bu konuda çeşitli değerlendirmeleri bulunduğunu aktaran Erdoğan, bunları da gözetmek suretiyle hak ve özgürlüklere ilişkin standartların yükseltilmesine yönelik mevzuat paketleri hazırladıklarını kaydetti.

Erdoğan, “İfade özgürlüğüne ilişkin mevzuatta yapılacak düzenlemelerle bu konudaki davalarda kanun yolu güvencesinin artırılmasını sağlayacağız. Daha önce ifade özgürlüğünün en önemli kriterlerinden biri olan ‘eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’ düzenlemesini zaten mevzuatımıza dercetmiştik. Şimdi de ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız.” değerlendirmesinde bulundu.

“Tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz”

Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ancak zorunlu hallerde başvurulmasını sağlayacak değişiklikler yapacaklarını anlattı.  Mevzuatta tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu sürenin tüm safahatı kapsadığının altını çizen Erdoğan, “Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini
planlıyoruz.” şeklinde konuştu.

İnternet erişim engelleme usüllerini gözden geçirdiklerine işaret eden Erdoğan, “Bu çerçevede bir internet sitesinin tamamına değil sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacaktır. Böylece uluslararası standartlara uygun bir mevzuat altyapısına da kavuşmuş olacağız.” dedi.

İnsan hakları eylem planının ilkinin 2014’te hazırlandığını anımsatan Erdoğan, içerisinde ayrıntılı düzenlemelerin yer alacağı yeni insan hakları eylem planı hazırlıklarının kısa süre içinde tamamlanacağını bildirdi.
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ikinci amaç başlığının “Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi” olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın çalıştığı yerden başka bir yere tayin edilememesi anlamına geliyor. Bu düzenlemeyle hakim ve savcıların mesleki teminatlarının daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletiyoruz. Halihazırda mülakat kurulu Adalet Bakanının görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında, teftiş kurulu başkanı, ceza işleri, hukuk işleri ve personel genel müdürlerinden oluşuyordu. Mülakat kurulunda Hakimler ve Savcılar Kurulu ile yüksek mahkemelerden de temsilciler bulundurulmasını
planlıyoruz.

Belirli görevler için mesleki liyakati ve tecrübeyi artırmak gayesiyle mesleki kıdem şartlarını yeniden belirliyoruz. Özellikle Yargıtay ve Danıştay üyelikleri, İstinaf Mahkemesi Başkanlığı ve üyelikleri, Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Komisyonu Başkanlığı, Mahkeme Başkanlığı atamalarında bu çok çok önemlidir. Aynı şekilde Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Kurulu tetkik hakimliğiyle müfettişlikleri, yüksek mahkemelerin savcılık ve tetkik hakimliklerine atanma kriterlerini de yeniden belirliyoruz. Hakimler ve savcılar hakkındaki disiplin prosedürlerini yeniden yapılandırıyor kurulun disiplin kararlarına karşı yargı yolunu genişletiyoruz. Böylece Hakimler ve Savcılar Kanununun uyarma, aylıktan kesme, kınama ve kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme, meslekten çıkarma cezalarıyla ilgili tartışmaları ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca disiplin işlemlerinin etkinliğinin artırılması için disiplin cezalarını da yeniden belirliyor, disiplin prosedüründeki güvenceleri artırıyoruz. 2010’da gerçekleştirilen anayasa
değişikliğiyle meslekten ihraç kararlarına karşı yargı yolu zaten açılmıştı. Bu düzenlemeyle diğer disiplin kararlarına karşı da itiraz ve yeniden değerlendirme yollarına başvurmak mümkün hale gelecektir.”

“ADALETE ERİŞİMİN KOLAYLAŞTIRILMASI…”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı reformu strateji belgesinin altıncı amaç başlığının “adalete erişimin kolaylaştırılması ve adalet hizmetlerinden memnuniyetin artırılması” olduğunu söyledi.

Usül kanunlarında dava açma ve kanun yoluna başvuruda bir hafta, iki hafta bazen 7, 10, 15, 30 ve 60 gün gibi farklı sürelerin bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, sürelerin farklı olmasının sadece karışıklara neden olmakla kalmadığını, mağduriyetlere de yol açtığını vurguladı. Bu sorunu sürelerin yeknesak hale getirilmesi suretiyle çözeceklerini bildiren Erdoğan, 2018 yılı istatistiki verilerine göre Cumhuriyet savcılıklarında yüzde 13,5, ceza mahkemelerinde yüzde 7 ve hukuk mahkemelerinde ise yüzde 4,2 oranında görevsizlik ve yetkisizlik kararı verildiği bilgisini paylaşarak, ayrıca görevsizlik ve yetkisizlik sebebiyle bozma kararı verilme
oranının da oldukça yüksek olduğuna işaret etti.

Bu durumun yargılama sürecini uzattığının altını çizen Erdoğan, yeni bir sistem kurarak bu tür olumsuzların önüne geçmeyi planladıklarına değindi.  Tanıklık uygulamasının, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve
adaletin tecellisine doğrudan etki eden bir yöntem olduğunu vurgulayan Erdoğan, yargı süreçlerinde tanığa özgü uygulamaların geliştirilmesine ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Erdoğan, bunun için tanıklığı zorlaştıran uygulama ve yaklaşımların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılacağına dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Mesela bazı ülkelerde tanıklar için özel bekleme odaları oluşturularak davaların taraflarıyla yüz yüze gelmeleri ve psikolojik olarak yıpranmaları engelleniyor. Benzer uygulamaların yapılmasına olanak sağlayacak
önemli değişiklikler bizde de yapılacaktır. Ayrıca mevzuatta yer alan tanıklık ücretinin yeniden belirlenmesi gerekiyor. Reform çalışmaları kapsamında tanıklara yaklaşımla ilgili standartların yükseltilmesi için gereken adımlar atılacaktır.”

“Cumhuriyet savcılarının takdir yetkileri genişletilecek”

Recep Tayyip Erdoğan, strateji belgesinin yedinci amaç başlığının “ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması” olduğuna değinerek, bu kapsamda Cumhuriyet savcılarının takdir yetkisinin genişletileceğini kaydetti.  Mevzuata göre, yeterli şüphenin varlığı halinde kamu davası açılmasının zorunlu olduğuna işaret eden Erdoğan şöyle devam etti: “Buradaki ‘yeterli şüphe’ kavramı, uygulamada basit şüphe olarak tatbik edilmektedir. Bu durum da açılan dava sayısını ne yazık ki artırmaktadır.Şüpheli hakkında mahkumiyet kararı verilmesi ihtimali çok düşük olan soruşturmalarda dahi Cumhuriyet savcılarınca dava açılmaktadır. Neticeye baktığımızda 2018 yılında şüphelilerin yüzde 52,6’sı hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair karar verilmiştir. Açılan davalardaki mahkumiyet oranı ise yüzde 48,1’dir. Sistemi mahkumiyet ihtimali az olan
davaların açılmaması yönünde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da Cumhuriyet savcılarına takdir hakkını genişletmekten geçiyor.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde adalet sistemlerinin,uyuşmazlıkların öncelikle soruşturma aşamasında çözülmesi ve önemli konulardadava açılması yönünde reformlara yöneldiğini bildirdi.

Ülkede de ön ödeme ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi uygulamalarının genişletilmesine ihtiyaç bulunduğuna işaret eden Erdoğan, “Savcılık aşamasında ne kadar çok sorun çözebilirsek mahkemelerdeki yargılamaları o derece sağlıklı hale getiririz.” diye konuştu.

“Mağdurun rızası ve mahkemenin onayı mutlaka aranacak”

Erdoğan, halen ön ödeme müessesesinin sadece adli para cezasını gerektiren veya üst sınırı 6 ayı aşmayan suçlar için uygulandığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ancak şikayete bağlı ve üst sınırı bir yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda devreye giriyor. Uzlaşma ise şikayete bağlı suçlar ve kanunda öngörülen diğer bazı suçlar için düzenlenmiştir. Her 3 konuda da bu sınırlı uygulamayı genişletmeyi hedefliyoruz.  Bazı fiillere yönelik soruşturmaların fail ile savcı arasında anlaşmayla sonlandırılabileceğini özellikle sağlayacağımıza inanıyorum. Bu hususun uygulama örnekleri yurt dışında zaten var. Önceden belirlenecek belli suçlarda, suçunu ikrar eden şüphelinin hemen mahkemeye sevk edilmesi ve kanunda yer alan indirimden faydalanarak cezalandırılması sistemi rahatlatacaktır. Bu uygulama cezada pazarlık yönteminin aslında bir modelidir. Türkiye’de bu yöntemi kanunda yüksek ceza öngörülmeyen suçlar için getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca bu süreçte mağdurun rızası ve mahkemenin onayı da mutlaka aranacaktır.”

“İade edilen iddianamelerin oranı yüzde 2,6”

Nitelikli yargılamanın ancak yeterli bir soruşturmayla mümkün olacağına dikkati çeken Erdoğan, bunun sağlanması için mevzuatta iddianamenin iadesi usulünün düzenlendiğini aktardı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Soruşturması eksik yürütülmüş bir iddianameyse savcılığa iade ediliyor. Aksi takdirde mahkemelerin soruşturma sırasında tamamlanması gereken işlemleri yapması ya da yapılmış işlemleri tekrar etmesi gerekiyor. Sonuçta ortaya hem önemli bir verimlilik sorunu çıkıyor hem de taraflar örseleniyor. Cumhuriyet savcılıklarının ve adli kolluğun güçlendirilmesine, aynı zamanda iddianamenin iadesi müessesesine de işlerlik kazandırılmasına ihtiyaç vardır. Halihazırda iade edilen iddianamelerin oranı yüzde 2,6’dır. Bunun için iade kapsamı yeniden belirlenecektir. Soruşturmaların kalitesinin artırılması için
hukuk fakültesi mezunlarının adli kollukta istihdam edilmesi sağlanacaktır.”

ANKARA (AA)

Adalet BakanlığıANAYASAAnkaraAvrupaAvrupa BirliğicanlıCumhurbaşkanıDanıştaydavaeyleminternetişkencemahkemeRecep Tayyip ErdoğansavcıTAyyip ErdoğanTBMMTürkiyeYargıtay

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi'nde 2 temel perspektif, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet bulunduğunu belirterek, “Reform belgesinde yer alan kimi uygulamaları, açıklamayı beklemeden hayata geçirmeye başladık.” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Yargı Reformu Stratejisi Programı'ndaki konuşmasına, uzun ve emek isteyen bir hazırlık döneminin ardından strateji belgesini kamuoyunun huzuruna getiren Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve ekibine katkılarından dolayı teşekkür etti. Erdoğan, "Adalet mülkün temelidir' diyerek, devleti adalet üzerinde inşa eden ve yaşatan bir medeniyetin temsilcileri olarak, bu mesele bizim önceliklerimiz arasında hep ilk sıralarda yer almıştır. Milletimiz 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu bize tevdi ettiğinde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik." diye konuştu.

Adalet Bakanı Gül'ün reform belgesinin hazırlık sürecine ilişkin bilgi verdiğini aktaran Erdoğan, "Reform belgesinde yer alan kimi uygulamaları, açıklamayı beklemeden hayata geçirmeye başladık. Türkiye Adalet Akademisi'nin kuruluşu, nöbetçi noterlik uygulaması, hakim ve savcıların uyacakları etik kuralların belirlemesi gibi hususlar bunlardan bir kısmıdır. Reform belgesinde yer alan diğer başlıkların uygulamaya geçebilmesi sürecini de bizzat yakından takip edeceğiz." diye konuştu.

“ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR YATIRIM ORTAMININ OLUŞMASINA YARDIMCI OLACAKTIR”

Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nin eskiden beri devam eden reformların güncellenmesiyle ortaya çıktığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu belge güven veren ve erişilebilir bir adalet vizyonuyla hazırlanmıştır. Amacımız tüm kurumlarımızın mülkiyet hakkına, salahiyet hürriyetine, hukuki güvenliğe, ifade özgürlüğüne ve özgürlükleri kısıtlayan diğer tüm uygulamalara karşı duyarlı olmalarını sağlamaktır. Özellikle mevzuattan kaynaklanan sıkıntıları ve uygulamadaki aksaklıkları süratle çözmekte kararlıyız. Bunun için her alanda ayrı ayrı çalışmalar yürütüyoruz. Yargı reformu belgesi, içerdiği birçok amaç ve hedefle hem vatandaşlarımızın sisteme duydukları güveni artıracak hem de daha öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşmasına yardımcı olacaktır. Yargı reformu stratejisinde 2 temel perspektif, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet bulunuyor. Her bir başlık uzun çalışmaların, emeklerin ve hazırlıkların ürünüdür."

Belgedeki perspektif, amaç, hedef ve faaliyetleri ana hatlarıyla aktarmak istediğini belirten Erdoğan, belgenin iki temel anlayış, iki temel perspektif üzerine oturduğunu söyledi. Bunlardan birincisinin hak ve özgürlükler olduğunu ifade eden Erdoğan, bu perspektifin özünde demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi hedefi bulunduğunu dile getirdi. Erdoğan, Anayasa başta olmak üzere mevzuatta köklü değişiklikler yaptıklarını, bu belgeyle ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi ve daha ileriye taşınması konusunda yeni yaklaşımlar ortaya koyduklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, "Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz." ifadesini kullandı. İnternet üzerinden ifade özgürlüğü konusunun günün önemli tartışma alanlarından biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, bu konuda da yeni yaklaşımlar geliştirdiklerine değindi. Erdoğan, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının güvence altına alınması, adil yargılanma hakkının temini gibi bir çok konuda önemli yenilikler getirdiklerini dile getirdi.

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KORUNUYOR, GELİŞTİRİLİYOR

Strateji belgesinde bulunan 9 amaçtan ilkinin "hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi" başlığını taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatı gözden geçirmeye devam ettiklerini aktardı. Uluslararası anlaşmaların insan hakları çeşitli değerlendirmeleri bulunduğunu aktaran Erdoğan, bunları da gözetmek suretiyle hak ve özgürlüklere ilişkin standartların yükseltilmesine yönelik mevzuat paketleri hazırladıklarını kaydetti.
 

"TUTUKSUZ YARGILAMAYI ASIL YÖNTEM OLARAK GÖRÜYORUZ"

Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ancak zorunlu hallerde başvurulmasını sağlayacak değişiklikler yapacaklarını anlattı. Mevzuatta tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu sürenin tüm safahatı kapsadığının altını çizen Erdoğan, "Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz." şeklinde konuştu.

İNTERNET ERİŞİM ENGELLEMELERİNE YENİ DÜZENLEME

İnternet erişim engelleme usullerini gözden geçirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Bu çerçevede bir internet sitesinin tamamına değil sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacaktır. Böylece uluslararası standartlara uygun bir mevzuat altyapısına da kavuşmuş olacağız." dedi.

HAKİM VE SAVCILARA COĞRAFİ TEMİNAT GELİYOR

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ikinci amaç başlığının "Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi" olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın çalıştığı yerden başka bir yere tayin edilememesi anlamına geliyor. Bu düzenlemeyle hakim ve savcıların mesleki teminatlarının daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hakimler ve Savcılar Kanununun uyarma, aylıktan kesme, kınama ve kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme, meslekten çıkarma cezalarıyla ilgili tartışmaları ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca disiplin işlemlerinin etkinliğinin artırılması için disiplin cezalarını da yeniden belirliyor, disiplin prosedüründeki güvenceleri artırıyoruz. "
 

HUKUK FAKÜLTELERİNDE EĞİTİM SÜRESİ DE DEĞİŞİYOR

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde üçüncü amaç başlığının "İnsan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması" olduğunu açıklayan Erdoğan, hukuk fakültelerinin eğitim süresi ve kontenjanlarıyla fakülteye girişte aranan başarı sıralaması ölçütünü yeniden belirlediklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Eğitim süresinin 5 yıla çıkartılması, kontenjanların azaltılması, başarı sıralamasının 190 binden 100 bine yükseltilmesi gibi düzenlemeler planlıyoruz. Hakim, savcı ve noter olabilmek için ise bunun yanında ayrıca özel meslek sınavlarına girilmesi gerekecek." Erdoğan, bu yöntemin yargıdaki hizmetlerin nitelikli verilmesine ve mesleki yetkinliklerini artırılmasına katkı sağlayacağına inandıklarını ifade etti.

HAKİM VE SAVCILAR, DOĞRUDAN KÜRSÜYE ÇIKMAYACAK

Hakim ve savcı yardımcılığı müessesinin getirildiğini bildiren Erdoğan, hakim ve savcıların eğitimin ardından doğrudan kürsüye çıkmayacağını söyledi. Erdoğan, hakim ve savcıların önce yardımcı olarak görev başlayacaklarını, bu sürenin sonunda ikinci bir sınavla hakimlik ve savcılık mesleğine geçeceklerini dile getirdi. Erdoğan, Türkiye Adalet Akademisini, reform belgesiyle ilgili hazırlık süreçlerinin tamamlanmasını beklemeden bu ayın başı itibariyle yeniden kurduklarını hatırlattı.

YARGIDA PERFORMANS ÖLÇÜM VE TAKİP MERKEZİ KURULACAK

Dördüncü amaç başlığının "performans ve verimliliğin artırılması" olduğunu bildiren Erdoğan, bunun için Hakimler ve Savcılar Kurulu bünyesinde Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezi kuracaklarını söyledi. Uzun süren soruşturma ve davaların bu merkezde oluşturulacak bir sistem vasıtasıyla takip edileceğini belirten Erdoğan, gerekiyorsa yargı bağımsızlığı ilkesine halel getirilmeden davaların uzamasına sebebiyet veren sorunların çözümünün sağlanacağını vurguladı. Yargıda hedef süre uygulamasını daha da geliştireceklerini ifade eden Erdoğan, "Uzun süren soruşturma ve davaları takip etmek için 2019 yılı başı itibarıyla zaten başlamıştık. Bunun dışında makul sürede yargılanma hakkının sağlanması gayesiyle mahkemeler ve savcılıklar için farklı performans kriterleri oluşturmayı planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"ÇEVRE, İMAR VE ENERJİ GİBİ ALANLARDA ÖZEL MAHKEMELER KURUYORUZ"

"Hakimleri, ceza ve hukuk hakimi olarak ihtisaslaştırıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Halihazırda 6 bin 52 faal mahkemenin 3 bin 67'si hukuk, 2 bin 985'i ise ceza mahkemeleridir. Reform düzenlemesiyle birlikte mesleğin başında hakimleri ceza ve hukuk hakimleri olarak ayıracak ve alanlarında uzmanlaşmalarını sağlayacağız. Çevre, imar ve enerji gibi alanlarda davaların daha hızlı ve etkin yürütülmesini sağlamak için özel mahkemeler kuruyoruz. İstinaf mahkemelerini güçlendiriyoruz. Halen ülkemizde 11 istinaf mahkemesi bulunuyor. Önümüzdeki dönemde Diyarbakır, Kayseri, Trabzon ve Van illerinde dört bölge adliye mahkemesi daha faaliyete geçirilecektir. Adalet teşkilatımızın bilişim sisteminin yurt dışı temsilciliklerimizle entegrasyonunu sağlıyoruz. Böylece yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın hukuk davalarında bilişim sistemi üzerinden beyanlarının alınabilmesini ve dilekçe sunabilmelerini temin edeceğiz. Adliye bulunmayan ilçelerde ve büyük havalimanlarında uzaktan görüntülü olarak ifade alınabilmesine imkan sağlayan SEGBİS kuruyoruz. Mahkeme nöbet sistemini geliştirerek, ceza mahkemelerinin 24 saat esasıyla hizmet vermesini planlıyoruz."

 "SINAVLA GİREBİLECEKLERİ BİR KARİYER MESLEĞİ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ"

Mahkeme yazı işleri müdürlüklerini güçlendirerek, yazı işleri müdürlüğünü kariyer meslek olarak yeniden yapılandıracaklarını bildiren Erdoğan, "Yazı işleri müdürlüğünü görevde yükselme usulüyle gelinen değil, hukuk eğitimi almış olanların en başta sınavla girebilecekleri bir kariyer mesleği haline dönüştürüyoruz." dedi. Vasilik kararları başta olmak üzere yabancı mahkemelerce verilen kararların karar ve tenfizinin basitleştirilmesini sağlayacaklarının altını çizen Erdoğan, " Bu reform belgesiyle yurt dışındaki vatandaşlarımızın bu sıkıntılarını da çözüyoruz." diye konuştu.

"VEKALET ÜCRETİNİN KDV ORANINI İNDİRMEYİ PLANLIYORUZ"

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin beşinci amaç başlığının "savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması" olduğunu bildiren Erdoğan şunları kaydetti:

"Ülkemizde, 2002 yılı itibarıyla 46 bin 552 olan avukat sayısı bugün itibarıyla 135 bine yaklaşmıştır. Bunun için avukatlık stajına başlamak için hukuk mesleklerine giriş sınavında başarılı olma şartı getireceğimizi daha önce ifade etmiştik. Avukatların bilgi ve belge temin etmelerine ilişkin yasal yetkilerini de genişletiyoruz. Kira ve eser başta olmak üzere belirli değerin üzerindeki bazı sözleşmelerin bağış ve ölüme bağlı işlem gibi tek taraflı tasarrufların avukat yardımıyla hazırlanması zorunlu olacaktır. Avukatlık hizmetlerinin vergilenmesi konusunda da iyileştirici düzenlemeler yapıyoruz. Çocuk mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda olduğu gibi aile hukuku ve tüketici uyuşmazlıklarında da vekalet ücretinin KDV oranını indirmeyi planlıyoruz."

"AVUKATLARA DA YEŞİL PASAPORT HAKKI"

Statülerini ve özlük haklarını yeniden düzenleyerek, kamuda görev yapan avukatlarla ilgili sorunları çözeceklerini açıklayan Erdoğan, "Avukatlara da yeşil pasaport hakkı vererek, uluslararası faaliyetlerini kolaylaştırmayı planlıyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı reformu strateji belgesinin altıncı amaç başlığının "adalete erişimin kolaylaştırılması ve adalet hizmetlerinden memnuniyetin artırılması" olduğunu söyledi. Usül kanunlarında dava açma ve kanun yoluna başvuruda bir hafta, iki hafta bazen 7, 10, 15, 30 ve 60 gün gibi farklı sürelerin bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, sürelerin farklı olmasının sadece karışıklara neden olmakla kalmadığını, mağduriyetlere de yol açtığını vurguladı.

"CUMHURİYET SAVCILARININ TAKDİR YETKİLERİ GENİŞLETİLECEK"

Recep Tayyip Erdoğan, strateji belgesinin yedinci amaç başlığının "ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması" olduğuna değinerek, bu kapsamda Cumhuriyet savcılarının takdir yetkisinin genişletileceğini kaydetti. Erdoğan şöyle devam etti:

"Buradaki 'yeterli şüphe' kavramı, uygulamada basit şüphe olarak tatbik edilmektedir. Bu durum da açılan dava sayısını ne yazık ki artırmaktadır. Şüpheli hakkında mahkumiyet kararı verilmesi ihtimali çok düşük olan soruşturmalarda dahi Cumhuriyet savcılarınca dava açılmaktadır. Neticeye baktığımızda 2018 yılında şüphelilerin yüzde 52,6'sı hakkında 'kovuşturmaya yer olmadığına' dair karar verilmiştir. Açılan davalardaki mahkumiyet oranı ise yüzde 48,1'dir. Sistemi mahkumiyet ihtimali az olan davaların açılmaması yönünde geliştirmemiz gerekiyor. Bunun yolu da Cumhuriyet savcılarına takdir hakkını genişletmekten geçiyor."

"MAĞDURUN RIZASI VE MAHKEMENİN ONAYI MUTLAKA ARANACAK"

Erdoğan, halen ön ödeme müessesesinin sadece adli para cezasını gerektiren veya üst sınırı 6 ayı aşmayan suçlar için uygulandığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ancak şikayete bağlı ve üst sınırı bir yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda devreye giriyor. Uzlaşma ise şikayete bağlı suçlar ve kanunda öngörülen diğer bazı suçlar için düzenlenmiştir. Her 3 konuda da bu sınırlı uygulamayı genişletmeyi hedefliyoruz. Önceden belirlenecek belli suçlarda, suçunu ikrar eden şüphelinin hemen mahkemeye sevk edilmesi ve kanunda yer alan indirimden faydalanarak cezalandırılması sistemi rahatlatacaktır. Bu uygulama cezada pazarlık yönteminin aslında bir modelidir. Türkiye'de bu yöntemi kanunda yüksek ceza öngörülmeyen suçlar için getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca bu süreçte mağdurun rızası ve mahkemenin onayı da mutlaka aranacaktır."

"İADE EDİLEN İDDİANAMELERİN ORANI YÜZDE 2,6"

Nitelikli yargılamanın ancak yeterli bir soruşturmayla mümkün olacağına dikkati çeken Erdoğan, bunun sağlanması için mevzuatta iddianamenin iadesi usulünün düzenlendiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Cumhuriyet savcılıklarının ve adli kolluğun güçlendirilmesine, aynı zamanda iddianamenin iadesi müessesesine de işlerlik kazandırılmasına ihtiyaç vardır. Halihazırda iade edilen iddianamelerin oranı yüzde 2,6'dır. Bunun için iade kapsamı yeniden belirlenecektir. Soruşturmaların kalitesinin artırılması için hukuk fakültesi mezunlarının adli kollukta istihdam edilmesi sağlanacaktır."

ÇOCUKLARA YÖNELİK DÜZENLEMELER YAPILACAK

Erdoğan, Türkiye'de 12-15 yaşındaki çocuklar hakkında geçen sene itibarıyla yaklaşık 40 bin dava açıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Bazı ağır suçlar hariç olmak üzere 15 yaşından küçük çocukların ilk defa işledikleri fiiller soruşturmaya ve kovuşturmaya konu edilmeden çocuklara özgü koruma mekanizmaları içerisinde değerlendirilecektir. Mevcut uygulamada kamu davasının açılmasının ertelenmesi, yetişkinler ve çocukları için aynı hükümlere tabiidir. Bu uygulamanın çocuklara yönelik kısmı genişletilecektir. Şiddet içermeyen bazı suçlardan hükümlü olan yaşlı, hamile ve çocukların cezalarının elektronik izleme merkezi aracılığıyla evde infazına imkan tanınacaktır. "

"HUKUK YARGILAMASI İLE İDARİ YARGILAMANIN SADELEŞTİRİLMESİ"

Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nde sekizinci amaç başlığının "Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi ve etkinliğinin artırılması" olduğuna değinen Erdoğan, "Diğer ülkelerdeki uygulamalarda incelenerek yeni bir usul ihdas edilecektir. Mal varlığı haklarına ilişkin küçük miktarlı talep ve davalarda yazılı ya da sözlü yargılama usullerine benzer yöntemler kullanılacaktır. Bunun için uyuşmazlığın basitleştirilmiş ve hızlı bir yargılama usulü içerisinde çözümlenebilmesine yönelik bir yargılama usulü ihdas edilecektir." diye konuştu.
 

ÇOCUK TESLİMİ İCRA MÜDÜRLÜKLERİNİN GÖREVİ OLMAKTAN ÇIKACAK

Noterliğin bir kariyer mesleği haline dönüşeceğini, sayılarının artacağının bilgisini veren Erdoğan, velayet davalarında sık sık gündeme gelen çocuk teslimine ilişkin olarak da,  "Çocukla kişisel ilişki kurulması yönündeki mahkeme kararlarının icra müdürlükleri vasıtasıyla infaz edilmesi ciddi sorunlara yol açıyor. Bu yöntem çocuğun sosyal ve psikolojik yapısını bozmanın yanında mahşeri vicdanı sızlatan görüntülere de sebebiyet verebiliyor. Çocukla şahsi münasebet kurulmasına yönelik kararların infazında daha insani ve çocuğa uygun yöntemler geliştirilecektir. Bu kapsamda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı ortak bir birim kuracaktır. Bu birim vasıtasıyla çocukla ilgili kararların icra edilmesi hem masrafları azaltacak hem de çocuğun menfaatlerini gözetecek bir yöntem olacaktır." dedi.

"UYUŞMAZLIKLARIN DERİNLEŞMEDEN ÇÖZÜLMESİNE İMKAN SAĞLAYACAK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi'nin 9'uncu ve son amaç başlığının "Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemlerinin Yaygınlaştırılması" olduğu ve bunun için cezada uzlaştırmanın kapsamının genişletileceğini aktardı. Uzlaşmanın, şikayete bağlı suçların ve kanunda öngörülen diğer bazı suçlar için düzenlediğini bildiren Erdoğan, geçen yıl uzlaşma bürolarına gönderilen dosya sayısının 380 bin, uzlaşmayla sonuçlanan dosya sayısının ise 150 bin olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mahkeme temelli aile arabuluculuğu uygulaması getirilecek. Şiddet içermeyen uyuşmazlıklarda aile arabuluculuğu getirilmesi, uyuşmazlıkların derinleşmeden çözülmesine imkan sağlayacaktır. Uygulama, mahkeme temelli olarak yapılandırılacaktır. Yani açılan dava hakim tarafından arabuluculara havale edilecektir. Halihazırda zorunlu arabuluculuk iş uyuşmazlıklarında ve ticari uyuşmazlıklarda uygulanıyor. Tüketici uyuşmazlıkları gibi alanlarda da arabuluculuğa başvuran dava şartı haline getirilmesi planlanıyor. Kamunun taraf olduğu davalarda ihtiyari sulh yönteminin kapsamı genişletilecektir."

Dokuz amaç başlığı altında 63 hedef ve 256 faaliyeti kapsayan Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni özetlediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu belge, Bakanlığımızın barolardan hukuk fakültelerine, akademisyenlerden medya mensuplarına kadar geniş bir yelpazede gerçekleştirdiği istişareler sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın yasal düzenleme gerektiren konularının muhatabı Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. İdari tasarruf gerektiren konularının muhatabı da Cumhurbaşkanlığı, Adalet Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlardır. Amacımız milletimizin adalet duygusunu güçlendirecek, beklentilerine cevap verecek, vicdanları mutmain ve hukuka güveni tahkim edecek bir yargı uygulamasını hayata geçirmektir. Bunu da hem kendi medeniyetimize olan bağlılığımızı koruyacak hem de günümüz dünyasının uygulamalarıyla uyumlu olacak bir yaklaşımla gerçekleştirmemiz gerekiyor. Sizlerle paylaştığımız Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin bu doğrultuda atılmış önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Bu belgede yer alan hususların kanun veya diğer düzenlemeler vasıtasıyla hayata geçirilmesi aşamalarında da sizlerin özellikle katkılarını almayı sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından, programa katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve YÖK Başkanı Yekta Saraç ile anı fotoğrafı çektirdi. Programa çok sayıda yargı mensubu da katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "En kısa zamanda tamamlanacak" dediği 4. yargı paketi hazır! İşte tüm detayları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Mayıs 2019'da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi çerçevesinde hazırlanan dördüncü yargı paketi ile ilgili çalışma tamamlandı. Önümüzdeki hafta TBMM'ye sunulması beklenen pakette; adli kontrol düzenlemesinden gözaltına alma sistemine, somut delil koşulundan idarenin yanıt verme süresine kadar birçok noktada yenilik yapılacak.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın başkanlığında geçen Salı günü, AK Parti Meclis grup yöneticilerinin katılımıyla yapılan toplantıda, 35 madde olarak planlanan paketten bazı düzenlemeler çıkarıldı ve 32 maddeye düşürülen teklifin TBMM Başkanlığı'na sunulması kararlaştırıldı. Paketin önümüzdeki hafta içerisinde TBMM Başkanlığı'na sunulması bekleniyor.Boşanmış eşe karşı suçlar da "nitelikli suçlar" kapsamına giren eşe karşı işlenen suç kapsamına alınarak, ceza artırımı yolu açılacak. Haber

https://www.haberler.com/cumhurbaskani-erdogan-in-en-kisa-zamanda-14175347-haberi/

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ekonomi ve yargı sistemi reformu mesajları

Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:

AZERBAYCAN'IN ZAFERİ

"Kardeşim dostum İlham Aliyev başta olmak üzere tüm Azerbaycanlı kardeşlerimi tebrik ediyorum. Varılan anlaşmaya göre henüz ele geçirilememiş topraklarda işgal altındaki topraklar Azerbaycan'a bırakılacaktır. Azerbaycan ile Nahcivan arasındaki ulaşım sağlanacak ve bir yol inşa edilecektir. Ermenistan ile Han kenti arasına bir ulaşım koridoru açılacaktır. Yerlerinden edilen Azerbaycanlılar BM gözetiminde evlerine geri dönebileceklerdir. Türkiye ortak barış gücünde Rusya ile yer alacaktır.

"BU HEYECANI HEP BİRLİKTE YAŞADIK"

28 yıllık işgal bu mutabakatla sona ermektedir. Türkiye ve Türk milleti olarak 28 yıldır bu işgalin sızısını Azerbaycanlı kardeşlerimizle yüreğimizde hissettik. Kıbrıs ve Bosna'daki katliamlara seyirci kalanlar Azerbaycan'daki katliamları da görmezden gelmişlerdir. Biz bu acıları Azerbaycanlı kardeşlerimizle yaşadık. Ermenistan'ın yeniden Azerbaycan'a saldırmasıyla başlayan çatışmalarda Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer aldık. Azerbaycanlı kardeşlerimizin sevinci sevincimiz, gururları gururumuzdur. İlham Aliyev kardeşimizle neredeyse her gün görüşme fırsatı bulduk, bu heyecanı da birlikte yaşadık.

SURİYE'DE BARIŞ MESAJI

Suriye'de de Karabağ'dakine benzer huzur ve barış döneminin başlamasını arzu ediyoruz. Suriye topraklarını kana bulayan rejimin ve terör örgütlerinin devre dışı bırakılması gerekiyor. Rusya başta olmak üzere bölgede etkili güçlerle yakın çalışmaya hazırız. Rusya ile olan ilişkilerimiz, irtibatımız Suriye'deki bu süreci de suhuletle halletmenin gayreti içindeyiz. Samimi bir işbirliği ile Suriye'de benzer bir adım atılabilir.

Libya'da süren siyasi görüşmelerin de makul ve kabul edilebilir bir anlaşma ile sonuçlanmasını temenni ediyoruz. Gerekli görüşmeleri yapıyoruz, arkadaşlarımızı gönderiyoruz, çalışmalarımızı bu şekilde sürdürüyoruz.

Doğu Akdeniz'de Yunan ve Rum tarafının şımartılmasından vazgeçildiğinde anlaşmanın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

Hak ettiğimiz yeri alabilmemiz, anlaşmazlıkları çözüme bağlayarak hareket etmekle mümkündür. ABD'deki seçimlerin ardından bölgemizde ortaya çıkan belirsizliği kaldırmak için diplomasi ve uzlaşma kanalları açılmalıdır. Tüm bölge devletleriyle yeni dönemde birlikte hareket etmek istiyoruz. Kimseye karşı husumetimiz, önyargımız yoktur. Herkesi huzurlu, güvenli, adil yeni bir dönemi birlikte inşa etmeye çağırıyoruz.

EKONOMİ MESAJLARI

Bugün Türkiye her alanda gücünü sergileyebiliyorsa bunu son 18 yılda gerçekleştirdiğimiz dönüşüme borçluyuz. Milletimizin hasretle beklediği temel hizmet alanlarında tüm başlıklarda eşi benzeri görülmemiş yatırımlar gerçekleştirdik. Temel hizmet ve altyapı konusunda Türkiye gelişmiş ülkelerin gerisinde değildir.

Ekonomi önceliklerimizin daima başında yer almıştır. Her alanda tarihimizin makroekonomik düzenlemelerine bizim dönemimizde ulaşıldı. IMF'ye borcu kapatmak da bize nasip oldu. Ülkemizin terörden darbeye kadar pek çok yol kullanılarak maruz kaldığı saldırıların en önemli hedefi de ekonomimiz olmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği hızlı karar alma imkanının çok büyük katkısı vardır. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşanlar kabul etmese de ülkemiz koalisyonun kaotik ortamından kurtulmuştur.

Koronavirüs salgının kasıp kavurduğu şu günlerde hem sağlık hem ekonomimiz için attığımız adımlarla süreci en az hasarla geçirdik. Ülkemize önemli hizmetler veren Berat Albayrak'a teşekkür ediyorum. Bu süreç içerisinde 2 sismik araştırma, 3 sondaj gemisini dünyadaki ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemde ülkemize kazandırması da önemli bir başarıydı. Kendisi sağlık sorunları nedeniyle affını istedi, biz de yerine Lütfi Elvan kardeşimizi atamış olduk. Yeni Hazine ve Maliye Bakanımıza başarılar diliyorum. Bilindiği gibi geçtiğimiz cuma günü Merkez Bankası Başkanlığı'nda da bir değişiklik yaptık. Birlikte çalıştığımız Naci Ağbal arkadaşımızı atadık. Kendisine de başarılar diliyorum.

KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ İDDİASINA TEPKİ

Bugünlerde bir kez daha tedavüle sokulan kabine değişikliği yönündeki spekülasyonlarla ilgili, içi boş, masa başında uydurulan haberler. Bizim medyanın işi gücü yok. Ne yapalım da biz şu anda hükümeti rahatsız edelim, ne yapalım da ülkenin kulağına kar suyu kaçıralım. Tayyip Erdoğan masa başı yazılanlarla amel etmez. Siz 18 yıl içinde böyle bir adım gördünüz mü? Attıramazsınız bize. Biz buralara bu kalemlerle, bu makalelerle gelmedik. Biz bu kalemşörlerle savaşa savaşa geldik. Biliyoruz ki sizler bu milletin menfaatine hayırlı bir rüya görmezsiniz. Yeni yönetim sisteminde değişim gerekiyorsa, buna milletin yetki verdiği Cumhurbaşkanı belirler. Biz harekete geçmek için sadece millete bakarız, millet ne diyor ona bakarız. Milletimizden işareti aldığımızda da gereğini yerine getiririz. Bunun dışındakiler lafü güzaftır, millete de ihanettir.

EKONOMİDE ATILACAK YENİ ADIMLAR

Salgının küresel etkileri, değişim arayışlarını hızlandırdı. Türkiye bu fotoğraf içinde fırsatları değerlendirmeye en müsait ülkedir. Ekonomi politikalarımızı, fiyat istikrarı, dengeli büyüme ve makro ekonomik istikrar olmak üzere 3 sac ayağı üzerinde inşa edeceğiz. Uzun süreli tasarruflar için elverişli ortam hazırlıyoruz. Yurtiçi tasarruflar ve uluslararası yatırımlarla finanse edilen büyüme yapısı oluşturuyoruz. Güvene ve istikrara dayalı bir iş ortamı tesis ediyoruz. Ekonomi yönetimindeki koordinasyonu güçlendirerek politikalarımızın hayata geçmesini sağlayacağız. Para ve maliye politikalar ile finansal politika arasındaki istikrarı artıracağız. Yatırımın iyileştirilmesi yoluyla iş ve yatırım ortamını cazip hale getirmek istiyoruz. Küresel ve milli ekonomideki tüm senaryoları çalışıyor, ülkemiz için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Ülke risk primini düşüreceğiz. Türk Lirasına ve Türk ekonomine güvenen yatırımcılara her türlü kolaylığı gösterecek desteği vereceğiz.

Vatandaşlarımızdan bireysel tasarruflarında milli paraya güvenmelerini ve tercilerini TL'den yana kullanmalarını istiyorum. Rezervlerimizi güçlendirmenin yolu da TL'ye güveni artırmaktan geçiyor. Ekonomi yönetimimiz yerli ve uluslararası yatırımcılarla yakın mesai içinde olacaktır. Herkese bu fırsatları birlikte değerlendirme teklifi yapacağız. Ekonomin tüm taraflarıyla yakın işbirliği haline hareket ediyoruz. Uluslararası yatırımcılarla bir dizi toplantı yaparak bizzat anlatacağız. Salgın sonrası süreçte ülkemizi öne çıkaracak yatırım programlarına önem veriyoruz. Hedeflerimize ulaşacak, ekonomimizi büyütecek, istihdamı artıracak, milletimizin refahını yükselteceğiz.

"ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRMEKTE KARARLIYIZ"

Dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek, gereken adımları hızla ve kararlılıkla atarak 2023 hedeflerimize ulaşacağız. Ekonomide zorluklar ve sıkıntılar var. Ama karşımızdaki fotoğraf ümitlerimizi artıran ciddi başarılara da işaret ediyor. İstihdam artışını önemli ama yetersiz görüyorum. Sürdürülebilir güçlü büyüme ve istihdam artışının yolu enflasyonun kontrol altında tutulmasından geçiyor. Faizlerin enflasyon seviyesinde tutulması bu mücadeleyi zor kılıyor. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Bunu başaracağız. Bu engeli aşarak enflasyonu daha da aşağı çekeceğiz. Bunun için en kısa sürede enflasyonu tek haneye düşürmekte ardından orta vadeli hedeflere indirmekte kararlıyız. Fiyat istikrarını sağlayacak politikaları belirlemek Merkez Bankası'nın görevidir. Bakanımızın ve Merkez Bankası'nın yeni başkanının hedeflerini temel yaklaşımlara uygun şekilde en kısa sürede getireceklerine inanıyorum. Kendilerinin yanında olduğumu belirtmek istiyorum.

Cuma günü 8,54 seviyesinde kapanan Dolar kuru 8.09 seviyelerine kadar geriledi. Türkiye'nin risk primi 78 baz puan azaldı. Uluslararası yatırımcıların ülkemiz varlıklarına 2,7 milyar dolarlık talebi gerçekleşti. Borsadaki yükseliş de yüzde 5'i geride bıraktı. Bu olumlu tablo daha da iyiye gidecektir.

HUKUK SİSTEMİNDE REFORM

Hükümete geldiğimizden beri demokrasi ve kalkınma merkezli bir anlayışla ülkemizi güçlendirme amacının arkasında bu gerçek yatıyor. Son 1 yıldır yeni reformu hayata geçiriyoruz. Yaptığımız her reform yerli ve uluslararası yatırımcılara da hitap ediyor. Önümüzdeki aylarda öngörülebilir, kolay erişilebilen yargı sistemi için yeni adımlar atacağız. Yapısal reformların içindeyiz. Ülkemiz yatırım hukuku standartlarına sahiptir. Hukuk sistemimizin taraflarıyla, ekonominin tüm temsilcilerinin istişareleri ile ortaya çıkacak ihtiyaçları süratle hayata geçirerek ülkemizi yeni döneme hazırlayacağız. Yatırım iklimini olumlu yönde geliştireceğiz. "

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir