eski metal sandalye nasıl boyanır / стульчик для любимчика | Дом в стиле шебби-шик, Шикарные обои, Окраска мебели

Eski Metal Sandalye Nasıl Boyanır

eski metal sandalye nasıl boyanır

блог

 Delikli Şilenin Hikayesi :

Karadeniz(Pontus Eukseinos) kıyısında yer alan Paflagonya, batısındaki Bithynia’dan Filyos (Biillaios) çayı ile doğusundaki Pontus’tan Kızılırmak nehri ile ayrılır. Bölgeye antik çağda “Demir Atlar Ülkesi” manasına gelen Paflagonya deniliyordu.

Bölgede savaşçı, özgürlüklerine düşkün, atlı birlikleriyle ünlenmiş Enetliler yaşamıştır. Pers ordularının en iyi öncü birliği kabul edilirdi. Tarihçi Heredot’a göre savaşlarda örme başlıklar, küçük kalkanlar, kısa kargılar, mızraklar ve hançerler kullanılırdı.

Bazı tarihçiler Büyük İskender, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim’e ait atların Paflagonya’da yetiştirildiğini ifade ederler.

Delikli Şile Nerede ? Nasıl Gidilir ?

Delikli Şile Amasra’nın 15 Km doğu yönünde ve Paflagonya bölgesindedir.

Topraklarının rengi, demir maddesinin fazlalığı nedeniyle kızıldır. Bölge(Çakraz’la birlikte) antik çağda bu özelliğinden dolayı “Eritrinoi” ismini almıştır.

Delikli Şile panoramik görünümüyle bir yarımada şeklindedir. Kuzey-güney doğrultusunda Karadeniz’e uzanmıştır. Yarımadanın doğu yönünde plaj vardır. Batı yönünden(yani Amasra tarafı), denizde belirli bir mesafe gidildiğinde, adanın orta kısımlarında ve denizin içinde bir boşluğa rastlanır.

Köyün kuzey yönü “Konuk Sevmez Deniz”in doğal rengi olan maviyle boyanmış ve körfezin güney doğu tarafları fıstıki yeşille bezenmiştir.

Delikli Şile’nin geçmişi, hemen çok yakınındaki Amasra’nın geçmişi ile paralellik içerir. Amasra’da olduğu gibi Fenikeliler, İonyalı’lar, Kayralılar, Akalar, Persler ve Amastris dönemine müteakip, Pontuslular, Romalılar, Bizanslılar, Cenovalılar ve Osmanlılar Delikli Şile’yi(Akkonak) yurt edinmişlerdir.

1817–1819 yılları arasında Bartın ve çevresini gezen Papaz Minas Bıjikyan Çakraz le ilgili olarak; “ Delikli Şile Amasra’nın 9 mil uzağında elverişsiz bir limanı ve Çakras adlı bir burnu olan yerdir. Arriaons, burada Eritalı namıyla bir Grek halkının yaşadığını yazar” demiştir.

Yine XVIII. Yüzyılda Osmanlı Coğrafya Yazarı, Uluslu İbrahim Hamdi Efendi “ATLAS” isimli eserinde şunlardan bahsetmiştir.“Deniz kenarından 9 mil doğuda Deliklişile adında, ikiye ayrılmış kayalık bir yerin arasından geçilir. Yakınında bir mescidi ve iskelesi olan nahiyeye Külas (Çakraz) derler”

Genelde köydeki yaşlılar adanın en yüksek kısmını kilise yanı olarak isimlendirirler. Yine adanın orta-kuzey bölümünde, Cenova döneminden kalma ve merdivenlerle inilen, takriben 4X2 ebadında, taşlarla örülü su kuyusu bulunmaktadır. Söz konusu yerin yağmur sularını toplamaya yönelik bir kuyu olduğu sanılmaktadır.

Delikli Şile körfezi geçmişte somon balığı üretilmek amacıyla bir şirket tarafından kiralanmıştır. Kültür balıkçılığına olanak veren kafesler yerleştirilse de; sözkonusu düzenek Karadeniz’de oluşan dalgalar tarafından yutulmuştur. Yakın zamanlara kadar bir köpek, bir bekçi ve yönetim binası, anılan kültür balıkçılığının son izlerini oluşturuyordu.

Delikli Şile’nin güneş-kum-deniz turizmi konusundaki geçmişi, yanı başındaki Çakraz’la birlikte paralellik arz eder. Bunun yanında olta balıkçılığı için çok uygun bir yerdir. Köyüstü denilen mevki, yamaç paraşütü tutkunları için atlama yeri koşullarını içerir. Arazi üzerine benek misali konuşlanmış köy evleri, dantel gibi işlenmiş kıyılar, “Sevgi Geçidi”ve fıstıki yeşil ritüelleri, seyredenlere müthiş manzaralar sunar.

Her ne kadar günümüzde, balık bolluğu yaşanmasa da, Delikli Şileli için balık; Karadeniz’de avlandıysa lezzetlidir. Bunun dışındaki ürünlere(kültür balıkçılığı) pek itibar edilmez.

Beyaz köpüklü hırçın dalgalar, diğer yerlerde olduğu gibi Delikli Şile kıyılarını, kara parçalarının oluşumundan bu yana döver dururlar. Bu mücadele eskitmiştir onları. Ürkütücü görüntüler vermiştir. En ilginçleri Karaca Kaya ile “Sevgi Geçidi”dir.

Yaklaşık 400 sene önce Osmanlı döneminde yaşayan yazar Uluslu Hamdi bile, bu geçitten kayıkların geçtiğini ve geçidin kuytu yerlerine kuşların tünediğini ifade eder.

“Sevgi Geçidi” sıradan bir kaya oyuğu olmayıp ayrı bir anlam içerir. Orada b ir sevgi sembolize edilir. Sanki gül ağacı orada en güzle şarkıları söyleyen bülbülün yüreğine dikenini batırmıştır. Onun kanıyla beslenerek kırmızı olmuştur.

Delikli Şileliler güllerde ince bir hastalığın olduğunu düşünürler. Önceleri gül yetişmiş topraklara veya eski gül fidanlarının yakınına yeni gül dikilmesini uygun bulmazlar. Sebebi tam bilinmemekle beraber yeni güllerin böyle yerlerde iyi gelişemeyeceği, hatta ölüp yok olacağı şeklinde bir takıntıdır. Neticede bir senteze varırlar. Sevgi,“Bir”dir. Tekrarı yoktur. Aynı toprakta gül bitmeyeceği gibi aynı gönülde de ikinci bir aşk olamaz. Olduğunu öne süren varsa ya aşkı tatmamıştır, ya da aşkı bilmiyor demektir.

Sadece geçitte mi bir özgünlük vardır? Hayır. Dalga ile kıyının aşkı da bir ritüeldir Delikli Şile’de.

Üzerinde köpükleri taşıyan dalga her zaman seven, kıyı ise sevilendir. Yaratılmışlıkla başlayıp sonsuza giden dalga, hep aşkına kavuşma isteğiyle atılır kıyıya. Dokunur parmaklarının ucuyla sevgiliye ve sonra döner geriye. Bilir tamamen kavuşamayacağını, ama sahile koşmadan edemez. Her bir dokunuşunda aşkını ve bedenini verir hesapsızca… Ve sonra tekrar gider sonsuzluğa… İşte ”Sevgi Geçidi” böylesine ulvi bir yer… En katımış kalpleri bile hoş duygular verir…

Hep “Delikli Şile” ile cümleler kurduk. Bu isimle sıfat yüz yıllar boyu yan yana kullanılmış. Son zamanlarda beğenilmez olmuş nedense… Atıp “Akkonak” koymuşlar köyün adına. Ama çoğu özellikten yoksun. Aşkı, sevgiyi, güllerin rengini hatırlatmıyor.

Tehlikedeki Türk Dilleri C.3

UNESCO 2016 Hoca Ahmed Yesevî Yılı anısına ve Bağımsızlıklarının 25. Yılında Türk Cumhuriyetleri onuruna, Uluslararası Türk Akademisi ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığının destekleriyle hazırlanan “Tehlikedeki Türk Dilleri” kitabı 4 cilt olarak yayımlandı. “Tehlikedeki Türk Dilleri” projesi; dünya gündeminden nispeten uzak kalan az nüfuslu ve az konuşurlu Türk halklarını, onların dillerini ve kültürlerini bir arada, ortak ana başlıklar halinde ele almayı, tanıtmayı, bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylaşmayı ve bu yolla tehlikedeki Türk dilleri ve kültürleri konusundaki farkındalığı ve duyarlığı geliştirmeyi, sonraki kuramsal çalışmalar, dokümantasyon çalışmaları, yeniden canlandırma vb. diğer faaliyetler için müşterek bir akademik zemin ve platform oluşturma amacıyla yayımlanmıştır. Kitapta 26 ülkeden 130 bilim insanının telif ve tercüme toplam 132 özgün yazıyla yer aldığı 4 ciltlik kitap seti; süreli yayın, web sitesi vb. “Tehlikedeki Türk Dilleri” adlı geniş kapsamlı projenin bir parçasıdır. Kitap seti 3 ana bölümden ve 4 ciltten oluşmaktadır. Bu çalışmada yer alan “Tehlikedeki Türk Dilleri”ni belirlemede temel ölçüt olarak UNESCO’nun Tehlikedeki Dünya Dilleri Atlası (UNESCO Atlas of the World’s Languages in Danger) esas alınmıştır. Atlas’ta Rusya Federasyonu’nda konuşulan Türk dillerinin, Tatarca dışında, Başkurtça, Çuvaşça ve Yakutça dâhil, tamamı farklı düzeylerde tehlikede gösterilmiştir. Atlas’ta yer almayan Çin Kazakçası, Çin Kırgızcası, Avrupa’daki yerli ve göçmen Tatar ve Başkurt vb. Türk dilleri de aynı şekilde proje kapsamına dâhil edilmiştir. Öz deyişi “Son Sesler Kaybolmadan” olan projede, Çin’in kuzeydoğusundaki Fu-yü Kırgızcasından, Avrupa’nın en batısında Litvanya Karaycasına; Taymır yarımadasında konuşulan Dolgancadan, Basra körfezinin doğu kıyılarına yakın İran coğrafyasındaki Kaşgaycaya değin az nüfuslu, az konuşurlu Türk dilleri ele alınmaktadır. Yazıların tamamı bilimsel çalışma yaşamının önemli bir bölümünü bu projede ele aldığı Türk diline adayan yazarların kaleminden çıkmıştır. Yazarların önemli bir bölümü aynı zamanda ele aldığı dilin konuşurudur. Proje makalelerinin dilleri, sayı bakımından İngilizce başta olmak üzere Türkçe, Rusça, Kazakça, Özbekçe vd. Türk dilleridir. Tehlikedeki Türk Dilleri Editörler Prof. Dr. Süer Eker, Prof. Dr. Ülkü Çelik Şavk Yayın Koordinatörü Halil Ulusoy © Uluslararası Türk Akademisi Barış ve Uyum Sarayı Tauelsizdik Cad. No:57 Astana / Kazakistan www.twesco.org • [email protected] Tel: +7 (7172) 74-46-86 © Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı Taşkent Cad. Şehit H. Temel Kuğuoğlu Sokak. No: 30 06490 Bahçelievler/ANKARA Tel: 0312 216 06 00 • Faks: 0312 216 06 09 www.ayu.edu.tr • [email protected]

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir