Bundan birkaç sene önceydi. Medyada ‘zikir’le ilgili ilginç bir haber yer almıştı.1 “Zikir; reiki ve yoga gibi şifa verici bir teknik” başlığıyla yayınlanan haberde, medyada sağlıklı hayat, kilo kontrolü gibi konularda isim yapmış aile hekimi Ender Saraç’ın görüşlerine yer veriliyordu.
Ruh sağlığı açısından bir şifa vesilesi olarak gördüğü ‘esma zikri’ni ‘ileri bir teknoloji’ olarak niteleyen Dr. Saraç şöyle diyordu:
“Zikir de meditasyon mantraları, reiki sembolleri gibi bir teknolojidir. Belli sesleri tekrar edip jeneratör gibi enerji üretirsiniz. Kur’ân’da geçen Allah’ın 99 isminden her biri, bir enerji köküdür”
Saraç’ın bu sözleri, aslında herşeyin hakikatinin Allah’ın bir ismine dayandığını ve bu isimlerde psikolojik ya da fizyolojik pek çok derdin/hastalığın şifasının gizli olduğu gerçeğini teyid ediyor.
Esma-i Hüsnâ, gerçekten de şifâ kaynağı. Bediüzzaman Hazretleri de, meselâ Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nuriye’de yer alan ve içerisinde ‘İsm-i Âzam’ denilen Allah’ın altı büyük isminin bulunduğu ‘Tahmidiye’ duâsı için: “maddî ve manevî hastalıkların bir nevî şifası…”2 ifadesini kullanıyor.
Aslında, Dr. Saraç’ın, ‘şifa veren enerji kökleri’ olarak nitelediği Allah’ın isimleri, sadece hastalıkların şifasında değil, hayatın her karesinde de söz konusudur. Nitekim Bediüzzaman, “İnsan ve insanın hayatı, esmâ-i İlâhiyenin tecelliyâtına bir tarladır”3 der. Yani hayatın türlü halleri, Allah’ın güzel isimlerinin yansımalarından başka bir şey değildir. İnsan kederde-sevinçte, hastalıkta-sağlıkta, kısacası hayatının her ânında—bilinçli ya da bilinçsiz—Allah’ın isimlerini yansıtır; adeta hayatını Allah’ın isimlerinin tecellîsine bir ekim-biçim sahası haline getirir.
Bununla beraber her insan, hayatında Allah’ın farklı bir ismini veya isimlerini ‘baskın’ bir şekilde gösterebilir. Bediüzzaman’ın, “Meselâ İsâ aleyhisselâm; sâir esmâ ile beraber Kadîr ismi onda daha gâliptir. Ehl-i aşkta Vedûd ismi ve ehl-i tefekkürde Hakîm ismi daha ziyâde hâkimdir”4 diyerek işaret ettiği bu gerçeğe, Dr. Saraç şu sözleriyle değinmiş:
“Her insanda Allah’ın 99 isminin belirli açılımları bulunuyor. Ancak bunların bazıları baskın, bazıları dengede, bazıları uyur durumda. Örneğin sürekli her konuda geri kalıyorsanız, El-Müzill isminin etkisi kuvvetli demek. El-Mukaddim ise tersine, öne geçirici bir etki yapıyor, insan onun etkisini kullanmayı bilirse [kendini] atak yapabiliyor.”
Peki insan, kendisinde Allah’ın hangi isminin daha baskın olarak tecellî ettiğini, ya da yaşadığı sıkıntılara şifa bulmak adına Allah’a daha çok hangi ismiyle yönelmesi, dua etmesi gerektiğini nasıl anlayacak?
Saraç’a göre, kişinin bunu tespit etmesinin yollarından biri, kendi içine dönerek, sakin bir şekilde hayatın hangi alanında sıkıntılarının olduğunu tespit etmekten geçiyor.
Dr. Saraç’ın bir ‘şifa vesilesi’ olarak sunduğu ‘esma zikri,’ şüphesiz dayandığı nokta itibariyle hakikatli bir uygulama. Ancak, bu konuda bizce akıllardan uzak tutulmaması gereken çok önemli ve öncelikli bir husus vardır ki, o da ‘esma zikri’nin bir ibadet oluşudur.
Yani “Allah’ın isimlerini zikreden” kişi, bunu, “sağlığına kavuşmak, sıkıntılarını gidermek…” gibi tüm beklentilerden önce bir ‘ibadet şuuruyla,’ ‘sırf Allah için’ ve Allah’a hitap ederek Ondan istediğini bilerek yapmalıdır. ‘Sıkıntılar’ veya ‘hastalıklar,’ Risale-i Nur’da da ders verildiği gibi, ‘zikir ibadeti’nin sadece birer vakti olarak algılanabilir, yoksa gayesi değil. Yani kişi, var olan ‘sıkıntısını’ veya ‘hastalığını’ bir ‘ibadet vakti’ olarak kabul edip, esmâ zikrini sadece ve sadece Allah için yapmalıdır. Eğer hedefte, ‘sırf dünyadaki sıkıntıdan kurtulmak’ olursa, o ibadet ‘ibadet’ olmaktan çıkabileceği gibi, beklenen neticeler de görülemeyebilir. Bediüzzaman, bu meseleye şöyle açıklık getirir:
“Duâ bir ubûdiyettir [ibadettir]; ubûdiyet ise, semerâtı [neticesi] uhreviyedir [ahirete bakar]. Dünyevî maksatlar ise, o nevi duâ ve ibâdetin vakitleridir; o maksatlar, gâyeleri değil.”5
“Eğer o dünyaya ait faydalar ve menfaatler o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz'ü olsa, o ubudiyeti kısmen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akîm bırakır, netice vermez. İşte bu sırrı anlamayanlar, meselâ yüz hâsiyeti ve faydası bulunan Evrâd-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibendîyi veya bin hâsiyeti bulunan Cevşenü'l-Kebîr’i, o faydaların bazılarını maksud-u bizzat niyet ederek okuyorlar. O faydaları göremiyorlar ve göremeyecekler ve görmeye de hakları yoktur.”6
Dr. Saraç’ın bir ‘şifa vesilesi’ olarak dikkat çektiği ‘esma zikri,’ bize Bediüzzaman Hazretlerinin her beş vakit namazın arkasında yapmayı tavsiye ettiği “Tesbihat”ta yer alan “Dua-yı İsm-i Âzam” ve “Dua-yı Tercüman-ı İsm-i Âzam” isimli “Esma-i Hüsna zikirleri”ni de hatırlattı.
İnsan ruhunun, günün her vaktinde ibadete ihtiyacı olduğu dikkate alınırsa, bu ‘esmâ hazinesi’ Tesbihat’ın ne kadar önemli olduğu bir defa daha ortaya çıkar. Ki, Bediüzzaman’ın, talebelerinden birinin sırf bu namaz tesbihatında gösterdiği tembellikten dolayı, ‘tesbihatın önemini’ anlatan bir mektup yazması da konunun ehemmiyetini ayrıca ortaya koymaktadır.
Şüphesiz insan maddeden ibaret bir varlık değil. Aynı zamanda ruhî cephesi de var. Ancak maddesini bir şekilde tatmin eden insanoğlunun, ruhî ve manevî yönünü çoğu kere ihmal ettiği bilinen bir gerçek Nitekim çağımızda stres ve depresyon gibi pek çok ruhsal problem de bundan kaynaklanıyor.
İşte, günümüz insanının, özellikle de Batı toplumlarının yoga, reiki, meditasyon gibi tekniklere yönelişi, hep bu manevî alandaki boşluğu doldurmak adına. Ne var ki, bu yöntemlerin hiçbirinin insanı tatmin edemediği de ortada. Bunun en büyük delili, sözkonusu toplumlarda ruhsal problemlerin ve bunun neticesi olan kötü alışkanlıkların, hatta intihara kadar varan vakaların hiç bitmemesi, hatta artarak devam etmesi.
Peki çare ne? Çare, elbette insanın hem maddî, hem de manevî yönünü dikkate alan bir yaklaşımda. Tabir-i diğer ile “insan fıtratına” uygun olan esaslarda… Bu esasların da, insanlığı maddî-manevî saadete sevk edebileceği bugüne kadar nice medeniyetle tecrübe edilmiş olan “İslâm dini”nde olduğu ortada.
İşte bu açıdan, Dr. Saraç’ın, ruhsal problemlere karşı bir ‘şifa ve tedavi yöntemi’ olarak ‘Esma-i Hüsna zikri’ni sunması bizce çok ama çok dikkat çekici
Dipnotlar:
1. Hürriyet, Cumartesi eki,
2. Kastamonu Lâhikası
3. Mesnevi-i Nuriye, Hubâb
4. Sözler, Söz
5. Sözler, Söz
6. Lem’alar, Lem’a
Share:
Biyoloji ilminin mucidi seafoodplus.infom Kerim Esma- Ül Hüsna’nın insan üzerindeki etkilerini ve tedavi şeklini,ve nasıl gerçekleştiğini şöyle anlatıyor.
Esma-ül Hüsna’nın tüm hastalıklara şifa olduğunu keşfettim,gözümle gördüğüm ve şahit oldum olayları anlatayım “Bir arkadaşımın gözleri iltihaplanmış,kıpkırmızı olmuştu,iki elini gözlerinin üzerine koyarak “YA NUR, YA HABİR,YA VEHHAB” isimlerini okumaya devam etti bir süre sonra gözleri eski sağlığına kavuştu.”
Tedavi şekli şöyledir:
Ağrıyan yada rahatsızlık olan yerin üzerine elini koyarak Esma-ül Hüsna’yı seafoodplus.info-ül Hüsna,“bedeni ve zihni, öfke,nefret,eleştiri,hüzün,pişmanlık,kıskançlık,günah duygusundan meydana gelen zehirleri temizleyen en etkili güçtür.”
Hastalık genelde bedenin herhangi bir yerinde enerjinin işlevini yapmaması sonucu oluşur.
Öfkelendiğimizde bedenimizde öldürücü bir zehir meydana gelir.Eğer bu zehire panzehirle cevap verilmezse uzun vadede ölümle sonuçlanır.İşte bu zehrin en büyük ve en önemli panzehiri ESMA-ÜL HÜSNA’DIR.
Tarifi yapan seafoodplus.infom kerim hangi ismin hangi orğana ve hastalığa iyi geldiğini açıklıyor.
Hastalık Esması Zikir Adedi
Akciğer hast = Ya Cebbar
Alzheimer = YaKayyum
Atardamarlar = Ya Cebbar
Bacak hast = Ya Müteal
Bağırsak hast =Ya Sabur
Baş ağrısı =Ya Ğani
Böbrek hast =Ya Hayy 18
Böbrek üst bezi =Ya Bari
Damar hast = Celle celaluhu
Diz hastalığı =Ya Rauf
Epifiz bezi =Ya Hadi 20
Göz damarhast =Ya Rauf
Göz hast = Ya Nur , Ya Habir
Ya Basir , Ya vehhab 14
Göz sinirl =Ya Zahir
Guatr için =Ya Cebbar
Halsizlik, yaşamda enerjik olmak =Ya Hayy 18
İdrar kesesi =Ya Hadi 20
Kalp damr tıkan= Ya Vehhab 14
Kalp hastalığı = Ya Nur
Kanser = Ya Latif Ya Ğani
Ya Rahîm
Karaciğer rahat = Ya Reşid
Kas hast = Ya Rezzak
Kemik hast = Ya Kavi
Ya. Nafi
Kulak hastalığı = Ya Semi
Mide hast =Ya Rezzak
Migren için = Ya Ğaniy
Nefes darlığı = Ya Şekur
Omurga hast =Ya Bedi 86
Panik atak =Ya Basıt. 72
Pankreas,şeker hast =Ya Bari
Prostat =Ya Reşid
Psikolojik sorun veya bağımlılık = Ya Kuddüs
Rahim hastalığı = Ya Halık
Romatiz =Ya Müheymin
Saç için.=Ya Bedi 86
Saç dökülm= Ya Kaviyy
Saç kepeği = Celle celaluhu
Sinir hast = Ya Muğni
Sinüzit =Ya Rafı
Tansiyon = Ya Hafid
Tymus bezi =Ya Kavi
Yağ bezeleri, çıan = Ya Nafi
seafoodplus.info Saraç’a göre insan hangi alanda sıkıntı çekiyorsa Allah’ın O alanla ilğili isminin zikrini daha çok zikretmelidir.
Kişinin bunu tesbit etmesinin yollarından biri de kişi kendi içine çekilerek hayatının hangi alanında sıkıntı çektiğini anlayabilir.
Ender Saraç’tan Zikir tekniği:
Dr. Ender Saraç’a göre, türlü ihtiyaçların giderilmesine yönelik bazı zikir teknikleri şöyle ifade edilmiş:
Sinirli Öfkeli olmamak sakin olmak için
El Halim ( ya Halim ) Celle Celalühü
Sürekli darlık ve sıkıntı çekiyorsanız
Ya Muğni, En Nafi Celle Celalühü
İçiniz sıkılıyor ve göğsünüz daralıyorsa
El Basit Celle Celalühü
Bir türlü olayların içinden çıkamıyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsanız
El Vekil Celle Celalühü
Sürekli başınıza felâketler geliyorsa
El Mani, Es Selam Celle Celalühü
Bilginizi arttırmak için gerekli beyin devrelerinin açılmasına yardım için
El Alim Celle Celalühü
Kendinizi biraz katı ve merhametsiz hissediyorsanız
Er Rahim, Er Rahman Celle Celalühü
Sürekli halsizseniz ve enerjiniz düşükse
El Hayy
Celle Celalühü
pasif ve korkaksanız
El Kahhar Celle Celalühü
Kötü bir yöneticiyseniz veya olayları yönetemiyorsanız
El Vali Celle Celalühü
Bir türlü organize olamıyorsanız
El Kayyum Celle Celalühü
*Yaşamda elinizden tutacak kimse yoksa
El Veli Celle Celalühü
PANIK ATAK VE SITRESTEN KURTULMAK ICIN TAVSIYE
Yatarken 21 besmele korunmak icin iyidir ve hatta söyle gözlerimizi kapatıp efendimize salavat getirmekte iyi olur.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim..
Stresten kurtulmak icin ve sıkıntılardan
kurtula bilmek için birkac dua 3 yada 7 kere hergun
la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minez zalimin
Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azîm,
Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil erdı ve lâ fissemâi ve hüves-semi’ul alim
la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim (panik atakta atak halindeyken tekrar tekrar okumalıyız ve sakin nefes alarak)
hasbinallahu ve nimel vekil kere olursa iyi sonra 1 kere hasbinallahu ve nimel vekil nimel mevla ve nimen nasır,, (kaygı bozukluğuna bu tertib faydalıdır)
ihlas, felak ve nas sureleri okunmalı
Ayetel kürsi Allah’ın izni ile şifa bulunur
Birde benim nacizane tavsiyem ” inşirah suresi ” bol bol okunmalı
Panik atak Hastalığı’na esma ul hüsna
Ya Basit Celle Celalühü
esmaul husnasından 72 adet
ayrıca sevgi için muhabbet için Ya Vedüd ya da 20 kere
psikolojik sıkıntı ve bağımlılıklar içinde
ya Kuddüs kere
33 subhanallah 33 elhamdülillah 33 allahuekber tesbihi hem kolay hem cok faydali
İstiğfara devam edeni, Hak teâlâ, her türlü sıkıntı ve üzüntüden uzaklaştırır, geçim darlığından da kurtarır, ferahlığa çıkarır, ummadığı yerden rızka kavuşturur. [Nesai] (bol bol Estağfirullah El Azîm, demek faydalıdır)
Bu dualar zikirler rahatlama sıkıntılarda kaygılardan kurtulma icin tavsiye oluna gelmiştir tavsiye edilenlerden vird edilip okunursa tesir hızlı olur..