Siğiller, Hpv adı verilen bir virüs çeşidinin sebep olduğu bir deri hastalığıdır. Siğiller en çok ayak, el ve yüzlerde meydana gelmekle birlikte genital bölgede de oluşabilmektedir. Genital siğillere kondilom da denilir ve rahim ağzı kanserlerine neden olabilmektedir. Bazı çeşitleri vücutta belirti vermeyip bulaş riski oluşturabilmektedir. Siğiller nerede oluşursa oluşsun bir çeşit virüs tarafından meydana geldiği için bulaşma riskleri oldukça fazladır. Siğiller kendini deriden kabarık, toplu iğne büyüklüğünde ve bazen de kahverengi kabarcık şeklinde gösterir. Bazen kişiden kişiye temas halinde bazen de ortak kullanılan bir eşya yoluyla bulaş gösterme ihtimali vardır. Birden fazla çeşidi bulunmaktadır ve bazı durumlarda deride oluşan lezyonlar siğil ile karıştırılabilir. Siğil sorunu ile karşılaşan kişiler kendiliğinden geçer düşüncesi ile tedavi olmamaktadırlar. El ve ayakta meydana gelen siğillerin kendiliğinden geçme gibi bir durumu söz konusudur fakat genital bölgede oluşan siğiller kendiliğinden iyileşmez mutlaka cerrahi tedavi ile tedavi edilmelidir. Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi almak için siğiller kendiliğinden iyileşir mi yazımızı okuyabilirsiniz.
Bu yazımızda siğil tedavisinde başarılı sonuçlar veren kriyoterapinin ne olduğu, nasıl yapıldığı, avantajlarının neler olduğu hakkında bilgiler vereceğiz. Yazımızda kriyoterapi nedir, kriyoterapi nasıl yapılır ve kriyoterapi avantajları nelerdir sorularına cevaplar bulacaksınız.
Kriyoterapi; siğillerin tedavisinde kullanılan ve lezyonların dondurulmasını amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Uygulandığı an siğillerin bir daha nüksetme olasılığını düşürmektedir. Anestezi uygulanmadan yapılan bir işlem olup hastaya eski estetik görünümünü geri verebilmektedir. Siğillerin tedavisinde birçok yöntem kullanılmaktadır fakat kısa süreli ve en etkili olan yöntemi kriyoterapi yöntemidir. Kriyoterapi işlemi lezyon üzerine gaz püskürtülmesi şeklinde uygulanan bir operasyondur. Oldukça kısa sürede tamamlanan bu işlem ile siğil problemi ortadan kalkmaktadır.
Kriyoterapi işlemi siğillerin yok edilmesinde kullanılan ve kişiler tarafından tercih edilen bir işlemdir. Bu işlemde amaç dondurma yöntemi ile siğillerin oluştuğu lezyonları yok etmektir. Hastaya anestezi uygulanmadan lezyonlar üzerine sıvı azot gazı verilir, azot gazı soğuk bir gaz olduğu için üst derideki hücreleri yok ederek siğilleri de ortadan kaldırır.
Her tedavinin kendine göre avantajı bulunduğu gibi kriyoterapi yönteminin de avantajları bulunmaktadır. Kriyoterapi avantajları şu şekildedir:
Siğil sorunu yaşayan hastaların merak ettikleri konulardan biri tedavi can acıtır mı sorusudur. Tedavi öncesi internet ortamında tedavi hakkında araştırma yapmaktadırlar. Kriyoterapi işlemi hastaya çok az miktarda acı verebilmektedir fakat zonklayıcı derecede ağrı ve acı hissettirmez. Kriyoterapi ile tedavi sağlanıp kişiye başarılı sonuçlar verebilmektedir.
Siğil, HPV adı verilen bir çeşit virüsten kaynaklanan, deri yüzeyinde kabarcık şeklinde kendini gösteren bir deri rahatsızlığıdır. Kişiden kişiye bulaş göstermesi son derece olanaklı bir durumdur. Çoğunlukla siğiller el, ayak ve yüzde fakat en çok genital bölgede oluşurlar. Siğiller meydana geldiği bazı kişilerde risk oluşturabilir. Çocuklarda, gençlerde, AIDS ve HIV gibi virüslere karşı bağışıklığı düşük seviyede olan kişiler için risk faktörüdür. Bazı siğiller kendiliğinden medikal tedavilerle iyileşebilir fakat genital siğiller kendiliğinden iyileşme göstermeyebilir. Bu konu hakkında detaylı bilgiyi siğiller kendiliğinden iyileşir mi adlı yazımızı okuyarak alabilirsiniz. Günümüzde siğil tedavisi adına uygulanan birçok yöntem gelişmiştir. Siğiller bu güne kadar cerrahi ve lazer yöntemi ile tedavi edilmekteydi. Günümüzde lazer tedavisi ile birlikte kriyoterapi tedavisi de uygulanmaktadır. Kriyoterapi tedavisinde amaç, siğilin oluştuğu lezyonun yakılarak yok edilmesidir. Lazer yöntemi de siğil tedavisinde oldukça sık tercih edilen ve başarılı sonuçlar veren bir yöntemdir. Lazerle siğil tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi almak için lazerle siğil tedavisi nasıl yapılır yazımızı okuyabilirsiniz. Kriyoterapi operasyonu ile siğil tedavisi yaptıran hastaların operasyon sonrası dikkat dikkat etmesi gereken konular bulunmaktadır. Operasyon sonrası şişlik ve sıvı toplanması gibi komplikasyonlar gelişebilir. İşlem sonrası operasyon bölgesinde kabuklanma oluşabilir, oluşan kabuklanma kendiliğinden dökülmektedir. Eğer dökülmez ise antibiyotikli merhemler kullanılmalıdır. Sonuç olarak kriyoterapi sonrası bakım oldukça önem taşımaktadır.
Kriyoterapi işlemini yaptıran kişilerin merak ettikleri konu operasyon sonrası iyileşme süreçleri olmaktadır. Kriyoterapi sonrası iyileşme süreci 1 ila 4 hafta arasında değişmektedir. Oluşan yaralar iyileşme süreci boyunca kendiliğinden dökülür ve iyileşir.
Kriyoterapi, açık yara oluşturulmadan gerçekleştirilen bir operasyon olduğu için bu hastaya avantaj sağlamaktadır. Yaralar kabuklarını döktükten sonra yerine sağlıklı deri çıkmaktadır. Deride nadir de olsa bir takım izler kalabilmektedir.
Kriyoterapi siğil tedavisinde kullanılan ve hastaya eski estetik görünümünü veren bir uygulamadır. Siğiller tedavi edildikten sonra nüksetme olasılığına sahiptir. Fakat kriyoterapi işlemi hastalığın nüksetme yani tekrar etme olasılığını azaltmaktadır. Kriyoterapi işlemi zararlı bir operasyon değildir aksine uygulanması avantajlı bir operasyondur. Sonuç olarak kriyoterapi işlemi kişiye zarar değil hastalık konusunda avantaj sağlamaktadır.
Kriyoterapi fiyatları hastalığın şiddetine ve uygulanan kliniğe göre değişiklik göstermektedir. Kriyoterapi, alanında uzman doktorlar ve hijyenik hastane koşullarında uygulanması gereken bir işlemdir. Kriyoterapi fiyatları hakkında detaylı bilgiyi hastanemiz genel cerrahi bölümünden alabilirsiniz.
İstanbul Bağcılar’daki hastanemizde alanında uzman doktorlar ile hijyenik hastane şartlarında siğil tedavisi imkanı sunmaktayız. Kriyoterapi, siğil tedavisi, siğil tedavisi yöntemleri ve kriyoterapi fiyatları hakkında ayrıntılı bilgiyi hastanemiz genel cerrahi servisinde bulabilirsiniz. Kriyoterapi yöntemiyle siğil tedavisi hakkında merak ettiğiniz diğer konuları genel cerrahi blog sayfamızdan, telefon numaramız ve whatsapp bilgi hattımızdan bize ulaşarak sorabilirsiniz.
Kriyoterapi son yıl içinde dermatolojide gittikçe daha yaygın kullanım alanı bulmuş olan önemli bir tedavi yöntemidir. Birçok farklı ve tedavisi zor dermatolojik problemde hekimin yardımcısıdır. Yüz güldürücü sonuçlarıyla hastaları da memnun etmektedir.
Kriyoterapi vücudun ya da bir bölgesinin kısa süreli soğuğa maruz bırakıldığı bir tedavidir. Anlam olarak ‘soğuk ile tedavi’ demektir. Dermatolojik hastalıklardaki uygulamalardan başka tüm vücuda uygulanan şekilleri de vardır. Buz masajı, buz banyoları, soğutucu sprey, kriyo-sauna gibi farklı amaçlarla kullanılan tedaviler bunlara örnektir. Cilt hastalıkları dışında romatizmal hastalıklarda, spor hekimliğinde ve kozmetik amaçlı kullanımları da mevcuttur. Uygulanması kolay ve hızlı sonuç alınan bir tedavi yöntemidir.
Kriyoterapi hastalıklı bölgenin dondurularak tedavi edilmesidir. Kriyoterapi özel cihazlar vasıtasıyla tahrip edilmek istenen hastalıklı bölgeye sıvı azot gazının uygulanmasıyla yapılır. Dokuya temas eden °C’deki sıvı azot dokuyu dondurur. Kısa süreli donma işlemi sonunda doku normal sıcaklığına geri döner. Bu donma-erime sürecinde hasta dokudaki hücreler tahrip olup ölür. Bu ölü hücreler iyileşme sırasında yavaşça atılır ve yerine taze doku oluşur.
Hastaya uygulanmasının kolay ve pratik olması, kısa sürede sonuca ulaşılması, komplikasyonlarının çok az olması bu yöntemin büyük avantajlarıdır. Hastane yatışı gerektirmeyen, çoğu vakada ilk muayenede tedaviye başlanabilen, seansları dakikalar içinde tamamlanan ve günlük yaşantıyı genellikle aksatmayan bir tedavi şeklidir. Az sayıdaki özel ve aşırı doz uygulanan nadir durumlarda uygulama sonrası bir ya da birkaç gün ev istirahati gerekebilir. En önemli avantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir;
Kriyoterapi uygulanan hastalara tedaviden önce olabilecek yan etkiler anlatılmalı, hastalığın diğer tedavi yöntemlerine göre avantajları açıklanmalıdır.
Hastalığın ihtiyacına göre solid ya da sprey uçlar vasıtasıyla uygulanan kriyoterapide göz önünde bulundurulması gereken temel özellik hücre öldürücü soğuk dozunun hastalığın derinliklerine kadar ulaşmasıdır. Ancak bu süreçte çevre dokulara zarar verilmemelidir. Hastalığın türü ve evresine göre uygulanması gereken dozlar çok değişkenlik gösterir. Burada hekimin tecrübesi büyük önem kazanır. Hekim hangi vaka ne doz ihtiyaç gösteriyorsa onu uygulayacaktır.
Tedavi için gereken seans sayısı hastalığa, hastalığın evresine, lezyonların büyüklüğüne, belirtilerin yerleşim yerine, kişinin bağışıklık durumuna göre değişiklikler gösterir.
Hastalığın tipi, büyüklüğü ve derinliğine göre değişir. Çünkü hastaların ihtiyacı olan dozlar kişiye özeldir. Seans aralığı en az 2 haftadır. Çoğu vakada 1 ayı geçmez. Nadiren 5 haftaya kadar uzayabilir. Bu aralığı belirleyen unsur yaranın iyileşme hızıdır. Seans aralıkları ne gerektiğinden az ne de fazla olmalıdır. Bu yüzden hekimin tavsiyelerine harfiyen uyulması ve ara kontrollerde belirlenen tarihlerde tedavilerin uygulanması gerekmektedir.
Donma-erime döneminden sonra doku hasarı alanı oluşur. Birkaç saat içerisinde ödem ve kızarıklık meydana gelir. Sonraki günlerde kabarcık ve kabuklanma dönemleri izler. 21 gün sonra pembe bir granülasyon dokusu gelişir. Daha sonra yavaşça taze deri oluşumu gerçekleşir.
Hekim, kriyoterapi sonrası gereken dıştan uygulanan (topikal) ilaçları verir. Tedavi sonrasındaki evrelerle ilgili hastaları bilgilendirir.
Bazı nadir durumlarda ilk gün oluşan ağrı için analjezik (ağrı kesici) gerekebilir. Hastalığın türüne, bölgesine ve uygulanan doza göre hekim belli aralıklarla hastayı kontrole çağırır ve gereken harici tedavi değişikliğini belirler. Epitalizasyon (taze deri oluşumu) tamamlandıktan sonra belli aralıklarla kontroller sürdürülür.
Uygulama sonrası geçici olan ve kaybolan ödem sayılmazsa diğerleri ihmal edilebilir azınlıkta nadir belirtilerdir. Buradaki ödem beklenen bir durumdur. Tedavinin iyi sonucu uygulama sırasındaki geçici belirtileri unutturmaktadır. Kriyoterapinin en önemli yan etkileri aşağıdaki gibidir;
Ağrı: Her bölgede ve deri hastalığında aynı şiddette değildir. Lezyonları büyük ve derin vakalarda ağrı olacağından lokal anestezi gerekir. Diğer yandan el içi, ayak altı, tırnak çevresi derisi ve mukozalar ağrı açısından daha hassas bölgelerdir.
Ödem: En çok göz çevresinde görülür ama genel olarak bütün hastalarda oluşur. Sert lezyonlarda ödem ile birlikte içi kanlı sıvı dolu kabarcık (hemorajik bül) oluşabilir.
Kanama (Hemoraji): Çok nadir görülür. Daha çok damar tümörlerinin tedavisinde ortaya çıkabilir.
Yara İzi (Skatris): Nadiren görülür. Büyük Lezyonların tedavisinde oluşabilir.
Atrofi: Yara izine benzer bir görünüme yol açar. Deri altı dokusunun yetersiz olduğu bölgelerde çok nadiren görülebilir.
Pigment Değişiklikleri: Daha çok koyu renkli kişilerde ya da lezyonların büyük olduğu durumlarda görülebilen nadir belirtilerdendir.
Kriyoterapi farklı sebeplerle oluşan birçok dermatolojik sorunun tedavisinde hekimin yardımcısı olan önemli bir tedavi yöntemidir. Bu hastalıklar farklı deri bölgelerinde, değişik renk, biçim ve boyutlarda karşımıza çıkabilir. Doğru uygulanmak şartıyla sonuçları memnuniyet vericidir. Aşağıda kriyoterapinin en sık kullanıldığı dermatolojik hastalıkları görebilirsiniz;
Bazı önemli ve sık rastlanan dermatolojik problemlerin tedavisiyle ilgili özetle bahsetmek gerekirse; el siğillerinde özellikle tırnak etrafına yerleşen siğillerde kriyoterapi çok etkili ve kozmetik sonuçları iyi olan bir tedavi yöntemidir. Ayaktaki siğillerde de öncelikli olarak tercih edilmesi gereken bir tedavi şeklidir. Genital siğillerde bazı durumlarda kısmen kullanılabilir. Çocuklardaki Molluskum tedavisinde önemli bir yardımcıdır. Türkiye’nin güney ve güneydoğusunda yer alan Adana, Hatay, Gaziantep, Mardin, Urfa gibi illerimizde sıklıkla görülen şark çıbanının tedavisinde de çok önemli bir yöntemdir.
Lezyonların tipine, bölgesine, büyüklüğüne ve sayısına göre değişir. Bazı durumlarda seansta sonuç alınırken bazı hastalarda seansa kadar uzar. Büyük ve derin lezyonu olan kişilerde ve bağışıklık sistemi zayıf olanlarda seans sayıları daha çok olur.
Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere ülkemizde ve dünyada gittikçe daha sık kullanılan kriyoterapi dermatoloji pratiğinin vazgeçilmez tedavi yöntemlerinden biridir. Ancak diğer tüm tedavi yöntemlerinde olduğu gibi sonucu belirleyen esas faktör hekim tecrübesidir. Hastaya özel tedavi şekli ve dozu en önemli unsurdur. Bununla beraber hastanın da kontrolleri aksatmaması ve hekim tavsiyelerine uyması gerekmektedir. Böylece istenmeyen durumlarla karşılaşılmayacak ve en kısa zamanda en mükemmel sonuçlara ulaşılabilecektir.
Dr. Ahmet ACAR
Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı
KARGO BEDAVA
Kurumsal Fatura
Satıcı : Little Kozmetik
Koleksiyona Ekle
Tahmini Kargoya Teslim: 9 gün içinde
favori
ÜRÜNÜN TÜM ÖZELLİKLERİ
Henüz Yorum Yazılmamış.
KARGO BEDAVA
Kurumsal Fatura
Satıcı : Tensil Kozmetik
Koleksiyona Ekle
Tahmini Kargoya Teslim: 8 gün içinde
favori
ÜRÜNÜN TÜM ÖZELLİKLERİ
Henüz Yorum Yazılmamış.