| ||||||
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
Nasıl ki Allâh’a îman edip takvâ üzere bir kulluk hayatı yaşayan mü’minlere kabirde ve kıyâmette korku ve hüzün olmayacaksa, fânî dünyaya vedâ ânı olan son nefeste de aynı hâl tezâhür edecektir. Zira ebedî âleme açılan ölüm kapısından, herkes mânevî durumuna göre geçecektir. Kimileri gayet kolay, kimileri ise zor ve meşakkatli bir sûrette…
Cenaze Namazı kılınışı. "Allahu Ekber" diyerek 1. Tekbir i alır, elleri bağlar ve Sübhaneke duasını "ve celle senauke" ile beraber okuruz. 2. Tekbir i alırız ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik dualarını okuruz. 3. Tekbir i alırız. Cenaze duasını ya da Fatiha yada Kunut duaları nı okuruz. 4.
“Oğul! Herkesin ölümü kendi rengindedir. Allâh’a vuslat olduğunu düşünmeden ölümden nefret edenlere ve ölüme düşman kesilenlere, ölüm korkunç bir düşman gibi görünür. Ölüme dost olanların karşısına da dost gibi çıkar.”
Allâh’ın emir ve nehiylerine riâyet edip nefsânî arzularını aşan mü’minlere ise son nefeste bir bayram huzuru ve mes’ûd bir vuslat heyecanı nasîb olacak, kabir onu Cennet bahçelerinden bir bahçe hâlinde karşılayacaktır.
Vitir namazı, 5 vakit namaz içerisinde, Hanefi mezhebine göre yatsı namazının ardından sabah namazına kadar kılınabilen namaz olarak bilinmektedir. Gece namazlarının sonuncusu olan
Böyle sâlih kullar için ölüm, hayal ötesi güzellik ve idrâk üstü mükemmellik sahibi olan Rabbimiz’e vuslatın mecburî bir şartı olarak görülür. Böylece çoğu insanda soğuk ürpertilere sebep olan ölüm, gönüllerde “En Yüce Dost”a kavuşma heyecanına dönüşür.
Fâcir (günahkâr) kimseye gelince; o da âhirete yaklaşıp dünyadan ayrılma vakti geldiğinde, ölüm meleği gelir ve başucuna oturur. Semâdan melekler inerler; yüzleri simsiyah ve ellerinde kıldan yapılmış, kaba ve sert giysiler vardır. Önüne, gözünün baktığı yere otururlar. Ölüm meleği:
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
Ruh cesetten, kancalı ve çatallı bir şişin, ıslak yünün içinden çekilip çıkarılması gibi oldukça zor ayrılır. Onunla birlikte vücuttaki bütün damarlar ve sinirler de (sanki) kopar, (o derece ıztırap verir)…” (Bkz. Hâkim, Müstedrek, I, / Krş. Ahmed, IV, , ; Heysemî, III, )
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Allâh’ın müstesnâ bir ikramı olan ömür nîmetini nefsinin esiri, şeytanın oyuncağı olarak ziyan eden kâfir ve fâsıklara, kâbuslarla dolu bir azap yolculuğu olarak çıkacak, kabir onu karanlık bir zindan ve Cehennem çukurlarından bir çukur hâlinde karşılayacaktır.
“Bilesiniz ki, Allâh’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de. Onlar îmân edip takvâya ermiş olanlardır.” (Yûnus, )
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
1- Namaza başlama (iftitah) tekbiri : Kişinin, en az kendinin duyacağı bir sesle "allah-ü Ekber" demesidir. 2- Kıyam (ayakta duruş) : Farz ve vacip olan namazlarda, asgari bir ayet okunacak sürece ayakta durmaktır. Özürlü olanlar oturarak kılabilirler. 3- Kıraat (Kur’an okuma) : Namazda bir veya daha çok ayet okumak farzdır.
Rüku 'ya gideriz Secde 'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde 'ye gideriz 2. Rekat Ayağa kalkarak Kıyam a dururuz Besmele çekeriz Fatiha Suresi ni okuruz Kur'an'dan bir sure okuruz Rüku 'ya gideriz Secde 'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde 'ye gideriz Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ duaları nı okuruz
AZRAİL (A.S) KARŞIMIZA NASIL ÇIKACAK VE ÖLÜRKEN NE HİSSEDECEĞİZ
"Niyet ettim Allah rızası için öğle namazının ilk sünnetini kılmaya" denilerek niyet edilir. "Allahu Ekber" denilerek tekbir getirilir. Sübhaneke okunur. Euzü besmele çekilir. Fatiha suresi okunur. Bir namaz suresi ya da Kur'an'dan ayet okunur. Allahu Ekber denilerek Rüku'ya gidilir. Rükuda üç defa "Sübhane Rabbiyel Azim" denilir.
O da bir su damlasının kaptan aktığı gibi kolaylıkla çıkıverir…
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
Yani ölüm, herkesin karşısına, yaşadığı hayatın mânevî keyfiyetine uygun bir sûrette çıkacaktır.
«‒Ey pis ruh! Allâh’ın hiddet ve gazabına uğramak için çık!» der.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Akşam namazının üç rekat farzı, öğle ile ikindi namazlarının ilk üç rekat farzları gibi kılınır. Şöyle ki: O günün akşam namazının farzını kılmaya niyet edilip namaza tekbir ile başlanır. Yukarda açıklandığı üzere ilk iki rekatı kılınarak oturulur. Bu, birinci oturuştur. Bunda yalnız "Tahiyyat" okunur.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Azrail (a.s) can almaya geldiğinde kişilere nasıl davranır? Kişi istediği şekilde ölebilir mi? Hükümdarın biri, bir yere gitmeye hazırlanırken üzerine giymek için sayısız elbiseler içinden en güzelini ve binmek için de birçok at içinden en rahvan ve gösterişli olanı seçti. Adamlarıyla birlikte muhteşem bir tavırla
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, – Kasım, Sayı: , Sayfa:
“Ey ölümden korkup kaçan can! İşin aslını, sözün doğrusunu istersen, aslında sen ölümden korkmuyorsun; sen kendi günah ve gafletlerinden korkuyorsun.”
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
“Müslüman bir kimse âhirete yaklaştığı ve dünyadan ayrılma vakti geldiği zaman, ölüm meleği gelir ve başucuna oturur. Semâdan da melekler inerler; yüzleri güneş gibi parlaktır. Yanlarında Cennet kefenlerinden ve kokularından vardır. O şahsın önüne, baktığı yere otururlar. Ölüm meleği şöyle der: