Bir kadın, evli erkekle neden ilişki kurar?
1- Aşk: Gerçekten aşık olmuştur. adamın evli olmasını sineye çekmektedir.
2- Para: Maddi sorunlarını o adam sayesinde hallediyordur.
3- Güç: Erkeğin gücünün sağladığı olanaklardan faydalanmaktadır.
4- Seks: Çifti birbirine yaşadıkları seks ilişkisi bağlamaktadır.
5- Şiddet: Adam kadını ilişkiyi sürdürmeye zorlamaktadır. Vazgeçmek istediğinde dövmektedir.
[[HAFTAYA]]
* * *
Kendi isteğiyle evli bir erkekle beraber olan kadın hangi zorluklarla karşılaşır?
1- Adam, önceliğini her zaman karısına verir. Karısının ihtiyacı olduğunda sevgilisinin koynundan kalkıp ona gidecektir.
2- Adam, hiçbir zaman boşanmayacaktır. Sevdiği adamın boşanacağını ve kendisiyle evleneceğini düşünen ‘öteki kadın’ hep hayal kırıklığına uğrayacaktır.
3- İlişkileri gizliyse ne el ele sokakta dolaşabileceklerdir ne de bilinen, ortalık yerlerde buluşabileceklerdir.
4- Adam, karısının en küçük şüphelenmesinde bile hayatındaki ‘öteki kadın’ı bırakacaktır.
5- Adam, sosyal çevresi ve statüsünü asla tehlikeye atmaz. ‘Öteki kadın’ı çevresi kabul etmeyeceği için de karısını bırakmaz.
6- Çocukların isteği her zaman ön plandadır. Adam boşanmaya kalksa bile çocuklar gözyaşı dökerse bundan vazgeçecektir.
7- Karısını aldatan adamların hayatında ‘öteki kadın’ sayısı genellikle birden fazladır. ‘Öteki kadınlar’ kendilerini tek zannederler ama adam aslında onları da birbirleriyle aldatmaktadır.
8- Toplum ‘öteki kadın’ı hâlâ ‘metres’ olarak görmektedir. Hatta çoğu zaman 'fahişe’ damgası vurmaktadır.
9- Birçok kadın boşanmalarına sebep olduğu gerekçesiyle ‘öteki kadın’a tazminat davası açmakta, hatta kazanmaktadır.
‘Öteki kadın’ evli bir erkekle beraber olduğu için kendi çevresi tarafından da dışlanır.
* * *
Evli bir erkekle ilişki yaşayan kadın kendisini nasıl hisseder?
1- ‘Yuva yıkma’ fikri bir kadın için yeterince acı vericidir. Vicdan azabı çeker.
2- Adamın çocukları varsa, o çocukları babalarından ya da annelerinden ayırabileceği fikri de eziyet vericidir.
3- Tam bir sevgili hayatı yaşayamamanın acısını çeker, sevgililere özenir.
4- Sevdiği adam seviştikten sonra hemen evine dönüyorsa kendisini ‘kullanılmış’ hisseder.
5- Sevgisini kimseye açıklayamaz, göğsünü gere gere aşkını ilan edemez.
6- Sürekli bu ilişkiyi bitirmek ister ama yapamaz. Yapamadıkça da ‘Ben bu kadar iradesiz miyim?’ diye kendini suçlar.
7- Evli erkekle birlikte olan kadınları mecburen başkaları gibi kınar. Bu ‘ikiyüzlülük’ de sıkıntı verir.
8- Aynı işyerinde çalışıyorlarsa adamla sürekli bir arada olmak ama sevgilisi gibi davranamamak onu delirtir.
9- Adamın karısını tanıyorsa, komşularsa, ya da akrabalık ilişkileri varsa vicdan azabı ikiye katlanır.
Zaman geçtikçe kadın ‘Bu kadar zaman harcadım artık vazgeçemem’ demeye başlar.
Bu durumda vazgeçmek iyice zorlaşır.
her bekar kadının tatması gereken güzel bir olaydır.
iyi yanlarına bir kaç örnek:
- seviştikten sonra hemen gitmesi gerekir. bu da saçma sapan duygusal triplere girmesini izlememek için hoştur.
- karısı yerine sizi tercih eder. e bizdeki de ego, hoşa gider bu durum.
- bıraktığınızda elinize yapışmaz. biraz ağlar sızlar ama sonunda rezillik onun rezilliği olacağı için geri adım atar.
eğer bir erkek arkadaşınız da varsa kötü yanı yoktur, ama erkek arkadaşınız yoksa sevişme sonrası gitmesi halinde işlerinizi hallettiremezsiniz (o da bazen). ama sonuçta erkek arkadaş bulmak pek sorun değil, bunu da kötü yanı olarak göstermek ne derece doğru bilemiyorum.
ilişkinin boyutuna göre yorumlanmalıdır. mesela ben evli erkeklerden oluşan bir grupla halı sahada maç yapıyorum çok güzel oluyor. defans defanslığını biliyor, kalecisi belli, mis. çocuklardan falan da bahsediyoruz. bekarlarda lazım tabi ayrımcılık olmasın ama onların kız muhabbetiydi bilmemnesiydi derken ekeni kaçanı daha fazla oluyor. evli adamın haftalık rutini zaten belli, tavsiye ederim.
evli kadinla iliski yasamaktan farkli olmayan durumdur.
evlenmek için yanıp tutuşan kız kurularının iyi yanlarını göremediği ilişki türüdür.
tabi hayatım, evlenince kazanıyorsun zaten, hı hı
elalemin kukusuna soktuğu penisini gelip senin kukuna kıçına başına sokacak demektir.
bi de bunu düzenli yapacak herif.
eşini aldatan tarafın erkek olmasına rağmen hem kadın hem de erkekler tarafından kadının suçlandığı eylemdir.
erkekleri anlıyorum onlar zaten kendilerine çalışacaklar da, kadınlar kocalarını ellerinde tutamamalarını kabul edemiyor herhalde.
zordur..
zira evlenince "büyüdüm" sanır bu köftehorlar.. ne davete icabet ederler, ne iki satır muhabbete zaman ayırabilirler, ne de eski dost paylaşımınızın %10'unu karşılayabilirler.. çünkü büyümüşlerdir artık, ağır abidirler.. telefonda konuşmaları bile değişiyor bunların..
hepsinden evvel çoluğa çocuğa karışmış olan siz enayisinizdir çünkü.. bi bunlardır aile babası..
peh..!!
"utanmadıktan sonra her şeyi yap" sözünü getirir akıllara. ve hatta; "kişi ne yaparsa, kendine yapar", "kişi kınadığını yaşamadan ölmez", "kişi yaşattığını yaşamadan ölmez", "eden bulur" bir sürü var daha.
vicdan sahibi olmayanların yapabileceği basitlik.
(bkz: bir pazarlama aracı olarak ekşisözlük)
Değerli kardeşimiz,
Suçun küçüklüğü ve büyüklüğü, onun yaptığı maddî-manevî tahribatın durumuyla doğru orantılıdır. Bütün semavî dinlerde korunması gereken evrensel değerlerden biri de nesildir. Bir çocuğun gerçek kimliğini, aidiyetini tahrip eden zina, bu açıdan büyük günahlar arasında yerini almıştır.
Ayrıca, suça tahrik edici sebeplerin varlığı, o suçun hafifletilmesine bir sebeptir. Bu açıdan bakıldığında, bekâr olan bir kimsenin zina suçu işlemesi, evli olan kimsenin bu işi yapmasından saha hafif sayılmıştır. İslam dini de bu hafifletici sebebi göz önünde bulundurarak evli olanın cezası ile bekâr olanın cezasını farklı mütalaa etmiştir. Zina yapan evli kimsenin cezası ölüm iken, bekâr olanın cezası, yüz değnektir.
Bu açıklamalar ışığında denilebilir ki, evli biriyle beraber olmak, bekâr biriyle beraber olmaktan çok daha çirkin, daha veballi ve daha büyük bir suçtur. Çünkü burada evli olanın ailesinin huzurunun bozulması, belki de dağılması söz konusudur. Eşinin hakkı açısından da ayrı bir vebaldir.
Sorumluluk ise, birlikte olan erkekle kadın arasında paylaşılacaktır. Bu işi ilk başlatmak isteyenin suçu bu açıdan daha fazla olabilir, fakat sonuçta her iki tarafın isteğiyle bu suç işlendiğine göre, ikisi de ortaktır. İslam'da, -evli veya bekâr olarak statüleri aynı olduğu takdirde- erkekle kadın için, zina suçundan dolayı tatbik edilen cezanın aynı olması, her iki tarafın da suçta eşit derecede ortak olduğunu göstermektedir. Şu var ki, bu ortamı ilk hazırlayanın ayrıca vebali vardır.
Kur'an-ı Kerim, böyle bir ortamın yanından geçmenin bile büyük bir tehlike arz edeceğini ifade buyurmuştur:
"Sakın zinaya yaklaşmayın, çünkü o çirkin bir hayasızlık, bir fahişeliktir ve çok onursuz bir yoldur." (İsra, 17/32)
Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet