evlilik iptali kaç gün / Evliliğin İptali Davası ve Şartları

Evlilik Iptali Kaç Gün

evlilik iptali kaç gün

Evliliğin İptali Nedir, Boşanma Davasından Farkları Avantajları nelerdir?

 

Evliliğin iptali, Türk Medeni Kanunu’nun Maddelerinde sayılan sebeplerden biriyle evliliğin mahkeme kararı ile iptal edilmesi ve geçersiz hale getirilmesidir. Boşanma davası ise kanundaki şartlara uygun yapılan bir evliliğin kanundaki mutlak sebeplere veya tarafların iradesine dayalı olarak mahkeme kararı ile sona erdirilmesidir. Boşanmada evlilik baştan itibaren geçersiz hale gelmez, karar tarihi itibariyle ileriye yönelik sonuçlar doğurur. Evliliğin iptalinde ne olduğunu ise makalemizde detaylıca inceleyeceğiz. 

 

 

 

EVLİLİĞİN İPTALİ SEBEPLERİ

Türk Medeni Kanunu madde ve devamı maddelerinde evliliğin iptalini gerektirecek sebepler ikili bir ayrım yapılarak ifade edilmiştir; bunlar mutlak butlan sebepleri ve nispi butlan sebepleridir.

Mutlak Butlan Sebepleri

MADDE : Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır:

1. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,

2. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,

3. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,

4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.

Mutlak butlan sebepleri kamu düzenine ilişkindir. Bu sebeplerden birinin varlığı halinde hakim takdir yetkisi olmaksızın evliliğin iptaline karar vermelidir. Mutlak butlan sebeplerinden biriyle dava açma hakkı, taraflarla birlikte; evliliğin iptali kararının verilmesinde menfaati olan her ilgili ve cumhuriyet savcısı tarafından açılabilir.

Evliyken yeniden evlenen bir kişinin ilk evliliği hakkında mutlak butlan kararı verilmeden bu evlilik sona ererse ve ikinci evlilikteki eş bu durumu bilmeden evlenmişse yani iyiniyetli ise, ikinci evliliğin butlanına karar verilemez.

Eşlerden birinin ayırt etme gücünü kaybetmesi nedenine ilişkin olarak bu eşin sonradan iyileşmesi durumunda yalnızca iyileşen eş evliliğin iptali davası açma hakkına sahip olur.

 

Nispi Butlan Sebepleri

1. Evlenme sırasında alkol, uyuşturucu veya ilaç kullanımı gibi geçici bir sebeple ayırt etme gücünü kaybetmiş olan eş, bu geçici durum sonrasında evliliğin iptali için dava açabilir.

2. Eşlerden biri, diğerinin önemli bir niteliğinde yanılarak evlenmişse ve bu nitelik sebebiyle ortak hayatı devam ettirmesi kendisinden beklenemeyecekse yanılma sebebine dayanarak evliliğin iptali davası açabilir.

3. Eşlerden biri diğerinden kendisinin veya altsoyunun sağlığı açısından ağır tehlike teşkil edecek bir hastalığı gizlemişsebu husus kendisinden gizlenen eş aldatma sebebine dayanarak evliliğin iptali davası açabilir. Yine eşlerden biri diğerini namus ve onuru hakkında aldatarak evlenmeye ikna etmiş ve evlenmişlerse aldatma sebebine dayanılarak evliliğin iptali davası açılabilir.

4. Eşlerden biri diğerinin veya yakınlarının hayat veya sağlığı hususunda korkutularak evlenmeye ikna edilmişse korkutma etkisinin ortadan kalktığı andan itibaren evliliğin iptali dava edilebilir.

Nispi butlan sebeplerden biriyle iptal davası açma hakkı belirli bir süre ile kısıtlanmıştır. İptale ilişkin bu sebeplerin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren 5 yıl geçmekle dava açma hakkının düşeceği Medeni Kanun’un Maddesinde belirtilmiştir.

Yasal temsilcisinin izni olmadan evlenen küçük veya kısıtlı ise yasal temsilci evliliğinin iptali davası açabilir. Ancak yasal temsilcinin izni olmadan evlenen kişi, evlendikten sonra 18 yaşını doldurup ergin olur, kısıtlılık kararı sonra erer veya eş hamile kalırsa evliliğin iptaline karar verilemez.

 

EVLİLİĞİN İPTALİNİN SONUÇLARI

 

  • Yukarıda açıklanan butlan sebepleriyle evliliğin iptal edilebilmesi için mutlaka mahkeme kararı gereklidir. Mahkeme kararına kadar bu evlilik, geçerli bir evlilikmiş gibi sonuç doğurur.
  • Evliliğin iptali davalarında boşanmada olduğu gibi aile mahkemeleri görevlidir ve kanunun boşanmaya ilişkin hükümleri uygulanır. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yerindeki mahkeme veya dava açılmadan önce eşlerin son 6 ayda birlikte oturdukları yer mahkemesi yetkili olur..
  • Tazminat, nafaka, soyadının değişimi ve mal rejimine ilişkin konularda yine boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır.
  • Evliliğin iptalini dava etme hakkı taraflardan birinin ölümü sebebiyle mirasçılara geçmez. Ancak açılmış bir dava sırasında taraflardan birinin ölümü halinde ölen tarafın mirasçıları davaya devam edebilir.

 

EVLİLİĞİN İPTALİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi /E. /K.

‘…Olayda, evlenme tarihinde gerçekleşmiştir. Mahkemece hükme esas alınan E. Numune Hastanesinin tarihindeki muayene sonucu verdiği Sağlık Kurulu Raporunda, evlenenlerden kadında tespit edilen kronik psikoz hastalığının, evlenmeye engel olacak nitelikte ve derecede olup olmadığı belirtilmediği gibi, hastalığın evlenme tarihinde var olup olmadığına ilişkin de bir açıklama bulunmamaktadır. Rapor eksik ve hükme esas alınacak yeterlikte değildir. O halde mahkemece yapılacak iş, davalı Yosma’nın Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevkin sağlanarak, hastanece gerekli görüldüğü takdirde müşahade altına da alınmak suretiyle muayenesinin yapılması ve evlenme tarihinde evlenmeye engel olacak derecede bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile saptanması ve hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesinden ibarettir..’

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi /E. /K.

‘…Türk Medeni Kanununun /2. Maddesi ‘eşinde bulunması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse’ ve Türk Medeni Kanununun /2. Maddesi ise ‘davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse’ hükümlerini taşımaktadır.

Toplanan delillerden davalının cilt (sedef) hastalığının bulaşıcı nitelikte olmadığı ve tedavi edilebilir olduğu, altsoyun sağlığı için ağır bir tehlike de oluşturmadığı ve yukarıda bahsedilen her iki madde hükmüne uymadığı anlaşılmaktadır..’

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi /E. /K.

‘Davacı, dava dilekçesinde &#;davalı tarafından zorla kaçırıldığını ve öldürmekle tehdit ederek zorla sahip olduğunu, daha sonra da çaresizliğinden faydalanarak nikah memurunu eve çağırmak suretiyle tarihinde resmi nikah yapıldığını&#; ileri sürerek evliliğin iptalini istemiştir. Dava dilekçesinde anlatılan maddi hadiselere göre istek, Türk Medeni Kanununun maddesine dayanmaktadır.
Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir (seafoodplus.info). Davacının, evlenmeye korkutularak razı edildiğini kabule yeterli delil bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun maddesi hükmü dikkate alındığında nikahın evlendirme memuru tarafından davet üzerine davalının kardeşinin evinde yapılmış olması, tek başına evlenmenin baskı altında yapıldığını göstermez. Dosyaya sunulan fotoğraflar ve tanık beyanları nikahın korkutma ve tehdit altında yapıldığını gösterir nitelikte değildir. Öyleyse davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile iptal kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.’

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi /E. /

‘…Semra doğumludur. 17 yaşını bitirmiştir. Medeni Kanunun /son maddesi kadının gebe kalması halinde evlenmenin iptaline karar verilemeyeceğini öngörmüştür. Bu yönde inceleme yapılmadan karar verilmesi usul veya aykırıdır..’

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi /E. /K.

‘Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle (TMK. md. ) evlenmenin butlanı davalarında yetki bakımından boşanmaya ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve bu hususta davalı tarafın herhangi bir itirazının bulunmadığının anlaşılmasına göre (seafoodplus.info) aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalıların bu evlilikten olma doğumlu E.. adlı bir çocukları bulunmaktadır. Mahkemece evlilğin butlanına karar verilse dahi çocuğun evlilik içinde doğmuş sayılacağı (seafoodplus.info) dikkate alınarak velayet ve kişisel ilişki yönlerinden bir düzenleme yapılması yasal bir zorunluluktur. Bu yön dikkate alınarak müşterek çocuğun velayeti konusunda herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda seafoodplus.info gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise yukarıda seafoodplus.info gösterilen nedenlerle ONANMASINA,..’

Beyzanur Kılıç / Batur Bölükbaşı

 

Evliliğin iptali hakkında bize ulaşmak için tıklayınız

 

08 April - Av. Ali Kemal Şengül Tarafından Yazıldı.

Evliliğin iptali süresi ne kadardır?

Evliliğin iptali süresi, kanunda hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur. İptal davasının açılması, iptal sebebinin öğrenilmesinden itibaren 6 aylık süreye tabi tutulmuştur. Ancak her halde evlenmenin üzerinden 5 yıl geçmesiyle iptal davası açma hakkı sona erecektir.

Evliliğin iptali nedenleri nelerdir?

Birisi ile evli olmasına rağmen evlenilmesi, ayırt etme gücüne sahip olmayan ya da akıl hastalığı bulunan birisiyle evlenilmesi, kişinin evliliğe engel olacak derecede hısımlığa rağmen evlenmesi durumlarında evliliğin iptal nedeni olan mutlak butlanla evlilik söz konusu olacaktır.

Evliliğin iptali ne demektir?

Evliliğin iptal edilmesi için açılan davada, tarafların evliliği iptal edilerek son bulacaktır. Kanunen evliliği geçersiz kılan durumlar belirtilmiş olup kanundaki durumların bulunması halinde mahkeme tarafından geçersiz olan evlilik karar ile son bulacaktır.

Evliliğin iptalinde tazminat nasıl olur?

Evliliğin iptali davasında tazminat konusuna ilişkin hükümler boşanma davasına konu olan tazminatta da geçerli olacaktır. Evliliğin iptalinde boşanma hükümleri uygulandığından kusurlu olan taraftan tazminat talep edilebilir. Aynı şekilde nafaka, mal rejimi gibi hususlarda da boşanmaya ilişkin hükümler uygulanacaktır.

Evliliğin iptali davası şartları nelerdir?

Öncelikle kanunda belirtilen evliliğin iptaline ilişkin nedenlerden birisinin olması gerekmektedir. Evliliğin iptalini gerektirecek bir nedene dayandırılmadan açılan davanın reddine karar verilecektir. Bunun yanında nedenin öğrenilmesinden itibaren altı aylık hak düşürücü sürede evliliğin iptali davasının açılması gerekmektedir.

Evliliğin iptali dava dilekçesi nasıl olmalıdır?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen kurallara uygun olarak hazırlanmalı ve talep ile iddialara ilişkin beyanlar tam, eksiksiz olmalıdır. Evliliğin iptalini gerektiren neden dilekçede belirtilmeli ve nedeni dayandıracak delil de dilekçede bildirilmelidir.

Evliliğin iptali davası nasıldır?

Yazılı yargılama usulü ile dava görülmektedir. Evliliğin iptali davasında, ilk aşama olarak dilekçeler aşaması, akabinde delillerin toplanıldığı tahkikat ve son olarak karar aşamasına geçilecektir. Tüm bu aşamalar mahkemenin yoğunluğu, adli tatil süreci gibi etkenlerle en fazla 1 ya da 1,5 yıl kadar sürmektedir.

Evlilik akdinin (sözleşmesinin) iptali nedir?

Kanunda belirtilen mutlak butlan veya nisbi butlanın bulunması ile evliliğin iptal edilecek durumda olması halinde evliliğin iptal edilmesi için dava açılabilir. Evliliğin iptali davası açılmadan evliliğin iptali mümkün değildir. Mutlaka dava açılarak evliliğin iptaline karar verilebilecektir.

Evliliğin iptali ile boşanma arasındaki fark nedir?

Boşanma davasında tarafların geçerli olan evliliğinin sona erdirmek istediği bir dava türüdür. Ancak evliliğin iptali davasında, tarafların geçerli olmayan evliliğinin iptalini istediği bir davadır. Her iki dava aile mahkemesinde görülmekte ve her iki dava türüne göre evliliği sonlandıran bir dava türüdür.

Evliliğin iptali davası nasıl açılır?

Öncelikle evliliğin iptali davası için dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Dava dilekçesi hukuka uygun, tam ve eksiksiz olmalıdır. Ayrıca evliliğin iptalinin kanunda belirtilen hangi maddeye dayandırılarak talepte bulunduğu delilleri ile belirtilmelidir. Hukuka uygun dava dilekçesi ve delil ile dava açılabilir.

Evliliğin iptali davası nerede açılır? (Yetkili mahkeme kimdir?)

Evliliğin iptali davası aile mahkemesinde açılacaktır. Evliliğin iptali davasında boşanmaya ilişkin hükümler uygulandığından yetkili mahkeme ise tarafların dava açmadan önce son altı ay ikamet ettiği yerleşim yeri olacaktır.

Evlilik başvurusu iptali nasıl yapılır?

Evlilik başvurusunun iptaline dair konu hukuki bir konu değildir. Evlilik başvurusunda bulunulan yere müracaat ederek evlilik başvurusunun iptal edilip edilemediği, iptal ediliyor ise iptal için ne yapılması gerektiği konusunda bilgi alınabilir. Hukuk bölümünün konu alanında değildir.

Evliliğin nisbi butlanla iptali nasıldır?

Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde nisbi butlan ile evliliğin iptaline dair hüküm düzenlenmiştir. Evlenme esnasında eşlerden birinin geçici olarak ayırt etme gücünden yoksun olması halinde nisbi butlanla evliliğin iptali talebiyle dava açılması mümkündür.

Evliliğin mutlak butlanla iptali nasıldır?

Türk Medeni Kanunu’nun maddesinde mutlak butlan ile evliliğe dair düzenlemede bulunulmuştur. Evliliğe engel derecede olan hısımlık ve evlilik esnasındaki ayırt etme gücünden yoksunluk ile evliliğin mutlak butlanla batıl olacağı belirtilmiştir.

Evliliğin iptalini kimler isteyebilir?

Türk Medeni Kanunu’nun Maddesinde evliliğin iptaline dair davanın kim tarafından açılacağı düzenlenmiştir. Nisbi butlan ile evliliğin iptali davası yalnızca eşler tarafından açılabilmektedir. Ancak mutlak butlanla evliliğin iptali davası Cumhuriyet savcısı tarafından kendiliğinden açılabildiği gibi ilgisi olan herkes tarafından açılabilmektedir.

nikah iptali

 

Evliliğin iptali davası ile usulüne uygun olarak gerçekleştirilmemiş olan evliliğin geçersiz olduğu iddia edilir. Evliliğin iptaline karar verilmesi halinde evlilik son bulur. Türk Medeni Kanunu&#;nda evliliğin iptal edilmesine ilişkin durumlar sayılmıştır. Kanunda olmayan şartlara dayanarak evliliğin iptali davası açılamaz.

Evliliğin İptali Davası Şartları

Evliliğini iptali davası açılabilmesi için resmi memur tarafından kıyılmış ancak kanuni geçersizlik sebeplerinden birine haiz olan bir evlilik olmalıdır. Evlilik nisbi veya mutlak butlanla geçersiz olabilir. Türk Medeni Kanunu&#;na nisbi ve mutlak sebepleri sayılmıştır.

Türk Medeni Kanunu maddede sayılan mutlak butlan sebepleri şunlardır:

  • Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
  • Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
  • Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
  • Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.

Evlenme sırasında geçici bir sebeple eşin ayırt etme gücünden yoksun olması, korkutma, yanılma veya aldatma (hile) ile eşlerden birinin iradesinin etkilenmesi nisbi butlan sebebidir.

Evliliğin İptali Davası Kim Tarafından Açılabilir?

Mutlak butlan sebeplerinden birinin var olması halinde cumhuriyet savcısı, ilgiler ve eşler tarafından evliliğin iptali davası açılabilir. Geçici bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olan eş veya iradesi korkutma, yanılma veya aldatma (hile) ile etkilenen eş veya yasal temsilci tarafından nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davası açılabilir. Ayrıca taraflar avukat aracılığıyla da evliliğin iptali davası açabilir.

Evliliğin İptali ile Boşanmanın Farkı Nedir?

Evliliğin iptali davası ile geçersiz olan yada daha sonra herhangi bir sebeple geçersiz hale gelen evlilik iptal edilir. Boşanma davası ile hukuken geçerli bir evliliğin kanunda yazılı şartların gerçekleşmesi halinde veya tarafların ortak iradesi ile sona erdirilmesi söz konusudur.

Evliliğin İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme ve Dava Açma Süresi

Söz konusu davada görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise davanın eşlerden biri tarafından açılacaksa, eşler halen bir arada yaşıyorsa birlikte oturdukları yer mahkemesi, eşlerin yerleşim yeri ayrıysa davacı eş davayı kendi yerleşim yeri mahkemesinde, diğer eşin yerleşim yeri mahkemesinde ya da davadan önce son altı aydır beraber oturdukları yer mahkemedir. Savcı, yasal temsilci ya da ilgilenenlerin açacağı davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

Evliliğin nispi butlan sebeplerine dayandırılarak iptali davasını açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir.

Ancak Medeni Kanun evliliğin mutlak butlan sebeplerine dayandırılarak iptali davası açabilmek için herhangi bir hak düşürücü süre öngörmemiştir. Bu bağlamda evliliğin her aşamasında evliliğin iptal davası açılabilir.

Bazı hallerde evlilik sona ermiş olsa bile (ölüm) mutlak butlan davası ilgililer tarafından açılabilir.

Nafaka Veya Tazminat İstenebilir mi?

Taraflar arasındaki evlilik ister nispi butlan sebebiyle isterse mutlak butlan sebebiyle geçersiz olsun evlilikleri müddetçe edindikleri mallar adına mal rejimi tasfiyesine yönelik dava açılabilir. Ayrıca birlikte taraflar arasındaki geçersiz evlilikten doğan tazminat, nafaka ve velayet meselelerine ilişkin her türlü istemde boşanma davasındaki hükümler uygulanacaktır. Bunun yanı sıra evliliğin iptali davası ile evlilik sona erdikten sonra üç yüz gün içerisinde hamile kalınmış veya doğum gerçekleşmişse bu evlilikten olduğu kabul edilecektir. Dolayısıyla velayet, nafaka gibi hususlarda boşanmaya örnek hükümler uygulanacaktır.

İptal yönünde karar verilmesi halinde, bekleme süresinde de boşanmaya ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu sebeple kadın, mahkemenin kararından itibaren üç yüz gün içerisinde, başka biriyle evlenemeyecektir. Karar ile kayın hısımlığı son bulmayacaktır. Kayın hısımlığına ilişkin evlenme yasağı, evlilik iptal edilse dahi geçerli olacaktır.

Dava Açan Eşin Ölmesi

Evliliğin geçersizliğini talep eden davacının, dava devam ederken ölümü halinde bu davayı devam ettirme hakkı mirasçılara geçmemektedir. Ancak davanın sonucunda davalı olan eşin evlenme sırasında korkutma, aldatma ya da yanılma hali ile iyi niyetli olmadığı tespit edilir ise davacının yasal mirasçısı olamayacaktır.

Kötü niyetli olduğunu ispatlamak ölen kişinin mirasçılarına kalmıştır. Bu sebeple miras durumunda, gerekli işlemler yapılarak yasal mirasçısı olmadığı ve miras hakkı olmadığı belirtilmelidir. Ancak bu durum ispatlanamazsa sağ kalan eş, yasal mirasçı sıfatında kalacaktır. Buna ilişkin Yargıtay kararı aşağıda paylaşılmıştır.

Evliliğin İptalini Gerektirmeyen Eksikliler Nelerdir?

  1. Kadının bekleme (iddet) süresinden önce evlenmesi
  2. Belsoğukluğu, cüzzama, yumuşak çıban, marazi akliye müptela gibi hastalıklara sahip olanların evlenmesi halinde evliliğin iptali hükümleri uygulanmayacaktır.
  3. Nikah memurun önünde yapılan fakat diğer evlilik merasimlerine uyulmaması durumunda evliliğin iptali davası açmak için bir sebep bulunmamaktadır.

Eşlerden Birinin Katlanamayacağı Bir Durumda Yanılması

Medeni Kanuna göre eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse, yanılan kişi evliliğin iptali davası açabileceğine dair düzenleme vardır. Yine Medeni Kanun&#;da davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse dava açılabileceği düzenlenmektedir.

Evliliğin İptali Davası İle İlgili Yargıtay Kararları

Türk Medeni Kanunu maddede sayılan mutlak butlan sebepleri şunlardır:, davalı &#;’ın evlilik tarihinde sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun bulunduğunu ileri sürerek evliliğin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı &#; tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, evliliğin ölüm ile sona erdiğinden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, evliliğin iptali ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, kadının kötü niyeti kanıtlanmadığından sağ kalan eşin evlenme ile kazandığı kişisel durumun korunmasına karar verilmiştir. (Yargıtay seafoodplus.info Dairesi / E., / K. ve tarihli ilam)

Davacı &#; davalı erkek dava dilekçesinde, eşinin şizofreni hastası olduğunu, kendisi veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bu hastalığın kendisinden gizlenerek evliliğin gerçekleştiğini, aldatıldığını beyan ederek nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı &#; davalı kadın da birleşen dava ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma talep etmiştir. Mahkemece asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile Türk Medeni Kanunu&#;nun /3. maddesi gereğince tarafların evliliklerinin mutlak butlan sebebi ile iptaline karar verilmiştir.(Yargıtay seafoodplus.info Dairesi / E., / K. ve tarihli ilam)

Evliliğin İptali Davasının Sonuçları

İptal edilen bir evlilikten doğan çocuklar, anne ve baba iyi niyetli olmasalar bile evlilik içinde doğmuş sayılır. Evlenirken iyiniyetli bulunan eş ise bu evlenme ile kazanmış olduğu kişisel durumunu korur. Çocuklar ile ana ve baba arasındaki ilişkiye, eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. Evliliğin iptali davası ile ilgili boşanma avukatımızdan bilgi almak için Boşanma Avukatı sayfasına tıklayabilirsiniz.

Evliliğin İptali Davası

Evliliğin İptali Davası Nedir?

Av. Kasım Balcı1

Evliliğin iptali davası, sayılı Medeni Kanun’un ile maddeleri arasında düzenlenmiştir. Evliliğin iptali ile boşanma arasındaki fark şudur: Evliliğin iptali davası ile evlilik sözleşmesinin usulüne uygun yapılmadığı, bu nedenle evliliğin geçersiz olduğu ileri sürülür. Boşanma davası ile geçerli bir şekilde meydana gelen bir evliliğin diğer tarafın kusuru ile sürdürülemeyecek hale geldiği iddia edilir. Medeni Kanun’a göre evlilik temel olarak şu usullerle son bulur:

  • Boşanma davası açılması,
  • Eşlerden birinin ölümü,
  • Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan eş hakkında alınan gaiplik kararı,
  • Evliliğin geçersizlik nedeniyle iptali.

Evliliğin Geçersizliği Nedeniyle İptali Davasının Şartları

Evlilik, resmi memur önünde yapılmasına rağmen, geçersizlik nedenleri varsa evliliğin iptali için dava açılabilir. Evliliğin geçersizliği nedeniyle iptali, mutlak butlan ve nisbi butlan olmak üzere iki temel nedene dayanılarak ileri sürülebilir. Evliliğin nisbi veya mutlak butlanla iptali nedenleri şunlardır:

  • Evliliğin Mutlak Butlanla Geçersiz Olma Şartları(TMK m)

    • Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması,
    • Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması,
    • Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması,
    • Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın (akrabalık) bulunması.
  • Evliliğin Nispi Butlanla Geçersiz Olma Nedenleri (TMK m. )

    • Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk,
    • Yanılma (Hata),
    • Aldatma (Hile),
    • Korkutma (İkrah).

Kimler Evliliğin İptali Davası Açabilir?

Evliliğin geçersizliği nedeniyle iptali davası, mutlak butlan sebeplerinin var olması durumunda cumhuriyet savcısı, ilgililer ve eşler; nispi butlan sebeplerinin var olması durumunda sadece eşler ve bazı durumda yasal temsilciler tarafından açabilir. Tarafların bir avukat vasıtasıyla iptal davası açmaları da mümkündür.

Evliliğin İptali (Butlanı) Davası Açma Süresi

Medeni Kanun, mutlak butlan sebeplerinin bulunması durumunda evliliğin iptali davası açılabilmesi için herhangi bir hak düşürücü süre öngörmemiştir. Evliliğin her aşamasında iptal davası açmak mümkündür. Cumhuriyet Savcısı, eşler ve ilgililer evlilik ilişkisi devam ettiği sürece bu davayı açabilirler. Bazı durumlarda evlilik ilişkisi bitmiş olsa bile (Ölüm vs) ilgililer tarafından mutlak butlan davası açılabilmektedir. (TMK m/1)

Medeni Kanun, nispi butlan sebeplerinden dolayı dava açılabilmesi için 6 ay ve 5 yıllık hak düşürücü süreler öngörmüştür. Buna göre nispi butlan sebeplerine dayanılarak iptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve en geç evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer (TMK m. )

Evliliğin İptali Davası Yargıtay Kararları


Korkutularak Yapılan Evlenmenin İptali Davası

Davacı, dava dilekçesinde “davalı tarafından zorla kaçırıldığını ve öldürmekle tehdit ederek zorla sahip olduğunu, daha sonra da çaresizliğinden faydalanarak nikah memurunu eve çağırmak suretiyle tarihinde resmi nikah yapıldığını” ileri sürerek evliliğin iptalini istemiştir.

Dava dilekçesinde anlatılan maddi hadiselere göre istek, Türk Medeni Kanununun maddesine dayanmaktadır. Kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı veya namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş, evlenmenin iptalini dava edebilir (seafoodplus.info ).

Davacının, evlenmeye korkutularak razı edildiğini kabule yeterli delil bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun maddesi hükmü dikkate alındığında nikahın evlendirme memuru tarafından davet üzerine davalının kardeşinin evinde yapılmış olması, tek başına evlenmenin baskı altında yapıldığını göstermez. Dosyaya sunulan fotoğraflar ve tanık beyanları nikahın korkutma ve tehdit altında yapıldığını gösterir nitelikte değildir. Öyleyse davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile iptal kararı verilmesi doğru bulunmamıştır (Yargıtay 2. HD - Karar : /)

Evliliğin İptali Davası ve Nüfus Kaydının Düzeltilmesi

Davalılar A. ve B’inn evlenmelerine engel derecede akrabalıkları bulunduğundan bahisle evliliğin iptali istenmiş, davalılar ise aslında dayı yeğen olmadıklarını, nüfus kayıtlarının gerçeğe aykırı tutulduğunu ileri sürmüşler ve … Aile Mahkemesinin / esasında nüfus kayıtlarının düzeltilmesi için dava açtıklarını belirtmişlerdir. Açılan davanın reddine karar verilmiş bulunduğu, ancak kararın taraflara tebliğe çıkartılmadığından henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, kayıt düzeltme dosyasının kesinleşmesinin beklenerek hasıl olacak sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde evliliğin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - Karar : /).

Davalılar, davalı …‘ın annesinin adının … olduğunu, davalı …‘nin babasının kızını kendisi ile aynı adı taşıyan amcasının eşi olan … üzerine yazdırdığını, nüfus kaydında anne adının … olarak yazılmasından kendisinin sorumlu olmadığını savunmuştur. Bu durumda mahkemece, davalılara usulüne uygun şekilde nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açmak üzere süre verilip, sonucu beklenmeden, yazılı şekilde evliliğin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - Karar : /).

Nüfuz ticareti suçu, kamu idaresinin güvenirliğine karşı suçlardan olduğundan hem rüşvet suçu ile hem de dolandırıcılık suçu ile benzer özellikler arz eder. Yargılama sırasında savunmanın bir ceza avukatı tarafından yapılması suç vasfının değerlendirilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi açısından önemi büyüktür.

Boşanma Davası ile Aldatılma Nedeniyle Evliliğin İptali Davasının Karşılıklı Açılması

Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde, eşinin kalıcı hastalığı bulunduğunu ve askere gitmediğini, erkeğin niteliklerinde birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez duruma sokacak derecede yanıldığını, ayrıca kendisi veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bu hastalığın kendisinden gizlenerek evliliğin gerçekleştiğini, aldatıldığını beyan ederek, Türk Medeni Kanununun /2 ve maddeleri uyarınca nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptaline karar verilmesini talep etmiş; Davalı-davacı erkek de birleşen dava ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. /1) boşanma talep etmiştir. Yapılan yargılama sonunda kadının davasının reddine ve erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına hükmedilmiştir.

Mahkemece yapılacak iş;

Davacı-davalı kadının davasında, delillerin nisbi butlan sebebi ile (TMK m. , ) evliliğin iptali hakkı yönünden değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi,

Davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında ise, kadının açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturacağı gözetilerek, boşanma davasının tefrik edilerek kadının açtığı nisbi butlan sebebi ile evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermekten ibarettir (Yargıtay 2. HD - Karar : /)

Evlenmenin İptali Şartları

Taraflar arasında görülen boşanma davasının duruşması sırasında davacının evliliklerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği; davalının söz konusu bu talebi kabul ettiği, mahkemece evliliğin iptaline karar verildiği; hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir. sayılı Türk Medeni Kanununun ’inci maddesinde mutlak butlan, , ve ’inci maddelerinde nisbi butlan halleri düzenlenmiştir.

Dosya kapsamına göre, davacı Aybike ile davalı Tolgahan’ın taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince, Aybike’yi kaçıran ve bu nedenle cezaevinde olan Tolgahan’ın ceza almasını engellemek amacıyla evlendikleri; tarafların hiç bir araya gelmediği anlaşılmaktadır.

Tarafların evlenmelerine rağmen bir araya gelmemesi Türk Medeni Kanununda düzenlenen evlenmenin iptali şartları arasında düzenlenmediği halde, davanın kabulü ile evliliğin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulmasını gerektirmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun /6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebepte kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere (BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi (Yargıtay 2. HD - Karar : /).

Evliliğin İptali Davasının Islah Yoluyla Boşanma Davasına Çevrilmesi

Davacı, dava dilekçesinde nispi butlan sebebi ile evliliğin iptaline (TMK m. ) karar verilmesini talep etmiş, tarihli ıslah dilekçesi ile davasını evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası (TMK m. /1) olarak ıslah etmiştir. Davacı vekili, tarihli celsede ıslahtan vazgeçtiklerini, evliliğin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ıslahtan vazgeçilmiş olduğu gerekçesi ile davanın nispi butlan sebebi ile evliliğin iptali davası olduğu kabul edilerek davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin tarihli celsedeki beyanı, davanın hukuki sebebinin ıslahı niteliğindedir. Bir davada ıslah yoluna ancak bir kez başvurulabilir. Bu sebeple bu celsedeki beyan artık hukuki sonuç doğurmaz. Şu halde dava, ıslah edilmiş şekliyle evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası (TMK m. /1) olup, mahkemece delillerin bu yönde değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken davanın nispi butlan sebebi ile evliliğin iptali davası olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - Karar : /).

Bir Hastalığın Gizlenmesi Nedeniyle Evliliğin İptali Davası

Türk Medeni Kanunu’nun /2. maddesi “eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse” ve Türk Medeni Kanunu’nun /2. maddesi ise “davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse” hükümlerini taşımaktadır.

Toplanan delillerden davalının cilt ( sedef ) hastalığının bulaşıcı nitelikte olmadığı ve tedavi edilebilir olduğu, altsoyun sağlığı için ağır bir tehlike de oluşturmadığı ve yukarıda bahsedilen her iki madde hükmüne uymadığı anlaşılmaktadır. Davacının davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - Karar : /).

Evliliğin Mutlak Butlan Sebebiyle İptali İleriye Dönük Hüküm İfade Eder

Dava, evliliğin mutlak butlanla iptal edilen iyi niyetli davacının mirasçılık sıfatının bulunduğunun tespitine ve mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Borçlar Hukukumuzda, hukuki işlemlerin geçerlilik şartlarından, kamu düzenini ilgilendirecek düzeyde olanların eksikliği halinde, anılan işlemin butlanından söz edilir ki, bu durum, işlemin, kendiliğinden ve baştan itibaren (geçmişe etkili olarak) geçersiz olmasına, hiç bir hüküm ve sonuç doğuramamasına yol açar. İşlemin geçersiz olması için herhangi bir dava açmaya gerek bulunmayıp, işlem taraf iradesi ile yahut belirli bir sürenin geçmesiyle de geçerlilik kazanmaz. Ancak, taraflar isterlerse işlemin batıl olup olmadığını bir tespit davası ile tespit ettirebilirler. Öte yandan, kural olarak, mahkeme, herhangi bir işlemin batıl olduğunu tespit ederse; bu karar ileriye etkili (ex nunc) olduğu kadar geçmişe de etki eder (makable de şamil olur). Yani, böyle bir işlem, hiç bir zaman yapılmamış sayılır. Ne var ki, “Aile Hukuku’nda, “Borçlar Hukuku”ndaki bu kuraldan ayrık ve özel bir düzenleme getirilmiştir. Şöyle ki: Geçerli şekilde kurulmayan evlilikler yok hükmündedir. Buna karşılık, butlan hallerinde, evlilik kurulmuştur, fakat geçerli bir şekilde kurulmamıştır. Geçersiz şekilde kurulan evlilik kendiliğinden sonlanmamaktadır. Bunun için, mutlaka bir mahkeme kararı gereklidir.

Eş anlatımla, evlenmenin batıl olduğu hallerde evlenme, bu geçersizliğe rağmen kurulmuştur; sonradan bir dava ile ortadan kaldırılmadıkça varlığını sürdürür. Batıl bir evlilik, hâkim kararı ile ortadan kaldırılıncaya kadar, geçerli bir evliliğin doğurduğu hukuki sonuçları tümüyle doğurur. sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun maddesinde: “Mutlak butlan halinde bile evlenme, hâkim kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.” düzenlemesi yer almakta; mutlak butlanın söz konusu olduğu halde dahi hakim kararına kadar, bu evliliğin geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğuracağı açıkça kabul edilmektedir. Görüldüğü üzere, evlenmenin butlanı bu yönüyle Borçlar Hukukuna tabi işlemlerinin butlanından açıkça ayrılmaktadır. Öte yandan, hâkimin evlenmenin butlanına karar verebilmesi için bu hususta dava hakkına sahip olan kimselerin butlan davası açmış olmaları şarttır. Burada, hâkim, Borçlar Hukuku işlemlerinin butlanında olduğu gibi açılmış olan başka bir davada evlenmenin butlanını gerektirecek sebeplerin varlığını tespit etse bile, bunları kendiliğinden (re’sen) gözeterek butlana hükmedemez. Evlenmenin yokluğu, Medenî Kanun’da açıkça düzenlenmediği halde, evlenmeye ilişkin butlan sebepleri kanunda tahdidi (tüketici/sınırlı) olarak belirtilmiştir. Evlenmenin butlanı açısından bu sebepler sınırlı sayı (numerus clausus) ilkesine tabi olup, kanunda açıkça öngörülmemiş bir sebebe dayanılarak evlenmenin butlanına karar verilemez (TMK’nun maddesi).

Medenî Kanun’da düzenlenmiş bulunan butlan hallerinin hepsinde evlenmenin geçersizliği aynı ağırlıkta değildir. Bu nedenle, evlenmenin butlanı doktrinde ve uygulamada, “mutlak butlan” ve “nispi butlan” olarak ikiye ayrılır. Bilindiği üzere, kesin olan evlenme engelleri, evlenmeyi mutlak butlanla sakatlamakta; istisnalar dışında mutlak butlanla sakat olan evlilik, kural olarak kamu düzenini zedelediğinden sakatlık herkesi ilgilendirmektedir. Mutlak butlan davasının, kimler tarafından açılabileceği ise, sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun maddesinin birinci fıkrasında, mutlak butlan davasının “Cumhuriyet Savcısı” tarafından re’sen açılacağı; ikinci fıkrasında ise, bu davanın “ilgisi olan herkes” tarafından da açılabileceği hükme bağlanmıştır.

Dava açma hakkı olan kimselerin kimler olduğu kanunda açıkça belirtilmemiştir. Doktrinde ve uygulamada, “ilgili olan herkes” kavramından “evlenmenin iptaline madden ya da manen ilgisi olan (menfaati bulunan) kimselerin” anlaşılması gerektiği ifade edilmektedir. O halde, eşlerden biri, onların ana ve babaları, mirasçıları ile vasileri “ilgili” sayılırlar. Açılacak olan butlan davası herhangi bir süreye bağlı değildir. Dolayısıyla tarafların beraber geçirdikleri zaman, batıl evlenmeyi geçerli hale getirmez. Evlenmenin mutlak butlanına yol açan sebepler aynı zamanda birer “kesin evlenme engeli”dir. sayılı TMK’nun maddesinde mutlak butlan sebepleri; “mevcut evlilik”, “yasak derecede hısımlık”, “ayırt etme gücünden sürekli yoksunluk” ve “evlenmeye engel derecede akıl hastalığı” olarak sayılmıştır. Aynı Kanunun maddesinde öngörülen, hısımlık derecesi kesin evlenme engellerinden olup, bu hısımlığa rağmen yapılan evlilik mutlak butlanla sakatlanmaktadır. Eşlerin evlenmesi sırasında kanunda öngörülen derecede hısımlığın bulunması halinde, yapılan evlilik mutlak butlanla batıl olacağından, sözü geçen hısımlık yapılacak evlilik için kesin evlenme engeli oluşturmaktadır. Evliliğin, TMK’nun ila maddelerinde sayılan sebeplerden birisi nedeniyle sakat olması halinde nispi butlandan söz edilir ve evliliğin sona erdirilebilmesi sonucunu doğurur. Bu yönüyle nispi butlan, mutlak butlanla benzerlik arz eder. Ayrıca, nispi butlanda süreç tamamlandığında evlilik ileriye etkili olarak son bulur. Geçersizliğin her ilgili tarafından ileri sürülebileceği hallerde mutlak butlan, yalnızca belirli kişiler tarafından ileri sürülebileceği hallerde nispi butlandan söz edilir. Nitekim, nispi butlan, bireysel çıkarları koruyan geçerlilik şartının gerçekleşmemiş olması halinde hukuki işlemin, korunması amaçlanan tarafın irade açıklamasıyla ortadan kaldırılması (geçersizliğin uyandırılması) olarak tanımlanmaktadır.

Nispi butlan davası açma hakkı belirli sürelere bağlıdır. Butlan kararı sonuçlarının, Türk Medeni Kanunun da ayrıntılı bir şekilde değil de genel olarak boşanma hükümlerine atıf yapılarak düzenlendiği görülmektedir. Mutlak butlan davası hukuki niteliği itibariyle bir “tespit davası” değil, “bozucu yenilik doğuran davadır. Zira, batıl evlenme, davanın sonunda verilecek kararla ileriye etkili olarak sonuç doğuracak şekilde iptal edilmektedir. Batıl bir evlenmenin ortadan kaldırılması için açılması şart olan “butlan davası” sonunda hâkimin, evliliğin ortadan kaldırılması konusunda verdiği karara “iptal kararı” denilir ki, bu karar da hukuki niteliği itibariyle “yenilik doğuran karar”dır. Butlan davasında, davacı, mahkemeden dava konusu evlenmenin batıl olduğunu ve bu sebeple ortadan kaldırılması gerektiğini talep eder. Bu açıdan, mutlak veya nispi butlan davalarında davacı tarafından talep edilen husus mevcut bir hukuki durumun ortadan kaldırılmasıdır (TMK’nun Maddesi). Öteki deyişle, butlan davası sonunda hâkimin vereceği “yenilik doğuran iptal kararı” ile, her ne kadar geçersiz de (batıl da) olsa mevcut olan bir evlenme işlemi ve evlilik ilişkisi sona ermekte; var olan bir hukuki durum ortadan kalkmaktadır. Bu yönüyle hâkimin iptal kararı “bozucu yenilik doğuran” bir karar niteliğindedir. sayılı TMK’nun maddesinin ikinci cümlesi hükmü gereğince, mutlak butlan ya da nispi butlanla sakat olan evliliğin hakim kararıyla sonlandırılması halinde kararın kesinleştiği tarih itibariyle butlan kararı ileriye etkili olur. Dava açılmış olsa bile evlenme, kararın kesinleşme tarihine kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur. Öteki deyişle, iptal kararı, evlenme ile iptal kararının kesinleşmesi arasındaki süre içerisinde doğmuş olan geçerli bir evliliğe ilişkin hüküm ve sonuçları ortadan kaldırmaz. Her ne kadar, iptal kararı, evliliği sona erdirse de bu karar geçmişe etki etmeyeceği için, karardan önce meydana gelen hüküm ve sonuçlar ortadan kalkmaz. Bu maddenin sonucu olarak, evlenmenin mutlak veya nispi butlanla geçersiz olması halinde dahi, evlilik devam ettiği müddetçe eşlerin mirasçılığını etkilemez. Ancak, batıl bir evliliğin iptali amacıyla butlan (iptal) davası açılmış ve eşlerden her ikisi de hayattaysa, iptal kararının kesinleşmesiyle evlilik tıpkı boşanmada olduğu gibi ileriye etkili olarak sona ereceğinden eşlerin artık birbirlerine mirasçı olmaları söz konusu olmaz. Bu durumda, eşlerin mirasçılık sıfatı ortadan kalkar. Eşlerden biri, henüz iptal davası açılmadan önce ölürse, sağ kalan eş onun mirasçısı olacaktır. Zira, evlilik, ölümle sona ermiştir ve batıl da olsa geçerli bir evliliğin tüm sonuçlarını doğurmaktadır (TMK madde /c.2 ). Bu durumda, ölen eşin mirasçılarının (şayet evlenme nispi butlanla geçersizse) evlenmenin iptalini sağlamak yönünde butlan davası açma hakları bulunmamaktadır (TMK madde /c.1).Ancak, miras bırakan (ölen eş) ile sağ kalan eş arasındaki evlenme “mutlak butlan” sebeplerinden biriyle sakatlanmışsa, ölen eşin mirasçıları evlenmenin butlanı nedeniyle (TMK madde , f.1, c.2) iptal davası açabilirler ve bunun sonuçlarından doğrudan yararlanırlar. Mutlak butlanla batıl bir evlenmenin iptalini istemekte ölen eşin mirasçılarının doğrudan menfaati bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu kimseler, sayılı TMK’nun ve maddeleri anlamında “ilgili” sıfatına ve doğrudan dava hakkına sahiptirler. Bu kimseler iptal davasını, ölen eşin dava hakkına değil, doğrudan kendi dava haklarına dayanarak açmaktadırlar. Bir başka anlatımla, TMK’nun maddesinin birinci cümlesinde öngörülen “dava hakkının mirasçılara geçmeyeceği” hükmü, mutlak butlanla sakat bir evlenmenin iptalinde “ilgililer” yönünden uygulanmayacaktır. sayılı TMK’nun bu hükmü ; sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin maddesi karşılığı olduğundan mutlak butlanla değil de nispi butlanla ilgili olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu yönü ile TMK’nun ve maddesi hükümleri birbirleriyle çelişmemektedir. sayılı Medenî Kanun’un yürürlük döneminde, iptal davası açıldıktan sonra ve fakat iptal kararı kesinleşmeden önce (dava devam ettiği sırada) eşlerden birinin ölmesi durumunda sağ kalan eşin ölene mirasçı olup olmayacağı hususu tartışmalıydı. Bir görüşe göre, -butlan kararının kesinleşmesinden önce eşlerden biri ölürse sağ kalan eşin; ancak, iyi niyetli olması hâlinde, ona mirasçı olabileceği, kötü niyetli ise artık ölen eşe mirasçı olamayacağı kabul ediliyordu. Bu görüşün temelinde; sayılı Medenî Kanun’un maddesinin, “hüsnüniyetle evlenen kadın, feshine hükmedilmiş olsa bile evlenme ile iktisap ettiği vaziyeti muhafaza eder.” hükmüne dayanmaktaydı. Diğer görüş ise, butlan kararının kesinleşmesinden önce eşlerden birinin ölmesi hâlinde, sağ kalan eşin, ister iyi niyetli, ister kötü niyetli olsun, mirasçılık sıfatını kazanacağı, zira iptal kararının mirasçılığı engellemesinin; ancak, kesinleştiği tarihten itibaren mümkün olacağı yönünde idi. İşte, sayılı Medenî Kanun’un maddenin 2. cümlesi ile bu tartışmalara son verilmiş; anılan maddenin, 2.cümlesinde açıkça “Dava sonucunda evlenme sırasında, iyi niyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder.” hükmü getirilmiştir. Bu açık düzenleme karşısında artık, butlan davası devam ettiği sırada eşlerden birinin ölmesi üzerine onun mirasçıları tarafından devam ettirilen dava sonunda sağ kalan eşin iyi niyetli olmadığı anlaşılırsa, onun mirasçı olmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu durum, kıyasen sağ kalan eş lehine, ölen eş tarafından yapılmış ölüme bağlı tasarruflar açısından da uygulanır. Kural olarak, butlan davası sonucunda evlenme sırasında iyi niyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olmayacağı gibi daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder. Bu kural, hem mutlak butlan halinde hem de onun daha hafif bir hali olarak kabul edilen, nispi butlan halinde uygulanmaktadır.

Eş, ölmeden önce, nispi butlan davası açmış olup, dava sırasında ölmüş ise; davaya mirasçıları tarafından halef sıfatıyla devam edilmesi halinde, mirasçıların sürdürdükleri dava artık bir nispi butlan davası değil, davalı eşin iyi niyetli olmadığının tespiti davası sayılır. Öteki deyişle, evlenmenin nispi butlanının dava etme hakkı olan eş dava açmadan önce ölmüşse, bu hak mirasçılara geçmez. Ancak, mirasçılar sadece açılmış olan nispi butlan davasını sürdürebilirler. Evlenmenin mutlak butlanında ise mirasçıların kendi adlarına dava açma hakları bulunmakla, muris davadan önce vefat etse de mirasçıların bunu dava etme olanakları vardır. Mutlak butlan davası ya da tespit davası sonucunda evlenme sırasında iyi niyetli olduğu anlaşılan sağ kalan eş yasal mirasçılık sıfatını korur. Ne var ki, mutlak butlan davası ya da tespit davası sonucunda evlenme sırasında iyi niyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş yasal mirasçılık sıfatını da kaybeder (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun tarih, / esas, / karar sayılı kararı) Somut olaya gelince: mirasbırakan A.. M..’in vefat etmeden önce Üsküdar 1. Aile Mahkemesi’nin / Esas sayılı dosyasında boşanma davası açtığı, bu dava devam ederken tarihinde öldüğü, A..’in mirasçılarından olan oğlu A.. M..’in kusur yönünden davaya devam ettiği, yapılan yargılama sonucunda davacıya TMK / 2 maddesi uyarınca atfı kabil bir kusurun bulunmadığının tespitine karar verildiği ve iş bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, mirasbırakanın ölümünden sonra, davacı ile mirasbırakan arasında görülen boşanma davası sonuçlanmadan mirasçı A.. M.. tarafından davacı aleyhine Üsküdar 2. Aile Mahkemesi’nin / Esas sayılı dosyasında evliliğin mutlak butlanla batıl olduğuna ve iptaline karar verilmesi istemi ile dava açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 25/06/ tarih, / sayılı kararı ile evliliğin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine ve evliliğin iptaline, davacının iyi niyetli olduğunun tespitine, evlenme ile kazandığı kişisel durumun korunmasına karar verildiği ve verilen bu kararın da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Evliliğin butlanına dair karar ileriye dönük olarak sonuç doğurur, geçmişe etkili olmaz ve yukarıda da ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, sayılı TMK’nun, maddesinin 2. cümlesinde, mirasçılığın devam edebilmesi için, evlilik akdinin kurulması anında eşin iyi niyetli olması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır.

Bu sebeple, butlan davası sırasında eşlerden birinin ölmesinin yanı sıra eşlerden birinin ölümünden sonra butlan davası da açılmış olması durumunda da sağ kalan eşin mirasçı olması asıldır. Sağ kalan eşin evlilik akdinin kurulması anında iyi niyetli olmadığı, eşlerden birinin ölümünden sonra ilgililer tarafından açılan mutlak butlan davasında kanıtlanmalıdır. Eşlerden birinin ölümünden sonra ilgililer tarafından mutlak butlan davası açılmamışsa, sağ kalan eş evliliğin kurulması anında iyi niyetli sayılır. Mirasbırakan 28/01/ tarihinde ölmüş, mirasçı A.. M.. davacı aleyhine 29/12/ tarihinde evliliğin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine ve evliliğin iptaline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Bu halde, butlan davası açılmadan önce mirasbırakan öldüğüne göre davacı mirasçılık sıfatını kazanmıştır. Ayrıca, butlan davası sonucunda davacının iyi niyetli olduğunun tespitine ve evlenme ile kazandığı hukuksal durumun korunmasına karar verilmiş ve verilen bu karar kesinleşmiştir. Bu halde, evlenme sırasında iyi niyetli olduğu anlaşılan sağ kalan eş yani davacı yasal mirasçılık sıfatını korur.

Hal böyle olunca, yerel mahkemece, dava ehliyeti bulunan davacının mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddi cihetine gidilmesi doğru olmamıştır.

Evliliğin iptali davası; boşanma davası ile aynı hukuki sonuçları doğurduğundan davanın bir boşanma avukatı vasıtasıyla takip edilmesinde yarar vardır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir