evre 3a akciğer kanseri / Nükleer Tıp Seminerleri

Evre 3a Akciğer Kanseri

evre 3a akciğer kanseri

AKCİĞER KANSERİ BELİRTİLERİ, EVRELERİ VE TEDAVİSİ

Akciğer kanseri, hem erkeklerde hem de kadınlarda kanser kaynaklı ölümlerin en önde gelen nedenidir ve prostat kanseri, meme kanseri ve kolorektal kanserin toplamından daha fazla ölüme neden olur.

Akciğer kanserinin küçük hücreli olmayan akciğer kanseri, küçük hücreli akciğer kanseri ve mezotelyoma olmak üzere üç alt tipi bulunmaktadır.

Sigara içmek akciğer kanseri için en yaygın risk faktörüdür ve vakaların yaklaşık yüzde 90'ını sigara içenler oluşturur.


Akciğer Kanseri Risk Faktörleri

Sigara içmek akciğer kanseri gelişiminde en önemli risk faktörüdür. Sigara içimi ortadan kaldırılırsa akciğer kanseri teşhislerinin yüzde 90'ının önlenebileceği tahmin edilmektedir. Sigara içmeyenlerde arsenik, bazı organik kimyasallar, radon, asbest, radyasyona maruz kalma, hava kirliliği, tüberküloz ve çevresel tütün dumanı gibi belirli endüstriyel maddelere maruz kalmak da kişinin akciğer kanseri gelişme riskini arttırmaktadır.

Aile öyküsü

Ailede akciğer kanseri öyküsü, bir kişinin akciğer kanserine yakalanma riskini artırabilir; sigara içmek gibi başka ek risklere de sahip iseniz kanser oluşturma riskiniz artar.

Akciğer kanseri olan bir aile üyeniz varsa, kanser gelişme olasılığınız, ailesinde akciğer kanseri olmayan birine göre iki kat daha fazladır. Akciğer kanseri geliştiren iki veya daha fazla birinci derece akrabası (erkek kardeşler, kız kardeşler, ebeveynler veya çocuklar) olan kişiler için akciğer kanserine yakalanma şansı daha da yüksektir. 

Pasif içicilik

İkinci el sigara dumanaına - yanan bir sigaradan veya başka bir tütün ürününden gelen veya sigara içenler tarafından dışarı verilen duman - maruz kalmak da akciğer kanserine yakalanma riskini artırır. Daha küçük miktarlarda vücuda alınmasına rağmen, kansere neden olan aynı ajanlar pasif içicilik yoluyla da solunmaktadır.

Mesleki maruziyet

Asbeste maruz kalmanın mezotelyomaya neden olduğu bilinmektedir. Artık kullanılmasa da, asbest bir zamanlar yapı malzemeleri ve yalıtımda yaygın olarak kullanılmıştır. İnşaatta, gemi yapımında, belirli imalat türlerinde, itfaiyede ve diğer ilgili alanlarda çalışan kişiler, çalıştıkları yıllar boyunca asbeste maruz kalmış olabilirler. Bildirilen tüm mezotelyoma vakalarının yüzde 70 ila yüzde 80'i işyerinde asbest maruziyetiyle ilişkilendirilmiştir.

Arsenik, nikel, krom, katran gibi diğer toksinler özellikle sigara içen insanlarda akciğer kanseri gelişme riskini artırabilir. Mesleki maruziyet riskleri sigara içen kişilerde artmaktadır.

Çevresel Maruziyet

Evler ve ofisler, içlerinde yaşayan veya çalışan kişiler için kanser riskini artıran kimyasalları veya diğer maddeleri barındırabilir. Kanser oluşumunda en büyük suçlu radondur. Hiç sigara içmemiş insanlarda, akciğer kanserinden kaynaklanan ölümlerin yaklaşık yüzde 30'u radona maruz kalmaya ilişkilendirilmiştir. Mesleki maruziyetler gibi, çevresel maruziyetler de sigara içen kişilerde kanser oluşum riskini sigara içmeyenlere göre çok daha fazla arttırmaktadır.

Evinizde veya çalıştığınız yerde kendiniz test kitleri satın alarak veya test için kalifiye bir eleman aracılığıyla ortamdaki radon seviyesini ölçtürebilirsiniz.

Vitamin Takviyeleri

Bir zamanlar beta karoten gibi vitamin takviyelerinin aşırı sigara içenlerde akciğer kanseri riskini azaltabileceği düşünülüyordu. Bununla birlikte, beta karoten takviyesi almanın, özellikle günde bir veya daha fazla paket içen sigara içenlerde akciğer kanseri riskini artırdığına dair önemli kanıtlar bulunmaktadır. Her gün en az bir alkollü içki tüketen ve sigara içen kişilerde risk daha da yüksektir.


Akciğer Kanseri Türleri

En yaygın akciğer kanseri türleri, doğrudan akciğerlerde bulunanlardır. Diğer nadir kanser türleri ise göğüs duvarı gibi bölgelerde ortaya çıkabilir.

Akciğer Nodülleri

Akciğer nodülleri, küçük doku kitleleridir. Vücudun diğer bölgelerinden yayılmış iyi huylu, prekanseröz veya metastatik tümörler olabilirler. Genellikle, büyük boyuttaki nodüllerin, küçük nodüllere göre kanserli olma olasılığı daha yüksektir.

Akciğer nodülleri genellikle bir hasta karın ağrısı veya herhangi alakasız bir rahatsızlık sebebiyle hastaneye başvurduğunda, yaşadığı semptomların tanısı için testler gerçekleştirilirken bulunur.

Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri

Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri, en yaygın görülen akciğer kanseri türüdür. Küçük hücreli akciğer kanserine göre daha yavaş büyür ve yayılır. Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin üç ana türü, tümördeki hücre tipine göre adlandırılır:

·         En yaygın görülen akciğer kanseri türü olan adenokarsinom, en yaygın akciğer kanseri türüdür ve genellikle akciğerlerin dış kısımlarında başlar. Ayrıca hiç sigara içmemiş kişilerde en sık görülen akciğer kanseri türüdür.

·         Büyük hücreli karsinomlar, büyük, anormal görünümlü hücrelere sahip bir akciğer kanseri türüdür. Bu tümörler akciğerlerin herhangi bir yerinde oluşabilir ve hızla büyüme eğilimindedir.

·         Skuamöz hücreli karsinom, epidermoid karsinom olarak da adlandırılır. Bu tür genellikle akciğerlerin ortasına yakın bölgedeki bronşlarda başlar.

Akciğerin ötesine yayılmamış küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerinde, kanserli dokunun çıkarılması için ameliyat gerçekleştirilir. İlerlemiş kanserlerde ise cerrahi radyasyon tedavisi ve kemoterapi ile kombine şekilde de kullanılabilir. Bu tedaviler, ameliyattan önce tümörleri küçültmek ve kanser hücrelerinin kan dolaşımına yayılmasını önlemek için de kullanılabilir . Bu tür tedaviye neoadjuvan tedavi adı verilmektedir.

Küçük Hücreli Akciğer Kanseri

Hemen hemen tüm küçük hücreli akciğer kanseri vakalarında hastalığın oluşma riski sigara içilmesi ile artmaktadır. Küçük hücreli akciğer kanseri diğer akciğer kanseri türlerine göre çok daha hızlı yayılan, hızlı büyüyen bir kanserdir. İki farklı tipte küçük hücreli akciğer kanseri vardır:

  • Küçük hücreli karsinom
  • Kombine küçük hücreli karsinom

Cerrahi, küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerinde yaygın kullanılmakta iken ve vücudun diğer bölgelerine daha hızlı yayılma eğilimi gösteren küçük hücreli akciğer kanserinde daha nadir kullanılır . Kemoterapi, küçük hücreli akciğer kanseri için en yaygın tedavi yöntemidir çünkü bu ilaçlar vücutta dolaşarak akciğerin dışına yayılmış olabilecek akciğer kanseri hücrelerini de öldürür . Radyasyon tedavisi, tümör akciğer ve göğsün içindeki diğer alanlarla sınırlı olduğunda sıklıkla kemoterapi ile birlikte kullanılır. Radyasyon tedavisi , beyne yayılan küçük hücreli akciğer kanserinin (metastaz) gelişimini önlemek veya tedavi etmek için de kullanılabilir . Radyasyon tedavisinde, lokalize kanser hücrelerini yok etmek için ışınlar kullanılır. Radyasyon tedavisi, ameliyat sonrası tümör nüksünü önlemek, ameliyata aday olmayan hastalarda tümörleri tedavi etmek veya vücudun diğer bölgelerinde semptomlara neden olan tümörleri tedavi etmek için de kullanılabilir.

Mezotelyoma

Mezotelyoma, göğüs zarında çoğunlukla asbest maruziyetinden kaynaklanan nadir görülen bir kanseridir. Tüm akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 5'ini oluşturur. Mezotelyoma, asbeste maruz kalma sonrasında 30 ila 50 yıl içinde gelişir.

Mezotelyoma geliştiren çoğu insan, asbest partiküllerini soludukları yerlerde çalışmıştır.

Mezotelyoma teşhis edildikten sonra, hastaya ve doktorlara tümörün ne kadar büyük olduğunu ve başlangıç bölgesinin ötesinde hangi bölgelere ilerlediğini belirtecek bir şekilde sınıflandırılır.

Kemoterapi, radyasyon tedavisi ve cerrahi, mezotelyoma tedavisinde kullanılabilir. Bu tedavileri birlikte kullanan mezotelyoma hücrelerini hedefleyen ameliyattan önce kemoterapi ve yeni ilaçlar kullanılarak kombine yaklaşımlar şu anda test edilmektedir.

Göğüs Duvarı Tümörleri

Göğüs duvarı tümörleri nadir görülmektedir. Diğer kanserler gibi göğüs duvarında bulunan tümörler de kötü huylu veya iyi huylu olabilir. Kötü huylu tümörler tedavi edilmelidir. İyi huylu tümörler, bulundukları yere ve neden oldukları semptomlara bağlı olarak tedavi edilecektir. Örneğin akciğere baskı yaparak hastanın nefes almasını engelleyen iyi huylu tümörler de tedavi edilmelidir.

Göğüs Duvarı Tümörlerinin Tipleri

Göğüs duvarında bulunan tümörler ayrıca birincil tümörler (göğüs duvarında başlayan) veya metastatik tümörler ( meme gibi başka bir yerde başlayan kanserden göğüs duvarına yayılmış ) olup olmadıklarına göre kategorize edilir. Tüm metastatik tümörler kötü huyludur. Çocuklarda göğüs duvarı tümörlerinin çoğu birincil iken yetişkinlerde tümörler sıklıkla metastatiktir. Birincil tümörler göğüs duvarında bulunan kemiklerde veya kaslarda başlar.

Genellikle kemik veya kas dokusunda başlayan, daha nadiren diğer doku türlerinde oluşan tümörler olan sarkoma göğüs duvarında bulunan en yaygın primer tümör türüdür.

Metastazlı Kanser

Akciğerdeki bazı kanserler, vücudun başka bir yerinde başlayan, lenfatik sistem veya kan dolaşımı yoluyla akciğere yayılan bir akciğer metastazının sonucudur . Hemen hemen her kanser türü akciğere metastaz yapabilir. Sıklıkla akciğere yayılan bazı kanser türleri şunlardır:

  • Mesane kanseri
  • Meme kanseri
  • Kolon kanseri
  • Böbrek kanseri
  • Nöroblastom
  • Prostat kanseri
  • Sarkom
  • Wilms tümörü

Nadir Kanser Türleri

Karsinoid Tümörler

Karsinoid tümörler genellikle mide veya bağırsakta görülen nadir kanser tipleri olmasına rağmen bazen akciğerde de başlamaktadır . Karsinoid tümörler, tipik veya atipik olarak sınıflandırılabilir.

·         Tipik karsinoidler yavaş büyür ve sıklıkla akciğerlerin ötesine yayılmaz . 10 akciğer karsinoidinden dokuzu tipik karsinoidlerdir.

·         Atipik karsinoidler daha hızlı büyür ve akciğerlerin dışına yayılma olasılıkları biraz daha yüksektir .

Karsinoid tümörler bazen akciğerde başladıkları yere göre de kategorize edilir :

·         Merkezi karsinoidler, akciğerlerin merkezinin yakınında bulunan büyük hava yolları olan bronşlarda oluşur. Çoğu akciğer karsinoid tümörleri buradan başlar . Bu karsinoidler neredeyse her zaman tipik karsinoidlerdir.

·         Periferik karsinoidler, akciğerlerin kenarlarındaki daha küçük hava yollarında gelişir ve bunlar da neredeyse her zaman tipik karsinoidlerdir.

Akciğer karsinoid tümörleri çoğunlukla ameliyatla tedavi edilir. Ameliyatın mümkün olmadığı durumlarda veya ameliyata ek tedavi olarak kemoterapi ve radyasyon tedavisi de kullanılabilir.

Mediastinal Tümörler

Mediastinal tümörler, akciğerleri ayıran göğüs bölgesi olan mediastende gelişen nadir görülen tümörlerdir. Bu bölge önde göğüs kemiği, arkada ise omurga ile çevrilidir.

Bu tümörler göğüs boşluğunda var olan herhangi bir dokudan oluşan iyi veya kötü huylu tümörler olabilir. Çocuklarda mediastinal tümörlerin çoğu iyi huyluyken, yetişkinlerdeki birçok mediastinal tümör kanserlidir. Kalbin ve ana arterlerin olduğu göğüs boşluğunda veya arkada omuriliğin yakınında bulundukları için hem iyi huylu hem de kötü huylu mediastinal tümörler tedavi edilmelidir.

Birkaç tür mediastinal tümör vardır:

  • Germ hücre tümörleri: Bu kanserler tedavi edilebilir ve genellikle tamamen iyileştirilebilir. Üreme hücrelerinden gelişen bu tip tümörler hem erkeklerin hem de kadınların üreme sistemlerinde bulunurlar. Üreme sistemi dışında bulunduklarında, ekstragonadal germ hücreli tümörler olarak da adlandırılabilirler. Bu hücrelerin üreme sisteminden mediastene nasıl ulaştığı şu anda bilinmemektedir. 
  • Lenfomalar: Bu kötü huylu tümörler lenfatik sistemde oluşmakta, Hodgkin lenfoma ve non-Hodgkin lenfoma alt tiplerini içermektedir. Lenfatik sistem, lenfleri filtreleyerek ve boşaltarak vücudun sıvı ortamını korumaya ve sürdürmeye yardımcı olan kılcal damarlar, ince damarlar, valfler, kanallar, düğümler ve organlar içeren karmaşık bir ağdır. Nadir durumlarda, lenfoma akciğerlerde başlayabilir. 
  • Teratomlar: Bu kötü huylu tümörler, bir veya daha fazla embriyonik hücre tabakası içeren kistlerden oluşur. Teratomların içerdiği katmanlar ektoderm, mezoderm ve endoderm olarak adlandırılır. Nadir bir tümör türü olan teratomlar en sık yirmili ve otuzlu yaşlarındaki genç erkeklerde görülür. Tümörler çoğunlukla göğüs bölgesine lokalizedir. Kanser teşhis edildiği zaman genellikle bu tümörler çoktan başka bölgelere yayılım göstermiş şekildedir. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi başka kanser genellikle bu tip tümörlerle ilişkilidir: 

·         Akut miyelojenöz lösemi (AML)

·         Embriyonal rabdomyosarkom (ERMS)

·         Malign histiyositoz

·         Miyelodisplazi (MDS)

·         Küçük hücreli farklılaşmamış karsinom

Timomalar: Timomalar ve timik karsinomlar, üst göğüste beyaz kan hücreleri yapan küçük bir organ olan timusun dışında kanserli hücrelerin oluştuğu nadir kanserlerdir. Timomalar nadiren kötü huyludur, yavaş büyürler ve genellikle timusun ötesine yayılmazlar . Timoma, myastenia gravis ve diğer otoimmün hastalıklarla (bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere ve dokuya saldırmasına neden olan hastalıklar) bağlantılıdır. 

Timik karsinomlar ise daha hızlı büyür ve kanser teşhisi konulduğunda çoktan başka bölgelere yayılır . Timoma hastası kişilerde sıklıkla otoimmün hastalıklar da görülür.


Akciğer Kanserinin Belirtileri

Akciğer kanserinin yaygın görülen belirtileri aşağıda listelenmiştir:

  • 2 veya 3 haftada geçmeyen öksürük
  • Kötüleşen, uzun süreli öksürük
  • Tekrarlayan göğüs enfeksiyonları
  • Kanlı öksürük
  • Nefes alırken veya öksürürken ağrı
  • Sürekli nefes darlığı
  • Sürekli yorgunluk veya enerji eksikliği hissi
  • İştahsızlık veya açıklanamayan kilo kaybı

Akciğer kanserinin daha az yaygın semptomları ise şunlardır:

  • Parmaklarınızın görünümündeki değişiklikler, örneğin parmakların daha eğimli hale gelme veya uçlarının büyümesi 
  • Yutma güçlüğü (disfaji) veya yutma esnasında ağrı
  • Hırıltılı solunum
  • Konuşma sırasında boğuk ses
  • Yüzünüzün veya boynunuzun şişmesi
  • Sürekli devam eden göğüs veya omuz ağrısı

Akciğer Kanseri Teşhisi

·         Akciğer kanseri, bilgisayarlı tomografi (BT)manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) taramaları dahil olmak üzere görüntüleme araçlarıyla teşhis edilir.

·         Bir doktor kanser olabileceğinden şüphelenmek için bir neden olduğunu belirlediğinde akciğer biyopsisi, ultrason, mediastinoskopi, torakoskopi veya kama rezeksiyonu dahil olmak üzere ek testler isteyebilir.

Akciğer kanseri; hastalığı oluşturabilecek çeşitli nedenler, çeşitli tümörler ve çeşitli semptomları olan karmaşık bir hastalıktır. Bu karmaşıklık sebebiyle olası en iyi prognoz için doğru teşhisin kritik önem içerir. 

Kanser teşhis edildikten sonra, hastaya ve doktorlara tümörün ne kadar büyük olduğunu ve başlangıç bölgesinin ötesinde nerelere yayıldığını söyleyecek şekilde aşamalandırılır.

Teşhis Prosedürleri

Akciğer kanserini teşhis etmenin ilk adımı, kanser varlığı düşünülen bölgenin görüntülenmesidir, bu amaçla kullanılan testler:

·         Göğüsün enine kesit görüntülerini oluşturmak için X-ışınlarını kullanan BT taramaları

·         Yumuşak dokunun ayrıntılı görüntülerini oluşturmak için radyo dalgaları ve güçlü mıknatıslar kullanan MRI taramaları . BT taramaları gibi, MRI taramaları göğüs boşluğundaki dokunun ayrıntılı görüntülerini üretirler. MR testi çoğunlukla akciğer kanserinin başlangıç bölgesinin ötesine yayılıp yayılmadığını görmek için kullanılır.

·         Kanser hücrelerini parlak hale getirmek için vücuda florodeoksiglukoz (FDG) enjekte edilen PET taramaları . PET taramaları ayrıca kanserin ilk oluştuğu bölgenin ötesine yayılıp yayılmadığını belirlemede de faydalıdır.

·         Doktora daha da ayrıntılı bir görüntü vermek için her teknolojiyi birleştiren PET / CT taramaları

Bir doktor, kanser (veya başka bir durum) olabileceğinden şüphelenmek için bir neden olduğunu belirlediğinde, aşağıdaki prosedürlerden birini veya birkaçını içerebilen ileri testler isteyecektir.

Akciğer biyopsisi , akciğer kanserini teşhis etmek amacıyla doku elde etmenin en yaygın aracıdır. Nodülün bulunduğu yere ve hastanın fiziksel durumuna bağlı olarak, doktor iğne biyopsisi veya bronkoskopi seçeneklerinden birini kullanacaktır. 

  • Biriğne biyopsisisırasında, cerrah nodülden dokuyu çıkarmak için bir şırınga kullanır. CT taraması, cerraha nodülün yeri hakkında bilgi vererek cerrahı yönlendirir. Bu tip biyopsi genellikle genel anestezi yerine sedasyon altında gerçekleştirilir ve hastane yatışı gerektirmez.
  • Bronkoskopi hastanın ağız veya burun yolundan bronkoskop adı verilen bir tüp geçirilmesiyle trakea (nefes borusu) içine ve daha sonra, şüpheli nodülün bulunduğu akciğerlere ulaşılan biyopsi yöntemidir. Bronkoskopta bulunan bir iğne ile hastanın hissetmeyeceği bir şekilde hastadan şüpheli doku alınır. Kullanılan bronkoskop cihanızın esnek veya sert olmasına bağlı olarak işlem sedasyon veya genel anestezi altında gerçekleştirilir. Bronkoskopinin avantajı, cerrahın biyopsi örneği alırken aynı zamanda hava yollarını da görüntüleyerek değerlendirebilmesidir. 
  • Endobronşiyal ultrason (EBUS), göğüs boşluğu boyunca ses dalgaları göndererek doktorların bölgeye ultrason monitöründe bakmasına olanak tanıyan bir tür bronkoskopidir. 
  • Mediastinoskopi, genel anestezi gerektiren bir cerrahi işlemdir. Mediasten olarak bilinen akciğerler arasındaki alanı incelemek için mediastinoskop adı verilen ışıklı bir cihazın yerleştirilebilmesi için boyun bölgesinde bir kesi gerçekleştirilir. Mediastinal lenf düğümlerinin biyopsileri kanser evrelemesi amacıyla alınır. 
  • Video asiste torakoskopi (VAT), doktorun nodülün pozisyonunu ve çevresini görmesini sağlar. Bu teşhis prosedürü için üzerinde kamera bulunan ince, tüp benzeri bir alet havayolundan yerleştirilir. Cerrah, çeşitli ekipmanlar kullanarak test için gerekten dokuyu bölgeden çıkarabilir. Bir patolog, hasta hala anestezi altındayken nodülü test edebilir ve sonuca göre cerrah doku kanserli ise nodülün etrafındaki bölümü temizleyebilir. 
  • Kama rezeksiyonu , bir nodül veya tümör dokusunun üçgen bir bölümünü çıkarmak için kullanılan cerrahidir. Şüpheli bir nodülün kanserli olup olmadığını belirlemek için tanı prosedürü olarak kullanılabilir. Kama rezeksiyonu, mümkün olan en az miktarda dokuyu çıkarır. Kama rezeksiyonunda çıkarılan doku kanserli bulunursa, ek ameliyat gerekebilir. 

AKCİĞER KANSERİ EVRELERİ

  • Akciğer kanseri 1. evre : Kanser yalnızca akciğerlerde bulunur ve herhangi bir lenf düğümüne yayılmamıştır.
  • Akciğer kanseri 2. evre : Kanser akciğerde ve yakındaki lenf düğümlerindedir.
  • Akciğer kanseri 3. evre : Kanser, akciğerde ve göğsün ortasındaki lenf düğümlerinde bulunur ve lokal olarak ilerlemiş hastalık olarak da tanımlanır. Aşama 3'ün iki alt türü vardır:

Kanser, yalnızca göğsün kanserin başladığı aynı tarafındaki lenf düğümlerine yayılmışsa, buna akciğer kanseri evre 3A denir.

Kanser, göğsün karşı tarafındaki veya köprücük kemiğinin üzerindeki lenf düğümlerine yayılmışsa, buna akciğer kanseri evre 3B denir.

  • Akciğer kanseri 4. evre: Bu, akciğer kanserinin en ileri aşamasıdır ve aynı zamanda ilerlemiş hastalık olarak da tanımlanır. Bu, kanserin her iki akciğere, akciğer çevresindeki bölgedeki sıvıya veya karaciğer veya diğer organlar gibi vücudun başka bir bölümüne yayıldığı zamandır.

Akciğer Kanseri Tedavisi

Akciğer kanseri için tedaviniz doktorunuz tarafından aşağıdaki kriterlere göre belirlenecektir:

·         Yaşınız, genel sağlık durumunuz ve tıbbi geçmişiniz

·         Akciğer kanserinizin türü

·         Hastalığınızın seviyesi

·         Belirli ilaçlara, prosedürlere veya tedavilere karşı toleransınız

·         Hastalığın seyri için beklentiler

Akciğer kanseri, türüne ve aşamasına bağlı olarak ameliyat, kemoterapi, radyasyon tedavisi, lazer tedavisi gibi yaklaşımlar veya bu yaklaşımların bir kombinasyonu ile tedavi edilebilir. 

Akciğer kanseri tedavisi, aşağıdaki yaklaşımlardan birini veya birkaçını içerir.

Ameliyat

Cerrahi, erken evre akciğer kanserlerinin tedavisinin bir parçasıdır. Ameliyatın türü akciğerdeki tümörün boyutuna, konumuna, kanserin vücuttaki yaygınlığına, hastanın genel sağlığına ve diğer faktörlere bağlıdır. Toraktomi adı verilen akciğer ameliyatları genellikle göğüs bölgesinde gerçekleştirilen uzun bir kesi ile gerçekleştirilir. Bazı erken evre tümörler, birkaç küçük kesi (bir büyük yerine) ve özel uzun cerrahi aletler kullananvideo yardımlı torasik cerrahi (VATS) ile tedavi edilebilir.

Gerçekleştirilebilecek ameliyat türleri şunlardır:

·         Segmental veya kama rezeksiyon: Akciğerin sadece küçük bir kısmının çıkarılması 

·         Lobektomi: Akciğerin tüm lobunun çıkarılması 

·         Pnömonektomi: Tüm akciğerin çıkarılması 

·         Sleeve rezeksiyonu: Bir parça bronşun çıkarılması ardından akciğerin bronşun kalan kısmına yeniden bağlanması. 

Radyasyon tedavisi

Radyasyon tedavisi, kanser hücrelerini öldürmek ve tümörleri küçültmek için yüksek enerjili radyasyonu kullanır. Radyasyon ayrıca akciğer kanserini tedavi etmek için kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Radyasyon tedavisi uygulaması için aşağıdaki teknik kullanılır:

Harici radyasyon (harici ışın tedavisi) : Doğrudan kanser hücrelerine yüksek düzeyde radyasyon gönderen bir tedavi yöntemidir. Cihaz radyasyon terapisi konusunda uzmanlaşmış biri tarafından kontrol edilmelidir. Radyasyon kanser hücrelerini öldürmek ve tümörleri küçültmek amacıyla kullanıldığından, tedavi alanını çevreleyen dokuların radyasyonun etkilerinden korunması için özel kalkanlar kullanılır. Radyasyon tedavileri ağrısızdır ve genellikle birkaç dakika sürer. 

Kemoterapi

Ameliyat ve radyasyon tedavisi vücudun sadece bir bölgesine odaklanırken, kemoterapi tüm vücutta tümör hücrelerini aramak için kullanılır. Kemoterapi çoğu durumda hastaya IV infüzyon yoluyla verilir. Kemoterapi ilaçları kanser hücrelerinin büyüme veya çoğalma yeteneklerini engellemektedir. Kemoterapi diğer tedavilerden önce, diğer tedavilerden sonra veya akciğer kanseri için tek başına kullanılabilir.

İmmünoterapi

İmmünoterapi, kanserle savaşabilmek için bağışıklık sisteminin doğal savunmasını harekete geçirmek amacıyla ilaçlar, aşılar ve diğer tedavilerin kullanıldığı yeni bir kanser tedavisi yaklaşımıdır. "Anti-PD-1" adı verilen bir tür immünoterapi ilacının, kemoterapiden sonra bu ilacı alan hastaların dörtte birinde önemli tümör gerilemesine neden olduğu gösterilmiştir. Üç immünoterapi ilacı - pembrolizumab, atezolizumab ve nivolumab - küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerini tedavinde kullanılmak için onaylanmıştır.


Akciğer Kanserini Önleme Yolları

Akciğer kanseri bilinci, sigara içmenin zararları ve sigarayı bırakmanın sağlığa faydaları konusunda artan bilimsel araştırmalar ve agresif halk bilinçlendirme kampanyaları sayesinde büyümeye devam ediyor.

  • Akciğer kanseri için en iyi korunma yolu sigarayı bırakmak veya hiç başlamamaktır. Sigarayı bıraktığınızda tansiyonun problemleriniz azalır, kalp krizi riskiniz düşer, enerji seviyeniz ve akciğer fonksiyonunuz artarak tüm vücudunuz daha iyi çalışmaya başlar.
  • Radona maruz kalmaktan kaçınmak başka bir hastalık önleme stratejisidir. Şaşırtıcı bir şekilde, radona maruz kalma, ülkede akciğer kanserinin sigaradan sonra en yaygın ikinci nedenidir. Radon yeryüzünün temelindeki çatlaklardan yer altı sularına ve evlere sızabilir. Radon test kitleri artık rahatça ulaşılabilecek şekilde satılmaktadır. Evinizde yüksek seviyelerde radon varlığı bulursanız bu noktalardaki çatlakları kapatarak ve içme, yemek hazırlama ve banyo için kullandığınız suyu arıtan bir sistem ile riskten kurtulabilirsiniz.
  • Egzersiz yapmak ve sağlıklı, dengeli beslenmek kanser riskini azaltmaya yardımcı olur. Formda ve aktif kaldığınızda, sağlıklı kilonuzu korumak daha kolaydır, bu da kanser gibi kronik hastalıkların gelişimini önlemede önemlidir. Genel bir kural olarak, insanlar vücut kitle indekslerini (BMI) 25'in altında tutmayı hedeflemelidir. Vücut kitle endeksinizden emin değilseniz, öğrenmek için doktorunuzun ofisini arayabilirsiniz. Yüksek yağlı veya işlenmiş yiyecekleri sınırlayarak tüm beslenme ihtiyaçlarınızı karşılayan dengeli bir diyet ile beslenmek de kanser riskinizi azaltmaya yardımcı olur. 

Bu önleyici tedbirler kanser oluşum riskini azaltabilirken, akciğer kanserini tamamen önlemenin kesin bir yolu yoktur. Akciğer kanseri geliştirme riski yüksek olan kişiler için akciğer kanseri taramaları, erken teşhis ile hastalığın daha kolay tedavisi için umut sunmaktadır.  

Akciğer Kanseri Taramaları

Akciğer kanserini erken yakalamak ve hızla tedavi etmek, hastalığı yenmek için en iyi yoldur. Ancak, çoğu zaman, akciğer kanseri kanser ileri aşamalara gelene kadar belirti ve semptomları göstermez. Akciğer kanseri taramaları semptomlar ortaya çıkmadan önce kanseri arayan testler ile erken teşhis için umut vermektedir.

Akciğer Kanseri Taramasında Gelişmeler

Geçmiş zamanlarda, akciğer kanseri belirtilerini kontrol etmek için standart göğüs röntgenleri kullandılar. Geleneksel göğüs röntgenleriakciğer kanserinin tespit edilmesine yardımcı olurken, akciğerlerin ayrıntılı görüntülerini oluşturmak için farklı açılardan X-ışınları kullanan BT taramaları gibi daha gelişmiş görüntüleme teknolojisine kıyasla daha az ayrıntılı görüntüler sunarlar.

Düşük doz sarmal BT taraması, göğsün vücut etrafında spiral bir hareketle hareket eden birden çok 3 boyutlu resmini çeken hızlı, ağrısız bir incelemedir. Geleneksel bir CT taramasına kıyasla, düşük dozlu bir CT taraması beş kat daha az radyasyon üretir.

Ulusal Kanser Enstitüsü'nün sponsorluğunda yılında yapılan bir klinik çalışmada, akciğer kanseri araştırmacıları, 30 yıl boyunca günde en az bir paket sigara içme öyküsü olan 55 ve 74 yaşları arasındaki 'den fazla halen sigara içen kişiyi test etti. Çalışma, düşük doz BT taraması alan katılımcıların standart göğüs röntgeni alan katılımcılardan daha iyi hayatta kalma şansına sahip olduğunu gösterdi.

 Kimler akciğer kanseri taraması yaptırmalıdır?

Akciğer kanseri taraması, akciğer kanseri geliştirme riski yüksek olan kişilerde hastalığı erken bir aşamada ve hastalığı yenme amacıyla gerçekleştirilir. Aşağıdaki kriterlerin tümüne uyan kişiler akciğer kanseri için yüksek risk grubundadır ve test yaptırmaları gereklidir:  

  • Yoğun sigara içme geçmişi varlığı (30 yıl boyunca günde en az bir paket)
  • Halihazırda sigara içmek veya son 15 yıl içinde sigarayı bırakmış olmak
  • 55 ile 80 yaşları arasında olmak

Akciğer kanseri için yüksek risk altında olduğunuzdan şüpheleniyorsanız, akciğer kanseri taraması yaptırmanız gerekip gerekmediğini tartışmak için birinci basamak doktorunuzla görüşün.

Akciğer Kanseri Belirtileri, Evreleri ve Tedavisi Hakkında Bizimle İletişime Geçin

Akciğerler vücuda oksijen alınmasını ve zararlı olan atık olarak nitelendirilen karbondioksitin dışarı atılmasını sağlayan hayati öneme sahip bir organdır.

Akciğer kanseri, akciğerde yer alan dokuların ve hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşur. Bu doku ve organların kontrolsüz çoğalması akciğer kanseri olarak adlandırılır. Kontrolsüz çoğalma sonucu, tümör hücresi olarak tanımlanan bu hücreler çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki diğer organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya sağlık örgütünün verilerine göre akciğer kanseri dünyada en fazla görülen ve ölüme en çok yol açan kanser türüdür. Akciğer kanseri, ölüm yönünden erkeklerde birinci, kadınlarda ikinci sırada yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda sigara ile akciğer kanseri arasında kuvvetli bir bağlantı görülmesine rağmen vakaların %15’lik kısmını sigara içmeyenler oluşmaktadır. Akciğer kanseri sebeplerinden bir diğeride hava kirliliği, radon gazı, asbest ve genetik yatkınlıktır olarak görülmektedir. Akciğer kanserinin daha fazla görülme oranı yaşla birlikte artmaktadır. Ençok görüldüğü yaş ise arasıdır.

Akciğer Kanseri Türleri Nelerdir?

Kanseri yapan hücre tipine göre akciğer kanserleri:

  • Skuamöz hücreli karsinom
  • Adenokarsinom
  • Büyük hücreli karsinom
  • Adenoskuamözkarsinom
  • Sarkomatoidkarsinomlar
  • Nöroendokrin Tümörler (Küçük hücreli karsinom, diğerleri…)

Akciğer Kanserinin Belirtileri

Akciğer kanseri hastalarının %90’ı hekime başvurdukları sırada semptomatik belirtiler göstermektedir. Hastalardaki bu semptomatik belirtiler kanserin bölgesel, metastatik veya yaygın olmasına göre değişmektedir. Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusundan yoksun olması nedeniyle ve genelde ilk semptom olan öksürüğün sigara içenve sigaraya maruz kalan hastalar tarafından bir belirti olarak görülmemesi sonucu, akciğer kanser tanısı çoğunlukla ileri evrelerde seafoodplus.infoşen semptomlar tümörün lokal büyümesine bağlı olabileceği gibi metastatik hastalığa veya metastatik olmayan kanserli hücrelerin vücudun diğer dokularına dolaylı yoldan etkilerine bağlı olabilir.

Akciğer Kanserinde Görülen Başlıca Belirtiler Ve Nedenleri Şunlardır:

Öksürük: Vakaların %75’den fazlasında görülmektedir. Nedeni ise hava yollarında tıkanma, enfeksiyon ve akciğer dokusu üzerine olan bası etkisidir.

Kilo kaybı: Hastalarda %68 oranında görülen bu belirti, ilerlemiş kanser ve karaciğer metastazında görülür.

  • Solunum sıkıntısı:Hastaların %60’ında görülen bu belirti büyük hava yollarının tıkanması ve plevra denilen akciğer zarlarının arasında sıvı birikmesiyle ve diyafram kasının felç olmasıyla oluşabilir.
  • Göğüs ağrısı: Hastaların %50’sinde bu şikayet görülür. Kanser hücresigöğüs duvarına yayılmış ya da sinirlere tutulmuş olabilir.
  • Kan tükürme: Bu belirti isehastaların yaklaşık %25’inde görülür. Hava yolunun tümör tarafından tutulmasıyla ortaya çıkar.
  • Kemik ağrısı: % 25 oranında görülür ve kemik metastazını işaret eder.
  • Çomak parmak: El ve ayak parmaklarının uçlarındaki yumuşak dokunun oksijen iletiminin azalmasıyla şişip yuvarlaklaşmasıyla oluşan çomaklaşmanın yavaş ve ağrısız gelişme göstermesi, akciğer kanserinden kaynaklanmadığını gösteriyor. Ancak bu belirttiğimiz durumların hızlı ve ağrılı olması, akciğer kanseri belirtileri arasında yer almaktadır. Ses kısıklığı: Ses tellerinin kanserle tutulumu nedeniyle olabilir.
  • Yutma güçlüğü: Yemek borusunda oluşan bası sonucu yutma zorluğu oluşur.
  • Soluk alıp verirken ıslık sesi benzeri ses duyulması:Trakea denilen ana bronşa baskıyı işaret eder.
  • Köprücük Kemiği Üzerinde ve Lenf Bezlerinde Ele Gelen Kitle
  • Epilepsi: Beyin oluşan metastaz sonucu oluşabilir.
  • Karaciğer tutulumu nedeniyle karnın sağ yanında ağrı
  • Sırt ağrısı

Akciğer Kanseri Hangi Organlara Yayılır?

Akciğer kanseri beyin, kemik, karaciğer, sindirim sistemi, akciğeri saran zar, kalp zarı, böbrek üstü bezi, deri ve yumuşak doku gibi organ ve dokularda ilerleme (metastaz) göstermektedir.

Akciğer Kanseri Neden Olur?

Sigara: Akciğer kanserli hastaların % 80’ninde sigara içme öyküsü vardır ve akciğer kanser riskini artıran faktörlerinin önünde yer almaktadır. Kanser gelişme riskini; sigaraya kullanmaya başlama yaşı, sigara içme süresi, içilen sigaranın türü (filtreli, filtresiz, puro, düşük katran ve nikotin içeriği vb.) ve günlük içilen sigara miktarı etkilemektedir. Sigara içmeyenlere kıyasla kanser riskini kat artırmaktadır. Pasif içici olmakda yani sigara dumanına maruz kalmanızda akciğer kanseri riskini aynı oranda artırmaktadır. Sigara kadınlarda %90 erkeklerde %79 oranında akciğer kanseri ile doğrudan ilişkili bulunmuştur. Sigaranın bırakılması ya da içmemek kanser riskini tamamen ortadan kaldırmaz, ama riski azaltır. ( Özel Ankara Magnet Hastanesi ‘nde sigara bıraktırma polikliniği mevcuttur.)

Çevre: Endüstriyel ve çevresel faktörler akciğer kanserinin gelişimi açısından önem arz etmektedir. Radon gazı, asbest, hava kirliliği, radyoizotoplar, ağır metaller, boya malzemeleri ve hardal gazı gibi maddelere maruz kalmak ile akciğer kanseri arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Genetik: Kalıtsal etkenlerin akciğer kanseri oluşumunda etkili olduğu öne sürülmektedir. Ailede akciğer kanseri olan bir birey varsa genetik geçiş ile aile bireylerinin yakalanma riski 2,4 kat artmaktadır.

Virüsler: HIV virüsü olan kişilerde akciğer kanseri daha yüksek olasılıkla ortaya çıkmaktadır.

Radyasyon: Herhangi bir kaynaktan vücuda doğrudan gelen radyasyon akciğer dokusuna zarar vererek bronş hücrelerinin yapısının bozulmasına ve karsi nogeneze neden olabilmektedir.

Akciğer Kanseri Nasıl Oluşur?

Solunum yollarındaki hücreler kanser yapıcı etkenlerle uzun süre karşı karşıya kalınca akciğer bronş hücrelerinde bazı mutasyonlar meydana gelebilir. Bu kronik rahatsızlıklar bir dizi mutasyonlarla hücrelerde kanser öz değişikliklere sebep olabilir. Bu tip mutasyona uğramış anormal hücreler herkeste gelişebilir, fakat yeterli bir immün sistemi bu hücreleri tanır, ortadan kaldırır veya onarır. Organizmanın, immün sisteminde de bir zafiyet açıklığı bulması sonucu yapısı bozulan bu hücrelerde kontrolsüz çoğalma hızla artar ve kanser kitleleri meydana gelir. Hücrelerin biyolojik yapısında bozulmalar ve değişikliklerin gelişmesi ile metastaz özelliği kazanır ve diğer organlara yayılmaya başlar.

Akciğer Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?

Akciğer kanserinde tanı konabilmesi için işlemlere hastanın detaylı tıbbi öyküsü ve fiziki muayenesi ile başlanır. Tanının kesinleştirilmesi ve ayırıcı tanıdaki hastalıkların değerlendirilmesi için ek laboratuvar testleri ve radyolojik incelemeler istenir. Bu radyolojik incelemeler akciğer grafisi ve/veya BT gibi radyolojik görüntüleme işlemleridir.( Bu testler Özel Ankara Magnet Hastanesi’nde yapılmaktadır .)

Akciğer Kanseri Tanısında Kullanılan Yöntemler Şunlardır:

Akciğer Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tedavi planlanırken tümörün hücre tipi ve diğer organlara yayılımı, tedavi kararı verildiğinde hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları dikkate alınır. Erken dönemde tanı konulan hastalar cerrahi işlemden sonra uzun yıllar yaşayabilmektedir. Hastalığın tedavisinde yapılan tetkikler sonucunda kemoterapi ve radyoterapi kullanılmaktadır. Bu tedavi yöntemleri hastanın durumuna, hikayesine göre kombine veya tek başına kullanılabilir.

Akciğer Kanseri Evreleri Nedir?

Akciğer kanseri evre olarak dörde ayrılır.

Evre 1: Tümör sadece akciğer içindedir. Kansertümörü , 5 cm veya daha küçük boyutta olup lenf düğümlerinde yayılma gözlenmemektedir.

Evre 2: Kanser lenf bezlerine yayılmamış olsada göğüs boşluğu ile karın boşluğunu ayıran diyaframa ya da göğüs kafesine yakınbir yerdegörülür. Kitle boyutu 5 – 7 cm aralığında değişmektedir. Tümörün 7 cm’den küçük olması fakat kanserli hücrenin lenf düğümlerinin ya da bronşların yakınına yayılmış olması da evre iki akciğer kanseri olarak değerlendirilir.

Evre 3/A: Kanser hücreleri, akciğerlerin arasındaki lenf düğümlerine yayılmış ya da soluk borusuna yakın bir noktada görülür. Ayrıca lenf düğümlerine yayılmamış fakat kalp ve soluk borusu gibi organlara dağılmışsa evre 3/A kapsamında değerlendirme yapılır.

Evre 3/B: Kanser hücresi, göğsün ortasında bulunan lenf düğümlerine, kalbe ya da soluk borusunun ikiye ayrıldığı bölgeye yakındır.

Evre 4: Hastalık, her iki akciğer, karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi ve beyin gibi diğer organlara yayılmıştır.

Akciğer kanserinin evresinin belirlenmesi tedavi planlaması için gereklidir. Akciğer kanseri birinci veya ikinci evrede tespit edildi ve tedaviye ivedikli olarak başlandı ise , butedavide başarı oranı çok yüksektir. Akciğer dokusundaki tümörlü hücreler ameliyatla temizlenebilir ve doktorun kararına göre düzenli kontrol ve koruyucu tedavi programı planlanlanarak uygulanır. Eğer hastalık ileri evredeyse; kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler, immünoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler, hücre tipine ve bulunduğuevresine göre doktor tarafından belirlenir. (Hastanın tedavisi Özel Ankara Magnet Hastanesi’nde uzman hekimler tarafından planlanır.)

Akciğer Kanserlerinde Tedavi Şansı Ne Kadardır?

Akciğer kanserinde hastalığın seyri , tümörün hücre tipi, hastalığın evresi, tanı konulduğunda tespit edilen bulgular, tümörün büyüklüğü ve hastalığın yayılım hızına ve oranına göre değişir.

Akciğer kanserlerinde metastatik bir durum gözlenmediğinde erken evre tanılarının büyük çoğunluğunda cerrahi tedavi ile gerekirse tamamlayıcı radyoterapi ve kemoterapilerle iyileşme şansı vardır. İleri evre dönemindeki hastalıkta da tedavi yöntemlerinde önemli gelişmeler kaydedilmiş olmakla birlikte, hastalıkta nüks etme olasılığı daha yüksektir. Uzun süren kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler veya immünoterapiler bu evrelerde hastalığa uzun kontroller sağlayabilmektedir. Ancak tedavilerde direnç gelişmesi nedeniyle ve progrese olma (ilerleme) riski sebebiyle belirli aralıklarla radyolojik kontroller gerekmektedir. Sonuç olarak, erken evrede tanı konulan ve cerrahi işlem ile çıkarılabilen kanserlerde sağkalım daha fazladır.

Sıkça Sorulan Sorular

Akciğer Kanserinin İlk Belirtileri Nelerdir?

· Gitgide kötüleşen inatçı öksürük,
· Öksürüğe bağlı sırt ağrısı,
· Balgam renginde değişim,
· Kanlı balgam,
· Hırıltılı nefes alma,
· Sesin boğuklaşması,
· Solunum güçlüğü,
· Boğazda takılma hissi,
· Yutkunma güçlüğü,
· Sıklıkla zatürre ve bronşit olmak,
· Boyun ve yüz bölgelerinde şişlik,
· El ve ayak parmak uçlarının şişmesi, (çomaklaşma)
· Kemik ağrısı,
· Anemi,
· Göz kapağında düşme,
· Göz bebeğinin küçülmesi,
· Baş ağrısı,
· İştah kaybı,
· Kilo kaybı,
· Hâlsizlik,
· Yorgunluk

Akciğer Kanseri Evreleri

Bilgi Talep Formu

 

Akciğer kanseri, yayılım gösterene kadar herhangi bir belirti vermeyen bir kanser türüdür. Akciğerde bulunan hücrelerin anormal bir şekilde çoğalması ile görülen bu kanser bir tür kötü huylu tümöral oluşumudur. Akciğer kanseri evreleri belirtileri çok iyi gözlemlendiğinde erken evrede başarılı sonuçlar elde edilmesi mümkündür. Peki akciğer kanseri kaç evredir? Akciğer kanseri farkındalık ayı için derlediğimiz bu yazıda kanserin evrelemesi hakkında bilgileri bulabilirsiniz.

Akciğer Kanseri Evreleme Nedir?

Akciğer kanseri evreleme, tümöral oluşumun akciğer dışına çıkıp çıkmadığına bakılarak yapılan bir sınıflandırmadır. Bu evreleme ile kişiye özel tedavi süreci planlanabilir ve kişinin yaşam kalitesi artırılabilir. Bu kanser türünde erken tanı oldukça önemlidir. Çünkü akciğerde ağrı hissi bulunmaz. Göğüs kafesini dolduran bu büyük organlarda gelişen tümör için geniş bir alan bulunur. Bu sebeple hastalık genelde son evreye kadar belirti göstermez ve hastada şikayete neden olmaz. Dolayısıyla bu hastalık tarama amaçlı çekilen tomografi ya da grafilerde tesadüfen saptanır.

Akciğer Kanseri Evreleri Nelerdir?

Akciğer kanseri evreleme yapılabilen kanser türlerinden biridir. Akciğer kanseri evreleri ve belirtileri ise şöyledir:

  • Evre 1: Akciğer kanseri ilk evre belirtileri ve kanser yalnızca akciğerlerdedir ve lenfe bezine yayılmamıştır. Bu nedenle kanser akciğerin küçük bir bölümünde görülür. Bu evredeki kanserli hücreler ise maksimum 5 cm büyüklüğündedir.
  • Evre 2: Bu evrede kanser akciğer ve lenf bezlerine yayılır. Kanserli hücreler ise 5 ya da 7 cm büyüklüktedir.
  • Evre 3: Akciğer kanseri 3 evre 3A ile 3B olacak şekilde ikiye ayrılır. 3A’da kanser, kanserin başladığı akciğerdeki aynı bölgede bulunan lenf düğümlerine yayılır. 3B’de ise kanser karşı tarafta bulunan lenf düğümlerine ya da köprücük kemiğinin üstünde bulunan lenf düğümlerine yayılır. Yayılım göğüs duvarına, kalp etrafındaki zara, akciğerler arasındaki plevraya, ana bronşa ve diyaframa da yayılabilir. Bu evredeki kanserli hücreler 7 cm’den daha büyüktür.
  • Evre 4: Akciğer kanseri 4 evre ise en ileri aşamadır. 4 evre akciğer kanseri durumunda kanser akciğerin diğer yarısına, uzak organlara ve akciğerle kalp arasında bulunan sıvıya yayılır. Akciğer kanseri 4 evre yaşam süresi ileri evrede hastanın yoğun bakımda tedavi edilmesini gerektiren belirtilere neden olabilir.

Akciğer Kanserinin Evresi Nasıl Anlaşılır?

“Akciğer kanseri evreleri nelerdir?” sorusu kadar bu evrelerin nasıl anlaşıldığı da merak edilenler arasında. Akciğer kanseri belirtisi ile yapılan tanı evreleri belirler. Akciğer kanseri evreleri üç ana kritere bakılara belirlenir. Bunlar:

  • Başka organlara yayılıp yayılmadığı (metastaz)
  • Lenf bezlerine yayılma olup olmadığı
  • Tümörün çapı ve yerleştiği yer

Akciğer Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Akciğer kanseri evreleri ve yaşam süresi hem hastanın genel durumunu hem de tedavinin başarısını etkilese de erken ve doğru tanı önemlidir. Akciğer kanseri tedavisi hastanın yaşına, sağlık durumuna, tümörün türüne ve evresine bakılarak multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştirilir. İlk evrede genel olarak cerrahi tedavi uygulanır. Bu tedavideki amaç kanserli dokuyu almaktır. İleri evre kanser durumunda da akciğer kanseri 4 evre immünoterapi, radyoterapi ya da kemoterapi uygulanır. Ardından “Akciğer kanseri evreleri ne kadar sürer?” sorusunun yanıtı aranarak hastaya özel bir süreç uygulanır.

Bilgi talep formunu doldurarak Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından uygulanan akciğer kanseri ile ilgili merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz.

Yorum Ekle

Akciğer kanserleri ile ilgili soru ve cevaplar



Hastalığa ilişkin sorular

Merhaba,

Babam 56 yaşında, geçen Ağustos ayında akciğer kanseri teşhisi kondu. Birkaç doktora daha sonuçları gösterdik ama hep farklı sonuçlar aldık. Kimi tam olarak kanser diyemeyiz dedi, kimisi de iltihaplı verem dedi. 6 kez kemoterapi gördü. En son 1 ay önce gittiği kontrolde 6 kez daha kemoterapi görmesini söylediler. Ayrıca akciğerde bir yara oluştuğunu ve bu yaranın kalbin altındaki damarda bulunduğunu ve bu sebeple ameliyat edilemeyeceğini söylediler. Ayrıca durumunun da aynı olduğunu yani ne ilerleme ne de gerileme olduğunu söylediler. Bu ne anlama geliyor? Bizim içimizde kanser olmadığına dair hala umut var. Babam sigorta emeklisi acaba yeniden kontrollerini nasıl yaptırabiliriz?

Yonca Atağ

Sayın Atağ,

Babanızda ameliyat imkanı olmayan bir akciğer kanseri sorunu olduğunu sanıyorum. Bu durumda kemoterapi ve bazı durumlarda radyoterapi seçilecek tedavi yöntemidir. Patolojide farklı sonuçlar alındığı zaman mutlaka farklı bir patoloji merkezinde tekrar değerlendirme yapılmalıdır. Patoloji lamlarının başka bir merkezde tekrar değerlendirilmesini sağlamanız uygun olabilir. Bu arada, hastanıza önerilen tedavileri aksatmayınız.

 




 

Sayın Dr. Adnan bey,

Benim Babam yılı mayıs ayından bu yana Akciğer kanseri ile ilgili olarak tedavi görmektedir, 4 kür kemoterapi ve 25 gün Akciğere ve 15 gün beyin bölgesine radyoterapi aldı, şu anda tedaviler sonucunda %99 oranında başarı olduğu belirtiliyor.  Akciğer filmi sonucuna göre durumunun çok iyi olduğunu ileride daha da iyi olabileceğimizi söylediler, ben ise biraz tereddütte olduğum için size yazmak ve sizden de bu sonuca göre bana bilgi verebileceğinizi düşündüm, yardımcı olursanız beni ve hastamı çok sevindirirsiniz. Yapacağınız çalışmalarda size başarılar dilerim, cevabınızı e-mail olarak ta gönderebilirseniz daha çok sevinirim, saygılarımla.

Okcakır

Sayın Okcakır,

Babanıza yapılan tedavi küçük hücreli akciğer kanseri hastalığı olduğunu düşündürüyor. Bu hastalıkta % 80’nin üzerindeki hastada tümör tedavi ile filmlerde görünmez hale getirilir. Ancak bu kanserde tekrarlama riski vardır. Bu nedenle düzenli takiplerini yaptırınız.

 




Sayın hocam,

Babamda (yaş) sağ akciğerde alt lobta yaklaşık 4 cm çapında tümör tespit edildi. Skuamöz hücreli karsinom olduğu ortaya çıktı. Doktorlar akciğer kanseri teşhisi koydu. Haziranda ameliyatla akciğerin sağ alt lobu tümörle birlikte alındı. Ameliyatı yapan doktorlar içeride yayılmanın olmadığını tümörün alındığını söylediler. Doktorlar alınan tümörün patoloji sonucunun iyi geldiğini ancak yine de hastanın taburcu edilip başka bir hastanenin onkoloji bölümüne sevk edilmesine karar verildi. Onkoloji bölümü patoloji ve sağlık kurulu raporuna bakarak lenf bezlerinde sıcrama olduğu ve bundan dolayı babamın temmuzun sonundan itibaren 25 seans ışın tedavisine başlayacağını bildirdiler [Sağlık kurulu raporu:  sağ bronş ca, sağ torokotomi+alt lobektomi, patoloji: orta derecede diff. skuamöz hücreli karsinom, tümör çapı: 4 cm, bronş cerrahi sınırda tümör yok, 11 nolu lenfde kapsül invazyonu gösteren karsinom metastazı (T2NIMO), evre 2B]. Sayın Hocam: ameliyatla tümörün alınması erken teşhis olduğu anlamına mı geliyor? Doktorlar bu tümörün yayılmayan tümör olduğunu ve grubunda iyi huylu olduğunu söylediler. Ameliyat doktoru yayılma olmadığını söyledi.  Patoloji raporunda görünen sıçrama ne anlama geliyor? Sıçrama alınan parçada  mı yoksa vücutta bir sıçrama mı var.? Bu sorun ışınla tedavi edilebilir mi? 25 seans sonrasında bu sıçrama yok edilebilir mi? Bu tümör akciğerde oluşan bir tümör müdür, yoksa diğer organların da tomografisini çektirmemiz gerekir mi? Önerileriniz nelerdir? Şimdiden çok teşekkür ederim.

Semih

Sayın Semih bey,

Babanızda erken evre olarak kabul edilen bir akciğer kanseri var. Squamoz hücreli karsinom uzak organlara daha az yayılım yapar. Hastanızda uzak organa yayılım yok. Sadece tümöre yakın bölgedeki lenf bezinde tutulum var. Bu tehlikeli bir tutulum değildir. Uzak organlara hastalığın yayılmış olduğu anlamına gelmez. Bu tip lenf nodu tutulumlarında radyoterapi bazı merkezlerde önerilmekte, bazı merkezlerde ise önerilmemektedir. Radyoterapi hastalığın akciğerde tekrarlamasını önleyebilmekte ancak uzak organlardaki tekrarlama riskine etki etmemektedir. Bu tümör akciğerde oluşmuştur ve ameliyattan önce mutlaka diğer organlarda tutulum olup olmadığı araştırılmıştır. Bu nedenle doktorunuz gerek görürse daha sonra tomografi isteyebilir. Düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyiniz.

 




Sayın hocam,

Benim sülalemde kanser çok yaygın 28 yaşındayım ve günde 1 paket sigara içiyorum. Sıkıntılı ve stresli bir hayatım var. Babamı akciğer kanserinden kaybettim. Sülalemde de amcalarım olmuştu.  Bu yüzden bu hastalığa yakalanma riskimin yüksekliğinin farkındayım. Erken teşhis konusunda doktorlara sorduğumda bu anlaşılmaz deniyor. Siz de sürekli erken teşhisten bahsediyorsunuz ve bende erken teşhisin önemini biliyorum. Lütfen özellikle akciğer kanseri için erken teşhis için ne tür tetkikler yaptırabilirim? En etkili erken teşhis yolu hangisi? Avrupa’da nefesten, kandan anlaşılabiliyor diye haberler duydum, doğru mudur? Bu tetkiklerin maliyeti nedir? Çok karışık ve karmaşık yazdıysam kusura bakmayın ama yazarken bile hastalığı davet ediyormuş gibi hissediyorum kendimi. Titriyorum. Çok korktuğum bir hastalık. Her şey için teşekkür ederim.

Rumuz: Serdar

Sayın Serdar bey,

Akciğer kanseri kalıtsal olarak çok nadiren gelişir. Sizin ailenizde görülen akciğer kanseri büyük olasılıkla çevresel etkenlere bağlıdır. Türkiye’de en önemli nedenler sigara ve asbestle temastır. Akciğer kanserinde erken tanıdan çok korunma daha önemlidir. En önemli korunma yolu da sigara içmemek, sigara içilen ortamlardan uzak durmaktır.  Akciğer  kanserinin erken tanısı ile ilgili çok sayıda klinik çalışma yapılmıştır (tarama çalışmaları). Bu çalışmalarda hiçbir şikayeti olmayan kişiler ikiye ayrılmakta, binci gruba belirli aralıklarla tarama testi  yapılmakta, diğer gruba ise tarama testi yapılmamaktadır. İki grup karşılaştırıldığında tarama  testi yapılanlarda kansere bağlı ölüm anlamlı olarak azalıyorsa, bu test günlük pratikte önerilmektedir (örneğin kadınlarda 40 yaş üstünde her yıl mamografi çekilmesi gibi). Akciğer kanserinde ise henüz kanıtlanmış bir tarama yöntemi yoktur. Yılda bir akciğer X-ray çekilmesinin veya balgam sitolojisi bakılmasının yararlı olduğu kanıtlanmamıştır. Buna karşılık düşük radyasyonla çekilen bilgisayarlı tomografinin taramada kullanılabileceği iddia edilmiştir. Bununla ilgili çalışmalar halen devam etmektedir. Tarama testi olarak rutin kullanıma girmemiştir. Diğer testler halen araştırılmaktadır. Akciğer kanseri daha çok 50 yaşından sonra görülmektedir. Size önerim,  sigarayı bırakın, spor yapın, dengeli bir beslenme uygulayın.

 




Merhaba hocam;

Benim adım Zeynep Yeşim Varol. Öncelikle kanser hastalığına göstermiş olduğunuz duyarlılık için tüm hasta ve yakınlarının adına sonsuz teşekkürler. Babama eylül tarihi itibari ile akciğer kanseri teşhisi konuldu. İlk olarak 1 ay süren bir taramadan geçtikten sonra ameliyat kararı ve akabinde de radyoterapi tedavisi uygulandı. Yaklaşık 27 seans terapi gördükten sonra 2 ay önce taburcu oldu. Kendi evine geldikten sonra ışın tedavisi görürken ve hastanede yattığı süre boyunca verdiği kiloları aldı. Ancak ilaç uygulaması, nikotin bantları ve akupunktur tedavisine rağmen sigarayı bırakamadı. Şu an arada bir ateşlenme, mide bulantısı ve halsizlik ve duygusal hassasiyet haricinde fazla şikayeti bulunmadığını söylüyor. Ben gazetedeki yazılarınızı hiç kaçırmadan takip etmeye çalışıyorum. Sizce bundan sonra ne yapmalıyız, sizin çalıştığınız merkezde sigara bıraktırılması ile ilgili farklı yaklaşım var mı?

Sayın Varol,

Babanızın yapılmış olan tedavilerle  bu hastalıktan kurtulma şansı vardır. Endişe etmeyin ve kontrollerini ihmal etmeyiniz. Akciğer kanserinde ameliyat olan hastalarda veya akciğere kemoterapi ve radyoterapi yapılanlarda sigara bırakıldığı takdirde hastalığın tekrarlama riski azalmaktadır.  Sigara bırakılması ile ilgili olarak çeşitli fakültelerde poliklinikler bulunmaktadır. Bu merkezlere başvurabilirsiniz.  Benim çalışmakta olduğum İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü (Çapa, İstanbul Tıp Fakültesi) içinde sigara polikliniği bulunmamaktadır. Buna karşılık Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalın’da Sigarayı Bıraktırma Polikliniği bulunmaktadır.

 




Sayın Hocam,

Babam 30 yıldır sigara içmekte. Bir hafta önce akciğer kanseri tanısı koyuldu. Solunum sıkıntısı fazla ve yüzünde, boynunda ve kollarında şişlik var. Şu anda ışın tedavisi alıyor. Bu şişliklerin nedeni nedir? Tedavi ile düzelir mi? Kemoterapi alması gerekiyor mu?

Ali Kaynar

Sayın Ali bey,

Babanızdaki durum “superior vena kava sendromu” dediğimiz bir tablo ile uyumlu. Bu, tümörün kalbe giden kan damarına baskı yaparak kalbe kan dönüşünün engellenmesi sonucu meydana gelir. Engelleme sonucu yüzde, boyunda ve kollarda şişlik meydana gelir. Acil olarak tedavisi gerekir. Radyoterapi (ışın tedavisi) bu tablonun düzelmesinde çok etkilidir. Kortizon tedavisi ek olarak bu hastalara uygulanır. Işın tedavisinin arkasından, hastalığın bulguları düzeldikten sonra kemoterapi başlanır. Bazen kemoterapi ile radyoterapi aynı anda da verilebilir. Bu yöntemin daha etkili bir tedavi olmasına karşılık yan etkileri daha fazladır. Bazı tümör tiplerinde ise başlangıç tedavisi olarak sadece kemoterapi ile hastayı düzeltmek mümkün olabilir. Örneğin küçük hücreli olan akciğer kanserinde, lenfomalarda bu mümkündür. Sizin hastanızın bulguları büyük olasılıkla ışın tedavisi ile ortadan kalkacaktır. Daha sonra hastanıza kemoterapi verilecektir. Endişelenmeyin ve tedavisine devam edin.

 




Sayın Dr Adnan Aydıner,

Ben akciğer kanseri nedeni ile tedavi ediliyorum. Akrabalarımda çok sayıda akciğer kanseri var. Akrabalarımdan bana kanser bulaşmış olabilir mi ve bendeki kanser başkalarına bulaşabilir mi? Kanseri mikroplar yapabilir mi?

Cengiz Değer

Sayın Cengiz bey,

Akciğer kanseri ile mikrobik hastalıklar arasında kesin olarak kanıtlanmış bir ilişki yoktur. Bu nedenle bugünkü bilgilerimize göre akciğer kanseri bulaşıcı bir hastalık değildir. Ancak çevresel kanserojenlere maruz kalan kişilerde benzer tipte kanserler gözlenebilir. Örneğin asbest gibi. Tütün en önemli diğer bir çevresel nedendir. Sigara içmediğiniz halde sürekli sigara içilen ortamlarda bulunmanız veya evinizde başka bir bireyin sürekli sigara içmesi de kanser riskini arttırır. Bir diğer neden de kalıtsal faktörlerdir. Yakın akrabalarda çok sayıda akciğer kanseri olan kişilerde bu tip bir kalıtsal kanser özelliği olabilir.

Bazı mikroplar ise farklı tipte kanserlere neden olabilirler. En önemlileri de virusların neden oldukları kanserlerdir. Kanserle ilişkisi kesin olarak kanıtlanmış olan mikrobik hastalıkları şu şekilde özetleyebiliriz. 1. Sarılık virusu dediğimiz HBV ve hapatit C virusları karaciğer kanserine neden olabilirler, kişiden kişiye özellikle kan teması ile geçerler 2. Human papillomavirus (HPV) ise makatta, rahim ağzında, baş-boyun bölgesinde kansere neden olabilirler, cinsel ilişki sırasında bulaşırlar 3. T-hücreli lösemi ve lenfoma virusları, kan kanseri ve lenf bezi tümörleri yapabilir, kanla, anne sütü ile veya cinsel yolla geçebilirler 4. HİV ve Herpesvirus-8, Kaposi sarkomu yapabilir (deride kahverengi tümör oluşumları veya şişliklerle karakterize bir tümör tipi), 5. Ebstein-Barr virusu ise Hodgkin lenfoma yapabilir (bir çeşit lenf bezi tümörü).   

 




Sayın Hocam,

Hastamın akciğerinde büyük bir kitle bulundu. Tomografi altında yapılan biyopside teşhis koyulamadı. Bu durumda başka ne yapılabilir?

Kerim Sıkı

Sayın Kerim bey,

Hastanız ile ilgili verilen bilgiler tanı için daha sonraki tetkiklerin ne olması gerektiğini belirlemede yeterli değil. Akciğerdeki kitleden yapılan biyopsiden tanı koyulamadı ise biyopsi tekrarlanabilir. Bu arada bronkoskopik inceleme, balgam incelemesi diğer bazı tanı yöntemleridir. Gerekirse hastanızın göğsü açılarak da tanı ve tedaviye gidilebilir.




Sayın Dr Aydın Aydıner,

Ben Avustralya'da yaşayan bir Türk vatandaşıyım. Annem ve Babam 10 sene önce Türkiye'ye kesin dönüş yaptı ve şu an Trabzon'da yaşıyorlar. yılı Haziran ayında babamda küçük hücreli akciğer kanseri teşhis edildi. 6 kür kemoterapi tedavisi görecek, şu anda 5. kür bitti. Ayrıca akciğer ve beyin bölgesine radyoterapi yapıldı. Çok kötü yan etkileri oldu, telefonda sesi bile çok farklı geliyor. Akciğer filmi sonucuna göre durumunun çok iyi olduğunu söylediler, ben ise uzakta olduğum için çok tereddütteyim. Babamın Avustralya'ya gelmesini çok istiyoruz, sizce böyle uzun bir yolculuğu yapabilir mi? Babamızı tekrar yanımızda istiyoruz, kendiside gelmek istiyor. Sizin tavsiyeniz nedir? Yardımcı olursanız beni çok sevindirirsiniz. Sizi daha fazla meşgul etmek istemem, çok teşekkürler, çalışmalarınızda size başarılar dilerim, cevabınızı e-mail olarak ta gönderebilirseniz, saygılarımla.

Dilek Kanlı

Sayın Dilek Hanım,

Kanser nedeni ile tedavi edilen hastanın uçak yolculuğu yapıp yapamayacağını o hastayı tedavi eden hekimin söylemesi gerekir. Ancak genel olarak akciğer ve kalp fonksiyonları yolculuk için uygun olan ve beyin ile ilgili risk taşımayan hastalar uçakla yolculuk edebilirler.




Sayın Dr Adnan Aydıner

Bana akciğer kanseri tanısı koyuldu. 1 yıl önce kemoterapi ve ışın tedavisi yapıldı. Yaklaşık 15 gündür baş ağrılarım olmakta. Son kontrolüm 1 ay önce idi ve her şey normal bulunmuştu. Baş ağrılarım için ne önerirsiniz?

Kerim Yol

Sayın Kerim Bey,

Baş ağrısının çok sayıda nedeni vardır. Bunlardan bir kısmı hipertansiyon, sinüzit, kanamalar, psikolojik gerilimdir. Sizde daha önce akciğer kanseri tanısı olduğu için bu hastalıkla ilgili bir sorun da olabilir. Onkoloğunuza tekrar başvurunuz. Bu tip uzun süre devam eden sorunda genellikle beyin ile ilgili film çektirilir. Elde edilen sonuca göre tedavi belirlenir.




İyi çalışmalar sayın hocam,

Nereden başlayacağımı bilemiyorum sayın hocam. Çaresizim! Yardımınıza ihtiyacım var. Kanserle ilgili hemen hemen tüm siteleri teker teker dolaşıp bilgi toplamaya çalışıyorum. Zira babamın akciğer kanseri olduğunu 2  hafta önce öğrenmiş bulunuyorum. Gerçi ona bu teşhis 4 ay önce konulmuş fakat ben yurt dışında öğretmenlik yaptığımdan dolayı, bu vahim olay bana söylenmedi. Dün babamın doktoruyla yaptığım konuşmaya istinaden sizinle bilgilerimi paylaşmak istiyor ve bana bir yol göstermenizi istirham ediyorum. ''Babam 64 yaşında ve sigara tiryakisi. Halen de içmeye devam ediyor. 4 ay önce beyinde metastas başlamış. Kendisinin hastalığından haberi yok. Zaten de kendimi bildim bileli doktora gitmeye çekinirdi. 4 ay önce ilk teşhis konulduğunda, SSK Hastanesinde, akciğer kanseri dolayısıyle onu direkt ameliyata almak istemişler. Ameliyat olmaya karşı çıkmış. Yapılan son Tomografi ve Ultrasyon filmlerine göre Akciğerindeki ur büyük bir hızla büyümeye devam etmiş, tedavisini mümkün kılınamaz hale getirmiş. Sadece ağrılarını giderebilmek için çalışmalar yapılabilirmiş. Ayrıca gözlerinde görme kaybı, hemoroid, bağırsak kanseri ve de şeker hastası olduğunu öğrenmiş bulunuyorum. Gerçi doktoru beni aydınlattı, fakat insan durumu kabullenmek istemiyor olsa gerek,içimde şüpheler uyandı.Hele de söz konusu olan babanız ise Başka bir doktora son yapılan sonuçları gösterdiğimde; ''Daha Endoskopi yapılmadan nasıl böyle bir sonuca varabilrler ? Hiç 7 aylık ömür biçilebilir mi? Ameliyata uygun şartları taşıyıp taşımadığına karar verilir,sonra ameliyat edilmeye çalışılır.'' demişti. Şimdi takdir edersiniz ki olayın dışında olan ben, tarif edilemez duygular içseafoodplus.info sözüne güvenebileceğimi bilemiyorum. Gerçekten babamın tedavisi mümkün değil mi?

Saygılarımla

Yasemin Topal

Sayın Yasemin Hanım,

Babanızda hem bağırsak hem de akciğer kanseri olduğunu belirtiyorsunuz. Akciğerdeki tümör bağırsaktan mı atlamış, yoksa akciğerde farklı bir tümör mü var? Bu, anlattıklarınızdan anlaşılamıyor. Ancak akciğere yapılacak girişimin sadece hastayı rahatlatmaya yönelik olduğu görülüyor. Film ve raporlar ile gelmeniz daha uygun olacak. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, Çapa adresinde beni bulabilirsiniz veya 33 88 telefonundan randevu alabilirsiniz.




Umarim mesajımı okuyacak vakit bulabilirsiniz.  Şubat ayında babamın tek gözünde bir problem yaşaması sonucunda doktoru beyin MR'ı çekilmesine karar verdi çekim sonrasında akciğerde bir kist gorüldu ve daha detaylı çekim istendi henüz çekime gitmeden kulağının kenarında bir şişkinlik belirdi ve o hafta cok ateşli titremeli bir hastalık geçirdi tanısı konmamış, antibiyotik tedavisi yapıldıktan sonra babam iyileşti ve kulağının kenarındaki şişkinlik geçti. Hastalık esnasında ve sonrasında babam iştahsızlık çekti ve kilo kaybı görüldü. Bütün bunlar ne yazık bu geçtiğimiz iki hafta içerisinde gerçekleşti. Bugün ise BT sonucunu aldık sonuçta akciğer ile ilgili açıklama şuydu "Sağ akciğerde parahiler yerleşimli üst lob bronşunu ileri derecede daraltmış orta lob bronşunu daraltmış, vena kava superioru derece çevrelemiş ,5x7 cm boyutlarında mediastinal plevraya yapışık kitle lezyon izlenmektedir."

Hemen bizi goğus ana bilim dalına gönderdiler ve oranın uzmanı ile görüştük acil bronkoskopi yapıldı ve sonuç squamoz hücreli karsinom çıktı. Bu iyi bir sonuç mudur? Yardımlarınızı rica ederim.

Sayın G.O.

Babanıza geçmiş olsun dileklerimi sunarım. Akciğer kanserinin daha çok bulunduğu bölgede büyüyen ve daha az yayılan bir cinsi teşhis edilmiş. Ancak hastalığın erken dönemde olmadığı anlaşılıyor. Babanızın diğer organlarında hastalık olup olmadığı değerlendirildikten sonra tedavisi başlanabilir. Öncelikle kemoterapi ve radyoterapi yapılması gerekebilir. Bazı durumlarda hastalara cerrahi de önerilebilir.




Başa dön

 

Aralık ’de akciğerde adenokarsinom tanısı nedeniyle ameliyat oldum. Lenf nodlarımda tümör bulunmadı. Karın değerlendirilmesinde böbrek üstü bezinde 2 cm civarında tümör vardı. Yeni çekilen PET filminde böbrek üstündeki tümörde tutulum bulundu. Tiroidde küçük bir odak bulundu. Kemoterapi veriliyor. Ameliyatı boş yere mi oldum?

Kamil

Sayın Kamil bey,

Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde “mediastinal” bölgedeki lenf nodlarında yayılım yoksa ve akciğerdeki tümör ameliyatla çıkartılabilir ise, tek böbrek üstü bezinde tümör bile olsa akciğerdeki tümör ameliyat edilebilir. Bu durumda böbrek üstündeki tümörün aydınlatılması ve cerrahi olarak çıkartılması uygun olur. Tiroiddeki tümörün daha sonraki aşamada değerlendirilmesi gerekir.

 




Sayın hocam,

Geçen sene temmuz ayı içinde babama yassı epitel hücreli Akciğer kanseri tanısı konuldu. Daha sonra yapılan tetkiklerde beyin ve kemiklerde metastaz (yayılım) olduğu anlaşıldı. Beyinden ameliyat oldu. Kemoterapiye başlandı -(mit-vin-cis). Birinci tedaviden sonra femur (kalça) kemiğinde kırık oluştu. 3 ay sonra ameliyat edilebildi. İkinci tedaviden sonra akciğerlerdeki tümör küçülmeye başladı. Dördüncü kürden sonra kitlenin büyümeye başladığı anlaşıldı ve kemoterapi kesildi. Beyinde yeniden metastaz oluştuğu saptandı. Daha sonra beyin ve kemiklere ışın verildi. Akciğere ışın verilmedi. En son muayenesinde yapılabilecek başka bir tedavi olmadığını söylediler. Acaba yapılabilecek başka bir şeyler var mı?

Ali Gül

Hastanızda küçük hücreli olmayan bir akciğer kanseri var. Bu kanserde hastaya kemoterapi vermek için genel durumunun iyi olması (hastanın gün içindeki zamanın yarısından çoğunu yatmadan geçirmesi) ve organların yeterli çalışması gerekir. Hasta bu koşullara uyuyorsa ikinci seçim kemoterapi (docetaksel) verilebilir. Diğer bir seçenek hedefe yönelik tedaviler (gefitinib) üçüncü seçenek olarak verilebilir. Ancak hasta yukarıda yer alan şartlara uymuyor ise o zaman sadece destek tedavisi önerilir.

 




Sayın Hocam,

Akciğerimde iki tarafta tümör bulundu. Bronkoskopide sağ taraftaki tümör adenokanser olarak rapor edildi. PET yapıldı iki tarafta tutulum oldu. Mediastende tümör olmadığı söylendi. Ameliyat önerildi. Sizce olabilir miyim?

Mehmet Çubuk

Sayın Çubuk

Sizde aynı anda iki taraflı tümör var. Bu durumda, mediastenin incelenmesi ve negatif bulunursa ameliyat yapılması gerekir.

 




Sayın Hocam,

babam 63 yaşında akciğer kanseri teşhisi konuldu. Hastalığın beyine de yayıldığı söylendi. Beyindeki tümör için ışın tedavisi önerdiler. Işın tedavisinin beyindeki tümörü yok etme durumu var mı? Bir de kanserli hastaların kilo alması faydalı mıdır? Akciğerlerdeki hastalığın yok olma şansı var mıdır?

Teşekkürler

Hasan Vural, Konya

Sayın Hasan bey,

akciğer kanserleri iki tiptir (küçük hücreli olan ve olmayan). İki tip kanserin tedaviye verdikleri yanıt farklıdır. Küçük hücreli olanda olmayana göre ışın tedavisi sonrası tümörün kaybolma şansı daha fazladır. Yine akciğer için aynı şey geçerlidir. Ancak küçük hücreli olan tümörlerde tümörün büyüme hızı ve yayılması daha fazla olur. Beyin metastazı yapmış olmasına rağmen bazı akciğer kanserli hastalarda tam iyileşme gözlenebilir.

 




Sayın hocam,

babam 58 yaşında. Akciğerinde 2cm büyüklüğünde tümör (skuamöz hücreli karsinom) teşhisi konuldu. Yapılan araştırmalar sonucu da (PET, biyopsi) sol diz tibia kemiğinde metastaz olduğu saptandı. Bunun üzerine ameliyat kararından vazgeçildi ve 6 kür kemoterapi ile 10 günlük radyoterapi uygulandı. Tedavi sırasında tümör 1 cm küçüldü. Şu an durumu çok iyi. Ancak tedavi ile akciğerdeki tümör tamamen yok olmadı. Doktoru tedavinin netice verdiğini rutin kontrollere devam edileceğini söyledi. Ancak ameliyat edilmediği için endişem mevcut. Acaba tedaviden sonra ameliyat edilmesi gerekir miydi?

Saygılarımla Canan

Sayın Canan hanım,

Akciğer kanserinde tek metastaz olduğu takdirde mediastende (her iki akciğerin arasında kalan bölüm) tutulum yoksa tam iyileştirmeye yönelik tedavi yöntemi denenebilir. Ancak tek kemik metastazlarında cerrahi tedavinin uygulanması ile ilgili yeterli yayın yoktur. Hastanızın tibiadan alınan biyopsisi  kesin akciğer kanserine ait olduğunu belirtiyorsa (gerektiğinde başka bir patolog tarafından tekrar değerlendirilebilir) tam iyileştirmeye yönelik cerrahi yapılmayabilir. Ancak mediasten negatif ise akciğer ve tibiaya  radyoterapi yapılabilir. Buna karşılık tek kaburga metastazında “skuamoz hücreli karsinomda” mediastende tümör yoksa cerrahi tedavi ile uzun süre yaşam sağlanan hastalar bildirilmiştir.

 




Sayın hocam,

Babama akciğer kanseri tanısı koyuldu, incelemede mediastende iki lenf bölgesine tümörün yayıldığı saptandı. Ameliyat olamayacağı söylendi. İki kemoterapi verildi, radyoterapiye başlanacak. Bu tedavi işe yarayacak mı? Alternatif tıp yöntemi deneyelim mi?

Mehmet Kutlu

Sayın Kutlu,

Akciğer kanserinde (küçük hücreli olmayan) cerrahi uygulanamadığı zaman kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Bazı hastalara kemoterapi (tek başına veya radyoterapi ile) sonrası cerrahi uygulanabilir. Sizin hastanıza sadece kemoterapi ve radyoterapi kararı verilmiş. Bu tedavi ile hastanızın kurtulma şansı vardır. Ancak hastaların  bir kısmında hastalık daha sonra ilerlemektedir. Alternatif tedavi yöntemleri yerine size önerilen bilimsel tedavi yöntemlerini uygulatınız. Alternatif tedavinin akciğer kanserli bir hastayı kurtardığına dair bilimsel bir yayın yoktur.

 




Sayın hocam,

Eşime (şu anda 49 yaşında) ADENOKARSİNOM (1,5X1,5X1,2) tanısı ile akciğere alt löbektomi yapıldı. Radyoterapi uygulandı. Başka tedaviye gerek duyulmadı. Eşimin 6 ay sonra her iki akciğerinde 1 cm den küçük nodüller oluşmaya başladı. Bu nodüller doktorumuz tarafından takibe alındı. Takipleri aylık sürelerle titiz bir şekilde yapıldı. Takibe alınan nodüllerden sağ üst akciğerdeki 1 cm’ye ulaşınca 21 gün arayla  4 kemoterapi uygulandı. Nodül 1cm de durduruldu. 3 ay sonraki kontrolde 2 mm büyümeyle nodülün 12 mm ye çıktığı görüldü. Hiçbir tedavi uygulanmadan aylık takibe alındı. Yapılan kontrolde boyuttaki artışın devam etmesi üzerine son kemoterapiden  8 ay sonra yeni bir KT (8 seans)’ye kadar verildi. Metastaz yok. Ancak bu defaki kemoterapiye eklenen ilacı 2 haftadır bulamadığımız için KT’ye başlayamadık. Doktorumuz haftalık gecikme sorun yaratmaz, dedi. Eczacılar, yurt dışından bekliyoruz, bu hafta gelecek diyorlar. Eşim mümkün olduğunca eş-dost toplantılarına katılarak moralin yüksek tutmaya çalışıyor. Şimdi sorularıma geçiyorum: Eşimin bu hastalığı yenme şansı nedir? İlaç niye yok ve ilaç firmalarının söylediği gibi gerçekten bu hafta gelecek mi?  İlacın gecikmesi sorun yaratır mı? Saygılarımla

Seyfullah Çiçek

Sayın Seyfullah bey,

Eşinizin anlatımınıza göre metastatik bir hastalığı var. İlaç tedavilerinden yarar görebilir. İlaç tedavisi ile bazı hastalarda kitleler tamamen görünmez hale getirilebilir. Zaman zaman ilaçlar eczanelerde bulunamamaktadır. Ancak eczaneler genellikle birkaç haftada sorunları hallederek ilacı getiriyorlar. Bu süre sizin hastanız açısından önemli bir sorun oluşturmaz.

 




Sayın Hocam,

56 yaşındayım. Otuz yıl sigara içtim. Bir hafta önce akciğer kanseri tanısı koyuldu ve sigarayı kestim. Akciğerimde epidermoid kanser bulundu. Tomografide sağ akciğerimde 4 cm lik tümör bulunu. Tümörün T2 olduğunu söylediler. PET çekildi, akciğerdeki tümör ve beyinde kuşkulu odak dışında tutulum görülmedi, beyin MRI çekildi ve birbirine yakın iki metastaz bulundu. Beyin cerrahı beyindeki iki tümörün ameliyatla çıkarılabileceğini söyledi. Ancak diğer bir doktor ameliyat yerine radyoterapi önerdi. Beynime ışın uygulanacağını söyledi, daha sonra kemoterapi için gönderecekmiş. Sizce beyindeki tümörlere ameliyat yaptırayım mı?

Rumuz: umut

Sayın Okurumuz,

Akciğer tümörlü hastalarda mediasten tutulumu yoksa ve akciğerdeki tümör cerrahi olarak çıkarılabilir ise beyindeki metastaza cerrahi uygulanabilir. Bu hastaların önemli bir kısmı cerrahi ve daha sonraki ek tedavilerle birlikte bu hastalıktan kurtulabilmektedir. Beyinde tek metastazda bu kural kesindir. Geriye dönük olarak yapılan bir çalışma beyinde üç metastaza kadar cerrahi yapılabileceğini göstermektedir. Sizin hastanıza da hem beyin hem de akciğere cerrahi tedavi uygulanabilir diye düşünüyorum. Daha sonra beyine radyoterapi uygulanmalıdır, arkasından kemoterapinin uygulanması yararlı olacaktır.

 




Sayın Hocam,

Ben küçük hücreli akciğer kanseri tanısı aldım. Akciğerimde solda bir kitle bulundu. Lenf bezlerini tuttuğu söylendi. Ameliyat olma şansım var mı? Bu hastalığın tedavisi nasıl yapılır? Küçük hücreli olmasaydı tedavi değişecek miydi?

Rumuz: Gökyüzü

Sayın Okurumuz,

Akciğer kanserini küçük hücreli ve küçük hücreli dışı olarak iki grupta inceliyoruz. Küçük hücreli akciğer kanserinde kansere yönelik akciğer ameliyatı nadiren yapılır. Bu hastalığın tedavisi ilaç tedavisi ve bazı hastalarda ise ışın tedavisinin ek olarak verilmesidir. İlaç tedavisine çok duyarlı bir tümördür. Hastalık akciğerde sınırlı ise tümör ve lenf bezi bölgelerine ışın tedavisi de yapılmaktadır. Yine bu hastalıkta hastaların bir kısmına beyinde metastaz olmamasına karşılık koruma amaçlı olarak beyin ışınlaması yapılabilir. Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde ise tedavi farklıdır. Burada cerrahi erken evre hastalıkta ve lenf bezleri tutulmuş hastalarda yapılabilir. Kemoterapiye daha az duyarlı bir tümör olmasına karşılık kemoterapi bu hastalarda yaşam süresini uzatmakta ve tamamen iyileşme şansını arttırmaktadır. Yine ışın tedavisi hastalığın değişik evrelerinde hastalıktan tamamen kurtarma amacı ile yapılmaktadır.

 




Sayın Hocam,

Akciğerimde 3 cm'lik bir tümör bulundu. Biyopsi yapıldı epidermoid karsinom tanısı koyuldu. PET denilen tetkik yapıldı. İki odakta tutulum olduğu saptandı. Ameliyat olma şansım var mı? Kurtulma şansım var mı?

Rumuz: Gonca

Sayın Okurumuz,

Akciğerde iki odakta tutulum saptanmış olması ameliyata engel bir durum oluşturmaz. Ancak tutulumların yerleşim yeri önemlidir. Her iki akciğerin orta kısmı olan mediasten bölgesinde tutulum varsa bu bölgenin biyopsi ile değerlendirilmesi gerekebilir. Eğer bu bölgede tutulum saptanırsa genellikle önce kemoterapi veya kemoterapi ile birlikte ışın tedavisi uygulanır ve daha sonra hasta ameliyat açısından değerlendirilir. Mediasten bölgesinde tutulum yok ise ve vücudun başka bölgelerinde metastaz yoksa akciğerlerde iki odakta tutulum olsa da ameliyat yapılabilir. Sizin bu hastalıktan kurtulma şansınız var. Endişelenmeyin ve doktorlarınızın önerilerini değerlendirin.

 




Sayın Hocam,

Ben bir yıl önce akciğer epidermoid kanseri tanısı ile ameliyat oldum. Her hangi bir ek tedavi önerilmedi. Şimdi kemoterapi alsam yararlı olur mu? Ben 40 yıldır sigara içiyorum, sigarayı içmem bende tekrarlama riskini arttırır mı?

İlter Gür

Sayın İlter bey,

Akciğer kanseri küçük hücreli ve küçük hücreli dışı olarak ikiye ayrılır. Küçük hücreli akciğer kanserinin ana tedavisi kemoterapidir. Cerrahi tedavi küçük hücreli dışı akciğer kanserinde önem taşır. Epidermoid kanser küçük hücreli dışı akciğer kanserinin bir tipidir. Son yıllara kadar bu hastalarda cerrahi tedavi sonrası ilaç tedavisinin yeri belirsizdi. Son birkaç yıl içinde arka arkaya yayınlanan  karşılaştırmalı hasta çalışmalarında ameliyat sonrası kemoterapiden bir grup hastanın önemli derecede yararlanabileceği bulundu. Bu nedenle kemoterapiyi bazı hastalarda ameliyat sonrası önermeye başladık. Burada karar vermede hastanın genel durumu, başka hastalığının olup olmaması, tümörün ilerleme düzeyi gibi faktörler önem taşımakta. Hastalığınızın evresini belirtmediğinizden ek tedavi uygulanması konusunda bir yorum yapmak zor. Ancak ameliyattan sonra geçen sürenin uzun olması nedeni ile, şu anda hastalığınızda bir tekrarlama yok ise kemoterapi almanız uygun değil. Yapılan çalışmalarda akciğer kanseri tanısı ile tedavi edilen kişilerde sigara içilmesine devam etmenin hastalığın tekrarlama olasılığını arttırdığı gösterildi. Yaşam süresi içmeyenlerde daha uzun bulundu. Sigara içmeyin ve kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.

 




Sayın Hocam,

Bende akciğerde bir tümör saptandı. Ameliyat oldum. Tipik karsinoid tümör dediler. Ek tedavi önermediler. Sizce başka bir tedavi almam gerekir mi?

Selim Koza

Sayın Selim bey,

Karsinoid tümörler küçük hücreli “nöroendokrin” tümör grubunda yer alırlar. Bunlar bazı maddeleri kana salarak hastalarda değişik şikayetlere neden olabilirler. Tipik ve atipik formu vardır. Tipik formunda ameliyattan sonra genellikle ek tedavi önerilmez. Lenf bezi tutulumu olan evre III hastalıklı durumlarda (örneğin mediastinal bölgedeki lenf nodlarının tutulumu = iki akciğerin ortasındaki bölgenin tutulumu) ek olarak ışın tedavisi (radyoterapi) önerilebilir. Yayılmış olan tiplerinde ise (nadiren olabilir) kemoterapi verilmektedir. Atipik karsinoid olanlarda ise ameliyat sonrası ek tedaviler önerilebilir. Kemoterapi evre III ve evre IV (yayılmış hastalık) hastalıkta uygulanabilir. Yine atipik karsinoid tümörlü evre II ve III hastalarda ışın tedavisi önerilebilir. Yayılmış hastalıkta uygulanabilecek diğer bir tedavi de ‘octreotide’ denilen ilacın verilmesidir. Bu madde ile tüm vücudun tümör açısından tarandığı bir tetkik de bulunmaktadır. Bu tetkikin bazı hastalarda ameliyattan önce yapılması önerilmektedir.

 




Sayın Hocam,

Bende küçük hücreli akciğer kanseri tanısı koyuldu. Hastalığın yayılmamış olduğu söylendi. Ancak ameliyat yerine kemoterapi ve radyoterapi önerildi. Sizce ameliyat olmam gerekir mi? Bu hastalık nasıl tedavi edilmeli?

Kürşat Güz

Sayın Kürşat bey,

Sizdeki kanser hastalığının tedavisinde ameliyat nadiren uygulanır. Genellikle bu tip akciğer kanserinde kemoterapi ve ışın tedavisi yapılır. Tedaviye çok iyi yanıt veren bir tümördür. Kemoterapi ile birlikte yayılmamış hastalıkta radyoterapi yapılması önerilmektedir. Koruma amacı ile beyin ışınlaması da önerilmektedir. Hastalık tekrarlayabilir. Tekrarladığı durumlarda genellikle tekrar kemoterapi yapılır.

 




Sayın hocam,

55 yaşında, hiç sigara içmemiş bir kadınım. Daha önce önemli bir hastalık geçirmedim Ancak 4 ay önce akciğer kanseri tanısı koyuldu. Tipine bronkioloalveoler kanser denildi. Buna yönelik tedavi gördüm. Kemoterapi uygulandı. Ancak yararlanmadığım söylendi. Hafif öksürük dışında önemli yakınmam yok. İki akciğerimde de olduğu için ameliyat olmam mümkün değilmiş. Bundan sonra ne yapmamı önerirsiniz? Parasal sorunum yok.

Çiğdem Kor

Sayın Çiğdem hanım,

Bronkioloalveoşer kanser akciğerin nadir görülen kanser tiplerindendir. Bu kanser genellikle uzak organlara yayılım göstermez. Akciğer içinde yayılım yapar. Akciğerin değişik bölgelerinde yakın zaman aralıkları ile yeni bir akciğer tümörü gibi tekrar ortaya çıkabilir. Yani akciğerin iki farklı bölgesinde görülmesi her zaman hastalığın yayıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle cerrahi tedavi açısından çok iyi değerlendirme yapmak gerekir. Bu kanserde kemoterapilere yanıt alınmadığı takdirde başka ilaçtan yarar görülebilir. Bunlardan bir tanesi de gefitinib denilen ilaç. Bu ilaç özellikle kadınlarda, adenokanser tümörlerde (bronkioloalveoler kanser adenokanser grubundadır), sigara içmeyenlerde daha etkili olmakta. Tümörde gerileme yaklaşık beş-altı hastadan birisinde sağlanabilmektedir. Bu ilacın kullanımı açısından doktorunuza danışabilirsiniz. Hastanın genel durumuna, tümör tipine göre hekim bu ilacı bazı hastalarda önerebilir. Genellikle ilaçtan yararlanıp yararlanmadığınız bir ayda anlaşılabilir. Bazı hastalarda bu süre üç aya kadar uzayabilir. Günde bir adet alınan bu hapın en önemli yan etkisi ise şiddetli deri döküntülerine neden olabilmesidir. Deri döküntüsü olanlarda ilacın tümör üzerindeki etkisi daha fazla olmaktadır. Bronkioloalveoler kanserde ameliyat en önemli tedavi seçeneklerinden diğeridir. Ancak her hastada uygulanamamaktadır. Yayılmış tümörlerde, akciğerin orta bölümündeki lenf bezlerinde tutulumu olanlarda genellikle cerrahi önerilmez. Bazı hastalarda şikayetleri gidermeye yönelik ışın tedavisi gerekebilir.

 




Sayın Hocam,

Ben küçük hücreli akciğer kanseri tanısı aldım. Akciğerimde solda bir kitle bulundu. Lenf bezlerini tuttuğu söylendi. Ameliyat olma şansım var mı?

Rumuz: Gökyüz

Sayın Okurumuz,

Akciğer kanserini küçük hücreli ve küçük hücreli dışı olarak iki grupta inceliyoruz. Küçük hücreli akciğer kanserinde kansere yönelik akciğer ameliyatı nadiren yapılır. Ameliyat yapılabilmesi için lenf bezlerinde tümör tutulumu olmaması gerekmektedir. Yani çok erken dönemde olana hastalıkta ameliyat yapılır. İlaç tedavisine (kemoterapiye) çok duyarlı bir tümördür. Bu hastalığın ana tedavisi ilaç tedavisidir ve bazı hastalarda ise ışın tedavisinin ek olarak verilmesidir. Hastalık akciğerde sınırlı ise tümör ve lenf bezi bölgelerine ışın tedavisi de yapılmaktadır. Kemoterapi ile ışın tedavisinin birlikte yapılması önerilmektedir. Hastalık lenf bezlerini tutmuşsa ışın tedavisi ve ilaç tedavisi ile ameliyat tedavisi arasında fark bulunmamaktadır. Yine bu hastalıkta hastaların bir kısmına beyinde metastaz olmamasına karşılık koruma amaçlı olarak beyin ışınlaması yapılabilir.




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Babama küçük hücreli akciğer kanseri tanısı koyuldu. Boynunda, yüzünde ve kollarında şişlik var. Nefes darlığı var. Babama kemoterapi önerildi. Hocam ameliyat olamaz mı? Sizce kemoterapi yapılması doğru mu?

Kaya Göl

Sayın Kaya bey,

Küçük hücreli akciğer kanseri kemoterapiye çok duyarlı bir tümördür. Babanızda tümörün kan damarlarına bası yapmış olması nedeni ile şişlikler meydan gelmiş. Bu aşamada kemoterapi doğru bir tedavi yöntemidir. Küçük hücreli olmasa idi ışın tedavisini öncelikle önerirdik. Bu tip bulgusu olan hastada ameliyat yapılamaz. Küçük hücreli akciğer kanserinde, ancak çok erken dönemde hastalık olduğu takdirde ameliyat yapılabilir. Babanıza kemoterapi ve gerekirse ışın tedavisi uygulanması gerekmektedir.




Sayın Hocam,

Ben 1 yıl önce akciğer kanseri nedeni ile ameliyat oldum. Işın tedavisi yapıldı. Kontrol tomografilerimde karın bölgesinde karın içindeki lenf bezlerinde büyüme saptandı. Lenf bezi biyopsisi karsinom metastazı olarak geldi. Muhtemelen akciğer orijinli olduğu söylendi. Diğer organlarım temiz bulundu. Nasıl bir tedavi almalıyım?

Feride Şahin

Sayın Feride hanım,

Akciğer kanseri tekrarlamasında bazı hastalarda tekrar ameliyat yapılabilir. Ancak bu akciğerde veya başka bir organda tek ve sınırlı olan ve ikinci bir yeni tümör olasılığı varlığında yapılabilir. Sizde karında yaygın olan lenf bezi tutulumu nedeni ile, hastalığınız akciğer kanseri yayılması olarak kabul edilirse cerrahi bir tedavi düşünülmez. Işın tedavisi de benzer olarak önerilmez. Buna karşılık kemoterapi yapılabilir. Yararlanma şansınız tümörün karakterine göre değişebilir. Akciğer kanserine yönelik kemoterapi almanız uygun olacaktır.




Merhabalar Adnan Bey,

Ben Amerika'da yaşıyorum, ve bilgisayar mühendisiyim. Yakınımdaki hastalık haberinden sonra bu konudaki haberleri ve makaleleri okumaya başladım. Bir de isimden dolayı genetik araştırma yapan birçok life sciences şirketleri ile çalıştığım için, kanser alanında sürekli yenilikler olduğunu öğreniyorum. Siz de biliyorsunuzdur, geçtiğimiz ay Viyana'da yapılan European Society for Medical Oncology konferansında, bir Kanada şirketinin akciğer kanseri için geliştirdiği bir aşının deney sonuçları sunuldu. Detayları şirketin web sitesinde bulabilirsiniz: seafoodplus.info . Anladığım kadarıyla, uluslar arası deneylere de başlayacaklar. Türkiye'deki hastalarınız bu tip çalışmalarda yer alabiliyorlar mi? Zaman ayırdığınız için teşekkürler,

Çetin Özbütün

Sayın Çetin bey,

Akciğer kanseri ile ilgili henüz deneme aşamasında olan onlarca klinik çalışma bulunmakta. Her çalışmaya girebilmek için farklı katılım kuralları bulunur. Hastanın durumu bu kurallara uymakta ise çalışmaya katılabilir. Ancak çalışmalar aşama aşamadır. Bunlar çok erken dönemde deneysel nitelikte olan çalışma şeklinde olabilir veya bilinen standart bir tedavi ile yeni bir yöntemin karşılaştırılması olabilir. Aşı çalışmaları henüz çok erken nitelikteki çalışmalardandır. Bu nedenle hastaya öncelikle standart tedavi uygulanması önerilir. Ancak hastalar standart tedavi yerine bu çalışmalara katılma özgürlüğüne sahiptir.




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner

52 yaşındayım. Akciğerde adenokanser tanısı ile tedavi edildim. Ancak hastalık tekrarladı ve tekrar kemoterapi verildi. Kemoterapiden yararlanmadım. Iressa denilen hapı getirttim. Bu ilaç beni iyileştirebilir mi? Buna benzer başka ilaçlar var mı?

Bekir Sağlam

Sayın Bekir Bey,

Iressa özellikle kadınlarda, sigara içmeyenlerde ve adenokanserlerde daha etkili bulundu. Buna karşılık destek tedavi ille karşılaştırıldığında önemli bir sağkalım avantajı elde edilemedi. Tarceva denilen ilaç da aynı gruptan ve sağkalım avantajı sağladı. Ancak bu ilaçlar çok yeni olduğu için henüz yaygın olarak kullanıma girmedi. İlerdeki aylarda bu ilaçları daha yaygın olarak kullanma imkan olabilir.




Sayın Hocam,

Babamda akciğer kanseri var. Sürekli yatakta. Kendisini çok halsiz hissetmekte. Doktorlar kemoterapi önermediler. Sizce ne yapalım?

Murat Kul

Sayın Murat Bey,

Akciğer kanseri küçük hücreli veya küçük hücreli dışı olabilir. Bunların tedavileri farklılık gösterir. Genel olarak küçük hücreli olmayanda hasta kanser nedeni ile yatağa bağımlı ise kemoterapi önerilmez. Küçük hücrelide ise hastanın ayrıntılı değerlendirilmesinden sonra tedaviye karar verilebilir. Bu hastaların bir kısmı kemoterapiden çok yarar görebilir.




Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Benim karnımda şişlik oluştu. Yapılan inceleme sonucunda mezotelyoma tanısı koyuldu. Ameliyat yapılmayacağı söylendi. Sadece kemoterapi yapılacakmış. Bu hastalıkta neden ameliyat önerilmedi? Kemoterapi etkili olur mu?

Kaya Keskin

Sayın Kaya Bey,

Mezotelyoma akciğeri çevreleyen zarda veya karında organları çevreleyen zarda ortaya çıkabilir. İlaç tedavisine dirençli bir tümördür. Kemoterapiden kısmen yanıt alınabilir. Karındaki sıvı kaybolabilir. Zar yaygın bir alanda olduğu için sadece bazı özel durumlarda cerrahi yapılabilir. Örneğin akciğer zarından köken alan mezotelyomada sınırlı hastalıkta ameliyat yapılır. Ancak batından köken alan hastalıkta ameliyatın yararı çok daha azdır. Bu nedenle genellikle sadece kemoterapi yapılmaktadır.




İyi günler Doktor Bey

Benim babamın temmuz ayında sırt ağrısıyla şikayetleri başladı. Sadece ağrı oldu ama dayanılmayacak ağrı değildi. Kasım ayında teşhis kondu. Brons ca denildi. Omuzda cm kitle bulundu.  Radyoterapi ve kemoterapi  sonrası kitle küçüldü. Ağrısı çok hafifledi. Doktor ameliyatla alacağız dedi. Çevredeki insanlar da ameliyat etmeyin daha kötü oluyor diye aklımızı karıştırdılar. Kendi profesörümüz kesin ameliyat diyor. Bu konuda bizi aydınlatırsanız çok memnun kalacağız. İkilem yaşamak istemiyoruz böyle önemli bir seafoodplus.infoinin de haberi olmadığı için bu sorumluluk ağır geliyor. İyi çalışmalar iyi günler diliyorum.

Bir Okur

Sayın Okurumuz,

Babanıza bronş kanseri tanısı koyulduğunu ve aynı zamanda omuz bölgesinde kitle olduğunu belirtiyorsunuz. Bu kitle akciğer kanserine bağlı ise ameliyat nedeni farklılık gösterir. Hastanız hakkında kesin bir yorum yapabilmek için filmlerinin ve patoloji raporlarının görülmesi gerekir. Bu nedenle size bu konuda net bir öneride bulunamayacağım.




Sayın Prof. Dr. Adnan Aydıner,

Bir yakınım ( 52 yaş ) Skuamöz Hücreli inoperabl, EVRE IIIB Akciğer Kanseri nedeniyle tedavi görüyor. Kemik metastazı mevcut değil. Ben Modern tıbbın bir gün mutlaka kanserin tedavisini bulacağına inanıyorum. Size sormak istediğim; Ülkemizde yakın gelecekte GVAX gibi yeni tedavi metotları uygulanabilir mi? IRESSA ülkemizde kullanılmakta mıdır? Diğer bir sorum ise "alternatif tıp ve tamamlayıcı tıp" hakkında. Ben de bir mühendis olarak alternatif tıp yaklaşımlarına şüpheyle yaklaşıyorum, ama tamamen de inkar etmiyorum. Hatta Almanya'da ökse otundan elde edilen bazı bitkisel ilaçların ücretlerinin sağlık sigortası tarafından ödendiğini de biliyorum. Alternatif tıp ilaçları için talep edilen ücretler yaklaşık $ tutuyor. Dahası bunlara benzer yurt içi ya da yurt dışı kaynaklı pek çok site var. Merak ettiğim bu kişiler yasal yönden takip edilmiyorlar mı? Yaptıkları suç değil mi? Yoksa bu tip tedavilerin Milyonda bir de olsa etkileri var mı?

Adem Cengiz

Sayın Adem Bey,

Alternatif tıp uygulamalarının kanserdeki yeri son derece sınırlı. GVAX ve Iressa alternative tıp ilaçları değil. Bilimsel metodlarla araştırılmış ilaçlar. Iressnın beklenen sonuçları sağlamamasına karşılık, bazı hasta gruplarında kullanılması önerilebilecek bir ilaç. Türkiye’de bir çok hasta kullanmakta. Kadıınlarda, sigara içmeyenlerde, adenokanserde ve özellikle bronkoalveoler karsinomda daha etkili olan bir ilaçtır. GVAX ise henüz araştrıma aşamasında olan bir aşı. Bu nedenle rutin kullanımı yok. Alternatif Tıp ile ilgili ilaçlar konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini seafoodplus.info adresinden ulaşabilirsiniz. Bu konuda dikkatli olmak, hastanın öncelikle kanıtlanmış tedavileri kullanmasını sağlamak önemli. Alternatif Tıpta kullanılan ilaçlardan bir kısmında yararlı sonuçlar alınabilir. Ancak doğru kişilerde ve uygun olan ajanların kullanılması gereklidir.




Sayın hocam,

ben Denizli SSK Hastanesinde pratisyen hekim olarak çalışmaktayım. Babamda tarihinde yassı epitel hucreli undiferansiye akciğer kanseri tespit edildi, mediastende lap var fakat madiastenoskopi yapılmadı. Batın, beyin metastazı yok (tomografi ile). PET yapılmadı. Hemen Cisplatin m2’den ve Gemzar başlandı. 1.kür 1. ve 8. gün tedavilerini aldı. Bu tedaviyi 2 kür tamamlayıp, 1 kürde kemo-radyoterapi alması ve mediastendeki lap küçültülüp operasyona alınması planlandı. Benim size sorum cisplatin+gemzar doğru protokol mü? Tedavi aldıktan sonra babamın vücudunda kemoterapiye bağlı olduğunu düşündüğüm cilt lezyonları oluştu. Kemoterapi dozu ayarlanmalı mı? Lütfen bana cevap yazarsanız çok sevinirim.

Ö.H.

Sayın Ö.H.,

Geçmiş olsun dileklerimi sunarım. Babanızın evrelemesinde mediastenin nasıl değerlendirildiği açık değil. Genel olarak radyolojik yöntemlerle mediastinal değerlendirme yeterli değil. Ancak bazı özel durumlarda hastanıza uygulanan yaklaşım yapılabilir. Kemoterapi ile eşzamanlı radyoterapi verilecekse gemcitabine kullanımı uygun olmayabilir. Radyoterapi uygulandığı dönemde cisplatinle diğer ajanların kombinasyonu veya tek başına cisplatin daha uygun olacaktır.




Sayın Dr. Adnan Aydıner,

Babam 72 yaşında 55 yıldır günde 1 paket sigara içen birisiydi. Akciğer tomografisinde 4cm lik bir kitle tespit edildi ve karaciğerde metastaz görüldü. Akciğerde yapılan biyopsi sonucunda “küçük hücre dışı –non small cell- karsinom tanısı konuldu. Lokalizasyon: akciğer, sol, periferik makronodül; imnunohistokimyasal inceleme: synaptophysin tümör hücrelerinde negatif. Babamda solunum yetmezliği var. Evin içinde bile hareket ederken nefes nefese kalıyor. Biyopsi sonucunu bugün aldık ve henüz tedavi için bir yol izlemedik. Size bu noktada ne yapmamız gerektiğini sormak istiyorum. Bu hastalıkta tedavi seçenekleri nelerdir? Küçük hücreli olmadığı için tedavi şansının daha yüksek olduğu söyleniyor, bu doğru mudur?

İlginiz için şimdiden çok teşekkür ederim.

Saygılarımla

E.T.

 

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri yaygın olduğu takdirde öncelikle kemoterapi yönünden hastanın değerlendirilmesi gerekir. Işın tedavisi bazı durumlarda bu hastalarda uygulanabilir (örneğin beyin metastazında). Kemoterapi verebilmek için hastanın genel durumunun uygun olması gerekmektedir. Yani, gün içinde zamanının yarıdan fazlasını yatak dışında geçiren bir hasta olması gerekir. Diğer önemli bir nokta da organ fonksiyonlarının yeterliliğidir. Sizin hastanızda özellikle karaciğer fonksiyonları önem taşımaktadır. Hastanızın ağrı yakınması varsa nedeni belirlenmelidir. Özellikle kemik metastazının en önemli bulgusu ağrı olmasıdır. Solunum sıkıntısı akciğer zarları arasında toplanan sıvıya bağlı ise sıvının boşaltılması ile hastanız rahatlayacaktır. Hastanızı en kısa zamanda bir medikal onkoloji uzmanına götürmenizi öneririm.




Başa dön

 

 

Tedaviye bağlı yan etkilerle baş etmeye ilişkin sorular

Sayın Prof Dr Adnan Aydıner,

Annem akciğer kanseri tanısı ile kemoterapi ve ışın tedavisi aldı. Tedaviden 4 ay sonra akciğerde tek tarafta sıvı bulundu. Yapılan incelemede kanser hücresi bulunmadı. Bol lenfosit hücresi vardı. Akciğerde de sıvıya bağlı çökme saptandı. Şu anda ne yapalım?

İpek Kır

Sayın İpek hanım,

Akciğerde sıvı toplanmasına neden olabilecek çok sayıda durum vardır. Hastalığın tekrarı, mikrobik hastalıklar (örneğin tüberküloz), kalp yetmezliği birkaç örnektir. Hastanın sıvısı incelenmelidir. Kanser hücresi saptanırsa buna yönelik tedavi başlanabilir. Uzun süreli  sıvının bulunduğu durumlarda akciğerde çökme olabilir. Sıvı tüple boşaltıldıktan sonra bunların bir kısmında akciğer tekrar açılabilir. Hastanızda sıvının nedeni belirlendikten sonra tedavi başlanması uygun olacaktır.

 




 Başa dön


Sayfayı Yazdır !
Kapat !

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir