Din İşleri Yüksek Kurulu resmi sitesinden yaptığı açıklamayla "ezan okunurken su içmek, yemek yemek orucu bozar mı?" sorusuna yanıt verdi.
Yapılan açıklamada;
Sözlükte “kendini tutmak, engellemek, el çekmek, geri durmak” anlamlarına gelen imsak, dinî bir kavram olarak, fecr-i sâdıktan, iftar vaktine kadar yemeden, içmeden, cinsel ilişki ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir. İmsakın zıttı iftardır.
Halk arasında ise “imsak” oruç tutmaya başlanan fecr-i sadığın oluştuğu vakit anlamında kullanılır. Bu manada imsak, oruca başlama vakti demektir.
Oruca ne zaman başlanıp ne zaman bitirileceği Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde açıklanmıştır: “(Ramazan gecelerinde) şafağın aydınlığını gecenin karanlığından ayırt edinceye (tan yeri ağarıncaya/fecr-i sâdığa) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar (yiyip içmeden, cinsel ilişkide bulunmadan) orucu tamamlayın.” (Bakara, 2/)
Takvimlerde gösterilen “imsak”, oruca başlama vaktini ifade eder. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona erdiği, yatsı namazı vaktinin çıkıp sabah namazı vaktinin girdiği andır. Ezan da imsak vaktinin başlaması ile okunmaktadır. Bu sebeple ezanın başlaması ile yemeyi içmeyi terk etmek gerekir. Ezan başladığı sırada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında bir sakınca yoktur.
Ezan Okunurken Su İçmek Orucu Bozar mı?
Ezan okunurken su içmek orucu bozar mı sorusu çok fazla merak edilen sorular arasında ilk sıralarda kendisine yer bulmaktadır. Bu soruya cevap arayan insanlar internet üzerinde yanıt bulmak anlamında ciddi araştırmalara yönelmektedir. Bu bakımdan cevabı son derece büyük önem arz eden konu başlıklarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu sorunun yanıtı ise şu şekilde verilmektedir: Sahurda ezan okunduğu esnada, oruca başlama saati olan imsak vaktinin girmiş olmasından dolayı yenilip içilmemesi gerekmektedir. Bu durum neticesinde ise ezan okunması esnasında su içmek orucu bozan bir unsur oluşturmaktadır. O gününün orucunu tutmaya niyetlenmek isteyen kimse, ancak sabah ezanına kadar olan süre içerisinde bir şeyler yiyip içebilir.
Diyanet'in Açıklaması Ezan Okunurken Su İçilirse Kaza Gerekir mi?
"Takvimlerde gösterilmekte olan "imsak", oruca başlama zamanını ifade etmektedir. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona ermiş olduğu, yatsı namazının vaktinin de çıkıp sabah namazı vaktinin girmiş oluğu andır. Sabah ezanı da imsak vaktinin başlamasıyla birlikte okunmaktadır. Bundan dolayı ezanın okunmaya başlaması ile birlikte yeme ve içmeyi terk etmesinin gerekliliği söz konusudur. Ezan okunmaya başladığı esnada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak su içilmemelidir. Su içilmesi durumunda oruç bozulacağından dolayı kaza gerekmektedir.
Ancak burada ezan okunmaya başlamasından önce imsak vaktinin girmiş olup olmadığına bakmak önem arz etmektedir. Çünkü takvimlerde verilmiş olan imsak vakti girdiğinde ezan okunmuyor olsa dahi yemek ve içmekten kaçınmak gerekmektedir. Bu anlamda ezan okunuyor olmasından önce imsak vaktinin girip girmemiş olduğunun baz alınması çok önemlidir.
Öpmek, öpüşmek orucu bozar mı? Oruçluyken eşlerin birbirini öpmesi orucu bozar mı? Diyanet bilgisi!
Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakın) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yeyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz.
Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz.
Orucu bozan şeyler
Dinde reformcular, (Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) hadisini, (Abdest alırken ağza bulaşan su orucu bozmadığı gibi, ağza sıkılan ilaçlı sprey de orucu bozmaz. Burun damlası da içeri girse bile bozmaz. İğne veya serumla ilaç vermek, makattan ve vajinadan fitil kullanmak, dilaltı hapını emmek ve kulağa damlatılan ilaç da orucu bozmaz) şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlar yanlış değil mi?
Elbette yanlıştır. Hepsi, dört mezhepte de orucu bozar. Fıkıh kitaplarında gıda veya deva [ilaç] olan bir şeyi yutmak orucu bozar deniyor. Kum, toprak, maden gibi gıda ve deva olmayanlar ise orucu bozar, fakat kefaret gerektirmez. (Redd-ül-muhtar)
Gıda ve deva olanların serumla, iğneyle verilmesi orucu bozar, kefaret değil kaza gerektirir. Mesela açık yaraya konulan sıvı ilaç emilirse, orucu bozar, fakat kefaret gerekmez. Astım spreyinin içinde ilaç olduğu için bozar. Ağza girip yutulan bir şeyin, az veya çok olmasının önemi yoktur. Bir damla ilaç veya bir damla su, isteyerek yutulursa oruç bozulur, kefaret de gerekir. Abdest alırken istemeden yutulursa kefaret gerekmez, çünkü bunda kasıt yoktur. Abdest alırken ağızda kalan yaşlığı yutmakla, ağza burna verilen ilacın yutulması mukayese edilemez, çünkü abdest almak zarurettir. İlaç almak da zarurettir denirse, zaten oruç tutamayacak kadar hasta olanın oruç tutmamasına ruhsat verilmiştir. İyileşince tutar. Reformcuların dediği gibi, (Hem ilacı alır, hem de oruçlu olurum) demek çok yanlıştır.
Dört mezhepte de ve bütün müctehid imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Ş,fiî'de, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Mesela, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur.
Şafii'de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak, cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğneyle adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi'deyse, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur.
Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O halde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. Tıp, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildirirken, hiç kimse, (Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez) diyemez. Derse de ilmî olmaz, indî olur ve hiç kıymeti olmaz. [Buradaki Hanefîyle ilgili bilgiler, Taht,vi, Mebsut, Bedayi gibi, Ş,fiîlerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğn-il-muhtaç, Tuhfe, Env,r, Kummesr,, B,curi, Şerh-i İbni B,curi gibi muteber eserlerden alınmıştır.]
Lavman yaptırmak, Maliki hariç, diğer mezheplerde bozar. (El-fıkh-u alel-mezahib-i erbaa)
Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar. (Redd-ül-muhtar, Hindiye, Hidaye)
Dilaltı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğneyle ilaç zerki gibi olup orucu bozar. Ağız içindeki mukozadan değil de, vücuttaki sağlam deriden emilen ilaçlar bozmaz.
Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Gündem
Kaynak: seafoodplus.info