Flor (F) | |
Temel özellikleri | |
---|---|
Atom numarası | 9 |
Element serisi | Halojenler |
Grup, periyot, blok | 17, 2, p |
Görünüş | Sarımsı gaz |
Kütle numarası | 18, g/mol |
Elektron dizilimi | 1s2 2s2 2p5 |
Enerji seviyesi başına Elektronlar | 2, 7 |
CAS kayıt numarası | |
Fiziksel Özellikleri | |
Maddenin hâli | Gaz |
Yoğunluk | (0 °C, kPa) g/cm³ |
Sıvı hâldeki yoğunluğu | ? g/cm³ |
Ergime noktası | 53,53 K ,62 C |
Kaynama noktası | 85,03 K ,12 C |
Ergime ısısı | {{{Ergime_ısısı}}} kJ/mol |
Buharlaşma ısısı | 6,62 kJ/mol |
Isı kapasitesi | 31, J/(mol·K) |
Atom özellikleri | |
Kristal yapısı | Kübik |
Yükseltgenme seviyeleri | -1 |
Elektronegatifliği | 3,98 Pauling ölçeği |
İyonlaşma enerjisi | 1. İ.E.: ,0 2. İ.E.: ,2 3. İ.E.: ,4 kJ/mol |
Atom yarıçapı | 50 pm |
Atom yarıçapı (hes.) | 42 pm |
Kovalent yarıçapı | 71 pm |
Van der Waals yarıçapı | pm |
Diğer özellikleri | |
Elektrik direnci | ? nΩ·m (20°C'de) |
Isıl iletkenlik | 27,7 W/(mK) |
Isıl genleşme | ? µm/(m·K) (25°C'de) |
Ses hızı | ? m/s (?'de) |
Mohs sertliği | ? |
Vickers sertliği | ? MPa |
Brinell sertliği | ? MPa |
Flor (Fransızca: fluor), atom numarası 9, atom ağırlığı 19, yoğunluğu 1, olan, kokusu ozonu andıran, kahverengimsi sarı renkte, halojenler grubunun ilk elementidir (simgesi F). yılında Georigius Agricola, kalsiyum florür bileşiğini tanımlamıştır. İlk defa yılında Henri Moissan tarafından izole edilmiştir.
Simgesi F olan element Flor elementidir. F harfi flor'un(fluorine) baÅŸ harfidir. Halojenlerin ilk üyesidir, en reaktif ametal element oluÄŸundan birçok elementle kolayca baÄŸ yapabilir. Dolayısıyla Flor elementi iyi bilinmelidir.
Flor elementinin temel özelliklerinden bazıları aÅŸağıdaki gibidir:
Flor elementinin en önemli özelliÄŸi çok güçlü bir ametal olmasıdır. Öyle ki oksijen gibi güçlü bir ametalden dahi elektron koparabilir. Bu nedenle flor ile oksijenin yaptığı bileÅŸikte oksijen pozitif yüklenmektedir.
Element simgesi, her elemente ait bir ya da iki harften oluşan simgelerin, uluslararası geçerliliği vardır.
Çok az sayıda elementin bilindiği zamanlarda, elementler, Plato'nun Antik Yunanların kullandığı toprak-hava-su ve ateş sembollerinden yaptığı uyarlamalarla simgeleniyordu. Daha sonra yeni elementler keşfedildikçe, tüm elementlerin eninde sonunda "altın"a dönüşeceği düşüncesinden yola çıkan simyacılar tarafından, güneş (altın) merkezli sistemdeki her gezegenin adı, bir elemente verildi. O dönemde bilinen elementlerin bazılarının "simya" sembolleri kullanılıyordu.
Atom kuramıyla tanıdığı John Dalton, elementlerin simgelenmesi konusunda, çemberlerden oluşan sembollerin kullanılmasını önerdi. En sonunda, yılında, Jon Jakob Berzelius isimli araştırmacı, elementlerin adları temel alınarak simgelenmesi fikrini ortaya attı. Hâlâ kullanılmakta olan bu yönteme göre: