felsefe doğru bilginin ölçütleri / Bilginin Doğruluk Ölçütleri Nelerdir? » Felsefe hakkında her şey

Felsefe Doğru Bilginin Ölçütleri

felsefe doğru bilginin ölçütleri

İnsanın bilemeyeceği bir şey var mıdır? Eğer varsa bunu neler belirler? Yaşanılan çoğu sorun, neleri ne şekilde ve kesin olarak bilemeyişten veya onu tanımlayamayıştan kaynaklanmaktadır.

Geniş bir çerçeveden bakılırsa bu durumun araştırılması, insanların bilgiden kaynaklı anlaşmazlıklarını çözmede önemli gelişmeler doğurabilir. Bu merkezde oluşan problemlerin çözümüne yönelik cevap arayışlarında felsefede iki kavram öne çıkar: Bunlar “sınır” ve “ölçüt” kavramlarıdır ve problem bu kavramlar üzerinden tartışılır.

Bilginin Sınırları ve Doğru Bilginin Ölçütü

Bilginin sınırı tartışmasında bazı düşünürler bilinenle bilinmeyeni ayırmak için bilgiye sınır çekmiş, bazı düşünürler ise böylesi bir sınırın olmadığını ileri sürmüştür. Tartışmanın merkez noktalarından biri insanın yöneldiği nesneyi gerçekte olduğu şekliyle bilip bilemeyeceğidir.

Bilgiye bir sınır çekilemeyeceğini düşünen filozoflar, insandan bağımsız bir varlık alanını kabul eder ve insanın o alandaki nesneleri olduğu gibi bildiğini savunur. Bilgiye bir sınır çekileceğini düşünen filozoflar, insanın o nesneleri olduğu gibi değil de kendisine göründüğü kadarıyla bilebileceğini savunur.

Bilgiye dair problemlerin tartışılmasında filozoflar bazı ölçütler ileri sürmüşlerdir. Aslında bilginin doğru olup olmadığını anlamak için bazen o bilgiyi bilinen bir bilgiyle karşılaştırır, bazen de onun gerçekle uyuşup uyuşmadığına bizzat bakar. Bilginin doğruluğunu belirlemede her zaman bir referans noktası vardır. Dolayısıyla sunulan bu ölçütler, farkında olunsun ya da olunmasın günlük hayatta kullanılmıştır.

Bu ölçütlerin her durumda doğruyu belirlediğini ve bundan başka bir ölçüt olamayacağını düşünmek de yanlış olur. Çünkü bu ölçütler, bazı durumlarda elverişli bazı durumlarda ise elverişsizdir ve bu yüzden sıkça eleştirilmiştir. Bu ölçütlerden öne çıkanlar; uygunluk, tutarlılık, tümel uzlaşım, apaçıklık ve yarar ölçütleridir.

Bilginin Doğruluğu İçin Önerilen Ölçütler

Uygunluk Ölçütü: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, bildirdiği şeyin nesnesiyle örtüşüyorsa doğrudur. Örneğin “Kapıyı çalan Zeynep’tir.” ifadesi kapı açıldığında Zeynep görülürse doğrudur.

Tutarlılık Ölçütü: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, doğru olarak kabul edilen başka bilgilerle çelişmiyorsa veya bir akıl yürütmeye dayanma sonucunda oluşmuş ve mantıksal açıdan geçerliyse doğrudur. Örneğin “Üçgen üç kenarlıdır.” ifadesi mantık açısından geçerli olduğu için doğrudur.

Tümel Uzlaşım: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, çoğunluk tarafından doğru kabul ediliyorsa doğrudur. “Resmî işlerde hasta ve yaşlılara öncelik tanınması gerekir.” ifadesi, çoğunluk tarafından kabul edildiği için doğrudur.

Apaçıklık (Açık-Seçik): Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, açık ve seçik olması durumunda doğrudur. Örneğin dişi ağrıyan birinin dişinin ağrıdığını bilmesi açıktır. Hangi dişinin ağrıdığını bilirse açık olan durum aynı zamanda başka dişlerle karışmayacağı için seçik hâle de gelmiş olur. Dolayısıyla kişi hangi dişinin ağrıdığı bilgisini apaçık şekilde fark etmiş olduğu için ifade doğrudur.

Yarar Ölçütü: Bilgi, bu ölçüte göre pratik hayatta fayda verme koşuluyla doğrudur. Örneğin ölümcül bir hastalığın tedavisinde “X ilacı kullanılır.” ifadesi, o ilacın fayda sağlaması koşuluyla doğrudur.

Kategoriler Bilgi Felsefesi, Felsefe

Bilgi felsefesi için bilginin doğru olup olmaması hep önemli bir sorun olmuştur. Bu konuda bilginin doğruluğuna nasıl karar verilebileceği de aynı şekilde bir sorundur. Bilginin doğruluk ölçütleri tarih boyunca boyunca tartışıla gelmiştir. Bugün dahi bilgi felsefesinin tartıştığını konulardan biri budur.

Bu yazıda bilginin doğruluk ölçütleri nelerdir kısaca değinmeye çalışacağız. Doğruluk ölçütleriyle ilgili farklı görüşlere yer vererek en çok savunulan tezleri kısaca açıklayacağız.

Bilginin doğruluk ölçütleriyle ilgili çok temel beş tez bulunmaktadır:

  1. Uygunluk
  2. Tutarlılık
  3. Tümel Uzlaşı
  4. Apaçıklık
  5. Yararlılık

Şimdi bunları tek tek ele alalım.

Bilginin Doğruluk Ölçütleri Nelerdir (Kısaca)

Uygunluk: Düşünce ile nesnenin birbirine uygun olmasıdır. Bir düşünce ile düşünceye konu olan nesne arasında doğruda ilişki kurmak gerekir. Örneğin bu ağaçta 20 tane kuş vardır önermesi ağaçtaki kuşlara sayarak test edilebilir. Eğer önerme fiziksel dünyadaki karşılığa uygunsa doğru bir bilgidir. Bu düşüncenin temeli doğa bilgini Aristoteles'e dayanmaktadır. Uygunluk için doğanın gözlemlenmesi ve önermenin doğayla karşılaştırılması çok önemlidir.

Tutarlılık: Bilginin doğruluk ölçütü olarak tutarlılık temel unsur kabul edildiği zaman elde edilen bilginin eski bilgilerle karşılaştırılması gerekir. Kısacası yeni bir bilginin eski bilgilerle uyuşması tutarlılıktır. Bir insanın hava çok sıcak ama üşüyorum demesi doğru bilgi vermediği anlamına gelir. Çünkü insanlar sıcakta üşümez, aksine terler. Bu da verilen bilginin eldeki bilgilerle uyuşmadığını yani tutarsız olduğunu gösterir.

Tümel Uzlaşım: Bu yaklaşıma göre bir önerme ne kadar taraftar toplarsa o kadar doğru olur. Çünkü gerçekler yaşanılan toplumdan bağımsız değildir. Bir toplumun doğrularını da o toplumun bireyleri oluşturur. Buna göre bir bilginin doğru olup olmadığını ele almak için ona tümel yaklaşmak gerekir. Yani toplumun gelenek, görenek ve anlayışına uygunluğuna bakmak gerekir.

Örneğin spor iyi bir uğraştır önermesi için sporun fayda ve zararlarına bakmaktan çok toplumun spora verdiği değere bakmak gerekir. Eğer toplumun geneli aynı kanaatteyse bu bilgi doğru kabul edilebilir.

Apaçıklık: Bilginin doğru olabilmesi için açık ve görünür olması gerekir. Bulanık, çelişkiye izin verebilecek ve tam belli olmayan önermeler doğru bilgi olamaz. Doğru bilgi aynı zamanda açık seçik bilgidir.

Yararlılık: Bu yaklaşıma göre bilginin doğru olup olmadığını belirlemenin ana ölçütü sağladığı yarardır. Bu görüşü tarih boyunca pragmatistler (faydacılar) savunmuşlardır. Faydacılara göre bir bilgi fayda sağlıyorsa doğru, fayda sağlamıyorsa yanlıştır.

Bilginin Doğruluk Ölçütleriyle İlgili Sorular

Felsefenin bu konusuyla ilgili son yıllarda birkaç kez üniversite sınavlarında soru gelmiştir. Bu sorular bilginin doğruluk ölçütleri konusundaki farklı görüşler ile ilgili sorulmuştur. Konuyu biraz olsun öğrendiyseniz sizin için aşağıdaki örnek soruyu paylaşalım

Bilginin Doğruluk Ölçütleri Nelerdir?

İnsanın bilemeyeceği bir şey var mıdır? Eğer varsa bunu neler belirler? Yaşanılan çoğu sorun, neleri ne şekilde ve kesin olarak bilemeyişten veya onu tanımlayamayıştan kaynaklanmaktadır. Burada, bilginin doğruluk ölçütleri sorunu ortaya çıkmaktadır. Yani bir bilgiyi doğru ya da yanlış kılacak olan ölçütler, zeminler, değerler nelerdir?

Geniş bir çerçeveden bakılırsa bu durumun araştırılması, insanların bilgiden kaynaklı anlaşmazlıklarını çözmede önemli gelişmeler doğurabilir. Bu merkezde oluşan problemlerin çözümüne yönelik cevap arayışlarında felsefede iki kavram öne çıkar: “sınır” ve “ölçüt”. Başka bir deyişle bilginin sınırları ve bilginin ölçütleri.

Bilginin sınırı tartışmasında bazı düşünürler bilinenle bilinmeyeni ayırmak için bilgiye sınır çekmiş, bazı düşünürler ise böylesi bir sınırın olmadığını ileri sürmüştür. Tartışmanın merkez noktalarından biri insanın yöneldiği nesneyi gerçekte olduğu şekliyle bilip bilemeyeceğidir.

Bilgiye bir sınır çekilemeyeceğini düşünen filozoflar, insandan bağımsız bir varlık alanını kabul eder ve insanın o alandaki nesneleri olduğu gibi bildiğini savunur. Bilgiye bir sınır çekileceğini düşünen filozoflar, insanın o nesneleri olduğu gibi değil de kendisine göründüğü kadarıyla bilebileceğini savunur.

Bilginin doğruluk ölçütleri şunlardır: Uygunluk, Tutarlılık, Tümel uzlaşım, Apaçıklık, Yarar.

Bilginin doğruluk ölçütleri şunlardır: Uygunluk, Tutarlılık, Tümel uzlaşım, Apaçıklık, Yarar.

Bilgiye dair problemlerin tartışılmasında filozoflar bazı ölçütler ileri sürmüşlerdir. Aslında bilginin doğru olup olmadığını anlamak için bazen o bilgiyi bilinen bir bilgiyle karşılaştırır, bazen de onun gerçekle uyuşup uyuşmadığına bizzat bakar. Bilginin doğruluğunu belirlemede her zaman bir referans noktası vardır. Dolayısıyla sunulan bu ölçütler, farkında olunsun ya da olunmasın günlük hayatta kullanılmıştır.

Bu ölçütlerin her durumda doğruyu belirlediğini ve bundan başka bir ölçüt olamayacağını düşünmek de yanlış olur. Çünkü bu ölçütler, bazı durumlarda elverişli bazı durumlarda ise elverişsizdir ve bu yüzden sıkça eleştirilmiştir.

Bilginin doğruluk ölçütleri arasında öne çıkanlar; uygunluk, tutarlılık, tümel uzlaşım, apaçıklık ve yarar ölçütleridir.

BİLGİNİN DOĞRULUK ÖLÇÜTLERİ

Bilginin doğruluk ölçütleri, beş maddede sıralanabilir. Bunlar:

  1. Uygunluk
  2. Tutarlılık
  3. Tümel uzlaşım
  4. Apaçıklık
  5. Yarar

Şimdi bilginin doğruluk ölçütlerini tek tek açıklayacağız.

1. UYGUNLUK ÖLÇÜTÜ

Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, bildirdiği şeyin nesnesiyle örtüşüyorsa doğrudur. Dilden çıkan ile gerçeklikte var olan durumun birbirine uyumlu olması, bilginin doğruluğu için temel kabul edilir.

Bilginin Uygunluk Ölçütü

Bilginin Uygunluk Ölçütü

Örneğin “Kapıyı çalan Zeynep’tir” ifadesi, kapı açıldığında Zeynep görülürse doğrudur. Veya, “Bugün hava yağışlıdır” ifadesi, havanın gerçekten de yağışlı olup olmadığı gözlemlenerek doğru ya da yanlış diye karara bağlanabilir. Hava yağışlıysa, ifade doğrudur.

Uygunluk ölçütüne göre doğruluk, bir önermenin doğruluğu hakkında konuşulan varlık esas alınarak belirlenir. Bir önerme ancak ve ancak kendisine dayanak olan varlığın durumuna uygun oluyorsa doğrudur.

Bu görüş ilk defa Platon ve Aristoteles tarafından savunulmuştur. Onlara göre bir önerme varlığın bir özelliğini ifade ediyorsa doğrudur. Eğer bir özellik konu olan varlıkta bulunmuyor ise önerme yanlıştır. Örneğin; “Şu anda sınıfta on öğrenci vardır” yargısının doğruluğu, sınıfta on öğrencinin olup olmadığına bakılarak anlaşılır.

2. TUTARLILIK ÖLÇÜTÜ

Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, doğru olarak kabul edilen başka bilgilerle çelişmiyorsa veya bir akıl yürütmeye dayanma sonucunda oluşmuş ve mantıksal açıdan geçerliyse doğrudur. Örneğin “Bütün üçgenler üç kenarlıdır” ifadesi mantık açısından geçerli olduğu için doğrudur.

Bilginin Tutarlılık Ölçütü

Bilginin Tutarlılık Ölçütü

Tutarlılık ölçütü çerçevesinde, bir yargının doğruluğunu gerçeklikle olan ilişkisi belirlemez. Doğruluk, daha önceki bilgilerimizle çelişip çelişmediğine bakılarak kararlaştırılır. Diğer ifadeyle, bilginin tutarlılığına bakılır. Tutarlılık, bir önermenin doğruluğunun daha önce kabul edilmiş doğru önermelerle çelişmemesine dayanır.

Bu sistemde bir önermenin tek başına doğruluğu önemli değildir. Diğer önermelerle çelişmemesi, onlarla tutarlı olması önemli görülmektedir. Örneğin, geometride Öklid bağıntısını oluşturan önermelerin, aksiyomların tek başlarına doğrulukları değil, diğer aksiyomlar ile olan ilişkide bir tutarlılığın olması önemlidir.

3. TÜMEL UZLAŞIM

Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, çoğunluk tarafından doğru kabul ediliyorsa doğrudur. “Resmî işlerde hasta ve yaşlılara öncelik tanınması gerekir” ifadesi, çoğunluk tarafından kabul edildiği için doğrudur.

Bilginin Tümel Uzlaşım Ölçütü

Bilginin Tümel Uzlaşım Ölçütü

Tümel uzlaşım ölçütü, bir bilginin doğruluğunun herkesin ya da çoğunluğun onayına bağlanmasıdır. Bilginin gerçeklikle olan ilişkisine ya da bilimsel ve mantıksal derinliğine bakılmaz.

Herkesin ya da çoğunluğun kabul ettiği bir bilgi, doğru kabul edilmektedir. Örneğin, en iyi yönetim şeklinin demokrasi olduğu fikrinin doğruluğu, bu yönetim anlayışının siyaset bilimi içerisindeki değerine göre değil, o toplumdaki insanların ortak kanaatine göre şekillendirilir. Eğer çoğunluk aynı görüşte ise bu bilgi doğru olarak kabul edilir.

4. APAÇIKLIK (AÇIK SEÇİKLİK)

Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, açık ve seçik olması durumunda doğrudur.

Örneğin dişi ağrıyan birinin dişinin ağrıdığını bilmesi açıktır. Hangi dişinin ağrıdığını bilirse açık olan durum aynı zamanda başka dişlerle karışmayacağı için seçik hâle de gelmiş, yani seçilebilir durumda da olur. Dolayısıyla kişi hangi dişinin ağrıdığı bilgisini apaçık şekilde fark etmiş olduğu için ifade doğrudur.

Apaçıklık ya da açık seçiklik ölçütü, bilginin, yargının veya önermenin apaçık olmasını onun hem açık ve seçik hem de kuşku duyulmayan olması olarak açıklar. Böyle bilgiler, ancak sezgisel kavrama ve çıkarsamayla elde edilir.

Descartes’ın şüpheyi araç olarak kullanarak ulaştığı “Düşünüyorum öyleyse varım” önermesi açık ve seçik bir bilgidir. Çünkü kuşkuya yer vermeyecek kadar nettir. Bir zorunluluk içermektedir. Bir bilgi bir bütünlük içinde ve hiçbir tutarsızlığa meydan vermeden kavranırsa açıktır; başka bir bilgi ile karıştırılma durumu yoksa seçiktir. Her seçik bilgi açıktır; ancak her açık bilgi seçik değildir.

5. YARAR ÖLÇÜTÜ

Bilgi, bu ölçüte göre pratik hayatta fayda verme koşuluyla doğrudur. Örneğin ölümcül bir hastalığın tedavisinde “Bu hastalık için X ilacı kullanılır” ifadesi, o ilacın fayda sağlaması koşuluyla doğrudur.

Yarar ölçütünde bir bilginin ya da düşüncenin doğruluğu verdiği yararla ölçülür. Bir bilgi yarar sağlıyorsa doğrudur. Bir işe yaramıyorsa yanlıştır. Ayrıca bu görüşü benimseyen felsefe akımına da pragmatizm denir.

Bu görüşe göre bir bilgiyi uyguladığımızda, o bilgi karşılaştığımız sorunu çözüyorsa, bilginin işe yaradığı anlaşılır. Bu deneyin sonucunda o bilginin doğruluğuna karar verilir. Yani yararlılık, doğruluk için bir araç olmaktadır.

Örneğin; kalp krizini önlemek için uygulanacak bir diyetin hastalığa iyi geldiği bilgisinin doğruluğu kalp hastaları üzerinde uygulanarak elde edilen sonuçlara bakılarak karara bağlanır. Eğer diyeti uygulayan hastalarda kalp krizi ortadan kalkmış ise bu bilginin doğruluğu da tespit edilmiş olunur.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer Yıldırım&#;ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf &#;Felsefeye Giriş&#; ve 2., 3., 4. Sınıf &#;Felsefe Tarihi&#; Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı; Prof. Dr. Ahmet Arslan &#; Felsefeye Giriş Kitabı

Tweetle

ETİKETLER:apaçıklık, bilginin doğruluk ölçütleri, tümel uzlaşım, tutarlılık, uygunluk, yarar

Doğru Bilginin Ölçütleri Nelerdir? Felsefede Doğru Bilginin Ölçütleri Örnekleri ve Konu Anlatımı

Doğru bilginin ölçütleri, felsefe tarihinde bilgiye dair problemleri araştırıp tartışmıştır. Filozoflar bilginin kaynağını araştırarak, ölçütleri için farklı görüşler öne sürmüşlerdir. Bu da doğru bilginin kaynağı nedir, sorusunun yanıtını aramaya itmiştir. Yine bilginin doğruluğunu belirlemede referans noktaları vardır. Bunlar, bilginin doğruluk ölçütleri örnekleri konusunda bilgi vermiştir. Bu örnekler doğru bilginin ölçütlerini örneklerken aynı zamanda, doğru bilginin özellikleri nelerdir konusunu açıklığa kavuşturmaktadır.

Felsefede Doğru Bilginin Ölçütleri Konu Anlatımı

İnsanın bilemeyeceği bir şey var mıdır? Eğer varsa bunu neler belirler? Bu noktada yaşanılan çoğu sorun da neleri ne biçimde ve kesin olarak bilemeyişten ya da onu tanımlayamayıştan kaynaklanmaktadır. Burada da bilginin doğruluk ölçütleri sorunu ortaya çıkmaktadır. Yani elde edilen bir bilgiyi doğru ya da yanlış kılacak olan ölçütler, zeminler, değerler nelerdir?

Geniş bir çerçeveden bakıldığında bu durumun araştırılması ve tartışılması, insanların bilgiden kaynaklı anlaşmazlıklarını çözmede önemli sonuçlar ve gelişmeler doğurabilir. Bu durumda oluşan problemlerin çözümüne yönelik cevap arayışlarında ise felsefede de iki kavram öne çıkmaktadır: "sınır" ve "ölçüt". Başka bir ifadeyle bilginin sınırları ve bilginin ölçütleri ortaya çıkmaktadır.

Felsefede Doğru Bilginin Ölçütleri ve Örnekleri Nelerdir?

Bilginin sınırı, kaynağı ve ölçütleri tartışmasında bazı filozoflar bilinenle bilinmeyeni ayırmak için bilgiye sınır koymuştur. Bazı filozoflar da böyle bir sınırın olmadığını ileri sürmüştür. Bu bağlamda tartışmanın merkez noktalarından biri: İnsanın yöneldiği nesneyi gerçekte olduğu haliyle bilip bilemeyeceğidir.

Bilgiye bir sınır çekilemeyeceğini düşünen filozoflar, insandan bağımsız bir varlık alanını kabul eder ve insanın o alandaki nesneleri olduğu gibi bildiğini savunmaktadır. Bilgiye bir sınır çekileceğini düşünen filozoflar ise insanın o nesneleri olduğu gibi değil de kendisine göründüğü kadarıyla bilebileceğini savunur. Ayrıca bu ölçütlerin her durumda doğruyu belirlediğini ve de bundan başka bir ölçüt olamayacağını düşünmek de yanlış olur. Çünkü bu ölçütler, bazı durumlarda elverişli bazı durumlarda ise elverişsizdir. Bu nedenle sıkça eleştirilmiştir. Bu iki zıt görüş arasında zaman içinde bilginin doğruluk ölçütleri beş maddede sıralanmış ve sınırlandırılmıştır. Bunlar:

  1. Uygunluk
  2. Tutarlılık
  3. Tümel uzlaşım
  4. Apaçıklık (açık seçiklik)
  5. Yarar

Bu maddeleri açıklayacak olursak:

  1. Uygunluk Ölçütü: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade ile bildirdiği şeyin nesnesiyle örtüşüyorsa bilgi doğrudur. Dilden çıkan ile gerçeklikte var olan durumun birbirine uyumlu olması, bilginin doğruluğu için temel şart olarak kabul edilir. Söz gelimi, "bulaşıkları yıkayan Yağmur'dur" ifadesi, bulaşık yıkarken Yağmur varsa bilgi doğrudur.
  2. Tutarlılık Ölçütü: Tutarlılık ölçütü kapsamında, bir yargının doğruluğunu gerçeklikle olan ilişkisi belirlemez. Doğruluk, daha önceki bilgilerimizle çelişip çelişmediğine bakılarak kararlaştırılır. Tutarlılık, bir önermenin doğruluğunun daha önce kabul edilmiş doğru önermelerle çelişmemesine dayanır. Söz gelimi, geometride Öklid bağıntısını oluşturan önermelerin ve aksiyomların tek başlarına doğrulukları değil, diğer aksiyomlar ile olan ilişkide bir tutarlılığın olması önemlidir.
  3. Tümel Uzlaşım: Bu ölçüte göre öne sürülen ifade, çoğunluk tarafından doğru kabul ediliyorsa doğrudur. Söz gelimi: "Resmî işlerde hasta ve yaşlılara öncelik tanınması gerekir" ifadesi, çoğunluk tarafından kabul edildiği için doğrudur.
  4. Apaçıklık (Açık Seçiklik): Apaçıklık ya da açık seçiklik ölçütü, bilginin, yargının ya da önermenin apaçık olmasını ifade eder. Başka bir deyişle bilginin hem açık ve seçik hem de kuşku duyulmayan olması olarak açıklar. Böyle bilgiler, ancak sezgisel kavrama ve çıkarsamayla elde edilir. Söz gelimi, dişi ağrıyan birinin dişinin ağrıdığını bilmesi açıktır.
  5. Yarar Ölçütü: Bilgi, bu ölçüte göre pratik hayatta fayda sağlama koşuluyla doğrudur. Söz gelimi, ölümcül bir hastalığın tedavisinde "Bu hastalık için Y ilacı kullanılır" ifadesi, o ilacın fayda sağlaması şartıyla doğrudur. Yarar ölçütünde bir bilginin ya da düşüncenin doğruluğu verdiği yararla ölçülür. Bir bilgi yarar sağlıyorsa doğrudur. Söz gelimi, yapılacak diyet kalp sağlığına iyi geliyorsa doğrudur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir