Fethullah Gülen veya doğum ismiyle Fetullah Gülen[3] (d. 27 Nisan ; Pasinler), Fethullahçıların lideri olan Türkvaiz,[4]yazar ve eski imamdır.[4] 'da kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının kurucularından biri ve vakfın onursal başkanıydı.[5][6]28 Şubat sürecinde, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü; Gülen ve örgütlenmesi hakkında bir rapor hazırladı.[7][8][9] Rapora göre, Gülen bir örgütün lideriydi ve liderlik ettiği örgütün mensupları Türk emniyet birimlerine sızmaktaydı.[8][10][11][12][13]Emniyet Genel Müdürlüğü bu raporu aldıktan 3 gün sonra, 21 Mart 'da; sağlık problemlerini sebep gösteren Gülen, Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.[7][9][12] O tarihten bu yana Pensilvanya eyaletindeki Saylorsburg kasabasında yaşamaktadır.[14]
Bazılarına göre, Gülen'in amacı bilim, eğitim ve dinler arası diyaloğu kucaklayan bir İslam versiyonunu teşvik etmektir.[15] Bazılarına göre ise Gülen'in gayesi; devlet kurumlarına sızıp Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirmek ve İslam hükümlerini egemen kılan teokratik bir İslam diktatörlüğü kurmaktır.[11][16][17][18] 28 Ekim tarihinden beri, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan "en çok aranan teröristler" listesinin kırmızı kategorisinde yer almakta, Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) lideri olmakla suçlanmaktadır.[19][20]
15 Temmuz 'da, Pensilvanya'dan Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bulunan takipçilerine verdiği emirle 16 Temmuz sabahına karşı Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini yıkmak için bir darbe girişiminde bulunduğu iddia edildi. 17 Temmuz 'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'li yetkililere "O zatı (Gülen'i) artık bize teslim edin" çağrısında bulundu.[21][22]Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı yetkilileri, 27 farklı suçlamadan dolayı, ABD'ye resmî olarak yedi kez Fethullah Gülen'in iadesi için talepte bulunulduğunu belirtmiştir.[23] Fethullah Gülen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından; "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme", "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme", "Cumhurbaşkanına suikast", "dolandırıcılık", "resmî belgede sahtecilik", "sınav sorularının çalınması", "usulsüz dinleme", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama", "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçlarını gerçekleştirmek ile suçlanmakta, ayrıca 15 Temmuz 'daki darbe girişimin bir numaralı faili olduğu ifade edilmektedir.[23][24][25] Ayrıca Fethullah Gülen, Gülen Hareketi'nin darbe girişimi öncesi işlediği iddia edilen suçlar ve 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere hakkında açılan 45 davada bir numaralı sanık olarak hâlen yargılanmaktadır.[23] 50'yi aşkın kitabı, çeşitli dergilerde dini konularda yazdığı makaleleri ve birçok vaazı yayımlanmıştır. Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi bilmektedir.[26]
Erzurum'un Pasinler ilçesi Korucuk köyünde 27 Nisan 'de doğan[27] Gülen'in babası Ramiz Gülen cami imamı, annesi Refia Gülen ev hanımıdır. Gülen, altısı erkek, ikisi kız, sekiz kardeşin ikincisidir.
'te Kur'an öğrenmeye başlayan ve kısa zamanda Kur'an'ı hatmeden Gülen, yılında ilkokula başlamıştır. Babasının yılında Alvar köyüne imam olması ve ailesinin oraya taşınması nedeniyle ilkokulu bırakmak zorunda kalmış, sonradan Erzurum'da dışarıdan girdiği imtihan ile ilkokul diplomasını almıştır. Babası Ramiz Efendi'den Arapça dersleri, Hasankale'de bulunan Hacı Sıtkı Efendi'den tecvid ve Kur'an dersleri alan Gülen, 'de hafızlığını tamamlamıştır. Gülen, 'te Erzurum'daki Kurşunlu Camii medresesinde Alvar İmamı Muhammed Lütfi'nin torunu Sâdi Efendi'den medrese dersi almıştır. İki buçuk ay içinde Emsile, Bina ve Merah'ı metin ezberleyerek okuyan ve İzhar'ı bitiren Gülen'in Kâfiye okumasına lüzum görmeyen Sâdi Efendi onu Molla Câmi'ye başlatmıştır. 'ten ’a Edirne'ye gidinceye kadar Osman Bektaş'tan fıkıh ve din eğitimi almıştır.[28]
Gülen'in bilgi, kültür, kişilik ve eğitim durumunu yansıtan çok sayıda konuşma bağlılarınca kayda alınmıştır. Bu konuşmaların analizi, kendisi ve bir kült hareketi olarak[29][30][31][32][33][34][35][36][37][38] ortaya çıkan örgütünün sosyolojik altyapısının tam bir resminin oluşturulması açısından faydalı olabilir.
Gülen, diğer çalışmaları yanında toplum geneline açık olarak gerçekleşen çok sayıda vaaz, konferans ve daha özel topluluklarla gerçekleştirilen geleceğe ait plan ve uygulamaların da ele alındığı veya soru-cevap şeklinde gerçekleşen örgüt içi konuşmaların sahibidir. Bu konuşmalar Ortodoks İslami bilgi ve sıradan telkinler içeren edebi sanatlarla süslenmiş konuşmalardan, tesettür, “evrim ve yaratılış” gibi daha karmaşık konuların ele alındığı seri vaaz ve konferanslara kadar çeşitlilikler gösterir. Cemaat ve örgütüne duygu, inanç, bağlılık ve adanmışlık anlamında zihinsel altyapı oluşturan Gülen bu konuşmalarında, ileride örgüt faaliyetlerinde çok işine yarayacak, inanç ve kendisinin “metafizik gerilim”[39] adını verdiği belirli bir coşkuyu oluşturma ve sürdürmeyi birincil amaç olarak edinir. Zaman zaman bu coşku, cemaat içindeki belirli yatkınlıklara sahip kişilerde duygusal taşkınlık ve sanrıların (Dinsel hezeyan) tetiklendiği, Gülen ve tüm cemaatin duygu seline dönüşen bir seviyeye ulaşır. Bazı kişiler cemaat arasında Muhammedi ve din büyüklerini görür ve çığlıklar atar. Bu sanrılar, rüyalarda görülenlerle birleştirilerek sonraki vaazlar ve cemaat içi motivasyonlarda yeni ateşleyiciler olarak kullanılır, zihinsel manipülasyonlar yapılır.[40][41] Bu konuşmaların bir diğer karakteristiği ise din ve inanç için sözdebilim olarak üretilen materyalin bol bol kullanıldığı konuşmalar olmasıdır.[42] Gülen'in bazı konuşmaları grandiyöz hezeyanlar[43][44] açısından da dikkatle incelenmelidir.
Askerlik öncesi ve sonrasında EdirneÜç Şerefeli Cami'de toplam dört yıl süre ile imamlık yaptı. Askerlik acemi eğitim dönemini AnkaraMamak ve usta erlik dönemini İskenderun'da tamamladı.
Askerlik sonrasında, yılında, Erzurum'a giderek bir yıla yakın ailesinin yanında kaldı. Bu sırada Komünizmle Mücadele Derneğinin 2. şubesinin Erzurum'da kuruluşunda yer almış yönetimine girmiştir.[45]
Edirne'deki görevi sırasında Dar'ul-Hadis Camii'nin imam odasında özel sohbetler başlattı. 'te Kırklareli'ne tayin olup burada bir yıl vaizlik yaptı. 'da İzmir'deki Kestanepazarı Camii vaizliğine atanan Gülen, yılına kadar buradaki görevine devam etmiştir.[46] yılında resmî görevlendirme ile ilk kez Hacca gitmiş; ve gezici bölge vaizi olarak da Ege Bölgesi'nin çeşitli il ve ilçelerinde vaaz ve sohbetlerde bulunmuştur.[28] Bu dönemlerde Turgut Özal ile de tanıştı. Turgut Özal ile tanışıklığının 'ların ortalarında olduğunu ifade eden Gülen, Turgut Özal hakkında "sık sık Bornova camiinde vaaz yaptığımda, vaaz dinlemeye gelirdi" demektedir.[47]
12 Mart Muhtırası'nın ardından 3 Mayıs 'de TCK'nin maddesinden tutuklandı.[48] 6 ay tutuklu kaldıktan sonra 9 Kasım tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 20 Eylül 'de hüküm giydi. 24 Ekim 'te Askerî Yargıtay kararı bozdu. 'te Bülent Ecevit başbakanlığındaki Hükûmetin çıkardığı Genel Affı sonucu yargılaması sona erdi.
23 Şubat tarihinde Edremit vaizliğine atandı, aynı zamanda Manisa ilinde de vaizlik görevlerine devam etti. Daha sonra İzmir'in Bornova ilçesi vaizliği görevine atandı.
ve yıllarında Anadolu’nun bazı şehirlerinde Kur'an ve İlim, Darwinizm, Altın Nesil, İçtimaî Adalet ve Nübüvvet isimli konferansları verdi. İlk sayısı Şubat 'da çıkan Sızıntı dergisinde önce başyazıları, daha sonra orta sayfa yazılarını da yazmaya başladı.[49]
'de 12 Eylül Darbesi'nden sonra askerî cuntanın İzmir ve Ege Ordu Sıkıyönetim Komutanlıkları tarafından yakalanma emri yayımlandı.[50] Aynı tarihte İzmir'i terk etti. Anadolu'da çeşitli illerde dolaştı, dost ve akrabalarında kaldı. 20 Mart tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığındaki vaizlik görevinden istifa etti.
'da hacca giderek hacı oldu.[51]
Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 25 Temmuz günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında Fethullah Gülen için şunları söyledi:
"Fethullah Hoca isimli bir adam türedi. Bana, Atatürk'e ve tüm ilericilere küfrediyor. Yakalandı, mahkemeye verildi. Fakat mahkeme kendisini serbest bıraktı. Ayrıca ortalıkta Mahmut Hoca diye bir şahıs daha görülmeye başladı. Mahkeme onu da serbest bıraktı. Bu gelişmeler, bu gibi mürtecileri cesaretlendiriyor."[52]
Bu sözlerin Kenan Evren'in Anıları'nın yılında basılan 5. cildinde yer alması üzerine Gülen mahkemeye başvurdu ve tekzip aldı. Gülen'in vekili avukat Feti Ün, "Kenan Evren'in anılarına mahkeme kararıyla aldığımız tekzip metni, Hukuk saygı ister müslüman küfre karşıdır" başlıklı yazılı bir basın açıklaması yaparak, "devlet başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı yapmış da olsa bir kişinin, milletin bir ferdinin temel hak ve hürriyetlerini, haysiyet ve şerefini ulu orta karalamaya hakkı olmadığını" söyleyerek Evren'e tepki gösterdi. "Gülen'in kimseye küfretmediğini, gerici ve akımcı olmadığını" söyledi.[53]
İlk sayısı 1 Temmuz 'de çıkan ve üç aylık periyotlarla yayın hayatına devam eden Yeni Ümit dergisinde başyazılar yazmaya başladı. 'da İstanbul ve İzmir'de Diyanet İşleri bünyesinden bağımsız, gönüllü olarak vaazlarına yeniden başladı. Üsküdar'da Yeni Valide Külliyesi'nde 13 Ocak tarihinden 16 Mart tarihine kadar (62 hafta) verdiği vaazlar, daha sonra Sonsuz Nur adıyla üç cilt hâlinde kitaplaştırıldı. yılına kadar gönüllü olarak vaazlarını sürdürdü.[54]
'lı yıllarda Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Turgut Özal, Abraham Foxman, Morton Abramowitz, Papa II. Ioannes Paulus gibi tanınmış din ve siyaset adamları ile görüşmeler yapmış, Amerika'da hayatını kaybeden Cumhuriyet Halk Partisinin eski genel sekreterlerinden Kasım Gülek'in cenaze namazını Gülek'in vasiyeti üzerine kıldırmış[55] ve çeşitli gazetelerde röportajları yayımlanmıştır. 12 Eylül Darbesi'nin lideri, Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile de görüşmek istemiş, Evren bu isteği reddetmiştir. Tekrar görüşme isteğinde bulunmuş ve Evren'e bir saat göndermiş fakat Evren saati almayıp teklifi yine reddetmiştir. Evren bu saatten "rüşvet" diye bahsetmiştir. ’te Sabah gazetesinden Nuriye Akman ve Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök'e; Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, Başbakan Tansu Çiller ile görüşmesi, İslam, siyaset, kadın ve eğitim konularında röportajlar vermiştir. Bu yıllarda ayrıca Cumhuriyet gazetesi ve gazeteci Hikmet Çetinkaya'dan dava yoluyla almaya hak kazandığı milyonluk tazminatları Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfına bağışlamıştır.[56] yılında dönemin başbakanı Necmettin Erbakan tarafından Başbakanlık Konutu'na iftara davet edilmiş ancak bu iftara gitmemiştir.[57] yılının son günlerinde onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı; Süleyman Demirel'e "Devlet Adamı Uzlaşma Ödülü", Bülent Ecevit'e "Siyaset Uzlaşma Ödülü" vermiştir.[58]28 Şubat sürecinde Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, hakkında iddianame hazırlamıştır. Yıllar önce yaptığı konuşmaların görüntüleri art arda televizyon kanallarında yayımlanmaya başlanmıştır. Bu görüntülerde, "bürokraside nasıl yapılanmaları gerektiğini" anlattığı görülmüştür. Bülent Ecevit'in desteğine rağmen Genelkurmay, "Fethullah Gülen'i ve destekçilerini çok tehlikeli gördüğünü" ifade etmiştir.[59] yılının mart ayında sağlık sorunları iddiası ile Amerika Birleşik Devletleri'ne giden Gülen, o tarihten bu yana ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki Saylorsburg kasabasında yaşamaktadır.[60] Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un iddiasına göre de ABD, PKK lideri Abdullah Öcalan'ı Suriye ve Rusya'nın kontrolünden almak istemiştir. Başbuğ'a göre ABD, 15 Şubat 'da Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye teslim ederken karşılığında da 21 Mart 'da Gülen'i almıştır.[61]
Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 22 Ağustos tarihinde hakkında "laik devlet yapısını değiştirerek yerine dinî kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasa dışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak" gerekçesiyle 10 yıla kadar ağır hapis istemi ile yargılama başlatıldı ve gıyabi tutuklama kararı alındı. Yargılama, kamuoyunda Rahşan Affı olarak bilinen Af Yasası ile ertelendi.[62]
Bülent Ecevit'in 'te siyaseti bırakışının ardından Zaman gazetesine "BÜLENT BEY'İ UĞURLARKEN" başlıklı bir ilan vererek Ecevit'ten övgüyle bahsetti.[63]
Türkiye'nin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, yılında yine Fethullah Gülen'i eleştirdi. "Gülen'in başka yollardan para kazandığını, dinci örgütler tarafından toplanan paralarla okullar yapıldığını, bu nedenle okulların ucuz olduğunu, okullara alınan çocukların beyinlerinin yıkandığını" söyledi.[64] Gülen'in, "cumhuriyetin temsili diye kravat takmadığını" belirtti.[65] Bu açıklamalara Gülen adına avukatı Orhan Erdemli bir basın açıklaması yaparak tepki gösterdi.
Haziran 'de ABD'den Foreign Policy ve Birleşik Krallık'tan Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu "Dünyanın İlk Entelektüeli" listesinde yer almıştır. Ayrıca yılında Time dergisi tarafından dünyanın en etkili kişisinden biri olarak gösterilmiştir.[66]
Ana maddeler: Gülen Davası ve FETÖ
28 Şubat süreci devam ederken[67] yılının haziran ayında ulusal televizyon kanallarında yayımlanan bazı video görüntüleri Türkiye'de laik düzen yerine şeriata dayalı bir İslam devleti kurmak için taraftarlarını teşvik ettiği suçlamalarına neden oldu.[68] yılında Terörle Mücadele Kanununda (TMK) yapılan değişiklik sonrasında Gülen'in avukatlarının başvurusu nedeniyle yeniden görülmüş, yılında cürüm ve şiddete başvurarak teşekkül oluşturduğuna dair delil olmadığından beraat etmiş ve karar Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da oybirliği ile onanmıştır.
Ocak 'de devlet kadrolarına sızdıkları yolundaki iddialara değinen Gülen, bir insanın kendi millet fertlerini yine kendi memleketindeki bazı müesseselere girmesi için teşvik etmesine 'sızma' denemeyeceğini söyledi:
Teşvik edilen insanlar da o müesseseler de bu ülkeye ait. Kastedilen manadaki sızmayı belli bir dönemde Türk milletinden olmayanlar yaptılar hatta belli yere kadar geldiler. Belki endişelerinin altında o sızıntıların fark edilmiş olabileceği endişesi var. Bir milletin ferdi, kendi milleti için var olan müesseselere sızmaz; hakkıdır girer oraya; mülkiyeye de girer adliyeye de, istihbarata da girer hariciyeye de.[69]
30 Ekim tarihinde gerçekleştirilen ve yaklaşık 10 saat süren Millî Güvenlik Kurulu (MGK) sonucunda Fethullah Gülen'e bağlı kurumlar ifade edilerek legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar olarak kaydedilmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan alınacak bu karar için öncesinde "Onlarla ilgili çok daha farklı bir adımı atacağız. Çünkü bu operasyon öyle lokal değildir. Geneldir ve bunun adımını atacağız. Bu ay yapacağımız Millî Güvenlik Kurulu toplantısında benim de önemli bir gündemim olacak, o da bunların yanında ülkemizi tehdit eden hangi unsurlar varsa, bunlara yönelik Millî Güvenlik Belgesi'nin gözden geçirilmesidir" demiştir. Bu karar sonrasında MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu tarafından Kırmızı Kitap veya Millî Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) olarak adlandırılan resmî kitaba Fethullah Gülen ile bağlantılı kurumlar PDY/PÖ (Paralel Devlet Yapılanması/Pensilvanya Örgütü) adı altında eklenmiş ve Fethullah Gülen devlet düşmanı olarak kabul edilmiştir. MGK'da alınan bu kararlar 24 Kasım tarihinde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulunda onaylanmış ve böylece resmiyet kazanarak MGK Genel Sekreterliği'ne gönderilmiştir.[70][71][72]
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebini şu gerekçe ile uygun görüp, Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkardı. İstanbul merkezli paralel yapı soruşturması kapsamında Fethullah Gülen hakkında verdiği kararda, "Şüphelinin soruşturma kapsamında, örgüt kurarak yönettiği yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, 10 yılı aşkın süredir yurt dışında olduğu ve dönmediği, şüpheliye ulaşılamaması ve savunmasının tespitinin mümkün olmaması nedeniyle terör örgütü kurma ve yönetme suçundan hakkında yakalama kararı çıkarılması şeklinde hüküm kurulmuştur" ifadeleri yer aldı.[73][74][75][76][77][78][79][80]
Fethullah Gülen Cemaatinin, "Molla Muhammed" olarak bilinen Mehmet Doğan ve grubuna yönelik soruşturmada kumpas kurduğu ve usulsüzlük yaptığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Gülen'in "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" suçundan 15 ile 22,5 yıl, "resmî belgede sahtecilik" suçundan 3 ile 7,5 yıl ve "iftira" suçundan da 1 ile 4 yıl olmak üzere toplamda 19 ila 34 yıla kadar hapsi istenmektedir.[81][82] İddianamede Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse ve Mutlu Ekizoğlu'nun aralarında bulunduğu 15'i tutuklu 32 kişi de şüpheli olarak yer aldı.[83]
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da şüpheliler arasında yer aldığı kapatılan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında usulsüzlükler yapıldığı ve şüphelilere kumpas kurulduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında Gülen hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.[84] Gülen, ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’, ‘silahlı örgüt kurmak veya yönetmek’ ve ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmekle suçlanıyor.[84] (Ayrıca bakınız; Necip Halemitoğlu cinayeti)
Öğretinin genel karakteri: Ezoterik bir anlayışla yapılanan[85] Gülen öğretisi Said Nursi öğretisinin devamı ve tamamlayıcısı niteliğindedir. Kendisi, Said Nursi'yi sık sık "beyin yapıcımız" şeklinde tanımlamakta, inanç ve hareket tarzında öncü olarak kabul etmektedir. Gülen'in geçmişte çok daha radikal olan (örneğin, Seyyid Kutub'a büyük saygı duyduğu, namaz kılmayan kişileri kafir ve kafireler (mürted) olarak tanımladığı, şeriat, kadın ve tesettür gibi konulara yaklaşımı vb.) görüşlerinin zaman içerisinde ne kadar dönüşüme uğradığı konuları aydınlatılmaya muhtaç konulardır..
Fethullah Gülen'in kendisinin Mehdilik konusunda bir iddiasının bulunup bulunmadığı bilinmiyor. Ancak kendisinin gerçekte 27 Nisan olan doğum tarihinin yerine Nurcular arasında Deccal olarak kabul edilen Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm tarihi olan 10 Kasım 'i ileri sürüyor ve Deccal öldü, Mehdi doğdu inancına telmihte bulunuyor.[86] Yine dini anlamda en yüksek payelerden olan kendisinin "Allah ile görüşme" iddiası[87] bulunmakta, bir kişinin çevresi onun Mehdi olduğuna inansa ve kendisi de buna kanaat getirse[88] bile bunu ilan etme gibi bir görevinin bulunmadığını söylemektedir.[89] Kendisi ve yakın çevresinin sır olarak saklanan bir başka inancı ise Fethullah Gülen'in Mehdiliğine inanılmasıdır.[85][90]
Cemaat mensuplarına belirli bir aşamadan sonra verilen mesiyanik din öğretisiyle Gülen, normal insanlar tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığı iddia edilen bilgileri, rüya ve cinler aracılığı ile direkt olarak metafizik bir kaynaktan aldığı varsayılan ezoterik bir kişiliğe büründürülür ve "kainat imamı" olarak anılır.[85] Öyle ki; Gülen Cemaatine mensup olduğu iddia edilen dönemin Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İlhan Karagöz çıkarttığı mahkeme kararı ile Gülen'i "Mehdi" ilan etmiştir.[91][92]
Gülen son konuşmalarında başörtüsünü bir füruat olarak değerlendirmiştir.[]
İhsan Eliaçık ve Edip Yüksel'e göre[] Gülen'in yaklaşımlarının diğer standart İslam alimlerinden pek bir farkı yoktur. Ender Helvacıoğlu ise Gülen'i bilimsel olmamak ve gerçeküstü olaylara inanmakla eleştirir.[][] Gülen'in 30 yıllık yol arkadaşı olduğunu iddia eden Nurettin Veren ise Gülen'in ve cemaatinin zaman içinde kadınlara ve televizyona yönelik tutumundaki değişimi eleştirir.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca, Gülen'in heterodoks İslami gruplara karşı sözlerini saldırgan olarak değerlendirir.[]
Ana madde: Fethullahçılar
Fethullahçılar, darbe girişimine kadar çeşitli toplum kesimlerince Türkiye içi ve dışında, eğitime, Türk kültürünü tanıtmaya, dinlerarası diyaloğa ve fakirlikle mücadeleye yaptığı katkılardan dolayı desteklenirken başka kesimlerince de laiklik için bir tehlike olarak görülmesinin yanı sıra siyasi ve ekonomik bir güç hâline gelmesi nedeniyle de eleştirilmekteydi.[][]
Ana madde: Fethullah Gülen Bibliyografyası
Gülen'in çeşitli konuları ele aldığı çok sayıda kitap, makale, kaset, görüntülü video ve şiirleri mevcuttur. Eserleri başta İngilizce, Arapça, Almanca, İspanyolca ve Rusça olmak üzere değişik dillere çevrilmiştir.
Gülen hakkında birçok biyografi ve inceleme kitapları yayımlanmış ve yurt dışındaki çeşitli kurum ve üniversitelerde hakkında akademik konferanslar yapılmış ve bu konferanslarda 'den fazla tebliğ sunulmuştur.[]
Fethullah Gülen'e ait olan Kırık Mızrap adlı şiir kitabından alınan 11 şiir; yılında Ahmet Özhan tarafından Hüzünlü Gurbet albümünde yorumlanmıştır.[] yılında ise aralarında Natacha Atlas, Bahroma, Ely Bruna gibi ünlü sanatçıların bulunduğu 12 sanatçı Gülen'e ait 12 şiiri İngilizce olarak Rise Up - Colours of Peace adlı albümde yorumlamıştır.[]
FETÖ'nün ABD'nin New Jersey eyaletinden yayın yapan Tughra Books ve Blue Dome Press isimli Twitter hesapları, gece saatlerinde Fetullah Gülen'in öldüğüne dair bir mesaj paylaştı.
MESAJLAR KISA SÜREDE SİLİNDİ
Gülen'in varisinin, damadı Cevdet Türkyolu olduğuna dair bilginin yer aldığı taziye ilanı formatındaki mesaj kısa süre sonra silindi.
"TÜRKYOLU'NU DESTEKLEYENLER YAYDI"
Öte yandan, Gülen’in öldüğüne dair haberi örgüt içerisinde Cevdet Türkyolu’nu destekleyenlerin yaydığı görüldü. Bu durum, paylaşımların örgütün kendi içindeki bir kavgası olabileceği değerlendirmelerine neden oldu.
FETÖ DERGİSİNİN HESAPLARI
FETÖ'ye ait Çağlayan Dergisi, Google Play’de Tughra Books ismiyle; iTunes’da ise Blue Dome Press ismiyle yayın yapıyor.
Her iki uygulamanın da kayıtlı olduğu şirketin adresi ' Clifton Bulvarı Clifton, New Jersey ' olarak gösteriliyor.
DUVAR - ABD'de Tughrbooks isimli kitap yayncs ve Blue Dome Press'in Twitter hesabndan, Fethullah Gülen’in öldüü açklamas yaplarak, taziye ilan paylald.
Söz konusu iddia ilk olarak ABD'nin New Jersey eyaletinden yayn yapan ve Gülen'in yaynclarndan olduu belirtilen Tughra Books tarafndan paylald.
Paylamda, Gülen'in öldüü ve varisinin Cevdet Türkyolu olduu duyuruldu.
Daha sonra Gülen'in öldüüne dair ayn ilann yaynland bir baka paylam da, örgütün ABD'deki baka bir yayncs olarak bilinen Blue Dome Press adl sayfadan yapld.
Paylalan tweetler ksa sürede silindi.
Kapatlan Zaman gazetesinin eski genel yayn yönetmeni firari Ekrem Dumanl ise 'öldü' iddialarndan 1 saat önce Gülen'i ziyaret ettiini belirterek, "Sonra gördüm ki baz zevzekler gün boyu öldü haberi yaymlar. Bunlara haber vereyim, çounuzun helvasn yiyecek kadar salkl, yayor" dedi.
Gülen'e yakn isimler ise taziye ilanlarnn, sosyal medya hesaplarnn hacklenmesi sonucu yaynlandn öne sürdü.
Öte yandan Gülen son yaynlad videosunda, “Çok küçük bir eforu tayamayacak kadar hastaym” diyerek hasta olduunu duyurmutu. (HABER MERKEZ)