fidye kimlere verilir kimlere verilmez diyanet / Türk Kızılay | Fidye | Bağış Yap

Fidye Kimlere Verilir Kimlere Verilmez Diyanet

fidye kimlere verilir kimlere verilmez diyanet

Herhangi bir yerden koli alıp LÖSEV’e ve lösemili çocuklara iletebilir miyim?

Herhangi bir yerden alacağınız koli veya ürünleri LÖSEV’e iletebilirsiniz. Ancak, LÖSEV bünyesinde dağıtımı gerçekleşen kolilerde yer alan tüm ürünlerin analizleri yapılmakta ve lösemili ve kanserli çocuk ve hastaların tüketimine uygun olduğu onaylanmaktadır. Dışarıdan alınan pek çok pakette bulunan gazlı içecekler, hazır toz yiyecekler veya toksik oranı yüksek gıdalar hastalarımız tarafından tüketilememektedir. Dolayısıyla LÖSEV’in denetleyerek hazırlamış olduğu gıda paketlerini tercih etmeniz lösemili ve kanserli çocuklarımız ile hastalarımız için daha sağlıklı olacaktır. LÖSEV Ramazan Paketlerimiz için lütfen tıklayınız


 

Fıtır(Fitre) sadakası nedir ve ne zaman verilir?

Halk arasında fitre diye bilinen fıtır sadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır (Nevevî, el-Mecmû’, VI, ). Vacip oluşu, sünnetle sabittir (Buhârî, Zekât, ; Müslim, Zekât, ; Ebû Dâvûd, Zekât, 18; İbn Mâce, Zekât, 21). Kişi, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir (Ebû Dâvûd, Zekât, 20).

Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Bununla birlikte, bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak, bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir.Şâfiî mezhebinde ise; fitreyi, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonraya bırakmak haramdır. Fitreyi Ramazan’ın ilk günlerinde vermek de caizdir (Nevevî, el-Mecmû’, VI, ).Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır.Günümüzde fıtır sadakası miktarının belirlenmesinde, kişinin bir günlük (iki öğün) normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü alınması daha uygundur. Kişi dinen zengin sayılanlara, usûlüne (anne, baba, dedeler ve nineler), fürûuna (çocuk ve torunlar) ve eşine fıtır sadakası veremez. Fitreler bir fakire verilebileceği gibi, birkaç fakire de dağıtılabilir. (Merğînânî, el-Hidâye, II, ). Ancak bir kişiye verilen miktar bir fitreden az olmamalıdır.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

 

senesi için fitre miktarı ne kadar olmalıdır?

Din İşleri Yüksek Kurulu,  yılı Ramazan ayının başlangıcından yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan süre için fitre miktarını 40,00 TL olarak belirledi.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

 

Fidye nedir, hangi durumlarda gerekir?

Fidye, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir. Dinî bir terim olarak ise, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddi bedeli ifade eder. Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir yoksul doyumu fidye öder.” (Bakara, 2/) buyrulmaktadır. Buna göre ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra bu oruçları kaza etme imkânı bulamazsa, her gününe karşılık bir fidye öder (Serahsî, el-Mebsût, III, ; İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, ).

Öte yandan Şâfiîlere göre Ramazan ayının kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar (Nevevî, el-Mecmû’, VI, ; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, ). Şâfiî mezhebinde fidye ödeme yükümlüğünün ortaya çıktığı bir diğer mesele de gebe ve emzikli kadınlarla ilgilidir. Emzirme ve hamilelik sebebiyle çocuğunun sağlığı hakkında endişe duyan annelerin, oruç tutamadıkları günleri hem kaza etmeleri hem de fidye vermeleri gerekir. Fakat çocuk hakkında değil de kendileri hakkında endişe ederlerse o zaman sadece kaza gerekir (Nevevî, el-Mecmû’, VI, ). Hac ve umre ile ilgili görevler yerine getirilirken meydana gelen bazı eksiklikler için uygulanması gereken maddi yaptırım da fidye kapsamına girer (Bakara, 2/). Bir fidye, bir kişiyi bir gün doyuracak yiyecek miktarı veya bunun ücretidir. Bu da “sadaka-i fıtır” ile aynı miktarı ifade eder. Bu, fidyenin asgari ölçüsüdür. İmkânı olanların daha fazla vermesi daha iyidir (Bakara, 2/; Merğînânî, el-Hidâye, II, ). 

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı
 

Oruç fidyesi kimlere verilebilir?

Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez.

Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır. Yine, bir kimse hanımına zekât, fitre ve fidyesini veremeyeceği gibi, hanımı da kocasına bunları veremez. Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, ).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı 
 

Zekât nedir?

Zekât dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder. Zekâtın farz olması için şartlar; malların nisaba ulaşması yanında nâmî (üreyici/artıcı) olması, sahip olunduğu andan itibaren üzerinden bir yıl geçmesi, bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlardan fazla olmasıdır.
Nisap, zekâtla yükümlü olmak için esas alınan zenginlik ölçüsüdür. Bu ölçü, altında 20 miskal ( gr), devede 5, sığırda 30, koyun ve keçide 40 adettir.
Zekâtın kimlere verileceği Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı şekilde açıklanmış (Tevbe, 9/60), nisabı da hadislerde belirtilmiştir (Buhârî, Zekât, 32, 36, 38, 43). Buna göre temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişi diğer şartlar da yerine gelmişse bu mallarının zekâtını vermesi gerekir (Kâsânî, Bedâî’, II, 4 vd).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı
 

Zekât ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?

Zekâtın verileceği yerler, Tevbe sûresinin âyetinde belirlenmiştir. Buna göre zekât, ilke olarak fakirlerin ve ihtiyaç sahibi bireylerin hakkıdır. Bu itibarla, belirli şartları taşıyan müslümanların yükümlü oldukları zekât ve fıtır sadakasının, Kur’an-ı Kerim’de belirlenen yerler dışında herhangi bir yere verilmesi veya cami, köprü, yol, okul, su gibi hayır işlerine sarf edilmesi, Hanefîlerce caiz görülmemiştir. Bu esas gözetilmeksizin zekât niyeti ile yapılan ödemeler zekât yerine geçmez. Zekât, kendilerine zekât verilmesi caiz olan kimselere doğrudan teslim edilebileceği gibi, aracı vasıtası ile de ulaştırılabilir. Bu aracının birey olması ile kurum olması arasında fark yoktur. Buna göre hayır kurumu veya sivil toplum kuruluşu, toplayacağı zekâtları Kur’an’da belirlenen yerlere/fakir ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyorsa aracı konumunda olan bu kuruluşlara zekât emanet edilebilir.

Zekâtı hak sahiplerine ulaştırmayıp, inşaat, aydınlatma, büro masrafları gibi genel hizmetleri içinde değerlendirecek olan kuruluşlara ise zekât verilmez.
Halka hizmet veren bu gibi kurumların varlıklarını sürdürmeleri için desteklenmeleri önemlidir. Ancak bu, zekât dışında gönüllü yardımlar yolu ile yapılmalıdır. Bunun yanında kamusal ve bireysel denetimler de ihmal edilmemelidir.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Iphone telefonumdan neden mobil bankacılıktan bağıs yapamıyorum

IOS (Apple) işletim sistemi kullanan değerli gönül dostlarımızın dikkatine; Cep telefonunuzda kullandığınız yazılımla alakalı olarak telefonlarınızda bulunan “interaktif bankacılık” uygulamaları üzerinden maalesef bağış yapılamamaktadır. Tüm bağış yöntemlerimiz için lütfen seafoodplus.info sayfamızı ziyaret ediniz.

Banka üzerinden bağış yapmak için kullanılabilecek yöntemler

 

SIRA NO BANKA ADI  BAĞIŞ EKRANLARI BANKALARIN İNTERNET SİTESİNDEN BAĞIŞ CEP TELEFONU UYGULAMALARIN DAN BAĞIŞ ATM'DEN BAĞIŞ EKRANI (HESAP NO VE İBAN İLE YAPILABİLİYOR) TELEFON BANKACILIĞI
1 TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. VAR VAR VAR (ANDROİD-APPLE) VAR VAR
2 HALKBANK VAR VAR VAR (ANDROİD) VAR VAR
3 ICBC TURKEY BANK A.Ş. VAR VAR VAR (ANDROİD) HAVALE -EFT OLARAK YOK
4 QNB FİNANSBANK VAR VAR VAR (ANDROİD) HAVALE -EFT OLARAK VAR
5 ODEABANK VAR VAR VAR (ANDROİD) HAVALE -EFT OLARAK YOK
6 ŞEKERBANK VAR VAR VAR (ANDROİD) HAVALE -EFT OLARAK VAR
7 YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş. VAR VAR VAR (ANDROİD-APPLE) VAR VAR
8 ING BANK VAR VAR VAR (ANDROİD) VAR VAR
9 TEB VAR VAR VAR (ANDROİD-APPLE) VAR VAR
10 DENİZBANK YOK VAR VAR (ANDROİD) HAVALE -EFT OLARAK VAR
11 ZİRAAT BANKASI VAR  VAR VAR (ANDROİD-APPLE) VAR VAR
12 VAKIFBANK VAR  VAR VAR (ANDROİD) VAR VAR
13 AKBANK VAR VAR VAR (ANDROİD) VAR VAR
14 GARANTİ BANKASI VAR VAR VAR (ANDROİD-APPLE) VAR VAR

Fidye nedir, ne kadar ve kimlere verilir? Diyanet bilgisi

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Nisan 07,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Fidye, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir. Dinî bir terim olarak ise, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddi bedeli ifade eder. Peki, Fidye nedir, ne kadar ve kimlere verilir? İşte, o konu hakkında bazı bilgiler

Haberin Devamı

Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir yoksul doyumu fidye öder.” (Bakara, 2/) buyrulmaktadır. Buna göre ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra bu oruçları kaza etme imkânı bulamazsa, her gününe karşılık bir fidye öder (Serahsî, el-Mebsût, III, ; İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, ).

Öte yandan Şâfiîlere göre Ramazan ayının kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar (Nevevî, el-Mecmû’, VI, ; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, ).

Şâfiî mezhebinde fidye ödeme yükümlüğünün ortaya çıktığı bir diğer mesele de gebe ve emzikli kadınlarla ilgilidir. Emzirme ve hamilelik sebebiyle çocuğunun sağlığı hakkında endişe duyan annelerin, oruç tutamadıkları günleri hem kaza etmeleri hem de fidye vermeleri gerekir. Fakat çocuk hakkında değil de kendileri hakkında endişe ederlerse o zaman sadece kaza gerekir (Nevevî, el-Mecmû’, VI, ).

Hac ve umre ile ilgili görevler yerine getirilirken meydana gelen bazı eksiklikler için uygulanması gereken maddi yaptırım da fidye kapsamına girer (Bakara, 2/).

Bir fidye, bir kişiyi bir gün doyuracak yiyecek miktarı veya bunun ücretidir. Bu da “sadaka-i fıtır” ile aynı miktarı ifade eder. Bu, fidyenin asgari ölçüsüdür. İmkânı olanların daha fazla vermesi daha iyidir (Bakara, 2/; Merğînânî, el-Hidâye, II, ).

Haberin Devamı

FİDYE NE KADAR, NASIL ÖDENİR?

Dinî bir terim olarak oruç fidyesi, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle ödenen maddi bedeli ifade eder. Bir fidye, bir kişiyi bir gün doyuracak yiyecek miktarı veya bunun ücretidir. Bu da “sadaka-i fıtır” ile aynı miktarı ifade eder. Bu, fidyenin asgari ölçüsü olup imkânı olanlar kendi hayat standartlarına uygun olarak daha fazla verebilirler.

Oruç fidyesi Ramazan’ın başlangıcında verilebileceği gibi Ramazan’ın içinde veya sonunda da verilebilir. Fidyelerin tamamı bir fakire topluca verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir. Fidye verirken bir fidye miktarının bölünmeden bir fakire verilmesine dikkat edilmelidir. Mesela 15 TL fidyenin yarısı bir fakire diğer yarısı da başka bir fakire verilmemeli; 15 TL’nin tamamı bir fakire verilmelidir.

Fidye vermeye gücü yetmeyen kimseler ise Allah’tan bağışlanmalarını dilerler. Bu kişiler daha sonra imkân bulurlarsa geçmişte ödeyemedikleri fidyeleri öderler.

Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse, fidyelerini vermiş bile olsalar tutamadıkları oruçları kaza ederler. (Kâsânî, Bedâî’, II, ; Merğînânî, el-Hidâye, II, ) Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar bağış/sadaka sayılır.

Haberin Devamı

FİDYE KİMLERE VERİLİR?

Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez. Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.

Yine, bir kimse hanımına zekât, fitre ve fidyesini veremeyeceği gibi, hanımı da kocasına bunları veremez.
Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, ).

Haberin Devamı

FİDYE GÜCÜ VERMEYE GÜCÜ OLMAYANLAR NE YAPMALI?

Senenin hiçbir mevsiminde oruç tutamayacak kadar yaşlı olan (pîr-i fânî) kimselerin, maddî durumları uygunsa Ramazan’ın her bir günü için bir fakire fidye (yani bir fitre) vermeleri gerekir. İyileşme umudu olmayan hasta da bu hükme tâbidir (Bakara, 2/).

Fidye verecek gücü olmayanlar ise, fidyeden sorumlu olmazlar (İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, ). Ancak kasten tutmadıkları oruçların uhrevî sorumluluğunu taşırlar. Bu durumda olanların yapabileceği Cenab-ı Hak’tan bağışlanma dilemektir.

Oruç kefareti (fidye) kardeşe verilir mi? Oruç fidyesi kimlere verilir, kimlere verilmez?

Ramazan ayında bir hastalık veya yaşlılık nedeniyle oruç tutamayan Müslümanların tutamadığı oruçlara kefaret olarak ödediği bedele fidye denir. Oruç fidyesi, tıpkı fitrede olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilir. Buna göre; Oruç fidyesi kimlere verilir, kimlere verilmez? Oruç kefareti (fidye) kardeşe verilir mi?

FİDYE NEDİR, HANGİ DURUMLARDA GEREKİR?

Fidye, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir. Dinî bir terim olarak ise, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddi bedeli ifade eder.

Kur'an-ı Kerim'de, "Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir yoksul doyumu fidye öder." (Bakara, 2/) buyrulmaktadır. Buna göre ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra bu oruçları kaza etme imkânı bulamazsa, her gününe karşılık bir fidye öder.

Öte yandan Şâfiîlere göre Ramazan ayının kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar.

Şâfiî mezhebinde fidye ödeme yükümlüğünün ortaya çıktığı bir diğer mesele de gebe ve emzikli kadınlarla ilgilidir. Emzirme ve hamilelik sebebiyle çocuğunun sağlığı hakkında endişe duyan annelerin, oruç tutamadıkları günleri hem kaza etmeleri hem de fidye vermeleri gerekir. Fakat çocuk hakkında değil de kendileri hakkında endişe ederlerse o zaman sadece kaza gerekir.

ORUÇ FIDYESI KIMLERE VERILEBILIR?

Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir.

Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir.

Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez. Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.

Yine, bir kimse hanımına zekât, fitre ve fidyesini veremeyeceği gibi, hanımı da kocasına bunları veremez.

Oruç fidyesi ve fıtır sadakasını vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir.

Fidye, zekat verilen kişilere verilebilir. Yani bireyin kendi torunu veya çocuğuna fidye vermesi mümkün değildir. Bunun yanında dedeye, anneye, babaya, büyük anneye, toruna, hanıma, evlada fitre verilmez. Eğer gelin, damat, kayınvalide, kayınpeder, üvey çocuk ve kayınbirader gibi kan bağı olmayan akrabalar fakir ise onlara verilebilir. Hala, dayı, amca, teyze gibi kan bağı olan akrabalara fitre vermek daha çok sevaptır.

ORUÇ KEFARETİ (FİDYE) KARDEŞE VERİLİR Mİ?

Kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, ).

FİDYE NE KADAR?

Fitre bedeli her yıl olduğu gibi bu yıl da Diyanet İşleri tarafından açıklandı. Fitre ve oruç fidyesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından günlük 40 TL olarak belirlenmiştir fakat durumu yerinde olan Müslümanlar daha fazla da verebilir.

Fidye ve fitre miktarları hesaba referans ücret olarak temelde aynı rakamlardır. Ancak Fitre her halükarda 1 birim ödenirken fidye ise elinde olmayan nedenlerle tutamadığı oruç günü sayısı ile çarparak ödeyeceği miktardır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir