Nizar Kabbanî; 21 Mart tarihinde Suriye’de dünyaya gelmiş, ’in Mayıs ayında İngiltere’de vefat etmiştir ve Suriye’de defnedilmiştir. İlk şiir kitabı “Esmerim Anlattı Bana” () henüz on dokuz yaşındayken yayımlanan Kabbanî’nin, bu kitapla kazandığı şöhreti her geçen yıl artmıştır. Ülkesini birçok Avrupa ve Asya başkentinde diplomat olarak temsil eden Kabbanî, Suriye yönetimiyle arasındaki uyuşmazlık nedeniyle görevinden istifa etmiştir. Nizar Kabbanî, bazı kaynaklara göre (Adonis’le birlikte) son devrin en büyük Arap şairi olarak görülür. Aynı zamanda bir aşk şairi olarak tanınan Kabbanî, Arap-İsrail savaşından sonra Arap şiirinde çağ açıcı bir rol oynamıştır. "Gerileme Kitabına Dipnotlar" şiiri Beyrut’ta el-Adab dergisinin Ağustos sayısında yayımlanır yayımlanmaz bütün Arap dünyasında yasaklanmasına rağmen, gizlice elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu şiirin yayımlanışı aynı zamanda “el-Edeb el-Huzeyrânî” (Haziran Edebiyatı) akımını doğurmuştur. Kabbanî, gerek ’lerdeki şiirde sadeleşme hareketinde, gerekse ’deki Altı Gün Savaşı’nın ardından patlayarak çığ gibi büyüyen politik şiirde Arap şiirinin yol göstericisi olmuştur. Birçoğu Türkçeye de çevirilen “İşgal Altında”, “Gazaba Uğramış Şiirler”, “Ben Beyrut (Deneme)”, “Aşkın Kitabı”, “Gözlerinin Mavi Limanında”, “Yasak Şiirler”, “Seninle Evlendim Ey Özgürlük”… şairin yayınlanmış kitaplarından bazılarıdır.
Kabbanî, Selâhaddîn Eyyûbi'ye seslendiği bu şiirinde, genelde Müslümanların, özelde Arapların içinde bulunduğu içler acısı durumu acı bir ifade ile dile getirmekte ve özeleştiri yapmaktadır. Orijinali 76 beyitten oluşan kasidenin, bir kısmı yarışma için seçilmiştir.
O kadar dolu ki toprağın şanla,
Bir değil, sanki bin vatan gibisin.
Yüce dağlarına çöken dumanla
Göklerde yazılı destan gibisin.
Hep böyle bulutlar içinde başın,
Hilâli kucaklar her vatandaşın.
..
Vatan borcunu ödemeye gelmişti
Vatanın hiç bilmediği toprağına
Yeşil kıyafetler içinde, elinde kırmızı elma şekerinin eksikliği
kırmızı yanaklarında
Yaklaştım yanına
Ne isterse verecektim
Belli, garibandı biraz yüreği
..
Gönül, gurbet elde hacılık nedir?
Sılayı rahmeyle vatan varimiş.
Heman Mekke'de mi varmış Beytullah?
Her kande ararsan hem-civar imiş?
Yaktıkça firkate pervane, gönül
Düşer bülbülgibi şivane gönül
..
Can dimağına irup buy-i vatan
Dil diler kim görine ruy-i vatan
Çeşmey-i Hayvan'dan iy dil hoş durur
Ben garib üftadeye cuy-i vatan
N'ola can istesem çün yeg durur
..
``Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala,
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.´´
Bir Ankara gazesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne,
kapkara haykıran puntularla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında,
..
Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateş ile doludur.
İnsan olan vatanının kuludur.
Türk evladı evde durmaz giderim.
Muhammed'in kitabını kaldırtmam;
Osmancık'ın bayrağını aldırtmam;
..
Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
..
Döğülmeye söğülmeye koğulmaya billâh
Hep râzıyım ammâ ki efendim senin olsam
Eylesen tûtîye tâlim-i edâ-yı kelîmât
Sözü insan olur ammâ özü insan olmaz
Ey dil ki hecre doymayıp istersin ol mehi
..
Elveda Vatanım; doğduğum toprak
Bedenimin eczası;
Akan suyu biten meyvası
Damarlarımda kan olan!
Acizlendiğimde gözyaşları dökerek
Üstünde umutlar yeşerttiğim;
Sokaklarını, bahçelerini, çeşmelerini
..
Seni çok sevenler(!) çok örseledi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Açların çalıştı, tokların yedi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Yanan hep sen oldun, yakılan sensin
Ruhuna çiviler çakılan sensin
..
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
..
Ben bu vatan, ben bu yurdum hemşerim,
Özlerimden kan akmaya başladı.
Sebep sorma, yara bere her yerim,
Dizlerimden kan akmaya başladı.
Garez girdi milletimin bağına,
Kötü düştüm bölünmenin ağına,
..