füze memeler / 7 Farklı Meme Tipi ve Uygun Sütyen Modelleri! - Mahmure

Füze Memeler

füze memeler

etiket Geçmiş Zamanlarda Kadınların Giydiği Bu Füze Gibi Olan Sütyeni Görünce Yeniden Moda Olmaması İçin Dua Edeceksiniz!

Haberler

Yaşam

Geçmiş Zamanlarda Kadınların Giydiği Bu Füze Gibi Olan Sütyeni Görünce Yeniden Moda Olmaması İçin Dua Edeceksiniz!

İnsan neden diye sormak istiyor ama. 😂

Ah şu sütyenler Giysek ayrı bir dert giymesek ayrı. Sanırsın bir çeşit işkence yöntemi, rahatlığımıza gölge düşürmek için birilerinin bilinçli ürettiği bir ürün.

Tek model, çeşit yetmezmiş gibi bir de onlarcası üretiliyor. Bu durum tabii sadece bu döneme mahsus bir şey değil. Geçmişte de çok ilginç sütyenler üretilmiş. Hatta şu anki halimize şükredeceğimiz ürünler diyebiliriz bunlar için.

Mesela aha da şu görmüş olduğunuz uçları fazlaca dik olan sütyen. Kendileri 40'lı 50'li yıllarda çokça tercih ediliyormuş.

Mesela aha da şu görmüş olduğunuz uçları fazlaca dik olan sütyen. Kendileri 40'lı 50'li yıllarda çokça tercih ediliyormuş.

Artık siz adına füze mi roket mi dersiniz bilmiyoruz ama cidden ilginç bir modelmiş.

Artık siz adına füze mi roket mi dersiniz bilmiyoruz ama cidden ilginç bir modelmiş.

Biz bu dönemde sütyensiz gezmeyi isterken, o dönem memeler başkaldırmış şekilde geziyorlarmış.

Biz bu dönemde sütyensiz gezmeyi isterken, o dönem memeler başkaldırmış şekilde geziyorlarmış.

Marilyn Monroe, Lizabeth Scott, Carole Landis, Elizabeth Taylor ve Jayne Mansfield gibi Hollywood starlarının da müptelası olduğu bir sütyen.

Marilyn Monroe, Lizabeth Scott, Carole Landis, Elizabeth Taylor ve Jayne Mansfield gibi Hollywood starlarının da müptelası olduğu bir sütyen.

Madonna'nın bazı konserlerinde de bu sütyeni giydiğini belki görmüşsünüzdür.

Madonna'nın bazı konserlerinde de bu sütyeni giydiğini belki görmüşsünüzdür.

Geçmişteki trend ürünlerin şimdilerde yeniden moda olmak gibi bir huyu var. sene sonra sokakta bu sütyenle gezen insanları görürsek hiç şaşırmayalım. Hazırlıklı olun derin ben. :)

Geçmişteki trend ürünlerin şimdilerde yeniden moda olmak gibi bir huyu var. sene sonra sokakta bu sütyenle gezen insanları görürsek hiç şaşırmayalım. Hazırlıklı olun derin ben. :)

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

ROKETLER

 Roketlerin Tarihçesi
 Roketlerin Yapısı


ROKETLERİN TARİHÇESİ

Roketler genellikle ucu hava sürtünmesini azaltacak şekilde yapılmış, yakıt, motor ve eksozdan oluşan silindir şeklinde kaplardır. Roketler çalışmaları sırasında havaya gereksinim duymayan, hareket yönünün ters yönünde sıcak gaz püskürterek hareket eden cihazlardır.

Roketlerin görevi, astronotik açıdan bir uyduyu atmosfer dışına çıkarmaktır. Yani roketlerin işlev gördüğü yer atmosferin içidir. Ancak bazı uydularda yörünge değişimini sağlayan kimyasal yakıt kullanan küçük roketlerde vardır. Ancak biz bunlara motor adını vereceğiz. Roket motorları ile jet motorları arasında büyük farklar vardır. Jet motorları yanıcı maddeyi beraberinde taşırken, yakıcı madde olan oksijen gazını atmosferden tedarik etmektedir. Halbuki roketler (özellikle astronotik amaçlı olanlar) hem yanıcı hem de yakıcı maddeyi beraberinde taşırlar. Bu nedenle bir jet motorunun uzayda çalışması mümkün değildir.

Yüksek hızlarından dolayı askeri amaçlarla da kullanılırlar. Örneğin karadan havaya, havadan havaya, denizden kara ve havaya atılan roketler yapılmıştır. Bir roket astronotik amaçla kullanılıyorsa taşıyıcı veya fırlatıcı adını alır. Askeri amaçla kullanılıyorsa yani taşıdığı yük tahrip amaçlı ise füze adını alır. Füzeler hem saldırı hem de savunma amacıyla kullanılabilirler. Örneğin alçak irtifa hava savunma gayesiyle geliştirilmiş sistemler mevcuttur. SPARROW, ASPIDE, STINGER, ADATS, ROLAND ve CHAPPARAL gibi. Ayrıca orta ve yüksek irtifalar için geliştirilmiş SCUD, FROG, PATRIOT ve ASRAAM gibi saldırı ve savunma amaçlı füze sistemleri geliştirilmiştir. Astronotik açıdan bakıldığında ise TITAN, ARIANE, SATURN gibi fırlatıcılar ile karşılaşmaktayız. Askeri ve astronotik roketler arasındaki en belirgin fark büyüklükleri ve kanat yapılarıdır.

Uzaya, bir zıpkın gibi fırlayıp giden insanlı ve insansız araçlar gönderme hayali ve uygulaması ilk uçakların yapılışından da eskiye dayanıyor. Roketlerde kullanılan ilk katı yakıt baruttur. Barutun ilk kullanımına ilişkin kayıtlar, İsa’dan önce 3. yüzyılın sonlarına, Çin’e işaret ediyor. İlk barut türüyle doldurulan bambu borucukları, kötü ruhları korkutup kaçırmak amacıyla dini törenlerde patlatılıyordu. Büyük olasılıkla, iyice kapatılmamış olan bazı borucuklar, oldukları yerde gürültüyle patlamak yerine ateş saçarak fırlayıp gidiyordu. Adını tarih sayfalarında kaybettiğimiz bir veya birkaç gözlemci mucidin ilk roketleri keşfetmesi güç olmamıştır. Bugün, Çinliler’in ilk roketleri yılından önce keşfettikleri kesin olarak biliniyor. Ne yazık ki bu tarihten önce 'ateş oku' adıyla kaydedilen roketlerin gerçek roketler mi yoksa yanıcı madde taşıyan oklar mı oldukları konusu belirsiz. yüzyılın başında, Sung Hanedanı hüküm sürerken Moğol baskısını hissetmeye başlayan Çin, savaş teknolojisine ağırlık vermişti. Bu çalışmaların ilk meyveleri ise el bombası ve toplardı. İlk güçlü roketler, yine Moğol istilacılara karşı MS yılında, Kaifung-fu savaşında kullanılmıştı. Kayıtlara göre bu roketler kalkarken kopardıkları gürültü yaklaşık 25 kilometreden duyulabiliyordu. Bu dev roketler, şaşılacak büyüklükte bir alanı tahrip gücüne sahipti. Şarapnelle tahrip yönteminin kullanıldığı bu örnekler, roketlerde kullanılan ilk yanma odalarını da barındırıyorlardı.

Roket teknolojisi kısa süre sonra, M.S dolaylarında Avrupa'ya kadar ulaştı. Moğolların Buda kentini ele geçirdikleri 25 Aralık tarihli Sejo savaşında Moğollar'ın Macarlara karşı kullandıkları en önemli silah, Çinliler’den miras aldıkları roketti. Roketlerin Arap literatüründe ortaya çıktığı tarih M.S yılıdır. Arap metinlerinde 15 Şubat tarihinde Bağdat kentine saldıran Moğol istilacılarının kullandığı roketlerden söz edilir. Roketlerin sırrını ele geçirmekte gecikmeyen Araplar, roketi yılında 7. Haçlı Seferi sırasında Fransız Kralı seafoodplus.info’nin ordusuna karşı kullanırlar. ’leri geçmeden roketçilik Avrupa’da da yayılmaya başlar. yılında İtalya’ya ve kısa sürede Almanya ve İngiltere’ye ulaşır. yılında İngiltere’de yayınlanan 'Topçuluk Tarihi' kitabının 43 sayfası roketçiliğe ayrılmıştı. Bu yapıtta, İtalyanlar’ın, askeri amaçlı roketleri sivil kullanıma uyarlayarak havai fişeği keşfettiği yazar. Böylece ilk havai fişekleri bu tarihten yıl önce bulan Çin uygarlığının başlattığı döngü, bir anlamda Amerika’nın yeniden keşfiyle tamamlanır ve roketler bir kez daha kısa bir süre için sivil amaçlarla kullanılır.

Hollanda, ilk ciddi askeri roketi ’de kullanmaya başlar ve ’de Almanya da ilk askeri roket deneylerini başlatır. Hindistan’ın zenginliklerine göz koyan Fransa ve İngiltere, bir yandan birbirleriyle, bir yandan da Moğolların ile yılları arasında İngilizlere karşı kullandıkları roketlerden biri, bugün Londra yakınlarındaki Woolwich Silahhanesi Müzesi’nde bulunuyor. Bu çatışmalarda dersini alan İngiltere de roketlerin önemini kavramakta gecikmez.

Bu konuda hem insan gücü hem de mali kaynaklar açısından en ciddi ve en kapsamlı çalışmaları yürüten Almanya olmuştur. Almanya, İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden önce roketleri operasyonel olarak konuşlandırıp kullanabilecek bir seviyeye ulaşmıştır. Nazi Almanya’sının ’nin sonlarından itibaren hava hakimiyetini kaybetmeye başlamasıyla beraber, Alman toprakları Müttefik hava bombardımanlarının hedefi haline gelmiştir. Buna karşılık Alman Hava Kuvvetlerinin bu saldırılara misilleme yapabilecek imkanlardan yoksun oluşu, Adolf Hitler’in 'İntikam Silahı' adını verdiği V1 ve V2 roketlerini kullanıma sokulması sonucunu doğurmuştur.

Bir Alman olan Wernher von Braun, roketlerle uğraşmaya 17 yaşında başlamış kısa sürede yükselip Alman askeri roket geliştirme programının başına geçmiş ve ilk uzun menzilli balistik roketleri V1 ve V2 yi geliştirmiştir. 'Uçan Bomba' adı verilen V1, esasen pilotsuz bir jet uçağıdır ve günümüzdeki 'cruise' füzelerinin atası olarak değerlendirilebilir. Küçük bir jet motoruyla donatılan yaklaşık 8 metre uzunluğundaki V1, içine yerleştirilen ilkel bir otomatik pilot sistemi yardımıyla metre irtifada, km/saat’lik bir hızla uçabilmekte ve 1 ton patlayıcı maddeyi içeren savaş başlığını km uzaklığa ulaştırabilmekteydi. İlki 13 Haziran ’de olmak üzere Belçika, Kuzeybatı Fransa’dan İngiltere’deki yerleşim merkezlerine yaklaşık adet V1 ateşlenmiştir. Ancak V1’ler kendilerinden beklenileni verememişlerdir. Düz bir hat üzerinde uçtukları ve çok gürültü çıkardıkları için, V1’lerin önemli bir kısmı kolayca tespit edilebilmiş ve zaten çok hızlı yol alamadıkları için İngiliz avcı uçaklarınca hedeflerine varamadan düşürülmüştür.

Askeri teknoloji alanında yeni bir çığır açan ve askeri stratejiyi geri dönülemeyecek şekilde değiştiren gelişme V2 roketlerinin kullanımı olmuştur. V2’lerle katı yakıt kullanımından sıvı yakıt kullanımına geçilmiştir. 15 metre boyunda olan V2’ler fırlatıldıktan sonra yere dikey olarak yükselip km’lik bir irtifaya ulaşınca, bu kez neredeyse 90 derecelik bir açıyla hedefe doğru dalışa geçmekteydi. Başka bir deyişle, V1 gibi yatay olarak birkaç bin metre irtifada uçmak yerine, V2 parabol şeklinde uçuş yolu izleyerek hedefe ulaşmaktaydı. Bu parabole benzeyen uçuş yolu dolayısıyla V2’ler 'balistik füze' terimini askeri terminolojiye sokmuştur. Uçuşunun ikinci kısmında motorunun itme gücünün yanı sıra, yerçekimi etkisini de kullanarak km/saat’lik bir dalış hızına ulaşan V2; çok yüksek hız ve neredeyse 90 derecelik bir açıyla hedefine yaklaştığı için, o günün teknolojik imkanlarıyla durdurulması imkansız bir silahtı. Dahası kg’lık savaş başlığını km uzağa taşıyabiliyordu. Almanya 8 Eylül ’den başlayarak İngiltere üzerine ve Belçika’nın Antwerp şehrine karşı adet V2 roketi fırlatmıştır. Hem V1 hem de V2’ler askeri açıdan kendilerinden beklenilen verimi verememişlerdir. Her iki roketinde isabet oranları düşüktü. Bu roketlerin dairesel yanılgı payı km idi. Bu nedenle vurulması zor askeri ve stratejik hedeflere karşı fazla başarılı olamamışlardır. Ancak Almanlar, bu roketleri 'terör silahları' olarak sivil hedeflere karşı kullanmayı tercih etmişlerdir. Böylece çıkardıkları yüksek ses ve tahrip gücü sayesinde halkın morali üzerinde olumsuz bir etki yaratmaya çalışmışlardır. Ancak Nisanında Alman orduları bütün cephelerde geri çekilmeye başlar, Hitler, roket bilgisinin Amerikalıların eline geçmesini önlemek üzere Von Braun ve ekibinin ortadan kaldırılmasını emreder. Ancak Von Braun ve meslektaşı Amerikaya kaçmayı başarınca roket teknolojisinde liderlik Amerika’nın eline geçer. Bu liderlik fazla uzun sürmez çünkü Sovyet bilim adamı Korolev, ’den itibaren pek çok Sovyet kozmonotunu yörüngeye taşıyacak olan Vostok, Voskhod ve Soyuz uzay araçlarını geliştirecektir.

yılına gelinilene kadar hem Amerika hem de Sovyetler Birliğinde çok ciddi roket projeleri geliştirildi. 4 Ekim ’de Sovyetler Birliği ilk uydu Sputnik-1 yörüngeye oturttular. Bu uydu 4 Ocak ’de düştü. Daha sonra 3 Kasım ’de Sputnik-2 ile ilk canlıyı (Leika adlı bir köpek) uzaya gönderenlerde Sovyetler Birliği oldu. Sputnik-2’de 14 Nisan ’de düştü. ABD ise ilk uydusunu 1 Şubat ’de fırlattı. Bu portakal büyüklüğünde bir uydu idi.

Astronotik tarihine baktığımızda ilk adım: İlk uydunun atılması (), ikinci adım: İlk insanın uzaya çıkışı ve ilk yürüyüş (), üçüncü adım: Ay’a gidiş () dir. Bu tarihten sonra astronotik baş döndürücü bir hızla gelişmiş ve bugün astronotiğin nimetlerinden faydalanmayan hiçbir bilim dalı kalmamıştır.



ROKETLERÄ°N YAPISI

Roketler genellikle dış görünüşlerine göre uç kısmı sivri, silindirik bir gövdeye sahip, üçgen şeklinde kanatları olan etki-tepki prensibine göre hareket eden taşıyıcı araçlardır. Bir roket kaba hatlarıyla üç kısımdan oluşur:

1. Roketin genelde ucunda bulunan yük kısmı (Kargo): Yük bazen bir uydu, bazen de bir bomba olabilir. Bazen bu yük roketin uç kısmında olmayıp üzerine yapıştırılmış durumda olabilir. Bir örnek verirsek 'uzay mekiği', bir roket değil, roket üzerine yerleştirilmiş bir yüktür.

2. Yakıt kısmı: Roketin toplam ağırlığının çok büyük bir kısmını kapsayan, yanıcı ve yakıcı madde taşıyan tanklardan oluşan kısımdır.

3. Roket motoru ve meme: Yanıcı ve yakıcı maddelerin yanmasını kontrol eden ve oluşan ısı ve gazı dış ortama aktaran mekanizmaların hepsine birden roket motoru denir. Meme ya da eksoz denen kısım roketin en alt kısmında bulunan, ilerlemeyi (itimi) ve yön değiştirmeyi sağlayan hareketli yada hareketsiz bacadır.

Yer atmosferi içersinde roketlerin hız kazanmasını sağlayan olay, kimyasal bir olaydır: Yanma olayı. Dolayısıyla bu tür roketlere Kimyasal Roketler adı verilir. Bütün askeri füzeler, yörüngeye uydu taşıyan roketler, kimyasal roket kapsamına girer. Çünkü sistemi hareket ettiren güç, yanıcı ve yakıcı maddelerin yanması sonucunda elde edilmektedir.



Füze gibi göğüsler yine moda H2

Değerli seafoodplus.info okurları.

seafoodplus.info ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak seafoodplus.info yorum sayfalarında yer almayacaktır.

Ayrıca seafoodplus.info yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler seafoodplus.info yorum sayfalarında paylaşılamaz.

seafoodplus.info yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve seafoodplus.info bunlardan sorumlu tutulamaz.

seafoodplus.info yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir