kaynağı değiştir]
7 Ocak 'da Galileo 3 görünmez, küçük ve sabit yıldızı teleskopuyla gözlemlemeye başladı. Bunların hepsi Jüpiter'in yakınında ve onun içinden geçmekteydi. Daha sonraki gözlemler bu 'yıldızların' Jüpiter'e kıyasla yıldız olsalar açıklanamayacak bir şekilde hareket ettiklerini gösterdi. 10 Ocak'ta Galileo birinin kaybolduğunu gördü ve Jüpiter'in arkasında olduğunu düşündü. Birkaç gün içinde bu objelerin Jüpiter'i yörüngelediğini buldu. Galileo gezegenin en büyük 4 uydusunun üçünü keşfetmişti. Dördüncüyü de 13 Ocak'ta keşfetti. Bu dördüne ilerideki efendisi Cosimo II de' Medici'nin şerefine 'Medici yıldızları' ismini koydu. Ancak sonraki astronomlar bunları Galileo'nun şerefine 'Galileo uyduları' olarak adlandırdı. Bu uyduların şimdiki isimleri Io, Europa, Ganymede ve Callisto'dur.
Jüpiter'in uydularının gözlemleri astronomine bir çığır açtı: daha küçük gezegenler tarafından yörüngelenen büyük bir gezegen, Aristoteles'in dünyamerkezci teorisine ters düşüyordu ve birçok astronom ve filozof başta buna inanmadı. Christopher Clavius'un rasathanesi bu gözlemleri kanıtlayınca Galileo 'de Roma'da bir kahraman gibi karşılandı. Galileo ilerideki 18 ay boyunca uyduları gözlemledi ve evreleri hakkında (Kepler'in imkânsız dediği bir başarı) çok doğru bilgiler edindi.
Galileo matematiği deneysel fiziğe uygularken, gününün standart matematiksel metotlarını kullanmaktadır. Bu metotlar ters orantı ve karekök Fibonacci ve Archimedes’den miras kalmıştır.
Analizleri ve ispatları Öklid Elementlerinin beşinci kitabında geçen Eudoxian oran teorisine dayanıyordu. Bu teori sadece bir asır öncesinde ortaya çıkmıştı ve Tartaglia ve diğer dillere doğru olarak çevrilmişti. Teori Galileo’nun ölümüne kadar kabul görmüştür, sonrasında Descartes’in cebircel yöntemlerine yerini vermiştir.
Bu Galileo paradoks olarak anılan kavram özünde onunla alakalı değildir. O sonucu sonsuz sayıların karşılaştıralmayacağı yönünde vermişti. Artık bu yönerge işe yarar olarak görülmemektedir.
Galileo da Hollandalı bir mucidin icat ettiği teleskobu bir arkadaşından aldığı mektuplar aracılığı ile öğrenmişti. Bu mektuplardan yola çıkarak ve kendi becerilerini kullanarak bir dizi teleskop geliştirmeye başladı. da bir cismi 30 kez büyüten bir teleskop geliştirdi. Sonrasında teleskoplarını kullanarak uzayı gözlemlemeye başladı.
Mayıs da gözlemlerini Siderus Nuncius (Yıldız Habercisi) adlı kısa kitabında yayınladı ve bu çalışma büyük bir heyecan yarattı. Kitabında Ayın yüzeyinde dağlar olduğunu, Samanyolu galaksisinin küçük yıldızlardan oluştuğunu ve Jüpiter gezegeninin dört uydusu olduğunu söylüyordu. Ayın yüzeyinin pürüzsüz ve kusursuz olmadığını, dağ ve çukurların olduğunu gördü.
Temmuz da teleskobunu Satürn gezegenine çevirdi ve Satürnün üç parçadan oluştuğunu gördü. Teleskobu Satürnün çevresindeki halkayı gösteremiyordu ve halkayı iki tarafında parçalar olarak görüyordu. Aynı sene Venüsün Ay benzeri evrelerden geçtiğini gördü ve Venüsün Güneş etrafında döndüğü sonucuna vardı. Ama bu gözlemini Dünyanın Güneşin etrafında döndüğü tezi için kullanmadı, sadece Venüsün Güneş etrafında döndüğü sonucuna vardı.
Galileo, modern gözlemsel astronominin, modern fiziğin, bilimin, ve modern bilimin atası olarak tanımlanmaktadır[11] Stephen Hawking, Galileo, modern bilimin doğuşunda muhtemelen diğer herkesten daha büyük bir role sahiptir. demiştir.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Ömer YILDIRIMın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf Felsefeye Giriş ve 2., 3., 4. Sınıf Felsefe Tarihi Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı
Tweetle