Garsonluk Ekşi

• 2 haftadır izin kullanamadıysanız ve işvereniniz size sadece 1 takım zimmetlemişse insanın doğasından kaynaklanan bir durumdur.

• kendi ter kokusundan bile iğrenen biri olarak ter kokan adamı savunmanın sözlüğümüzdeki andavallara mahsus bi durum olduğunu düşünüyorum. tribünlere oynamaktır bu bence. bakın ne kadar da halkçıyım diye show yapmaktan başka bişey değildir.
  
  sen o adamın ne kadar maaş aldığını biliyor musun diye soranların o adamlar için 3 kuruş yardım toplansa ortamdan ilk tüyenler olduğunu biliyoruz. defalarca mülahaza ettik bunu. yani yemiyoruz artık bu numaraları.
  
  ayrıca ter kokusu çoğu zaman kıyafet seçiminin yanlışlığından kaynaklanır. eğer anylon karışımı fazla bir gömlek giyerseniz daha öğlen olmadan kendi ter kokunuzu almaya başlarsınız.
  
  edit: o değil de asıl sorun ağzı kokan vatandaş sayısının artması bence.

• koltuk altındaki terden bahsedilen, kıçından akan terden dem vurulmayan kardeşlerimizdir. bir de bu adamların servis, temizlik gibi işlere ek olarak ego pompalamak gibi görevleri vardır. falandır, filandır.

• ekşi sözlük fakir edebiyatı timine gece gece fazla mesai yaptırmış garsondur.
  
  oturmuş ciddi ciddi "ya 18 çocuğa birden bakıyorsa? :((( ya cebindeki son beş lirasını çocuğuna harçlık verdiyse? :((( ya su parasını ödeyemediği için ailecek çitileniyorlarsa? :(((" diyerek durumu meşrulaştırmaya çalışan, karşıt argüman sıçan tipler var.
  
  temiz olmak, suyun altına girmek ne zamandan beri lüks oldu amını sikeyim ya? şu sözlük drama queen'lerinden bıktım usandım birader. siktirin gidin.

• lüks restoranlarda bile denk gelinebilir garson türüdür. bu önlenebilir bir mevzu olduğu için kendilerine karşı pek merhametli olamayacağım. onların ben amk.

• ne kadar zor durumda olursa olsunlar, bir yolunu bulmalılar diye düşünüyorum. ama bazen çok çaresiz kalınabiliyor.
  
  iki örnek vericem, biri garson değil ama yıllardır anneme temizlikte yardıma gelen abla. ya böyle bir koku olamaz, çok güzel temizlik yapıyormuş annemin dediğine göre, ama o gittikten sonra 3 saat evi havalandırıyordu annem başlarda. sonra abla geldiği gibi annem onu duşa sokmaya başladı. temiz iç çamaşır falan da veriyordu ablaya, gerçi abla yıkandıktan sonra gene aynı kıyafetlerini giyiyordu ama birkaç hafta sonra o kıyafetler de pek kokmamaya başladı zaten. sonralarında anlattı, meğer evlerinde duş yokmuş. bildiğin yokmuş yahu. çok teşekkür ederdi anneme her seferinde. şimdi bu kadıncağız ne yapsın değil mi? hamama mı gidecek 2 günde bir. zaten parası yok.
  
  bir de, ben birkaç yıl önce part-time garson olarak çalışırken, galatasaray üniversitesinin bahar şenliklerine katılmıştı çalıştığım yer. ben de 3 gün boyunca orada durup yiyecek-içecek satacağım. ilk gün sabah 9'da gittim, çalıştık falan. akşam 2'de gitti millet, bizim toparlanıp eve dönmemiz 4'ü buldu. koca gün ayakta durmaktan imanım gevremiş zaten, üstelik bayağı sıcaktı, terlemişim tabi. bir duş alıp hemen yatayım dedim ama sabah 8'de evden çıkacağım ve giymem için tek bir tişört vermişler bana, ertesi gün mecburen gene onu giyeceğim. leş gibi, ıyy. insan kendinden iğrenir. üşenmedim tişörtü de yıkadım, yattım 1 saat uyudum sonra kalkıp tişörtü kuruttum evden çıkana kadar.
  
  tabi ertesi gün gene aynı terane. koca gün "bana bir tişört daha buldurun abiler, bari bu gece 3 saat uyuyayım" diye dolandım yok, vermiyorlar. gene oturup bütün gece tişört çitiledim.
  
  bu da kendisiyle çelişen bir entry gibi oldu ama, en ufak bir imkanı varsa, insan ter kokmamalı. başkalarını geçtim, kendine saygıdır başta. hem temizlik hissi ne güzel bir histir ya vazgeçilir mi hiç.

• şu şiiri yazmamın sebebi olan kişilerdir:
  
  onlar hep aramızda
  sade bir kabus değil
  güzel kokanlar anlar
  ter kokan garsonlar var
  
  yaz kış hep beyaz giyer
  ama hiç temiz değil
  banyo yapanlar anlar
  ter kokan garsonlar var
  
  bizden isterler amma
  bahşişler beleş değil
  pak giyinenler anlar
  ter kokan garsonlar var
  
  dertleri gün geçirmek
  yiyip içtiğin değil
  misk sürünenler anlar
  ter kokan garsonlar var

• seafoodplus.info&#x;le-al-hooters-girlsjpg
  
  (bkz: hooters)

• temizliğin lüksle, tüketimle alakası yoktur. temiz olma niyetindeki adam sözlükçülerin bahsettiği gibi son beş lirasını çocuğuna harçlık olarak verebilir çalışmaktan sıklıkla duş almaya vakti olmayabilir hepsi olabilir de koktuğunu farkettiğinde yeşil sabunla ellerini köpürtüp bi koltuk altını da yıkayabilir herhalde. topluma hizmet ediyorsan bi zahmet yıka da. netice itibariyle garsonluk işini yapan insanların sahip olması gereken özellikler diye bir şey varsa ki bu işin eğitimi bile var bu özelliklerden biri de temiz olmasıdır kanaatimce. yemeğimi getiren adamın nasıl servis yaptığından daha önemlidir hatta bu konu.

• masana uğramayan, siparişini getirmeyen veya yarım saat önce aldığı sipariş için daha servis bile açmamış ya da poponun oturulacak yere temas ettiği anda ne alırsınız efendim diye gelen garsondan hallice olanlardır zira sofistike mekanları birkaç saniyeliğine esnaf lokantası havasına bürümesi işlevsellik bakımından sorun teşkil etmediği gibi size ekstra bir enerji harcatmadan ambiyans degişikliği yaşattırır.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

• öncelikle herkese merhabalar. bugün bu başlığı açmamın en temel nedeni insanların hadsizliklerine ve terbiyesizliklerine tahammül edememem ve bunlara dur demek adına bir etki yaratmaktır. öğrencilik hayatımda günlük harçlığımı çıkarmak için beşiktaş&#x;ta bir cafede part time garson olarak çalışıyorum. gün içerisinde tonlarca insanla muhattap oluyorum ve artık bazı şeylere katlanamıyorum. ve bu olanlardan sonra da herhangi bir hizmet işinde çalışan kişilere karşı bütün tavrım ölene dek farklı olacak. yazacak olduğum bütün sitemler kendini bilmez ve hadsiz müşterileredir. öyleyse başlayayım;
  
  1) abi öncelikle bir mekana gidiyorsanız ne kadar yorgun ve yılgın olsanız da bütün yorgunluğuna rağmen size güler yüzle gelmiş bir garsona( insana!) karşı siz de güler yüzlü bir cevap verin. insancıl bir şekilde isteklerinizi belirtin. emin olun güler yüzünüze karşılık, alacak olduğunuz hizmet de artacaktır. insanları gererseniz, gerilirsiniz. ve ne olursa olsun karşınızdakinin de bir birey olduğunu unutmayın. bunun üzerine yaşadığım olayı anlatayım.
  -müşteri : tabağa koya koya iki salam mı koydun? parası neyse verelim de adam gibi bir şey getir.
  -garson : not found
  
  2) insanları garson diye hakir görmeyin. çalıştığım yerdeki garson arkadaşlardan bahsedeyim. birçoğu gayet iyi üniversitelerde okuyan, yüksek bilgi birikime sahip gelecekte iyi yerlere gelecek pırlanta gibi insanlar. hadi bu bizim gibi öğrenciler için bir süreç. ya bütün hayatı boyunca bu meslekte çalışacak insanlar. bu insanları incitmeye ve küçük görmeye hakkınız yok!
  
  3)insanların iki ayağını bir pabuca sokmayın. yorgunluktan geberdiğimizi görüyorsunuz. bir çay mı isteyeceksin abi, garson zaten seni fark etmişse ve o an daha acil bir işi yoksa o çayını getirir. sonuçta müşteri memnuniyeti denen bir kavram var. zırt pırt da menemenim nerde kaldı, patatesim nerde kaldı diye azarlar şekilde soru sormayın. biz pişirmiyoruz anasını satayım. ocaktan çıktığı gibi zaten önünüze getiriyoruz. hadi onu geçtim dünyanın en iyi servis yerinde de değilsin ve ödediğin ücret de abartı bir şey değil, öyle bir yer olsaydı zaten bizim gibi öğrenciler değil bu işte profesyonel kişiler çalıştırıldı.
  
  4) bir masaya oturduysanız elli kere masayı değiştirmeyin. bütün adisyonlar, hesaplar müşteri yoğunluğu varsa karışıyor. ve azarı biz işitiyoruz. hadi masayı değiştirdin. yahu nezaketen çatalını gittiğin masaya götür bari.
  
  5) bir garson sana masanızı silebilir miyim diye sorduğunda öküz gibi al işte ne bana soruyosun gibi bir cevap verme!
  
  6) çok yorulmuş bir insana eziyet etme hakkın yok. geçen bir müşteri geldi arkadaştan menemen istemiş. arkadaş menemeni götürdü. git bunun yenisini yap ben çırpılmış istiyorum dedi. bunu en başta belirtmemişti mesela. daha sonra benden su istedi ve ben öncesinde çok soğuk olmadığını dolaba yarım saat önce atıldığını belirttim. olsun getir dedi. masaya götürdüm ve benden tekrar bardakla buz istedi tabi yine saygısızca. onu da götürdüm. sonrasında gerçekleşen diyalog aynen şu şekildeydi;
  -müşteri: bu böyle de keyif vermiyor hiç getirmesen daha iyidi.
  -ben: içmeyecekseniz götüreyim.
  -müşteri: kafama atsaydın bari.
  sonrası malum içten içe benim sövmelerim ama yine sabredip ses çıkaramamam&#x;
  
  7) masaya oturduğunuzda kaç kişi olacağınızı belirtin ki(gelecek kişiler henüz gelmemişse) ona göre biz de hızlanalım. biz yedi kişiyiz deyip sonrasında bugün olduğu gibi 12 kişi olmayın. zaten göt kadar yerde birleştirebileceğin kadar masayı birleştirmişsin. daha da masayı birleştirmeye çalışmayın yazık lan bize. bugün bunu yapanlardan biri çantasını unutmuştu. aslında vermeyecektim de dönüp alacaktı. ama nerde bizde o vicdansızlık&#x;
  
  8)bir de yemek yerken masaya sıçmanıza gerek yok. insan gibi yiyin yemeğinizi!
  oldukça uzun bir yazı olduğunun farkındayım. ama çok doldum abi ya. bu tavırdaki kişiler tavrını değiştirmese bana bir zararı olmayacak, ben 2 ay sonra asıl mesleğime başlayacağım da ya tüm hayatları boyunca bu işi yapacak olanlar&#x; insanların mesleği her ne olursa olsun, yapılan işe saygı duyun.

• üniversite yıllarımda profesyonel olarak yaptığım, oldukça iyi bahşişler de aldığım kutsal mesleği icra edenlere karşı sergilenen rezalet.
  
  bu işi yapacak iseniz ergenlerin, baba parası yiyen zibidilerin ve kezbanların takıldığı mekanlardan elinizden geldiğince uzak durun, mecbur iseniz de ilk fırsatta daha iyi mekanlara kapak atmanın yollarını arayın.
  
  zira beyni beş kuruş etmeyen varlıklar sizin üzerinizden ego tatmini yoluna giderler, ha bir şekilde onları g.t etmenin yolunu bilirdim ben de, herkes yapamaz bunu. bu sebeple nacizane tavsiyem karın tokluğuna yapacak başka onlarca iş var, mekan kaliteli değilse yapmayın kendinize o kötülüğü.
  
  edit: tanım
  
  edit 2: tanım düzelti uyarısı için adet adet insan'a teşekkür ederim.

• müşterilerin -belli bir kısmı tenzih ederekten- kendilerini bir bok sanması çağımızın vebası bu sadece bu mesleğe has bir durum değil elbette ama gıda sektöründe çalışmamama rağmen bu sektörde çalışanların ne tür pisliklerle ve "tiplerle" muhatap olduğunu tahmin etmek zor değil kendi adıma kendilerine bol sabır diliyorum
  
  bazen insanın içinden -hak edene- şunları yapmak gelmiyor değil lol!
  
  seafoodplus.info?v=m0iqkucro6a
  seafoodplus.info?v=-epdvlwmoos

• başlığı açan aslında kendisi garsonluk mesleğini küçük görüyor ve herkesi kendisi gibi zannediyor. ortada bir rezalet varsa yazdığı yazıdır.

• para veriyorum simarikligina maruz kalmis insanlarin hakli yakinmalari.
  
  ogrencilik hayatimda garsonluk yapmadim, fakat ozel ders verdim. burda yazilanlardan farkli boyutta bir 'para veriyorum' simarikligini gordum. ogrenci ailelerinin geneli duzgun ve saygiliydi. fakat aklima gelen uc bes tanesi var evlere senlik.
  
  asik surat ulkenin genel bir sorunu genc arkadasim. o asik suratlilar senin rica etmenle degismeyecekler. sen gulumsemeni, kibarligini bozma, profesyonel dusun.
  
  uc kurusu cebine koydu diye kendini pasa sanan dangalaklara bakma. asalet parayla sahip olunan birsey degil.
  
  ha yurtdisinda garsona, ya da kuafore, ya da hizmet aldigi herhangi birine kum torbasi gibi davranmaya kalkanlarin eline parasini iade edip, gonderirler. keske turkiye'de de musteri velinimetimizdir lafini gotunden anlayan gorgusuzlere benzer bir muamele yapilsa.

• (bkz: emek)
  (bkz: duygusal emek)
  
  (bkz: #)

• şu devirde, bir insan böyle bir konu hakkında yakınmaya mecbur bırakılıyor. hayat zaten yeterince zor, bir de siz zorlaştırıyorsunuz. nazik, görgülü, anlayışlı vs. olmayı geçtim, insan olmanız isteniyor sizden. bu, bu kadar zor olmamalı ya.

• memleketin her köşesinden rezalet fışkırırken araya katılmış bir olay.
  
  her meslekte rezil insanlar vardır. yani bu garsonlardan uzak durun, onlar kutsaldır; işte doktorlara el uzatmayın (uzatın anlamında söylemiyorum), yok öğretmenler ki çok bilmemne.
  
  abi her meslekte her millette her toplumda her taraftar gurubunda iyisiyle kötüsüyle insan bulunur. çok nazik müşteriler de var. çok hayvan garsonlar da. yani genellemek benim de bazen yaptığım bir hata. bi de böyle düşün.

• ilk 7 maddesine sonuna kadar katılıyorum.
  sadece garsonlar değil, hizmet sektöründe çalışan herkese (simitçi, bankacı, memur, polis), yani insanlarla etkileşim içinde çalışan herkese mümkün mertebe güler yüz göstermeli, nezaketi elden bırakmamalıyız.
  ancak son madde yersiz olmuş. nasıl bir doktor hastası terli de olsa, kokuyor da olsa, kanamalı da olsa şikayet etmiyorsa, işini yapıyorsa ve yapmak zorundaysa, garson için de masanın kirlenmesinden şikayet etmek abes bence.
  kimsenin bilerek masayı kirleteceğini sanmam, ama yemek bu sonuçta, dökülmek fıtratında var.

• geçtiğimiz günlerde bir yere gittim. 68 yaşında bir amca ama çakı gibi. o hizmet ettikçe ben ezildim.
  
  garsonlukta, sizin yaptığınız iş gibi bir meslek. hani siz kapasitesizliğinizden işiniz tam yerine getiremiyorsunuz ya. onların da eksikleri olabilir ama hiçbirisi şımarıklığa sebep değildir. 3 kuruş veripte, mekanı ya da insanları satın almıyorsunuz. gidip egonuzu garsonların üstünde değil, başka insanların üzerinde tatmin edin. 3 kuruşa ekmek götürmeye çalışan adamlara eziyet etmeyin.
  
  keşke başlık 29 temmuz'a özel değil de, genel bir başlık olsaymış. ülkemizde bi tarafı kalkmış insanların kendini, küçük dağları yarattım havası, 1 güne özel bir şey değil çünkü.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.