Gazel kelimesinin aslı Arapçadan gelir. Kelime anlamı olarak; kadınlarla arkadaşlık ve sevgi kurmak olarak tanımlanan gazel, edebiyat alanında ise güzellikten, aşktan ve içkiden bahsedilen küçük şiirlerdir. Ozanların işlediği aşk konusu bazı zamanlarda Tanrı aşkını, bazen de dünyevi aşkı temsil eder ama her iki durumda da âşık ozanlar için hayran oldukları güzellik ulaşılmazdır. Gazelde en sık olarak bahsi geçen içki kırmızı şaraptır.
Gazel, Arap Edebiyatı’nda önceleri kasidenin tegaüzzül adı verilen bir bölümü iken, daha sonra ayrı bir biçim olarak yazılır hale gelmiştir. Gazelin geçmişine bakılacak olursa, ilk gazeli yılında İmruü’l – Kays’ın yazdığı bilinmektedir. İslam dininin ilk dönemlerinde pek fazla ilgi görmeyen gazel büyük de tepkiler toplamıştır.
[renkbox baslik="Kaside Nedir? Özellikleri ve Bölümleri Nelerdir?
" link="seafoodplus.info" resim="seafoodplus.info" renk="turuncu" yenisekme="evet"][/renkbox]
Çünkü İslam dininden önceki ozanlar aşk duygularını dile getiren, kadın – erkek eşitliğini savunan şiirler yazmaktaydı. Fakat Müslümanlığa geçiş yapıldıktan sonra yeni dinin getirdiği sıkı ahlak kuralları yüzünden gazel tepki çekmiş ve toplumca yadırganmaya başlamıştır. Gazel yazan şairlerin de ağır cezalara çarptırıldığı bilinmektedir. Gazel daha sonra İran Edebiyatı’nda oldukça ilgi görmüş, buradan da Osmanlı Edebiyatı’na geçiş yapabilmiştir.
Güzellik, aşk ve aşk sebebiyle çekilen acılar, şarap, eğlence ve keyif alınabilecek her şey gazelin konuları arasında yer alır. Bu konularda yazılmış Divan Edebiyatı nazım şekline gazel adı verilir. Gazel denince akla ilk gelen divan şairleri; Fuzuli, Baki, Taşlıcalı Yahya ve Şeyh Galip gibi isimler gelmektedir.
[renkbox baslik="Şiir Nedir? Türleri ve Türk Edebiyatında Şiirin Yeri
" link="seafoodplus.info" resim="seafoodplus.info" renk="gri" yenisekme="hayir"][/renkbox]
Gazel türleri arasında didaktik özellikte olanlar bulunsa da sayıları oldukça azdır. Ayrıca bu tür gazeller şiirsel özellik açısından da zayıftır. Nabi’nin yazdığı gazeller bunlara örnek verilebilir. Gazelden bahsedilince akla ilk önce âşık şiiri gelir. Halk şiirindeki koşma nazım türüne benzerler.
Gazel Araplara ait bir nazım türüdür. Bu nazım biçimi özellikle Müslümanlığın yayıldığı zamanlarda İran'a geçmiş ve kısa bir süre içerisinde burada yaygınlaşmıştır. Daha sonra İranlı şairler gazelleri Farsça kaleme almışlardır. Farsça yazılan gazeller, Gazneliler zamanında bile sarayda büyük ilgi görmüşlerdir. Aşağıda bir edebi tür olan gazelin özelliklerini maddeler şeklinde sizlere sunmaya çalıştık.
Gazellerin çeşitlendirilmesinde konular ve üsluplar belirleyici konumdadır. Gazeller genel olarak aşk, şarap, güzellik ve sevgi gibi konuları ele almaktadır. Gazelin geçmişine baktığımızda, koşuk ve koşma gibi isimlerle de anıldığını görmekteyiz. Gazel için divan edebiyatının kalbi tanımlamasını kullabiliriz. Bu şiirleri okurken kelimeleri hem gerçek hem de mecazi anlamlarıyla düşünmelisiniz. Ele aldığı konuya göre gazel türleri şunlardır;
Gazeller, içten, samimi, etkileyici yönüyle kasidelerden daha üstündür. Kaside ise devrin büyük insanlarına övgüler yapılan şiirlerdir. Kasidelerde yazım sonucunda mevki sahibi olma gibi bir çıkarsal ilişki söz konusudur. Gazellerde ise böyle bir durum yoktur. Gazellerde istenen tek şey aşktır ve o da hiçbir zaman elde edilemez. Gazellerde sevilen her zaman zalim olan taraf; seven ise acılar içinde kıvranan taraftır.
Gazel Arapça edebiyatta bir nazım şekli değildir bir kasidenin başında bulunan aşktan, sevgiliden söz eden kısımlara verilen addır. Diğer bir adla "nesîb" olarak bilinir. Fakat sonraları bir şairin bahar, aşk, sevgili, şarap vb. coşkulu haller karşısındaki duygularını, kısa veya uzun olarak, ele alan şiirlere gazel denilmiştir. Arap şiirinde nesib anlamında kadın ve aşktan söz eden kaside şeklinde yazılmış şiirlere "tegazzül" denir.
Klasik Arap şiirinde gazel genel olarak üç başlık altında incelenmektedir. Bunlardan en önemlisi saf, temiz ve iffetli duyguların işlenmiş olduğu "'Uzrî Gazel"dir. Diğer ikisi ise "Sarih (Açık) Gazel" ve "Sınaî (Yapay) Gazel"dir. Her ne kadar Cemil b. Ma'mer'in ve Mecnunu Leylâ'nın öncülüğünü üstlendiği "'Uzrî Gazel" yılında dilimizde detaylı şekilde ele alındıysa da Arap gazelinin diğer iki kolu henüz Türkçede işlenmemiştir[1].
Islâmiyet’i kabulünden sonra İran’da Arap şiirinin etkisi altında oluşturulan "yeni İran edebiyatı" içinde gazel lirik şiirin en tercih edilen nazim şekillerinden biri olmuştur. Yeni İran şiirinde Arap edebiyatında kasidenin bir bölümü olan gazel Fars edebiyatında nazım şekli haline gelmiştir. Farsça gazel söyleyen ilk "Şehidi Belhi"'dir.
Batı Türkçesi ile ilk gazel yy. ikinci yarısında ve Anadolu'daki ilk menakıbname olan "Menakıbı Evhaduddini Kirmani" adlı eserdeki gazel ile Mevlana'ya ait gazeldir.[2]