gebelikte jelibon yemek / Hamileliğin ilk üç ayında dikkat! Bu besin düşük riskine neden oluyor - Hamilelik Haberleri

Gebelikte Jelibon Yemek

gebelikte jelibon yemek

Gebelikte şeker yükleme testi zararlı mı?

Hamilelikte oluşabilecek diyabet, kaçınılması gereken ve sık görülen rahatsızlıklardan biri. Peki yapılan testler hamileliği ve bebeği nasıl etkiliyor?


Hayatı boyunca diyabet belirtisi göstermemiş bir kadında bile hamilelik süresince oluşabilecek insülin dengesizlikleri yüzünden diyabete rastlanabiliyor. Gestasyonel diyabet de denilen bu durum, hamileliklerin %3 ila %10’unda görülebiliyor. Hamile kalmadan önce de şeker hastalığı bulunan kadınlarda ise, gebelikte kan şekerini kontrol altında tutmak daha da zorlaşabiliyor. Bu sebeple diyabet hastası hamilelerin düzenli kontrol edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerine dikkat ederek hamileliğini geçirmesi gerekiyor.


Hamileliğin başında, açlık şekerine bakılır ve herhangi bir risk durumu tespit edilmezse, gebeliğin ve haftaları arasında şeker yükleme testi yapılır. Bu testin sonucunda kandaki şeker seviyelerine bakılarak diyabet riski olup olmadığı öğrenilmiş olur.



Şeker yükleme testi olarak bilinen oral glukoz tolerans testi, anne adayının insülin dengesini ölçmek ve diyabet riski taşıyıp taşımadığını öğrenmek için yapılan bir testtir. Diyabet gelişme riskinin en yüksek olduğu haftalar olan ve haftalar arasında yapılır.


Anne adayına 50 gr glukoz (şeker) içeren bir besin (genellikle şekerli su) verilir ve sonrasında kan değerlerine bakılarak diyabet belirtileri araştırılır. Eğer ilk testin sonucu yüksek çıkarsa, gr oral glukoz testi ile devam edilir ve kan değerlerine tekrar bakılır.


Annenin belirli bir miktarda şeker almasını ve bir müddet aç kalmasını gerektirebilen bu uygulamalar, son zamanlarda tartışma konusu olmuştu. Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, doğal beslenen annelerin şeker hastalığına yakalanmayacağını belirterek rutin uygulanan şeker tarama testlerinin sakıncalı olabileceğini söylemişti.


Canan Karatay’a göre, bu testi yapabilmek için anneye verilen gram şeker hamileliğe de, bebeğe de zararlı. Karatay, diyabet riski olsun olmasın, tüm hamilelerin iyi beslenme ile gebelik şekerinden korunabileceğini iddia ediyor.


Oysa Türkiye Jinekoloji ve Obstetri Derneği yaptığı açıklamada, şeker yükleme testinin herhangi bir zararının olmadığını, aksine hamileliğin başında tespit edilen diyabete müdahale edebilmek açısından oldukça önem arz ettiğini belirtiyor.


TJOD’un açıklaması şöyle: “Çeşitli televizyonlarda açıklamalarda bulunan ve aslında kardiyoloji uzmanı olan Prof. Dr. Canan Karatay, gebelikte yapılan şeker yükleme testinin bebeğe zarar verdiği iddialarında bulunmaktadır. Bu yayınları izleyen anne adaylarımızın bir kısmı kendilerini takip eden kadın doğum uzmanlarının şeker yükleme testi taleplerine şüphe ile yaklaşabilmekte hatta kimi zaman bu testi yaptırmaktan çekinmektedirler.


Şeker yükleme testi uzun yıllardan bu yana güvenle yapılan ve hem anne adayı hem de bebek için hayati önem taşıyan bir testtir. Hamile bir kadın bir dilim pasta ya da tatlı yediği takdirde bile neredeyse şeker yükleme testindeki ile aynı miktarda şeker vücuduna girmektedir. Uzmanlığı kardiyoloji olan saygıdeğer bir profesör hanımefendinin televizyonlarda bu asılsız iddialarda bulunurken "kadın doğumcuların neredeyse hepsi erkek, onlar için bu testi istemek kolay, anne olmadıkları için bebeğe verilebilecek zararı göz ardı ediyorlar, önemsemiyorlar " gibi cümleler sarf etmesi de abesle iştigaldir.”

Gebelikte tespit edilen diyabet fark edilemediğinde çok daha ağır sonuçları olabiliyor. Op. Dr. Semra Özer, bu testin yaptırılmasını önermenin her kadın doğum uzmanının görevi olduğunu belirtiyor: “Sonuç olarak, doğru beslenme her gebe için gereklidir. Bazı gebeler şeker hastasıdır ve bunu bilmiyordur, bu bilgisi olmadığı için doğru beslense bile bebeği zarar görebilir. Bunun sizin başınıza gelme ihtimali, düşük olsa bile vardır ve test ile bunu öğrenmek hedeflenir. Sadece iddia seviyesindeki zararı nedeniyle bu testi yaptırmayarak aldığınız riskin bilincinde iseniz, kimse sizi testi yaptırmaya zorlamamaktadır.”


Tespit edilemeyen diyabetin olası sonuçları ile ilgili olarak da Dr. Semra Özer şu ifadelere yer veriyor: “Canan Karatay sayesinde şeker testi yaptırmayan ilk gebeler yavaştan doğum zamanlarına yaklaştılar. Şimdiden suyu fazla, kilosu sorunlu bebekler tespit ediyoruz. Yakında doğmadan ölen, şeker problemi yüzünden sezaryenle doğması gereken ya da doğumda kolu sakat kalan bebekler de görmeye başlayacağız.


Şeker testi yaptırmamayı tercih eden anne adayları, bu tercihlerinin bilincinde olarak en azından kendilerinde şeker hastalığı varmış gibi diyet ve egzersiz yapmaları gerekiyor. Açlık ve tokluk şekerlerinin de sık sık ölçtürülmesi gerekiyor.”


Ülkemizde sağlık sistemi, her doktorun gebeyle özel olarak ilgilenebilmesi için pek müsait sayılmaz. Özellikle devlet hastanelerinde görev yapan doktorların testi yaptırmak istemeyen gebeleri yakından takip etmesi neredeyse olanaksız. Kendisi de devlet hastanesinde çalışan Dr. Semra Özer, “mevcut sistemde standart şeker yükleme testini yaptırıp takip etmekte bile zorlanabiliyoruz. Bir de ‘testi yaptırmayın ama beslenmenize çok dikkat edin, evde düzenli olarak kan şekerinizi ölçün’ dersek iyice imkansızlaşır. Ülkemizde zaten doktorlara duyulan güven ile ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Şimdi testi yaptırmayan birinde diyabet çıksa ve bu yüzden kendisi ya da bebeği zarar görse, suçlanan yine kadın doğum hekimleri olacak” diyor.


Karatay ise bu testin yaptırılmaması gerektiği konusunda ısrarcı: “Gebelik şekeri tabii ki çok tehlikelidir. Gebelik şekeri tanısını koyabilmek için illa birkaç kez şeker yüklemesi yapmak gerekli değildir. Gebelerin kanında yalnız ve yalnız bir kereye mahsus olarak insülin hormonu düzeyini öğrenmek yeterli olacaktır. 5IU/mL’nin üstünde değer bulunacak olursa, gebeye verilen sağlıklı doğal beslenme ve yaşama önerileri verilmesi yeterlidir. Olay bu kadar basittir.”



Aviva Jill Romm, Amerikalı bir doktor ve aynı zamanda uzman ebe. Hamilelik, doğum ve lohusalıkta kullanılan alternatif terapilerle ilgili yazdığı kitaplarıyla dikkat çeken Romm da, şeker yükleme testi yapılmasının anneye ve bebeğe zararlı olabileceği görüşünde. Ancak Amerika’da bu test yapılmadan önce verilen içecek olan Glucola’nın zararlı olduğunu iddia eden uzman, gebelik şekerinden korunmak için şu alternatifleri öneriyor:


  • Hamileliğin ilk haftalarında hemoglobin ölçümü yaptırarak – haftalarda şeker yükleme testini yaptırmaya gerçekten de ihtiyacınız olup olmadığını belirlemek,

  • Beslenme düzeninize çok dikkat edebilir, rastgele kan şekeri ölçümü yaptırarak durumu takip edebilirsiniz. Elbette bu ölçüm sonuçlarının ve gidişatın doktorunuzla birlikte değerlendirilmesi gerekiyor.

  • Jelibon testini deneyebilirsiniz! 28 tanesi yaklaşık 50 gram şeker içeren jelibonları yediğinizde de şeker yüklenmiş olursunuz ve testte standart olarak verilen Glucola’nın zararlı etkilerinden korunmuş olursunuz. Elbette Aviva Romm’un önerdiği, doğal içerikleri olan jelibonlar…

Ünlü kadın doğum uzmanı Michel Odent de testin yaptırılmasına şüpheyle yaklaşanlardan. Ancak her gebenin, zaten diyabet riski taşıyormuş gibi beslenmeye dikkat etmesi, kaliteli karbonhidrat tüketmesi gerektiğini de vurguluyor.


Gebelikte beslenme ve gebelik şekeri ile ilgili de çalışmaları bulunan Odent, testin güvenilirliğini sorguluyor: “Hamilelere verebileceğimiz tavsiye şudur: gestasyonel diyabet hastası olduğunu söylenen gebelere verilen tavsiyeler, bütün hamilelere de verilmelidir. İyi beslenmeden hareket ve egzersize kadar, bütün bir günlük rutini kapsayan değişimlerden bahsediyoruz.”


Bu konuda henüz yasal bir zorunluluk olmadığı için, karar vermek yine anne adaylarına düşüyor. Herhangi bir diyabet riski taşımıyor olsanız bile, şeker yüklemesi testi yaptırıp yaptırmayacağınıza bir uzmana danışarak karar vermenizde yarar var.



 seafoodplus.info   seafoodplus.info 


Küçük ya da büyük fark etmeksizin herhangi bir travma sonrasında yaşanabilecek ortopedik sorunların başında kırıklar geliyor. Bu kazalar bazen basit bir düşme olabileceği gibi bazen de trafik kazası gibi daha büyük yaralanmalar olabiliyor. Ancak nedeni ne olursa olsun kırıkların mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı  kırıkların doğru tedavi ile iyileşebildiğini ancak kırıkların ciddi yaralanmalar olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi. Sık karşılaşılan bu sorunla ilgili bazı yanlış bilgilerin olduğuna işaret etti.

 

“Eğer Hareket Ettirebiliyorsan Kırık Yoktur.”

Doğrusu: Hareket kaybının kırığın bulgularından biri olmasına rağmen kişinin ağrı eşiğine bağlı olarak travma sonrasında az ağrı duyan kişilerin hareket etmeye çalışmasının hasara neden olabileceğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı şu bilgileri verdi: “Vücudumuz, kırık durumunda ağrı mekanizmasını kullanarak hareketlerimizi kısıtlar. Hareket kısıtlılığının bir diğer sebebi de kemik yapısındaki bozulmaya bağlı gelişir. Özellikle eklem içi veya parçalı kırıklarda kemik yapının bütünlük kaybı nedeniyle hareket kaybı gelişir. Çatlak terimi ise ayrışmamış kırıkları ifade etmek için kullanılır. Hareket kısıtlılığı ve ağrı yakınmaları ayrışmış kırıklarda daha fazla olmakla beraber çatlaklarda da olabilir.”
Bu doğru bilinen yanlış bilginin yaratabileceği olumsuz etkilerin olabileceğine dikkat çeken uzmanımız Ayrışmamış bir kırık sıklıkla cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilebilir. Buna karşın önemsenmeyip üzerine yük verilmesi veya hareket edilmesi durumunda hastalar bu şansı kaybedebilir” diye konuştu.


“Kırık Durumunda Mutlaka Ağrı Vardır, Ağrı Yoksa Kırılmamıştır.

Doğrusu: Ağrı kırığın temel bulgularından olmakla beraber ağrının varlığı veya yokluğunun kırık için bir kriter olmadığını söyleyen uzmanımız şu bilgileri verdi: “Kafa karıştırıcı gibi görünmesine rağmen bu durum kişinin ağrı eşiği ile ilişkilidir. Ağrı eşiği yüksek kişiler basit kırıklarda ağrıyı göz ardı edebilmektedir. Stres kırığı gibi kronik travmaya bağlı gelişen yetmezlik kırıklarında da düşük düzeyde ağrı meydana gelebilir.”

Kırığın farkında olmadan ağrısız ya da hafif ağrıyla hareket etmenin ve tedavide geç kalınmaya da neden olabileceğini söyleyen uzmanımız sözlerine şöyle devam etti; “Ağrıyı az olarak yorumlayıp harekete devam edildiği durumlarda kırıktaki ayrışma miktarı artabilir. Bu da kolayca tedavi edilebilecek hastalarda daha karmaşık tedavi yöntemlerinin uygulanmasını gerektirebilir. Ayrıca kırığın iyileşmesi için hareketin kısıtlanması gerekir. Hareket ettikçe iyileşme periyodu uzayacaktır.”

Parmak Kırıkları Kendiliğinden Geçer, Doktora Gitmeye Gerek Yoktur.”

Doğrusu: Uygun tedavi edilemeyen parmak kırıklarında, şekil bozukluğu, hareket kısıtlılığı ve kavrama güçlüğü meydana gelebileceğini ve bu nedenle mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen uzmanımız, sözlerine şöyle devam etti:

“Kırıklarda kaynama sonrası fonksiyonel başarı kırığın yerine ve ayrışma düzeyine bağlıdır. El parmağı kırıklarında açılanma miktarı ve kırığın eklemde olup olmaması kritik öneme sahiptir. Özellikle eklem içi kırıklarda veya ayrışma gösteren parmak kırıkları kavrama güçlüğü, hareket kısıtlılığı ve kozmetik deformitelere yol açabilirler. Ayak parmak kırıklarında el parmaklarına kıyasla tedavi sonuçları daha yüz güldürücüdür. Bununla beraber kırık şüphesi varlığında tedavi gerektirdiği unutulmamalıdır.”

Parmak kırıklarında hastanın yaşının da çok önemli olduğuna işaret eden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji uzmanımız “Özellikle çocuklarda erişkinlerden farklı olarak büyüme çekirdekleri mevcuttur. Büyüme çekirdeği yaralamamaları uzun vadede deformitelere neden olabileceğinden çocuk kırıkları özellikle önemlidir” diye konuştu.



“Kırılan Kemik Eskisinden Daha Güçlü Olur” 

Doğrusu: Bunun da yanlış bilinen bir bilgi olduğunu söyleyen uzmanımız, “Kemiğin dayanıklılığı ile kırık sonrası kaynama hali arasında bir ilişki yoktur. Dolayısıyla kırılan kemik eskisinden daha güçlü olmaz” diye konuştu.


“Ağrı Sadece Kırık Bölgesinde Vardır”

Doğrusu: Travmayla birlikte kemik dokuda bütünlük kaybı meydana geldiğini ancak bunun yanında kırığı meydana getiren enerjinin yumuşak dokuda da hasar meydana getireceğini söyleyen uzmanımız, “Dolayısıyla ağrı sadece kırık bölgesinde olmayıp daha geniş alanda da hissedilebilir” dedi.


Basın Yansımaları: 

seafoodplus.info 

nest...

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.