gece terörü duası / Rahat uyku için dua, uyku duası, uykumuz nasıl gelir?

Gece Terörü Duası

gece terörü duası

Uykuda veya uyanık iken korkudan kurtulmak için özel duaları var mıdır?..

Değerli kardeşimiz,

Korku gibi şeylerden korunmak için dua etmek ve âyet ile hadis gibi şeyleri yazıp taşımak dinen caizdir. Abdullah bin Ömer Peygamberden (sav) şöyle rivayet etmiştir:

"Sizden biriniz uykuda korkarsa şöyle desin: 'Allah'ın gazab ve azabından ve kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve yanıma gelmelerinden eksikliği olmayan Allah'ın sözlerine sığınırım.' O zaman, hiçbir şey ona zarar vermez."

"Abdullah bin Amr onları temyiz çağına gelen çocuklarına öğretir, temyiz çağına gelmeyen çocukları için yazıp onların boynuna asardı." (Tirmizi, Daavat, 94)

Cinlerin insanlara “hangi şartlarda zarar verebileceği” konusunda ise, şunlar söylenebilir:

"Cinler, ehl-i imana, daha çok cünüplük ve hayız-nifas hallerinde; abdestsiz, namazsız hayat sürenlere de yine bu hallerde musallat olup, onları değişik şekilde ve değişik seviyede baştan çıkarabilir. İşlenen her bir günah, şeytan ve habis cinlere açılan bir kapı ve pencere durumundadır. Bilhassa hassas tipler, bozuk ruhlular, duadan ve dualıların atmosferinden uzak laubali hayat yaşayanlar, çabuk cinlerin tesirine girer. Tabiki cinlerin hayat sınırlarını ihlal ve besmele çekmeden evlerini ve yurtlarını işgalde cinlerden zarar görmede mühim faktörlerdir."

"Efendimiz (sav), bize pis yerlere girerken dua etmemizi öğretiyor ve onların bulundukları mezbelelik, çöplük, hamam, otluk, hela ve hatta kabirlerde namaz kılmamızı yasaklıyor. Evet Efendimiz (sav), helaya girerken “Allahüme inni euzu bike mine’l-hubsi ve’l-habais” dememizi öğretiyor, hayatımızın her safhasında dualı olmamızı, bu kabil zararlı oklara hedef olmaktan korunmamızı temin edecek bir kale ve kalkan sayılabilecek temiz muhitlerde bulunmamızı, temiz insanlarla düşüp kalkmamızı, dualarla bir atmosfer oluşturmamızı ve ibadetle korunmamızı emrediyor."

"Öyleyse, cinlerin her türlü kötülüğünden emin olmak isteyen, her şeyden önce günahlardan şiddetle kaçınarak, onların gireceği delikleri kapamalıdır."

"De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,
İnsanların hükümdarına, insanların ilahına,
O sinsi vesvesecilerin şerrinden.
O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
Gerek cinlerden, gerek insanlardan."
(Nas, /)

Gerek görünüp bilinen, gerekse görünüp bilinmeyen gizli düşmanlarımıza karşı okunan ve kendisiyle Allah'a sığınılan dua makamında bulunan ve "Muavvizat" denilen, Kur'ân-ı Kerim'in son üç suresi, yani "İhlas, Felâk ve Nas" sureleri, her derde deva niteliğindedir ve (deyim yerindeyse) bu üç sure, "Kur'ân eczanesinin aspirinleri"dir. Bu sebeple, bunlarla Allah'a sığınmalı ve gecenin karanlığından, şeytanların, cinlerin, büyücülerin, vesvesecilerin şerrinden bunlarla korunmalıdır.

Malumdur ki, büyünün tesir etmesi, kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumlarla, karamsarlık, evham ve şüphelerle de yakından ilgilidir. Felâk ve Nas Sûresi'nde ise bu noktalara işaretle, normal durumlarda olduğu gibi, insanın başına böyle bir hal geldiğinde de yine sadece Allah'a sığınması istenmektedir. Nitekim, Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:

"Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar." (En'am, 6/)

Mealini verdiğimiz, bu ayete göre; insanın her türlü tehlikeye açık olduğu, cinlerden ve insanlardan olan düşmanlarının gerek muhatap olduğu yaldızlı ve sihirli sözlerle, gerekse kitaplara dökülen ve asıl niyetlerinin ne olduğu bilinmeyen kurgu dolu yazılarla rahatça kandırılabileceğini görmekteyiz. Bütün bunlara karşı da, dinlediği kimseyi Allah adına dinlemesi ve işine O'nun adıyla, "Euzü-Besmele" ile başlaması gerekliğini, okuduğu kitapları da hak namına okuyup, hakikate dair mesajlar almak kaydıyla ve yine "Euzü-Besmele" çekerek okuması gerektiğini anlıyoruz. Çünkü şeytan, Allah namına başlanılıp bitirilen işlerde çok rahat parmak oynatamaz. Büyücülerin ve insanı kandırmak amacı güden bir kısım edebiyatçı ve felsefecinin kötü niyetleri de ancak bu yolla akim kalır. Yoksa bunların bu yollarla insanları aldatması, okuyucularını veya dinleyicilerini konunun ritmine kaptırıp büyülemeleri mümkündür. Zaten sapıtanların çoğu da böyle saptırılmaktadır. İşte, buna binaen, bu üç surede, önce İhlas Sûresi ile "Tevhid İnancı" telkin edilerek başlanması, Felâk ve Nâs Sûresi ile de Allah'a sığınılması istenmektedir.

Nitekim, Yazır, bu sureyi genişçe tefsir etmiş ve bu surenin tefsirini yaparken Kurtubi'nin Ebu Zer'den naklettiği ilginç bir hadis-i şerifi de nakletmiştir. Ki, bu hadiste Hz. Peygamber (asm.), "insan şeytanlarına" dikkat çekerek; "Sen insan şeytanından Allah'a sığındın mı?" (Hak Dini Kuran Dili, X /) buyurmuştur.

Kısacası, günlük hayatımızda dua ve ibadetlerimize dikkat eder, dualarla Allah'a sığınır ve gerektiği gibi yakın olursak, O’nun himayesine girer, büyüden ve büyüyü uygulayabilecek büyücülerden, habis ruhlardan korunmuş oluruz.

Bu çalışmayı yaptığım sırada, daha önceleri de merak ettiğim bir medyumla tanıştım. Arkadaşlarımın da ısrarıyla, bana bir bakmasını istemiştim. Suya baktı, cinlerini çağırdı ve onlara, bende büyü olup olmadığını sordu. Sonra, birkaç defa bir suya bir de bana baktı ve "Ne ile korunuyorsun?" diye sordu. Ben de "Nasıl yani?" diye karşılık verince, merakla, "Her gün ne okuyorsun?" dedi. Bunun üzerine, "Ne oldu ki?" deyince, bana, "Size pek çok kere büyü yapılmış ama tutturamamışlar. Eğer bunları özel bir dua ile korunmayan, normal bir insana yapmış olsalardı, şimdiye çoktan işi biterdi!" dedi. Ben de her gün mutlaka "Cevşen'ül-Kebir" okuduğumu ve namazlardan sonra da sünnete uygun dua ve tesbihatlarımı yaptığımı söyledim.

Bu durumda, tedavi olmak için, habis ruhlarla ilişki kurup yanlış işler de yaptığını bildiğimiz büyücüler yerine, doktorlara ve tıbba müracaat etmek gerekir. Dua ile yapılacak tedavilerde de, Resulullah'ın (asm) tavsiye ettiği dualara, ayrıca, Kur'ân'dan örneklerini verdiğimiz dualara başvurmak gerekir. Efendimizin (asm) kendisinin de yaptığı, Hz. Âişe (ra)'den rivayet edilen şu tavsiyeye uymak da en doğru davranış olur;

"Hz. Peygamber (a.s.m.), yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ( Felak ve Nas sureleri) ve Kul Hüvallahu Ehad'i okur, ellerini, yüzüne ve vücuduna sürer, bunu da üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman, aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi." (Buhari, Fedail-ul Kur’an 14, Tıbb, 39)

Hz. Peygamber (asm.), hastaları, tedavi etmek için büyücülere göndermemiştir. Ya tıbba havale edip hekimlere göndermiş, ya da Kur'ân ve sünnet eczahanesine göndermiştir. Böylece evrensel şifalardan faydalanmasını istemiştir. Hem zaten Yüce Allah, Kur'ân'ın, müminler için bir rahmet ve bir şifa olduğunu bildirmiş (İsra, 17/82), manevi dertlerimiz için başvuru kaynağı olarak da Kur'ân'ı göstermiştir. (bk. Şibli, Cinlerin Esrarı s; Arif Arslan, Din ve İnançlara Göre Şeytan ve Cinler, Nesil Yayınları, Nisan )

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

'uyku Terörü Sırasında Çocuğunuzu Uyandırmayın'

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Sanırım kızıma karabasan geliyor :((((((((((

Karabasana inanıyorum ve çocukluğumdan bu yana yaşarım,nedenini seafoodplus.info odam da asla bir kırıntı olmaz,asla birşey yemem,yatağa girdiğim kıyafetlerimle asla evin içinde dolaşmam o yüzden yataktaki kırıntı olayı benim için geçerli değseafoodplus.infoe herkes önce onu söyler ama neden olduğunu bulamadım ve bu konuda yardım almayı da düşüseafoodplus.info okuyup yatsanız da oluyor,siz kızınız için okumuşsunuz yatmadan,ben kendim için okurdum ama yinede olurdu.O şeyi yaşadığımda dua okumak da da zorlanırdım ama nas suresine başladığım da sonuna gelmeden ellerimi hareket ettirmeye başlardım.Nas suresinin anlamı: De ki;İnsanların kalbine vesvese sokan,pusuya çekilmiş cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine,insanların ilahına ve insanların melikine sığınırım.
Karabasanda vücudunuzun hiç bir yerini hareket ettiremiyorsunuz yani ayağa kalmanız falan mümkün değil,bağırıyorsunuz ya da bağırdığınızı sanıyorsunuz ama sesiniz çıkmıyor sizi kimse duymuyor.Kızınızı ayakta görmüş ya babası, karabasan da kalkması mümkün değil ancak sonrasında kalkabilir ama o yaştaki bir çocuk da ancak yorganın altına girer ayağa kalkamaz o korkuyla ben eşim yanımda olduğu halde yorganı öyle bi çekiyorum ki seafoodplus.infoırken bile ürperdim.
Size yardımcı olacak şeyler yazamadım ama umarım bu sorunu çözersiniz.

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir